23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'3 AĞUSTOS 1988 * * * * CUMHURİYET/15 1 aylık bebeğe kalp nakli GIESSEN (AA) Federal Almanya'nm Giessen kentinde bir aylık bir bebeğe kalp nakli yapüdığı açıklandı. 30 kişiden oluşan ameliyat ekibinin başkanı Dr. Heinrich Netz, Giessen Çocuk Hastanesi'nde gerçekleştirilen ameliyatın üç saat sürduğünü bildirdi. Netz, ameliyatın iyi geçtiğini, ancak henüz Sebastian adındaki minik hastanın yaşayıp yaşamayacağının belli olmadığını kaydetti. Doğuştan kalbinin sol tarafındaki hucreler sert olduğu için kan pompalayamayan küçük hastanın, ameliyat yapılmaması halinde hiç yaşama şansı olmadığı kaydediliyor. Frankfurter Rundschau gazetesi de Sebastian'a, hafta başmda ölen 6 aylık bir bebeğin kalbinin takıldığını bildirdi. Michael Jackson 30 yaşında LONDRA (AA) Ünlü pop şarkıcısı Michael Jackson, 27 ağustostaki VVembley konserinden iki gün sonra 30. yaş gunünu kutlayacak. îngiltere'de /ayımlanan Today Gazetesi'nin plak şirketlerine yakın kaynaklardan aldığı bilgiye göre, Jackson, "80"li yılların en büyuk doğum günü partisinin hazırlıklarını gizli tutuyor. Jackson, doğum gününü, Hollywood'dan getirmeyi planladığı Amerikan yıldızlan ile kutlayacak. Michael Jackson'ın yaldızlı davetiyelerini alan ve özel uçakta yerlerini ayıran ünlüler arasmda sinema sanatçısı Liz Taylor, ses sanatçıları George Hamilton, Diana Ross, Whitney Houston, Stevie Wonder ve plak yapımcısı Quincy Jones bulunuyor. I j i r Japonya'da çok eskUerden berı bılınen bır balık 1 0 1 avlama usulü var. Bir cıns denız kuşu olan kormoranlar, Japoo balıkçılar tarafından özel olarak eğitiliyur ve insanlar ıçin balık avlamayı öğreniyoriar. Denıze dalarak balığı yakalayan kormoran, bunu yutmayarak kayıjja dönuyor ve avını sahıbinın yanıbaşına bırakıyor Eskıden soylu Japonların himayesınde suren bu gelenek bugün hâlâ yaşıyor. (Fotoğraf: Reuters) Avcı lanlarta gösteri yapan Oastagir, konusunda ıvıce ustalaşmış Öyle ki, bırden fazla pıton yılanıyla başına taç bile yapabiliyor (Fotoğraf Reuter) V t3C oynatıcılığıMuhammed Ali Dastagir'in mesleği yılan Günde en azından ikı saal boyunca ytMalez aİ1 SÜPER KL02ET Teknoloji hayalgücünu mu zorluyor, yoksa hayalgücü teknolojiyi mi? Tayvan'da yapılan "ıcatlar sergisinde" ziyaretçılerin ilgisme sunulan bu klozet son zamanlarda her şeyde moda olduğu üzere "bilgısayariı." Elektronık kumandalı temızleme sıstemı sayesinde ihtiyaç gören kişinın tuvalet kâğıdı kullanmasına gerek kalmıyor. (Fotoğraf. Reuters) HABERLERIN DEVAMI Polonyada zilotamani Bajtarafı 6. Sayfada) iği olarak adlandırılan gökdelen, .am bir prestij binası. Elindeki ki.aptan, Marks, Engels, Lenin'den ionra gelen Stalin yazısı özenle siinmiş, cephedeki işçi heykelinin anunde yeni bir slogan asüı. "Yeni kızıl gençlik.." Otelimiz, Stalin goti|inin tam karşısında, savaşta yerle bir edilmiş Varşova'nın sonradan yapılan eski binalanndan dört yıldızlı bir otel. Otele girer girmez, loaide dut gibi sarhoş ve birinin kolu sanh iki "change money"ciyle karşılaşıyoruz. Sallana sallana vanımıza geliyorlar ve bir karış •nesafede durarak, "change raoney?" diye soruyorlar. Hayır divoruz. Bu defa farklı bir ses tonuyla, "şşeeeynjj monii?" diye îoruyor? Yine hayır diyoruz. Bu sesle hıç ilgılenmemeye çalışıyoruz. Başka bir yöne bakıp otelin lobisinde volta atıyoruz. Ses de bizle birlikte volta atıyor. Birdenbire ses kesiliyor. Otelin iri yarı kapıcısını sarhoş karaborsacıyı ensesinden yakalayıp, dışarı atarken göniyoruz. karaborsacıyı kapının önune kor komaz, adam tekrar sallana sallana içeri giriyor ve yanımıza gelip, "change moııey" diye soruyor. Sinirden gülme krizi alıyor artık. Karaborsacı da gülüyor. Gece yemekten sonra Polonyahlann eğlendiği bir yere gitmek istiyoruz. Sonunda Vısla Irmağı'nın karşı kıyısında otelimizden oldukça uzak bir parka doğm, bir gençlik festivalini izlemek için taksi tutup yola çıkıyoruz. Taksi karanlık, geniş ve ıssız bir parkın girişine bizi bırakıyor. Parkın içinden gelen Julio Iglesias'm Polonyacası olduğuna karar verdiğimiz müzik sesine doğru yurüyoruz. Birdenbire karanlıkta tahta sandalyelerin uzerine oturmuş, siyah ceketinın yakalarını kaldırmış, Polonyalı solisti dinleyen yuzlerce sessiz Polonyalıyla karşılaşıyoruz. Aileler, sevgililer, çocuklar, suslü genç kızlar, temız giyimli gençler, serseriler, fahişeler ve sarhoş askerlerden oluşmuş renkli bir kalabalık bu. Biraz kalabalığın sessizliğıne dahil olduktan sonra, sıkılıp yürümeye devam ediyoruz. Biraz ilerde karanlıgın içinde pembe ışıkla aydınlatılmış bir pistin uzerinde Amerikan countıy müziğiyle yuzlerce genç dansediyor. Parkın içinde yurümeye devam ediyoruz. Müzik birdenbire duruyor. tnsanlar son otobüsü kaçırmamak için kosuşuyorlar ve yuzlerce kişilik kalabalık on dakika içinde toz oluyor. Parkın çıkışına vardığımızda birden geniş caddenin ortasında bizden başka kimse kalmadığıru ve caddeden bir tane bile araba geçmediğini fark ediyoruz. Yanm saat sokağın başında oturup taksi bekliyoruz, ama nafıle... Yoldan geçen bir Polonyalıya taksi bulup bulamayacağunızı soruyoruz. Bize ilerde bir taksi durağı olduğunu söylüyor. Taksi durağını bulduğumuzda on onbeş kişilik birbiriyle şakalaşan kadınlı erkekli bir grupla karşılaşıyoruz. Onlarla birlikte taksi beklemeye başlıyoruz. Onbeş dakika sonra bir taksi geliyor ve kalabalığa bağırarak gittiği yönü söylüyor, o yöne giden olmadığı için gazlayıp gidiyor. Kuyruğa girmeye alışkın kalabalığın umurunda değil, sakalaşarak beklemeye devam ediyorlar. Bizim sabırsızlandığımızı gören bir Polonyalı, yoldan ender geçen özel arabalardan birini durdurup bizi götürmesini söylüyor ve araba bizi otelimize götürüyor ve oldukça yüksek bir para alıyor. 2000 ziloti. Otde geldiğimizde katıldığımız turdaki bazı insanlann da aynı sorunla karşılaştığını öğreniyoruz. Sonunda bir polis arabasının kendilerini taksi parası alıp otele getirdiğini söylüyorlar. Ertesi gün Varşova'daki eski kenti geziyoruz. tkinci Dünya Savaşı'nda tamamen yok olmuş kentin eski binaları ressam Canelletto'nun tablolarından faydalanılarak şaşırtıcı bir şekilde yeniden yapılmış. Her kösesinden tarih fışkıran konutların, köpru ve kiliselerin arasında dolaşırken bu gelişmiş restorasyon anlayışı karşısında buyulenmemek mumkün değil... Savaştan önce 300 bine yakın Yahudinin yaşadığı ve Nazi ışgalıyle tarihte büyük bir soykınmın gerçekleştiği Varşova'da, kentin iddiasız yerlerine serpiştirilmiş küçük anıtlarda birikmiş bir acının tarihini görmek mümkün. Bugün kentin içinden sanki bir elden çıkmış gibi yükselen koca binalardan kısa bir sürede yeni baştan bir kent yaratmak zorunda kaldıkları hemen seziliyor. Kentin içinden geçen geniş otobanlar, sanki bir asır sonrası duşünulerek yapılmış. Hiç trafık sıkışıklığının olmadığı bir yerde otobanlar ilk bakışta alıştığımızın tam tersi bu kadar otoya bu yollar çok fazla duşuncesini doğuruyor. Akşam otele geldiğimizde, turdaki arkadaşlann hepsinin ortak bir panik yaşadığını fark ediyoruz. Cebimizdeki zilotileri nasıl bitirebiliriz? Biz cevap olarak bol bol kitap alacağımıa söylüyoruz. Fakat arkadaşlardan biri yanında birikmiş kitap yıfcınını eöstererek Daında Baftarafı 6. Sayfada) # Fransızca konuşunca adam 'manger'yi 'changer' anlamış. Önemli Jeğil, siz ağzımzı açmasamz bile jrada herkes sizin 'change mone>' Jediğinızi var sayıyor zaten. Ya da 5ize soruyorlar "change money?" Dolarınızı resmi kurun dört katına her yerde bozdurabilirsiniz. Elinize bir tomar 'ziloti' geçer. Her şey gözünüze çok ucuz görunur, harcamak için ordan oraya koşarsıruz. Oıtalıkta koşuşaıak zilOtlerini harcayıp tüketmek için iort dönenlere Behiç Ak 'zilotamanyak' diye ad taktı. Ona göre bir zilotamanyak yer içer, tam hesabı odeyecekken bir başka zilotamanyak atik davranıp onun hesabını öder, zilotiler yine elde kalır. Ziloti değiştirip dolar alanlar, her yerde bulunan 'Pewex' mağazalanndan alışveri} yapabüirler ve kimse de onlara doları nereden bulduğunu sormaz. Sonunda dolar şöyle ya da böyle gitmesi gereken yere ulaşmış oluyor. Doların uzerinde yazan "IN GOD WE TRUST" (Taıınya inanıyoruz) deyişi, Polonya'da çok tutuluyor olmalı, ama genel duraganlığa ve gelecek ile ilgili beklentilere yanıt oluyor mu bu, bilmiyorum? Bir de 'Polonya Dolan' var. Pewex mağazalarında para (dolar) ustü olarak veriliyor ve kırksekiz saatlik omru var. Onların da ustunde aynı deyiş yazıyor muydu dikkat etmedim. Ama unlü 'Szpiiki' mizah dergisi Polonya Doları ile iyi dalga geçiyordu. 'Ludas Matty' Macaristan^ ın mizah dergisi. Dergi, kapağından başlayarak elestirel mizah örnekleri ile dolu. Evinde ziyaret edip soğuk biralannı içtiğimiz çizer Brenner'in kapak karikatürunde tüm kent haJkı anadan doğma dolaşıyordu, arkadaki buyük binanın uzerinde 'Vergi Dairesi' yazısı okunuyor. 'Dikobraz' ise Çekoslovakların mizah dergisi, çıktığı gün tükeniyor. Bulmak için bir hafta beklemek gerek. Viyana'da yayımlanan mizah dergisi gormedik. Sonınları mı yok, çok mu ciddiler bilemem. Ancak dolaştığımız ülkelerde kitapçılar ilgi çekiciydi. Kitapçılarda insanlar kapının içinde birikiyor ve işi bitip çıkanlardan boşalan plastik sepetleri kollarına takarak raflardan aldıkları kitaplan sepete atıp kasaya yöneliyorlar. Migros'tan taze sebze alır gibi. Biz de Katoviçe"de gezinirken kuçük bir satış kulübesinde Nâzım'ın Sevdalı Bulut kitabını bulduk. Kitaplar bir anda tum otobus halkınca satın alınıverdi ve bitti, herkese yetmedi bile. Satıcılar bu ani surüme çok şaşırdılar. Yeni baskısı yapılıncaya kadar katoviçeli çocuklar bir süre Nâzım'ın kitabım bulanıayacaklar. Budapeşte, Krakov, Varşova, Prag, Viyana derken bir surü anı ve anı eşyasıyla birlikte yurda donuş başladığında, yavaş yavaş işler guçler ve sorunlar da yeniden kafamıza uşüşmeye başladı. Kendimizi hırpalama alışkanhklarımız da yeniden depreşti. Kendimize gelmeye başladık. Son gün akşam uzeri kaldırıma renkli tebeşirlerle yapılmış harika bir resme bakıyorduk. Resmi yapan parasını toplamış çoktan gitmiş, resmin ustunden de artık gelip geçilmeye başlanmış, ayak izleri var. İçimizden biri resmin üstündeki ayak izlerine baktı baktı, yabancı bir ulkede olduğumuzu unutarak o duymaya çok alışık olduğumuz bir eleştın cumlesine başladı "Bizim insanımız zaten kıymet bilmez ki!.." "Hiç umutlanmayın' bunlann hepsine sadece 5000 Ziloti verdim. Daha cebimde 60 bin ziloti var. Üstelik de agır bir yüke sahip oldum" dıyor. Bu arada birisi, "Yahu Polonyalılar bu değiştirdikleri marklan, dolarlan ne >apı>orlar?" diye soruyor. Otellerin yanındaki Peweks magazalarını ornek olarak gösteriyonız. Bu mağazalarda dolar, mark hatta Türk parasıyla bile alışveriş yapılabiliyor. Bu mağazalardan Polonyalı vatandaşların da alışveriş etmesi serbest ve elindeki dolan nereden bulduğu ona sorulmuyor. Yalnız, verdiğiniz paranın Ustü değişik bir para birimiyle ödeniyor. Yalnızca Polonya'daki Peweks mağazalarından alışveriş yapabileceğiniz ve uzerinde, Amerikan Dolan'ndaki gibi Allah'a inancımızla yazısı yerine, bol bol dolar işareti bulunan Polonya Dolan ile. Boylelikle karaborsadan elde edilen doların bir ölçude de olsa, devlete donmesi sağlanmış oluyor. Boylelikle karaborsacıhk, bir suçmuş gibi görülse de bu serbest ekonomi içinde karaborsacıya devlet müdahale etmiyor. Polonya'ya gelen bir turistin resmi kurdan gunlük 35 mark bozdurması zorunluluğu dışında, karaborsadan para bozJurup bozdurmaması da adeta kendi seçimine bırakılmış. Sonunda bu kadar para konuştuktan sonra, hepimızin bırer zilotamanyak olduğuna karar \eriyoruz ve zilotamanyakların özellikleriyle ilgili teoriler geliştirmeye çalışıyoruz. Ertesi gun uyandığımızda, Polonya'nın Alman ordularının işgalinden kurtuluşu günü ve kentin önemli meydanlarından birinde yapılan kutlama törenini tatile gitmeyen Polonyalılar ve turistlerle birlikte izliyoruz. Bildiğimiz türden bir askeri tören yapılıyor ve torenin sonunda Jaruzelsky bir konuşma yapıyor. Daha sonra, tören alanırun karşısındaki sergi salonunda iki senede bir yapılan uluslararası afış bienalini geziyoruz. Bienalde, Japonya'dan Sovyetler Birliği'ne kadar dunyanın her yerinden katılrruş grafik sanatçüanmn eserleri var. Bu arada Turkiye'den Yardaer Altıntaş, Biilent Erkmen, Gülsiin Karamustafa'nın afışleri de bienalde sergileniyor. Polonya'da grafik sanatlan çok gelişmiş, sergide görup de beğendiğimiz seçme afişler kalitesinde afişleri her gun Varşova'daki duvarlarda görmek mumkun. Bienalden çıkarken, bienalle ilgili afış poster ve kitaplar alıyoruz. Sergideki satıcı, aldıklanmızı bir guzel kesekâgjdına sanp iple bağlayıp paket ediyor. Polonya da Batı ülkelerindeki gibi alınan malları naylon poşetlere koyma alışkanlığı yok. Çünku basit bir çanta almak, naylon torba almaktan daha ucuz. Boylelikle gelişmiş ulkelerdeki naylon poşet ve şişelerin oluşturduğu önlenemez kirlilik sorunundan da kurtulmuş oluyorlar. Cebimizdeki zilotileri harcamak için Varşova'daki en buyük otelin kafesinde kendimize kuçuk bir ziyafet çekmeye karar veriyoruz. Tam hesabı ödeyeceğimiz sırada karşı masada oturan ve surekli bize bakan tanımadığmız bir Türk, masamıza gelip, "Olmaaz, olmaaz. Katiyven olmaz, siz burda misafirsiniz" diyerek hesabımızı ödeyivenyor. Yalnızca bizim değil, biraz ilerdeki masada oturan Alman ailenin de hesabını ödemeye kalkıyor, gerekçe olarak da kızlannı çok beğendiğini söylüyor. Sonra bize dönerek, "Abi be, afedersiniz, ama siz de amma ttıtuk insanlaramz, deminden beri size bakıjonım, çevrenizle hiç ilgilenmiyorsunuz. Ama rnerak etmeyin, açılırsınız, açılırsınız; ben de ilk geldigimde boyleydim" deyip karşı masada oturan ve şuh bir şekilde bize bakıp, eteklerini yellendiren kadını gösteriyor. "Nasıl... İyi mi?" diye soruyor. Biz gulerek birbirimize bakıyoruz. "Beğenmediyscniz şunu alalım" deyip, bir başkasıru gösteriyor. bizim tavırsız kalmamız uzerine, "Abi, bu konularda insamn en büyük düşmanı samimi arkadaşıdır. Birbirlerinden utanao iki arkadaş. hiçbir numara yapamaz, birbirlerini bloke eder. Ben bu yüzden çok çektim" diyor. Yeni arkadaşımızla birlikte otelden çıkıyoruz, kendisini bir başka otelde bu gece için tuttuğu sekiz tane kızın beklediğini söylüyor. Yıuıanistaıı'a ikinci uyarı "Önemli olan yatmak değil abi. Ben burada kendimi reklifiye ettiriyorum" diyor ve bizim için uygun gördüğü yoldan geçen iki güzel Polonyalıyla konuşmaya çalışırken, hırsız gibi ara sokaklardan birine dalıp, kayboluyoruz. Ertesi sabah uyandığımızda, işbilir tur yöneticimizin güvenli bir edayla son ana bıraktığı Çekoslovak vizesini halledernediği için bir gün daha Polonya'da kalmamız gerektiği haberiyle karşılaşıyoruz. Yapacak bir şey yok, Polonya'da bir gün daha geçirebilmek için, dışarıya çıkıp, uygun fıyatla dolar bozacak bir "change money"ci aramaya başlıyoruz. (Baştarafı l. Sayfada) rafından Yunanistan'ın Ankara Büyukelçisi Dimitris Makris'e bildırildiğı ıfade edildi. Ankara, Yunanistan'ın 1116 temmuz tarihleri arasında Ege'de gerçekleştirdiği tatbıkat ile mutabakat muhtırasını ihlal ettığini açıklamıştı. Söz konusu tatbikatın enelenip ertelenmediği konusunda basmda çıkan çelişkili haberlerin yer alması uzerine gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu Inal Batu, tatbikatın iptal edıldiğine ilişkin Yunanistan tarafından herhangi bır notam yayımlanmadığıru bildirdi. Batu, "Aksine, tatbikatın hemen başlangıcında ucuş irtifasının deği$tirilmesine dair yşyımlanan notam suretiyle tatbikatın yapılacağı bir defa daha teyid bulmuştur" dedi. Batu, muhtıraya tıtızlıkle uyan Türkiye'nin muhüranın lafzına ve ruhuna uygun davranılmasma özel onem verdiğini belirterek Yunanistan'ın da aynı yaklaşımı sergılemesini beklemenin Türkiye'nin en doğal hakkı olduğunu vurguladı. YılmazMakris görüşmesi Muhtıra hükümlerinin tereddute yol açmayacak şekilde açık olduğunu kaydeden Batu, Türkiye1 nin, Yunanistan'ın muhtıraya ana amacı dışında bir yorum getiren tutumuyla mutabık olmadığını söyledi. Ankara'nın bu göruşlerinin bizzat Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz tarafından Yunanistan'ın Ankara Büyukelçisi Dimitris Makris'e duyurulduğunu ifade etti.Yılmaz'ın Makns ile hafta ba şırda görüştüğü bildinlıyor. Batu, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın, "ortaya çıkan bu durumun Davos sürecinde bir aşınma j'aratmaması bakımından", Türkiye'nin konuyu eylül başında Ankara'da yapılacak TürkYunan Siyasi Komite Toplantısı'nda görüşmek istediğini Makris'e bildirdiğini söyledi. Batu, daha sonra şöyle devam etti: "Yunanistan'ın bu davranışmın iki iılke arasında tesisine çalışılan güven ortamına katkıda bulunmayacağı açıktır. Davos surecinin temel amac.nın gerçekleştirilraesim'n karşıhklı itidal, teenni, iyiniyet ve çaba gerektirdiği de açıktır. Turkiye, Yunanistan'ın da sözleri ve fiilleriyle bunun büincinde olduğunu umit etmek istemektedir." öte yandan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Buyükelçi tnal Batu da Yunanistan'ın ABD'ye ait Elenikon Hava Üssü'nü kapatma kararından sonra üste bulunan Rc135 keşif uçuşlannın Türkiye'ye nakli konusunda ABD'den hiçbir resmi girişim gelmediğini bildirdi. Başında yer alan haberlerde, Elenikon'u kapatma kararına alternatif olarak Washington'un hazırladığı planlar arasında, bu usteki uçaklann Türkiye'deki bir usse yerleştirilmesinin de bulunduiu öne sürülmüstü. Kısa menzilli N ATO füzeleri yenilenecek WASHINGTON (AA) NA TO'nun, Avrupalı uyelerinde bulunan kısa menzilli nuklier silahların sayısında yıl sonuna kadar "önemli" indirim yaparak yerlerine daha az sayıda, ancak modern silahlar konuşlandıracağı yolundaki haberler ABD Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarınca doğrulandı. Washington'da bulunan NATO Başkomutanı Orgeneral John Galvin, bır grup Amerikalı gazeteciyle düzenlediği toplantıda, orta menzilli fuzelere ek olarak, Avrupalı muttefiklerin elindeki kısa menzilli nükleer silahlann sayısında yıl sonuna kadar "önemli" azaltma yapılacağını açıklamıştı. Galvin, indirimin daha çok nükleer başlıklı top mermilerinde olacağını söylemişti. ABD Savunma Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı, gazetecilerin soruları uzerine, konuya açıklık getiren açıklamalar yaptılar. Benzer açıklamalarda, "Avrupalı muttefiklerin ellerindeki kısa menzilli nükleer silahlann sayısında yapılacak azaltmanın, bunlann yerine sağlanacak kısa menzilli modern nükleer silahlann sayısına bağlı kalacagı" belirtildi. Turizmin yoğun olduğu dönem Atina'da imzalanan mutabakat muhtırasında, Ege'nin açık deniz alanlan ve uluslararası havasahasında turizmin en yoğun olduğu 7 temmuz1 eylul tarihleri arasında tatbikat yapılmamasının hükme bağlandığını hatırlatan Batu, şunları söyledi: "Durum böyleyken Yunanistan 1116 Temmuz 1988 tarihlerinde Ege'nin çok geniş bir alanını kapsayan bolgede deniz ve hava tatbikatı tertiplemiştir. Bunun uzerine Yunan makamlan nezdinde derhal girişimde bulunularak gorüşkrimiz ve mutabakat muhtırasına harfiyen uyulması gerektiği hususundaki hassasiyetimiz dikkatlerine getirilmiştir. Bu konuda goruşlerimizin bilinmesine rağmen Yunanistan bu defa da 1012 Ağuslos 1988 tarihlerinde vine Ege'de aüşsız bir deniz ve hava tatbikatı dnzenlemiştir." Bu konudaki notamın ahnması uzerine Yunan makamlan nezdinde yeni bir girişimde bulunularak Ankara'nın göruşlerinin tekrarlandığını bildiren Batu, söz konusu tatbikatın da mutabakat muhtırasının moratoryum öngoren açık hükmuyle bağdaşmadığını, muhtıranın tüm Ege'yi kapsadığıru ve bu açıdan herhangi bir istisna öngörmediğini söyledi. akümülatör alçı anahtar ayakkabı ve çanta satış mağazaları baharat banyo basımevleri basın ve haber ajansları battaniye bavul bi juteri imal. ve sat. bilgi işlem ve yazılım hiz ;ri borsa ve kambiyolar buzdolabı cam ve eşya san. ve tic. cilt evleri çeviri büroları ı. ve deniz n ^ Q ^ ı dOTlKır de^^Hfej^e kur tic. gü^g^ftst^TO'i h f ^ ^ B r f ^ f f i j şirk! ları kıjfflfl^^^ir^BiIlHSLJIi^E ıhra eya ve nifliSp^MjDİIBBHISöii^MH^n. p hat acenteleri sigorta şirketleri stadlar taksi işletmeleri terminaller turistik ve hediyelik eşya imal.ve sat. veteriner doktorlar yüzme ha vuzları sinemalar vitray işleri video kulüpleri inşaat proje ve mühendislik işleri kabzımallar danışmanlık hizmetleri kargo kiralık otolar Kadıköy, Üsküdar, Kartal, Beykoz. Adalar... Altın Rehberde yerinizi aldınız mı? İstanbul'un çeşitli semtlerinde başarıyla sürdürülen "Altın Rehber" hazırlama çalışmalarına şimdi Anadolu yakasında da başlandı. Kadıköy, Üsküdar, Kartal, Beykoz ve Adalar ilçelerini kapsayan bu bölgenin esnaf ve işyeri sahipleri "Altın Rehber"de yerlerini alıyor, "Altın Rehber"e ilan veriyorlar. ITT BİLKA A.Ş. görevlileri şu günlerde "Altın Rehber"e ilan vermeniz için işyeriniz veya firmanızı ziyaret edebilirler. Siz de hiç vakit geçirmeden "Altın Rehbefdeki yerinizi alın. Kolay ve yararlı kullanımı sağlamak amacıyla düzenlenen sürekli, etkili ve ekonomik tanıtma aracınızla herkese ulaşarak yeni müşteriler kazanın... Unutmayın.lstanburda artık önce "Altın Rehber"e bakılacak.sonra "Akfdenilecek! ITT Bilka BilgıveKaynakTicaret A.S. Ortaklar Cad.17 Mecidiyeköy/İstanbul Telefon 1748500(15hat)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear