23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 TEMMUZ 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Sudan'da şeriat gündemde HARTUM (ANKA) Afrika ülkelerinden Sudan'da şeriat uygulamalanna yeniden geçilmesinin gündemde olduğu bildirildi. Ülkenin en büyük ikinci partisi ve iktidardaki iiçlü koalisyonun ortaklanndan Demokratik Birlik Partisi, daha önce savunduğu görüşlerin aksine şeriat uygulamalanna hemen yeniden geçilmesi çağrısında bulundu. Demokratik Birlik Partisi şimdiye kadar şeriat sisteminin getirilmesine, iç savaşın tırmanmasına ve barış şansıntn azalmasına neden olacağı gerekçesiyle karşı çıkıyordu. Demokratik Birlik Partisi, şeriat sistemine yeniden geçilmeden önce konuya ilişkin bir anayasal konferansın toplanmasından yana bir tutum sergiliyordu. Konferansta Sudan'ın Islam dünyasına mı, Afrika'ya mı ait olduğu, Islam'ın ülkenin resmi dini durumuna getirilip getirilmeyeceği konulannın tartışılması öngönilüyor. Ek*menilerde düş kırıklığı Bir Gezinin Ardından AIİSİRMEIV Sovyet lideri Nfihail Gorbaçov'un, cuma akşamı sona eren konferansa sunduğu raporda "iç sınırlarda değişiklik yapılmayacağını" bildirmesi, Karabağ sorununun Ermenilerin istediği gibi sonuçlanmayacağını gösterdi. MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov'un, cuma akşamı sona eren Komünist Parti konferansına sunduğu raporda, "SSCB'nin iç sımriannda degişiklik yapılamayacağını" bildirmesi, Ermeniler üzerinde hayal kırıklığı yarattı. Gorbaçov'un raporuna tepki göstermek amacıyla pazar günü Moskova'daki Enneni mezarlığında toplanan 300 dolayında Ermeni miliıan, Azerbaycan'a bağlı Karabağ bölgesinde Gorbaçov'un konuşmasından sonra grevlerin daha da yaygınlaştınldığını söyledi. Karabağ bölgesinde yaşayan Ermeniler, Azerbaycan'dan koparak Ermenistan'a bağlanmak amacıyla, 23 mayıstan beri grev yapıyorlardı. Ermeniler grev eylemini, KP de de olsa Karabağ'ın Azerbaycan'dan kopmasına karşı olduğunu bildirmesi üzerine, Karabağda grevler yeniden "sertleşme egUüni" gösterirken, Erivan'da ise henüz gösteriler düzenlenmedi. konferansı sırasında yumuşatmıslar ve konferanstan istekleri doğrultusunda karar çıkmasına böylece yardımcı olmayı hesaplamışlardı. Konferans sırasında Ermenistan'ın başkenti Eıivan'da da askeri birlikler takviye edilmiş ve askeri helikopterler cuma günü sürekji olarak kent uzerinde uçmuştu. Gorbaçov'un üstü örtülü şekil SBKP19. Konferansı'ndan umduklan sonuç çıkmadı DUN^ADA BUGUN Kadınlar memnun degil Ote yandan SSCB Komünist Partisi'nin 19. konferansına katılan Sovyet Kadınlar Komitesi Başkanı Zoya Pukhova, ekonomik reform sürecinde, kadınlar için yapılanların çok yetersiz kaldığını iddia etti. Sovyet Kadınlar Komitesi Başkanı Pukhova, ekonomik reform programı çerçevesinde, işletmele rin kendi kendilerini finanse etmeleri ve tanm işletmelerinin de ücretU işçi çalıştırma yoluna gitmelerinin, işgücünün korunmaya en muhtaç kesimi olan kadın ve çocuklan zor durumda bıraktıgından yakındı. Pukhova, maliyetleri azaltmak isteyen işletmelerin ilk önce, kadınlan işten cıkardıklarını, çocuklu kadınların "istenmeyen işçi" olarak görüldüklerini anlattı. Baa işletmderin, ihtiyaç duyulmadığı halde, gece vardiyalannda, çocuklu kadın işçileri çalışurdıklannı belirten Pukhova, 3 milyon kadın işçinin, sağlığı bozucu or tamlarda çahştınldıklarını belirtti. Meksika'da siyasal cinayetler MEXICO (AA) Meksika Devlet Başkanlığı için çarşamba günü yapüacak seçim öncesinde, solcu Ulusal Demokratik Cephe'nin adayı Cuahtemoc Cardenas'ın seçim kampanyasını yürüten iki koordinatör dün Oldürüldü. Polis, iki koordinatörün cesedinin başkentte bir otomobilde bulunduğunu bildirdi. Polis açıklamasına göre, koordinatörlerden birinin cesedinde 4, ötekinin cesedinde ise 1 kurşun yarası bulundu. Meksika'da 38 milyon seçmen, yarından sonra yapüacak seçimlerde, devlet başkammn yanı sıra, senato ve meclis üyelerini de belirleyecek. Fîlîstinliler yîne çaüştı Karşıt görüşlü Filistinlilerin çatışmalarında bugüne kadar ölenlerin sayısı 131'e, yaralananlar 539'a yiikseldi. İsrail işgali alündaki topraklarda gerginlik sürerken Doğu Kudus Belediye Başkanı, El Aksa çevresindeki kazı için Müslümanlara danışılması gerektiğini söyledi. BEYRUT (AA) Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyinde, Burç El Barajneh Filistin Mülteri Kampı'nda dün Filistinliler arasında şiddetli çatışmalar çıktı. Çatışmalarda 21 kişinin öldüğü, 67 kişinin de yaralandığı bildirildi. Filistinli kaynaklar, Arafat yanlısı El Fetih gerillalarıyla Suriye yanlısı Abu Musa liderliğindeki FetihAyaklanma gerillalarının, top, havan topu ve roketlerle çatıştıklannı belirttiler. tki gnıp, 27 hazirandan beri ilk kez çatışıyor. O tarihte, Abu Musa taraftarı gerillalar, Arafat'ın gerillalannı, Beynıt'taki diğer Filistin multeci kampı olan Şatila'dan çıkarmıslardı. Burç El Barajneh, Arafat'ın gerillalarımn Beynıt'taki son kalesi dunımunda bulunuyor. Filistinli kaynaklar, dünkü çatışmalann Abu Musa'nın gerillalannın Burç El Barajneh'in sokak BurçEl Barajneh kampındaAbu Musa ve Arafat yanhlan birbirine girdi Cinli yazar: Bîz, Mao'yu nezaman eleştireceğiz? PEKİN (AA) Çin'de ünlü bir yazar ve gazeteci, Sovyetler Birliği'nde artık Josef Stalin'in açıkça eleştirildiğini belirterek Çin'in ne zaman Mao Zednng'u eleştirebileceğini sordu. Eski Kültür Bakan Yardımcısı olan ve 1965'te "bnrjnva" olduğu gerekçesiyle görevden alınan Xia Yan (88), Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un Stalin'i kamuoyunda eleştirmesinin, Sovyetler'in açıklık konusunda Çin'in çok ilerisinde olduğunu gösterdiğini söyledi. Xia Yan, resmi "Economic Herald" Gazetesi'ne verdiği demeçte, "Gorbaçov, Stalin'i sert bir şckilde efestirdi. Hangimiz Mao Zedung'u eleştinneye cesaret edebiliriz?" dedi. Stalin'in politikalarını eleştiren Gorbaçov, geçen hafta yapılan Komünist Partisi Konferansı'nda da Stalin döneminde öldurülenler anısına Moskova'ya bir anıt dikileceğini açıklamıştı. Çin'de de 1976'da ölen Mao'nun politikalannın çogu uygulamadan kalkmış durumda, ancak Mao'ya hâlâ saygı gösteriliyor ve baa yerlerde portreleri asılı dunıyor. Çirdi yazar Xia, Mao'yu reddetmenin, Çin için Moskova'nın Stalin'i reddetmesi kadar kolay olmadığını söyledi. Xia, Mao'nun Çin'in hem Lenin'i hem de Stalin'i, yani "hem devrimi yapan hem de devrimi oturtan kişisi" olduğunu belirtti. Çin'de gerçi Mao, açıkça kişisel olarak henüz eleştirilmedi. Dogu «udus'teki kazıya karşı çıkan Araplann gösterilerine çok sayıda Rlisönlı uğrenci de kaiüdı Aralannda kadın ve çocuklann da bulunduğu göstericiler, İsrail güvenlik kuvvetterinin kullandığı gozyaşartıcı bomba ve plastık mermılerte dağıtıldı (Fotoğraf Reuter) larına top ateşi açmasıyla başladığını kaydettiler. Öte yandan işgal altmdaki topraklarda gerginlik sürerken, İsrail polisi, Batı Şeria'nın Betlehem kasabasmda gösteri yapan Filistinli öğrencilere gözyaşartıcı bomba attı. Betlehem'de yüzlerce öğrencinin anayolda gösteri yaparak askerleri taşladığı ve askerlerin de plastik mermi ve gözyaşartıcı bombayla karşılık verdiği bildirildi. Beyt Cella Hastanesi yetkilileri, gözyaşartıcı bombadan zehirlenen onlarca öğrencinin hastaneye kaldınldığını belirttiler. önceki gün 15 kişinin yaralandığı çatışmaların meydana geldiği Kudüs'te de polis kuvvetleri arttmldı. Bu arada, İsrail ordusu, Batı Şeria'daki Filistin okullarının, yanndan itibaren üç gün süreyle kapatılmasını kararlaştırdı. İsrail, protesto eylemlerinin okuUarda düzenlendiğini savunuyor. Suriye yanlısı Abu Mosa'ya bağlı gerülalarla FKÖ lideri Yaser Arafat'a bağlı kuvvetlerin mücadelesine sahne olan Şatüla kampındaki çatışmalar geçen hafta, Arafat yanlılannın kampı terk etmesiyle sonuçlanmıstı. Shultz, Pasifik gezisine çıkıyor WASHINGTON (AA) ABD Dışişleri Bakam George Shultz, bugün Güneydoğu Asya ve Pasifik'teki 9 ülkeyi kapsayan bir geziye çıkıyor. Shultz, gezisinin ilk durağı olan Tayland'm başkenti Bangkok'tan sonra Malezya, Endonezya, Filipinler, Hong Kong, Çin, Güney Kore ve Japonya ile Hawaii'nin 4 bin km güneybatısındaki Marshall Adalan Cumhuriyeti'ni ziyaret edecek. Shultz'un bugün başlayacak gezisi, iki hafta sürecek ve Dışişleri Bakanlığı döneminde Doğu Asya'ya yaptığı en uzun gezi olacak. Bangkok'ta, Shultz'un ziyareti sırasında Güneydoğu Asya Devletleri Birliği'nin (ASEAN) Bakanlar Konseyi toplantısı da yapüacak. Shultz, Bangkok'ta Kampuçya Prensi Norodom Sihanuk ile görüşecek. SSCB'de hava £)j$ BASIN Hcralb^^eribunc önlem koreaniıguıa Dukakis'in tehlikeli görüşleri JEANE KIRKPATRICK (*) ABD Başkatüık seçimi kampanyasında sıra nihayet dış politika konulanna geldi. Michael Dukakis, Atlantik Konseyi önünde yaptığı konuşraada ulusal güvenlikle ilgüi görüşlerini açıkladı. Eğer rakibi George Bush, bu arada çok büyük hatalar yapmaz ve Dukakis'in ulusal güvenlikle ilgili görüşlerinin ne kadar tehlikeli olduğunu ABD halkının anlamasına yardımcı olabilirse Dukakis bu görüşleriyle kasımda yenilmeyi garantilemiş demektir. Dukakis, güvenlik sorunlanyla ilgili uzun ve geniş konuşmasında, Cumhuriyetçi ve Demokrat yönetimler ile NATO'nun geleneksel planlanndan keskin bir biçimde f arkb bir stratejinin ana hatlarım çizdi. Gerek konuşmasının yazüı metninde, gerekse sorulan yarutlarken nelere öncelik verdiğini tekrar tekrar anlattı. Neredeyse tüm NATO stratejistleri konvansiyonel kuvvetlerin arttırüıp güçlendirilmesinden yanalar, ama bunun nükleer kuvvetlerin modernleştirilmesi bağlamında gerçekleşmesini istiyorlar. Konvansiyonel kuvvetlerin artünlması ile nükleer güçlerin arturümasını birBunlar konvansiyonel güçlerin arttınlma birinden kopartarak Dukakis, sanki konvansı, seyyar MX ve Midgetman füzeleri de da siyonel kuvvetlerin nükleer caydırıcüığın yehil olmak üzere büyük nükleer silah sistem rini alabileceğini telkin eder gibidir. lerinin tasfıyesi ve bir stratejik savunma sisDukakis'in dış politika sorunlarıyla ilgili temi (Yıldız Savaşlan) gelistirme çalışmalannı olarak bu ilk çıkışı onun henüz geleceğin ABD durdurmaktır. Başkanı'nın üstlenmesi gerekecek sorumlu"SDI'a (Stratejik Savanma Girişinü) flıti luklara hazır olmadığını gösteriyor. ABD sayacunız yok, CID'a (Konvanslyooel Savan vunmasının bugün ihtiyacı olan tipteki silahma Glrişimi) ibüyacunız var" diyor Dukakis lar tam da onun tasfîye edilraesini istedikleve devam ediyor: "Rayh araçlar uzerinde do ridir. Belki bir gün, Sovyetler'in artan karalanıp duran MX füzeierine ihdyaanız yok; dan ve denizden atüan nükleer füzeierine karşı Sovyet tanklannı dardnracak taaksavar sflah ABD'yi tanklarla nasıl savunacagınj anlatır. lanna ihtiyaamız var." Dukakis'in inancına (22 haziran) göre ABD'nin, "Kitlesel ve ayakU kalabüe Muhafazaklr görüşieri ile tanman Jeane Kirkpatcek yetenekte bir nitkleer caydına gücö" var, rick, Reagan yönetiminde bir dönem BM nezama böyle karşüıklı yıkımı garantiye aünış bir dinde ABD'nin temsüciliğini yapmıştı. (*) MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği'nde, son İS yılda uçak kaçırmaya teşebbüs olaylanmn sayısının 50'yi aştıgı bildirildi. Uçak kaçırma girişimlerinin birçoğunun önlendiğini bildiren Sovyet havacüık yetkilileri, daha sıkı güvenlik önlemleri alınması gerektiğini vurguladılar. Sovyet Havacılık Bakan Yardımcısı Mihail Timofeyev, her yıl binlerce yolcunun silah ya da patlayıcı madde taşıyıp taşımadıklannın sıkı bir şekilde kontrol edildiğini, ancak buna rağmen baa yolcuların güvenlik kontrolünden kaçabildiklerini söyledi. Leningrad uçağımn geçen mart ayında müzisyen bir aile tarafından kaçırılmaya teşebbüs edildiğini hatırlatan Timofeyev, "AJdığımız tedbirler yeterince etkili olmuyor. Hâlâ uçak kaçırma girişimlerine rastlamamız, sistemin iyi çahşmadığını gostermektedir" dedi. Sovyetler Biriiği'nde özellikle iç hat seferleri yapan uçaklan kaçırma girişimleri, Mihail Gorbaçov'dan önc başına pek yansımazdı. Gorbaçov iktidara geldikten sonra, glasnost (açıklık) politikası uyannca uçak kaçırma girişinueri de ayrıntılı biçimde ve zaman kaybedilmeyerek başına yansıtılmaya başlandı. Dukakis'in, dış politikaya yönelik ilk çıkışı, onun henüz, geleceğin ABD Başkanı'nın üstlenmesi gerekecek sorumluluklara hazır olmadığını gösteriyor. stratejiyle ABD'nin guvenliğıni sağlama ahnmış olarak gormüyor. Çin'in yeni roketi PEKİN (ANKA) Çin Halk Cumhuriyeti'nde yeni bir roket geliştiriliyor. CZ4 olarak adlandınlan yeni roketin "uzun yürüyüş" roketleri serisinin yeni bir örneği olduğu belirtildi. CZ4 roketinin 300 tonluk fırlatıcı gücünün bulunduğu, 2.5 tonluk bir uyduyu yörüngeye sokabileceği ifade ediliyor. INGILTERE Çin'de sel baskını: 65 ölü PEKtN (AA) Çin Halk Cumhuriyeti'nin güneyindeki Sichuan eyaletinde, haziran ayı sonlannda meydana gelen sellerin, 65 kişini ölumüne, 1420 kişinin de yaralanmasına yol açtığı açıklandı. Yeni Çin Haber Ajansı 'nın verdiği habere göre, selde yaklaşık 135.300 hektar ekili alan da zarar gördü. Casusluk aygıtları piyasaya düştü LONDRA (AA) Merkezi New York'ta bulunan Communications Control Systems Ltd. şirketinin Londra'nın ünlü semtlerinden Mayfair'de açtığı satış mağazasında sergilenen casusluk aygıtlan "peynirekmek" gibi satılı>ror. Şirketin müdür yardıması John P. Atanasio, "Karşı casusluk" adını taşıyan satış mağazasından, askeri, sanayi casusluğu ve terorizmle mücadele ile ilgili akla gelebilecek her turlü casusluk araç ve gereçlerinin perakende veya toptan alınabileceğini söyledi. Mağazada, tükenmez kalem, kol saati ve düğme biçimlerinde dinleme cihazları, sigara paketi içine yerleştirilmiş kayıt cihazları, kibrit kutusu büyuklüğunde video kamera, küçük bir çakmak içine gizlenmiş bir fotoğraf makinesi, masum görünümlu James Bond çanta veya yangın söndürme cihazı içine yerleştirilmiş video kameralar, yaka rozeti biçiminde mikrofonlar, gece dürbünleri, çelik yelekler, çeşitli telefon dinleme cihazları, odanızdaki telefona veya evinize dinleme cihazlarının yerleştirilip yerleştirilmediğini ortaya çıkaran elektronik bulucular, bir otomobilin radyo anteni içine yerleştirilmiş toplu iğne başı büyuklüğunde video kamera merceği, bir otomobilde oturarak çevredeki evlerin içindeki konuşmalan dinleme ve kayıt imkânı veren bilgisayarlı sistemler, yüze tutulduğunda geçici körlük yaratan el fenerleri, vucuda dokunulduğunda kısmı felçlik yaratan elektronik coplar satıhyor. "Karşı casusluk" mağazasında en ucuz cihazın fıyatı 5 pound (12.S00 TL), en pahalısı ise 200.000 pounda (1 milyar 250 milyon TL) kadar çılayor. LoraJra'dakİ bir mağazada satılan casusluk aygıtlannın Jacksoırdan rehineler içinçağrı WASHINGTON (AA) ABD'de Demokrat Parti'nin başkanlık adaylığını Dukakis'e kaptıran Jesse Jackson, Lübnan'daki rehinelerin serbest bırakılması çağnsında bulundu. Jackson, önceki gün yayımladıgı mesajda, dünyada daha iyi bir anlayış ortamının yaratılması ve insan hakları konusunda ilerlemeler kaydedilebilmesinin, Lübnan'da bulunan Amerikalı ve Avrupalı rehinelerin serbest bırakılmasıyla sağlanabileceğini söyledi. Savaş sırasında büyük hasar gören Lübnan'ın yeniden inşası için de çağrıda bulunan Jackson, raesajında şu görüşlere yer verdi: "Binlerce Lübnanlımn ortadan yok olması ve kaçınna olaylan, bu savaşın trajil: olaylan arasındadır. Bu uzun süren savaşın kurbanları ve onlann aileleri için uzuntii duymaktayım. Savaş kurbanlan arasında Amerikalı ve Avrupalılar da bolunmaktadır." Sayın Evren'in ABD gezisi sona erdi. Olayı izleyen arkadaşlarımız izlenimlerini yazdılar. Gezinin zamanlaması ile birlikte bazı protokol hafrfliklerinin görmezden gelinmesi konusundaki eleştirilerimizi daha önce dile getirmış ve bu koşullar altında gidilmemesinin çok daha yerinde otacağını vurgulamıştık. Gezi sırasında, bu görüşleri haksız çikaracak gelişmeler olmadığı kanısındayız. Sayın Evren'in ABD'ye gidişi, TürkAmerikan ilişkilerini yeniden gündeme getirmış bulunuyor. Bu durumda TürkAmerikan iliskilerinin temel sorunlannı bir kez daha anımsamakta yarar var. ABD'den bakıldığında, Türkiye Sam Amca'nın büyük kulağının önemli bir parçası, NATO zincirinin güneydoğu halkası ve ucuz asker diyan olarak gorülüyor. Durum böyle olunca da Türkiye'nin Ortadoğu'da Avrupa'nın bir uzantısı olarak dünya üzerindeki kendı başına varlığı değil de, Sovyetler sorununa oranla konumu önem kazanıyor. Türkiye'nin konumunu böyle saptayan Amerikalı o zaman ülkemizi, kendi kafasındaki "Sovyet tehdidi"ne karşı NATO'ya ve Amerikan güçlerine zaman kazandıracak bir önlem olarak düşünür. Böyle bir yaklaşımın ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını, hatta siyasal istikrarını göz önünde bulundurmayıp yalnızca ABD'ye bağlıhğı ve dirençlı Sovyet karşıtlığı etkenini ön plana çıkarması da doğaldır. Amerikalı bir açıdan yıllardır Türkiye'ye bu gözie bakmış ve Türk kozunu elden geldiğince ucuza ekJe tutmanın yollarını aramıştır. işin daha da beteri ise, kimi uyanık Amerikalı uzmanların ortaya attığı "kızıl tehlikeye karşı en geçerli önlem yeşıl çember" politikasının sınırları içine yine kimi uyanık Amerikan uzmanlarınca Türkiye de sokulmuş ve ülkemızdekı laikliğe karşı akımların Suudiler aracılığıyla, ABD tarafından da yüreklenip destekienip bestendigi kaygısı bircok kişide haklı olarak fılizlenmeye başlamıştır. Türkiye'deki iktidarların ABD'ye bakışları ise değişiktir. Ekonomik kalkınmasını sağlamaya ve Batı içinde yönetimlerin özlediği yeri almaya çalışan ülkemizin bir müttefiki olarak görülmüştür ABD. Ne yazık ki, yıllar boyu iki tarafın birbirlerine bakışlarındaki değişiklik sürmüş ve bu yüzden de Ankara sık sık ilişkilerin gidişinden düş kırıklığına uğramış, en yaşamsal anlarda "büyük dostunun" karşısında yer aldığını ya da salt kendı stratejik çıkarları için, hiç de hoş olmayan dolaylı müdahale girişimlerinde bulunduğunu görmüştür. İki yanın birbirlerine bakışlarındaki bu ayrılık giderilemeden TürkAmerikan iliskilerinin sağlıklı bir raya oturması olanaksızdır. Soğuk savaşın katı kuralları da gerıde kaldıkça, Türkiye çok haklı olarak ilişkinin başka bir çerçeve ıçınde gelişmesini istemekte, dünya uzerinde yumuşamaı nn getirdiği ve getireceği olanakların ürünlerini devşirmek yerine, tek başına bir soğuk savaş odağı olmayı kabullenememekte ve ekonomik kalkınmasının önündeki en büyük engellerden biri olan askeri harcamalarına, bunun büyük bir bölümü NATO'ya katkı niteliğini taşıdığından, yapılması gereken karşı katkının yapılmadığını görerek bu alanda tutarlı önlemler alınması isteminde bulunmaktadır. Ne var ki, Ankara'nın bu istekleri Okyanus'u aşıp "Yeni Dünya"da etki yapacak bir güçlülükle bir türlü dile getirilemediği içindir ki, VVashington'un Ankara'ya bakışı bir türlü değişmiyor ve sonuçta ne yardım artıyor ne de ticaret. Kemitdeşmtş anlaşmazlığın sürmesinde, hiç kuşku yok ki plansız programsız bir ekonomik savurganlığın bir türlü tutarlı bir kalkınma çizgisine ve ekonomik yapıya kavuşamamış olmasının ve de zaman zaman içinde "dost parmağı" ya da "dost kazığı" da bulunduğu izlenimini veren siyasal istikrarsızhk ile demokrasiye karşı darbelerin (yanlış anlaşılmasın, Türkiye'nin hem*n her 10 yılda bir yinelenen "makus talihi"nde iç etkenlerin payı birinci sıradadır bizce) de rolü var. Sayın Evren'in gezisine, bu bakış ayrılıklarının giderilmesindtki payının ne olduğu açısından baktığımızda ise butün ileri sürülenlere karşın, başarılı sonuçlar elde edildiğini söylememiz olanaksızdır. Her şeyden önce Sayın Evren'ın, ekonomik kalkınmamız ve askeri harcamaiarımız sorununu daha açıklıkla dile getirmesi yararlı olurdu. Türkiye'nin eğer ulusal bir savunma politıkasını, günün yeni gerçeklerine göre oluşturacaksa ki oluşturmak zorundadır bunu yürürlüğe koyacak planlan yapması ve açıklaması zamanı gelmiştir Eğer NATO yükümlülükleri bahanesıyie bunca kalabalık bir crduyu, hem de ateş gücü bunca düşük düzeyde kalarak beslemesi, ekonomik kalkınmayı da, siyasal istikrarı da zedeleyecektir. Kendi ekonomik kalkınmamız ve siyasal istikrarımızın çözümünü ABD'de aramak çıkar yol olmadığına göre, "daha fazla yardım yapılmazsa, bu kadar geniş bir orduyu beslemeye devam edemeyeceğimizi" söylemek çıkar yol değil. Çünkü ne ABD'nin ne de NATO'nun Türkiye'ye daha fazla "yardım" yapabileceğini yıllar boyu iztenen tutum artık açık seçik ortaya koyuyor. Bu durumda izlenecek yol, ordu mevcudunu azaltırken, NATO'daki ortaklarımızın ateş gücümüzü arttırmalanna katkılarını istemek ve bu yolu önermektir. Biz her şeyden önce ekonomimızin gereklerini yerine getirmeye kararlı olduğumuzu açıklayalım, ondan sonra ortaklanmız da daha ciddi olarak düşünmeye başlasınlar Marmaris Karaağaç'ta yapılan deniz üssüne Amerikan katkısını isteyip, oradan Amerikan Altıncı Filosu'nun da yararlanması önerisi ise, yumuşamanın getireceğı esnekliği ve bu yeni gelişmenin sağlayacağı yararları tehlikeye sokacak, büyük avantajlardan küçük eder uğruna vazgeçmek anlamını taşıyacak bir davranış olacaktır. Hele hele Kongre çoğunluk grubu başkanının Sayın Evren'i "Roma'nın başı derde girince (gelip bizi kurtarın) diye çağnlan bir komutana" benzeterek, "Roma'da bir komutan gelır, işleri düzeltir, yine asli görevine dönermiş. Son defasında gel başımıza geç demişler. O razı olmamış" gibisinden sözler söylemiş olması, VVashington'daki etkili ve yetkılilerden bazılannın Türkiye'ye bakışlarındaki bozukluğun hâlâ devam etmekte olduğunu gösteriyor. "Bir değerli konuğu" yüceltmek için bile olsa, temsil ettiğı ülkeyi ikıde bir başı derde girip, demokrasi dışı, kurumlar dışı, kişisel kurtarıcılar arayacak geri bir diyar gibi tanımlamak, hiç de hoş bir davranış oimasa gerek. İlk bakışta övgü gibi görünen bu yakıştırmanın üstünde biraz düşünüldüğünde, yenilir yutulur nesne olmadığı kolaylıkla görülecektir. ABD ile aramızdaki bakış ayrılıklarını gidermek için dostça, ama akılcı, soğukkanlı ve kararlı başka bir dil kullanmamız gerekiyor. KABIL Mücahitleres. hükümete katılma çağrısı İSLAMABAD (AA) Afganistan hükümeti, mücadeleye son vermeleri şartıyla, kurulacak geniş tabanlı hükümete katılmaları konusunda mücahitlere bir kez daha çağnda bulundu. Afganistan Dışişleri Bakanı 4bdül Vekil, önceki gün başkent Kabil'de yaptığı açıklamada, ülkede geçici hükümet kurulmasını öngören Cenevre antlaşmalarının muubakat belgelerine işlerlik kazandırmaya haar olduklanm kaydetti. Mücadeleye son verilmesi habnde, Afgan mücahitlerinin bütün isteklerini uzlaşma zihniyeti içinde görüşmeye haar olduklannı söyleyen Bakan, Afgan hükümetinin, aralannda mucahit ve siyasi liderlerin de bulunduğu bütün muhaliflere temsil yetkisi tanıyacağını belirtti. ö t e yandan, Birleşmiş Milletler Temsilcisi Diego Cordovez, Pakistan'ın kuzeybatısındaki bir Afgan multeci kampında yaptığı konuşmada, Afganistan'ın geleneklerine bağlı kalarak eskiden olduğu gibi şimdi de önemli meselelerini mecliste tartışarak karar vermesinin ülke için yararlı olacağı görüşünü savundu. Cordovez, gazetecilere yaptığı açıklamada da " A B D , SSCB, tran ve Pakistan hükümet yetkilileri, bana Afganistan'da istikrarlı bir hükümet kunılabilmesinden yana olduklanm söylediler" dedi. Afganistan ile Pakistan arasındaki dolaylı görüşmelere aracılık eden BM. görevlisi Cordovez'in, önümüzdeki günlerde Kabil'e gitmesi bekleniyor. Bu arada, Peşaver'de kurulan geçici hükümetin başına atanan Ahmet Şah ise, Kabil hükümetine ait unsurlar bulunan bir meclisi asla kabul etmeyeceklerini söyledi. "Türk hükümeti de..." ^ n ara ?ında ABD'ye 30 milyon turist fVASHINGTON (ANKA) ABD'de bu yıl 30.2 milyon yabancı turist bekleniyor. Turizm yetkililerine göre 1988 yılmda beklenen turist sayısı 1987 yüındaki 29.7 milyon turiste göre sadece yüzde 2 artış göstermesine karşın yine de bir rekor oluşturacak. öte yandan 1988 yılmda ABD'yi ziyaret edecek yabancı turistlerden 22 milyar dolarlık bir gelir sağlanacağı hesaplanıyor. ABD'de bu yıl beklenen yabancı turistler arasında ilk sırada 1.8 milyon ile Kanadalılann yer alması bekleniyor. ; • Turk hukumeto Şirketin uluslararası satışlardan ve işadamlarının sorumlu müdür yardımcısı John da olduğu P. Atanasio, en iyi müşterileri arabeiirtiliyor. sında özellikle Ortadoğu ülkeleri Fotoğrafla, hükümetlerinin olduğunu beürtemağazanin rek, "Türk hükümeti de en önemli sahibi John müşterilerimizden biridir. Türk AîanasİO, güvenlik gnçleri için Uginç, son desarbMan baa rece modern ve teknolojik gelişcasusluk melere uygunlnkta çok cihaz ve aygıtlanyia poz sistemler sattık" diyor, ancak bu verirken. cihazların neler olduğunu ve sa(FotDğraf: AP) tış miktarını açıklamaktan kaçınıyor. Türk işadamları ve sanayicilerinin, rakiplerine karşı ticari çıkarlarını tehlikeye sokmamak için kendilerinden aldıklan baa cihazlarla korunmaya çalıştıklannı söyleyen John Atanasio, bu Türk işadamlarının adlarım "ticari ahlaka aykındır" diyerek açıklamadı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear