28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
75 OCAK 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Karamanlis yine Yunanistan hükümet sözcüsüKostopulos, karasularınailişkin iddiaları yalanladv gözde ATİNA (Cumhuriyet) Başbakan Andreas Papandreunun sürekli yıprandığı, Yunanistan'da kamuoyuna "Karamanlis alternaüfınin" işlenmeye başlandığı gözleniyor. Konstantin Karamanlis, son zamanlarda yine "Yunanistan'da gelmiş geçmiş en deneyimli ve dürüst siyaseî adamı" olarak sunulmaya başlandı. 81 yaşındaki Karamanlis, "Tahıdromos" Dergisi'nin yayıtnladığı bir ankelte "Şu anda Yunanistan'ın en popüler siyaset adamı" unvanım aldı. Anketteki "1989'da Karamanlis'in mi, Papandreu'nun mu başbakan olmasını isterdiniz, sorusuna yanıt verenlerin %46.43'ü "Karamanlis", %39.95'i de "Papandreu " dedi. 12 mil gündemde değil Yunan hükiimeti sözcüsü Sotiris Kostopulos'un 12 mille ilgili olarak yaptığı son açıklama, Atina'nın bu konudaki siyasetini değiştirmediğini gösterdi. Hükümetin bu tutumuna karşılık, bazı sağ kanat politikacılan karasularımn 12 mile çıkartılmasında ısrarlı pılacagını" buna paralel olarak belirtmekten çekinmiyor. Yunanistan'ın şu anda Ege'deki karasulannı 12 mile çıkaracak herhangi bir "ulusal çıkar politikası"nı düşünecek zamanı yok. Yunanistan'ın ABD ile sürdurdüğü üsler müzakerelerinde Türkiye'yi de ilgilendiren bazı koşullar geürdiği doğru. Ancak müzakereler şu anda 13. turunda bulunuyor. Yunanistan bu koşutlannı ilk üç ve dördüncü turlarda gündeme getirmişti. Bu dönemde Davos süreci başlamış ve ABD, söz konusu Yunan koşullarını dinlemeyi bile reddetmişti. Yunanistan'ın bu şartları, doğrudan, yani Türkiye'den gelebilecek olası bir saldınya karşı ABD'nin güvence vermesi ve Türk birliklerinin Kıbns'tan çekilmesi için ABD'nin Türkiye'ye baskı yapması doğrultusundaydı. Oysa Davos mutabakatı ve Kıbrıs'ta başlayan toplumlararası diyalogdan sonra Yunanistan ABD tarafına bu şartları koşmaktan vazgeçti. 12 mil konusunda güvence istediği yolundaki iddiaları da bütünüyle asılsız çıktı. Atina'da gerek hükümet gerekse ABD kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre Yunan tarafı, 12 mille ilgili hiç. bir konuyu gündeme getirmedi. Aynı çevreler, bunun aksini iddia edenleri "provokatöriükle" suçladı. Son yapılan 13. tur müzakereleri zaten sadece bir tek gün sürmüştü. Ve Yunanistan, Turkiye'nin "savaş nedeni" olarak kabul ettiği bu konuyu gündeme getiremezdi. Bu arada Yunanistan'ın en azından şu anda Ege'deki karasulannı 6'dan 12 mile çıkaramayacağını gösteren dört temel nokta var: 1. Turkiye'nin bunu bir savaş nedeni olarak görmesi. 2. Yunanistan'da büyüyen iç sorunlar, hükümetin böyle önemli kararı almasına olanak tanımıyor. 3. Papandreu'nun 1987 martı deneyimi gibi bir krizi göz önünde bulundurarak Türkiye ile ve en önemlisi seçim arifesinde böyle bir maceraya bile bile girmekten kaçınması. 4. Sovyetler Birliği'ne daha önce danışmadan böyle bir karan almasınm olanaksızlığı. Çunkü SSCB gemilerinin Ege'deki demirleme bölgeleri 12 mil kararından sonra uluslararası sulardan 'silineceği' için Atina'nın 'çok iyi' olarak mütalaa ettiği Moskova ile ilişkilerinin de böylece bozulacağının kesin olması. DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Ankara istediği kadar, KİG (Konvansiyonel istikrar Görüşmeleri) konusunda geri adım atmadığını ve konunun çözüldüğünu ileri sürsün, olay hiç de oyle değildir ve Türkiye ile Yunanistan arasında mart ayında yeniden alevlenip, çok uzun süreceğe benzer yeni bir pürüz daha doğmuştur. Yunanistan'ın Mersin limanından konvansiyonel indirim alanına sokulması yolundaki isteğini belirsiz her yana çekilebilir bir formül ile geçiştirip, sonra da, F.AImanya, ingiltere, Sovyetler Birliği ve ABD'den alınan mutabakat mektuplarıyla yetinmek ne yazık ki, konuyu çözmeye yetmiyor. Nitekim Yunan Hükümet Sözcüsü Sotiris Kostopulos konunun hâlâ "muallakta" olduğunu ileri sürmüştür. Arkadaşımız Stelyo Berberakis'in haberine göre Atina, sorunu mart ayında yapılacak toplantıda yeniden gündeme getirecektir. Gelişmelerde şaşılacak bir yan yoktur. Ne olması bekleniyordu ki? Türkiye bir kez, Mersin'i tartışma konusu etmeyi kabul ettiğine ve kendisine yöneltilen baskılara açık olduğunu ortaya koyduğuna göre, karşı tarafın bu durumdan faydalanmayacağı nasıl düşünülebilırdi ki? Üstelik unutmamak gerekir ki, içerde sıkışmış olan Papandreu'nun sansasyonel çıkışlara gereksinmesi var. Bu durumda yeniden "Türk tehlikesi" aşının pişirilip kamuoyu önüne sürülmesi hiç de yadırgatıcı gelmıyor. Baskılara karşı dirençsiz olan ve Yunanistan ile yeni bir sorun istemeyen Turgut Özal Dışişleri'nın büyük bölümünün uyarılannı hiçe sayarak Srtultz'a "okey" derken, belki de istemeyerek, Yunanistan ile yeni bir sorun ve baskılara çanak tutan yeni bir pürüz yaratmıştır. Eğer ithal malı değerli prenslerinin yüksek bilgi ve deneyimine büyük önem veren Sayın Başbakan, yılların diplomasi deneyi içinde yoğrulmuş, gerçekten seçkin elemanlardan oluşan Dışışleri'nin uzmanlıgına da yeterınce önem vermiş olsaydı, belki de başma bu ışler gelmezdi • Ama ANAP iktidarında Dışişleri, köhnemiş bürokrasinin bir parçası olarak görülüp bir ölçüde saf dışı bırakıldığından ve deviet yönetimınin kuralları hiçe sayıldığından bu tür gelişmeler artık "umuru adiye"den olmuştur. Nitekim Sayın Pakdemirlı de aynı yolu izlemiş ve Dışişleri'ni hiçe sayarak yeni bir pürüz daha yaratmıştır. Olay SAI (Search and Rescue) sorunu ile ilgili. Yunanistan ile Türkiye arasında Ege'de arama ve kurtarma bölgeleri sorunu, Atina'nın bir türlü konuyu görüşmeye yanaşmaması yüzünden sürüncemede kalınca, Ulaştırma Bakanlığı'ndan bu konuda Turkiye'nin hangi bölgelenn kendi arama ve kurtarma alanına girdiğini bildiren bir karar hazırlaması istenıyor. Utaştırma Bakanlığı 410.1988 tanhli bir metin hazırlıyor ve bu metin Başbakan'ın yokluğunda, Kaya Erdem'in başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu toplantısına getiriliyor. İşin ilginç yönü sözü geçen toplantıda, Dışişleri Bakanı da bulunmamaktadır. Karar, pek üzerinde durulmadan ve konunun incelığinin ayrımına vanlmadan görüşülüyor ve 7 Ocak 1989 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanıyor. Karann Resmi Gazete'de yayımlanması Yunanistan'da kıyametler koparıyor ve komşumuz, geleneksel tepkisinı göstererek, Turkiye'nin Ege'de oldu bittı yarattığını ileri sürüyor. Yunanistan'ın sorunun özünde haklı olmadığı kuşku götürmez. Ancak bu türlü kararların zamanlamasının Dışişleri'nin görüşü alınarak saptanması en doğru yoldur. Hiç değilse Atina artık rahatlıkla Türkiyenin Davos'u hiçe sayarak tek taraflı kararlar aldığını ileri sürebilecektir. Gerçekten de içerde sıkışmış olduğu bilinen Andreas Papandreu'nun Türkiye'ye gelmesi söz konusu olduğu bir sırada böyle bir kararı açıklamaya haklı bir gerekçe bulabilmek oldukça zordur. Bir yandan çok haklı olduğu bir konuda direnç gösteremeyen ANAP iktidan, öbür yandan hiç değilse zamanlaması çok tartışma götüren bir açıklama ile iki pürüz birden doğurmuş oluyor. Doğrusu bu tür bir dış politikaya tedbirli, uzak görüşlü, soğukkanlı, akıllı ve kararlı sıfatını yakıştırmak olanaksızdır. Böyle bir politika olsa olsa "şaşkın öıdek diplomasisi" olarak nitelendirilebilir. , . , , l t , , . ctA Eh Dışişleri'ni ellerinın tersiyJe kenara ıtenlerin oluşturduğu politikanın başka ne olması beklenebilırdi ki? Ne Olacaktı ki? STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan hükümet sözcusü Soliris Kostopulos Yunanistan'ın Ege'deki karasulanm 12 mile çıkaracağina ilişkin iddiatar için "Böyle bir şey yok" dedi. Kostopulos, Yunanistan'ın 12 mil konusunda ABD'den güvence isteyip istemediği yolundaki sorumuzu da "Kesinlikle boyle bir şey yok" diye yanıtladıktan sonra şöyle dedi: "Biz Akdenizlilerin hayal gücii biraz geniş oluyor. Bu yolda çıkan iddialan da bir hayal üriinii olarak kabul ediyorum." Hükümetin bu tutumuna karşılık ülkede gerek sağ basın, gerekse bazı sağ kanat politikacılan karasularaun 12 mile çıkarılmasında ısrarlılar. Hükümet sözcüsu Soliris Kostopulos'un 12 mille ilgili olarak yaptığı son açıklama, Yunan hükümetinin bu konudaki siyasetini değiştirmediğini gösterdi. Onceki gün de Başbakan Andreas Papandreu ise Ege'deki karasulannı 12 mile çıkaracak olası bir karann Türkiye tarafmdan "casus belli" yani savaş nedeni olarak kabul edilecegini parlamento konuşmasında dile getirmişti. Her şeye rağmen Yunan hukümeti genelde karasulannı 12 mileçıkarmaya hakkı olduğunu ve "ulusal çıkarlann gerektiği durumda bu uygulamanın ya Aktan göreve başladı Ote yandan Atina'ya yeni tayin edilen Türkiye Büyükelçisi Gündüz Aktan yeni gorevine resmen başladı. Gündüz Aktan, Atina'daki Büyükelçilik gorevine baslamak için 19 aralıkta Atina'ya gelmişti. Dün ise Yunanistan Cunıhurbaşkam Hristos Sartzelakis'e itimatnamesini verdikten sonra büyükelçilik gorevine resmen başlamış oldu. İrarfda idam furyası LEFKOŞA (AA) tran'da uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları gerekçesiyle tutuklanan 56 kişi dün idam edildi. Sanıklardan 17'sinin cezalan başkent Tahran'da, geri kalanların ise 16 değişik kentte infaz edildi. İdam edilen kaçakçılardan üçünün Afganistan, birinin de Pakistan uyruklu olduğu belirtildi. tran Resmi Haber Ajansı tRNA, samklarla birlikte 56 kg. uyuşturucunun ele geçirildiğini de kaydetti. KlBRIS görüşmeler için karamsar ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK Pazartesi günü Lefkoşa'da KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Rum lideri Yorgo Vasiliu arasında yapılan görüşmenin "öncekilere" benzemesi, BM diplomatik çevrelerinde bir suredir fısıltı halinde dolaşan "görüşmelerde çıkmaz" kamsını pekiştirdi. Denktaş ve Vasiliu, Eirleşmiş Milletler'deki beklentinin tersine pazartesi günü sadece iki saat bir araya geldiler ve "ikinci tur görıişraelerinin gerektirdiği bir gelişme" sağlayamadılar. Bir BM diplomatı şoyle dedi: "Geçen defa göruştüklerinde iki lider Vasiliu'nun bir özrii nedeniyle sadece 45 dakika bir araya gelebilmişlerdi. Pazartesi göriişmesinin kapsamlı olmasını bekliyorduk, anladığımız kadanyla bu geryekleşmemiştir. Gelecek pazartesi iki lider daha uzun bir araya gelmeyi hedeflediklerini kaydelmişlerdir. Yine de birinci tur göriişmekrin ortava koyduğu 'İki lider arasındaki güven eksikliği' devam etmektedir. Bu nedenle karşılıklı görüşmelerde gelişme sağlanamamasını bu güven yokluğunun bir sonucu olarak değerlendirmek doğru olur. Endişemiz odur ki güven eksikliği ikinci tur gönişmelerin hedefinin gercekleşmesini engelleyecektir. Bu nedenle gorüsmeleri yakından izliyoruz." Kıbnslı iki toplum lideri arasında karşılıklı guven eksikliği daha once de BM diplomatik çevrelerinde dile getirilmişti. Diplomatlar arasında yaygın kanı, ikinci tur Kıbrıs görüşmelerinde, birinci turda olduğu gibi hiçbir sonuca vanlamayacağı yolunda. BM'deki diplomatik çevrelere göre guven bunalımı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin doğrudan müdahalesine giderek artan bir ihtiyaç yaratıyor. Bu gelişme, Güvenlik Konseyi"ni doğrudan devreye sokacak. Güvenlik Konseyi'nin devreye gireceğinin ilk işareti ise geçen yıl 15 aralıkta yapılan toplantıda 1985'ten beri ilk kez başkanın bir kısa açıklama yapması idi. BM, SSCB nisanda çekilmeye başlayacak VtYASA (AA) Doğu Avrupa'da bulunan Sovyet askerlerinin "nisan ayından itibaren " çekilmeye başlayacağı bildirildi. SSCB Savunma Bakan Yardıması Vitali Çabanov, Avusturya Televizyonu 'na verdiği demeçte, "Sovyet pa ülkelerinde özellikle geçen yıl başgösteren toplumsal hareketlilik surüaskerlerinin çekilmesinin yor. Macaristan'da Istvan maden işçileri Başbakan Miktoş Nemeth'e bir mektup 1990 yılına kadar iki bölüm gönderilmesini oylayarak büyük çoğunlukla kabul ettiler. Mektupta, maden halinde tamamlanacağını" söyledi. Macar maden işçileri huzursuz işçilerinin güç yaşam ve çalışma koşulları dıle getirilerek bu yönde Başbakan'ın geçen yıl greve gidilmemesi için verdiği sözlerin hâlâ yerine getirılmediği anımsatıldı. Mektupta önumüzdeki günlerde de olumlu yönde bir değişiklik olmadığı takdirde grev yapmaktan başka çare kalmayacağı da belirtildi. Fotoğrafta işçiler oylama sırasında görüluyorlar. (Fotoğraf: Reuter) \üs sorunu MANİLA (AA) Filipinler Dışişleri Bakam Raul Manglapus, ülkedeki Amerikan üslerinin er geç kapanacağını, ancak ABD'nin söz verdiği ekonomik yardımt yapacağına inandıklarını belirtti. Manglapus, Filipinler'i geçen ay ziyaret eden Sovyetler Birliği Dışişleri Bakam Eduard Şevardnadze 'nin Vietnam 'daki Sovyet deniz üssünu kapatacaklarmı ifade ettiğini söyledi. Bilindiği gibi ABD, Vietnam 'daki Sovyet deniz üssüne karşı Filipinler'de Clark hava üssu ile Subic Körfezi deniz üssü ve dört küçük askeri tesis kurmuştu. Filipinler Dışişleri Bakam Manglapus, "Gelişmeler ne yönde olursa olsun, ABD tesislerinin ileride sivil tesislere dönüşmesine hazırlanıyoruz" dedi. F, Almanyada çorap söküğü' Dış Haberier Servisi Federal Almanya'nın Libya'daki Rabıa kimyasal tesisiyle bağlantısı giderek güçlenirken, iki Alman firması bu tesisin yapımına katkıda bulunduklannı kabul ettiler. Bu konudaki iddialara ise her gün bir yenisi ekleniyor. Alman Stern Dergisi'nin önceki gün ortaya attığı iddialar "ortalığın daha fazla kanşmasına" neden olurken bir Amerikan dergisinin kendisine yönelik iddiaları da Japonya'nın tepkisine neden oldu. ABD Başkanı Ronald Reagan ülkesinin Libya'daki kimyasal üretim tesisine saldıracağı yolundaki haberleri yalanladı. Federal Almanya'nın önde gelen yayın organlanndan Stern dergisi, tarafmdan gelecek sayısında yer alacağı bildirilen bir haberin önceki gün basına duyurulması, "Libya'ya yardıın bağlanbsı" olayına giderek daha fazla "batan" hükümeti sıkmtıya soktu. Derginin haberinde, bir kamu firması olan Salzgitter AG'nin, Libya'daki kimyasal silah urettiği öne surülen tesisin planlanm hazırladığı, Harris adlı bir ABD fırması Libya'daki kimyasal tesise yardım iddiaları artıyor 4 Rabin yeni önlemleri açıkladı Hrimut Kohl Sıkıntılı. Stern Dergisi önceki gün kamu firması Salzgitter AG'nin Libya'daki tesisin projesini hazırladığını öne sürdü. Stern'in haberinde Libya'ya bilgisayar sattığı öne sürülen ABD'nin Harris firması iddiaları reddetti Hükümet üyelerinin değişik zamanlarda yaptığı açıklamalardaki çelişkiler dikkat çekiyor. üzerine yapılan açıklamada suçlamalar kesin bir dille reddedildi. Ancak bu açıklamada, firmanın daha önce Libya'ya yardım olayında adı baş sırada geçen trahausenChemie ile ortak iş yaptığına da değinildi. Stern'in haberinde Libya'daki projeye bilgisayar sattığı iddia edilen ABD'nin Harris firması yetkilileri bu iddiayı kesin bir dille valanladılar. Federal Almanya hükümetinin nin da bu projeyle ilgili bilgisayar sattığı öne sürülüyordu. Federal Alman Maliye Bakam Gerhard Stoltenberg de önceki gece düzenlediği basın toplantısında adı geçen firmanın Hong Kong'ta yapılacak bir tesisin yapım planlanm hazırladığını açıklarken, "Bunun başka birileri tarafmdan kullanılıp kullanılmadığı konusunda bilgisi bulunmadığını" söylemişti. Salzgitter AG tarafmdan haber ABD tarafmdan ortaya atılan iddiaları önceleri reddederken, son bir hafta içinde iki firma hakkında soruşturma açmaya kadar varan tavır değişikliği ve değişik zamanlarda yapılan birbirleriyle çelişen açıklamalar da dikkat çekiyor. Maliye Bakam Stoltenberg önceki gün yaptığı basın toplamısmda, konuya ilişkin araştırmalann 1988 yıh ağustos ayında başladığını söylerken, tam üç güç önce hükümet sözcüsü Friedhelm Ost: un "ekim ayına kadar bir şey bümiyorduk" sözlerini adeta yalanlıyordu. Öte yandan AP'nin haberine göre Japan Steel VVorks Ltd. adlı Japon firması, Amerikan Business Week dergisi tarafmdan ortaya atılan "Rabta olayına kanştığı" yolundaki iddiaları yalanladı. ABD Başkanı Ronald Reagan da Amerikan CNN televizyonu tarafından yayımlanan bir programda yaptığı konuşmada, Libya'daki kimyasal silah urettiği öne sürülen tesise saldırma konusunda planlan olmadığını söyledi. Israil daha da sertleşiyor sından ka> naMandığını belirterek, olaylar sırasında görev başında bulunmayan güvenlik kuvvetlerine plastik mermi kullanma yetkisi verildiğini kaydetti. "Kanunlanmız elverdiği oranda bundan sonra şiddele şiddetle karşılık vereceğiz" diyen İzak Rabin, Filistin ayaklanması sırasında 29 bin kişinin tutuklandığıru ve bunlardan 5 bin 600'ünün halen cezaevinde bulunduğunu söyledi. Bu arada izak Rabin, komşu Arap ülkelerinı uyararak "Kendilerine karşı kimyasal silah kullanacak olana, 100 katıyla karşılık vereceklerini" söyledi. Israil işgali altında bulunan Ban Şeria'mn kuzeyinde ise Israil askerleri ile Filistinli göstericiler arasında çıkan çatışmada. iki Filistinlinin oldüruldüğü bildirildi. Dış Haberier Servisi İsrail'in, işgal altındaki topraklarda suren Filistin ayaklanmasına karşı daha sert önlemler alacağı dun resmen açıklandı. Savunma Bakanı İzak Rabin, "Bundan böyle şiddete şiddetle karşıiık vereceğiz" dedi. Israil Savunma Bakanı İzak Rabin, taş atanlara karşı plastik mermi kullanımının artması, evlerin aranması ve ailelerine verilecek cezaların ağırlaştırılması için talimat verildiğini söyledi. Rabin, dün sabah ayaklanmaya katıidığı saptanan üç Filistinlinin evinin tahrip edildiğini ve askerlere taş atan 15 yaşında 5 Filistinli çocuğun da yakalandığını kaydetti. İzak Rabin, ülkenin 13 aydır karşı karşıya olduğu şiddet olaylarının yüzde 85'inin taş atılma Fransa'da "borsayolsuzluğu"suçlamalan hükümeti karıştırdı Sosyalist iktidar töhmet altında önemi olan bu kuruluşların kısa süre içinde yabancı sermayenin eline geçmesini engelleme gerekçesiyle, 198688 arası ülkeyi iki yıl yöneten Chirac*cı sağ, Fransız ekonomisinin önde gelen kuruluşlarını siyasal yandaşı işadamlarına devretmişti. "Serl çekirdek" adı verilen bu işadamları topluluğunun etkisiz hale getirilmesi, gerek Mitterrand'ın gerekse Raymond Barre'in seçim programında yer alıvordu. isse des Depots et Consignations" gibi bir "dev"in bulunması idi. Adı geçen kuruluş, tasarruf sandıklannın parasını işletme yetkisine sahip. Bu "dev"i de yanına almasına rağmen Marceau'nun oluşturduğu koalisşon, dünyanın en büyük otuz bankası arasına giren Societe General'in, Chirac'cı patronların kontrolünden çıkmasına yetmedi. Marceau'nun taaruzu başarısızlıkla sonuçlandı. Marceau'nun patronu Georges bir hükümet bunalımının eşiğine getirdi. Sanayi Bakanı, alüminyum alanında uzmanlaşmış 'Pechiney' adlı kamu sanayi firmasının, bir Amerikan paketleme şirketini satın alması sırasmda işlendiği iddia edilen "borsa sucu"nun, "Sociele Generale"dekinin yanında çocuk oyuncağı olduğunu söyledi ve bu demeciyle Ekonomi Bakanı Pierre Beregovoy'u çileden çıkardı. Bu ikinci operasyon işinde ise iktidarı en çok rahatsız eden taraf, Pechiney'in söz konusu Amerikan paketleme şirketini satın alması öncesinde, gizli kalması gereken işlemi haber alarak hisse senetlerini ucuza kapattığı ve Pechiney'e pahalıya sattığı öne sürülenler arasında Mitterrand'a yakınlığıyla bilinen iki ya da üç kişinin adının geçmesi. Iş çevreleriyle fazla içli dışlı olma töhmeti altında kalan sosyalist iktidarın ileri gelenleri, hafta sonundan beri karşı atağa geçmiş bulunuyor. Ekonomi Bakanı Pierre Beregovoy, "Chirac'cı serl çekirdeklerin ufalarıması" politikasınm de\am edeceğini söylerken, Sanayi Bakanı Roger Fouroux, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ve L'Expresse'in oyununa geldiğini TV kameraları önünde "açıkladı". İşbaşına döneli 8 ay bile dolmadan, sosyalistler, gözlemcilerin deyişiyle bu kez mali ağırlıklı bir "Gneenpeace" olayıyla karşı karşıya. Chemical Mitsui Bank A.Ş. Birinci Menkul Değerler Yatırım Fonu SABETAY VAROL PARİS Büytık çaplı iki borsa operasyonu, ma>ıs ayında iş başına dönen Fransız sosyalistlerini töhmet alıında bırakıyor. Birbirinden farklı nitelikte iki borsa operasyonunda, "iktidara yakın" bazı işadamlannın, kamu kontrolündeki kuruluşların sırtından milyonlarca franklık yasadışı gelir temin ettiği öne sürülüyor. Yolsuzluk suçlamalan, yılbaşından beri Fransız gazete ve TV'lerinin bir numaralı haberi oldu. Şimdilik, iktidan açıkça hırsızlıkla suçlamamakla birlikte, sağ muhalefetin bir kanadı, bazı u>ıanık işadamlarırun sosyalistlerin ekonomiyi yönetmedeki yanlış tutumundan faydalanarak milyonları cebe indirdiğini iddia ediyor. Eski Başbakan Jacques Chirac'ın partisi RPR (Cumburiyet İçin Birlik) Genel Sekreteri Alain Juppe, son yolsuzlukların, ekonomi ile politikanın aynı kefeye konmasından doğduğunu söyledi. Suçlamanın özunü, Jacques Chirac ve başkanlık ettiği hükümetin Ekonomi Bakam Edouard Balladur'un, ozelleştirilen şirketlerin kumanda mekanizmalarını, Chirac yanlısı işadamlarından oluşan bir hizbe devretmesi oluşturuyor. Paris Belediye Başkanı Chirac'a başkanlık seçimini kaybettiren, bu "partidevlel" görünümü olmuştu. Fransız ekonomisi açısından "kilit" ya da stratejik CIEMICAL MITSUI FON birim pay değeri 2 Ocak 1989 tarihi itibariyle 53.958 TL. olarak gerçekleşmiştir. 171 günde 13.958 TL. tutarındaki değer artışı yatırımcılarımıza yıllık Cuellar, Kabil için iyiniser NEW YORK (BM) (AA) BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, Afganistan 'da geniş tabanlı bir hükümet kurulmasını kolaylaştırmak için, BM'nin sürdürdüğü çalışmaların ilerlediğini ve bu konuda iyimser olduğunu söyledi. BM Cüvenlik Konseyi'nin Namibya ile ilgili olarak önceki gün yapılan toplantısından sonra gazetedlerin sorulanm cevaplandıran Cuellar, SSCB'nin, "Sovyet askerlerinin 15 şubata kadar Afganistan 'dan çekilmesini" öngören Cenevre Anlaşması'na saygı göstereceğinden şüphesi olmadığını vurguladı. Cuellar, BM'nin, Afganistan konusunda "çok aktif" davrandığınt belirtti. Rocard hükümetinin, bazı tekelleri sağa eski Başbakan Chirac yanlısı yöneticilerin denetiminden almak yönündeki girişimleri Sosyalist Parti ile "sola yakın" işadamları arasında "şüpheli" ilişkiler olduğu iddialarına yol açtı. Sanayi Bakanmtn bir demeci bu iddiaları körükleyici bir anlam taşıymca hükümet üyeleri birbirine girdi. Geçen sonbaharda Fransız borsası, Marceau Investissement adlı bir finans şirketinin, başka bazı iş çevrelerini etrafına toplayarak Fransa'nın en büyük özel bankası olan "Societe Generale'in kontrolünü ele geçirmeye çalıştığı haberleriyle çalkalandı. İşin ilginci, Marceau Investissement'in çevresinde oluşan koalisyonun ortakları arasında, Fransa'daki en büyük kamu yatırımcısı olan "CaPebereau'nun sosyalist iktidarla ilişkileri olduğu yaygın bir iddia. Işadamı bu iddiayı ret ediyor. Girişimi, şenilgiye rağmen bu kadarla kalsa, politika dunyasının boyutlarını aşma^caktı. Ancak Sosyalist Başbakan Michel Rocard hükümetinin Sanayi Bakanı Roger FaurouK'nun, haftalı'* L'F.xpresse dergisine veıdiği bir demeçte girişimi "vahim" olarak nitelemesi, geçen hafta sonu Fransa'yı % 74.50 net getiri. % 89.40 net verim sağlamıştır, Sayın katılma belgesi sahiplerine, saygı ile duyurulur. CHMTCAL MITSUI BANC A.Ş. Sermaye Pıyasalan 8ırimı Buyukdere Cad. 108/A 80280 Esentepe istanbul Tet 174 36 28175 29 30 SENAJANS
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear