26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyel Kâmran İnan'la GAP söyleşisi "^ahıHı ( umhıruel M j ' h ^ ılık \cda/eıeuh^ Furk \nonım Şırkelı ddın.ı Nadir Nadı 0 ı.ıenel >.u\r> Nluduru Hasan (emal. Muessese Muduru t.mınt 1 >aMıgıl. \,ar l>lep Muduru Okfl> (.oncnsın. 0 H a h c Mtrkt/ı MııJuru \alçın Baver. Sa'ta Du.'enı Vtnefmenı Ali 4car. • TeniMtler \\k\R\ \hme( lın. I/MIK k Polmka. Crkl ItaşbngK. l>ş Haberler trgan Baicı. F.konomı Ceagiz Turfcao. I) Sendıka ^nfcnn Kftena. kunuf Cttel laer. tjaum (,«KI> *ayluı. Habcr \ra>urma Ismri BerVuL lun Habrtlen Ncctki Dotaa. Spor Danışman: AMıdkttfir Yuedma. Oıa Yinlaı l o n '.'^ Ar«urma ^bın Alfjay. Duzrfune: Abtfadkk Vmao # Koordınaıor Abnct Konıtefi. # Malı !>kr trol fcrkat. # M.ıhasrte MnM VCKT # BUtçcPUnUma: • • ! O«naafcq»0tı • Rtklam: Ayx Tona. 9 Ek Yayıniar Hıriyı * >> \kyul # Idare Husrviı (.unr. 9 Utame: Omta Çdik. 9 Bılgıtslenı. NHİ Inl. • Prruncl V<v BasUınogtu. Sasar *v YaKi/ı ( umhun*i Maıriaaıüık * (jazciccılik T A } furk Ouıg] Cad 39 41 «134 Io Pk. 24M,unbul Td <!2 << m ,2) haıı. 7de» 2^46 Fax liı 526 60 " C 0 > T Bumiar /MAjım. /j«i Cokalp Blv lııkıjap S Scı 19 4, Tcl 133 II 4M7, TdoL 42344 FM. (4) 1J3 05 65 • bımr H İ y 2 Bh !3Î2 b l " . Td 13 12 30. 7 d a 52J.i9 Fai 151) 19 53 60 • InOnu Cad 119 S. No I Kaı 1. Td 19 37 52 14 ha). Tdoı 62155. Fax Oll 19 37 52 TAKVİM: 23 EKtM 1989 Imsak: 4.52 Güneş: 6.17 Öğle: 11.53 tkindi: 14.50 Akşam: 17.20 Yatsı: 18.40 'Türkiye, Renk ve izlenim dolu yıllar bölgede Kültür ve Sanat Büyük Ödülü yine önemli' Devlet Bakanı İnan, Türkiye'nin Ortadoğu'da yalnızca stratejik öneminin bulunduğu yönündeki çözümlemelerin soğuksavaş yıllarından kaldığını, bugün yumuşama yönündeki gelişmelehn, o dönemden kalma kafalarda 'Türkiye öneminiyitiriyor' imajını yarattığım söyledi. TUNCAY ÖZKAN ANKARA Devlet Bakanı Kâmran İnan, Suriye ya da dığer ülkelerle Türkiye'nin dostluğunun iki taraflı olması gerektiğini belirterek, "Bizden onlara hayat akarken, onlardan bize zehiıli bazı hareketlerin akmaması gerek" dedi. Banş suyu projesi üzerinde Ortadoğu ulkeleriyle Türkiye'nin temaslarının devam ettiğini, konuyla ilgili olarak Amerikalı bır şirketin de çalışmalar yaptığmı soyle>en İnan, Türkiye'nin Mısır, Ürdun, Irak ve Suriye'ye elektrik satması içir. girişimlerinin sürdürüldüğünü bildirdi. İnan, Türkiye'nin bölgedeki öneminin değişmediğini söyledi. GAP'tan sorumlu Devlet Bakanı Kâmran tnan, Cumhuriyet muhabirinin "GAP ve etkileri" konusunda yönelttiği sorulara şu karşılıkları verdi: GAP özel kalkınma idaresinin islevi ne olacak? Bölgeye özel bir statü mii gelecek? İNAN GAP bölgesi kalkınma idaresinin kurulması fıkri eksik veya yanltş anlaşıldı. Bunun olağanüstü hiçbir yönü yok. Hususi özel bir anlarnı da yok. Birçok çevreler zaman zaman bir GAP başkanlığına ihtiyaç duyulduğunu ifade etmişlerdir. Bir GAP başkanlığı değil, ama GAP bölgesindeki illerin projeden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlayacak bir yapıya ihtiyaç vardı. Kalkınma idaresi bu ünite olacaktır. 6 ilimiz var, ilçeler var, kasabalar var. Çok süratli artan nüfus var. Bunun koordinasyonunu çok iyi yapmak lazım. Çalışmalanmızı Bakanlar Kurulu'na sunacağız. Uygun görülürse bir kanun hükmunde kararnameyle teşkilat meydana getirilecektir. Bunun bır de üç bakandan oluşan bir koordinasyon kunılu olacak. Birisi Bayındırlık ve lskân Bakanlığj, diğeri DPT'nin kendisinebağlı bulunduğu Işın Çelebi ve üçüncüsü de projenin genel koordinatörü durumunda bulunan ben olacağım. GAP neler kazandıracak? İNAN Projeye bir enerji ve tarım projesi diye bakmak eksikliktir. Proje aslında bir sanayileşmenin de kaynağı olacaktır. Bundan dolayıdır ki Türkiye özel sektöründen daha ekonomik bir şekilde yabancı sermaye ilgi göstermekte. İnceleme gezileri, ziyaretler her hafta birbirini takip etmektedir. Artık programı yetiştiremez hale geldik. Grupları sıraya koymak zorunda kaldık. Proje bölgesinin topyekun bir altyapı meselesi vardı. Yumurtalık; ta 50 milyon ton kapasiteli bir liman öngörülmektedir. Bir havaalanına ilaveten büyük bir kargc havaalanı öngörülmektedir. Harran Üniversitesi'yle ilgili çalışmalar tamamlandı. Bunu yakında hükümete sunacağız. Şefik Bursalı 35 yıl resim ögretti, 70 yıldır resim yapıyor \<>k olan Kuş Cenneti • BANDIRMABURSA (AA) 247 türden 2.5 milyon kuşun yaşadığı Kuş Cenneti ile Manyas Kuş Gölü, tüm uyarılara, yayınlara karşı "göz göre göre" ölüme gidiyor. Ege Universitesi Fcn Fakültesi Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Süleyman Balık, araştırma görevlileri Dr. Hatice Parlak, Dr. Melahat Toğulba, Dr. H. Baha Büyükışık ile birlikte toplam 15 kişiden oluşan araştırma gubu tarafından hazırlanan "Kuş Gölü ve Kuş Cenneti Milli Parkı'nın Kirlenmesinde Rolü Olan Sanayi Kuruluşlarına Ait Deşarj Su Analizleri Raporu" açıklandı. Üç yıllık bir calışmanın ürünü olan raporda, "Kuş Gölü ve Kuş Cenneti'ndeki güncel sorunların çözümlenmesi için, bazı etkin yaptınmların gerçekleştirilmesi veya çok acil önlemlerin ahnması kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiş bulunmaktadır" denildi. Çağdaş Türk resminin üçüncü kuşağmdan Prof. Bursalı, kendini "izlenimci" olarak niteliyor. "Gerçek sanat eseri eskimez. Değerli bir eser her zaman yeni kalır" diyor. ALPAY KABACALI PORTRE Prof. ŞEFİK BURSAU Osmanlı dev letinin Batıya açılmasından sonra, 19. yuzyılın ikinci yarısında Batı anlayışına yönelik resim sanatında varlık gösterebilen ilk ressamlar kuşağında Osman Hamdi Be> ile "asker ressamlar" olarak adlandınlan Şeker Ahmet Pasa'lar, Halil Paşalar, Hüseyin Zekâi Pasa'lar yer alıyor. İkinci kuşak, "Çallı kuşağı" diye adlandınlıyor: Ibrahim Çallı, Avni Lifij, Namık İsmail, Nazmi Zi\a. Hikmel Onat, Feyhaman Duran vb... Avrupa'da eğitim gören bu ressamlar, Batı sanatından etkilenmekle birlikte, doğayı kendilerine özgü bir uslupla yorumlamayı da başarıyor ve "Tiirk restninde kesin bir döniıra noktası" oluyorlar. Akademide hocalık ederek Turk resminin daha değışik eğilimlere yönelecek üçuncü kuşağını da yetiştiriyorlar: Zeki Kocumemi. Refik Epikman, Eşref Üren, Nurullah Berk, Mahmut Cuda, Sefik Bursalı... Şeflk Bursalı Sonsuz resim tutkusu 19O3'te Bursa'da doğdu. Ortaokulu Bursa'da bitirdikten sonra tstanbuFa gelerek Sanayii Nefise Mektebi Âlisi'ne (sonra Güzel Sanatlar Akademisi) girdi (1921). Akademiyi bitirdiği yıl (1930) açılan yanşmada birinci olarak devlet hesabına Avrupa'ya gönderilmeye hak kazandıysa da, ödenek yokluğundan gidemedi. tzmir, lstanbul Erkek, Konya liselerinde resim öğretmenliği yaptı. 1938'de atandığı Güzel Sanatlar Akademisi öğretim üyeliğinden otuz yıl sonra, 1968'de emekliye aynldı. Devlet Resim ve Heykel sergilerinde dört kez (1966, 1975, 1980, 1982) ödül kazanan, resimleri Sovyetler Birliği'nde ve Balkan ülkelerınde sergilenen, bir yapıtıyla 1946 Paris Uluslararası UNESCO Sergisi'ne katılan Bursalı, 1987'de Mimar Sinan Universitesi Senatosu'nun kararıyla "profesör" unvanını aldı. 1986'da Kültür Bakanlığı'nın "Kültür ve Sanal Büyük Odülü"ne değer görüldü. Doğduğu sokağa 1987'de "Ressam Şefik Bursalı Caddesi" adı verildi ve Bursa Kültür Park'a büstü dikildi. lamak için tabela yazmaya gırışti. Ve Ulucami'yi keşfetti! 1399'da yapılan görkemli anıtın mimarisi, mermer şadırvanında şakırdayan su, suda oynaşan balıklar... Hepsi de yepyeni bir dünyaydı onun için... Derken, cami içinde hat sanatının "şabeser"leri: Kazaasker Mustafa tzzet Efendi'nin, Mehmet Şefik Beyin, Şeyh Hamdullah'ın... Bu Islam sanatını doruğuna ulaştıran levhaları... Ulucami, onun "müze"siydi artık. Sık sık gidiyordu. Zamanla kâğıt kalem götürüp hat sanatının bu eşsiz örneklerini kopya etmeye başladı. Ortaokulu bitirmişti. Geçimiııi tabelacılıkla sağlıyor, ailesinin geçimine katkıda bulunuyordu. Bazı suluboyalannı kentin işlek caddelerinden birindeki kitapçı dükkânında sergilemeyi akıl etti... Bursa, Yunanlılann işgaline uğradı. Yunan subayları, kitapçı dükkânındaki resimlerini satın alıyorlardı. O, para biriktirip lstanbul'a, Sanayii Nefise Mektebi'ne gitmek istediğinden, yeni yeni resimler yapıyordu. Günün birinde, tstanbul'a gitme zamanımn geldiğine karar verdi. Ancak kentten ayrılabilmek için, işgal kuvvetlerinden izin belgesi almak gerekiyordu. "Pasaport"unu vermiyorlar, çeşitli engeller çıkarıyorlardı. iki suluboya resmini merkez komutanına götürünce kentin kapıları açıldı... Istanbul'da ilk işi Sanayii Nefise Mektebi Âlisi'ne yazümak oldu (1921). Bu yüksekokul Divanyolu'nda, şimdi Sağlık Müzesi olarak kullanılan binanın bir bölümündeydi. (Birkaç yıl sonra Fındıklı'ya taşındı ve Güzel Sanatlar Akademisi adını aldı.) Öğrenim giderlerini karşılamak, geçinebilmek için, boş zamanlarında Babıali Caddesi'ndeki tabelacılara tabela, matbaacüara resim ve başlık yapmaya girişti. Kimi zaman emeğinin karşılığını alamıyor, dolandınlıyordu. Yaz tatillerinde Bursa'ya giderek pevzajlar yapıyordu. Hocası Çallı lbrahim'le Namık İsmail, Fevhaman Duran, Hikrret Onat gibi ustalar resimlerini beğeniyorlardı. O yıllarda yılda bir kez sergi açılırdı. Galatasaray Lisesi'nde düienlenen ve on kuruşa girilen sergide Sanayii Nefise hocalarının tabloları yer alırdı. 1924'ten başlayarak, öğrencileri Bursalı Şefıkin (Soyadı Yasası çıkmamıştı) resimlerini de sergiye kabul ettiler. 1930'da akademi bitti. Avrupa sınavını o yıl Şefik Bursalı kazanmıştı. Ama dünya ekonomik bunaiımı ve devletin yeterli ödeneği ayırmayışı yüzünden gidemedi. Yılda bir tek resim satmak bile bir mutluluktu. Ama, ne yazık ki elde avuçta kalmıyordu o para: Üstbaş alınıyor, bir çift iskarpin alınıyordu; artarsa alacaklılara veriliyordu... Ögretmenliğe başladı. önce lzmir'de, sonra lstanbul Erkek Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. 1934'te Konya'ya atandı. Uzun yıllar Bursa'nın yeşilini ve tarihi özelliklerini aktarmıştı tuvaline. Bu kez Konya bozkınna. Konya'daki Selçuklu yapılarına yöneldi dikkati, fırçası... Sovyet Devrimi'nin onuncu yılında (1927) Ankara'da Sovyet ressamlan sergisi açılmıştı. 1937'de Atatürk'ün isteğiyle, Salâh Cimcoz'un komiserliğinde. Moskova, Kiev ve Leningrad'da Türk ressamları sergisi düzenlendi. Bu sergi daha sonra Bükreş, Belgrad ve Atina'ya götürüldü. Salâh Cimcoz. Ankara Halkevi'nde yaptığı konuşmada sergiye, özellikle Şefik Bursalı'nın resimlerine gösterilen ilgiyi dile getirdi. Milli Eğitim Bakanlığı, bu başarısını, onu Guzel Sanatlar Akademisi'ne atayarak ödüllendirdi. Fransa'dan yeni gelmiş Leopold Levy'ye asistanlıkla başlayan öğretim üyeliği 1968'de yaş naddinden emekliye aynlana kadar, tam otuz yıl sürdü. Acı tatlı günler yaşadı akademide. En acısı da, 1948'deki yangındı. Hayranhk duyduğu Velasquez'in büyük boyutlu tablolannın kopyalan ve daha nice yapıt kül oldu... Yalnız Velasquez değil. El Greco'yu, Goya'yı, Cezanne'ı, Courbet'yi, Delacroix'yı, Manet'yi, Millet'yi, Corot'yu ve klasik ressamlardan birçoğunu sevdi, seviyor. Kendi olanaklarıyla kaç kez Avrupa'ya gidip Paris, Londra, ltalya, Madrid, Hollanda, İsveç muzelerini gezdi; "ufuk açıldı." Resmi bir tutkuya dönüştürdüğünü ve Türkiye'den karakteristik peyzajlar yapmayı sevdiğini söylüyor. Resmi sevdiği kadar sevdirmek için çalıştığını belirtiyor. Kendisini bir çeşit "izlenimci" olarak niteliyor. Artık parayı düşünmediğini; canı isterse, alıcıyı gözü tutarsa resim sattığını açıklıyor. Sıra son dönemlerde açılan "soyut" ve "modern" resimlerin yer aldığı kimi sergiler üzerine görüşlerine geliyor. Diyor ki: "Bir portre, bir peyzaj, bir figürlü kompozisyon yapamayan kişiler, işin kolayını seçiyoriar. Picasso gibi büyük sanatçılann klasik ve realist bir sanat temeli olduğuna gözardı ediyorlar. Arayışlar içerisinde bocaladıkca resim sanatından uzaklaşıyoriar. Bu tarz calışanlar, daha çok sosyetede kendini tanıtmak. tatmin olmak isteyenler. Ciddiye almamak gerek. Gerçek sanat eseri eskimez. Değerli bir eser her zaman yeni kalır." den geliyorlar ve ılle ressam olacağız diye bir kaygılan yok... İkinci kuşak, ressam olarak yetişmekle görevlendirilmiş. Bir işlev yukumlenmişler. Resmin yerleşmediği bir toplumda işleri zor... Üçüncü kuşak, 1900'ierde dünyaya gelenler, nice acılardan, yoksunluklardan, yoksulluklardan geçmiş... Balkan, Trablusgarp, BiOsman Hamdi Bey ile ressam rinci Dünya, Kurtuluş Savaşlarıpaşalar, rahat, gönençli yaşamış nı yasamışiar... Yıllarca "vesika olmalılar. Toplumun elit kesimin ekmeği" yemiş, üç ayda bir 250 gram şeker alabilmişler "vesika" ile... Resmin toplumda hâlâ yeri yok; ressamlık para kazandıran bir meslek değil... Bütün bunlara katlanarak ve her şeyi göze alarak ressam olmaya kalkışmak için tutku gerekiyor sonsuz tutku... Şefik Bursalı, bunun somut bir örneği: Bursa'nın Şeyh Küşteri Mahallesi'nde, Kara Şeyh Camii'nin bulunduğu. asırlık bir defne ağacı nın bir tak gibi yayıldığı sokakta, pencereleri kafesli küçücük bir evde doğdu 86 yıl önce. Babası saraçtı. O altı yedi yaşlanndayken ölüverdi. Anne çalışıp didiniyor, iki kızını ve oğlu Şefik'i yetiştirmeye çalışıyordu. Çileli günler yaşıyorlardı... tttihat ve Terakki'nin açtığı ilkokulu bitirdi, rüşdiyeye (ortaokul) basladı. Resme büyük ilgi duyuyor, suluboya ile doğa görünümleri yapıyordu. Geçimim sağ Uınre için başvuranlar • ANKARA (ANKA) 198990 umre gezisi dönemi başvuruları bugün başlıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre umre için karayolundan 2, havayolundan ise 5 tur düzenlendi. Karayolu turlan için başvurular 16 ocağa kadar devam edecek. Türkiye'den çıkış tarihleri ise 16 Arahk 198922 Şubat 1990 olacak. Havayolu turlan için başvurular yann başlayacak 28 Şubat 1990'a kadar devam edecek. Çıkış tarihleri ise Aralık 1989 Nisan 1990 olarak saptandı. Stratejik öviinme Türkiye'nin hep stratejik önemi üzerinde durulmuştur. Bu pek övünülecek bir katsayı değil. Stratejik katsayı genellikle soğuk savaş döneminin katsayısıdır. Geçmişte Doğu Batı ilişkilerinde gerginliğin yoğun olduğu dönemlerde Türkiye çok dış yardım almıştır. Yumuşama olduğu dönemlerde bu 125 milyon dolarlara kadar inebilmiştir. Türkiye'nin bunun üzerine çıkması lazım. Ekonomik katsayı meselesi; şimdi yapılmakta olan hadise budur. Bu proje Türkiye'nin ekonomik katsayısının en önemli unsurla(Arkası JS. Sayfada) TesIş yeni yönetim kurulu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Testş Sendikası Genel Kurulu'nda yeni yönetim kuruluna seçilen üyeler belli oldu. Teslş Genel Kurulunda dün yapılan seçimlerde genel başkanhğa Faruk Barut, genel başkan yardımcılığına Mahmut Özonur, genel sekreterliğe Salih Ermanav, genel mali sekreterliğe Hasan Coşar, genel teşkilatlandırma sekreterliğine Kenan Tetik ve genel eğitim sekreterliğine de Cemil Türk yeniden getirildi. Yeni oluşturulan genel araştırma ve sosyal işler sekreterliğine de Malatya Şube Başkanı Kâmil özbenir seçildi. Moskova'yla ilişkimiz örnek düzeyde MOSKOVA (AA) Dışişleri Bakanı Mesut Yümaz, Türkiye ile Sovyetler Birliği'nin, farklı siyasi rejimlere sahip iki ülke arasında kurulabilecek en iyi ilişkilere örnek olabilecek bir işbirliği içinde olduklarını soyledi. Yılmaz, Sovyet Komünist Partisi'nin yayın organı Pravda'ya verdiği demeçte, Turkiye'de, 1960'h yıllarda Sovyetler Birliği'nin desteğiyle sanayiieşme alanında önemli adımlar atıldığını hatırlatarak yaklaşık 50 yıllık durgunluktan sonra, karşılıklı işbirliğinde başlayan hareketliliğin memnuniyet vericı olduğunu bildirdi. 1984 yılında Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında doğalgaz anlaşması imzalanmasının ardından, Karadeniz'de 'FIR' konusunda anlaşmaya varıldığını ve iki ülke arasındaki ticaretin önemli ölçüde arttığını vurgulayan Yılmaz, yine de iki ulkeniıı, işbirliğinde potansiyellerini tam olarak seferber etmediklerini belirtti. Turkiye'de yeni ekonomik modelin benimsenmesiyle Sovyetler Yılmaz'dan Pravda'ya demeç Sovyet Komünist Partisi'nin yayın organı Pravda gazetesi, Türkler için kullanılan "sabırlı" sıfatının, futbol ve poliîika söz konusu olunca geçerliliğini yitirdîğini yazdı. Birliği'ndeki "perestroyka" hareketinin aym döneme rastladıgına dikkati çeken Mesut Yümaz, Sovyetler Birliği'nin dış politikadaki "yeni siyasi diişünce"siyle Türkiye'nin "giivenlik kuşağı" politikalarının da çakıştığını bildirdi. Mesut Yılmaz'ın demeci, Pravda gazetesinin Türkiye'deki son siyasi gelişmelere ayırdığı "Tiirk siyas«tinde sabit ve degişken etkenler" başlıklı yazı içinde yayımlandı. Turkler için kullanılan "sabırlı" sıfatının, futbol ve politika söz konusu olunca geçerliliğini yitirdiğini yazan gazete, Turkiye'de mart ayından bu yana geçen önemli siyasi olayları özetleyerek cuma günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ilk tur oylamasının sonucunu okurlarına duyurdu. Gazete, butun bu hareketli siyasal gelişmelere karşın, Turkiye'de Sovyetler Birliği ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunda herkesin görüşbirliği içinde olduğunu belirtti. Popta Brezilya modası Dünyanın en büyük pop şarkıcüarı, Brezilya müziğini yeniden keşfetme sevdasındalar. David Byrne, Paul Simon, Peter Gabriel gibi yıldızlar sık sık Rio de Janeiro'ya uçuyor, yapacakları yeni müziklerin ritmleri, j ı ı . ı .. • ... . , .... ı • ... .. aşkın bir süre önce "Desafiııado" ve "The Girl from Ipanema" gibi parçalar bütün dunyayı "Bossa nova" rüzgârıyla sallamıştı. Aslında Brezilya kökenli muzikler, poptan caza her türden müziğe az esin kaynağı olmamıştı. "Time" Dergisi'nden Laura Lopez'in yazdıklarına bakılırsa, şimdilerde de aralannda David Byrne, Paul Simon ve Peter Gabriel'in de bulunduğu dünyanın en büyuk pop yıldızlan bu eski "ayartıcr'yı, Brezilya müziğini yeniden keşfetme sevdasında. Sık sık Rio de Janeiro'ya uçuyor, yapacaklan yeni yeni müziklerin ritmleri, ahenkleriyle yuklü olarak geri dönüyorlar. . övgiyle şAz edHlyor Caetano Veloso (solda) pop müzikçılerin övgüyle söz ettiği adlardan biri. Brezilyalı şarkıcıbestecinin son albümü büyük beğeni kazandı. Ülkesinde uzun suredir ünlü olan Brezilyalı kadın şarkıcı Maria Bethania. şimdi dünyanın da ilgisini çekmeye başladı. Ayas yeniden THK Başkanı • ANKARA (AA) THK Genel Başkanlığına, yeniden Prof. Dr. Inanç Ayas getirildi. Milli Eğitim Şura Salonu'nda üç gttndür süren genel kurulda dün yapılan seçimlere, başkan adayı olarak Avukat Ibrahim Kısacık ve Prof. Dr. Inanç Ayas katıldılar. 1053 delegenin oy kullandığı seçimlerde Prof. Ayas yeniden THK Genel Başkanlığına getirildi. Yeni Yönetim Kunılu ise şu isimlerden oluştu: Prof. Dr. Atilla Taçoy, M. Zekai Gümüşdiş, Mehmet Türkyar, Solmaz Uçarkuş, Atilh Parla, Zekai Altay, tsmail Yılmaz, Okan Erdoğan, Nevzat Öztan, Erdoğan Derici, Ata Kıral. ahenklerıyleyuklu 25 yılı Talking Headsdonuyorlar. Kültür Servisi Bundan olarak ulkelerıne topluluğunun yıldızı David Byrne, 1970'lerin Brezilya popundan bir derlemeyi "Beleza Tropical" adlı albümünde topladı. Bu ay aynı güldestenin devamını " O Samba" adı altında çıkaracak. Byrne'ün yine bu ay piyasaya çıkacak solo albümü "Rei M o m o " ise esin kaynağını Brezilya ve Latin şarkılanndan alacak. Başka bir pop ünlüsü, Paul Simon da Brezilya treninin yolcularından. Simon, 1990 başlarında çıkması tasarlanan yeni albümünde Brezilya kokenli öğeleri bolca kullanmak niyetinde. Roberta Flack ise aynı dalgadan daha once nasibini alanlardan. Flack'in 1988 sonlarında çıkardığı "Oasis" adlı albümü Rio gecele müziğini hazırlayan Peter Gabririnin sıcaklığını taşıyor. Dahası, el'in Brezilya ve Afrika "sound"Flack'in "Ah Brezilya/Ab larından yola çıktığını unutmayaBrezilya" diye biten parçası Bre lım. zilyalı şarkıcıbesteci Djavan'a Milton Nascimento, Caetano adanmış. Veloso, Gilberto Gil ve Chico BuAslındaa şu u sıralar Amerikan n arque, bugün pop dünyasını içerA s l ı n d ş sıralar A m e n k a çıkardığı piakendüstrisiniyönetenkrdeay den yaşayanlann göklereşarkıcılanı telden çalıyorlar. Nevv York' adlar. Brezilyalı kadın taki Polygraın Records firmasııı ra gelince, dünyanın ilgisi Veloca hazırlanmakta olan "Brezilya so'nun kız kardeşi Maria BethaDalgası" serisi, Brezilya'nın ön nia, Riolu Costa ve Simone Bede gelen pop yıldızlarından bir di tancur da Oliveira'da odaklanmış zi antoloji albümünü içeriyor. İlk durumda. Aslında bu adlar Breağızda akla gelenler Gal Costa, zilya'da çoktandır ün yapmış yılChico Buarque, GUberto Gil ve dızlar, ama ne tuhaftır ki BrezilJorge Ben. Nevv York'tan başka ya radyolarında Madonna'nın bir firma, Celluloid de sırf bu iş parçaları ve Portekizce "rock'n için Braziloid adlı bir yan şirket roll"lar onlardan çok fazla çalıkurdu. Braziloid yalnızca popü nıyor. ler Brezilya müziği plaklan sürecek piyasaya. CBS plak şirketi ise Djavan ve Millon Nascimento gibi Brezilyalı yıldızları, ABD pop dunyasında yükseltmeye çalışıyor. Bu arada, geçen mevsim ülkemizde de gösterilen "Günaha Son ÇağrT'nın Birçoklarına göre, Brezilya popunun başka ülkelerde baştacı edilmesi ritm zenginliğinden kaynaklaruyor. Bir dönemin köle kültürünün merkezi olarak bilinen Bahia eyaleti, Brezilyah olmayan müzisyenleri mıknatıs gibi çekiyor. Avrupa "sound"larıyla bütünleştirilen Afrika kabile danslarının ürünü samba; AfroKatolik dinsei kökenli "afoxe": Afrika ritmleriyle Portekiz folkunu karıştıran, akordiyon ağırhklı "forro"; hepsi orada. Brezilyalı şarkıcı besteci Caetano Veloso'nun son ablümünün yapımcısı Amerikalı gitarcı Arto Lindsay'a bakılırsa, "Bahia'da ve Kuzeyde en katkısız Afrika ritmlerini bulmak mümkun." Pop müzik yıldızı David Byrne, işi daha da ileri götürüyor: "Bahia, Brezilya için, cazın dogduğu yer olan New Orleans gibi bir yer. Sonradan yepyeni tardara dönüştürülen müziksel düşuncelerin kaynak yeri." Brezilyalı bestecişarkıcı lar ise bu baharatlı ritm zenginliğine, Avrupa melodilerinden ve benzersiz harmonilerden oluşan tadı tuzu yerinde bir sos katıyorlar. 43 yaşındaki Maria Bethania. ilk kez 1965'te, Rio'daki bir muzikalin hastalanan yıldızının yerini alarak üneerişmiş. "Çokçalgıh" Hermeto Pascoal ise 50 yaşında; çaydan(Arkası 15. Sayfada) Tıızdaki iyot eksikliği • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Turkiye'de iyot îksikliğinden kaynaklanan lastalıkların giderek arttığı ^elirtildi. Turkiye'de jretilen tuzlardaki iyot jranının Dünya Sağlık Ijrgütü'nün belirlediği ve :uzda bulunması gereken miktarının çok altında Dİduğu saptandı. Ege Universitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya Ana Bilim Dalı [arafından yapılan ;alışmada, Turkiye'de çeşitli firmalar tarafından üretilen [uzlardaki iyot miktarlan ölçüldü. Fen fakültesi kimya bölümü analitik kimya ana bilim dalı öğretim üyelerinden Prof. Ümran Yüksel, Prof. Gürel Nişli, Dr. Bülent Ilkme ve Saime Akgünlü tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonucunda, Türk tuzlarındaki iyot miktarının, standartların 110350 kat altında olduğu belirlendi. îsveç basını Camilo Jose Cela'yı değerlendiriyor: 'Odüle aldırmayan yazar' YAVLZ BAYDAR STOCKHOLM "Nobel Edebiyat Ödülu. bu yıl, onu gerçekten hak eden bir yazara verildi." Camilo Jose' Cela ile ilgili oıarak Isveç basınına yansıyan ortak yorum böyle. Ülkenin en ağırhklı Sabah gazetesi Dagens Nyheter, ilk sayfadan uç sütun olarak "Cela, ödülün umursamaz sahibi" başlığıyla verdiği haberde, ödülün açıklanması sonrasında doğan kargaşa sırasında Camilo Jose Cel<:'nın "Bir an bile yüzündeki pokerci ifadesinin değişmediğini" yazıyor. Gazetenin onceki günku sayısında kultur sayfasının büyuk bölümü de Cela'ya ayrılmış. Isveç"in en önde gelen Ispanyol dili uzmanlarından Kjell a Johansson, "Cela'r.iii ^iudel tiulu ve capraşık kan en önemli yazardır" diyor. "Dili yenilemiştir. Bu anlamda Garcia Margue/'den çok daha büyük önem taşımaktadır. Cela 1900lerin klasikleri arasındadır." Alman eleştirmen yazar Hans Magnus Enzensberger ise konuya her zamanki uslubuyla yaklaşıyor: "'Sıkıcı bir ödül ve sıkıcı bir yazar, öyle değil mi? Bugün, binlerce >azann yaş günü, bir yazann da bayramı oluyor. Tersi olsavdı daha ivi etki yaratırdı. Ödül sadece Mahfuz gibi okuyuculann pek tanımadığı yazarlara gidince, kitlesel bir merak uyanıyor." İkinci büyük Sabah gazetesi Svenska Dagbladet de Cela'ya iki ayrı sayfada yer ayırmış. Kültür sayfasında yer alan bir yazıda Ispanya'nın ünlü Diario 16 der "Cela: Kaba, halka yakın, uyumgisinin eleştirmeni Jesus Pardo, suz ve gorsel" başlığı altında, ya"Cela. ic savaştan sonra ortaya çı zar hakkında geniş bilgi veriliyor. roman evreni" başbklı makalesinde. yazann 26 yaşında yayımladığı "Pascual Duarte'nin Ailesi" adlı romanıyla, "L rkütülmuş ve alarma geçirilmiş bir İspanya'da eleştirel romanalığa yepyeni bir soluk getirdiğini" kaydediyor. Cela'dan ovgü ile söz etmesine karşın, "uygun bir aday mıydı?" diye soran Johansson, 1989 Nobel odulü sahibi ile yasıt bir başka Ispanyol yazardan, oyunlarıyla tanınan Antonio Buero Vallejo'dan soz ederek, yazısını şöyle noktalıyor: "Cela ile Buero Vallejo arasında, eğer ben seçebilseydim, ikincisi yönunde oy kullanırdını. Böylece, Lorca'dan sonra tspanya'nın en nitelikli oyun yazan da ödüllendirilmiş olurdu."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear