23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 HAZIRAN 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MÜZtK FlLtZ ALÎ HAYVANLAR İSMAÎL GÜLGEÇ Istanbul Festivali artık vazgeçilmez bir kültür olayı i i Gençler şenüğe sahip çıktı KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK JnrnK, Kıfldtz/ar clvoct n'clmıi? duzkytn aıtıâı sv Âanalbr ı Aya îrini'deki SSCB Gürcistan Devlet Oda Orkestrası konseri hemen tümüyle doluydu. ''ekineller'in Atatürk Kültür Merkezi'ndeki konserlerinde iğne atsanız yere düşmüyordu. Açıkhava Tiyatrosu'ndaki Paco de Lucia konseri de hıncahınç doluydu. tstanbul Festivali artık çoğu tstanbullu için vazgeçilmez bir kültür, sanat, coşku, artı eğlence olayı durumuna geldi. Sanata, nitelikli sanata gönül verenlerimiz açısından çok sevindirici festivalin bu başarısı. Festivalin ilk yıllanndan baslayarak haklı haksız pek çok eleştiri aldığını biliyoruz. Eleştirilerin bazılarının ("festival halka inmiyor' gibileri örneğin) anlamsızlığı zaman içinde aydınlığa kavuştu. Festival halka inmedi, ama halkın buyük bir bölumü festivale sahip çıktı. özellikle gençler. Nasü mı? Tek bir ömek versem yeter sanınm. 18 hazıran gtınü saat 18.30'da Aya îrini'deki SSCB Gürcistan Devlet Oda Orkestrası konseri hemen hemen tümüyle doluydu. Aynı aksam 21.30'da Pekind'lerin Atatürk Kültür Merkezi'n deki konserlerinde iğne atsanız yere düşmüyordu. Aynı saatte Açıkhava Tiyatrosu'ndaki Paco de Lucia konseri de hıncahınç doluydu. Deraek ki tstanbul'da bir günde üç değişik konseri dolduracak sayıda müziksever potansiyeli var Tabn,so kanaHan c/nca, armanbrfa y<*ngınlar r\hrrvıı,n nlnr çthmaya J bastomii, tat»* bvnvn m t Jah\a pahalılaşınca n'dmuş? fietcndan evler yopılmış..' VuOon ionvcv tOianİof zm l Tâbn. bu hafhlık, iinmı dOşt/rmvş.. Vgnm dvitınce hauaf pahlhliş »»>• AÇILIŞ KONSERtNİN ŞEFİVE SOÜSTİ 1 6 . Uluslararası Istanbu! Festjvalinin açılış konserinde Curnhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nı $ef Rengim Gökmen (solda) yönettı. Solist, piyanist Verda Erman'dı (sağda) Verda Erman'la birlikte yorumiadıkları Çaykovskı'nin 1. Piyano Konçertosu'nda, şef Gökmen'in dengelı ve duyarlı Çaykovski yorumu, orkestranın da azamı kapasitesıni sergilemesine yardımcı oldu. Bunda, hiç kuskunuz olmasın, festival yöneticilerinin bütun eleştirüere karşm festivalin kalitesini yüksek düzeyüe tutmaya kararlı olmalannın rolü buyüktür. Halk dediğimiz o değisken kıtle. kaliteliyi kalitesizden ayırt etmeyi sezgılenyle Öğrenir. Geçenlerde müziksever bir dostum, bundan birkaç yıl önce kendi çevresinden birkaç arkadaşını biraz da zorlayarak tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın hafta sonu konserlerine abone olmaya ran ettiğini, ilk aylarda konserlerde uyuklayan isteksiz arkadaşlannın daha sonraları konser tiryakisi olduklanru anlatıyordu. Festival konserlerine önceleri "orada görümnek" arnacıyla gelen bir başka kesim ise yıllar geçtikçe daha da bilinçlenerek istekli bir konser izleyicisi durumuna geldiler diyebiliriz. Festival yöneticileri, yapıcı eleştirileri de dikkate alarak (ki eleştiriyi kabullenmek ve dikkate almak Türk kişiliğine epey zor gelen bir özveridir) her geçen yıl, bir önceki yıllarda yapılan hatalan yinelememeye özen gösterdiler. Kusur ları görüp yanlışlan saptamak, ilerki yıllarda aynı hatalara duşmetnek için çareler aramak, festivali basarıya götüren davranışlardı 16. Uluslararası tstanbul Festivali, Rengim Gökmen'in yönettıği Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın konseri ile açıldı. Solist, piyanist Verda Erman'dı. Ülkemizin ilk senfonik orkestrası olan CSO, cumhuriyetle birlikte kurulan bir geleneği temsil ediyor kanımca. CSO'nun üyelerinin hemen hepsi Ankara Devlet Konservatuvarı mezunlan artık. 1936 yılında kurulan bu okulun ilk hocalan, onlann yetiştirdiği öğrenciler, şimdilerde ise üçüncu ve hatta dördüncü kusak sanatçılar ile belli bir ekol oluşmuştur bu kurumda. tstanbul Devlet Senfoni Orkestrasının zaman zaman eleştirdiğimiz bırbirini tutmayan yorurnlan, üye ler arasındaki dengesizlik, belli bir lekofe bağlı olmayan, derleme sanatçıların birbirleriyle muzıkal eğıtim açısından bağdaşamamasından kaynaklanmakladır kanımızca. CSO'nun tahta ve bakır üfleme çalgı gruplanndaki (konserdeki talihsiz bir flut kazasını saymazsak) düzey, bu ekol öğesinin önemini ön plana çıkarmaktadır. CSO, son yıllarda çok savıda değerli yaylıçalgı elemanını istanbul ve tzmir orkestralanna kaptırma5ina rağmen, en başta çello grubunun güçlüluğü ile belirli bir düzeyi tutturmaya devam ediyor. Gerek programın ilk eseri olan Çaykovski'nin "Romeo ve Jıdiet" fantezi uvertüründe, gerek Verda Erman'la birlikte yorumiadıkları yine Çaykovski'nin op. 23, Si Bemol Minör 1. Piyano Konçertosu'nda, şef Rengim Gökmen'in dengeli ve duyarlı Çaykovski yorumu, orkestrarun azami kapasitesini sergilemesine yaıdımu oldu. Devlet sanatçısı Verda Erman, her zaman vakur ve sakin görünür sahnede. Kendini müziğe kaptınp konsantre olduktan sonra ayn bir dünyaya adımını atar, sizi de muziğin o sihırli ülkesine birlikte surukler. Berrak, parlak tuşesi, en karmaşık pasajların bile tane tane duyulmasını sağlar. Güçlüdür tonu, ama aynı zamanda tüy gibi hafif ses alır piyanodan yerine göre. Güvenilir, sağlam bir piyanist olmanın yanında, daima ileriye giden, daima müzisyenliğine yeni derinlikler katan bir sanatçımız Verda Erman. Açılış konserinin ikinci yansında CSO, Rengim Gökmen yönetiminde Biilent Tarcan'ın "Deli Dumrul" suitini seslendirdi. Biilent Tarcan'm bu eserinde folklorik malzeme kimi zaman olduğu gibi kullanılarak, dolu bir oıkestra yaası içine ustaca kaynaştınlıyordu. PtKNÎK PİYALE MADRA ISTE RuMUK REEh4SESlN OİOELERlNPEN / HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEJV ; "İKİ TâHB KIÇIKIKIK Z'tBİPİ" YA 0 NE Â YA 5M' NE "ASKÂSINA COPV SOKTULAR İstanbul Festrvali'nın açılış konserinde çalan Cum hurbaşkanlıgı Serjfoni Orkestrası, curnhurtyerJe birlikte kurulan bir geleneği temsil ediyor. Artık Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyelerinin hemen hepsı Ankara Devlet Konservatuvan mezunlarından oluşuyor. Topluluk, son yıllarda çok sayıda değeriı yaylıçalgı elemanını İstanbul ve Izmir orkestralanna kaptırmasına rağmen, en başta çello grubunun güçlülüğüyle belirti bir düzeyı tutturmaya devam ediyor ÇİZGILİK KÂMtL MASARACI Pekineller tstanbul Festivali'nde zorlu bir program sundular Odünsüz ve özenli müzisyenlere saygı Pekineller, İstanbul Festivali'ne, 1988 şubat ve mart aylarmda yaptıkları Avrupa turnesinde çaldıkları ilginç olduğu kadar da zorlu bir programla katıldılar. Bartokun tki Piyano ve Vurmalı Çalgılar tçin Sonatı, Schubert'in Op. 103 Fa Minör Fantasie'si, Getshwin'in îki Piyano tçin Prelude'leri ve son olarak Leonard Bernstein'ın "Batı Yakası Öyküsu" müzikalinden mulhem, iki piyano ve vurmalı çalgılar için düzenlenmiş "Senfonik Danslar"ı ağır bir programdı. Vurmalı çalgı partilerini Batı Almanyalı iki usta çalgıcı Peter Sad\o ve Martin Amthor, hayret verici bir rahatlıkla yorumluyorlardı. Çeşitli rastlantüar sonucu Pekinellerin bu programı ile epey içli dışlı oldura. Şubat sonunda izlediğim Almanya turnelerinde her akşam dinlediğim, tstanbul'daki iki konserde de sayfa çevirerek kendilerine yardımcı olduğum bu eserlerin her tekrarlanışında her iki sanatçı da bestecilerin yaratıcılık sürecine benzeyen doğum sancılanyla dunyaya yeniden gelişin sevinci ve hayretini yaşıyorlardı. Her parçadan ve her konserden sonra Pekinetlerin birbirleriyle hesaplaşrriaları, dan biriymiş, tstanbul'dan sonra Avustralya'ya gidecekmiş örneğin çağrılı olarak. Bu genç hanım mesleğine öyle âşık ki sırf Pekinellere yardımcı olmak, festival piyanolarını tedavi etmek için, aynca ücret ıstemeden tstanbul'a gelmiş. Bir piyano üzerinde en az bir gun çalışarak hastalığı tedavi ediyor. Akort ışi de aynen muzik işi gibi sevgi ve bağlılık istiyor besbelli. Pekineller ya da Keith Jarrelt gibi muzisyenlerin titizliklerini, bazı konularda ısrarlı olmalannı, taviz vermemelerinı garip karşılayanlar oluyor bazen. Ne var ki, günürrüzde dünya çapında kariyer yapan muzisyenler her konserlerinde mükemmel olmak zorunda hissediyorlar kendilerini. Ancak kusursuzluğa sanatçı kimi kez tek başma ulaşamaz. Ortamın da uygun olması gerekli. Sanatçı kendi kendi ne uyguladığı katı disiplin ve konsantrasyonun gayriciddi bir ortamda istediği sonucu vermeyeceğinin bilincinde olduğundan, çevresinden de aynı disiplini beklemektedir doğal olarak. Böyle sanatçılara saygı duymak ve önlerinde eğilmek gerek. AĞAÇ YAŞKEN EĞtÜR KEMAL GÖKHA\ \I de ajynı stuasefckenfifnız ' ' ' Soz „ i HESAPUŞMA Uluslararası İstanbul Festivalı'nde Guher ve Süher Pekınel kardeşler iki konser verdı. Pekınellerın her parçadan, her konserden sonra birbirleriyle hesaplaşmaları, beğendiklennı ve beğenmedıklerını tartışmaları, yaratıcılık sürecinin sonsuzluğunun bir göstergesıydı. beğendikleri ve beğenmediklenni tartışmaları bu surecin sonsuzluğunun, sınırsızlığımn göstergesiydi. Pekineller, kendilerine ve sanatlanna acımasızca eleştirel ve titiz yaklaşıyorlar. Aynı titızliği birlikte çalıştıklan insanlardan da bekliyorlar doğal olarak. En ufak ayıintı bile gözlerinden kaçmıyor. Pi yanoların akort, tıru, renk ve denge ayarı üzerine gösterdikleri bizim adam sendeci tutumumuza hayli ters düşen itina, en sonunda bu işle ilgilenmesi gerekenleri de ikna edebildi sanınm. Pekinellerle beraber îstanbul'a gelen Alman akortçu, dünyadaki üç beş harika akort ve piyano bakımı ustalann TÂRİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 1341'DE 8U6UA/, yETi.ee. sıRuĞıkıi UEDEF ŞŞBU 8/fS. AY ÖNCE, SılS. SOVY£T AJANl, ALMAAJLAR'rN SALDlfttyA ğ/fjl MOSKOVA^YA 8İLt>igM SO&.6E APLI AJA ELÇİLIĞ/MOE GöSEI/LfYOr VE BAS/M ıLıŞkHLBR.INOEN S.OE.ÜMLUYDU. SO&GE, ELB GEÇrZ&rĞt BiLGtLE£.l &Ü2.ENLI OLAISAK SOVYE77EI2: BİISUĞI 'NE /4KTA&MAKTA Y&I'. LAŞMASl /MZALAM/f ÇISİA/ SOVYET C/0Ej£ R.I j £ F TAUH, ATAHA MANMAMŞTI T AMA, AfAMIAJ RAPO&U OCGfZJJYDU !'. 22 Hazıran STAUN.AJANA INANMAY1NCA.. > T1YATRO • GÖSTERİ • SİNEMA PERA 146 97 3 8 1 3 2 64 26 Beyoğlu EMEK Sinemosı Yön: John Cassavetes 1984 Bcrlın Allın Ayı Odulu • 1984 Hoııston Gumus Odülu • 1985 Tokvo Fılm Şcnlığı JMPARAiai 1 0 .HAFTA BtyoglüLALE 149 25 24 0smanbeyGAZl1479665 Kadıkoy KADIKOY 337 74 00 Suaöıye ATLANTIK 355 43 70 ASK IRMAKLARI Gena Rovtlands John Cassavetes 1448439» 1200 15 30 18 0C 21 00 ' (Love Streams) AMATOR TIYATROLAR ŞENUGI 21 Hazıran Salı DENEYSEL SANATLAR MODASlNEMASI 12/25E88 20 Hazıran Pazartes. BEYAZ CEMI OYUNCULARI Saal 16 00 "MANYAK" Adga, Allen Poe Saat 16 00 "KOLAJ29" Ç A Ğ D A Ş DEVİNİM TİYATROSU DOÖAÇLAMA SEÇKİSİ: YAŞAM BİR KAVGADIR KurguYönetim: H. Hilmi Bulunmaz 24 Hazıran Cuma saaî. 16 °° MODA SlNEMASI'ndl Tel 337 01 28 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 22 Haziran 1938 getirmeğı ve kadınların göğsüne sıra sıra dizerek memleket haricine çtkarmağı iş edinmişlerdir. Bu hususta yeniden bazı kararlar alınmıştır. Maliye Vekâleti, dün Kambiyo Mürakebe müdürluğü ile altın alım ve satımma mezun bankalara ve diğer malî müesseselere yeni bir kararı tebliğ etmiştır. Bu tamimde ziynet altınlarmı 19331988 hangi altınlar olduğu iki liste ile tayin ve tesbit edilmektedir. 22 Hazıran Çarşamba Saat 16 00 SÜRMENE KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ "KAHVEDE ŞENLIK VAR" Sabahattm Kudret Aku,! HAFTA B. BERTOLUCCI ROBERÎ D€ NIBO GERARD DEPARCKEÜ DOMIMOUE SANOA BABAM IŞ GEZİSİNDE Yön: Emır Kusturıca Altın kaçakçiUğı devam ediyortnuş Hükumetin altın alım ve satımını inzıbat altına almak ve altınların harice çıkmasma mâni olmak için bir kararname ile mühim tedbirler almış olmasına ragmen bir lakım hileli yollarla, altın ticaretinin devam ettiği ve HarbiyeAS 12 0 0 15 DO 147 63 15 18 00 2 1 00 dlkö»SURETlr»336 06 82 200 '5 "5 18 30 ?" ' DÜNYA SİNEMASI'nda 1S0O 1500 Tiyotro Snemo Gösteri Dtıyurulannız için 14697 38 149 93 61 1800 21 O C memleket dışına da çikarıldığı görülmekte idi. Kararname mucibince sikke halinde altmın alım ve satımı muayyen bankalar tarafından yapılabileceği tasrih edilmiş, fakat ziynet altmları bu hükmün haricinde bırakılmıştı. Bazı açıkgö'zler bundan istifade ederek beşi birlik, iki buçukluk, birlik ve yanmlık altınlarla lira çeyreklerine birer kulp veya zıncir takarak bunları ziynet altını haline Cc/ıcavex ° J/eni tcad iliturd bicimi müleharnk Zrdi tiahindsı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear