26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ŞUBAT 1989 EKONOMİ CUMHURİYET/11 TÜRKİYEUen AT temsilcisi utnut verdi ANKARA (ANKA) Avrupa Topluluğu Komisyonu Türkiye Temsilcisi Jan Van Rij, Türkiye'nin AT üyeliği ile ilgili islemlerin normal seyrini izlediğini belirterek, "A T ile Türkiye son yıtlarda araiannda mevcui olan sorunlarm çoğunu çözümlemiştir" dedi. Jan Van Rij, TlSK'in aylık yayın organı "Işveren" Dergisi'nin sorularını yamtlarken, 1988'in A T ile Türkiye arasındaki ilişkiler açısmdan önemli gelişmelerin kaydedildiği bir yıl olduğunu söyledi. Rij, 1988'de ticarette karşılaşılan bazı aksakhklar ve engellerin kaldırılması için çeşitli girişimler yapıldığını bildirdi. Enflasyon, moralleri bozdu Ekonomi kurmayları, ocak ayında yükselen fıyat endekslerinin enflasyon beklentisini arîtırabileceği, faizleri yeniden îırmanışa itebileceği endişesine girdiler. Kurmaylar, özellikle aralık sonu zamlarını olduğu gibi fıyatlarına yansıtan kimya sanayicilerine ates püskürüyorlar ve bu uygulamayı "insafsızhk" diye nitelendiriyorlar. ENİS BERBEROĞLU ANKARA Ocak ayında yükselen fiyat endeksleri ekonomi kurmaylarında " m o r a l bozukluğu" yarattı. Ocak ayı fiyat artış hızının toplumun çeşitli kesimlerindeki enflasyon beklentisini arttıracağı endişesini duyan ekonomi kurmaylan, faizlerin yeniden tırmanışa geçebileceğini hesaba katıyorlar. Başkent ekonomi yönetiminde aralık ayı sonundaki petrol zammını olduğu gibi fiyatlanna yansıtan özel kesim kimya sanayicilerine büyük tepki doğdu. Aralık ayı sonundaki gecici yavaşlamadan sonra ekonomi kurmaylarında ocak ayı fiyat artış hızının yüzde 56'yı aşmayacağı beklentisi hâkim olmuştu. Bu neyönetiminde tedirginlik yarattı. Ekonomik bir birimin üst düzey yöneticisi, "Bu fark önümüzdeki dönemde kendisini perakende fiyat artısları olarak hissettirebilir" diye konuştu. Ekonomik birimlorde şubat ayı enflasyon endekslerindeki artışın "makul bir düzeye" indirilmemesi halinde, nisan ayında yapılacak OECD konsorsiyum toplantısına katılacak ekibin "işinin zor olacağı" kanısı hâkim oldu. Ekonomi kurmaylarına göre bankacılık kesımi ocak ayı enflasyon hızının yükselmesine bir faiz artışı ile yanıt vermekte aceleci davranmayacak. Ancak Merkez Şubat ayı beklentisi Bankası'nın yüzde 75'lere çekilen Toptan eşya fiyatlan endeksin faiz oranını yeniden arttırma yodeki artışın perakende fiyat en lıına gidecek bankalara karşı deksini aşması da ekonomi olumsuz bir tavır almayacağı tahdenle yüzde 7.7 oranındaki aylık enflasyon artışı ekonomi yönetimi için "tatsız bir sıirpriz" oldu. Devlet İstatistik Enstitüsü ile temasa geçen ekonomik birimlere göre ocak ayındaki fiyat patlamasında aralık ayının son günlerindeki zamlar kadar, taze meyve ve sebze fiyatlarım tırmandıran "don olayı" etkin oldu. Ekonomi kurmaylan, aralık ayının son günlerinde yapılan petrol zammını aynı oranda ürtin fiyatlanna yansıtan ve endeksleri yükselten özel kesim kimya sanayicilerinin bu uygulaması için "insafsızlık" ifadesini kullandılar. min ediliyor. EKONOMİ NOTLARI Türk Sanayii Çıkmazda mı? Banka ve Ekonomik Yorumlar Dergisi'nin ocak ayında Türk sanayiinin genel durumunu ve finansman sorunlarını, bu sorunlarla iç içe yaşayan sanayiciler, sanayi yöneticileri ve finansman uzmanları tartışmış. Bu ilginç tartışmayı baştan son a okuyunca Turk sanayiinin gelecegi konusundaki kaygılarım doğrusu biraz daha arttı. Bu konuya, söz konusu tartışmadan alıntılar yaparak bir kez daha değinmenin yararlı olacağını düşündüm. Tartışmada dile getirilen can alıcı noktalardan biri Türkiye'de sermayenin artık sanayiden kaçmakta oluşu. 1980'lerde izlenen politikalar ve yapılan vergi düzenlemeleri, yüksek enflasyonun da katkısıyla bu sonucu doğurmuş. Sanayi işletmelerinin bünyesini yakından tanıyan, finansman uzmanı, Prof. Attila Gönenli olayın bir boyutunu şöyle acıklıyor: "1980'den sonra gelir vergisi stopajmın kurumlar vergrsi ile birleştirilmesi suretiyle tek kalemde vergi alınması, bunun dışındaki sermaye iratlarının vergilendirilmemiş olması, Türkiye'de şirketlerde alışılagelen, paranın içerde tutulması olayını birdenbire durdurdu. Vergi çıktıktan sonraki paranın dağıtılması başkaca bir vergi yükü getirmediği için şirketlerde kâr dağıtımını ve ortaklarca ışletmelerde kârın çekilmesini hızlandırdı. Bu da firmalar üzerinde bence önemli bir finans sorunu yarattı." Sanayide dışarı akan bu fonların lüks villa inşaatı gibi alanlara kaydığını belirten Prof. Gönenli'nin görüşlerini NASAŞ'ın murahhas azası olan bir sanayi yöneticisi, Fethi Ağalar şöyte tamamlıyor: "Son zamanlarda yapılan birçok yatınmı ben, sanayiden kaçış olarak değerlendiriyorum. Bu villalar, binalar, hanlar, oteller... Artık eskiden olduğu gibi kişiler sanayiye yatınm yapmayı düşünmüyorlar. Sanayicilik bence bugün Türkiye'de en yapılmayacak bir iş olarak görülüyor." Pekiyi, kaynak erozyonuna uğradığı için finansman sorunları büyüyen sanayi kesimı, halen izlenmekte olan iç pazan da>attma politikaları karşısmda ne yapacak? Bu politikalardan nasıl etkilenecek? Fethi Ağalar, Türkiye'de yalnızca iç pazara mal satma şansı olan hatırı sayılır bir sanayi kapasitesi bulunduğunu belirterek şöyle diyor: "Eğer 1989 da talep kısılırsa sanayi çok dara düşer. Belli kalemleri Türkiye'nin şu anda ihraç etme kapasitesi yoktur. Kim ne derse desin, yoktur. verilen teşviklerle dahi yoktur..." Eskişehir Sanayi Odası Başkanı, sanayici Yavuz Zeytinoğlu da bu görüşe yakm bir göruşü savunuyor: "Enflasyonu önlemenin yolu piyasadaki talebi kısmakla sağlanacaksa ve bu üretimin de düşmesi anlamına gelecekse, bunda çok büyük ıstırap çekersiniz sanayici olarak, ihracat da yapmazsanız." Zeytinoğlu, büyük sanayi firmalarının yararlanabileceği dış kredi bulma, finansman bonosu ve tahvil ihraç etme gibi olanaklardan yararlanma şansı olmayan küçük ve orta sanayicinin durumunun daha da kritik olduğunu vurguluyor. Tartışmaya katılan konuşmacılar bugün yatırıma yönelemeyen Türk sanayiinin enflasyona ayak uyduracak düzeyde işletme sermayesini bile sağlayamadığını belirtiyorlar. O halde çıkış yolu var mı? Sanayinin finansman sorunlarının çözümü için ne yapılabilir? Pek çok sanayi kuruluşunun bünyesini yakından tanıyan, eski Maliye Bakanı Kemal Kurdaş, çözümü devletin sanayi kesimine büyük çapta kaynak aktarmasında görüyor ve şunları söyluyor: "Devlet kesiminde çok ciddi bir tasarruf hareketiyle fantezi yatırımları ve harcamaları atarak, devlet kesiminden fonlarda biriken 810 trilyonluk bir kaynağı sanayinin rehabilitasyonu için kullanmak. Böylece sanayinin üretim gücünün devamı sağlanır, arz yönü takviye edilir...•' Tartışmayı yöneten Dr. Öztin Akgüç de kamu kesiminden sağlanabilecek olan kaynakların, küçük ve orta sanayinin destekIçnmesinde kullanılmasını öneriyor. Fethi Ağalar ise bu önerıleri gerçekçi bulmuyor ve şöyle diyor: "Türkiye öyle bir yere getirildi ki bugünkü şartlarda sanayici olarak ben işletme sermayesinin iç pazardan sağlanabilme imkânının olduğuna inanmıyorum. Eğer biz normal bir çizgiye geleceksek işletme sermayemizi tamamlamamız lazım. Bunun için de bence en akılcı yol kısa dönemde başlayacak çalışmalarla uzun dönemde yabancı sermayeyi getırerek kendimize ortak etmemiz..." Türk sanayii ne ilginç bir noktaya "getirilmiş" değil mi? Pekiyi ama tek kurtarıcı olarak görülen yabancı sermaye acaba bu rolü oynayabilecek mi? Türkiye'nin ihracat kapasitesini arttırabilecek mi? Türkiye'ye yeni teknolojiler getirecek, yeni istihdam yaratacak mı? Prof. Ünal Bozkurt, bir kuruluş adına yabano yatınmcılarla yaptığı görüşmelere dayanarak, "Yabancı sermaye Türkiye'ye gelirken, belki yanıhyorum, ama Türk pazan için geliyor. Birinci nedeni bu" diyor. Yavuz Zeytinoğlu da şunları söyluyor: "Yabancı sermayeye kategorik olarak karşı değilim, ama gelip yeni istihdam sahaları yaratsın, yeni teknolojiler getirsin, yeni yatırımlar yapsın. Oysa yabancı sermaye kurulu tesislere ortak olmaya geliyor. Ben Türkiye 70 sente muhtaç iken biriktirdiğim dövizlerle, getirdiğim makinelerle bu sanayii kurmuşum. Şimdi 'Ben yıyemedım sen ye' diye başkasına ikram etmek istiyorum. Bu bana çok ağır geliyor..." Kemal Kurdaş da zor durumda yabancılarla birleşmenin bir başka boyutunu vurguluyor, "Siz muhtaç olduğunuz bir dönemde, zayıf olduğunuz bir dönemde pazarlığa giriyorsunuz. Pazarlıkta çok zayıfsınız. Müzakere gücünüz, dayanma gücünüz en alt düzeye inrniş..." diyor. Dış dünyanın, yabancı sermaye odaklarının Özal'ı hâlâ desteklemesine şaşanlar çıkıyor zaman zaman. Özal sayesınde yabancılara avuç açma noktasına gelen Türk sanayiinin haline bakınca bunun pek de şaşılacak bir şey olmadığı daha iyi anlaşıhyor galiba. OSMAN ULAGAY DİE problemi Ekonomi kurmaylan, DİE'nin istatistik metotlarının değiştirilmesi gerektiği konusunda görüş birliği içindeler. Ancak bu kuruluştaki bir reorganizasyonun yolu yasa değişikliğinden geçiyor. Söz konusu yasa değişikliği DİE'nin daha kâliteli personele daha yüksek ücret verebümesine olanak taruyacak. Ekonomik birimlerden birinin yöneticisi DtE'de halen görevli "kâliteli orta düzey personelin hemen tamamının bu kuruluşta mecburi hizmet yaptıklanna" işaret ederek başta DPT olmak üzere diğer ekonomik birimlerden DİE'ye eleman desteği sağlanmasının düşünüldüğünü belirtti. Otobüs yolcuları sigortalanıyor Ekonomi Servisi Aksigorta, otobüs yolcularını sigortalamaya başladı. A ksigorta 'dan yapılan açıklamada, Ulastırma Bakanhğı tarafından hazırlanan bir yasa tasarısmda otobüs yolcularının yolculuk sırasında sigortalanmasımn öngörüldüğü hatırlatılarak bu yönde ilk adımlart attıklan belirtildi. Çitosan yîne iştah kabarttı tekelleşmeye yol açmamak Toplu Korsut ve Kamu Ortaklıfcı tdaresi eski Başkanı Bülent Gültekin, Çitosan'ın beş fabrikasının satışmda tekelleşmeve yol açılmamasının gözetildiğini söyledi. ABD*ye dönmeden önce gerçekleştirdiğj blok satışlar dolayısıyla VVashington'dan telefonta görüştüğümüz Bülent Gültekin, özelleştinnede yetki krizjnin söz konusu olmadığim belirterek özelleştinne karannın alınmasmın ve imzanın atılarak sonuçlandınlmasının Vüksek Planlama Kurulu'nun yetkisinde olduğunu, TKKOl'nin kurulun yürütme organı olarak görev yaptiğını anlattı. Gültekin dzelleştirmenin ancak hisse devriyle olabileceğine, hisse devrinden önce pürüzlerin ortaya çıkabüeceğrne işaret etti. Çitosan'ın satış görüşmelerinde, tekelleşmeye engel olacak bir dajblıma dikkaı ettikleriui bclinen Gültekin, çimento fabrikalarını blok satış halinde özelleştirmeyi tercih etmelerinin nedenini söyle açıkiadı: "Biz başlangıçta bu fabrikaian tatnamen halka açmaktan yanaydık. Ama daha sonra Türkiye1 de çok ortakîı şirketlerin rçine düştüğu dunımu dikkate aldık ve bir çekirdek yatırımcı gruba yüzde 3040 hisse satmayı, geriye kalan hîssekri de daha son Satış konusunda yeni arayışlar gündeme gelince yerli alıa devreye girdi Bulent Gültekin Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin, Çitosan'a bağlı 5 fabrikanın Fransız Societe Çiment Grubu'na satılmasında "hâlâ tereddütleh" bulunduğunu belirtmesi, yerli alıa adaylarım yeniden umutlandırdı. Sabancı Holding ve Çukurova'ya bağlı Çanakkale Çimento'nun Çitosan için teklif verecekleri bildirildi. ABDURRAHMAN YILDIRIM Fransız Societe Çiment Grubuna 105 milyon dolara söz kesilen Çitosan'ın 5 fabrikasının özelleştirilmesiyle yerli adaylar yeniden ilgilenmeye başladılar. Özelleştirmeden Sorumlu Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin Fransız firmasına satışta "hâlâ tereddütleri bulunduğunu" belirterek, "5 fabrika yerine Çitosan'ın bütün fabrikalanmn özelleştirilmesi için yeniden teklif alabileceklerini" açıklaması, yerli alıcı adaylannı umutlandırdı. Bir süre önce "Ne Çitosan'a ne de satılacak diğer KİTlere talip değilim" diyen Sakıp Sabancı'nın ve Çukurova Holding'e ait Çanakkale Çimento'nun, Çitosan fabrikaian için teklif verebilecekleri bildirildi. Sabancı Holding'in Çimento Grubu Koordinatörü Aydnk Çelenk, "Çitosan'ın özelleştirilmesinde bildirilen şartlar bizim için uygun değildi. Eğer şartlar uygun olursa Türkiye çimento üretiminin yüzde 12'sini gerçekieştiren bir knruluş olarak tabii ki Çitosan'ın ozelleştirilmesiyle ilgileniriz. tlgilenme>iz deruek yanlış olur" dedi.Sucıete Çıment'ın "kendine göre hesaplar yaparak" 105 milyon dolar teklif verdiğini belirten Ayduk Çelenk şöyle konuştu: "Türkiye gelişmekte olan ve altyapısını henüz tamamlamamış bir ülke. Onun için çimento tüketiminin önümüzdeki yillarda artması bekleniyor. Gelişmiş ülkelerde ise altyapı >atınmları tamamlanmış ve dolayısıyia çimento lüketimi doyum noktasına ulaşmıştır. Çimento fabrikaian kapaulmaktadır. Bir de yarattığı çevre kirliliği ve bundan dolayı gördüğü tepki var. Bu nedenlerle, Türkiye, çimento üretimi açısmdan cazip bir ülke olaverdiği bu iki fabrikayı alması durumunda pazarını Marmara ve Ege Bölgesi'ne yayacağı belirtiliyor. Çanakkale Çimento yetkililerinden aldığımız bilgiye göre de yeniden teklif istenmesi durumunda, bu kuruluşun önerisi değişmeyecek. Çimento üretiminden daha fazla pay almak için yerli ve yabancı firmaların Çitosan'ın bu fabrikaian için giriştikleri bu yanş, önümüzdeki yıllarda çimento üretiminin çimento tüketimine yetişmeyeceği tahminine dayandırılıyor. DPTnin tahminlerine göre Türkiye'nin çimento üretimi 1990 yılından sonra tüketimine yetmeyecek. 1991 yılında tüketimi karşılamak için 900 bin tona yakın bir ithalat yapılması öngörülüyor. Çitosan'ın özelleştirilmesindeki bu gelişmeleri değerlendiren teklif vermemiş bir çimento fabrikasının genel müdürü şunları söyledi: "Sabancı'nın, biri İstanbul'da öteki Mersin'de birbirinden uzak iki fabrikası var. Özel sektör çimento üretiminin yüzde 25'ini karşıhyor. Sektöre ağırlıgını koyması için Çitosan'ın fabrikalanna ihtiyacı var. Çanakkale Çimento da Çitosan'ın fabrikalanndan dolayı pazannı genişleteraemiş. Çanakkale'de sıkışıp kalmış. Bu fabrikaian almak için epey uğraşülar. Ölü kaldırmak için de çok ucuz fiyatlar verdiklerine inanmıvoruz." Madeni para 36 milyura ulaştı ANKARA (ANKA) Piyasadaki madeni para miktarımn 36.6 milyar liraya ulaştığı belirlendi. Madeni para miktarımn geçen yıl içerisinde 9.3 milyar liralık artış gösterdiği, bu yılın ilk iki haftasında ise aynı düzeyde kaldığı saptandı. 13 ocak itibanyla 4 trilyon 513.1 milyar liralık banknot ve 36.6 milyar liralık madeni parayla birlikte piyasaya sürülen toplam para miktarı ise 4 trilyon 549.7 milyar liralık bir düzey oluşturuyor. Güttkta Blok satışa îıaBa açılma' kaydıyta yöneldik. ra halka acmayı düşündflk. Ama bu kez de bu fabrikaJann 5080 milyon dolar yatınm yapması ve bu yatmmlart karşılamak için sermave arttınmına gitmesi zorunluluğu doğdu. Bu kez küçük hissedarlar serrnaye arttınmına kaolmak ve yeniden para koymak zorunda kalaoaktı. Bu da küçük tasarruf sahibi için kısa dönemde cazip değildi. Onun için bu yatınmı yapacak güçteki kurutuşiaria oturup anlaşmak ve bu yatınralar tamamlandjktan sonra haika açılmasıru sağlamak en iyi yöntem olarak belirdi. Blok satışa 'halka açılmak' kaydıyla yöneidik. Bu yöntemle halka açılma, getiktirerek saglarunış ohıypı? Esnafa kredi faizinde indirim ANKARA (AA) Halk Bankası Genel Müdürü Mümtaz Pehlivanh, esnaf ve sanatkâra verilen kredilerin faizini, mart ayından itibaren belirli oranlarda düşureceklerini açıkladı. Pehlivanh, Çankaya Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifı'nin 25. Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada, mevduat faiz oranlanndaki son düşüşlerin bankanın kaynak maliyetinde iyileşmeye neden olduğunu belirtti. Halkbank'ın sermayesinin 100 milyar liradan, 250 milyar liraya çıkacağını da açıklayan Pehlivanlı, konunun Yüksek Planlama Kurulu'nda görüşüldükten sonra kesinlik kazanacağını kaydetti. YMtt {Mat«} (KatM) 1988. 26265... .21360 27860... ...2a465 1989. 28£05. . 27475 1990.. 29.045. 1991. 29502 29.165 1992 32364 1993.. 29.165... ...34595 29.165 1994 37740 29.165 1995. 40.640 'DPT tahrrMertne göre bilir. Türkiye aynı zamanda cazip bir çimento pazan da." Trakya ve Balıkesir Çimento fabrikalarmın varlığı nedeniyle, kurulduğu yer olan Çanakkale ve civanna sıkışıp kaldığı belinilen Çukurova Grubu'na baglı Çanakkale Çimento Fabrikası için de Çitosan'ın fabrikalannın alınması "bölgedeki pazannı genisletmek açısından" önemli kabul ediliyor. Çanakkale Çimento'nun teklif Iştah kabartan tablo* fevtto TMnta Ibrahim Bodur: Sanayimizi 'Hanslar'a teslim etmeyiz H.MUSTAFA AKGÜN ~ ÇAN tstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı fbrahim Bodur, milli karakterli verimli sanayi kuruluşlanrun yabancı sermaye tarafından "de geçirilmek" istendiğim belirterek "Biz sanayiciler çalışanlarla birlikte milli sanayimizi Hans'lara ve Cons'lara teslim etmeyeceğiz" dedi. Bodur ayrıca bazı sanayi kuruluşlanmn güç duruma düşmesinin sanayicilerden kaynaklanmadığını ifade etti ve "30 yıldır başandan başanya koşan işletmeler dar boğaza ginnişse bunun sorumlusu bizi yönetenlerdir" görüşüne yer verdi. Çanakkale seramik fabrikalannın toplu iş sözleşmesi töreninde sosyal ve ekonomik konulara ilişkin geniş açıklamalarda bulunan İSO Meclis Başkanı Bodur, özetle şu noktalar üzerinde durdu: "Çalışanlanmızı enflasyonun altında ezdirmemek için hesabı kitabı bir yana bırakarak isçilere verdigimiz yüzde 125 oranındaki zammı btle yelerli gormemekteyiz. Önemli olan ücretleri böylesine tırmandırmak değil, enflasyonu önlemek ve sosyal dengeyi sağlamaktır. Lygulanan ekonomik politika sonucu yabancı sermayenin; milli karakterli, verimli ve memleket kaynaklanna dayanarak kurduğumuz sanayi kuruluşlanna belli bir program içinde sahip olmaya calıştığını üzülerek müşahade etmekteyiz. Ancak ne sanayiciler olarak bizlerin ne de çalışkan Türk işçisinin bu kuruluşlanmızı Hans'lara ve Cons'lara teslim etmeyeceklerine yürekten inanmaktayız." 6 ŞUBAT 1989 Dövız Satış 1898.82 1673.81 143.96 1011.36 48.32 261.01 441.28 297.62 896.52 298.79 1191.75 138.73 14.70 6590.84 3317.24 506.35 Efektif Alış 1895.02 1642.06 143.67 1009.34 47.40 260.49 432.91 297.02 894.73 298.19 1189.37 136.10 14.42 6465.84 3310.61 496.75 Efektif Satış 1918.00 1690.72 145.81 1021.58 48.41 263.65 445.74 300.63 905.58 301.81 1203.79 140.13 14.85 6657.41 3350.75 511.46 133 î n <1~ Pontus Bankası ANKARA (AA) Yunanistan'da, başlıca ortaklarını Karadeniz'den bu tilkeye göçeden Pontuslular ve Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye 'den gelen Yunanlıların olusturacağı "Pontus ve Küçük Asya Bankası "nın kurulması ile ilgili hazırlıkların sürdürüldüğü bildirildi. Başbakan Andreas Papandreu'nun damadı Teodoros Kacanevas'ın da yönetim kurulu üyesi olduğu bankanın kuruluşuyla ilgili izin için Ulusal Ekonomi Bakanhğı 'na önümüzdeki günlerde başvuruda bulunulacak. Yurtta bir Banka. Avrupa'da bir Banka. HBÜ Bank, merkezi Hollanda'da bulunan ABN/HBÜ Bank'ın Avrupa'daki 58 şubesinden biridir. 1921 yılından beri Türkiye'de bankacılık hizmetleri veren HBÜ Bank geniş bilgi birikimi ve olanağa sahiptir. Avrupa ile ilişkiniz varsa, önce HBÜ Bank'a danışm. HBÜ Bank size en doğru ve en kısa yolu önerecektir. Bizi heran arayabilirsiniz. Yurtta ve Avrupa1 da VERGÎREHBERI Haarlayaa: H. TLTtGUT AR1Ğ UGUN • İlaç konferansı Atabay İlaç Şirketi'nin davetlisi olarak Türkiye'de bulunan ilaç araştırmacısı Farmakoloji Profesörü Adams, saat 16.00'dan itibaren Etap Marmara Oteli'nde ilaç konusunda konferans verecek. Motorlu deniz ve hava taşıtLarı Motorlu Taşıüar Vergisi'nin deniz bolümti olan yat, kotta w her türiü motorlu özel teknelerin ve beazerferinin III sayilı tarifesi ile hava bölümü uçak ve helikopterlerin IV. tarifesinin vergi miktarlan % 150 arttınldı. Yeni vergi miktarlan Ziraat Bankası şubelerine, posta çeki hesabına ya da vergi dairesine yatınlabitir. III Yat, kocra ve teknelerin yaşlan ile her motor güeü biriıni (BG) için odeneeek vergi miktarlan: 13 45 615 18 w â "b&Om daai * w » n P*»| IO TL TL TL TL Yat, kotra ve her turfü motorîu feei tekneler: 1250 1020 BG'ye kadar 5625 4375 2500 1875 2150 BG ye kadar 8125 6250 3750 51100 BG'ye kadar 2500 1(XX» 7500 5000 101150 BGye kadar 3125 9375 6250 12500 151 BG ve daha yukansı için 18125 13750 8750 4375 IV Hava taşıtları: Uçak ve helikopterlerin yaşlan ile ödevecekleri yılhk vergiler (1000 TL): ı azami 13 45 yaf 11wdata Uçak ve helikopterter. 750 1150 kg.ye kadar 11511800 kg.ye kadar 1000 18013000 kg.ye kadar 1250 2000 30015000 kg.ye kadar 2500 500110000 kg.ye kadar 3750 1000120000 kg.ye kadar 6250 20001 kg ve daha yukarı (Resmi Gazete 10 ve 30 Aralık 1988) 625 875 1125 1750 2250 3500 5625 500 625 1000 1500 2000 3250 5000 375 500 875 1250 1750 3000 4375 DOVIZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 isveç Kronu 1 İsviçre Frangı 100 Italyan Lireti 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlin 1 S.Arabistan Riyali Döviz Alış 1895.02 1670.46 143.67 1009.34 48.22 260.49 440.40 297.02 894.73 298.19 1189.37 138.45 14.67 6577.66 3310.61 505.34 Yurtta bir Banka. Avrupa'da bir Banka. HBÜ Bank ABN/HBÜ Bank'ın dünyadaki yaklaşık 240 şubesinden biridir. HBÜ Bank lfcJbı©lhuııı;5i Fotokopi IÎ: PlilSlnilUIİI makinaları 's nüui 133 Ü3 19 a'a ı i î 2i ı ıt 22 36 f ına 3 33 91 İnönü Cad. 15, Gümüşsuyu, 80075 Beyoğlu, İstanbul. Tel.: (9) 144 88 02 (8 hat). Fax: 149 20 08.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear