Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER çıkarmasıdır. örneğın Dicle ve Atatürk Tıp Fakültelennı bitiren hekimler Hacettepe çıkışhlannın yansını ancak bihyorlar. Bu derüi açık bilgi eksikliğı toplum sağlığı acısından üzüntü vencidir. Herkes başvurduğu her hekimin bügisimn yeter düzeyde olmasını isıer. Aynca bu sonuç uzman olma hakkında önemli fırsat eşıtsiztiğinı göstermektedir. Üniversitderden ve özelde tıp eğıtımınden sorumlu tüm kışi ve kurumlar hekimler arası bilgi dengesizliğini giderici çözflmleri ivedüikle almalırfirlar. lar uygulansa koşut sonuçlar alınacaktır kuşkusuz. Bu savımıa kamtlamak ıçın b a a fakültelerin doçent ve profesör toplam sayüan şöyledir: Erzurum Mühendislik 1, Denızli Mühendıshk 3, Zonguldak Mühendıslik 5, Elazığ Tıp 3, Konya Hukuk 0, Van Ziraat 2, Erzurum Dişhekımliği 5, Şanüurfa Ziraat 1, Malatya 1ÎBF 3. (2). Bir fakülte çok sayıda bilim «iaimHan oluşur. Eğitimin iyi olması için her dalda en az birkaç profesör ya da doçent olması gerekir. Eğitimin niteliği bu sayıyla ve bu sayının dallar arasında dengeli dağılımı üe doğru orantüıdır. Böyle olursa öğrenci bütün bilgileri eşıt düzeyde alabüir. Yoksa fakülteler, "beş sınıflı tek öğretmenli Ukokul" gibi "dört yüh, bir öğretim üyelı fakülte" olur. tlkokulda bUe modası geçmiş böyle bir modeli fakültelerde uygulamak us ve çağ dışıdır. Adı üniversite ya da fakülte olsa büe bu tür kurumlar gerçek üniversite ve faa a külte olamazlar, öğrencileri de c fi^ î aniamria Qniversitc eğitimi görmflş sayümazlar. 4 TEMMUZ 1988 Diele Üniversitesi Öraeği veTUS CüMmJRtYET'TE/V OKURLARA... OKAY GÖNENSİN Bir fakülte çok sayıda bilim dalından oluşur. Eğitimin iyi olması için her dalda en az birkaç profesör ya da doçent olması gerekir. Eğitimin niteliği bu sayıyla ve bu sayının dallar arasında dengeli dağılımı ile doğru orantılıdır. Böyle olursa öğrenci bütün bilgileri eşit Dicle Universitesi ve öbttrieri düzeyde alabilir. Yoksa fakülteler, "beş smıflı tek öğretmenli Gecen yü öğretım Uyelerı Derneğj Dicle Universıtesi'yle ügüı bir rapor hazırlamıştır. Kamuoyuna, ilkokul" gibi "dört yılh, bir öğretim üyeli fakülte" olur. llkokulda açüdanan bu raporda şu bügüen görÜyoniE 304 öğbile modası geçmiş böyle bir modeli fakültelerde uygulamak us ve rencüı dishekimligi fakültesinde bir doçent ve bir çağ dışıdır. Adı üniversite ya da fakülte olsa bile bu tür kurumlar profesör vardır. Profesör olan kışı dekan ve rektör gerçek üniversite ve fakülte olamazlar; öğrencileri de çağdaş anlamda yardımcısıdır. Eğitim fakültesinde 1700 öğrenci ve bir doçent vardır. Beş yü dekan yüzü görmeyen bu üniversite eğitimi görmüş sayılmazlar. Zorlu Haziran lışılmışın dışında playlı ve zorlu bir haziran ayını geride bıraktık. Ülkemiz son derece hareketli günler yaşarken basın dünyası da kendini iki yönlu bir hareketlenmenın içinde butdu. Ayın ilk günü ağırlaşmaya başlayan sıcak hava ile birlikte, öğlen saatlerinin bombası: İTO Başkanı N'ıyazi Adıgüzel Ankara'da otel lobisinde öldürüldü, katil iki kişlyi daha öldürüp intihar etti Ankara büromuz hemen harekete geçıyor, tabii İstanbul Haber ve Ekonomı servislerimiz de. Katılın kımliğinın öğrenılmesiyle birlikte Kars muhabınmız Yucel Sezer, söz konusu kişınin "ulkücü" geçmişini ayrıntılanyla ctaya çıkanyor... Yazı işleri için de böylece uzun gece çalışmalan ilk günden başlıyor... • Ay ortalannda yine uzun günler "Davos ruhu"nun somutlaşması olan Özal'ın Atina ziyaretiyle sürüyor. Ankara temsilcimiz Vö/ç/n Doğan ile Atina muhabirimiz Stelyo Berberakis, 1952 yılından bu yana ikinci kez gerçeklesen böyle önemli bir geziyi nüanslanyla yazıyorlar Sabah saatlenre doğru bir küçük ayrıntı daha habere eklenıyor, bıraz daha aynntı, biraz daha nüanslı bir haber için saatler, baskı olanakları zorlanıyor... * Ve 18 haziran günü ANAP büyük kongresinde büyük haber herkesın gözünü yuvasından fıhatıyor: Kartal Demırağ adında, yine eski bir ülkücü, Başbakan Turgut özal'a ateş edıyor. Rıvayet çok, sö/lenti çok. Yine sabahlara kadar bütün bırimler olayın ardını araştırıyor. İzmır temsilcimiz Hıkmet Çetınkaya, arkadaşımız Ümit Otan'la birlikte suikastçının memleketi olan Dazkın'ya karargâh kuruyor ve Denizli muhabirimiz ömer Yurtseven'in katkılarıyla da ortaya "suikastçının kımliği"ni çıkanyorlar... Kartal Demirağ'ın her geçtiği yöredeki muhabırlerimiz en küçük bir bilgiyı bile toplayarak haberleştıriyorlar... Ya Ankara? Neredeyse bütün buromuz bu habenn peşınde. Istanbul'dan polis muhabirimiz Halil Nebiler, takviye olarak onlara katılıyor. Istanbul'dan Ankara'ya kısa bir süre önce istihbarat sefi Ahmet Tan'ın yardımcılığını üstlenmek ıçin dönmüş olan Erbil Tuşalp arkadaşımız en somut haberi yakalıyor: Suikastçının gerçek ifadesi... Bu habenn yayımlanmasıyla birlikte de bu kez ortaya bir de "DGM savcısının kımlığı" çıkıyor.. Kısa bir süre önce Mehmet AH Bırand ıle Coşkun Aral'ın "Apo röportaıı" dolayısıyla Milliyet Gazetesı'ne karşı yürutulen sevımsız işlem henüz belleklerde taptaze dururken, Ankara DGM savcısı bu kez Erbil'i gözaltına aldırtıyor ve Ankara büromuzun aranması için yazılı emir veriyor... Üç uzun geceyi daha böylece yaşıyoruz... Bu konu öyle kolayca belleklerden sılınmeyecek ve DGM savcısı bu işlemlerinin sorumluluğunu taşımak zorunda kalacak... • Ve 23 haziran... Bir başka acı olay daha: Trabzon'un Maçka ilçesi Çatak mevkiinde heyelan; 61 yurttaşımız yaşamını yitiriyor. Olay yerine ilk ulaşanlar Ankara'dan Işık Kansu ile Rıza Ezer, Erzurum'dan Mehmet Gültekin arkadaşlanmız, Trabzon muhabinmiz ömer Güner'le birlikte haber, not ve fotoğraflarını yağdırmaya başlıyorlar. Daha sonra Işık ile Rıza nöbetı İstanbul Haber Servisimizden İdris Akyüz ıle Uğur Saner'e devredıyorlar, Mehmetın nöbeti kesintisiz sürüyor... •k 26 haziran, Cumhurbaşkanı Kenan Evren bir sürü dıplomatik tartışma içinde ABD gezisine başlıyor. Genel Yayın Müdürümüz Hasan Cemal geziyi izlemeye başlamadan önce oldukça rahat, çunkü Washington temsilcimiz Ufuk Güldemir ıle New York muhabirimiz Sebnem Atiyas'ın çalışmalan sayesınde kendisine az iş kalacağını düşunüyor. Ama gezi beklenenden çok daha hareketli ve zengin içerikli olunca, Cumhuriyefin kalabalık kadrosu tümüyle ve dinlenmesiz çalışmak zorunda kalıyor Istanbul'da Haber Merkezi Müdürümüz Yalçın Bayer ıle gece Sekreterımız Nıhat Bük yine sabahlara kadar bir fazla ayrmtının daha habere katılabılmesı ıçın butün guçlennı zorluyorlar... • SHP kurultayı da en geniş haber ve yorumlarla elbette Cumhuriyefte yer alacaktır. Hakkı Erdem ile Füsun özbilgen, haber ve notları toplarken, Yalçın Doğan, Hikmet Çetinkaya, Uğur Mumcu, Cüneyt Arcayürek ve Mustafa Ekmekçı en sıcak yorumları yazıyorlar... Uzun süredır beklenen ve Başbakan Turgut özal'ın, ANAP'ın tepesınde yaptığı düzenlemenın ardından gelen hükümet rötuşu da Faruk Bildihci ile Canan Gedik'e uzun günler geceler yaşatıyor... • Türkıye'nın Avrupa'nın çöplüğü olması olasılığına karşı kamuoyunu ilk kez Semra Somersan arkadaşımızın haberlenyle uyarmıştık Geçen iki hafta boyunca Necdet Doğan yönetımindekı Yurt Haberterı Servisimize bağlı olarak Alı Kehribar Kütahya'dan, Nihat Can Karadeniz Ereğli'den, Ahmet Kurt izmiften, Ali Ihsan Çaltı Isparta'dan ve Ankara Büromuzdan Günseli önal, İzmır Büromuzun İstihbarat Şefi Mustafa Balbay yeni bir Alman çöpu skandalını ortaya çıkardılar ve yetkililerin konunun üstüne gıtmesını sağladılar... • Bütün bu hareketli ve mesleki açıdan zevkli sayılabilecek günlerin bir de adsız çalışanlan vardır. Dizgide, pikajda, montajda, makınede, satış servisinde her gün yazı işlerınin yasadığı heyecan aynen yaşanır, ama fazlasıyla hareketli gunlerde bu çalışmanın okuyucuya ulaşmasının yükunu taşıyan teknik ve idare kesımlerındekı arkadaşlanmız zaman zaman bızden daha da fazla terler.. Doç. Dr. M.TAHİR HATİBOĞLU ğ eğitimi, kişiye paHekimlik mesleğmde rasal olanak dışında bilgi ve saygınlık sağlar. öyle olduğu ıçin her hekim uzman olmanın özJemini çekeT. Bir yü öncesıne dek uzman olmak ısteyenlerle uzman adayı kadrolannda az çok bir denklik vardı. Dolayısıyla ısteyen hekım istedigi dal olmasa bile birkaç yıl ıçınde uzman adayı olmayı basarabflmekte idi. Son bir yılda bu dengenın bozuldugu görüldü. Sonuçta hekim sayısının fazla, kadronun az olması, uzman adayüğı sınavlannın bir merkezden yapılmasını zorunlu kümıştır. Bu yü başlayacak YOK dönemı hekimlenyle yaklasık her yıl 5000 denge iyice bozulacak ve merkezden yapüan sınav daha da önem kazanacaktır. Uzman adaylannın merkezden yapüan sınavlannı ÖSYM düzenlemektedir. Tipta Uzmanhk Sınavı (TUS) adıyla dttzenlenen sınavlann nisan ayında yapüan sonuncusuna 7075 aday katümış ve bunlanr 879*u (*k\2) kazanmıştır. Sınavda bugüne dek hekim çıkaran 19 tıp fakültesıni bıtiren hekimler yanşmıştır. Bu yü açüanlarla birlikte tıp fakflhesi sayısı 26'dır. Uzmanlığa geçişin test yöntemiyle olacağını yülaı önce bınsı soyleseydı, kuşkusuz gülen ınsan çok olurdu. Ne acı kı, hekimler bugün, tıpkı Anadohı ve fen hselerine, Universıtelere hazırlanan öğrenciler gibı test kalıplan ıçınde boğulmuşlardır. Sayn lıklann tanısında, korunmasmda ve sağaltımınds kullanüan bilgıler test sorusu kalıplan ıçinde sıkıştınlmışür. Sonunda hekimler, gıderek çogalan test kitaplanna yönelmekteler ve köldeşik, geniş kapsamlı, düşündürücü, kafa yorucu. bilgüeri sentez fakulteye, üç ay önce, yine bir öğretim üyesi olan Şarüıurfa Ziraat Fakültesi'nden ödunç sağlanan bir profesör dekan atanmıştır. Ziraat fakültesi hocasız kalmıstır. Hukuk fakültesinde bir doçent ve bir leyici kitaplara "veda" etmeye hanrlanmaktadırlar profesör bulunmaktadır. Profesör olan kişi hem deönümüzdeki yülarda TUS test dergilen ve dershakan hem rektör yardımcısıdır.Mühendıslikmimarnelen açıhrsa şaşmamak gerekir. hk fakültesınin durumu içler acısı. Bu fakültede öğretim elemanı olarak bir dr asıstan vardır. Nıtekim, Dicle Tlp Fakültesi bu fakülteden ıkı öğrencı Cumhunyet gazetesınin TUS sonuçlan, tıp fakültderi arasındaki bilgi ve okur köşesıne şunlan yazmışlardır: "tTÜ Müheneğitim dengesızbğını ortaya çıkarmıştır. Bu yönüy dıslık Fakültesı'm gezdık Kondorda dolaşırken 17 le yalnız tıp eğitımini değıl, bölgesel ünıversitele profesör, 23 doçent adı saydık. Bu kadar da Ayarin öbür fakültelerinin eğıtimıni gündeme getirmiş zağa yerleşkesinde varmış. Bunlan hayretler içintir. Bu yazının amacı da bu gündemı tartışmak ve de gördük. Aynı YÖK yasasına bağlı bizım fakülbir üniversite örnefcnde inceletnektir. tede dekan yok, hıç profesör yok, hiç doçent yok, Dıyarbakır Tıp Fakültesi, TUS sonuçlanna göre üstelik yülardır yok. YÖK öğrenci atacağma bu koen başansız fakültedır. Sınava katılan 19 fakülte nuya eğılse de hıç olmazsa ıkı üc hoca yüzü görüp içinde 19. olan, 266 adaymdan yalnız dördünü mühendis, mımar olsak."(l). öğrencıyı yok sayan (*k\S) kazandıran bu fakülte, tam 19 yü önce (1969) vetkilüere, anlayanı çıkarsa, bundan daha iyi uyan açümıştır. Açüışında Uk asistanlanndan olmakla olur mu? "Hoca yüzü görmeye özlemli" bu fakülonur duyduğum bu fakültenın bu dunıma düşme tenın öğrencüen ne yapsa ıyıdır? Bu öğrencüer besı ve sonuncu olması çok ınsan gıbi benı de Uzmüş ledıyeden, DSİ'den, TCK'dan sağlanan mühendis tür. ö t e yandan dogu bölgemizın Uk tıp fakültesi ve mimarlardan ders almaya, çağ atladı denen Turolan ve 25 yü önce açüan Erzurum Tlp'ın 18. ol kiye'de zorunlular mı? ması çok daha acıdır ve kaygı veriadir. Bu iki soTUS'a göre sonuncu olan tıp fakültesinde dunım nuç bölgesel üniversitelen gündeme getinnesi yonünden yararh olmuş olabüir. Bu arada mezun ve çok mu iyi? Bu fakülte üniversıtenin en eski ve çeren en genç üp fakültesi olan Gazı Tıp Fakültesi kirdek fakültesıdır. Böyledır, ama 30 anabılim danin Hacettepe ve Ankara Tıp Fakültelerinden son lından 15'inde tek doçent ve profesör yoktur. Çağra 3. olması, bütün eski ve anakent fakültelennı ge daş bir tıp fakültesi icın bu sayılar gülünçtür. îşin çerek, bu fakülte acısından kıvanç vericidir. Türki ügincı yedi yülık YÖK döneminde bu fakulteye deye'nin en eski fakültesi tstanbul Tlp'ın 8., Ege Tij£ kan bile bulunamamış; doçent sanh öğretim üyeleın 12., Cerrahpasa Tlp'ın 17. sırayı alması rinin bir ikı aylık yonetimlerine bırakümıştır. şaşırtıcıdır. Dicle Ümversitesı'nin dramını yalnız bu üniversite yaşamıyor. Bölgesel mtelikli fakültelerin dunımUzman adaylığı sınavının bir önemli bulgusu da lan hemen hemen aymdır. Tıp fakülteleri dışında hekimler aras bilgi dengesızkğmın boyutunu ortaya kalan fakültelerin mezurüan için de benzer sınav Çdzttm YÖKIe üniversitelerin yürümeyeceğı ıyice anlaşümıştır. Bay Doğramacı düedıği gıbi övünsttn, kitap yayımlayarak unıversıteleri göklere çıkarsn, gerçek, bu yazıda belırttığimizdir. Gerçek bu olduğu ıçindir ki, kimse kendisine inanmıvor ve savunmuyor. Bugüne dek ondan yana ağırlik koyanlann da (geç de olsa) gerçeği gördükleri inancmı taşımak istiyonız. Çağdaş bir üniversite yasası çücanlmalıdır. YÖKle kapı dısan edilen binlerce bilim adamı yeniden ünıversitelere, kazanümış haklanyla birlikte çağnlmahdır. Ümversıtede çaüşmakta olanlara heyecan ve moral verici önkmler alınmahdır. Bugün üniversiteler küskün, dargın ve yügın, işını kerhen yapan öğretim üyeleriyle doludur. Bunlann susmuş olmalan bu gerçeği gizleyemez. YÖK, isterse bölgesel üniversitelerin bu yazgısını bir ölçüde bugün de düzeltebilir. Bunu nasü vapar? Başan düzeyı düşük, öğretim üyesi az üniversitelere bügüı, becerilı ve saygın kişüeri yönetici yapabilir. Bu mtelıkteki yöneticUer kışısel güçleriyle öğretim üyesi çekebilirler, birlikte çalıştığı kişilerden daha çok venm alabüirler. Ne var kı, YÖK kurulduğu günden bu yana bu tür insanlardan kaçmıştır. Tam tersine YÖK, bilgisi kıt, kışihğı yok ya da az, yeteneksiz, kulluğa alışık, Türkçeyi büe zor konuşan, buyruklara ve büyüklere uyumlu kişüeri 1 yeğlemektedır. Böyle olunca da Bay Doğramacı nm 'Tjenim üniversitelerim ıyıdir" diye nitelendirdiği şimdiki kara tablo ortaya çıkıyor. 1 Okur Mektubu, Cumhunyet 23 3 1988 2 ÖSYM, 198687 ÖJretnn Yılı YOkKkOtretim htaüstikkn, Ankara 1987 ARADA BİR SADİYE AKAY Emekli Yazın Öğretmeni OKURLARDAN • I Neden 48? Eğitim ve Öğretimde Sorunlar Bir öğretim yılı daha gerıde kaldı Ama çocuklarımız okullann kapanması ıle dırılenceye kavuşup rahat bir soluk almak olanağından yoksundular Gıreceklerı yenı okullar ıçın aşama aşama yenı sınavlar vardı önlerınde Yabancı dılle öğretim yapan ozel okullar, Anadolu lıselerı, fen lıselerı, unıversıtelerımız yıllardan berı hep aşamalı sınavlarla öğrenci seçryorlar Anneler, babalar çocuklarını bu seçılmışler arasına sokabilmek ıçın özel derslıklere, kurslara, ozel oğretmenlere para dökme zorunluluğu karşısında olanca güçleriyle pek çok özvenye katlanıyorlar Böylece dınlence başlangıcında ve ıçınde de suren sınavlarla bir yarışma gergınlığı yaşanmakta durmadan Sonuç, btr baska buyük sorun olarak ortada. Tum bu sınavlara gırıp de başarabılenlerden çok az bir bölumu ıstedıklerı okullara kavuşabılecekler Büyük bir çoğunluk ıse başarısız sayılmanın ezıklığını yaşayacak günler, aylar boyu Ayrıca sınavı kazananlardan çoğu da, ekonomık güçlerı olmadığından seçıldıklerı okulların yıilık tutarlarını ödeyemeyeceklerı ıçın oralara gıremeyecekler yazık kı1 Çunku durmadan artan pahalılık yüzunden bu okullara odenmesı gereken parayı denkleştırebıleceklerın sayısı gıtgıde azalmakta Bu okullar dışındakı çoğunluğun okuduğu öğretim kurumlarında ıse deneyımlı. iyi oğretmenlerın özel derslıklerce kapışılıvermelerı yuzünden eğitim ve oğretım gıttıkçe zayıflamaktadır Uzun yıllardan berı yetkılı kışıler tarafından yalnızca yaldızlı sözlerle avutulmak ıstenen oğretmenler de bu toplumun bıreyierı olarak ekonomık zorlukların kıskacında kıvranmaktadırlar Kendılerınden sureklı ıstenen özverının de bir sınırı olmalı elbet Işte bu yu2den yasal görev süresını doldurup emeklılık hakkını kazananların yanı sıra daha genc oğretmenler de ozel derslıklenn parasal onenlerının çekıcılığıne ılgısız kalamamakta, okullarından ayrılarak o derslıklerde çalışmayı yeğlemektedırler Oysakı mesleğfnde iyi yetışmış, bılgılı deneyımlı oğretmenlerın bıraktıkları boşluklar doldurulamaz Bu nedenle ulkemızde bir eğıtım ve oğretım erozyonu yaşanmaktadır Ozel ve seçkın okullardakı eğitim ve oğretım olanaklarının ustunluğu yanında sıradan okullarımızdakı yönetıcılerle oğretmenlerı kıvrandıran her turden yetersızlıkler ve olanaksızlıklar çok onemlı sorunlar yaratmaktadır Bunlara çozum getırmek ıçın kurulmuş olan okul koruma derneklerı de çoğunlukla ana babalara kaldıramayacakları yükier ekleyerek eğıtımde yenı sorunlara neden olmaktadırlar Okullarımız arasına ozellıkle 1950den sonra eklenen erkek ve kız ımam hatıp lıselerı ı!e hemen hemen her mahallede camı, mescıt gıbi yerlerde ızınlı ızınsız açılan, çoğu denetımsız hem de ilkokul çağındakı çocuklara Arap harflerı oğretılereksurdurulen Kuran kursları eğitim ve oğretımın ulkemızde ne denlı ceşıtlı olduğunun kanıtıdır Bu çeşıtlılık, Oğretım Bırlığı Yasası'na aykırıdır Anlasılıyor kı Atatürklu çağın bu devrım yasası da kımı devrım yasaları (gıysı, san, vb ) gıbi uygulama alanından sessızcekaldırılıvermış durumdadır bugun Ataturkçu olduklarını her fırsatta ılerı surenlerce Okul kıtapları da nıtelıklerı, pahalılıkları, öğretim yılı başlarına tumuyle yetıştırılemeyışlerı nedenıyle oğrencıler, oğretmenler ve ana babalar yonunden bir başka sorun Uzerınde onemle durulması gerekıyor Eğitim ve oğretımın yarınlarımız ıçın en buyuk yatırım olduğunu duşunerek bu konuda tum olanakları kullanmakla yetınmeyıp yenı olanaklar yaratmaya calısmalıyız Bunun ıcın gozlerımız ve kulaklarımız önumuzdekı gunlerde toplanacak Mıllı Eğıtım Şurası na yonelmış durumda kuUamlmamıştır. Şoyle ki, "48" gıbi rastgete bir sınır seçilerek bunun uzerindeki Ankara Üniversitesi Tıp başarısız notlar baraj not olan Fakültesi Farmakoloji "50" ye tamamlanmıştır. Anabilim Dalı, gerek öğretim Sınavda hiç kimsenin "4849" üyelerinin duzeyi, gerekse gibi notlarla başarısız yoğun bilimsel çaltsmalan nedeniyle ulusal ve uluslararast kalmaması ilginç bir kamttır. duzlemde saygı uyandtran bir Baraj altı butun notlann bolümdür. Ancak bu bolumun aynmsız olarak başarısız saytldığı bir sistemde "Neden derslerini alan oğrencilerin 48? Neden böyle bir yontem?" 1988 final sınavmda tanık sorunları butun sağduyulu oldukları bir uygulama öğrenciler ve aileleri tarafından ozeUikle bolumun ciddiyeti acısından buyuk şaşkutlığa yol dile getirilmektedir. Olay hakkmda siirup giden kapalılık açmıştır. bu soruları yanıtsız Final sınavmda "olağanustu" bırakmaktadır. Kaldı ki, bizim duşuk olan başarı oranı, bile bu durumdan haberimiz sonuçlar açıklanmadan önce şifirilmiştir; ama bunda, başarı bazı ozel yoüarla olmuştur. Turk tıbbınm ovuncu olan oranı duşuk olan sınavlarda ortalama başarı sağlamak için boylesi bir bilimsel odaktan en fazla ciddiyeti heklemek yalnız kullamlan klasik yontemler oğrencilerin değil, butun yurttaşlanmızın hakkıdır. Sorun birkaç puan bile olsa... BağKur Şubesi'ne gıttığımde bilgisayar verüerinde bir değişiklik obnadığmı gordunu tlgili memura nedeninı TA YLAN ERtM Ankara sorduğumda dilekçenin hâlâ tstanbuVda bekledığini, BagKur'dan arzularsam şeften durumu oğrenebileceğimi bildirdL Şef şikâyet makamındaki zatla göruştuğumde onun davranışı 8 Haziran 1988 tarihinde ve konuşma biçimi beni hayret tstanbul BağKur Şubesi'ne ve uzuntu içinde bıraktu başvurarak prim odemelerini "Verilen dilekçeler iki hafta da, denetlemek istemiştim. Ancak altı ay da şubemizde bılgisayardaki \eriler yanlış bekletilebilir." Bu kurumda iş goruluyordu. Muracaattaki gore\li eksik gorunen odenmiş takibi, uyeleri için buyuk bir prim fotokopilerini ekleyerek bir eziyettir. Mevcut bilgisayardan genellikle biri bozuktur. Çalışan dilekçe yazıp Ankara ya arkadaşlar gorevlerini ciddi bir gondermemi onerdL Ben de aynı gun prim fotokopıleri ekli sorumluluk içinde dılekçeyi muracaattaki memura yapmamaktadır. verıp kayıt makbuzu aldım. Dr. TURKAN BOZMA 24.6.1988 gunu tekrar tstanbul Etıler/tstanbul İstanbul Halkalı'da Yeni Bir Kent Doğuyor 40.000 Ailenin Mutluluğu İçin flk Harç TEMEL ATMA TÖRENÎNE DAVET T.C. Başbakanlık Toplu Konut ve Kamu Ortakbğı Idaresi'nce Halkalı'da gerçekleştirilecek 40.000 konutluk dev projenin 1. etabı olan 4123 konutun temeli 4 Temmuz Pazartesi günü Saat 11 'de Başbakan SAYIN TURGUT ÖZAL tarafından atılacaktır. Bu büyük olayın sevincini ve onurunu paylaşmaya ANKARA tFLAS MEMURLUĞU'NDAN TASFİYE TATİLİNİN İLANI 1988/4 Ankara Ashye 3 Tıcaret Mahkemesı'nın 24.2.1988 tanh 105102 sayılı kararları gcreğınce ıflas tasnyesıne başlanılan müflıs Aktş tnşaat Ltd Şu (Adakale Sokak 8/8 Ankara 44874 u c sıcıl sayüı)nın masaya aıt mal varlığı tespıt edılemedığınden tlK'nun 217 maddesı gereğınce tasfiyenın tatılıne karar verılmıştır tşbuılaı .armındenıtıbaren 30 gun ıçınde mal varlığı bıldırılıp gıde.ı peşın ödc".nek şartı ıle tasfiyenin devamı taleb edılmedığı takdırde kapatılacağı ılan ve tebbğ olunur 27 6 1988 Basın 22775 ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİYİ ÇİZMEK ŞİRİN MOLAKENT KOOPERATİFİ AVŞA ADASI'NDA YAZLIK YAPIYOR Avşa Adası'nda yazlık sahıbı olmak ısteyenlere fırsat. Bundan böyle Demz Otobüsleri üe Kabataş veya Bostancı'dan 2.5 saatte Avşa'ya gidebıhrsınız. Denıze 200 metre mesafede, doğal plajı ve sosyal tesıslenyle 23 dönüm arazı üzennde ınşaatına baslanacak olan Molakent Tatıl Sıtesı'nde uyumlu komşular edınmek ıstıyorsamz mahdut sayıdakı münhal üyelik ıçın kooperatıfinuze başvurabüırsınız. S.S. ŞtRİN MOLAKENT KONUT YAPI KOOPERATtFİ ADRES: Karabaş Cad. Deniz Işhanı Kat: 4 Karaköy tstanbul Tel: 143 61 50 145 52 86 422396 nolu ağır vasıta ehlıyetımı kavbettım, geçersızdır. HA YDA R Tlı TUMOĞL U TH\ apıuıı gın> karlımı, Kıbrıs ga/ı karlımı kavbetlım. h 'kumsuzdur ERDAL Y1LDIRIM Bütün İstanbuPlular Davetlidir. Müteahhit Firmalar t KLİMA • SUTEK • KADİRBEYOĞLU • KUTLUTAŞ • MOLİN • MESA • ESKA t AGE Müşavir Firma İKBAL MÜHENDISLİK A.Ş. tLAN ALTEVDAĞ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1987/533 Davaa Handan Bassaraç vekilı Av Mehmet Nalçakar tarafından davalı Kerep Bassaraç aleyhıne açüan boşanma davasının yapüan duruşması sonunda: Çorum tli, Merkez llçe Yavruturna Mahallesi Cilt 010/05, Sayfa 02, Kütük 298'de kayıth, Hasan oğlu Kâmüe'den olma 3 4.1948 doğumlu KEREP BASSARAÇ üe Ah Rıza kızı, Meaytt'ten olma 2.1.1955 doğumlu HANDAN BAŞSARAÇ'ın M.K. 134. maddesı uyannca BOŞANMALARINA, Müddetınde temyız edılmedığı takdirde hükmün kesinleşeceğı tebligat yerine kaun olmak üzere üan olunur. Basın: 23205