Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER hakkın çiğnenmiş olması komisyona başvuru hakkı vermez. Bu hakları şöylece sıralayabiliriz: Yaşama hakkı, kölelik, kulluk ya da zorunlu çalışmaya karşı korunma hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, yakalanma ve tutukluluk halinde, nedenlerinin sanığa bildirilmesi ve normal bir sürede yargıç önune çıkanlma hakkı, ceza yasalannın geriye işletümemesi hakkı, kişinin özel ve aile yaşantısına saygı gösterilmesi hakkı, düşünce, vicdan ve din özgürlüğu, ifade özgürlüğü, genel güvenliği bozmayan toplantı, dernek ve sendika kurma özgurlüğü, evlenme ve aile kurma hakkı, mülkiyet hakkı, (ek protokol 2) eğitim hakkı, (ek protokol 2) özgür bir yasama meclisi kurma hakkı, (ek protokol 2) herhangi bir sözleşme yükümlüluğünün yerine getirilmemesi nedeni ile özgürlükten mahrum edilmeme hakkı, bir devletin ülkesinde yasal olarak bulunan bir kimsenin, o ülke içinde serbestçe dolaşma ve ikametgâh seçroe hakkı, ülkeyi terketme hakkı, vatandaşı olunan ülkeden sınırdışı edilmeme ya da ülkeye girişin önlenmemesi hakkı, (4 No'lu protokol) adli hata ile mahkum olan kimsenin tazminat isteme hakkı, beraat eden ya da mahkumiyetini çeken kimsenin tekrar aynı suçtan yargılanmaması hakkı (7 No'lu protokol). Yukanda da değindiğimiz gibi komisyona başvurabilmek için sözleşmede ve protokollerde yer alan haklardan birisinin çiğnenmiş olması ve hakkın yerini bulması için iç hukuka göre tüm yasal başvuru 'Oİanaklarırun kullanılmış olması gerekmektedir. Bir kimsenin ticari herhangi bir meslekten yararlandınlmamış olması, emeklilik hakkının elde edilmemiş olması, bir memuriyet veya göreve kabul edilmeyiş, bir işle ilgili ruhsat almmaması gibi başvurular, bu haklar sözleşmede yer almadığı gerekçesi ile çeşitli kararlarla Avrupa tnsan Haklan Komisyonu tarafından geri çevrilmiştir. Komisyonda kullanılan resmi dil Fransızca ve tngilizcedir. Komisyona başvuranlar kendilerini bir avukat, bir hukuk profesörü ya da komisyonca kabul edilen bir hukukçu aracılığı ile temsil ettirebilirler. Komisyon bir yargı organı değildir. Ancak verilen dilekçeyi kabul ettiğinde içeriğini, olayları saptamak üzere, taraf temsilcileri ile birlikte ve her iki tarafı da dinleyerek inceler. Gerek duyarsa araştırma yapar. Bu araştırmamn, etkili bir biçimde yapılabilmesi için ilgili devletler her çeşit kolaylığı göstermek zorundadırlar. Komisyonun görevi, Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi ile tamnan insan haklanna saygı konusunda, ilgililere hizmet vermektir. Komisyon başvuru ile ilgili olarak, adil bir sonuca ulaş, tığında, bir rapor düzenleyerek ilgili devlete, bakanlar komitesine ve yayımlanmak üzere Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne gönderir. Adil bir sonuca varılamamışsa gene bir rapor hazırlayarak konu ile ilgili görüşünü bildirir. Bakanlar komitesine gelen bu rapor, 3 aylık süre içinde sözleşmenin 48'inci maddesi koşullanna göre divana gönderilemiyorsa bakanlar komitesinde ele alınır. Komite, insan haklarının çiğnenip çiğnenmediği konusunda üçte iki çoğunlukla karara vanr. Anlaşmayı imzalayan devletler, bakanlar komitesinin vereceği kararlara uymayı taahhüt etmislerdir. (Sözleşme ' madde 32/4) tnsan haklan dediğimiz çeşitli uluslararası ve ulusal belgelerle abideleşen kavram, insanlık onurunun bir ürünü ve sonucudur. Varoluştan bu yana horlanan, öldürülen, ezilen ve sömürüıen, keyfıliğin ve kaba gücün egemenliğinde aşağılanan insan nesünin kan ve gözyaşı ile dolu onurlu direnişinin hukukileşen başarısıdır. Ancak bu başarı kâğıt üzerinde kaldıkça, tüm insanlığın ortak amacı olamadıkça ve yeryüzünün her köşesinde uygulanmadıkça, azınlığın ve mutlu toplumlann, üzülerek söylemek gerekir ki bir lüksü olarak kalacaktır. Hiç kuşkusuz yaygın insan haklan uygulaması isteği soyut bir idealdir. Ancak unutmamak gerekir ki bu hakların bilinci, korunması ve uygulamalann düzeyi; bir kültür, eğitim ve gelenek sorunudur. Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nde yer alan hakların pek çoğu 10 Aralık 1948'de kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Haklan Evrensel Bildirisi'nde de vardır. Fakat bu hakların Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerden hangi lerinde gerektiğince uygulandığı sorusu iyimserlik yaratacak bir sayı ile yanıtlanamaz. Türkiye'nin tüm insan hakları ile ilgili uluslararası belgelerde imzası vardır. Fakat asıl önemli olan ülkemiân Avrupa politik kurumlan ile olan organik bağlanülandır. Avrupalı bir Türkiye, demokratik yapısını koruyup geliştirebilir, gerçekten sosyal ve poiitik bir iç banşı kurabilir ve tum kişi ve kuruluş ilişkilerinde hoşgöru geleneklerini yaratabilirse, insan haklan alanında biçimsel değil, bu hakların özünü içeren ender ülkeler arasında yerini alabilir. 9 MAYIS 1988 AvTnıpa Insan Hakları KomisY onu'na Kişisel Başvımı Avrupa însan Hakları Komisyonu'na başvuruda en önemli koşul, iç başvuru yollarının kesinlikle tükenmiş olmasıdır. Buna göre bir kimse uğradığı haksız işlem nedeni ile önce kendi ülkesinin yargı organlanna başvuracak ve kesin karar için tüm yasal yolları deneyecektir. OKURLARA... OKAY GÖNENSİIS Bir Yıldönümü Daha... Av. Dr. NİHAT TÜREL Türkiye, Avrupa Konseyi anlaşmasım imzalamış ve onaylamıştır. Aynca, 4 Kasım 1950 yılında Roma'da kabul edilen (Avrupa insan haklannı ve ana özgürluklerini korumaya dair sözleşmeyi) ve biraz sonra sözunu edeceğimiz ek protokolleri imzalamıştır. Türkiye'nin kabul ettigi Avrupa İnsan Hakları SözlSşmesi'nin 25'inci maddesinde, bu sözleşmede tanınan hakların sözleşraeyi imzalayan devletierden biri tarafından çiğnenmesi halinde zarar gören her gerçek kişi, hükümet Hışı her kuruluş ya da her insan topluluğunun, ilgili devletin komisyonun yetki ve görevini tanıdığını açıklamış olması koşulu ile bu k o misyona başvurabilecekleri, hükmü yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti komisyona bireysel başvuru hakkını tanıdıgını geçen yıl bir deklarasyonla yapmıştır. Hiç kuşkusuz insan haklanna saygı yönunden, bu girişimin küçümsenemeyecek bir aşama olduğunu kabul etmeliyiz. Geçen bir yıl içinde, ülkemizden yapılan başvurulann, gerekli koşullara uyulmamış olması nedeni ile reddedildiğini, gazete kupürleri arasında okumuş bulunuyoruz. Yazımızda, Önce başvuru yöntemlerini, sonra da hangi konularda komisyona başvurulabileceğini özetlemek istiyoruz. Avrupa tnsan Hakları ve özgürlükleri Sözleşraesi'ne göre, devletler hukukunun, genellikle onaylanan ilkeleri gereğince, ancak iç başvuru yolları denendikten sonra ve kesinleşen karardan itibaren altı ay içinde komisyona başvurulabilir. Başvuru imzalı bir dilekçe ile yapılır. Dilekçede başvuranın adı ve soyadı ve adresi, insan haklannı çiğneyen devletin adı, istemin konusu, çiğnendiği iddia olunan sözleşme hükmü, olaylann sıralanması ve hukuki nedenler açıkça gösterilmeli ve iddiayı kanıtlayacak tüm belgeler dilekçeye eklenmelidir. Bir zararın tazmini isteniyorsa tazminatın para olarak tutarı dilekçeye yazılmalıdır. Komisyona başvuruda en önemli koşul, iç başvuru yollanmn, kesinlikle tükenmiş olmasıdır. Buna göre bir kimse uğradığı haksız işlem nedeni ile önce kendi ülkesinin yargı organlanna başvuracak ve kesin karar için tüm yasal yollan deneyecektir. Avrupa insan Haklan Komisyonu'na başvurduğunda da bu gerçeği yerine getirdiğini, özellikle belgelerle kanıtlayacaktır. tç başvuru yasalarla belirlenen yargı yolları ve olanaklandır. Adalet mahkemeleri, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, idare mahkemeleri, Danıştay, askeri mahkemeler ve Askeri Yargıtay iç başvuru organlandır. Milli hukuka göre anlaşmazlığın çözümünde yetkili olmayan bir organa başvuru, iç başvuru sayılmaz. İnsan Hakları Komisyonu, bir karannda hUkümete verilen dilekçeyi iç başvuru saymamıştır. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na başvuru şikayet hakkının kötüye kullanılması anlamına geliyor, ya da komisyonca daha önce incelenmiş ya da uluslararası başka bir araştırma organına sunulmuş bir konuyu içeriyorsa geri çevrilir. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na bireysel başvurunun ikinci ana koşulu, çiğnendiği savunulan hakkın, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ve ek protokollerde yer alan insan haklarından birisi olmasıdır. Sözleşme ve protokollerde yer almayan her hangi bir G ene beraber olduk 7 mayıs günü. Bu gelenek uzun yıllarden beri kesintisiz sürüyor. Eski ve yeni arkadaşlanmız bir araya geliyoruz. Anılarımızı tazeliyoruz. Bir başka oluyor kuruluş günlerimiz bizim için. İlginç öyküler dinliyoruz ağabeylerimizden... Bizi sevenler telefonlanyla, telgraflanyla, gönderdikleri çiçeklerle bu mutlu günümüze ortak oluyorlar. Eski "Pembe Konak" çiçeklerin ortasında bir anıt gibi yükseliyor. Anılar, öyküler, herkesin başlndan geçen ilginç mesleki olaylar gunboyu binanın içinde ve bahçede uçuşup duruyor. En eski çalışanlanmızdan Hüsnü Turcan (usta) hâlâ dimdik. Elini öpmek isteyen bugünün ustalanndan elini kaçırmıyor. Eski kurşunlu mürettiphaneden, bugüne nasıl gelindiği konuşuluyor. Ama bir de üzüntümüz var. Yıllardır gazetemize hukukçu ve yönetim kurulu üyesi olarak emek vermiş olan Avukat Reşat Atabek'i bir gün önce kaybetmenin acısı da yüzlerde okunuyor. Ertesi gün de bir başka acının birinci yıldönümü. Elif Naci üstadı da geçen yıl 8 mayısta kaybetmiştik. Ama Elif Naci'yi her hatırlayan onun birkaç öyküsünü art arda sıralıyor ve o hüzünlü ortamın yerini Elif Naci'nin sıcaklığı ve neşesi kaplıyor. Türkiye'yi ve onun içinde Cumhuriyefin yerini düşünürken, İthan Selçuk'un 5 yıl önce yazdığı bir yazıyı hatırlıyoruz: "Türkiye nereden nereye geldi? Sanayi devrimini gerçekleştiremeyen bu toplumda, holding milyarderleri nasıl türedi? Kültürden yoksunluk, görgüsüzlük Babıali'yi parayla nasıl fethetti? Eğer Nadir Nadi "evef deseydi, bu kervana katılarak holdingci ekonomi piramidinin en üst düzeyinde baş kösede ağırlanır; ama ne kendisi Nadir Nadi olabilir ne de Cumhuriyet, Cumhuriyetliğini koruyabilirdi. Nadir Nadi en zor olanı seçti; en kolay bir yolda yürürmüşçesine..." Nadir Nadi de yine aramızdaydı. Geçen yıl emekli olan arkadaşlarımız armağanlarını, Berin Nadi'nin elinden aldıkian sonra Nadir Nadı'yı odasına çıkarak kutladılar. Günün geciken saatlerinde de İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, ani bir şekilde gelerek bizzat kutladı, burada Atina anılarını da dinledik. Sayın Dalan, Yunanlı gazetecilerin nasıl çalıştıklannı anlattı, sonra Başbakan Ozal'a "Bizim gazetecilerimizi öpüp başımıza koyalım" dediğini nakletti. Sayın Dalan'ın vardığı nokta iktidarbasın ilişkilerinin girdigi yumuşama eğiliminin bir başka göstergesi miydi? Başbakan Sayın Turgut Özal, bu hafta bazı bakanların da katılacağı geniş bir toplantıda basının sorunlarını yeniden dinleyecek. Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) bu sabah başlayacak genel kurulu da, hem yüzlerce önemli gazetecinin ülkemizi tanıması hem de basın sorunlarının ele atındığı en önemli platformlardan biri olması dolayısıyla, bu haftayı tam bir "basın haftası" haline getirecek. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL "Dığer yerlerde de soyledığım gıbı herkes kendmi haklı görür, ama buna karar verecek olan mıllettir, mılletin çoğunluğudur. Onlan dınleyip aman bu kardeşliğınızı, bırlik ve beraberliğinizi bozmayın. Eskıyı bir duşunun." Bu sozlerı Sayın Evren Gıresun'un Espıye ılçesinde söylemıştir. Ben, 'onları dınleyip aman bu kardeşlığinızı, bırlik ve beraberliğinizi bozmayın" sözlerını ertesı gun çıkan gazetelerde okudum Cumhurbaşkanhğı Basın Danışmanı Alı Baransel'in "Sayın Cumhurbaşkanı 'lıderlerı dınlemeyın' ijememiştır" yolundaki açıklaması uzerıne gazetelerı yeniden karıştırdım, 'lıderleri' değılse de Sayın Evren'ın 'onları' dmlememek oğüdünü verdığını gördüm Demek Espıye'dekı konuşmasında Sayın Evren böyle bir söz söytemış Ben kendılığımden boyle bir şey uydurmuş değilım Cumhurbaşkanhğı Basın ve Haikla llışkıler Danışmanı Alı Baransel sevdığım bir ınsandır Birlikte yasadığımız güzet yclculuk anıları var Görevıni tam bir başarıyla yapıyor, ta 1976'dan bu yana... Önce Sayın Korutürk'un, ardından Sayın Evren'in basın danışmanı oldu. lyi bir gazeteci, aynı zamanda 'insan' olarak da gerçekten ılımlı anlayışlı bir aydın . Geçen gün telefondakı konuşmamızda "böyle bir söz kullanılmamışsa bir açıklama yapsanız iyi olur" demıştım, bir gun sonra yolladığı açıklamayı da okudum. Baransel bu konuda şöyle dıyor "Sayın Cumhurbaşkanımız son Karadenız gezısi sırasında hiç bir kortuşmasında 'sıyasi partı genel başkanlarını dinleyip birtik ve berabertiğinızi bozmayın, şeklınde bir rfadede bulunmamışlardır. Sayın Cumhurbaşkanımız demokratık parlamenter sıstem içinde herkesin görüs ve düşüncesını açıkca koymasının doğal olduğunu vurgufamışlardır Sayın Cumhurbaşkanı Gıresun'da halka hıtaben yaptığı konuşmada Demokrasıde, sıyasi partıler sistemin vazgeçilmez unsurları demışız ve bunu anayasaya koymuşuz. Bu çekışmeler vatandaşa ıntıkal etmemeli Vatandaş bunu dınlemelı, doğruyu eğrtyı kendısı takdır edıp karar vermelf demışlerdır." Ben de 'onları dınleyip aman bu kardeşliğinizi bozmayın' cümlesinde 'onlar'dan 'parti liderlerı1 nin amaçlandığını anlamıştım. Doğallıkla herkes de böyle anladı sanırım Sayın Evren'ın adına yapılan açıklamada 'doğruyu eğriyi takdir' etme hakkının yurttaşa tanındığı gerçeğının yer alması elbette ki memnunluk vericıdir. Zaten bunun tersi de düşünülemez. Ben de 5 Mayıs günü yayımlanan "Kimler Dınlenir ya da Dinlenmez?" başlıklı yazımı şöyle bitirmiştim: "Halkımız herkesi dinleyecek; liderleri, yazarlan bılım adamlarını, sanatçıları, politikacılan... Herkesin düşüncelerini öğrenecek. Kendi verecek son yargıyı Hiçbir şey okumadan, dinlemeden, öğrenmeden yararlı bir yargıya, bir karara varılamayacağı apaçık bir gerçek değil mı?" Sayın Evren'in bu görüşte olduğunu Baransel'in açıklamasıyla öğrenmiş olduk, sevindık. Kalabalıklar karşısında yapılan konuşmalarda kişi ister istemez metın dışına çıkar. O coşku, o alkış, o gürültü arasında deneyimsiz poIrtikacılar düşundüklerinden daha ötesini söyleyıverıyorlar! Gerçi Sayın Evren'i deneyimsiz saymak biraz yanlış; sekiz yıldır o kadar çok konuşma yaptı kı, böyle ters anlama gelebilecek sözler söylememesi gerekir... Demek ki oluyor! Kalabalıklar karşısında en rahat, en dengelı konuşma yapan tek polıtika adamı bence Sayın Erdal inönü'dür. Kendini coşkuya kaptırmıyor. Sağduyu, her konuşmasında ağırlığını duyuruyor. Bugüne dek coşkulu politıkacılardan çok çektik! Ağızlarından çıkanı kulaklan duymayan insanlar sonraları 'biz bu anlamda konuşmadık' derler, ama olan olmuştur! Tüm ulus o ilk sözleri duymuştur, onların etkisine kendini kaptırmıştır. Kalabalıklar karşısında coşkuyla değil de akıl ve sağduyu çizgisinde konuşanlara daha çok güven duymak doğaldır. Sayın Evren 12 Eylül sonrasında pek çok konuşma yaptı. Adalet önünde yargılanan ınsanları, örgütlerı suçladı. Kı, bunu yapmaması gerekirdı. Anayasa oylamasından önce tek yanlı bir propagandacılığın öncüsü oldu. 'Mavı' rengi bile düşman ilan etti! Ataturk'ün gözlennin, gokyüzünün mavi olduğunu söyleyenleri bile nerdeyse 'hain' saydı!... "Onları dınleyip aman bu kardeşliğı, bu bırlik ve beraberliğinizi bozmayın" cumlesi söylendı mı söylenmedı mi? Söylendiği ortada!.. Bu cümledeki 'onlar' kim? Parti liderleri!.. Bir Açıklama Üstüne... "Ben yaptığım herşeyi halkımlo birlikte yaptım." FİKRİ SÖNAAEZ Arkadaslarin Dostlann ve halkın seni unutmayacak. 19381985 THY A.O.'NA PİLOT YETİŞTİRİLMEK ÜZERE SINAVLA ELEMAN ALINACAKTIR A. SINAVA KATILABİLME ŞARTLARI: 1. T.C. vatandaşı olmak. 2. Dış ulkelerde pılotaj eğitımını takıp edebılecek sevıyede Ingilizce lisanına sahıp olmak. 3. a) Umversitelerin elektrık, elektronik, makina. uçak ve bilgısayar muhendisliğı bölumlennden mezun olmak. b) Matematik, fizik mühendısliği, kimya rnuhendisliği, endustri mühendisliği bölümleri ve>a iktisat, işletme fakultesi (açık oğretim fakültesı hariç) mezunu olup bilgısayar lisanına iyi derecede vakıf olduğunu belgelemek. 4. 4.5.1988 tarihınde 21 yaşını bitirmi; ve 31 yaşından gün almamış olmak, (son 3 sene içinde yapılan yaş tashihleri kabul edilmez.) 5. Boy 1.65 cm'den kısa, 1.90 cm'den uzun ve boy kilo arasında aşırı farklılık olmamak. 6. Sağlık şartları Uluslararası Sivil Havacıhk Teşkilatı'nın (ir^AO) Annexl'deki havayolu nakliye pilotu şartlarına uygun olmak, (aday bu raporu belırtılecek hastanelerden kendi imkânları ile temin eder.) 7.Herhangi bir kuruma hizmet taahhudu allında bulunmamak. 8. iyi hal sahıbı olmak ve pilotluk mesleğıne alınmasına engel bir durumda bulunmamak. 9. Daha önce THY A.O., Sılahlı Kuvvetler ve diğer havacıhk kuruluşlarındaki görevlerinden disıplınsızlik, sıcil yetersizlıği ve sağlık nedenlerinden ayrılmış olmamak. 10. Ortakhktaki II. pilot temel eğitımı hariç olmak uzere ortaklığa en az 15 yıl mecburi hizmet >oıkumluluğu kabul etmiş olmak. B. BAŞVURU ŞEKLİ: Yukarıdaki niteliklere uygun adayların, nüfus cuzdanı suretı, tahsil belgesı ve (3b) maddesine uyan adaylar için aynca bilgısayar lisanına iyi derecede vakıf olduğuna dair belgelerin ekli olduğu ozgeçmişlerinı de ihtiva eder bir dilekçe ve 2 foto|rafla birlikte 27.5.1988 tarihine kadar 08.3016.00 saatleri dahılınde aşağıdaki adrese şahsen başvurmaları gerekmektedir. (Tatıl gunleri hariç) C SINAV YER VE ZAMANI: Sınav/mulakat yer ve zamanı başvuru anında adaylara bildirilecektir. ADRES: THY A.O. Genel Mudurluğu Personel Başkanlığı Cumhuriyet Cad. 199 HarbiyeISTANBUL Belçika'dan Devrimci Dostlan adına Ali Savaş KİTAPSEVERLERE MÜJDE! irHaşet Kıtabevi run geleneksel indirımh kitap kampanyası başladı. iıTürkçe ue yabancı dilde bütün kitap ve dergilerde % 10'dan % SO'ye varan indırim •kAynca sabit fıyatlı kitap paketlen. •kBütun kıtapseverlerı kampanyamıza davet ediyo^uz Utanbul: Utiklâl C«d. 469 BeyogluİST. Ankara: Ziya Gökalp Cad. \TC KızılayANK. İzmir: Cunhuriyet Bulvarı 14OCİZMİR BAŞSAGUĞI Arkadaşlarımız Nurettin, Emine, Mine, İdil Pirim'in annesi, değerli büyüğümüz Celal Pirim'in eşi SABAH£T PİRİM'İ kaybettik. Acılarını paylaşıyoruz. ARKADAŞLARI U Ç BJUYU BugünlerHe ne yapıa biliyor rr|usunuz, si bir KlP'e |elin! Turkiye'de çağdaş efkeğin yaşâmmda yerl utan "Üç Büy6kler"den fc::J: ^ 1 Ü İ konu biljflsayarsa I ve akıla giyimse ko Yeni bir înevsimin aştnda, bigunlerde, iz bir KlPf gelin "Uç Büy£kler"in iy ; rahat vefakılcı giyi olanını KlP'le yenilenin! % i K1P M0DA MERKEZLERİ İSTANBUL Bevoğlu Osmanbey Erenkoy Beşıktaş Kadıkoy Bakırkoy Yalova ANKARA Bakanlıklar Kızılay IZMIR Alsancak Konak ADANA ANTALYA AMASYA ÇANAKKALE DIYARBAKIR EDIRNE ERZURUM ESK1ŞEHIR 1SKENDERUN KARADENIZ EREĞLI KOCAELI KONYA R1ZE SAMSUN ZONGULDAK Karabuk K1P 1988 UkbaharYaz Koleksıyonu ndan: Mohaır yun takım etbıse. Oxtord pamuklu gomlek Saf ıpek kraval Sayisı: KIP 1988 .enıhğınden bırkaç omek Tumu, vurt çapındakı KIP Moda MerkeıİCTinde