28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 MART 1989 KÜLTÜRYAŞAM KİM KİME D U M D U M A BEHİÇ AK itkiyorvm. Tabvrtne rapHye aakk.ahbnmn athna çahrpaf CUMHURÎYET/5 , Arnvda kalkyorum, Öudakbnrr» b "Meraklısı tçin Bir Hikâye" adlı tek kişilik oyun, önümüzdeki günlerde Harbiye Şehir Tiyatrosu'nun Cep Tiyatrosu'nda sahnelenmeye başlayacak. Biraz Sait Faik'in öyküleri, biraz hakkında yazılanlar, biraz da kendisi. Koper, 8 yıl sonra ilk kez Şehir Tiyatrolan'nda oyun sahneliyor. ANNA TURAY Keresteci Faik'in oğlu, Abasızoğullarından Mehmet Sait Abasıyanık, yani Sait Faik... Lodosta denizi, sinağrit babayı ve dülger balığım, Hristo'nun sandalım, Tahir'in martısını, bar kızı Melahat'ı, yalnızlığjnın adasını anlatan Sait Faik... Hikâyesi, mart ayımn ikinci haftasından başlayarak Harbiye Cep Tiyatrosu'nda anlatüacak. "Meıakiısı İçin Bir Hikâye", biraz Sait Faik'in hikâyeleri, biraz onun hakkinda yazılanlar, biraz da Sait Faik'in kendisi. Yazan ve Sait Faik'i canlandıran Savaş Diıtçel, sahneye koyan isc Macit Koper. Sait Faik denince benzer imgeler belirir pek çoğunun kafasında. Macit Koper'inkinde çok uzaklara giden bir sandal imgesi var. Sonra martı, çok uzaklarda görunen bir ada, Sait Faik'in de üstünde olmadığı, kendini gizlediği bir ada imgesi... Savaş Dinçel ise "Ben Sait Faik'i hep pencereden göniyonım" diyor. "Cçüncu kattayım. Pencereden sokağa baktığımda elektrik direğinin altında lers bir ışıkta dnran, yalnızca silüeti göriinen bir adam var. Ben baktığım zaman gidiyor. Aslında orada dururken benim olduğunı yerde, içeride olmak istiyor, ama geleıtıiyor. Çok utangaç. Sait Faik hep dokunaklı bir iusanmış gibi geliyor bana." Savaş Dinçel, "Öyle Bir Hikâye"den yola koyulmuş. Hani Sait Faik'in, dostu Pakize*yi vuran Hidayet'i, alıp paltosunun cebine; dikişlerinden yağmur ginniş, sabah yediği simitin susamlan kokan cebine sakladığı, Fatih Parkı'nda yatan adamla, "böcül böcül" bakan sokak köpeğiyle, Yahudi karısının arabacı zaraparasıyla konuştuğu o hikâyeden. Sonra öteki hikâyeleri yeniden okumaya başiamış. Sait Faik'in yalnızca martılardan, balıklardan ibaret olmadığım, derinliğini keşfetmış. "Öyle Bir Hi Meraklısına Sait Faik Yazan ve oynayan Savaş Dinçel, sahneye koyan Macit Koper kıl, plastik şişeler gibi çeşitli malzemeler var yanıtlarda. Macit Koper, Sait Faik'in giderek daha çok kendi "adasında" yaşadığım, yaşamında, yazdıklarında hep "yalnızlık" molifinin öne çıktığım vurguluyor ve bu motifin "tek kişilik oyun" biçimiyle çakıştığını, uyuştuğunu sözlerine ekliyor. Tek kişilik oyunun bir başka tadı olduğunu söylüyor Koper: "Başka bir cins ilişki var seyirciyle. Oyunda ille de Sait Faik'i anlatacağız demiyorum, ama onun aracılıgıyla seyirciyle başka bir tur ilişki kurmaya çalışacağız. Daha çok meselemiz oyuncunun, yönetmenin, dekoratörün, ışıkcının sonınlannı oyun bovunca tarüşmak, oyun biçiıninde tartışmak. Çok kişili O)unlarda ilişki, sahnedeki kişilertc salondaki kişiler arasında gelişir. Tek kişilik oyunda bunun boyutlarından birini kaldırmak söz konusu. Sahnede birtakım kişilerle ilişki >ok. Oyuncu belirli birtakım ilişkileri, çelişkileri kullanmak için kendi kendini kullanmak durumunda. Çok kişili oyunlarda oyuncu bir role girerken, kendisiyle rolıi arasındaki ilişkileri ya da çelişkileri sahnede bir surü kişilikle çarparak bulur, aktanr. Oysa tek kişilik oyunda bülün bunlan lek başına, bir sıiru defa çarparak seyirciye kendisi iletmek durumundadır. Bu da ojunculuğun guzel yanlanndan. yaşanması gereken deneyimlerinden biri." Sonra, ^ d ofmaya karar "nçdtn bma H Ondtfa hiç uncı dk yok P I K N I K PİYALE MADRA Kepn, Dtaçti «• rol ariutofi Macit Koper'in (arkada) yönettiği "MerakŞehir Tiyatrolan'ndaki gorevinlısı İçin Bir Hikaye"de Savaş Dinçel (önde) tek kişilik bir oyun oynuyor, ama den 1980 yılında 1402 sayılı yasa sahnede yalnız değil Sahneyi paylaştığı rol arkadaşı, ikinci Oönya Savaşı'n gereği uzaklaştınlan Macit Koper, dan kalma möbleli kocaman bir radyo. (Fotoğraf Yıldız Üçok) tam 8 yıl sonra ilk kez bu kuruırt HIZLI GAZETECİ \ECDET $EN kâye", Sait Faik'in kendisini anlat onun duııyasıran hangi imgelerle için oyun sahneliyor. Tiyatroya ara verdiği bu uzunca süreyi sinematığı öteki hikâyeleri, dergilerde çı yer aldığını belirlemek amacıyla kan makaleleri, mektupları, hak minik bir anket yapmış. Üç soru da değerlendiren, "Anayurt Otekında yazılanlar derken "Merak sormuş Koper: "Sait Faik enstrü li"ndeki Zebercet roluyle büyük lısı tçin Bir Hikâye" oluşmuş. Sa man çalsaydı, hangi enstrüman başarı kazanan sanatçı, kendisini vaş Dinçel, Macit Koper'e telefon olurdu bu?", "Hayvanlar âlemi her şeyden önce bir tiyatrocu olaaçıp "Sait Faik'i sever misin?" diye içinde yer alsaydı, onu nasıl bir rak gördüğünü itiraf ediyor. "Tısorunca, Koper de kendini hikâ hayvan olarak düşünürdünüz?", yatro defteri yeniden açıldıgına "Hejkelini yapmak isteseydiniz göre bundan sonra sinemayla biryenin içinde buluvermiş. likle nasıl yüriitmeyi diişüniiyorHarbiye Şehir Tiyatroları'nda hangi malzemejle yapar, nereye sunuz?" sorusunu ise şoyle yanıtki Cep Tiyatrosu'nun sahnesinde koyardınız?" lıyor Macit Koper: "Tiyatroda da İlk sorunun yanıtı oldukça çeprova yapıyor iki sanatçı. Savaş sinemada da bugiine kadar hep Dinçel, tek kişilik bir oyun oynu şitlilik göstermiş. Ud, ney, flüt diiçinde olunmaması gereken şejteyor, ama sahnede tek başına de yenlerin biraz daha çoğuniukta olrin içinde olmamaya çalıştım. Sağil. Cep Tiyatrosu'nun küçücük masına karşın Savaş Dinçel yine nıyorum bu, benim )aşamımda de "Sait Faik deyince benim kusahnesini paylaştığı rol arkadaşı, daha önce de yaptığımı duşundıi2. Dünya Savaşı'ndan kalma, lağıma laterna sesi geliyor" diyor. ğiim şeyi daha joğun bir biçimde möbleli, kocaman bir radyo. Mar "Hangi bayvan?" sorusunun yayapmamı sağlayattk: 'Seçim.' Titının, denizin, uzaktan geçen ta mtında herkes buleşmiş: Mart\ ve yatroda da sinemada da ayn ayn ÇtZGtLÎK KÂMİL MASARACI kanm sesi, tüm efektler bu radyo balık. Heykelinin bir adaya, onun içinde olmam gerekenle, olmanun içinde geliyor. Radyo, Sait Fa yasadığı Burgaz Adası'na dikilmemam gereken işlerde daha nıhat, ik'in dışındaki dünya gibi biraz. si konusunda da hemen herkesin daha kesin. daha kendi dunya göMacit Koper, oyunu sahneye düşüncesi ortak, ama kullanılacak rüşüme yakın seçimler yapabilimalzemede değişik görüşler ileri koymadan önce çevresindeki inria." sanların belleğinde Sait Faik'in ve sürülmüş. Taş, ahsap, kum ve ça O laZl "YAP* PİİB Mi 1 cHVeRp)M •? YAtilNA YARDtMCI \ İSTBPM..AL ÇAU$T,R JSTE .. Mustafa Ata sergisi )/\K Kiiltür Servisi Mustafa Ata kişisel resim sergisini Harbiye Garanti Sanat Galerisi'nde actı. Halen Mimar Sinan Üniversitesi'nde öğretim üyeliği görevini sürdürmekte olan Ata'nın sergisi 24 mart tarihine kadar sürecek. 1945 yılında Trabzon'da doğan Mustafa Ata, 1971 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölutnil Adnan Çoker Atölyesi'nden raezun oldu. Sezer Tansug sergi broşüründe, Mustafa Ata'nın resimlerindeki figüratif devinimin kapalı duzenlerin agır devingen UişkUerini yansıttığını belirterek "Mustafa Ata, figiiratif yenilenme sürecinin 80'li yıllara restlayan ucüncu kademesinde yer almakta ve ilgi çekici güçlü figür üslubunu, dış etkilerin işgaline uğramış göriinen yeni ekspresyonist yaklaşımlann dışında tutabilmeyi başarmaktadır" diyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA\ d§\ çev&e açsm İP riHHIfSMfSI tmlpilllllr ' " Alian'ın Nişantaşı'ndaki Galeri BM'deki kişisel resim serçisi sü•V U M I i y a y a y u i b U I U I V ^ varoluşçuluk ve yaşamın sanatla anlam kazanSe|irtl N i i n ması duşuncesine dayanan birikimiyle iç dunyasını. coşkulannın ve davranışlarının kaynağını araştırmaya çıkıyor. Altan, sanatı için kendi kendini tanımanın zengin bir kaynak oluşturduğunu söylüyor. 2 6 1 1 Gizli faşizme acımasız eleştiri Bernhard'ın acımasız toplum eleştirileri ve insanlararası ilişkilerde yatan Bernhard'ın bu ve başka oyunları acımagizil faşizm sergilemeleri yüzünden, içinde yaşadığı toplum tarafmdan itici sız toplum eleştirileri ve insanlararası ilişkilerde yatan bulundu. Ünlü Avusturyalı yazarın yaşamı, oyunlannda sıkça karşılaşıldığı de yaşadığı gizil faşizmi sergilemeleriyle için TARİHTE BUGUN MÎJMTAZ ARIKAN toplum tarafından itici bulundu. gibi ansızın ve beklenmedik bir ölümle noktalandı. Hatta doğrudan eleştirileriyle bazı bazı nefAYŞIN CANDAN 1931 doğumlu Avusturyalı tiyatro yazarı Thomas Bernhard öldü. Yazarlığa 60'h yıllarda başlayan, 70'lerde .Mmanca konuşulan ülkelerde tanınıp 80'lerde süratle uluslararası bir üne kavuşan yazarın yaşamı, yazdığı tiyatro oyunlarında sıkça karşılaşılan türden ansızın ve beklenmedik bir ölümle noktalanmış oldu. Duzyazı yapıtlarıyla çağdaş Alman yazırunın önde gelen adlanndan biri olmasının yanı sıra Thomas Bernhard, asıl uluslararası ününü tiyatro oyunlarıyla yapmıştı. Buruk, acılı yaşam gorüntüleri sunan oyunları, kapalı varoluş biçimlerinde kendi kendilerine uyguladıklan tutsaklık halini yaşayan kişileri anlatır. Oyun kişileri genelde az sayıdadır. Dolayısıyla bunlar oyuncudan büyük virtüözluk isteyen roller olarak belirir. Son yıllarda çok usta oyuncular ve görkemli sahnelenişlerle Batı tiyatrosunda Bernhard'ın oyunlarından pek söz edilir olmuştu. tlk oyunu olan Ein Fest fiir Boris (Boris tçin Şenlik) (1970), tekerlekli sandalyeye tutsak kişiler arasında geçiyor. Varlıklı ve "iyiliksever" bir kotürüm kadın, evinin yakınındaki sakatlar yurdundan Boris adlı biriyle evlenip onu evine almıştır. Bakıcısı Johanna ile Boris'e sürekli emirler yağdırarak onları bir tür işkence içinde yaşatmaktadır. Boris'in doğum gününde komşu sakatlar yurdundan sakat konuklar çağrıhr. Konuklar, Johanna'mn da bacaklarını bağlayıp kötürümlüğü oynadığı bir şolende ağırlanır. Şölen sonunda konuklar veda ederken Boris'in sofrada ölmüş olduğu anlaşılır. 1980'de oynanan Vor dem Ruhcstand'da (Emeklilikten Önce) ise Himmkr hayranı yaşlı bir yargıç, her yıl yaptığı gibi villasında sevgili generalinin doğum gununü kutlamaktadır. Ancak kuüama günü için giydiği Nazi üniforması içinde kalp krizi geçirir. Doktor çağırmadan önce uniformarun çıkartılması gerekir. Bu sırada yargıç olur. Bu grotesk olaylar sırasında öğreniriz ki yargıç, tüm ömrünü N'azilerin iktidarda olduğu eski güzel gunlerin özlemi içinde, biri savaşta kötürum kalmış, diğeri ise evin bakımım ve saf ırkın korunması amacıyla ağabeyinin yatak arkadaşlığını üstlenmiş iki kız kardeşiyle birlikte geçirmiştir. ret uyandırdı, skandal oluşturdu. Fakat kuşkusuz en çok yankı uyandıran oyunu 1985 Salzburg Festivali'nde ilk kez oynanan, geçen sonbahar Paris'te büyük başarı kazanan "Der Theatermacher" (Tiyatrocu) oyunu oldu. Çekilmez ölçude kendini beğenmiş bir sanatçı kahramanın çevresinde dörıen oyun, bir kişisel faşizm portresi çiziyordu. Insanlık ve evren üstüne karanlık bir vizyon sahıbi olan yazann oyunları sahnede şen, hoş, tatlı görunümler seven orta sınıf tiyatro seyircisine elbette itici geliyordu. Bu yüzden kimilerince dahi olarak alkışlanırken, kimilerince de istenmeyen kişi ilan edildi. En buyük tutkusu gerçeği yakalamak, gerçeği söylemekti. Ödünsüzdü. "Sahici" olmaktan hiç vazgeçmedi. "Tiyatro"cu oyununda baş kişisine söylettiği gibi: "Benim komedim yüce sanattır / Gizem satıcmğı değil / Biranlamda ben bir / Hakikat fanatiğiyim," diyordu. Yaşamı boyunca Thomas Bernhard'ınki çelişkili bir varlıktı. Müzik öğrenimi görmüştü. Artaud ile ilgilenmiş, Artaud uzerine bir tez yazmıştı. Yapıtlarında olağanüstü bir dil anlayışı vardı. Duzyazılannda, diyaloglarında şiir niteliği göze çarpıyordu. Alman dili yazınında büyük bir yazar olarak yer almış, buna karşılık kendi ülkesinde sevilen bir yazar olmamıştı. Yaşamını kırsal bir yörede, Avusturya'nm kuzeyinde Öberösterreich bölgesinde sürdıirüyor, kendine verüen ödülleri pek kabul etmiyordu. (En son Fransızların Medicietranger ödülu ile değcrlendirilmişti). Oyunlarındaki kişiler gibi kapalı bir varoluş biçimi seçmişti. Ölümü de vasiyeti uzerine toprağa verilmesinden birkaç gün sonra kamuya açıklandı. Son bir kuskünlük belirtisi olarak, yazdıklarının Avusturya'da yayımlanmasını istemiyor, bütun haklannı Alman yayıncılara bırakıyordu. Tıyatro yazan Thomas Bernhard oyunlarındaki gibi ansızın öldü 4 Mart Mun» n b n h I tm B.mu d Et.r, 0(6<ıcr> (fM. Mmda. T S. F). I UUSAVUHGK LES PLUSBEUİS CARRlfeRES L'ECOLE de NAVIGATION 19ctZl, KM VSta, PAMS (CTIF) rOVS PRLPAKtRA SVR flACE OU FAK CORRESPONDANCE T. S. F. ı Arafc. ItUt P. T. T.. « t tcAa ât S.u,OfSocı, (ftl. O«rin«. T S F. lmp*ratrict 4» RMMI* NICE ı St, U m r i İ (M 1938'Oe SUGÜN, OEMıZCtLikL VE HAl/ACIUZĞÎ APr/GAN &/£ OK.ULUH fi£KLAMl SASIUtNM yAYlMLAüMIÇTI. DENİZ V£ HAVA ASKBRl OKULLAK/UPAN YARAIZLANA HAK YERİUPE VEYA YAZ.IÇMA YOLUYLA EĞİTİM VeSEM OKUL, ASKEBİ DENİZCJ', UAVACI \&YA TİCAgt P£NİZCİ YETrŞTieAIEKrErDt. SOZ KONUSU OkuL, GÜVEZTE ASSUSAYI, TEICNtSYEN, BLBKTRlKÇI, PENtZCı,MÜHENOi£ YETİŞTİRİYOR.PİLOT BUISSLARl VE&İYOR&ll. MEIZICSZİ PARlS'TE OLAN OICULUN NlCE'TE PE 8ıR ŞUgBSİ gÜUJNMAia~AYDI. H. DÜNYA SAI/AŞt ÖNCESl, FgANS(ZLAR.,6EUÇ£ti OEMIZ VE HAYACILIK TEtCNİ*X££lfJE UYSUN EL£VlANLAg YETrŞTieUEK İÇİN ÇAŞA HA&ClYOZ&U. DEN/ZCJLER. HAVACILAR.. 60 YIL ÖNCE 4 Mart 1929 tarafından tevzı edilıniştır. Mezun gençlerden Saını ve muallimlerden Vahiı Beyler larafından bırer nutuk iral edildikten sonra davetliler ınukeüef bir bufeden nevaleçin olmuşlardır. Çay esnasında talebeden iki genç larafından bazı parçatar çalınmıştır. Dun akşam da akademınin yıl dönümunu tesit için biı balo verilmisıir. ıslılahlarının "C" harfine kadar olanlan Darulfünuna gönderilmistir. Lugatlar, fakiiltelerin alakadar müderrislerine tevzi edıhniştir. Bunlar 15 marta kadar tertip ve tesbıt edilerek dil encümenine gönderileceklır. Guzel Sanatlar Akadeınisinden ve Ticaret mektebinden birer delegenin iştirak edeceği Darülfunun tnerkez komisyonunda, bu iki mekıebe ait ısulahlar da diğerleriyle beraber müzakere edilecektir. ısmınde bir Fransız sırketine devreımiştir. Fakat şirketin kazanç vergisini vermediği hükümete ihbar edilmiş olduğundan aleyhine dava ikaıne edilerek 400 bin lira lalep edilmişıır. Bu paranın lasfiye kanununun 55 inci maddesi mucıbince tahsiline başlanmıştır. Güzel Sanatlar Akademisi OlkesİM kuskte 6htt Acımasız eleştirileri ve ödünsuz kişilıği yüzünden ülkesi Avusturya'da sevilen bir yazar olmayan Thomas Bernhard, son bir 1 kuskünlük belırösı olarak, yazdıklarının Avusturya da yayımlanmasını ıstemedi, bütün haklannı Almanya'daki yayıncılara bıraktı. Guzel Sanatlar Akademisinin 47 inci yüdonümu dtin akademide yapılan merasimle tesit edJlmiştir. Merasimde Vali vekili ve Şehremini Muhitlin, Maarif Etnini Behçel, Cevdet Kerim Beylerle şehrimiz maarif erkanı ve meklep müdur ve mualümleri hazır bulunmuşıur. Evvela ressaın talebeden Zahide Hanım bir nutuk irat ederek hazır bulunanlara teşekkür elrıuş ve akademınin son beş sene zarfında gösıerdiği Darülfunun Emini Seseı Öıııer tekemmülun Buyuk Gazinin Bey söz kıtabı hazırlıkları eseri himmeti olduğunu hakkında dün bir zikreımişlir. Bundan sonra bu muharrinmize şu ızahaıı sene mezunlarının vermistir: şahadelnameleri Vali Bey ' Türk söz kilabının ilını Neşet Otner Beyin beyanatı Ankara palas VNKARA Hutıin >KI.I1.IRI:I tıKf.rn, MC.II Barııl inhisar şirketi Banıı ve mevadı infilakiye inhisannı idare etmekte olan ştrket bu inhisarı Meneliı *ıı\ u. k.il,»rıfcri \aı\1ır I luııi I'anvoltı arumnunUr ıVl.ılann ffcıtı: 0J«|n \c 12 linı*iır. Vnu^kaıı b:ırı. ı»rlce*tra, crktk ve l. '<hnİ3r.ı mah<u~ JKTI. k.ir a!n"t', v'.ını.ı^ırn ifH'. ^.ip.r. uM ı. kııf ıi*ham\ v tfıMi \ u' ı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear