28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahibi: Cumhunjet Maıbaacılık ve Gazetccılık Turk Anonım Şirkctı adına Nadlr N*di • Genel Yayın Muduru. Hraa Craud, Mttosese Mudıiru Eımae Upddıgil, Vazı tşkn Muduru Okıy GöaeasiD, • Haber Merkezı Muduru. Vâtçın B«yrr. Sayfa Duzeni Yonclmcnı Ali Acar, • Temsılcıler: ANKARA: Yalçıo DoJ.o. IZMIR: Hikmtı Çtli.kıya. ADANA: Ccial Ihçlugıç. lstanbul Habcrlcn: Ertıan Akyıldtz. Dış Haberler Ergu» Balci, Ekonomı Ctngiz Turhın, Kultur: ö t a l Usto, Spor Danışmanr Abdulkadir Yucefmu. Duzeltmc Refîk Durbaş, Araştırma: Şahia Alpa>, IşSendıka: Şakran Keltnd, Yurt Haberler! Nccdtt Dogın. Dızı Yazılaj Kntra Çafaşluuı. # Koordinater: Ahmet KonıİMB, • Malı Ijfer: Erol Erkul, # Muhasebe: Balml VfBfr 0 Bütçc:Pianlama: Se»gi Anın # Reklam Avjt Toınn. Ek Yayınlar Hıilya Akyol • Idare: Hasryin Garer, Işleıme: ÖulerÇcUk, Bılgılşlem: Nıil ln«l tioiun v, Yaran. Cumiıun*! Malbualık « Gucualık T.A.Ş. TUrk O a * Cad. 39/41 Ca|alo0ıı Î4334 lü PK 246lsunbul Tcl 512 0! 05 (20 h»t), Tdcx 22246 Ttx: (I) 526 60 72 # ftı/otar Aakum: Zıya Gökalp Blv Inkılap S No. 19/4. Tet ]}3 II 4147. Tdo. 42344 Fu: (4) 133 II 41/428 # hmtr. H Zıya Blv. 1352 S2/3. 1H 13 12 30. Teta: 52359 Far (Sl) 19 53 «0 0 Atn*: InönüCıd 119 S. No. 1 K»l l.Tfcl 19 3 1 52(4 h«). Tdet: 6215S. Fu: (71) 19)7 52 TAKVIM: 30 OCAK 1989 Imsak: 5.42 Guneş: 7.10 Öğle: 12.22 Ikindi: 15.00 Aksam: 17.24 Yatsı: 18.46 SUahlarda birim sayısı azahyor, ateşgücü artıyor Amerika Bîrleşik Devletleri, başta Lance2 olmak üzere tüm taktik nükleer silahların modernizasyonuna hazırlanıyor. Birbirine güvenmeyen Pentagon ve Kremlin stratejistleri, indirim kapsamına girmeyen silah sistemlerini geliştirmek için çaba harcıyorlar. ABD'nin nükleer modernizasyon girişim Kültür kökenîne doğru Burhan Oğuz, on cılt olarak planladığı "kültür kökenleri" konulu çalışmasını tamamlayınca "Türkiye'nin Sosyal Tarihi"ni yazacak. Oğuz, "Etnik olarak bugünkü Türk halkında Asya oranı yüzde 10'dur. Ama Türkler 'belirleyici unsur' olmuşlar. Dillerini, dinlerini yerleştirmişler" diyor. A L P A Y KABACALI Zeyünburnu ve Sütlüce silah fabrikalannda dökümhane şefliği... Yedi sekiz yıl dökümcülük... lstanbul dolayında asbestli çimento, galvanizli sac, boru, elektrik motorlan, sabun, makine, takıın tezgâhları fabrikalarında proje mühendislikleri ve işletme müdürlükleri... Hakkâri, Muş, Siirt, Van, Urfa vb. illerde otuz altı elektrik tesisinde proje mühendisliği... Ark Kaynağı, Karbonlu ve Alaşımlı Şeritlerin Kaynağı, Sert Dilimleme vb. teknik kitaplar... Burhan Oguz, uzun yıllaı teknik konularla iç içe yaşayagelmiş bir makine ve eiektrik mühendisi. Aynı zamanda, Türkiye halkının kültürü üzerine kapsamh ça Makine mühendisi Burhan Oğuz, sosyal bilimler alanında dayapıtlar veriyor Yapışık ikizler artık yvk lstanbul Haber Servisi Ameliyatla birbirlerinden ayrılan ikizlerden ikincisi de dün gece öldü. Kader ve Kısmet adı verilen ikizlerden biri dört gün önce ölmüştü. Solunum güç/üğü üzerine, solunum aygıtına bağlanan Kısmet adlı diğer bebeğin de dün gece 00.15 sıralarmda öldüğü bildirildi. PORTRE BURHAN OĞUZ Teknikten kültüre 1919'da İstanbul'da doğdu. 1942'de Yüksek Mühendis Mektebi'ni (tstanbul Teknik Üniversitesi) bitirdi, makine ve elektrik yüksek mühendisi oldu. Çeşitli fabrikalarda proje mühendisi, şantiye şefi, teknik büro şefi ve işletme müdürü olarak görev aldı. 19791984 arasında Trakya Universitesi'nde ögretim görevlisi olarak bulundu. 1984'te yeniden sanayi kesimine döndü. Şimdi bir şirketin genel müdürlük danışmanı ve Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi'nde öğretim görevlisi. Türkiye Halkının Kültür Kökenleri adlı kitabının ilk cildi 1976'da, ikinci cildinin ilk bölümü 1982'de (Sedat Simavi Vakfı Sosyal Bilimler Ödülü, 1982), ikinci bölümü 1988'de yayımlandı. Ayrıca Alman Gerçegi ve Türkler (1982), Mezartaşında Simgelesen tnançfar (1983), Çevre Hakkında Düşünceler (1983) başlıklı kitapları, yurtiçinde ve dışında yayımlanmış birçok makalesi var. manlı'da toprak hukukunu, toprak mülkiyetini, toprak uzerinde yaşayan kişinin sosyoekonomik durumunu inceler. Yazmaya uzunca bir süre ara verdikten sonra, "kültür kökenleri" konulu küçıik bir kitap hazırlar: "Fotograflan, her şeyi tamamlandı, baskıya verilecek duruma geldi. Ama beni tatmin etmedi. Yırtıp attım. Eş dost, 'Bu gibi konularla dışansı daha çok Ugilenir' dediler, 'yabancı dilde yaz.' Daha geniş bir şeklini İngilizce olarak yazdım. Ama sonunda onu da beğenmedim, yırtıp attım." Yine uzunca bir ara... Ve 1976'da Türkiye Halkının Kültür Kökenleri'nı yayımlamaya başlar Burhan Oğuz. Bu, "teknikleri. müesseseleri, inanç ve âdetleri" inceleyen geniş ve aynntılı bir araştırma olacaktır. tlk ciltte, "kültüriin ne olduğunu ve Türkiye halkını kimlerin oluşturdugunu" inceler: "Türklerin, demedim. Anlam kargaşasına yol açabilir. Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içerisinde oturan kişinin kültürünün kökenlerini araştınyorum ben. Sonra baslenme tekniklerini ele alıyorum. Sudan tutun da kaç çeşit ekraek olduğuna, borani, yahni gibi yemek çeşitlerine ve bunlann adlannın nereden geldiğine kadar..." ikinci cilt, "tarım, hayvancılık ve meteoroloji" konusuna ayrılmıştır. I982'de yayımlanan ilk bölümde "inançlar" incelenir: "Bütün inanç sistemleri ve dinler, son tahlilde, insanoglunun (oprakla olan ilişkisidir. Bunlan kim düzenleyecek? tmgelerainde yarattığı birtakım doğaötesi varlıklar." UFUK GÜLPEMİR WASHINGTON 1989 yılında DoğuBatı ilişkilerinin, dolayısıyla ABD dış politikasımn kilit sözcüklerinden birisi "modernizasyon" olacak. Bu, en azından, geçen günlerde NATO Başkomutanı tarafından Türkiye'ye de önerilen "jeni kuşak Lance füzeleri" açısından geçerli Avrupa'da konuşlandınlmış, menzili 78 mile kadar olan 88 Lance fırlatıcısı, NATO planları uyannca I995'e kadar menzili 300 mile yakın Lance2'lerle yer değiştirecek. NATO Müttefik Kuvvetleri Komutanı John Galvin, bürokratik dilde "Fol)ow on lo Lance" (Lance'in devamı) denilen Lance2'lerin konuşlandırılması konusunda ısrarlı görünüyor. Oysa ortada Lance 2 yok. Henüz üretilmiyor. ABD Kongresi, Lance2 projesinin önünü tıkamış dururada. Bush bu tıkanıklığı aşmak için Kongre'ye yüklenecek mi? Yoksa "üstüne mi yatacak?" İşte Lance2 bu yüzden DoğuBatı ilişkilerinde mihenk tası. Çünkü Bush'ün bu konudaki hevesliliği, "Sovyetler üzerindeki zırhları çıkanrken, ABD'nin Batıya daha agır zırh giydirmek îstedigi" şeklinde algılanacak. Üstelik Gorbaçov içerde, "Sovyetler tek yanlı indirimlere giderken, ABD'nin hiç taviz vermeden modernizasyona devam eltiği" eleştirileriyle uğraşmak zorunda kalacak. Nitekinı Moskova'yı yakından izleyen ciddi Arnerikan gazeteleri tek yanh indirun kararianndan sonra Sovyet liderinin generallerle ilişkisinin "kritik" bir döneme girdiğini ileri silriiyor. nükleer silahlann modernizasyonuna asılacağı yönunde. Üstelik "silah iodirimi ve silahsızlanma" tarihine baküdığında birim sayısı azalırken ateş gücünün azalmadığı, aksine arttığı görülüyor. Bunun nedeni de birbirine güvenmeyen Pentagon ve Kremlin stratejistlerinin, anlaşma kapsamına girraeyen silah sistemlerini gelistirmek için harcadığı çabalar. Böylece belirli bir alanda silah indiriminden saglanan tasarruf, bir başka alanda yepyeni bir silah teknolojisinin gelistirilmesine yanyor. Bush işte bu konjonktürde, 1972 yılında geliştirilmiş cephealanı nükleer silahlardan Lance'ların modernizasyonu ile karşı karşıya. Pentagon stratejistleri kendi sınıfı içinde uzun menzilli yeni kuşak Lance'lann Almanya'da konuşlandınlması halinde İNF Antlaşması'yia sökülen nükleer füzelerin boşluğunun bir nebze kapatılacağı kamsında. AJmanya gönülsüz, ABD de bunu NATO ittifakına olan sadakatine yoruyor. Almanlar taktik nükleer silahların tamamen sökülmesi düşüncesine yakınlaşıyorlar. Çünkü bu sınıf silahların kulianılması halinde, nükleer infilak Doğu Almanya'da bile olsa yine Alman topraklannı ciddi şekilde etkileyecek. Buriıan Oğnz Türk toplumunu derinliğine araştıran yazar. lışmalar yapan bir araştırmacı. Okuma tutkusu, lise sıralarında başlıyor. Mühendis olarak Anadolu'da dolaştığı on dört yıl boyunca da kitapları elinden hiç bırakmıyor: "Çok uygunsuz koşullar altında bile, elimin allında bir kitap vardı. Anadolu'da, camı kınk bir ban odasında... Çaraaşır yıkayıp asmışız... Bir kınk gaz lambası... Yine de bir şeyler okumaya çalışüm. Başka tiirlii olmazdı. Aynca, bir yöreye gittiğim zaman. ne yapar yapar çevreyi gezerdim. Gördüklerimin foıoğraflannı çeker, notlar alırdım." Yazmaya gelince... 1960'ta 27 Mayıs'tan sonra, bir makale dizisiyle başlıyor. Eğitim sorununu ele alan, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği'nin haftalık yayın organı MimarlıkMübendislik'te yayımlanan bu yazı dizisinde savunduğu görüşler şunlar: "Önce, eğitilmesi gereken kişiyi tanıraalıyız. Kimi eğitecegiz? O ktşi hangi koşullarda yasar, ne yer, ne içer, nasıi düşünür? Vardığım sonuç şu oldu: Tek başına bir eğitim davası olamaz. Bu, sosyal reformu kapsayacak bir devlet planlaması içinde ele alınması gereken bir sorundur." Henüz "planlama'dan söz edilmediği bir dünemde ilk kez "devlet planlaması" önerisini ortaya atan Burhan Oğuz, aynı tez çerçevesinde sanayi ve tarırn reformu sorunlarını, toprak mülkiyeti konusunu ele alır. On bir sayı süren bu yazı dizisinde, Anadoluöncesi Türklerde ve Os NEVŞEHİR (Cumhuriyet) Kapadokya bölgesinde grup turizmi yapan işletmeler geçen yılki turistik tarifeye zam karan aldı. Yöreye gelen yabancı turistleri para ve döviz karşılığı günlük turlarla gezdiren turcular bu yılki fiyatlara geçen yıl dahil edilmeyen ören yeri giriş ücreti ve yemek bedelinin dahil edileceğini bildirdiler. Tur turizmi yapan turcular "Geçen yıl müze giriş ücretleri 2 bin lira idi, şu anda giriş ücreti 7 bin lira, bizim bu bütçe ile bunlan karşılamamıza olanak yok" dediler. Kapadokya turuna zam Tuvaletin tiyatrosu ANKARA (ANKA) Kuruluş çalışmaları süren Türkiye Yüznumara Vakfı müteşebb'ıs heyeti Başkanı Prof. Dr. Baha Galip Tunalıgil, yazdığı iki ayrı oyun senaryosunda, Türkiye'deki tuvalet sorunlarını "eleştirel" ve "yergisel" bir yaklaşımla ele aldığını bildirdi. Prof. Tunalıgil, ilki "Keneften Restroom"a adını taşıyan oyunda, tuvaletlerin ihtiyaç gidermenin yani sıra, okuma ve dinlenme yeri olarak da değerlendirilebileceğini anlattığını söyledi. Lance2 ve havadan yere seyir füzesi konuşlandırıimasında Türkiye'nin tuıumu biliniyor. Türkiye daha önce General Bernard Rogers tarafından önerilen bu sınıf içinde, menzili 4050 kilometreye kadar olan modernizasyon faaliyetine evet demişti; ama kendi sınıfı içinde uzun menzilli kalan yukarıdaki iki sistemi de, nükleer silahlar politiIsaretler de, ABD'nin başta kasına ters düşliiğü için reddetLance2 olmak üzere tüm taktik mişti. Toprak hukuku 30 YIL ONCEKJ BELGELER AÇIUYOR Ingiliz arşivinde Menderes dönemi Türkiye'ye ilişkin 80 belge açıklandı, ancak 5 belgenin 50 yıl sonra, yani 2008 'de açılmasına karar verildi. LONDRA "Basbakan, meslektaşlarını o kadar gölgede bırakmıştır ki gonınürde ona muhalefel edebilecek kimse yoktur. Partinin kaderi başbakanla o kadar iç içedir ki onun görevden düşmesi durumunda parti ayakta kalamaz. Basbakan lokomotif. bakanlar da vagonlara benziyor. Lokomotif durursa, vagonlar iist iiste ytğtlıp parçalanacaklannj biliyorlar. Lokomotif raydan fikarsa onlar da pkacaklar. Memnun olmayan Demokral Parti miltetvekilleri için çare Cumhuri\et Halk Partisi'ne geçmeleridir. 400 millelvekilinden 100'ü gecse, (ogunluğu kalmaz. derhal secime gidilir. Seçimde de artık şansı yoktur. Ancak CHP de DP milletvekillerini sadece iktidan devirmek için ister. Bu nedenle, istifa edenlerin siyasal geleceği olmayacakör." Bu satırlar, "gizli" damgalı bir Ingiliz raporundan, Tarih: 9 Temmuz 1958. Yazan: İngiltere'nin Ankara'daki büyükelçisi Sir Jaraes Bowker. Okuyan: tngiltere Dısişleri Bakanı Selwyn Lloyd. Raporda adı geçen basbakan ise Adnan Meoderes. 1958: İzmir gemisinin battığj yıl. Osman Bölıikbaşı ile Metin Toker'in DP iktidarına ters düştükleri için cezaevine girdikleri yıl. Bolu depremi, Kırşehir'in "yeniden" il olduğu. Fatin Rüştii 2^oriu'nun dısişleri bakanlığına atandığı ve 67 Eylül olaylarında "zarar gören" ve hâlâ İstanbul'da kalabilen Rumlara tazminat ödendiği yıl. İngiltere hükümeti her yıl, 30 yıl önceki resmi belgeleri açıklıyor. Bu yıl 1958'in sırası. Ingiltere'nin Ankara Büyükelçisi'nin, Londra'ya yolladığı raporlar, ayrıca sadece Türkiye değil, Vunanistan ve Kıbrıs dahil Ingiltere'nin ilişkide olduğu her ulke ile yapılan yazısmalar da. îsteyen gidip "Devlet Arşivi"'nden okuyor, fotokopisini alıyor, hatta fotoğrafını çektirip duvanna asıyor. Üç ayrı binaya yayılan "Devlet Arşivi"nde 482 kilometrelik raf var. Kimi üçbeş sayfalık, kimi 300 sayfalık 140 bin kadar da "belge", ince dosyalarda, ya da büyük kutularda. Ama tngiltere hükümetleri gizliliği sever, halkın öyle her şeyi bilmesini de gereksiz bulur. Nitekim bu yıl Türkiye'ye ilişkin olarak açılan 80 belgeye karşılık, 5 belge açılmadı. Bunların 50 yıl süreyle gizli kalması uygun görül müş. Demek ki 1958 yıhna ait bazı kayıtlar 2008'e kadar bekleyecek. Bütün bu belgelere ve 1915'te Ermeni tehciri sırasında Istanbul'dan Londra'ya yollanan belgelere ve daha nicelerine haftada beş gün 9.3017 arasında bakmak mümkün. Aışiv sadece profesyonel tarihçiler için değil, ceddini arayaniar için de bir kayıt cenneti. Bütün nüfus sayımları ve yiizyıllarca geriye giden nüfus kütükleri de burada çünku. Nlght Ark Soldan sağa: Armen Oonelian, Arto Tunçboyacı. Ara Dinkçiyan. Ed Schuller, "gece gemisi"nin tayfaları Akdenizlî gece gemisi Ut, kanun, kaval, cümbüş, bendir, ney, darbuka ve dümbelek de Ortadoğu ezgileriyle birlikte caz dünyasım şenlendiriyor. Ş E B N E M ATİYAS NEW YORK Pazar gecesi VUIage'in orta yerinde Fırat gürül gürül aktı, Ağrı Dağı yankılandı, ağıtlar döne dolana, ona buna çarparak barlara düştü. Üt, kanun, kaval, cümbüş, bendir, ney, darbuka, dümbelek artık caan yabancısı değil. Gün geçtikçe Akdenizli, Ortadoğulu yeni bir grup dünyanın caz başkeminde kendine özgü sesini, ustalıkla duyuruyor. Rabib AbouKhalil. Selim Kusur. Setrak Sarkisyan, Arto Tunçboyacı, Ara Dinkgyaa, Nana Simopoulos, Armen Dönelian. "Noah Ark"ı yani Nuh'un gemisini çağrıstıran Nighl Ark topluluğu, ut, saz, cümbüş, kanun ve gitar çalan Ara Dinkçiyan, vurmalı çalgılarda Ano Tunçboyacı, piyano ve synthesizerda Armen Dönelian, basta Ed Schuller'den oluşuyor. Son 1988 tarihli "Moments" adlı albümlerinde grup şöyle özetlenmış. "Nigbt Ark, kulfürleri ve müzisyenleri yeni bir müzikal çevre oluşturmak amacıyla bir araya getirir. Üyeler, aralanndaki farklılıklara sadece merak ve saygı ile yaklaşmanın ötesinde. ortak paylaştıklan noktalan bulmak için de bir araya gelirler. Bir kurtarma gemisi gibi grup, muzik yapmaya ve duyulmaya gereken ortamı temin eder." Pazar gecesi "Visiones"te, tanımına uygun olarak, Night Ark, Fırat'ı, Ağrı Dağı'nı ve Sovyet Ermenistanı'ndaki deprem için ağıtı ile dinleyenlere işlevini rahatça anlatma fırsatı buldu. Arto Tunçboyacı ve Ara Dinkçiyan'ın katıidıkları bir başka albüm ise caz dünyasının tanınmış basçılanndan Charlie Hayden, vurmalı çalgıcılanndan Nana Vasconcelos ve trompetçilerinden Don Cherry ile yaptıkları "VVings and Air." Ara, ut, cümbüş, kanun, saz ve gitar çalıyor. Ailesinin Diyarbakır'dan gelmesi dışında Türkiye ile hiçbir ilgisi olmamış. Daha bir kere bile Türkiye'ye gitmemiş. Evdeki kasetleri dinleyerek bütün bu aletleri çalmayı öğrenmiş. Türkiyeli izleyicileri fark edince hemen gururlu bir hava ile hatırlatıyor. "Sezen Aksu'yu biliyorsunuz değil mi? Gel Gel Sanşınım bizim bestemiz." Night Ark'ın "Moments" albümündeki parçalar şöyle: Wind, You've Got a Friend, Offering, Nocturne, Baby Elephant, Over the Rainbow, YazooFırat, Adolescence, Moments, Danny Boy. 1986'da yayımlanan albümün adı ise "Pictnre." "Wings and Air" adlı Charlie Hayden, Nana Vasconcelos, Don Cherry ile yaptıkları albümde Ara ve Arto'nun yani sıra Yunanlı Nana Simopoulos gitar çalıyor. Album, Nighı Ark felsefesini taşıyan Akdeniz. Ortadoğu \e Amerikan cazının ezgilerini toplamış. ABD'nin ortasında özgün dalgalarla ilerliyorlar NÂIÖ île ffüçler denk İki blokun kara ve hava kuvvetleri için 'kabaca eşit' ifadesinin kullamldığı bildiride, NA TO deniz kuvvetleri personelinin Varşova Paktı 'na oranla 2 kat fazla olduğu belirtildi. MOSKOVA (AA) Varşova Paktı, Avrupa'daki konvansiyonel silahlarda, hangi alanlarda NATO'nun gerisinde, hangi alanlarda ilerısinde olduğu hakkında şimdiye kadarki en aynntılı açıklmasını, dün yayımladığı bildiride yaptı. Sovyet Resmi TASS Ajansı'nca yayımlanan Varşova Paktı bildirisinde, iki askeri blokun konvansiyonel güçlerinin hemen hemen eşit olduğu belirtildi. Jki blokun kara ve hava kuvvetleri için, "kabaca eşit" ifadesinin kullamldığı bildiride, NATO Deniz Kuvvetleri personelinin Varşova Paktı'nınkine oranla iki kat daha fazla olduğu belirtildi. Bildiride, NATO'nun, daha çok taktik saJdırı ve donanma uçağına, bombardıman helikopterine ve tanksavar füze sistemlerine sahip olduğu, buna karşılık Varşova Paktı'nın, tanklarda, taktik füzelerde, saldın araçlannda, zırhlı personel taşıyıcılannda ve toplarda avantajı elinde bulundurduğu belirtildi. Uçak gemileri ve bunlardan havalanabilen uçaklarda, NATO'nun "kayda değer bir üstünJüğü" bulunduğu belirtilen bildiride, Varşova Paktı'nın da, füze ve torpillerle donatılabilen denizaltılarda "belirli bir avantaja" sahip olduğu kaydedildi. Bildiride, Varşova Paktı'nın sahip olduğu asker ve silah sayısı hakkında açıklama yapümadı, ancak TASS, dün yayımlanacak olan Pravda Gazetesi'nde, bildirinin yani sıra, "Bu konularla ilgili bazı açıklarnalar ve tablolar''ın da yer alacağını belirti. Bildirinin, NATO'nun, Varşova Paktı'nın gücü uzerinde yaptığı tahminlere ters düştüğü dikkat çekti. NATO, Varşova Paktı'nın, insan gücü açısından NATO karşısında 2'ye bir oranında bir üstünlüğü bulunduğunu, Doğu Bloku'nun tanklar açısından da her bir NATO tankına karşılık üç tank bulundurma avantajına sahip olduğunu belirtiyor. Varşova Paktı bildirisinde ise, NATO'nun bu tezi savunurken, "secici bir yaklaşıtna dayanan taraflı bir tutum" izlediği öne sürülüyor. Varşova Paktı bildirisinde, iki blokun güçleri arasında hemen hemen eşitlik bulunduğu savunulmasına rağmen, yine de Avrupa'da güç indiriminin gerekli olduğu belirtiliyor. Bildiriyi değerlendiren Batılı bir diplomat ise, rakamlarla desteklenmediği sürece, bu tür açıklamalann bir anlam taşımadığını kaydetti. NATO ile Varşova Paktı, Avrupa'daki konvansiyonel silahlarda indirim yapılması konusunu, 7 martta Viyana'da yapacakları toplantıda ele alacaklar. Varşova Paktı bildirisi Geçen yılın sonlarmda çıkan ikinci bolümde toprak kullarumı, hayvancılık ve bunlara ilişkin düşünce akımları ile kurumların kökenleri uzerinde durulur. Başka bir deyişie, "Toprak hukukunu Selçuklu ve Osmanlı nasıl ayarla"ANKARA (AA) mış, hangi sistemlere dayandırElektrokoterle yapılan mış, bunlann kokeni nedir?" gibi soruların cevapları araştırılır. sünnet sonucu erkeklik organı tümüyle kopan 2.5 Burhan Oğuz, şu anda > azmak yaşındaki çocuk, yeni bir ta olduğu ikinci cildin üçütıcü bö teknikle gerçekleştirilen lümünde tarım, hayvancılık ve ameliyatla normal hale meteoroloji tekniklerini ele alıyor. döndü. Hacettepe Anadolu'da dolaşırken rastla Üniversitesi Plastik ve dığı hemen her şeyin fotoğrafını Rekonstrüktif Cerrahi Ana çektiğini, daha sonra Fransızca, Bttim Dalı'ndan Prof. Dr. Almanca, Ingilizce kayr\akları da Yücel Erk başkanlığındaki tarayarak işe giriştiğini belirten üç kişilik ekip tarafından Burhan Oğuz, çalışmasını on cilt gerçekleştirilen ameliyatla, olarak pianladığıru belirtiyor ve 2.5 yaşındaki çocuğun şu bilgiyi veriyor: "Üçüncıi cilt inşa, ısıtma ve aydınlatmayı, dör tümüyle kopan erkeklik düncü cilt mübadele ve münaka organı yeniden yapıldı. leyi, beşinci cilt dokuma ve giyimi, altıncı cill ölçii tekniklerini, yedinci cilt inanç ve âdetleri, sekizinci cilt metaiurjiyi, öteki ciltANKARA (AA) Belçika ler de bunlardan arta kalanlan Dış Ticaret Bakanı Robert içerecek." Urbain, dün akşam uçakla Burhan Oğuz, bütün bu çalışmalarının ardından, Orta Asya' tstanbul üzerinden Ankara'ya geldi. Urbain, dan gelen Türklerin Anadolu'daki Türkiye ile Belçika ve uygarlıklardan büyük ölçude etkilendikleri, ayru zamanda da bu Lüksemburg arasında ilk rada yaşayan insanlan etkiledik kez yapılacak olan Karma Ekonomik Komisyon leri sonucuna ulaşıyor: (KEK) toplantılarına "Anadolu'yu Türkleştiren katılacak. Devlet Bakanı akındar, 11. ve 13. yüzyıllarda iki göc dalgasıyla gerçekleşiyor. Ge Bozer, Esenboğa lenler, buralan yurt tulmak isti Havalimanı 'nda yaptığı yoriar. Daha önce iki üç yıllık bir açıklamada, görüşmelerde keşif hareketi yapıyor Çağn Bey. ayrıca iki de anlaşma Ve dövüşe dövüşe geliyoriar. imzalanacağını bildirdi. Çünkü daha önce burada yerleşBozer, anlaşmaların birinin miş devletler, bu haşan göcebeleri deniz taşımacılığı alanında, istemiyor. Tarihçilerin yaptıkları diğerinin Belçika besaba göre Turkistan'dan kalkıp hükümetinin Türkiye'ye yaya olarak bu iki göç dalgasıyla vereceği yaklaşık 200 gelenlerin sayısı, 1 milyon dolamilyon Belçika Frangı yında." tutanndaki (yaklaşık 9.7 milyar TL) yardıma ilişkin Divanii Lugati'tTürk olduğunu söyledi. Burhan Oğuz, etimolojik kökenleri araştırarak birtakım sonuçlara ulaşıyor. '•Divanii Lügati'tTürk, bu gelenlerin dilini içeren bir sözlük. Orada 'lemei' ANKARA (ANKA) sözcüğü yok. Gelenler çadırda Dünya tıp çevrelerinin oturduklan için bu sözcük dille kolesterole karşı elma rinegirmemiş. Yunanca 'demeli yenilmesini önermelerinden on'dan geliyor. Bunun gibi, yapı sonra, Türkiye'de yapılan (eriralerinin hiçbiri Asya kö'kenli bir araştırmayla da değildir. Anahtar, 'anihterion' portakalın, kolesterolü dan gelir, 'bağlantılı sistem' de düşürdüğü "deneysel mek. Çadırda anahtar yoktur. olarak" kamtlandı. Kârgir. kar u gir, Ennenice taş ve Portakalın, elmadan farklı kirec... Göçebe unsurun taş işçi olarak bileşimindeki liği olmaz. Buna karşılık, yüzler"pektin" denilen posa ce sözcüklen oluşan bir hayvan bırakıcı madde nedeniyle, cılık terminolojisi var ki, dünya kolesterolün nın hiçbir ülkesinde yok." düşürülmesinden daha "Kültür kökenleri" konulu ça etkili olduğu da aynı lışmasını tamamladıktan sonra araştırmayla ortaya "Türkiye'nin sosyal tarihi"ni yaz çıkarıldı. mayı planlayan Burhan Oğuz birkaç cilt tutacak bu yeni çalışması için şimdiden kaynak ve belge topluyor. BURSA (AA) Yabancı Söz, yine eğitim ve üretiın ko ülke ve kuruluşların, nusuna geliyor. Burhan Oğuz, bir Türkiye'de turizm eğitimi askerlik anısıyla başlıyor görüşle veren okullar açmak için rini açıklamaya: "Yedeksubay girişimlerde bulunması, dım. Yeni erler geldi. 'Okuma turizm eğiıimcileri yazma bileniniz var mı?' diye so tarafından olumlu nıyoruz. Içlerinden biri, terslene karşılandı. Uludağ rek, 'Biliyordunı, ama unuttum' Üniversitesi Balıkesir dedi. 'Nrye unuttun?' dedim. ŞöyTurizm Işletmeciliği ve le başını kaldınp ters ters baktı, Otelcilik Yüksek Okulu 'Nidecem?' dedi. Bu beni çok düMüdürü Doç. Dr. Necdet şündürdü. Şu sonuca vardım: SoHacıoğlu, Türkiye'de run. kişiyi üretken yapmaktır. Alfabe, gramer, hatta felsefe ögret turizm eğitimi veren mek hiçbir işe yaramıyor. Cline kuruluşların, kalite kavalı verip 'Al bu koyunlan güt' yönünden yeterli o/madığını dediniz mi, onu okutmak için har ileri sürdü. Doç. Dr. "Yabancılarm cadığı nız sosyal emek boşa gitmiş Hacıoğlu, kendi bilgi ve deneyimlerini olur. Çünkü, 'eğitirain ekonomisi' diye bir şey vardır. de Türkiye 'ye getirmeleri Egitimin üretimle ilişkisi önemli." çok yararlı olur" dedi. Kopan organ yvnilendi Belçikalı Bakan Ankara'da Kolesterole portakal Turizmde ithal eğitim
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear