14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 HAZÎRAN 1988 HABERLER CUMHURİYET/7 Gübre işçileri eylem hazırlığında tşSeodika Servisi Belediye işkolunda 51 bin işçiyı kapsayan toplusözleşme görüşmelerinin kilitlenmesı üzerine başlayan pasif direniş nederuyle lstanbul'da ıki gundür biriken çöpler dün toplandı. Petroltş Sendikası üyelerinin ' bin kişinin çalıştığı Tüpraş'ta jaşlattıklan pasif direniş dün sona ererken yabancı petrol şirketleri Shell, Mobil ve BP'de direnişler sürüyor. Turkiye Oübre Fabrıkaları A.Şnın Gemlik ve Kütahya'dakı işyerlerinde ek zam verilmemesı nedeniyle işçiler pasif dırenışe geçerken, aynı kuruluşun Samsun Elanğ'daki işyerlerinde ise bugün başlayacağı büdırildi. 7 bin işçinin çalıştığı Petrol Ofisi'nin işyerlerinde ücret skalası çalışmalannın yanna kadar sonuçlandırılacağının açıklanması üzerine ara verılen pasif direnişlerin olumlu bir sonuç alınamaması halinde yeniden başlayacağı belirtildi. Belediyelş Sendikası ile Kamu tşveren Sendikası TÜHlS arasında Istanbul, Ankara, Adana ve Izmir beledıyelerinde sürdürulen toplusözleşme göruşmelerinin kilitlenmesi üzerine işçilerin fazla mesai yapmaması belediye hizmetlerinde aksamalara yol açıyor. İşçilerin hafta sonlannda çalışmamaları nedeniyle özellikle temizlik hizmetleri olmak üzere asfalt, beton çalışmalan ile park ve bahçelerde sürdürulen çahşmalar durma noktasına geldi. DUYDUK/GORDUK YA3LÇIN PEK^EN Paris Garı'nın Görümcesi ünyada bu güne kadar birçok şeyin yarışması vardı belki, ama bir tek şeyin yoktu: Mankenler yanşması... Eh... Uyanık geçiniyoruz ya, onu da biz yaptık, siradi oldu. Geçen cumartesi akşamı, lstanbul'da dunyanın ilk ve (şimdilik) tek Dunya mankenler kraliçesi seçimi yapıldı. 19 yaşındaki Kolombıyalı manken adayı Victoria Azuero kraliçe oldu. Daha birçok manken adayı da çeşitli kraliçelikler elde etti. Böylece dünyaya bir süni kraliçe üretmiş olduk... D larda lusıtlama yapma isteginden söz etmedi.) Herkese teşekkür etti ve kültürümüze yaptığı bu katkıdan dolayı dunyanın en mutlu insaru olduğunu belirtti. (Bu mutlulukta yanşma gecesinin 100 binttraukbttetlerindeıı dde edilen geür ve reklam veren firmalann katkılan da belki rol oynamıştır, kimbilir.) "La rakkase" <Yarışmanın resmi dili Erkan özerman'ın gayn resmi dili olan Fransızca olduğu için dansözun Fransızcası kullanıldı.) Şeher Şeniz'in Arap dansını, Zerrin özer ve Corinne Hermes'in artık ezberlediğimiz şarkılanm baygınhklar geçirerek dinledikten sonra sıra yarışmaya geldi... Bana kızlann yuruyuşleri biraz garip gibi göründü.. örneğin çoğu duz bir çizgi üzerinde yurüyemiyor ya sağa ya sola kayıyorlardı. Ben bunu önce mankenlere özgu yeni bir yüruyüş stili sandım ama sonradan acemilikten kaynaklandığını öğrendim. Kızlar neredeyse ilk kez bir podyuma çıkıyorlardı. Yoksa Özerman bu kez de Paris'ten topladığı rastgele kızlan bize "dunyanın en iyi mankenleri" diye mi yutturuyordu? Sonunda acemı kız mangasının yürüyüşü sona erdi ve jun uyeleri karar verme aşamasına geldiler. Meğer jurinin işi ne kadar zormuş... Bunu sonuçlar açıklanınca anladık. Neler seçmemışlerdi ki? Dunya dostluk mankenı, dunya turızm mankeni, dünya kişılık mankeni, dunya en iyı ulusal giysi mankeni, dunya mayo mankeni, dünya Guney Amerika, dünya Kuzey Amerika, dunya Afrika, dunya Asya ve dunya Avnıpa mankenleri... Durun daha bıtmedi... Dünya zarafet mankeni, dunya fotomodel mankeni, dünya fotojeni mankeni... Yine bitmedi... Uç tane de "sade" dunya mankeni... Yanı birinci, ikinci ve üçünculer... Turk yarışmacı Sibel Tan'ın şansına bu bolluktan sadece bir üçüncüluk düşmesi herkesi şaşırttı... Çünkü Venezuella güzeli uç ayrı dünya mankeni birden olmuş ve boynuna asılan ağır perdelik kumaşlardan ötUru bayağı kamburlasmıştı... O yüzden çirkinleşti ve dördüncü bir ödul alamadı... Belki inanmayacaksınız ama başka bir dunya mankeni seçılmedi... Oysa daha ne dünya mankenleri vardı kızlann arasmda (Örnegin dunja en şişman mankeni, dunya en carpık bacaklı mankeni. Dunya en suratsız mankeni gibi...) Zaten geriye ödul almayan bırkaç tane manken kalmıştı... Onlara da birer ödul verilip, ellerı boş gönderilmeseydi, dunya kultürüne daha buyuk bir hizmet yapılmış olmaz mıydı? Asıl buyuk ödulleri ise Erkan özerman aldı. 1986'da kazandığı "Oscar de Paris" odulunden sonra bu yıl kendisine Fransızlar tarafından (daha dogrusu bu işteki ortağı bir Fransız tarafından) ikı ülke (Fransa ve Turkiye) arasındaki kültürel hızmetlen için uluslararası bir ödul daha verildi. Bu ödüllerden sonra özerman'ı sevinçli sanıyorsaruz yanılırsınız. Onun da derdi Türkiye'nin kendisine hiç ödul vermemiş oluşuydu. Ama kabahat kendisinındi.. Christine Haydar'ı Turkıye'de "Haydar Paşa'nın gelini" diye tanıttıktan sonra, bir Turk kızını da Fransa'da "Paris Gan'nın gönimcesi" diye tanıtsaydı, herhalde biz de kendisine bir ödul verirdik. K N BİR $EY 9ÖRMEDİM Ulaştırma Bakanı Pakdemırlt, işçilerin protestosuyta ılgill sorulan "Bir şey görmedirn" diye yanıtladı (Fotoğraf Mehmet Demırkaya) Tersane işçilerinden bakana: Açız tsUnbuI Habcr Servisi Ulaştırma Bakanı Ekrem Pakdcmirii, Türkiye Denizcilik lşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne Türkiye Gemi Sanayii A.Ş tarafından yaptınlan 3 geminin devirteslim töreninde işçiler tarafından protesto edildi. tstinye ve Haliç tersanelerinde yapüan yolcu gemisi "Kilyos III", yüzer ekskavatör '"'Hamit Kaplaa" ve onarım gemisi "Aaafartalar" ıçin tstinye Tersanesi'nde yapılan törene Ekrem Pakdemirii, Sanyer Belediye Başkanı Ali Sandıkçı ve öteki yetkililer katıldi. Devirteslim töreninde bir konusrna yapan Türkiye Getni Sanayii A.Ş Genel Müdürü Yöcd Beagisoy ve Türkiye Denizcilik Işletmelen Genel Müdürü Ahmet Yıldınm'dan sonra kursüye gelen Ekrcra Pakdemirii işçilerin protestosuyla karşılaştı. Tören alarunda bulunan işçiler, bakanın konuşmaya başlamasıyla alandan ayrıldılar. Slogan atarak tören alanını terk eden işçiler "Açu aç", "Aldıgımız para ev kirasına yetmiyor", "Sadaka istemiyonu", "Hakkımızı istiyornz" diye bağırdılar. Daha sonra spor sahasında toplanan işçiler adına bir konuşma yapan Dokgemilş Sendikası Şube Başkanı Cenud özgül "Toplusözieşme Ue verilmiş haklanmızı isveren vermiyor. Temizlik sabuna ve yakacak yarduBim bâli alamadık" dedi. Yemeklerin kötülüğünden de yakınan işçiler "Bakan gelecek diye özel yemek çıkardılar, protesto için yemek yemevecegiz" dedıler. Pakdemirii, törende yaptığı konusmada, Türk mühendis, teknisyen ve işçilerinin fedakarca çalışmalan sonucunda kaliteli ve ucuz ürünler ortaya koyduklarını belirterek "Ulaşbrma alanında da önemii gelişmder kaydedildi, bdylelikle dövizlerin yurtdışına çıkması önleniyor" dedi. Pakdemirii konuşmasından sonra gazetecilerin, işçilerin tören alanını terk etmesiyle ilgili sorulannı "Ben her hangi bir şey görmedim" şeklinde yanıtladı. BLO: AT standartlarına uyun Yapılan yasa değişiklikleriyle ilgili olarak ILO'ya sunulan hükümet raporundaki saptamalann gerçek değişikliklerle doğrudan ilişkisini kurmak olanaksız. Madde düzenlemeleri, genel yasağın kalkması gibi anlatılarak, pembe bir tablo yaratümış. ŞÜKRAN KETENCt CENEVRE Hukümet, Türk kamuoyundan, Uluslararası Çahşma örgütü'nün (ILO) gerçek istemlerini saklıyor. ILO, Türkiye^ den yasalarda yapılan değişikliklerde olduğu gibi "makyaj" niteliginde değü, köklü değişıklikler istiyor. Hatta en iyı çözumun, mevcut yasalan bir yana bırakarak sendikal haklarda köklu çözumü getirecek, sadece Türkiye'nin ımzaladığı, sırurlı ILO sözleşmeleri ile değil, aynı zamanda AT standartlanna da uyacak yeni yasalar öneriliyor. ILO Sendika özKürlüklen Dairesi'nin Mayıs Haziran 1988 tarihini taşıyan son raporunda, genel beklentılerin dışında Türkiye1 nin uymakla yükumlü olduğu sözleşmeler açısından sadece yapmak zorunda olduğu, ILO tarafından istenen yasa değişiklikleri ilkeleri sayümış. Yapüan değjşiklikler ile ilgili, ILO'ya sunulan ve ILO yetkililerinden edindiğimiz metin ise yapılan yasa değişiklıkierine hiç uymuyor. Yasa maddelerindeki ban düzenlemeler genelleştirilerek, kısıtlarnalann tümü kaldırılmış gibi bir izlenim verilirken, bazı maddelerde gerçek ile yüzde yüz çelişen sonuçlar da çıknuş. ILO yetkilileri Ue yaptığımız görüşmder ve ILO'nun resmi rapor ve belgderi, gerçeklerin hükümetin söylediğı gibi olmadığını ortaya koyuyor. Işte ILO'da Türkiye ile ilgili en yetlıili kişi sayüan, birçok kez Türkiye'ye gelen, o zaman sendika özgürlüklen ve doğrudan temas heyetinin başı, şimdi daha üst görevde ILO Genel Direktör Yardımcısı William Sımson'un, Genel Direktör Francıs Blanchard'a vermiş olduğu özel rapordan altını çizmek gereğini duyduğumuz bazı bölümler.. "2821 ve 2822 sayüı yasalar, sendikalann normal olarak hiçbir devlet müdahalesi olmadan yürütmeleri gereken faaliyetlerin neredeyse tümünü kontrol veya sendikalann bu konularda müdahaleyle karşılaşmasını getiren yasal bir deii.gömleği işlevini görüyordu.. ILO'nun, Türkiye'nin sadece uymakla yükümlü olduğu sözleşmeler açısından yapmasını istedigi zorunlu yasa değişıkliklerine göz atalım bu kez. • Sendika yönetitisi seçılebilmede 10 yıl çalışmış olma koşulunun kalkması. • Seçilme hakkına, sendikal ve siyasal suç nedeni Ue dahil olmak Üzere getirilmiş yasaklamalar. • Siyasal amaçlı, genel grev, sureli grev, iş yavaşlatma, her tur direniş ve protesto yasağı kaldırılması. • Hükümete verilmiş olan grev erteleme yetkisi ve buna bağlı olarak uyuşmazlığın zorunlu tahkım sistemi olan YHK'ya gönderilmesinin engellenmesı. • Her sözleşme için yeniden yetki alınması ve bunun bakanlık tarafından veriliyor olmasının önlenmesi. Yukandaki maddeler, bu yılın mayıs haziran ayını içeren ILO Sendika özgürlükleri Dairesi Raporu'nda yer alıyor. Ancak Cenevre'de misyon tarafından Türk basınına dağıtılan Türkçe meünden çıkanlnuş... Ve en önemlilerini vurguladığımız, istenen zorunlu değişikliklerden hiç biri gerçekleştırılmiş değil. Bir de yapüan yasa değişikliklerinin hükumet tarafından ILO'ya sunuluş sorunu var. Gerçek le ne kadar çeliştiğine iki örnek: • Yasada yapılmış en önemii hak gelıştirmesi, bugunun profesyonel sendıkacılanna tanınan yeniden seçilme hakkı, ILO'ya verilen rapora göre, 4'ten 8'e çıkarılmış. Oysa bilindiği gibi, yasadakı 4 dönemden fazla seçılmeme yasağı kalkmadı. Sadece geçici madde Ue, eski sendikacılara bir ödün olarak yeniden seçilme hakkı tanındı. • Olağanüstü hal ve sıkıyöneümlerdeki gTev ve lokavt yasağının kalktığı belirtilmiş. Doğru, yasadan Ugili hükümler çıkarıldı. Ancak olağanüstü hal ve sıkıyönetim yasalan hukumleri durduğu için yasaklar aynen duruyor. Dunyanın (doğal olarak Ortadoğu ve Balkanların da...) tlk ve tek mankenler yarışması şarkıcı menaceri Erkan özerman'm çabaları sonucunda gerçekleşmişti. Özerman, yaşıru başını alana kadar dunyada bütün kraliçelikler paylaşılmıştı. Ne ki, özerman kendisine bir kraliçe daha yaratamayacak kadar yeteneksiz biri değildi. (Bunu biliyoruz... Çnnku kendisi vaktiy Atatürk Kültur le rastgele bir Merkezi'nde, Kültür Fransızı Bakanlığı 'nın Christine Haydar himayesinde Kültür tiım Turk ulusuna Haydar Paşa'ıun Nazır'ımız Tınaz gelini diye yutlur Titiz'in "hazırve muş, daha sonra nazır"olduğu bir da bir marifetmiş gecede dunya gibi bunu açıkla mankenler kraliçesini ıruştı.) Zeki me seçtik... Mankenlikle nacer sonunda bir kültür Uişkisi belki de kraliçelık ışi ayarşudur: Bu hatunlar lamıştr. Mankendoğru dürüst ler kraliçeliği... Ashnda "bun yürümesini öğrenmek lar keadisinia bi için başlarının üzerinde lecefi işter, kim ne kalın kitaplar taşırlar. kanşır" diyecek Belki de Kültür siniz, doğru... Bız Bakammız bu nedenle bu tur "havadan" olaya ilgi gösterdi... para kazanma işlerine alışkınız. Kıkrruz kıpırdamaz, "bana ne" der gsçeriz... Mdlet hayali ihracatta cebimizdekı parayı götürür, tınmayız bile... Üstelik özerman'ın mankenleri "hayali"de değil... Hepsi kanlı, canlı, iri yarı, gösterişli kızlar... Fakat benim anlayamadığım bu işte Kültür ve Turizm Bakanlığımız'ın ne aradığıydı? Yarışmanın davetiye ve broşurlerinın üzerinde Kültür Bakanlığımızın adı yazılıydı. Yarışma gecesi Kültür "Nannnuz" Tmaz Titiz, en ön sırada "haar ve naar"dı. Hatta tanıtım broşürüne bir de önsöz yazmış ve ulkemizin ilk ve tek kültür merkezini (Ataturk Kültür Merkezi) bu ise ayırmıştı. Neden? Mankenlikle kültür ilişkisi üzerinde epey duşündükten sonra aklıma bir olasılık geldi. Belki de şudur: Bu hatunlar yürümesini oğrenebümek için başlarının üzerinde kalın kitaplar taşırlar ya, belki de Kültür Bakanhğımız bu ise, o kitaplann hatınna girmiştir... Neden olmasın... Neyse biz bazı okurlarımızın önerisine uyarak "biraz daha boşgonilu" olalım ve cumartesi gecesi AKM'de yapılan yarışmaya geçelim. BAŞKAN Erkan Ozarman (aslmda sadece Dunya maakeoler kraliçesi yanşması başkanıydı) ABD Başkanı gibi davranıyordu. Uzun uzun konuştu, dünyada barış, dostluk, kardeşlik ve sevgiden söz etti. (Nedease uzun menzilli silah FENiŞ İLE YÜKŞELİYOR, TÜRKİYE'NİN SEÇKİN YAPILARI. Profîl, aksesuar ve sistem doğrama'da alüminyum kullamm markası Feniş'tir. TSE ve EURAS||g|(Avrupa Alüminyum Eloksalcılar Birliği) standartlarına sahip olan Feniş, yaptığı uluslararası knowhow anlaşmaları ile en son teknolojik gelişmeleri hızla ülke ekonomisine kazandıran; kendi alanlannda ihtisas sahibi güçlü şirketlerden oluşan Alüminyum Grubu ile konusunda Türkiye'nin en büyük entegre kuruluşudur. Uzmanlığı, teknolojisi ve seçkin Yetkili Doğrama Bayileri ile Feniş, her zaman doğru bir seçimdir. Profil, Aksesuar ve Sistem Doğrama... FENİŞ HOLDİNG "Alüminyum Grubu": Üretici Şırketler: FENİŞ ALÜMİNYUMTERME METALFENİŞ SİSTEM Pazarlama Şırketlerr FEMAŞ (Iç), FEPAŞ (Dış) Stad Han, Büyükdere Caddesı, 85, 80300 MecıdıyeköyİSTANBUL Tel 174 39 00 (10 hat) Telex: 26 455 Alu Tfx: 172 76 95 FENİŞ "Doğru Seçim"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear