28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 OCAK 1989 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 İSMAIL GÜLGEÇ François Truffaut'nun SOyıllık tasarısı beyazperdede HAYVANLAR Thıf£aut'nun son mirası Artık hayatta olmayan Fransız yönetmen François Truffaut'nun yıllar önce tasarladığı, senaryosıınu bile çiziktirdiği "Küçiik Hırsız Kız"ı, eski asistanlanndan Claude . Miller gerçekleştirdi. Başrolde, Jane Birkin'le Serge Gainsboıırg'un kızı Charlotte Gainsbourg oynuyor. MEHMET BASl'TÇl ~ PARİS Çok zor ijler \ardır. Bir sinenıa yöneımeni için en zor iş. belki de sinema ustası bir dosrun hem de Truffauı gibi çağdaş sinenıa tıamurunu yoğurarak biçÂmlertdirıvtiş üstün yetenekli bir yaratıcmın yapmayı tasarladığı. senaryosunu bile çiziktirdiği bir fılmi gerçekleşnrmeye soyunnıaktır. Sayısız tuzaklar içeren uzun bir yoldur bu. L'stanın sanatına lers düjmemeVc: hem onun anısına saygısızhk etmemek hem de kendi yaratıulığına gem vurraadan basanlı bir büesime ulaşabilmek. Claude Miller. işte bu zor işin alıından kalkmayı başarmış. "Küçük Hırstz Kız"ı (La Petite Voleuse) çekerken ne François Truffaul'nun ozgun dunyasının tümden dışına çıkmış ne de o simgelerle dolu zengin sanat bahçesinin sınırları içinde sıkışıp kalmış. Tersıne, Miller"in yaratıcı gücü bu \erimli topraklarda özgürce. sereserpe boy atmış sanki. Tnjffaut"nun asıstanlığını yaptıktan sonra, 70'li yıllarda yonetmenliğe başlayan Claude Miller "En tyi Yünime Biçimi" (La meilleure façon da marcher). ••Gözaltı" (Garde a vue) ve "Edepsi* Kız" (L'effromee) gibi dört dörtlük güzel filmler gerçekleştirmişti. "Kiifük Hırsız Kız"da da Miller dunyasının temel oğelerini buluyorıız. Bireyin \e bireysel özgürlüklerin sa\ unulması bu öğelerin başında geliyor. Yaşadıklan toplumda geçerii olan Kurallara. baskının değişik biçimlerine başkaldıran ve kendilerine ert uygun yolu aramak için lüm guçlükleri göğüsleyen. direnen ve savaşan insanlar. Vakınlarıyla da toplumun den geçmiyor mu? Claude Miller bu göriişe yaktn bir sinemacı. Janine, 1950'li yılların Fıansası'ııda annesiz babasız büyümüş cin gibi bir Uız. Gerçeklerle, kurduğu düşler arasında dalgalanıp durmakta. Bir pazar esnafı olan amcasının evindeki boğucu sıradanlıktan, okuldaki sıkıcı havadan, tatsız disiplin anlayışından bıkmış Janine. Aıtık çocukluktan çıkıp kendi kanatlarıyla uçmayı, yaşamın binbir meyvesini dişlemeyi. ağız dolusu tatmayı diliyor. Sinemalarda gördüğü parlak yaşama bir an önce erişebilmek, yalmzlığını aşabilmek, biraz da çevresine kafa tutabilmek için elinin altına ne gelirse çalıyor. Özellikle ince topuklu ayakkabıları ve lüks kadın giysilerini yeğliyor. Bir rahibin ayinlerden sonra topladığı parayı çalmayı bile deniyor. Savaş sonrasının bulanık ortamı ieinde çalkalarup duran küçük bir taşra kasabasıntn düzenini bozuyor Janine. Sonunda bir zengin evine hizmetçi olarak giriyor. Kendinden yirmi yaş büyük müziksever bir aydınla ilk gönül ilişkisini yaşıyor. Ona daktilo yazmayi öğrenmesini öğütleyerek daha iyi bir yaşama kavuşmasım (!) dileyen iyi niyetli ama pısırık genç adamdan da soğumaya başlıyor giderek. Bir gün önüne çıkan, deli dolu, sapına kadar asi, sevimli genç, onun dünyasına ve beklentilerine çok daha yakın düşecektir. Charlotte Gainsbourg, ıçten ve duru oyunuyla Claude Miller'in dünyasına hemen girmiş ve yönetmenle kusursuz bir iletişim kurarak filme olağanüstü bir inandırıcıhk kazandırmış. İngiliz asıllı oyuncu Jane Birkin ile müzisyen Serge Gainsbourg'un kızı olan yetenekli genç Charlone daha önce de Miller ile çalışmış, çok başarılı bir "Edepsiz Kız" portresi çizmisti. "Küçük Hırsız Kız" her şeye karşın insanı savunan, jnsanı seven, acı / tatlı, sert ' yumuşak içtenci ve gerçekçi bir film. Claude Miller sinemayı en iyi btçimde yapmayı bilen Fransız yönetmenİer arasındaki yerini pekiştiriyor. Yaratıcı özgürlüğün bireyselliğine sımsıkı sarılmış bir sanatçımn başanya ulaşması doğal değil mi? KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK htç bir yck bunlarjian. PİKNİK PİV4I.E MADRA Topuklu ayakkabılara meraklı Claude Miller'ın yönettiği "Küçük Hırsız Kız"dakı Jamne, özeltikle topuklu ayakkabılara ve luks kadın giysilerine merakls. Yalnıziığını aşabilmek, biraz da çevresine kafa tutabilmek için elinin altına ne gelirse çalıyor. çeşitli kurumlanyla da uyum içinde bir yaşam süremeyen, hemen herkesle sürtüşen, çatışan; ancak kişilerden çok sahip çıknklan değerlere karşı olan, son derece duyarlı, sevecen insanlar... Evet, Truffaut'nun dünyasına çok yakm bir sinema dünyası bu diyeceksiniz. Doğru. Ancak, Miller ruhbilimsel yaklaşımı daha çok seviyor; mizah öğesini dışlamadan şiirselliğe de ağırlık veriyor. Miller'in kahramanlannın ellerinizin arasında kayıp gitmesi olanaksız. Öylesine kalın ve yoğun kişilikleri var. Ve bu kişiler aracılığıyla toplumsal gerçeklerin binbir yüzü beyazperdeye yansıyor. Toplumun kökten değişebilmesi, tüm kötülüklerin iyiliğe, tüm çirkinliklerin güzelliğe dönüşebilmesi için bir noktada, her şeyden önce bireylerin kişisel hak ve özgürlüklerine sahip çıkmaları, insanlık onurlarını ve doğal farkhlıklarını savunmaları gerekmiyor mu? Toplumu devrime götüren en iyi yol bireysel bilincin güçlenmesin HIZLI GAZETECİ ı>~~\ âÖULTı 0ANA >ECDETŞE\ 39. BERLİN FİLM ŞENLİĞİ I U3KAMAK IÇIH 'J.LB ' VE MILİTAH OLMAK . Woody Allen 'Başka Bir Kadmla GÜNER VÜREKLtK B. BERLtN Önümüzdeki 1012 şubat tarihlerinde gerçekleştirilecek Uluslararası Berlin Film Festivali'ne katılacak ilk filmler belli oldu ve VVoody Allen'in "Another Woman" ("Başka Bir Kadın") adlı yeni filminin yarışma bölümünde gösterileceği açıklandı. Gena Rowland, Mia Farrow ve Gene Hackman'ın başrollerini paylaştıkları filmde felsefe profesörü bir kadın konu ediliyor. Öte yandan, Oliver Stone'un "Talk Radio" ile Barry Levinsonun "Rain Man" adlı fılmleri de festivalin yanşma bölümünde yer alacak Amerikan yapımları arasında. "Talk Radio"da başrolü "Eric Bogosian", "Rain Man"da ise Toıtı Cruise ile Dustin Hoffman üstleniyorlar. e&töfo(pRKfAK M, VA16EÇMIŞ ÇtZGtLtK KÂMtL MAŞARACl Tahtakuşlar köyünde türbesi bulunan Sarı Kız'ın saflığınt ve tazeliğini temsil eden çiçek.meyve ve yemenilerden oluşan "Sarı Kız Bayrağı" da yer alıyor. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde kimi farklılıklarta bilinen Sarı Kız efsanesi, yureklerde kıskançhk uyandıracak kadar güzel, dikbaşlı, yoksui ve himayesiz bir genç kıza atılan iftirayı konu alıyor. Selim Turan'ın sergisi 23 ocağa kadar surecek. (Fotoğraf: Lale Filoğlu) Selim Turan Galerisi'nde "Sarı Selim Turaıfın "Sarı Kız"ı,nesinl anlatanEDPA Sanat sergiliycr. Sergide, Kız" efsaresimlerini Edremit'in AĞAÇ YAŞKEN EĞtLİR O *e/<ı(, hemen Sndı™...Aa,*:9 KEMAL GÖKHAN GÜRSES Bir tablo skandalının portresi 17. yüzyü îspanyol ressamı Murillo'nun "Sevillalı Beyefendi" adlı tablosunu, Louvre Müzesi "çahntı" olduğunu bile bile mi satın aldı? Müzenin resim bölümü müdürü Rosenberg de suçlananlar arasında. Tabioyu çalmakla ve sahtekârlık yaparak satmakla suçlanan Joelle Pesnel'i mahkemede Klaus Barbie'nin avukatı Jacgues Verges savunacak. Kiiltür Servisi On yedinci yüzyıl hpanyol ressamı Bartolome Esteban Murillo'nun bir Îspanyol soylusunu betimleyen "Sevillalı Beyefendi" adlı tablosu Fransa'yı birbirine kattı, Tablonun 1985 yılında Louvre Müzesi tarafından satın alınması, olaya Toulonlu bir yargıcın el koyması ve soruşturma açması üzerine tam bir polisiye oykuye dönüştü. Olay bir bakıma Suzannt de la Lotnbardiere de Canson'un 1986 eylülünde Touion yakınlanndaki La Garde'da "6 yaşında ölmesiyle başladı. Görkemli bir tablo koleksivonuna sahip olan Suzanne de Canson, "bonem", sayılabilecek bir hayat yaşamış, "kadın arkadaş"lan çevresinden hiç eksik olmamıştı. Nitekim, son olarak da eski bir bar sahibesi olan >akın arkada^ı Joelle Pesnel'le birlikte oturuyordu. 48 yasındaki Pesnel, aynı zamanda De Canson'un bakımtnı da üstlenmisti. Belgelere göre De Canson'un mirasçısı da Bayan Pesnel'di. Ancak, öğrenildiği kadarıyla, Bayan Pesnel, ünlu koleksiyonu satı^a çıkarmak için De Canson'un ölumünu beklemedi. Murillo'nun "Sevillalı Beyefendi" adlı tablosunu, açık arttırmaya çıkanlmak üzere Londra'daki "Christie's"c götürdu. Ama 1985'teki açık arttırmadan önce De Canson koleksiyonunu yakından tanıyan Isviçreli bir tablo koleksiyoncusu, Murillo'nun yapıtının De Canson adına değil de Chappuis adına satı^a çıkarıldığına dikkat çekince "Christie's' yöneticilerinde bazı ku^kular uyandı, Pesnel dc tabioyu açık aruırmadan geri çekü. Pesnel sonradan, Murillo'nun ve öteki ustaların yapıtlarının kendisine "merhum" büyükannesi Jeanne Chappuis'den kaldığını, Chappuis'ye de De Canson tarafından devredildiğinı açıklayacaktı. Ama iş bu kadarla kalmadı. Bayan Pesnel, Marsilya'nın en ünlü avukatlaruıdan Paul Lombard aracılığıyla Loure Müzesi'yle pazarlığa girişti. Sonunda Louvre Müzesi'nin Resim Bölümü Müdürü 52 yaşındaki Pierre Rozenberg'la yapılan görüşmeler sonucu, Murillo'nun tablosu 1985 ekiminde Louvre Müzesi tarafından 620 bin dolara (y aklaşık 1 milyar 160 milyon lira) satın alındı. Avukat Lombard da bu işten 50 bin dolarlık bir komisyon aldı. Bundan 18 ay öncesine kadar her şey yolunda gidiyordu. Ama De Canson'un İsviçre'de yaşayan 85 yaşındaki ablası Jeanne Deschamps'ın kalkıp Fransa'ya gelmesiyle ortalık kanşıverdi. Deschamps, kız kardeşinin tablola<ınm ne olduğunu araştırmaya, onları bulup geri götürmek için sağı solu kurcalamaya başlayınca, işin içine Toulonlu yargıç JeanPierre Bernard da kanştı. Bernard yaptığı soruşturma sonucunda PesnePin tutuklanmasını Kararlaştırdı. Toulonlu yargıca bakılırsa, Pesnel, De Canson'a son 2 yılında tam bir "tutsak hayatı" yaşatmış ve tablolarını "çalmıştı". De Canson'la PesneFin birlikte ya^adıkları Cote d'Azur'deki villada yapılan araştırmalar sonucunda, bazı "kanıilar" bulundu. Vitladaki hizmetkârlar da Bayan Pesnel'in ihtiyar De Canson'a "çok kötü davrandığını" doğruladılar. Sonuçta yargıç Bernard, Bayan Pesnel'i ve hem Pesnel'in arkadaşı hern de De Canson'un avukatı olan Robert Boissonet'yi hapse attırdı. Pesnel'le Boissonet'ye yöneltilen suçlamalar arasında hırsızhk ve sahtekârlığın yanı sıra ihmalkâr davranarak De Canson'un ölümüne "sebebiyet vermek"de vardı. Bu arada, Toulonlu yargıç Bernard, yalnızra Pesnel ve Boissonet'yi suçlamakla kalmadı, aynı zamanda saygın bir sanat tarihçisi olarak tanınan Louvre Müzesi Resim Bölümü Müdürü Pierre Rosenberg'i de sorguya çekti. Bernard'a göre Rosenberg, "bile bile" çahntı mal satın almıştı. Rosenberg gibi tanınmış bir kültür adamının suçlanması, Fransa'nın özellikle sanat çevrelerinde tepki yarattı. Rosenberg henüz olayla ilgili bir yorumda bulunmadı, ama genel kanı "bir avukatın belgeJerini araştırmanın Rosenberg'in işi olmadığı" yolunda. Fransa müzelerinin müdürü Olivier Chevrillon'da "müze müdurlcrinin dedektif olmadıklarını" ileri sürdü ve "Müze müdürlerine bu kadar baskı yapılmamalı. Bundan sonra resim almaya nasıl cesarel edecekler bilmiyorum" üedi. Kimüeri dc, genç yargıç Bernard'ın, unlü bir kişiyi suçlayarak kısa zamanda meşhur olmak istediğini öne sürdüler. Davanın nasıl sonuçlanacağı şimdilik belirsiz. Ancak son anda işin içine, bir süre önce Lyon Kasabı olarak tanınan eski Gestapo Subayı Klaus Barbie'yi savunmuş olan ünlü Avukat Jacques Verges'in da kansması olaya yeni bir hcyecan boyutu kazandırdı. Çünkü hırsızhk ve sahtekârlıkla suçlanan Bayan Pesnel'i mahkemede Jacques Verges savunacak. 'Çalıntı" olduğu söylenen Murillo, Fransa'yı birbirine kattı TARİHTE BUGÜJN MÜMTAZ ARIKAJS 14 Ocak AMBRIKA KITASININ Z/Rlf€S/.. 183f'pe SU6ÜN, İSVİÇRELı OfiĞCı MATTIAS ZuKSIVGG.EN, AMEfZİM KfmStN(N EN Yu<SE< OAĞI OLAM ACOMCAGUA (flKONKAGVA)Y4 TIRMAMMIfn. GÜ NEY AMER/KA 'OA, ARJANr/M TOReAKLA/zı ÛZERİNOE; ANP SteADAĞl/llZtHtN Su DEIS TBPES/, ŞİL/ StMt&IHA ÇOK YA/ZIKI SlR YE&PE teOUUHtLflN. 6353 MeTZEUK ZlRi/ESİ, AÇltC HAM tCCCI 'DEN DE RAHATZHOA GÖ/SÜ . DA6CI ZURBRtGGEN'İN İZLEMif OLOUGU KU2EY ÇtK/Ç/, GUNEYDEJCıNE GÖISE OAHA <OLAV&1. GÜNEY YAMAÇTAN TEPEYE ÇlKIÇ', ANCAK 19S3'7~£ &AŞAGtLA8ÎL£Ce<r/. ÂNO SlRAPAĞLMRtNPA 8İGÇDM: SÖNAAÜÇ ı/f /JAcr/r YANAR.OAĞ BULUN/ı/IASINA KAKÇlN,ACONCAGUA 60 YIL ÖNCE CumhuriYet 14 Ocak 1929 Tevhitten sonra fazla memurlar çıkanlacaktır. Şehremanetinin 9 Daire Belediyesinin 12 ye iblağı ve hudutlannın küçültülmesi mukarrerdir. Şehir huduılannm da kısaltılması düşünülmektedir. Bu takdirde Kartal ve Pendik müstakil birer Belediye olacaktır. neticelenmesi memul görülmektedir. Emlâk meselesine dair Yunan Sefirinin Atinadan beklediği talimatı alarak Hariciye Vekilimizi ziyareı eıtiği, mübadele işlerine ait müzakerattan sonra Türk Yunan misakı müzakeratına başlanılacağı bildiriimektedir. Şehir hududu değiştirileeek Sonunda kimin olacak? İspanyol ressam Murillo'nun 'Seviilalı Beyefenuf adlı tablosu, yapılışmdan üç yüzyıl sonra polisiye bir serüven sonucu une erişti. Şimdi herkes merakla bekliyor: Mahkeme sonunda tablo Louvreda mı kalacak, eski sahibı Sayan De Canson'un ablası Jeanne Deschamps a mı verılecek. yoksa tabioyu çaldığı ileri surülen Joelle Pesnel'ın mı oiacak? Tevhil lâyıhası tetkik edilmektedir. Bu lâyıhaya göre Emaneile Vilâyeıin tevhidinden sonra müşterek dairenin üç muavini olacaktır. İstanbul Vilâyeti ile Bu muavinlerin biri fenni ne, Şehremanelinin tevhidi sureli üçüncüsu de evrak ve asayiş kat'iyede kararlaşmıştır. 1929 işlerine bakacaktır. senesi maliyesinden yani hazirandan itibaren Emanetle Vilâyetle Emanetin tevhidinden husule gelen Vilâyetin birleştirilmesi daireye yeni bir isim mukarrerdir. Vali Vekili ve Şehremini Muhillin Beyin de konacaktır. Ankaraya davetinin sebebi bu Tevhitten sonra Şehremaneti tevhil meselesiyle alâkadardır. ve Vilâyetin müşterek Vilâyetle Emanei tevhil daireleri de levhit olunacaktır. edilince Düyunu Umumiye Bu meyanda iki Sıhhiye binası bu iki daireye lansis müdiriyetleri, Evrak olunacaktır. Şimdiki Viluyeı kalemleri, Mektupçuluklar, binası da Polis ve Hey'eti Fenniyeler, Hukuk jandarmaya lahsis edilecektir. Müşavirlikleri bulunmaktadır. Yutumhlarla Müzakerat Ankaradan gelen haberlere göre, Türk Yunan müzakeratının müsait bir safhaya girdiği teeyyüt etmekte, yakında LONJIN S.UTLAR1 VaJnttım ^: • ve Ciruvrr ^ B teBaı OBuyuk mühâfat k
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear