Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 MART 1989 CUMHURİYET/13 Diana'nın yeni portresi Prenses Diana'nın bu portresi ünlü İngiiiz fotoğrafçı David Bailey tarafından çekikli. Londra'daki National Portrait Gallery'de sergilenen fotoğraf buyük beğeni topladı. (Fotoğraf: AP) Ttip bebekte üçüncü merkez ANKARA (ANKA) Türkiye'nin üçüncü tüp bebek merkezinin de faaliyete geçirilmesine ilişkin çabalar yoğunlaştı. Ege Tıp Fakültesi ve Ankara Doğumevinden sonra Hacettepe Üniversitesi Hastanesi de Türkiye'nin üçüncü tüp bebek merkezi olarak faaliyete geçecek. Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulan aile planlaması ve inferlilite (kısırlık) araştırma ve uygulama merkeanin yönetmeliği Resmi Gazete'de yayınılandı. Kurulan raerkezin başkan: ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi KadınDoğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Kısnısçı, merkezdeki tüp bebek çahşmalarının mayıs ayı sonlanna doğru başlayabileceğini söyledi. Çevik'in adamına hapis tZMİR (Curahuriyet Ege Biirosu) Halen Yiınanistan'da tutuklu bulunan Turan Çevik'in hayali ihracat yaparken birlikte hareket ettiği Borak Sagmaa, 9 yıl 2 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Antalya hayali ihracat davasından yargılanmakta olan Sağman ile birlikte yargılanmakta olan diğer sanık da Izmir DGM'ce aynı cezaya çarptırıldı. Dünkü yargılamada, daha önce sonuçlanan Antalya hayali ihracat davasının sonradan yakalanan sanıkları hüküm giydi. Halen Istanbul'da tutuklu oidukları için tzmir'e getirilmeyen Lütfi Çalışkantiirk ve Burak Sağman'ın gümriik çıkış beyannamelerinde ihraç edilecck malları değerinden çok ytiksek gösterdiklerini belirten DGM savcısı, sanıklann 1918 sayılı Kaçakçılık Yasası uyarınca yargılanmaJarını istedi. P a r i c f o r ı i î n p c ^us son otuz vılın en SK3k bahannı y* • a i l O I G y u ı l v 9 ş ı y o r ^ ^ m ortaiamalannın çok uzerinde seyreden ısı ve gökte partayan güneş sayesinde Parisliler Seine nehrinin kıyısında hoşça vakjt geçirdiler. (Fotoğraf: AP) lacağı acıklanan. "gençlik kurultayı" ile ılgıli olarak öğrenciler istanbul'da hazırlıklara başladı. Kumltayın giderleri içın gerekli olan 7 mılyon lirayı bir araya geürebılmek için öğrenciler kıtap, kart satışı yapıyorlar. Bağış topluyorlar. İ.U. merkez binasında dün saat 12.00 sıralannda' satış standlarım" kuran basın yayın yuksekokulu öğrencileri, satışı hukuk, ıktısat ve siyasal bilgiler fakültesi öğrencılerinı de temsil ederek gerçekleştirdiklenni belirttler. 1516 nısan arasında yapılacak 'gençhk kurultayı" ıçın ülke çapında heröğrencı demeğınin 100 bin lirayı bır araya yetirebilmesi gerektığı bildırildi. (Fotoğraf: Nihat Halıcı) Kurultaya hazırlık Ülke çapındaki tumveöğrenci demekterinın kattlacağı Ankara'da yapı Yüzde 22 ile Iktidar Olunamaz! (Baştarafı 1. Sayfada) DlSRASIN HABERLERİN DEVAMI ANAP Meclis Grubu'nda, parti yönetiminde, artık hiçbir şey olmamış gibi devam edilemeyeceğinin farkında olan sağduyu sahibi politikacılar vardır. Bunların bir bölümü açıkça seslerini yükseltmeye başlamışiardır. Ayrıca "hanedan...", "tekkişiyönetimi...", "yolsuzluklar...", sesini yükseltmeye başlayan parti içi muhalefetin odaklandığı noktalar olarak dikkati çekiyor. Acaba ANAP lideri bu sesleri duymazlıktan gelmeye devam edebilir mi? Bir süre için belki... Belki diyoruz, zira bu seslerin gittikçe daha gürültülü çıkacağını gösteren tüm işaretler ofta yerdedir. Grup ve parti kaynamaktadır. Bu öurumun böyle gidemeyeceği görüşü yaygınlaşıyor. Başbakan Özal, dünkü grup toplantısında erken seçimi ilk kez telaffuz ederken şöyle demiştir: "Işimize gelirse, lehimize gördüğumüz zaman erken seçim yaparız." Bu sözler, kuliste, ANAP liderinin de erken seçimin kaçınılmazlığını görmeye başladığı, partiyi toparladıktan sonra bu yola gideceği şeklinde yorumlandı. Bu tür yorumların ne ötçüde gerçeği yansıttığını bilemiyoruz. Şimdi özal'ın ANAP Meclis Grubu'ndaki "seçim korkusu" üzerinde oynamaya çalıştığı, böylece grubu bir arada tutmayı amaçladığı söylenebilir. Özal, hükümet ve ekonomi yönetiminde radikal değişiklikler yaptıktan ve örneğin enflasyonu aşağı çekmeye başladığını gösterdikten sonra, bir yıl içinde erken seçime gidebilir mi? Böyle bir zamanlamaya soluğu, siyasal gücü yeter mi? O zamana kadar ANAP grubunu bir arada tutabilir mi? Parti yönetiminde kendisini artık bir yük olarak gören ve bu nedenle hükümetten desteğini çekebilecek ANAP milletvekillerinin sayısı nedir? Öyle sanryoruz ki, morali bir hayli bozuk olan Sayın özal, şimdi bu soruların karşılıklarını da duşünöyor. Her şeyden önce şimdilik ANAP liderinin serinkanlı bir değerlendirme yapabilecek bir ruh hali içinde bulunduğu konusunda kuşkularımız var. Nitekim SHP lideri Erdal İnönü de dün kendisiyle sohbet ederken, Özal'ı "sakinleştirerek yola getirmek"\en söz etti; sükunetle düşündüğünde halkın iradesine özal'ın da saygılı davranma ihtimali olduğunu söyledi. Sayın İnönü'nün serinkanlı ve ince alayla bezenmiş bu tutumuna karşılık, DYP lideri Demirel'in, Başbakan Özal'a dönük yaklaşımı son derece sert. Kendisini dün sabah Meclisteki grup toplantısında dinledik. Her cümlesi sanki bir el bombası gibi özal'ın saflarında patlıyordu. Sayın Demirel'in bu tutumunun haklı yanları bir başka yazı konusudur. Boylesine bir patlamanın anlaşılır çizgilerini, 1980 eylülünden bugüne uzanan zaman kes/ti içinde görebilmek zor degildir. DYP liderinin şu sözierindeki gerçek payı açıktır: "Bu millet seni yüzde 22 ile iktidar olarak sırtında taşımaz. Millet daha fazla gaJeyana getiritmemelidir. Kendisi isterse gelir, isterse gidermiş... Sen bunu şaka mı zannediyorsun? Bunu biryenilgi saymayacaksın da neyi sayacaksm! Yoksa budabir zafer mi? Bunlann adı artık üçüncü parttdir. Bir ülkede üçüncü partiden iktidar olur mu?" Olmaz! Bu sorunun bir başka karşılığı yoktur demokrasiierde. Eğer bu rejimin adı demokrasi ise boylesine büyük bir seçim yenilgisinden sonra bir erken seçime gidilir. Milli iradeye saygı ancak bu yolla gösterilir, başka yolu yoktur. Eninde sonunda bu yol açılacaktır. Yüzde 2122 oyla, Meclisteki sandalyelerin yüzde 65'ine sahip olunamaz; ülke azınlık iradesiyle yönetilemez. Makul olanı erken bir genel seçimdir. Muhalefet buna işaret ediyor. ANAP'taki sağduyu sahibi siyaset adamları da böyle düşünüyor ve bu düşüncenin zaman içinde daha çok taraftar bulması bekleniyor. Demokrasinin, demokrasilerde politika oyununun belirli ilke ve kurallan vardır. Bunların bazıları yazılıdır, bazıları yazısız. Bunlar görmezlikten gelinerek siyaset yapılamaz. 26 Mart, herhangi bir tarih ve herhangi bir seçim degildir. Gerekli dersleri Sayın özal demagoji ve polemiğe sapmadan çıkartmalı ve gereğini yapmalıdır. Özal'ın 'devanf karan şaşkınlık yarattı Dış Hsberter Servisi Türkiye"deki yerel seçimlerin sonuçlan ve Başbakan özal'ın "göreve devam" karan Batı basınında dün de geniş şekilde yer aldı. Yabancı gazete, dergi ve haber ajansları, haber ve yorumlannda Türkiye1 deki son siyasi durum ve önümüzdeki döneme ilişkin çeşitli göruşlere yer verdiler. Bonn'dan Llya (jçer'ın haberine göre Federal Almanya'da yayımlanan muhafazakâr FAZ Gazetesi, "Özal'ın hayalleri tümdyle söndii. Sonbabarda cumhurbaşkanügı sandalyesine otunna nıyalarından artık isler istemez vazgeçecek" derken, Die Welt ve Frankfurter Rundscbau gazeteleri ise "sağ oy potansiyetinin güçlülüğüne" dikkat cektiler. Bu gazetelerin yorumcuları, muhafazakâr oylann artık Demirel'e kayacağını tahmin ederken, Stadtanzeiger gazetesi yorumcusu Gerd Londra'dan Edip Emil Ö>men i Höhkr de "İnönü ve Ecevit'in cidin haberine göre İngiiiz The Gudi bir isbirligine gitmeleri gerekardian Gazetesi, "Ozal pataklantigini" yazdı. masına ragmen görevde kalıyor" Paris'ten Sabctay Varol'un ha başlığını kullanırken, "SHP'nin berine göre Le Monde Gazetesi, kendisinin bile bu kadar oy bekdün öğleden sonraki başyazısını lemedigini", DYP Genel Başkanı Türkiye'deki yerel seçim sonuçla Süleyman Demirel'in "etkileyici rına ayırdı. "Bay Özal'a Agır bir geri döniiş yapöğııu" yazdı. InDarbe" başlığı taşıyan yazı, dependent Gazetesi, "Öwü, yerei ANAP'ın gerüeme sürecinin 1986 seçim felaketinden sonra görevden kısmi secimleriyle başladığına işa aynlmayi reddediyor" başlıkh haret ediyor. Yenilgiyle sonuçlanan berinde muhalefet partilerinin iki referandum, 1987 TBMM se güçbirliği yapmalan halinde bu çiminde adaletsiz bir seçim siste yılın sonuna kadar erken seçime miyle ve oylann üçte birini alarak gidilebileceğini belirtti. ANAP'ın tekrar iktidar olması, Roma muhabirimiz Nilgün Le Monde başyazanmn gözünde Cerrahoglu da ltalyan basınının, bu gerileme sürecinin değişik aşa Türkiye'deki seçimlere geniş yer malan. Yazara göre bu başansız verdiğini bildiriyor. ttalya'run 1 lık açıkça, popüler olmaktan uzak bir ekonomik politika ve yüzde 80'e ulaşan enflasyondan kaynaklanıyor. Le Monde başyazısı şu cümlelerle devam ediyor: "1983'te kunılan ANAP'tan geriye ne kaldı? Süleyman Demirelin ifade ettiği gibi, gecici ve yapay bir olgu mudur. yoksa, yeni topiumsal gruplann savundugu, yöneticileri tazelemenin ve farkJı bir kaJkınma kavranu geliştirmenin mi ifadesidir? Türkiye, bu iki varsayım arasında kalmıştır. Gerçekte Türkler sabırsızlık içindelen Hem tereyağı hem de lereyagııun parasınj istiyorlar. Başka bir deyişle kalkınma lerejağ, hemen tüketim ise lere)agının parası durumunda. Garip bir şekilde hem Özal'ı reddediyorlar hem de onsnz >apamıyoriar. Çogu kez ekonomilerinin birçok sektördeki acınacak durumunu ve sermaye yetmeziigini unutuyorlar." milyon tirajlı gazetesi Corriera Delbı Sera, "Türkiye Özal'a hayır diyor. Başbakanın partisi yerel seçimlerde çöklü. Fakal Başbakan erken seçime yanaşmıyor" başlıklarıru kullandı. Repubblka Gazetesi ise haberini, "Tiirkiye'de sürpriz sonuçlar. Özal'ın partisi dagıldı" başlığı ile veriyor. Atina'dan Stelyo Berberakis'in bildiriğine göre Yunanistan'da yayımlanan muhafazakâr eğilimlı Kathimerini Gazetesi Davos sürecinin, Özal'ın seçimlerde büyük bir yenilgiye uğramasından sonra hiçbir ağırlığı kalmadığını iddia etti. Gazete, yerel seçim sonuçlarından sonra AtinaAnkara ilişkilerinin geleceği açısından ciddi endişeler bulunduğunu da savundu. Kathimerini Gazetesi, "Tiirkiyei de Özal sonrası dönemin başladığına inananlann sayısının oldukça fazla oldugu" görüşüne de yer verdi. Belçika'dan Hadi Uluengin'in bildirdiğine göre Le Soir gazetesi Türkiye uzmanı Abed Attar imzasıyla yayımlanan bir yaâda seçim sonuçlannın üç temel noktayı ortaya koyduğu savunuldu. Bu üç nokta da: "Demokrasinin kurallanna göre oynanraası, ANAP'ın yenilgisi ve Tiirk seçmeninin sag partileri tercih etmeye devamı" olarak sıralandı. Yazıda, SHP'nin mevcut statükoyu korumaktan öteye gidemeyeceği, DSP'nin potansiyelinin yüzde 10'un üzerine çıkamadığı vurgulanarak seçimlerin asıl galibinin Demirel ve DYP olduğu kaydedildi. La Libre Belgique Gazetesi ise "Türk seçmenleri Başbakanı reddetti" başlığını kullandı. G O Z L E M U Ğ U R MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor (Boflarafı 1. Sayfada) yın Özal" diyor. "Durumun sizin çime giderseniz hanginız geiebilığına göige düşürücü bir davra gördüğünüz gibi olmadığını siz lirsiniz?" Özeti ve özü bu, yeni nıştan titizlikle kaçınacak". Önü de söyleyeceksiniz!" Oysa bir iki planın. müzdeki bir iki gün içinde Köşk' saat sonra, Özal, "gördüğüne Örtü ise, yine gözlere yeni ün gelişen oiaylan dikkatle izle değil, inanmak istediğine sarıl umut ışıkları serpmek. Üç yıl, bayerek konomuna uygun bir bakış mış, koltuğa sımsıkı bağlı bir şarılı hizmetlerden sonra enflasaçısı sergilemesinin olasılığına insan" manzarası çizecek. yonu aşağı çekti mi, 1992'deki değiniliyor. SHP Grubu pazar gunü halk tekrar iktidar, tekrar milletvekilVardığımız aşamada Köşk'ün tan bir şarkı dinlemiş, neşelen liği. Zaten benizler sararıp solsiyasal olaylan "yönlendirmeye miş. Kafalanndaki soru, üç pu muş. Zira ANAP'lılann tutunacaçalışmayacağı", ancak "demok an artan parti oylan erken bir se ğı dal kalmamış. Bir de rasinin bütün kurum ve kuralla çimde iktidar olmaya yeterli mi "korkuyu" ekliyor Ozal halktan rıyla işiemesinden yana" bir ta değil mi, ne kadar daha artabilir sonra ANAP Grubu'nun üstüne. tartışması. Arastırma doğru. Son Dün Özal'ın önünde bülbüller vır koyabileceği söyleniyor. Ortada Meclıs'te yaşayan ma seçim SHP'ye oy getirdi, yeterin dut yemiş, hele basına açık kotematiksel bir durum var; ama ce vermedi. ANAP'taki taban çö nuşmayı dinlerken alkış da alkış. yanı ara demokrasinin "yazılı ol zülmesi DYP'ye yarayabilir kay ANAP tarihinin yalan yazılmasımayan gelenek ve görenekleri gısı. Başka bir gerçek daha var. na alkışlı katkılarıyla, ANAP'lılar ni gozardı etmenin güçlüğü". Iktidara gelebileceğini gören yı için ne demokrasi, ne kurallan, 1987'de bir parti yüzde 35 oyla ğınlar, SHP'ye 26 marttan daha gelenekleri görenekleri... Özal'iktidan almış olabilir. Ne var ki çok kayabilir. İnönü, bu sırada dan milletvekillerine bir avuç kolson seçim ülke genelinde aynı kürsüde, aynı gün Özal'ın bosa tuğa yapıştırıcı. iktidarın yüzde 22'lere yuvarlan çıkaracağı bir umudu seslendi"Enflasyonu belli bir rakamın dığını kanıtlıyor. Çelişen bu ra riyor: "Erken seçime elbirliğiyle üstüne çıkarmamakla pahalılık kamlar karştsında, demokrasinin gidebilmemiz için iktidarın öncü mücadelesinde başanlı oldulük etmesi şarttır" diyor. ğunu" ilan etmiyor mu Özal. gelenek ve göreneklerinin sahDYP'de Demirel aylardır içine Yaşşşşa sesleri mi duyacağız, neye girmesi demokrasinin doğasına uygun olmayacak mı? attığı duyguları boşaltıyor. Oyla yok olamaz mı, ne çare bu buluİşte bu sorudur ki, yeri ve za Özal'dan intikam almanın getir şa alkışlar. Sonuç biraz uyarıyman ı geldiğinde Cumhurbaşka diği kıvancın yaru sıra, DYP'yi mış, belletmişler kendisine bir nının "üzerine düşen görevi ya hakaret edercesine mini parti, deyim: "ama kantarın topu fazpabileceği olasılığım" Köşk'teki küçük muhalefet diye tanımla la kaçmış." yan Özal'a vuruyor. "Üçüncü çok yakın çevreye söyletiyor. Asıl önemlisi Özal'ın geleceğe Sabah saatleri. Meclis'e girış parti ANAP". Erken seçim demi bakışı, gelecekle ilgili açıkladığı kapısının bulunduğu hole gaze yor, ola ki Özal'ın kararını pekış plan. Bir cumhuriyet başbakanıteciler, özellikle foto muhabirle tirmesini bekliyor. Ama "milletin na yakıştırılamayacak ölçütte, ri, milletvekilleri yığılmış. ANAP galeyanına yol açmadan, vic gözlerin ne denli karardığını Genel Başkan Yardımcısı Halil danlarla oynamadan salim yola açıkiayan planın aynntılan. İnsaŞıvgın, "Harhalde Başbakan gelmesini" istiyor. özal'ın dile nı şaşkına çeviren planı kotaran bekleniyor, degil mi?" diyor. Ya diği oyu alamazsa gideceğini mutlu bir Özal. Neden, hangi ninrt: "Hayir, Demirel!" Son oylar, açıklayan sözlerini bugün tam çinlerden? İki belediye dışında alışageldiğimiz manzaraları ter tersiyle söylediğini anımsatarak, her yerde seçim yitirmiş. Ohh disine çevirmiş. Özal'ın otağı hü Özal'a "ikiyüzlülük, siyasi yor, "üstümden yük kalktı". Armayununun yerini Demirel alı döneklik" sıfatlannı yakıştırıyor. ttk belediyelerin şu veya bu yaKonut yaşamına uygun bir ben tırım isteklerini geri çevirecek, yor. İlginin odak noktaları birdenzetmeye girişiyor. "Gidiyorum, böyle istekler gelirse kime, hem bire nasıl da tersyüz oluyor. Ya gitmiyorum". Sanki Özal'ın pasiyaset ahlakı?.. Düne kadar De patya falı açtığını dokunduruyor. de devlete "dur kardeşim, ülkenin sorunu enflasyon, devletten mirel'e veryansın eden DYP'liler bile karamsarlığı sevecenliğe, liHalkın kadillaktan indirip bisik beş kuruşyok" diyecek. Halk yıdere sevgi gösterilerine bı lete bindirdiği Özal'dan söz kılacak, Özal oy alacağım diye ederken "fazla gidecek soluğu sevinçten uçacak havalara. rakmış. İnönü, kurmaylarıyla SHP kalmadığını" alaylı, yeri geldiğinDevlet kasası sanki özal'ın Grubuna ilerliyor. Kısa, özgün bir de hakarete varan sözcüklerle bankadaki özel hesabı. İstediğikonuşma. Başını süsleyen zafer bir duvar ötesindeki ANAP Gru ne verir, istemediğini ret! Devlet tacını kullanmayan, demokratik buna duyuruyor. Koridorda ga anlayışı ne hale gelmiş, bakın kurallan anımsatıp vurgulamak zeteciler 26 mart günü Özal'ın görün, nerelere vardıracak Özal, la yetinen sade bir üs/up. Özal' "istifa edeceğini" bildirmek için bir hesap eyleyin. Daha başka ın geçen pazar sanki hiçbir şey kabineyi çağırıp sonra vazgeç bir beklentisi daha da vahim: Beolmamış gibi iktidan sürdürece mesindeki "aile ve yakın çevre lediyeler muhalefete geçmiş ve ğinden söz etmesini anlatırken hikmetini" konuşuyorlar. Yani "ülke yeniden bölünmüş kampkulaklarının inanmadığını söyle bir siyasal taktiğin tutsağı olmuş lara". Neredeyse anarşi geleyen bir terbiye sınırında kalıyor. Özal. Yaşaması güç yeni yöncek, ha bir gelse de halk muhaBir buçuk yılda yüzde 14 oy yiti temlerle alaşağı olan iktidan sür lefetten soğusa diyecek. ren vurdumduymaz kişiliği sade dürmenin yapay öğelerine sarılDün devlet Çankaya'da başlıce, "bu sonucu umursamamak mış o gece. ANAP Grubu'nda yor, ANAP Grubu'nda Özal'la milletvekillerini korkutuyor kapalı böyle bitiyor. Ama gidecek. Bu la" suçluyor. "Devam edemeyeceksiniz Sa grupta: "Bu sonuçlarla erken se kafa karşısında tek koşul. AT: Sonuç sürpriziıı de ötesinde HADt ULUENGtN BRÜKSEL Yerel seçimlerde ANAP'ın farklı yenilgiye uğraması Bruksel'deki AT çevrelerinde "tam bir sürpriz" yarattı. Ancak bu sonuca karşın Turgut Özal'ın erken seçimlere gitmeden 1992 yılına kadar iktidarda kaJmasının "hukuken mnmkiin oldugu" görüşü ağırlığını korudu. Buna karşılık bugünkü meciisin gelecek cumhurbaşkanını seçmesinin "siyasi bir istikrarsızlık faktörii ve çıbanbaşı teşkil edeceği", topluluk çevıelerinin genel kanısını oluşturdu. AT yetkililerinin üzerinde durduğu diğer bir konu ise, yerel seçim sonuçlarıyla Türkiye'deki demokratik mekanizmarun güçlendiği oldu. Türkiye masasından sorumlu olan üst düzey bir AT yetkilisinin yerei seçim sonuçlanna ilişkin tepkisi şöyle: "Sonuç bir sürpriz, hatta şok etkisi yaratabilecek nitelikte. ANAP'ın oy kaybedecegini diişünmemize ragmen, Özal'ın partisinin üçüncü duruma geçmesini ve tstanbul da dahil bütün büvük illerde seçimi vicirmesini beklemiyorduk. Herhalde Türk seçmenleri özellikle enflasyon ve ekonomik sıkınülardan dolayı ANAP'a bir 'ihtar' vemtek istediler. ki açıdan' bakarsak, Turgut Özal'ın istifa etmesi ve yeni genel seçimlere gidilmesi gerektiğini söyleyemeyiz. ANAP'ın 1992 yılına kadar iktidarda kalması illa anti demokratik bir uygulama oluşturmaz. Yerel seçimleri, iktidar mekanizmasına resmen tesir etmeyecek bir test olarak yorumlamak siyasi uygulamada mttnıkündür. Fransa'da da bir önceki yerel seçimlerde muhalefet partileri kazanmış, ancak iktidarda herhangi bir değişiklik olmamıştır. Türkiye açısından bu aşamada 'kritik' farklı sorun ise, mevcut parlamentonun >eni cumhurbaşkanını seçecek olmasıdır. Yerel seçimlerde yüzde 20 oramnda kalmış bir iktidar partisi oylanyla yeni cumhurbaşkanının belirlenmesi. bir cıban başı' ve istikrarsızlık faktörü oluşturur. Yani Özal'ın cumhurbaşkanlığma adaylığını koymaması ve Çankaya temsilcisinin ortak bir uzlaşmayla (consensus) seçilmesi gerekir. Seçim sonuçlanna TürkiyeA T ilişkilerinin geleceği açısından bakbğımızda ise, Özal'ın içeride yeniden preslij kazanmak için, Ankara'nın, Brüksel Komisyonu'nun Türkiye'nin tam üyeİigi konusunda hazırlayacağı 'mütalaa raponınun' olumlu olması için daha çok taleple bulnnacagım düşünmek mümkündür." Belçikalı liberal milletvekili ve TürkiyeAT Karma Parlamento Komisyonu Asbaşkanı Luc Beyer de Rycke'nin yerel seçim sonuçlanna ilişkin tepkisi ise şöyle oldu: "Sonuç sürprizin de ötesinde. Ama bu sonucu, Türkiye'de seçmenlerin serbest iradeyle oy kullandığı hakkında temel bir gösterge kabul etmek ve demokrasi açısından çok öııemli bir aşama olarak nitelemek gerekir. Bu da TürkiyeAT ilişkilerini olumlu yönden etkileyecek bir faktör olacaktır. Teorik olarak bakarsak, Turgut Özal'ın istifa etmesi için bir yükümlülük yoktur. ANAP'ın daha az oy kaybetmesi durumunda, bunu 'kısmi bir ihtar' olarak yorumlamak mümkündü. Oysa yüzde yinni civannda oy almış bir partinin dört yıl daha iktidarda kalabilmesi bütün ülkelerde çok zordur ve istikrarsızlık unsunı oluşturur. Erken genel seçimlere gidilmeden belirlenecek bir cumhurbaşkanı ise kamuoyunda ne ölçüde meşnıluk" taşıyacakür, bu tartışma konusu olur." İki öfkeli tartışmacıdan biri karşısındakinin yakasını yakalayıp kuvvetle sarsar. Buna da "silkeleme" denir. Bütün bunlar biliniyor, biliniyor da bir Başbakanın kendi hukümetinde yapacağı değişiklik için "silkeleme" sözcüğünü kullanmasına ilk kez tanık olunuyor. Hükümet, ortaklaşa sorumluluk ilkesine dayanır. Hükümetin yürüttüğü siyasetten de Başbakan sorumludur Başbakan, başarıları kendisinin "kur hanesine" yazıyor; zararı da bakanlann "hal VB gidiş kamelerme"! Partinin genel başkanı da Başbakanın kendisidir. Ortada bir seçim yenilgisi varsa; bunun sorumlusu, tek tek bakanlar değil hükümetin kendisi, hükümeti oluşturan parti ve bu hükümetin, sorumluluğu Başbakanın sırtında bulunan, genel siyasetidir. Bu dramatik oy kaybının ilk ve asıl sorumluluğu, hem Başbakan hem de ANAP Genel Başkanı olarak Öza/'ın kendisinde ve uyguladığı siyasettedir. Başka sorumlu aramaya ne gerek var? Başbakan bu yadsınmaz sorumluluğu kendi uzerinden atabilmek için bakanlardan istifa dilekçeleri alarak siyaset sahnesine yeni bir s/s bombası atıyor. Parti içi ve kamuoyu, nasıl olsa bir süre, bu hükümet değişikliği ile yeni bakanlar ve bakanlann türbanlı ve türbansız eşleriyle uğraşır. Bu çalkantı içinde dikkatler, bir süre, ister istemez hep bu konular üzerinde yoğunlaşır. özal'ın amacı ve beklentisi budur. Sonra bakacaktır; koşullar, partisi ve kendisi için bir erken seçimi gerektiriyorsa, işte o zaman "erken seçim karan" alacaktır. 1987 yılındaki halkoylamasından sonra erken seçim karan aldığı gibi bu kez de koşulları izleyecek ve kendisi için en uygun zamanda "erken seçim karan" verecektir. Şimdi oyalama ve dikkatleri başka noktalara çekrnek istiyor. ÖzaTm bir beklentisi, daha doğrusu bir planı daha var: Başbakan, SHP'li ve DYP'Iİ belediyelerin başarısız olmaları için elinden ne gelirse onu yapacaktır. Devlet, belediyelere ttestek" değil, açıkça ''köstek" olacaktır. "Belediyelere köstek operasyonu" oyununun taktikleri ve stratejileri daha şimdiden planlanıyor; hiç kuşkunuz olmasın! ANAP, olağanüstü dönemin doğurduğu bir iktidar partisidir. Aslına bakarsanız, ANAP'ı yüzde kırk beş oy ile iktidar yapan 1983 genel seçimlerinin "saröesfseç/m" olduğu bile ileri sürülemez. 1983 seçimleri, beş generalce "korunan ve kollanan" uç parti arasında yapılan bir askeri atama işleminin çaresiz kalan seçmene zorla onaylatılmasıydı. Seçimler ne "serbest seçim" sayılırdı, ne de "tek dereceli"... Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde oylann yüzde yirmi ikisini alan bir parti, parlamentoda yüzde altmış beşlik bir çoğunluğu elinde tutamaz. Görülmüş ve yaşanmış bir olay degildir bu... Bütün bunlardan sonra Sayın Başbakan, kendi hükümetinde yapacağı değişiklik için "silkelemek" sözcüğünü kullanıyor. Boylesine bir seçim yenilgisi karşısında bir Başbakan kendi hükümetini silkelemez. Ya ne yapar? Bu "seçim şoku" karşısında silkinir ve kendine gelir! Silkelemez, silkinir... IZMIR'tfen HİKMET ÇETİNKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) ğıldığını söylerken. nedense iki sosyal demokrat partinin topiam oylarına değinmiyor. Belki de Ecevit'in DŞP'sini sosyal demokrat parti olarak görmüyor. SHP ve DSP'nin topiam yüzdesinin il genei meclisi seçim sonuçlanna göre yüzde 3738 arasında olması bekleniyor. Dün saat 13.00'e dek ahnan sonuçlarda SHP il genel meclisinde yüzde 28.26 ile birinci parti, DYP yüzde 25.59 ile ikinci parti, ANAP da yüzde 21.94 ile üçüncü parti konumundaydı. Refah Partisi yüzde 9.65, DSP yüzde 8.89, MÇP yüzde 4.23, IDP ise 0.95 ile sıralanıyordu. Şimdi SHP'de beklenenin üzerinde kazanılan bir sonuçtan ötürü biraz baş dönmesi, ANAP'ta ise yerel seçim sonuçlannın getirdiği bunalımdan ötürü bir bocalama göze çarpıyor. ANAP kurmaylarından bazıların da, "Erken seçimin kaçınılmaz olduğu" görüşü egemen görülürken, dün sabah "hele hava bir yumuşasın" diyenler çoğalmaya başladı. Seçimleri Bodrum'da izleyen eski Başbakan Yardımcılarından izmir Milletvekili Kaya Erdem, gazetecilere seçim sonuçlanna ilişkin görüşünü açıklarken, "Bu bir uyan" dedi. Kaya Erdem, Başbakan Özal'ın görüşüne tümüyle ters bir açıklama yaparken şunları söylüyordu: Bu, vatandaşın ANAP iktidanna bir uyansıdır. Bunu 'Efendim, mahalli seçimdir, nazarı itibara alınmaz' diye değerlendirmek yanlış olur. Böyle bir hava içine giremezsiniz. Tartışıp, seçim neticelerini değerlendirmek gereklidir Hiçbir şey olmamış gibi durulur diyemiyorum. Bu işin üzerine ciddi olarak gitmek zorunludur. Parti yetkili organlarının ve hükümetin yeni değerlendirmeler yapması lazım. Kaya Erdem, "Erken seçim yapılmalı mı" sorusuna da açık yanıt veriyor: Gayet tabii. Alternatifler arasında erken seçimin de düşünülmesi lazım. Bunun, olmaz diye bir tarafa itilecek, değerlendirilmeyecek görüşler arasında olduğunu sanmıyorum. Her türlü alternatif düşünülebllınir. Ya diğer ANAP kurmayları ve milletvekilleri ne diyorlar? Onlar da Kaya Erdem gibi "erken seçim düşünülmeli, tartışılmalı" görüşünü savunuyorlar. Ama Özal, erken seçime gerek olmadığını, ANAP hükümetinin 1992 yılına dek vatandaştan yetki aldığını söylüyor. Liberal kanat milletvekilleri iç hesaplaşmadan yana. Milletvekili Ramiz Sevinç, Burhan Cahit Gündüz, eski milletvekillerinden Süha Tanık, 60 kadar ANAP'lı il yönetiminin hemen istifa etmesini, Türkiye genelinde yeniden örgütlenmeye gidilmesinin zorunlu olduğunu açıkladılar. MKYK üyesi kutsal ittifakçı Eyüp Aşık ise, "Millet tepki gösterdi, iç hesaplaşma yanlış" derken, "Niye böyle oldu?" sorusuna şu yanıtı veriyordu: Şimdi oturup tartışmalı, iyi bir tahlil yapmalı. Tepkinin tahlilini yapmak zorundayız. Mantıklı davranmalt, hataları iyi tespit etmeliyiz. İç hesaplaşmaya gerek yok. Yerel seçim sonuçlarını hukukçular nasıl değerlendiriyor? Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Av. Güney Dinç, "Cumhurbaşkanı anayasanın 104. maddesinden doğan yetkilerini kullanmalıdır" diyor. Dinç, cumhurbaşkanının parlamento seçimlerinı yenileme yetkisinin olduğunu vurgulayarak şöyle diyor: Uzlaşma sağlanmaması halinde cumhurbaşkanının anayasanın 104. maddesindeki yetkilerini kullanması, seçim sonuçlannın da ortaya koyduğu gibi halkın açık talebidir. Bu yuzden erken seçim zorunludur. Dün de belirttiğimiz gibi ANAP'ın gündeminde erken seçim yok. Ama eski Başbakan Yardımcılarından Kaya Erdem, "Erken seçimi tartışmak gerek" diyor. Kimi ANAP'lı liberaller de bu görüşe katılıyor. Ancak katılmayanların sayısı yüksek. Niye mi? Kardeşim adam evini beş yıllığına Ankara'ya taşımış, çocuklarını okula yazdırmış. Ona göre bütçe yapmış. Şimdi erken seçim olur, bir daha kazanamazsa ne yapacak? Kolay mı Ankara'dan taşınmak. Bu hayat pahalılığında nasıl yapsın bu işi? İşte buna benzer gerekçeler... O yüzden erken seçime ANAP'lılar pek yanaşmıyor. Belki bir yıl sonra mayıs 1990'da fijan, yine belki "eh" diyebilirler. İşleri düzelttikten sonra... Seçimlerin galibi, esas olarak DYP ve SHP dısındaki bütün partiler olarak gözüküyor. SHP'nin mevcut oy oranını korudugunu düşünmek mumkün. ANAP ise tartışmasız olarak kayAdının açıklanmasını isteme beden tek parti konumunda. Böyle bir dunımda, 'sall bukuyen ve Brüksel Komisyonu'nda Özal: Hîç heveslenmeyin (Baştarafı I. Sayfada) göze alarak enflasyonu, öbür meseleleri tamamladıktan sonra bn konuya ağırlık verdik. 1.5 senedir enflasyon konusuna ağırlık ve o'nem veriyonız" diye konuştu. Özal, konuşmasına şöyle devam etti: "Gene şunu çok iyi biliyorum; bize şehirierde, köylerde rey vermeyenler bizi istemediklerinden değil, bizim derdimiz şudun 'Bunu çözün' demislerdir. Bunu derken, kantann topuzunu biraz kaçırmıştır. Verilen hizmet beğenilmese de yapmaya devam edeceğiz. Ama güniin birinde şöyle deneceğinden eminim: Allah onlardan razı olsun'." dedi. Özal, daha sonra konuyu "erken seçime" getirerek şöyle konuştu: "Ama şunu açık ve net ifade edeyim. Anlamıyorlarsa bir kere daha anlatayım. ANAP 1987 seçimleri ile Türk milletinden 1992'ye kadar ana>asaya göre bu memieketi idare >elkisi almıştır. Hiç heveslenmesinler. Bu yetkimizi ne bırakmayı düşünüyonız ne de şu anda bir erken seçim düşünüyonız. Işimize gelirse, erken seçim karannı bu Meclis verir. Daha başka bir şe) daha söyleyeceğim. Bu sene Cumhurbaşkanlığı seçimi var. O seçimi de inşallah bugünkü Büyük Millet Meclisi ve tabiabyla Anavatan grubunun Özal, enflasyonla mücadelede ağırlığıyla yapacaktır." "fevkalade güçlü" olduklannı, bu Bu seçimlerde "halkın kantann konuda 1.5 yıldır önlemlerin sürkaçırdıgı intiba düğünü de belirttikten sonra be topuzunu lediyelerin şu anda muhalefetin olduğunn" öne süren Özal, elinde olduğunu da vurgulayarak, ANAP olarak birlik ve beraberli"Şimdi aman şu vatırımlan, bu ği temin ettikleri sürece 5 sene yatınmları yapalım diye bize ge içinde ülkeyi daha iyi bir noktaya lirlerse, 'Dur kardeşim, en önem götüreceklerini savundu. li sorun enflasyon' diyecegiz" deBaşbakan, kabineyi "yeni basdi ve ANAP grubundan yoğun al tan revize edeceğini", ayrıca başkış aldı. Muh.'iefet partilerini, kanlık divanında da değişiklik "Kendilerini iktidara namzet gö olabilecefini, bunun yanında grup renler, İstanbul'u, Konya'yı, Kay başkanvekilleri için de yeniden seri'yi, İzmir'i yönetsinler, "erken seçime" gidileceğini begörelim" diyerek suçlayan Özal, lirtti. seçim sonuçlannın da "taayırlı Başbakan özal, yine ANAP olduğunu" belirtti ve "Çünkü bn grubunun alkışları arasında sözinsaniara, 'Gelın bakalım, sizi be lerini, "ANAP iktidan. eskisinden lediyelerde bir tecrübe edelim' de daha sıkı bir işbirliği halinde dediler. Eğer bizim yaptıgımız işler vam edecek ve şu memlekette güç den daha iyi iş yaparlarsa, ben de odaklannın arzulannı. heveslerikendilerine re> veririm. İnşallah ni kursaklannda bırakacaktır" dibaşanlı olurlar, başka ne diyeyun" ye bitirdi.