23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 AĞUSTOS 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MUZIK HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ f I I \ \ yok AMAH î &EHPE BU k V/4PkfeN fcENC £Vı"ND£ . 4&?'MD4 ElMâ Mıî' i GiBl k l z 4 K M .YENMt>fc HAZtfl J 7 T B.k S F AVA ÖüLUPUM j / OP Müzik ya iyidir ya kötü IBSO'lerin başında ttalya'ya yerleşen Ginger Baker, Milano yakınlarında bir köyde zeytincilikle uğraşıyor. Ama çiftliği ayakta îutmak için zaman zaman turnelere çıkmak zorunda kalıyor. Baker, 1980'lerde müzikle ilgili olmayan insanlann ceplerini şişirdiği kanısında. YAVUZ BAYDAR ~ STOCKHOLM Eric Claplon, Jack Bnıce ve Ginger Baker. Rock müzjğinin "kaymağıru" bir zamanlar, 20 yıl öncesinin çiçekli ve barikatlı günlerinde tatmı; olanların bu üçlüyü unutması mümkün mü? Clapton, Bruce ve Baker'dan kurulu Cream, Batı dünyasında 1960'larda yeşeren yenilikçi müziğe ve yerleşik düzene karşı oluşturulan başkaldın ruhuna en önemli katkıyı yapan üç topluluktan biriydi. Beatles ilgiyi "bit" 45'iikJerden belli bir düşünce ekseninde yaratılan 33'lüklere, Pink Floyd notalardan tüm doğayı kucaklayan seslere çekerken, çalgılar üstündeki ustalığı odak noktası kılan ilk topluluk Cream oldu. Daha önce Yardbirds ve Bluesbreakers'ta çalmış olan gitarist Eric Clapton'ın Graham Bond Organisation'dan aynlan basçı Jack Bnıce ve davulcu Ginger Baker ile kurduğu Cre Cream topluluğunun efsanevi davulcusu Ginger Baker: \ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Peki,ozaman fikıtık t oynayaltm • \ HALA CAZOYIM Efsanevi davulcu Ginger Baker, bugün 49 yaşında Eskıye oranla biraz durgun ve süzgün Baker, Cream topluluğunun müzik çızgisınde önemli bir dönüm noktası olduğunu kabul etmiyor. "Ben müziğe Cream'den yıllar önce cazla girdim. Hâlâ da caz müzısyenıyim" diyor. am, 1968 sonbahannda dağılıncaya kadar geçen kısa süre içinde, rock müziğinin gelişimine gerçekten de çok şey kazandırdı. Cream denemesi Clapton, Bruce ve Baker'a ne verdi? Ginger Baker bu soruyu 20 yıl sonra tek bir sözcükle yanıtlıyor: " P a r a ! " Söyleşimizdn yönünü bu sözcük tayin edecek. Konseri öncesinde Baker'la Stockholm'ün ünlü Fasching Caz Kulubu'ndeyiz. Efsanevi davulcu, bugün 49 yaşında. Eski günlere göre biraz daha durgun ve süzgün. Baker, Cream'in müzik çizgisinde önemli bir dönüm noktası olduğunu kabul etmiyor. "Ben müziğe Cream'den yıllar önce cazla girdim" diyor, "Hâlâ da caz müzisyeniyim." Müziğin türlere ayrılmasma da karşı: "Müzik ya iyidir, ya kötü. Torbalara doldurup üstüne etikel yapıştırmak bana ters geliyor." Cream'in üyeleri, dağılmadan sonra değişik yönler seçtiler. Jack Bnıce, John McLaughlin ve Tony VViIlianıs'la Lifetime'ı, ardından da Mountain'den aynlan Leslie West ve Corky Laing'le 1972'de West, Bruce and Laing'i kurdu. 70'lerde başlattığı solo caz çalışmalarını birkaç yıldır New York'ta öncü miizisyenlerden Kip Hanrahan'la birlikte sürdürüyor. Baker ve Clapton ise, Family'den Rkk Grech ve Traffic'ten Sleve Winwood'ta birlikte 1969 başında Blind Faith'i kurdu. Bera' berlik, önemli iki albümden sonra, 1970 başında son buldu. Uyuşturucu alışkanlığı nedeniyle bir süre "inzivayaçekilen" Clapton, 70'lerin ortalarına doğru başlattığı solo kariyerini bugün de surdürmekte. Ancak, Baker'a bakılırsa, "müziksel açıdan pek parlak işler yapmıyor." Steve Winwood, Rich Grech, Chris Wood, Denny Laine ve Graham Bond'la 1970 ortalarında Air Force'u kuran Baker ise, pek Ugi çekmeyen iki albümden sonra, Nijerya'ya yerleşti. Lagos'ta Afrika'nın ilk 16 kanallı stüdyosunu kurdu; ünlü Nijeryalı müzisyen Fela Kuti ile ilginç çalışmalar yaptı. "Afrika'ya yerleşmemin belli bir nedeni yoktu" diyor. "1960'tan beri gitmek istiyordum. Benim için verimli bir deneyim oldu. İyi vakit geçirdim, çok sey öğrendim. Gezegenimize egemen olan sömürii duzenini en açık biçimde Afrika'da görmek mümkün. Bir yanda zenginler var, öbür yanda yoksuilar. Öyle yerlere gidiyorsunuz ki, derinizin rengi su ya da bu, hiç fark etmiyor. Önemli olan, cüzdanınızın şişkin olup olmadıgı." "Ama sorun sadece Afrika ile sınırlı degil" diye sürdürüyor konuşmasını, "Beni bütün gezegen Ugilendiriyor. Afrika'daki sınıfsal yapı İngiltere ya da Arjantin'dekinden özde farklı değil. Egemen sınıflar her yerde ekonomik durumu kontrol ediyor ve yonlendiriyor." Peki, rock ve popun 80'lerdeki durumu hakkında ne düşünuyor? Acılı bir gülümseme beliriyor yüzünde. "70'lerde ortaya çıkan gösteriş meraklısı miizisyenlerin sayısı 80'lerde daha da arttı" diyor. "Çoğunun müzikten haberi yok. Ama her dönemde oldugu gibi istisnalar, iyi müzisyenler de \ar tabii. 60'farda genç kesim punk, heavy metal, yeni dalga gibi saçmalıklarla uğraşmıyordu. Bölunrne yoktu. Gençlik hareketi bütünlük taşıyordu. Birleşik bir güç... 80'ler egemen sınıflann başanlı biçimde kontrolü eie aldığını gösleriyor." 1980 başında ttalya'ya yerleşen Baker, Milano yakınlarında bir köyde zeytincilikle uğraşıyor, arada sırada davul kursları açıyor. "Zeytin işi para getiriyor mu?" diye soruyorum. "Hayır, amaç toprakla ugraşmak" diyor, "Çiftliği ayakta tutmak için turneye çıkmak zonında kalıyorum." fflZLI G AZETECİ NECDET ŞEN Dinleyiciniz içten "Arabayı sürmek değil, bir yerdert bir yere götürmektir önemli olan. Orkestra yönetmenliğini bu nedenle bir amaç değil, müziğe yönelmenin, müziği ortaya çıkarmanm bir aracı olarak kabul ediyorum." İJNER BİRKAN Uluslararası Izmir Festivali'nde, 14 temmuz akşamı Efes Antik Tiyatrosu'nda dinlediğimiz Lyon Ulusal Orkestrası, bu festivale yurtdışından katılan tek senfonik topluluktu. Özellikle, bu yüzyıl başı Fransız müziğini, Debussy'yi ve Ravel'i tertemiz bir entotnasyon ve şaşmaz bir denge duygusuyla yorumlayan bu Fransız orkestrasının genç yönetmeni Emmanuel Krivine'i festival sırasında, Kuşadası'nda buldum ve Fransız müzik yazarlarınca "yüzü gülmez, alışılmadık, aşırı coşkulu" diye nitelendirilen bu ilginç müzikciye, orkestrası, mesleği, ilk olarak katıldığı İstanbul ve tzmir festivalleri üzerinde sorular yönelttim. Emmanuel KriVine, si/i meslek serüveninizin başlangıcında, geleceği parlak bir kemancı olarak tanıyorduk. Sonradan, bir kaza yüzünden çalgıruzdan bütünüyle kopup, orkestra yönetmenliğine yöneldiniz. Bu olgunun dışında, sizi yönetmen kürsüsüne çeken belli başh etkenleri açıklar mısınız? KRIVINE Sorunuzda, meslege kemancı olarak başladığımı belirttiniz. Aslında pek de doğru değil bu; ben, daha başlangıçtan beri, armoninin, polifoninin tutkunuydum. Bu yüzden, org çalmayı, bu gerçek "çok sesli" çalgıyla uğraşmayı çok çekici bulmuşumdur. Bunlan, orkestra yönetmenliğinin benim için ilk ve tek uğraş olduğunu belirtmek için söylüyorum. Kemanı bırakraakla asıl mesleğime kendimi bütün bütüne vermiş oldum. Çok mutluyum bu yüzden. Orkestra yönetmenliği alanma beni en çok çeken olgulardan biri de 1965'te büyük usta Karl Böhm'le karşılaşmam ve onunla uzunca süre çalışma fırsatını bulmamdır. Yirminci yüzyıl "büyük yönetmenler" kuşağının bu sonuncu temsilcisinden çok şe>' oğrendim, meslek bügilerimin çoğunu ona borçluyum. Yönetme tekniğiniz, uyguladığınız yöntemler nelerdir? Orkestra yönetmenliğinin "öğretilebilen" bir meslek oldugu göriişiinde misiniz? KRIVINE Ashnda, öğretilen, öğrenilen şey, orkestra yönetmenliği değildir. Müzik sanatı ile ilgili görüşünüz, estetik yaklaşımınız açık seçikse, kesin bir muzik imajı yaratma konusunda içinizde dayanılmaz bir eğilim, bir istek yer almaktaysa işte o zaman, o imajı nasıl yakalayabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Demek ki as lolan, duymak ve yaratmak istediğinizi iyi bilmeniz, doğru belirlemenizdir. Arabayı sürmek değil, bir yerden bir yere götürmektir önemli olan. Orkestra yönetmenliğini bu nedenle, bir " a m a ç " değil, müziğe yönelmenin, ortaya çıkarmanm bir yolu, bir aracı olarak kabul ediyorum. programının bir parçası sayılır. tlk yönetmeni olan, tanınmış muzikçi Serge Baudo ile geçen yıla kadar çalıştı bu orkestra. Bir yıla yakın süredir, Lyon Senfoni'yi ben yönetiyorum. Disiplinlerinden, verimli çalışmalarından dolayı çok mutluyum, çok rahatım. İstanbul ve tzmir festivalleri için neler söyleyebilirsiniz? KRIVINE İstanbul konserlerimizde dinleyici alabildiğine içtendi, açık yürekliydi, coşkuluydu. Son derece dikkatli, uyanık bir atmosfer yaşandı orada. Dinleyicinin doğal davranışlarına, ilgisine ve içten sıcaklığına hayran oldum. tzmiı Festivali için de aşağı yukarı aynı şeyleri söyleyebilirim. Aynca, Efes'i, Antik Tiyatro'yu müthiş etkileyici buldum. Akıl almayacak guzellikte, büyulü, dunyada bir benzeri daha bulunmayan, irısanda esin uyandıran bir yer. İyi düzenlemelerle, yüksek düzeyde yaratmalarla, çok önemli şeyler yapılabilir orada. Sözgelimi, Verdi'nin "büyük" operaları ve "Requien", Bellini'nin "Nonna"sı, Mahler'in büyük kadrolu senfonileri gerçekleştiri Lyon Ulusal Orkestrası'nın şefi Emmanuel Krivine: Vr>7 ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLtR KEMAL GÖKHAIS GÜRSES Orkestranızı tanıtır mısınız bize? KRIVINE Lyon Ulusal Orkestrası, 1969 yıhnda kurulmuştur. Bir devlet orkestrasıdır. Fran lebilir. Bu konuda bir öneri alırsa'da, başkent Paris'in dışında sam, seve seve gelirira gene îzmüzik yaşamını canlandırma mir'e. Efes'e. Bale için yeni bir bölüm Macettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda bale hocası yetiştirecek olan Teori Ana Sanat Dalı Bölümü'nü Moskova Gitis Enslitüsü Bale Fakültesi Dekanı Yevgeni Valukin kuracak. Kiiltür Servisi Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda bale hocası yetiştirilmesi amacıyla, Teori Ana Sanat Dalı kuruluyor. Bölümü kurma görevi, Moskova Gitis Enstitüsü Bale Fakültesi Dekanı Yevgeni Valukin'e verildi. Bölümün kunıluş çahşmalannı yapmak üzere Ankara'ya gelen Valukin, Bolşoy Tiyatrosu'nun da perestroykaya uyduğunu ve Sovyçt balesinde büyük değişikliklerin söz konusu olduğunu söyledi. Valukin, "Bolşoy Tiyatrosu elbette ki yerinde durmuyor. Yeni gelişmelere ayak uydurmaya, kendi birikimlerini yeniden değerlendirmeye, uluslararası sürcce girmeye çalışıyor" dedi. Valukin, Türk balesinin, kendi bale hocalarını yetiştırme safhasına de bugünlerde hareketli günler yaşanıyor. Bolşoy, Leningrad ve Kirov tiyatrolannda sahneye konan bale temsillerinin yanı sıra Sovyet sanatçılar da dış ülkelerde şösteriler sunuyorlar. Valukin, "Örneğin ben tspanya'ya gideceğim. İki yıl boyunca bale tiyatrosu genel geldiğini belirterek. "Dünyanın sanat yönetmenliği yapacağım" ünlü bale topluluklanna katılabi diyor. lecek nitelikte oğrencileriniz var. Bu yeteneklerin daha da gelişimini Türkiye'de kendi bale hocasaglamak gerekiyor. Bu bakımdan larını yetiştiren bir bölümün açılTeori Ana Sanat Dalı'nın açılma masının gelişmeye hız katacağını, sı çok yerinde bir davramştır. Za sadece kitaplara dayanan eğıtimin ten milli ekolün kurulması açısın yeterli olmadığını belirten Valudan da başka çare yok" dedi. Va kin, " Türk balesinde de dünya lukin'in dekanı oldugu Moskova standartlanna göre bir ilerieme olGitis Enstitüsü Bale Fakültesi, duğunu sanıyorum. Türk balesifolklor, halk dansı uzmanları, her nin S0. yıldönümünü kutladığınız biri birer metodoloji uzmanı olan zaman, sadece baie sanatçılan debale hocaları yetiştiriyor. Ulusal ğil, bale hocalan da olacakhr. Ongeleneklerin geliştirilmesine özel lar kendi milli duygulanna, milli likle dikkat edilen fakültede, sa heyecanlarına uygun olarak bale dece klasik bale dansını bilen, fa sanatçılan yetiştireceklerdir. Belkat diğer tans türlerini bilmeyen ki de birkaç yıl sonra sizinle tekhocalar benimsenmiyor. Perest rar bir araya geldiğimizde, bugün royka sürecinin, bale alanında da burada hayal ettiklerimiz gerçekgözlemlendiği Sovyetler Birliği'n leşmiş olacak" diyor. İSTANBUL VE İZMİRDEN MEMNUN İstanbul ve İzmir festivallerinde Lyon Ulusal Orkestrası nı yöneten Emmanuel Krivine, her iki kenttekı dinleyicinin doğal davranışından, içten sıcaklığından çok memnun. çcanın son kaseti piyasada Kültür Servisi Selda Bağcan'ın, "Yüriiyonım Dikenlerin Üstünde" adlı kasetinin ardından "Özgürlük ve Demokrasiyi Çizmek" de satışa sunuldu. Kasetin A yüzünde, Nevzat Çelik'ten "Tahliye Olamn Ardından" ve "Sıcak Saklayın Gecelerimi", Ceyhan Aüf Kansu'dan "Dünyanın Bütun Çiçeklerini Getirin Bana", Attila Ilban'dan "An Gelir", Onur Şenli'den "Ben Bir Papatyayım", Ilhan Demiraslan'dan kasete de adını veren "Özgürlük ve Demokrasiyi Çizmek", Ülkü Tamerden "Üşür Ölüm Bile" ile Melih Cevdet Anday'dan "Bayılınm Düzenli Dünyaya" adlı şiirlerin bestelerinin yanı sıra, Metris'te aç'ık grevinde ölenlerin anısına Selda Bağcan'ın yazıp bestelediği "Metris'ten Bir Haber Geldi" adlı ağıt da yer alıyor. B yüzünde ise eski parçalar var: "Adaletin Bu mu Dünya", "Mapushane İçinde Mermerden Direk", "Mapushanelere Güneş Dogmuyor", "Sıvas Ellerinde Sazım Çalınır" ile Hasan Hüseyinden "Acıyı Bal Eyledik" bulunuyor. Kasetin bu yüzünde Bağcanın Dünya Çocuk Yılı için yazıp bestelediği "Boyacı Çocuk" ile Ezginin Günlüğü topluluğunun eşlik ettiği iki Azeri parça var: "İlkbahar Geldi" ve "Esen Yeller." TARtHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan yıllık izninin bir bölümünü kullanmakta olduğundan "Tarihte Bugün" bir süre yayımlanmayacaktır. 5 0 YIL ÖNCE C u m h u r i y e t 17 Ağustos 1938 mşms Bursa (Hususî) Bu sene belediyemizin şehir içme sularma bazı yeni sular ilâve Bursada su derdi ederek, sularile meşhur olan kalıyor, diğer mahalleler beş Romanyamn Tanasa revü Bursada evvelki yıllarda saat kadar susuzluk heyeti dün şehrimize gelmiş, çekildiği gibi bir su sıkıntısı çekiyorlarmış. Binaenaleyh su Belediye Turizm şubesi çektirmemeğe çalıştığını paralarınm da bu sartlara memurları tarafından istikbal bildirmiştim. Fakat mevsimin uydurularak ahnması temenni olanarak Beyoğlunun çok kurak ve havaların pek edilınektedir. Vaziyete muhteiif otellerinde misafir sıcak gitmesinden olacak, nazaran, Bursamn su derdi edilmişlerdir. Heyet yarın Bursada gene sular henüz halledilememiş akşamdan iıibaren Esnaf kooperatiflerinin ınahallelere nöbetle verilmeğe demektir. Kısmen sular temsillerine başlıyacaktır. takviyesi kararlaştırılmıştır. başlanmıştır. Şehrin yüksek çoğalmışsa da kurak ve sıcak Ancak bu işin başarılması mahallelerine sabahtan oğleye mevsimlerde bu sular da kâfi için bazı yardımlara ihtiyaç kadar su verilmekte, gelmemekte ve nobet Bu eylulün 27 nci günü, vardır. Bu meyanda, akşamları buralan susuz usulünün tatbiki mecburiyeti büyük Türk Amirali hükumetten bazı vergi kalmaktadır. Diğer hasıl olmaktadır. Binaenaleyh Barbarosun Andrya Dorya'yı muafiyetleri taleb ediımesi mahallelerde de geceleri sular Bursamn su davası herhalde büyük bir hezimete uğrattığı zaruri görüluyor. kesilmektedir. büyük bir bütçe işi ve yeni bir Preveze deniz cenginin 400 Kooperatifleri olan esnaf Belediye su parasmı şehrin tesisat meselesi olsa gerektir. üncü yıldönümüdür. teşekkülleri, şehrimizde her mahallesinden ayni nisbet 27 eylulde, Barbaros ihtifali bulunan Sanayi Umum dahilinde ve musluk başina yapılacaktır. müdurü Reşadla temaslar alıyor. Halbuki yüksek Başvekil, tstanbul Belediye yapmağa karar vermişlerdir. mıntakalardaki halk günün reisliğine Barbarosun Bugünlerde, Umum mudür sekiz on saatinde susuz Eminönünde Valide hanının türbesinin etrafı acılarak Reşadın nezdinde, bir toplantı arka kısmına tesaduf eden tamamile meydana cıkanlması yapılması muhtemeldir. adadaki bir kısım hususunda kat'î emirler Toplantıda, kooperatiflerin dükkânların daha yıkılınası vermiştir. takviyesi için hazırlanan işi müteahhide verilmiştir. esaslar üzerine, Sanayi Umum Birkaç giıne kadar bunların .ı .ıı /ır.ı.ıt M.ılviıı.ıl.ırı Fabrikası mudurune ızahat verilecektir. yıkılınasına başlanacaktır. Esnaf kooperatiflerinin takviyesi mukarrer Barbaros günü Eminönünde faaliyvt L Tanasa revü heyvti dün geldi Dördüncü istanbul festivali ınünasebetile davet olunan IIM llf.R <l'HRANTZ MA/OT TR \KrORU O l l l Fl I I T I I I I I l
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear