Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/8 HAVA DURUMU l»leteorato|i Genel Mudurluğu rvden aknan bıigıye gore yurdun kuzeybat ke sımlen pa/çalı Dulutlu Trakya Marma ra Kuzey Ege Batı Karadenız ve Iç Ana dokı nun kujeytatsı yağmurtu gtçecek HA/ASICAKLIĞI Yutdım kuzeybatı ke smlennde dejışmeyecek Ötetoyerler de bırız artacak RUZGAR Guney ve batı yonlerden hafif arasıra orta kuv ffitte yurdjn kyjeybatı kesmlennde kuvvetlıce esecek Denızlerde Marma ra Ege Batı Karadenız ve Batı Akdenı? de kıble ve lodostan Ooğu Akdenız ve Dogu Karadenızde kıble ve gundofiu sundan 35 kuvvehnde saatts 1021 de nız mılı Marmara ve Kuzey Ege ve Batı Karadenız de yer yer 6 kuvvetınde saat te 27 denızmıh hızla esecek 0ENI2 A Y A B A Y A A A 8 Balıkesır Y A B*cık A Mutedıl Marmara Kuzey Ege ve Balı Karadenız de yer yer kaba Bngöl A Jalgalı dalga yukseklığı 1 2 5 Marmara Kuzey Ege ve Batı Ka Bıüs Y Bcftj radenızde yer yer 3 metre dolayında olacak Van GoUı nde hava Y Bursa parcalı buiutlu geceoek Ruzgar dogu yonlerden hafif araara orta Çanaktate Y kuvvefle esecek Gol rtafit calkantıh otacak Gorus uzaklığı 10 km Conjm A B Denclı dolayında bulunacak HABERLERİN DEVAMI TÜRKIYE'DE BUGÜN ZP 8° Dıyarbalor A 19° 4°Manısa B 16° 6°KMaras 18° 11° &Jme A 17° O°Mere«ı 17° 5°Erancan 18° 4°Er2iıram A 7° KPMugla 13° S° E*ış«h« 18° 4°Gaa««P A 8 ° 5°Nı#te A 17° 7°0r*j 21° «Purtsun 20° 8° Gumustane A 13° 2° ta 15° 3° Hakfcân A 8° 7° Samsun 19° 9°lsarta A 18° 4°S«n 17° 5° Istanbol 8 18° 10° Sınop 16° 2° \mw B 20° 11° Snas 14° 1° Kars A 6° 8° letardaO 10° 3° Kasamonu Y 17° 3° Trabam 16° 5° Kaysen A 16° 1° üınaHı 17° 7° Kıridareh B 16° 6°Uşak 18° 11° Konya A 18° 2° Van 17 «PKuHhya Y 18° 4°Yozsat 19 8°Malatya A 17° 0° Zongutdak Amsterdam Amman ADna Ba0dat Bartefona Basel Bdgrad Bertn Bonn Brulsel Budapeşto Onevre Crayr Mde Dubaı Fraıkfurt 2 NİSAN 1988 DÜNYA'DA BUGÜN B 12° A 25° Y 14° A 24° B 13° B 7° Y 12° B 9° 8 12° B 8° Y 9° B 7° A 22° A 30° A 30° B 8° A 22° K 4° Hefcınto A 27° Krtvt Kopenhag Y 7° B 9° Kökı A 21° Leftoşa Lemngrad B 3° Londra Y 11° 8 13° ttadnd Moskon Murih NewYork Oslo Pans Prag Rıyad Roma Sotya $am WA Tunus Ventdık Vtyana Zunh B 7» B 0" B 9° A 14° K 0° B 13° Y 9° A 32° B 19° Y 16° A 25° A 26° A 27° Y 11° B 15° B 7° Y 18° B 7» MEHMED KEMAL POUTIKA VE OTESI Kitap Armağan mıdır?.. Kültür ve Turızm Bakanlığı bır bankanın da katılımıyla bır kütüphanecılık haftası düzenledı Kıtabı sevmek, ona saygı duymak güzel bır şeydır Hele buna bır de bır bakanlık onayak olursa Ama bılırım kı, bızde, resmı makamlar yılla'dır kıtap düşmanıdır Kıtap yüzünden çok kışının başı derde gırmıştır Mahkemelere verılmış, hapıslerde yatmış, parasal olarak zararlar gormüştür Hele her askerı darbe dönemınde kıtap sılahtan daha tehlıkelı sayılmıştır Evler basılmış, kıtaplar toplatılmış, kamyon kamyon taşınarak ya yakılmış ya da yeniden kâğıt yapılsın dıye fabrıkalara gönderılmıştır Bütün bunlar unutuldu mu kı Kültür ve Turızm Bakanlığı 'En lyı Armağan Kıtaptır' dıye kıtapçılık haftası düzenlemektedır' Ülkemızde baskı, dızgı, kâğıt fıyatlarına bakın, ınsanın dudağı uçuklar Iktıdardakıler de durmadan her fırsatta kâğıda, kıtap araçlanna zam yapmaktadırlar Bır ınsanın alım gucune gore hesaplanırsa en pahalı kıtap ülkemızdedır Duz para olarak bakıldığı zaman belkı bızde kıtap ucuzmuş gıbı görünür Ama bır ınsanın gelırıne göre oranlanırsa kıtap ateş bahasınadır Bakanlıklar hıçbır zaman bu kıtap sorununa el atmamışlardır Hatta ıktıdann kültür polıtıkasına bakıldığında hıç de yardımcı olmazlar 'En lyı Armağan Kıtaptır' haftaları düzenlemek bır gösterıştır Bakın adlıyeye verılmış kıtap, yayın, dergı, gazete davalanna mılyarlarca lıralık para cezası, yüzlerce yıllık hapıs cezası ıstenmektedır Basın, yayın, kıtap özgurlüğünü kısmak ıçın yasa tasarıları hazırlanmakta, halk cezaların arttırıldığını çakmasın dıye nıce tuzaklar kurulmaktadır. Basın Yasası da yetmıyor, Kedenı Yasa'da cezalandırma yoluna gıdılıyor Şeytanın bıle akıl erdıremeyeceğı dümenler çevrılmek ıstenıyor Şımdı dıyor kı Sayın Bakan mektubunda, "Türk toplumunun bır bılgı ve becerı toplumu halıne gelmesının başlıca yaygın ve etkın aracı kıtaptır" Turk toplumunun bılgı ve becerı aracı kıtap, ama kıtap ne dıye toplatılıyor? Kıtap ne dıye kovuşturmaya uğruyor? Ne yazarsa yazsın alt yanı bır kıtap, ne zararı olabılır kı? Kıtap sahteçek, sahte bono, sahte senet, batmış şırket hıssesı değıl kı Bır yanda bır bıldırıye venlen hapıs cezası var onlarca yıllık Bır yanda sahte çeklere, sahte senetlere bakış var Aldırmıyorlar bıle Bankaları batırıyorlar Basımevlerının kapısına kılıt asılıyor Bakan1 ın söyledıklerını bız söylesek ne olur'? Gene Sayın Bakandan tümceler aktaralım "Bır ülkenın bılımsel ve kültür hayali yıllık uretttğı krtaplarda yansır ve aynı zamanda kalkınma düzeyını gösterır Kıtabı ınsanlarımızın günlük yaşamının bır parçası, refah ve mutluluğun, topyekun kalkınmanın bır aracı halıne getırmek zorunlulugu vardır" Böyledır dıyelım Kıtaplar tehlıkelı sayılırken hâlâ sol, sağ dıye ayrılıyor Solun klasık yayınları hâlâ suçtur Solun klasık yapıtlarını halkımız kendı dılınde okumaktan yoksundur Şımdı Bakan'ın eleştırel tümcesını olduğu gıbı alalım "Toplumumuzun bılgı ve kıtaba, kıtabın ve bılgımn ıse toplumumuza egemen kılınabılmesı, ınsanlarımızın gunlük hayatta onunla ıçıçe yaşaması bırleşmesı ıle mümkündür Oysa yıllık kıtap üretım ve tüketımıne bakıldığında ıstenen düzeye ulaşamadığımız görülmektedır Bu durum, kıtapçılık sektörunün gelışmemesı ve Türk ınsanının okuma zevk ve alışkanlığı edınememış olmasının hem sebebı hem de sonucudur" Boyle mO Böyle ıse kıtap, yayın, okuma, yazma doğrultusunda butün bu engeller, tuzaklar nedır? Kım kımı kandırıyor'' Sayın Bakan, Suleyman Ege adlı yayıncının başına gelenlerı bır dınlese ne olur' Boyle mektuplar yazmaya, tuzaklara salmaya elı varır rnı? A ac« B butuikı K kart S SJSI Y UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM Işçinin gündemi: Demokrasi Yılmaz: Ozal korkuyor ŞÜKRAN KETENCİ Turklş Başkanı Şevket Yılmaz'a göre gerçek demokratık bır ortam Özal'ın uykularını kaçınyor Aynı ekonomık felsefenın kaçınılmaz sonuçlan ortaya çıktığında Turk sıyasal yaşamında başka başka kışılerın de uykuları kaçmıştı O tarıhlerde de kabahat demokrasıye atılmak ıstenmıştı Bu nedenledır kı gerçek mucadele demokrasıden yana olanlarla olmayanlar arasında suruyor Turklş, çoğulcu ve özgurlukçu demokrasi yolunda adım adım yuruyor Turklş Başkanı, Özal'ın lıberalızrn şarnpıyonu olduğunu anımsatıyor "1950lerde de liberalizm yaşanmadı mı" sorusunu yonelttıkten sonra özetle şöyle devam edıyor "Ma>ıs 1950'de TBMM'de hukumet programı okunurken >enı (duzen) şu cumle ile orta) a konuyordu: ( tktısadı sahada devlet sektörünü mümkun olduğu kadar daraltmak, hususı teşebbus sahasını mumkun olduğu kadar genışletmek temel prensıptır ) Ozal 1988de ne diyor. ( Ekonomırun tabtı kanunlan ıçınde gelışmesını sağlamak üzere, ülke menfaatlerı doğrultusunda müdahale ve tahdıtlenn asganye ındırılerek rekabet şartlarının hâkım kıbndığı serbest pıyasa ekonomısımn uygulanması sıstem tercıhjmızdır ) 1982 Anayasası'run konıyucu şemsıyesı altında kaynaklar ozel kesıme aktanlıyor." Bır başka ornek özelleştırme 1950'de hukumet programında ( Amme hızmetı karaktennı haız olmayan sahalarda ışletmeye gınlemeyeceğı gıbı, muhtelıf sebepler altında kurulmuş olan ışletmelen, amme hızmetı gören ve ana sanayıe taalluk edenler harıç, muayyen bır plan dahılınde elverışlı şartlarla peyderpey hususı teşebbüse devretmeye çalışacağız ) deniliyordu. Çalışmalar da yapıldı. tlk planda (pamuklu ve yünlu dokuma fabrıkaları)nın elden çıkanlması duşunuldu. tşadamlan neredeyse de>rın parasız olmasını istediler. Satış fıvatı kadar kendilenne kredi açılması gerektigım sa\undular. Bugun Ozal, a\nı işlemi Turk ekonomısınin en buyuk (reform) hareketı olarak ılan ediyor. Gundemde Sumerbank var, çimento fabnkalan var.. Hangi reformdan soz edi>or? Vabancı sermayejı teşvik, tunzmi teşvik.. Hep a>nı çark. Bu orneklen gelıştirmek. çogaltmak mumkundur." Şevket Yılmaz, yenıden, "Ozal ve Ozal zıhnıyeti Tiırkiye'yi nereye goturtnek istiyor" sorusuna dönüyor Bunun düşunülmesını ıstıyor Şunları söyluyor "tşi i>i bilen adam: tş bitiricfler ne yaptı son dokuz vılda?.. Ozdlikle 1983den bu yana ne yaptı? Andık 1979 ile ocak 1988 arasında fiyatlar tam on sekiz mısli arttı. Enflasyonun kontrol altına alınması hedefi kelımenin tam anlamıyla iflas ederken gelir dağıh•nındaki adaletâzlikier gjderek bu>udu. Halk voksullaşırken koşeyi donme kural otdu. Reel ucreüer sadece 1984'den bu yana ° o 36 geri7 ledi. Ucretlılenn payı % 33'lerden ^o lTkre duştu. (Borçlanabıldığın kadar borçlan) seruvenı ıçınde 13.6 milyar dolar olan dış borç, son dokuz jilda, 1988 başına kadar 40 railyar dolara tırmandınldı. Turk Lirası a>nı sure ıçınde dolar karşısında tam 25 mısli değer yitirdi. Iç borçlanma, butçenın normal gelirtenni yutacak duzeye ulaşü. 1979 sonunda 192S milyar olan iç borçlar 1988 başında 12 tnlyon lirayı aşü. Butçe açıgı son 9 yılda cari fiyatlarla 60 mısli arttı. tmalat sanayii >atınmlan duracak noktaya geldi. İşsizlık ° o 21'lere ulaşü.. (Iş " bılenın) yaptığı budur. Gerisi lafı guzaftır." Yılmaz, bunun Turk mületının gördüğü bır film olduğunu söyleyerek "Senaryo aynı, aktorler farklı" dıye vurguladıktan sonra demokrasının bu düzenın devamırun önundekı en büyük engel olduğuna ışaret ettı Şöyle devam ettı "tşci hak ve ozgurhıklerinin tam olarak lanındığı, grevü serbest toplu pazarlık hakkının engelsız kullanılabildıgı, tum kamu ozgurluklerinın, basın ozgurluğunun işlerhgınin sağlandığı bir ortam Ozal'ın uykulannı kaçınyor. Turk sıyasal yaşamında a>nı ekonomik felsefenın kaçınılmaz sonuçlan ortaya çıktığında başka başka kişılerin de uykusu kaçmıştı. Sermaye ve onun destekçileri, o tarihlerde de kabahatı demokrasıye atma \olunu seçmeye kalkışmışlardı. Bugun işlelraemekte birleşiyorlar. Mevcut kısıtlamalarla idare edilebıldığı olçude ıdare etmek.. Mevcut somunıyu olduğunca surdurmek.. (12 Eylıil öncesı), (ara rejım) gıbi tehdit kokan yakıştırmalan imkân bulduğu her ortamda sıyaset sahnesıne surmek.. Başbakan, bellı kı politıkasının ıflas ettığı. daha genel bır ifade 0e (denızın sonunun yeniden görılnduğu) şo gunlerde işte bunlardan medet umuyor ve Turk millerj de her gun yeni bir çelişkiyi yaşıyor." Yılmaz, TurkIş'ın çoğulcu ve özgurlukçu demokrasi yolunda adım adım yuruduğunu, demokrasi yı yaşatacak kurumlardakı tahnbaü, önce devlettekj tahnbatı önlemeye çalıştığııu söyledı. Goruşlenm şöyle noktaladı "Turklş (sosyal devlet), iktisaden guçsuzu konımak ve kollamakla odevli devlet yeniden kurulsun ısüyor. tşçi hak ve ozguriuklenndekı haksız, antidemokratık kısıtlamalann kaldmlması için mucadele venyor. Tum çahşanlann, koylunun, emeklınin, dulun, yetımın çıkmazlannı çozmeye çalışıvor. Bu nefes ısteyen bir mucadeledır. Bunda hıç kuşku yok. Ama aşılacakur. Demokrasıden yana olanlarla karşısındakıler arasındakı mucadele, er ya da geç birincıler lehınde sonuçlanır. Tanh bunun sayısız orneklen ıle doludur." Bağdat Patt/'ndan bugüne kadar, Pentagon stratejisı hıç değışmemıştır Turkıye'dekı kargaşalar ve rejım değışıklıklerınde bu stratejının azımsanmayacak payı vardır Turkıye, NATO'ya gırdıkten sonra, Ortadoğu'da Pentagorv un gırışımı ıle Sovyetler'e karşı bır guveniık sıstemı" oluşturulması düşunüldu 24 Şubat 1955 günu, Turkıye ıle Irak arasında "Bağdat Paktı' ımzalandı Bır yıl sonra pakta, Ingıltere Iran ve Pakıstan da katıldılar Sovyetler'e karşı ABD güdumundekı guveniık sıstemı" oluşmuştu Mısır Devlet Başkanı Nasır, pakta karşı çıkıyordu ABD ve Ingıltere de Mısır'a karşı 'sılah ambargosu" koymuşlardı Bu gergınlık, Süveyş kanalı sorunu ıle butün dünyayı bır savaşın eşığıne kadar süruklemıştı Mısır, Sovyet yanlısı bır sıyaset ızleyerek Suveys sorununu çözumlemıştı Bağdat Paktı Ortadogu'dakı ABDSovyet çekışmesınde ABD yanını oluşturmaktaydı 1958 Lubnan olaylarını anımsayın O tarıhlerde, Lübnanda karışıklıklar baş gostermeye başlamış, bu kargaşa üzerıne Cumhurbaşkanı Chamoun Amerıkalıların, ulkesıne asker göndermelerını ıstemıştı Başbakan Adnan Menderes'tn Irak'a asker gönderme kararında olduğu, bu kararından guçlukle vazgeçırıldığı sonradan anlaşılmıştı 21 Ağustos 1958 gunu Dışışlerı Bakanı Fatın Ruştu Zor/u'nun TBMM'de yaptığı konuşma, Türkıye'nın o gunlerde bır savaşın ıçınden donduğunü gostermeye yeterlıdır Bugun Ortadoğu'da dengeler değışmış, Mısır, Sovyet etkı alanından çıkmış, Pentagon yörungesıne gırmıştır Iran molla rejımı altındadır Irak ve Iran, sınırlarımızın hemen otesınde kanlı bır savaşa tutuşmuşlardır Pakıstan, Islamcı bır askerı rejımle yönetılmektedır Pentagon, Turkıye ıle ılışkılerınde Suudı Arabıstan kanalını devreye sokarak, eskısı ıle kıyaslanmayacak ölçude ılerı adımlar atmıştır Ortadoğu'nun bu sıyasal coğrafyasında "Kürt sorunu" Kurtuluş Savaşı'ndan once ve sonra nasıl ABD ve Ingıltere tarafından Türkıye'ye karşı kullanılmışsa, bugun de aynı sorun ABD tarafından kullanıhyor Bundan hıç kuşku yok 197O'lı yıllarda ABD Irak'takı Sovyet etkısıne açık BAAS rojımını yıkmak ıçın Kürt ısyancılara sılah yardımı yapmış, Kürt lıden Barzanı, Pentagon'ca açıkça desteklenmıştır "Kürtsorunu" bugün Iraklran savaşında da hesaba katılması gereken bır duyarlı konudur Ortadoğu, ABD ve Sovyet çıkarlarının çatrştığı bır alandır Ki'i'er bu çıkar çatışmasında bugün geçmışte görülduğu gıbıAmerıkalılar ve Sovyetler tarafından bırer koz olarak kullanıhyor "Kerkuk sorunu" bu bağlamda değerlendırılmelıdır Pentagon Iranlrak savaşında Türkıye'ye "Kerkuk"u bırakarak ülkemızı Ortadoğu dakı savaşa suruklemek ısteyebılır Boyle bır oldubıttı, Turkıye'yı yaimzca Korfez'de savaşa süruklemekle kalmaz bu savaş, Türkıye'ye verılmek ıstenen "petrol bekçılığı' rolunu de zorunlu hale sokar Turkıye nın karışacağı bır savaş, ülkemızde rejım değışıklığı başta olmak uzere, daha bırçok sorunu da ıster ıstemez gundeme getırır Turkıye, Körfez Savaşı nda Amerıka'nın "tasamn"u değıldır Turkıye sıyasal partılerı sağlam kurumları ve kamuoyu ıle boyle bır seruvenden uzak tutulmalıdır Baştürk: Kararlı olmalıyız ŞÜKRAN KETENCt DİSK Başkanı Abdullah Başturk mevcut sıyası hukumetın, uyguladığı ekonomık modelın gereğı olarak süreklı ışçı sınıfı ve emek gruplarını sömurduğunu söyledı Bu anlayışın uretuğı ekonomık, sosyal ve kulturel plandakı tahrıbatın temızlenmesının her geçen •gün zorlaştığına ışaret ettı "tşçi sınıfının ayağına vurulan prangayı, ağzına çekilen fermuan kırıp atraak, mucadeleye daha kararlı girmek mecburıyeti vardır" dedı Abdullah Başturk bugun gelınen noktayı değerlendınrken şö>le konuştu "Bugun devleti de geçirmiş olan sermaye sınıfı ve onun göstermelik iktidan, işçi sınıfının ciddı bir savaşımını ve kararlılıgını gormedıkçe geri çekılmevecege benzıyor. Tabıi kı temelde ulkenuzde demokrasi ve onun kurallan \oktur. tşçi sınıfı ve emekçı gruplarımn gundeminin bırinci maddesı demokrasivi yeniden ınşa etmede kararlı bir siyasal orgutlenme ışine gırmelerinı kaçınılmaz kılmaktadır." Başturk seçımlerden sonra yapılan zamların ışçı sınıfı ve emek gruplarımn süreklı sömurulmesırun en açık ve en son göstergelerı olduğunu belırterek şöyle devam etü. "Vasıtalı vergiler surekli gundemde tutularak çok kazanandan çok, az kazanandan az vergı değil, vergi yukunun buyuk ağırlıgı etnekci kesime yukknerek çıkış >olu aranmaktadır. Enflasyon azgın biçimde surgıt devam etmekte, işci ve emekçüer de her gun bıraz daha yoksullaşmaktadjr. 1980 yılı ortalanna baktıgımızda bır dolar 40 lira iken bugun 1300 lıraya yukselmiştır. Dolar 32 katı artarken işçı ucretlerinin ve satınalma gucunun nerelere duştuğu hepımızın gozlerinin onundedır, Bo\lesı bır talanın adı işçi ve emekçı gruplanm vahşıce somurmekten başka bır şey olamaz. Bu voksullugun, bu fukaralığın vanında, kavbettığımiz ekonomık ve demokratık haklan bedel olarak koydugumuzda, Turkiye işçi sınıfı ve emekçilerinin kayıplannın hangi boyutlara ulaştıgı gorulur." Başturk, Başbakan Turgut özal ve Çalışma Bakanı lmren Aykutun çalışma yasalarında sırurlı değışıklıkler hazırlığı ıçınde olduklarını, bu çabamn ışçıye hak vermekten çok Uluslararası Çalışma Örgütü'nde hesap vermekten kurtulmaya yönelık olduğunu söyledı Anayasa'mn temel sendıkai haklan kısıtlayan hükumlerı yururlukte ıken ILO'da kalmamayacağını, makyaj değışıklıklerım Avrupa'ya yutturmarun mumkun olamayacağını belırten Başturk, "Turkiye çok cıddi bir biçimde ILO'nun kara listesine girme tehlikesi ile karşı karşıyadır" dedı Başturk, ışçı sınıfının ve emekçı grupların sömurülmesı duzenını bu ekonomık modeh değaştırecek köklu değışıklıkler olmadan, ışçılerı, emekçı kıtlelen aldatmaya yönelık kısır önlemlere, tuzaklara aldanılmaması gereğı ve önemı uzerınde durdu. Ozal'ın gerçeklerı saptırma ve elınde tuttuğu TRT, başta kamuoyu araçlan ıle kıtlelen yanıltma yeteneğıne ışaret ederek ışçı sınıfı ve emekçı kıtlelere, oynanacak oyunlar karşısında uyaruk davranmalan ıçın çağrıda bulundu DtSK Genel Başkanı devamla, özal ekonomısıne yönehk genel değerlendırmesını şöyle yaptı; "24 Ocak kararlannın uygulanması ve ekonomının dışa bagımlı hale getirilebümesı, sanayıleşmenin durdurulması, yeni iş alanlannın açılmaması bılınçle uygulanan ve dışa bagımlılığı perçınleyen bir anlayıştır. Bu anlayışın urettiği ekonomik, sosyal ve kulturel plandakı tahribatı temizlemek de her geçen gun bıraz daha zorlaşmaktadır. Elımızi çabuk tutmanın zorunlulugu vardır. İşçı sınıfının ayagına vurulan pranga, ağnna çekilen fermuan kınp atmak ve seslerini yukselterek mucadeleye daha kirarlı gırmek mecbunyetı vardır. Aksı halde sermaye sınıfının artımıza vurduğu semen ındıremeyh." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL r> "Keseneklerimi geri aldım 1) En az w o 40 oranında sakatlıkraporunadayanarak (en az 15 yıl hizmet) Emeklı Sandıgı'ndan emekli olup vefal edenlerin emekli maaşlan, dul ve yetimlere de kalır mı? 2 T.C Emekli Sandıgı'na baglı gorev başlamadan once 19651967 yıllan arasında kendi emekli sandığı olan özel bir bankada 2 >ıl çalıştım. Sonra bu keseneklerimi geri aldım. Bu hizmederimi nasıl ihya edecegim? Bana maaş yonunden bir yararı olur mu? S.A. YANIT: 1) 2889 sayılı yasa uyannca "Sakat olup sakatlarla ilgili mevzuattan yararlanmaksızın" TC Emekli Sandığı kapsamındakı "gorev lere gıren ve bedensel ve zıhınsel yeteneklerındekı eksıkhk nedenıyle çalışma guçlerını en az <o 40 oranında yıtırdıV ğı sağlık kurulu raporu ıle belgelenen ve 15 yıl ve daha fazla fuh hızmetı olanlar" yasanın malulluğe ılışkın hukumlennden yararlanmaksızın, ısteklerı uzenne emekli olabılırler 15 yıllık fub hızmetı olup sakathkları nedenıyle emekli olmaya hak kazanmış >a da emekli olanların olumlennde dul ve >etımlerıne ayhk bağlanır. 2) Çeşıtlı sosyal guveniık kurumlarında geçen hizmet surelennın bırleştırılmesını sağlayan 2829 sayılı yasa uyannca bır sosyal guvenlık kurumu ıle ılışkısı kesıldıkten sonra bır dığer sosyal guveniık kurumunda sıgortalı >a da ışurakçı olanlann öncekı kurumda bırıkmış prım ve keseneklerı geri verılmemekte ve toptan ödemelerı de yapılmamaktadır "Ancak: A) Kesenek, prım veya toptan odemelerını aldıktan sonra dığer kurumlardan bınnde "sigortalı ya da iştirakçi olanlar geri aldıkları prim ya da keseneklerı emekli olmak için başvuru" tarıhınden en az altı ay once "aldıkları kuruma" aldıklan gunden yatıracaklan gune kadar hesaplanacak °Ia 5 faızı ıle bırlıkte yatırdıklannda hızmetlen "ıhya" edılır ve bırleştırılır 1 Ocak 1988'den gççerlı olarak "fiili ve itibari hizmet toplamı 25 yıl olanlara" bağlanmış ve bağlanacak emekli, adı malulluk ve vazıfe malullugu aylık bağlama oranı ""o 75 olarak belırlenmıştır. 25 yıldan eksık her tam yıl ıçın • 1 ındırım ve 25 yıldan % fazla her tam yıl ıçın *< 1 artırım yapılmaktadır *> Ozel emekh sandığında geçen ıkı >ıl birleştırıldığınde emekli aylığınız % 2 oranında yukselecektır SORL: Hayali ihracata (Baftara/ı 1. Sayfada) dakı ıstatıstıklerın gözden geçırıldığını söyleyerek, kayıtlı rakamlara göre bölgeden 34 mılvon dolar tutannda ıhracat yapıldığını so>ledı Bununla, ha>ah ıhracatın ha\ah belgelerle >apıldığı ve resmı ıhracat rakamlanna gırmedığı bıldınldı Bu arada Kaş Gumruk Memurluğu'ndakı tum belgeler, Kaş posıanesınden 19 küo gelen bır kclı>le Ankara'>a goturuldu Çoğu parça olan sanayı ürunu \e patatesı ıçeren ha>alı ıhracat olavının, Ankara'da burokrasının ust kesımınde buyuk yankı uyandırdığı belınılıyor Olayın, Malıye \e Gumruk Bakanlığı Gumrııkler Genel Mudurluğu Kontroloru Turhan Yuksdoğlu'nun ıncelemesı sonucunda orta>ia çıktığı ve Yukseloğlu'nun on raporunu Kaş Cumhunyet Savcılığı'na verdığı anlaşıldı Daha sonra mufettış ve savcılık Merkez Bankası'na a>rı ayrı yazı yazarak soz konusu 9 fırma>a vergı ıadesırun odenmemesı konusunda u>arıda bulundu Bunun uzerıne Merkez Bankası da bır genelge ıle butun şubelerıne ılgılı fırmaların adlarını vererek bu fırma lara herhangı bır odeme yapılma masını ıstedı Merkez Bankası'nın ayrıca, hayali ıhracat soruşturma larını yurutmekle gorevlı DPT Teşvık ve Uygulama Daıresı Başkan lığı'na da bır yazı yazarak durumu bıldırdığı oğrenıldı Konunun Teşvık ve U>gulama Daıresı Başkanlığı'nca da ıncelenmekte olduğu behrtılıyor ma>an bu habere üışkin ibracat bılgılerınin kamuovuna duvurulmasında >arar gorulduğu bildinlmiştir" denıldı DlE'run açıklamasında, ocak ve şubat a>larında Malta, Avustur>a \e Ingıltere'ye >apılan ıhracat rakamları şövle 1988 ocak Dolar Malta A\usturya Ingıltere 253 000 9 648 000 34 993 000 1988 şubat Malta 445 000 Avusturva 10 964 000 Ingıltere 35 943 000 DtE'nın "Kaş Gumruk Mudurluğu" ıfadesını kullanmasına karşın Kaş'takı gumruğun mudurlük değıl "raemurluk" duzevınde olduğu oğrenıldı Gumrukler dekı mudurluk \a da memurluk duze>ı, o gumruğun ış kapasıtesını doğrudan etkılıyor Tunç: Gündem genel grev ŞÜKRAN KETENCt Türklş'ın eskı Genel Başkanı Halıl Tunç'a göre çalışanların gundemı, ülkemızde uygulanmakta olan ılkel ekonomık ve sosyal polıtıkalara son verecek ve çağdaş polıtıkaların uygulanabıldığı bır ortama geçışm mucadelesı olmalı Bu aşamada Turklş'ın uyguladığı kademelı eyiem programını tutarlı goruyor Kalıl Tunç Özal'ın "Serbest pazar uyguluvorum" tezının aldatıcı olduğunu söyluyor Avrupa'dakı uygulama ıle hıçbır benzerlığı bulunmadığına ışaret ederek şoyle dıvor "Kâr, faiz, fiyat... Herşej serbest. Lcret dunduruluyor Avrupa'da ucrel serbest, malın fıyalı destekleniyor. Demokratık kurumlar ışlevlerını tam yerine getıremiyorlar. Toplumun çıkarları lamamen parlamenloya bırakılmış. Turkıye'de en etkilı >ol, toplusodeşme hakkının kullanılması gıbı gozukuyor. Ama Anavasa ve yasalar, bu hakkın kullanılmasını da engellıyor. Işte 1982 Anayasası'nın oluşturdugu çerçeve bu." Tunç, sorunların sadece Anayasa ve yasalardan kaynaklanmadığını, her şeyın planlarunış olduğunu, ekonomık ve sıyasal polıtıkaları belırleyecek butun kurumların etkılenmış olduğunu anlatıyor "Kamuoyu, toplum kendı çıkarlan ile ters koşullandmlmış. Iktıdann çıkarları ıle ozdeşleşen bir kamuoyu yaratddı" dıyor Ekoncmının çıkmazının grevlere, ışçı ucretlenne bağlandığını anımsaüyor Işçı aleyhıne, çalışanlar aleyhıne yaratılmış kamuoyu uzennde duruyor Ozetle şoyle devam ediyor "Ancak böyle bir ortamda 24 Ocak Kararları uygulanabilirdi. Bugun Turkiye'nin ekonomik ve siyası polıtikaa mutlu bir azınhgın elinde. Her turlu demokratık kurum ve kuralların ışlemesını kaldıracaksın, bunun adına demokrasi diyeceksın. Bu mumkun degildır. Toplumun çabşan kesımlen çaresizlik içındedır. Sosyal banşın surmesı ıçın gerekli butun yollar tıkanıyor. Adeta dinamıtleniyor. Turk toplumu hıçbir donemde boylesıne çaresiz, umutsuz bır duruma duşmemıştır. Turk toplumu cumhurıyet tarihımn en sıkıntılı, en çilelı donemını yaşıyor. Bu boyle devam edemez. Başta muhalefet partilen, kitle orgutleri, halkı umutsuzluktan kurtanp demokrasıye geçiş içın halkın tepkılerinı orgutieme yolu ıle toplumun kanşıklıktan kurtanlması gerekir." Tunç, ışçıler açısından yapılması gerekenler uzennde dururken, Turklş'ın geçmıştekı polıtıkasının tartışılmasında bır yarar olmadığını savunuyor Şunları söyluyor"Şu aşamada işçi kesimi, son 8 yılda, 60 yılda elde edemedıgi deneyimi yaşayarak kazandı. Geçmiştekı hatalannı, faturasını çok ağır odeyerek gordu. Bu nedenle geçmışi tartışraa yerine, geleceğe yonelik sağlıklı politıkalann nasıl uretılecegi, Turkiye'de demokrasinin tum kurum ve kurallan ile nasıl işletilecegi uzennde çalışma vapılması gerekıyor. Ulkemizde uygulanan ilkei ekonomik ve siyasal poliükalara son verecek ve çagdaş polıtıkaların uygulanacağı bir ortamın yaratılması yonunde uğraş verilmelidır. Bu aşamada Turkİş'in uyguladığı politika tutarlı ve sonuç alabilecek bır politika gıbı gozukmektedır. Ornegin eylemlerı kademelı olarak planlama çok yararlı sonuç alacaktır. Yemek boykolu çok pasıf bir eylem biçimi olmakla beraber yarartı olmuşrur. Işçinin kendıne guveıuni sagladı. Yoneticileri de cesaretlendirdi. Son aşamada da işçı, uretimden gelen ekonomiyı kullanma gucunu deneyecektir. Bu kadar tartışılması yapılmadan genel grev gundeme gelmelıdır. Ozal'ı durdurmanın başka olanagı yok. Ozal'ı caydırıcı ancak boyle guçlu bir eylem olur. Cumhuriyet tarihinde hiçbir başbakan bu kadar kustah olmamıştı. Toplumu, çalışanları, koyluyu hıçe saymamıştı. Ureteni dıkkate almadan, onu dışlayarak, onun hak ve ozgurluklerini kısıtlayarak uretımi surdurme olanağı yoktur. Bunu surdurmek toplumda tepkiyı geürir. Bu tepkinin işçı kesımı için en dogal sonucu ise genel grevdır." Halıl Tunç, karamsar olmadığını 5 yılda nereden nereye gelındığının ortada olduğunu soyledı Her şeyın dönuşu olmayan bır yola gırdığını savundu Şöyle devam ettı "Ozal da donuşu olmayan bır yoldadır. Kaygımız sadece kendisinı degıl, ulkeyı de felakete golurmesıdır. Onlar prenslerı ile ıki pasaportlulan ıle gıdebılır. Bu bu ulkede kalacagız. O nedenle butun kitle orgutleri, siyasi orguılenmeler ortak bir tavır koymalmz. Sı>asal yasaklara rağmen belırii ortak tavırlar konabilir. ANAP iktidan işçi kesımınden çok şey aldı. Ama çok şey de ogretti. Turkiye urkutucu bir noktaya gidiyor. Ozal, Turkıye'yı nereye goturmek istiyor? Artık fiyatlar tartışma konusu olmaktan çıktı. Venı gundem konusu bu şartlann Turkıye'yi nereye göturduğudur. Bu nedenle kesın bu ıktıdann gıtmesı lazımdır. ANAP'lılara dahi çağrı yapılmalıdır. Ozal'ın açık hava toplantılanna, pazar yerlerine gidecck durumu kalmamıştır. Toplumda daha fazla yaralar açtırmadan ANAP iktıdarının demokralik yoldan duşurulmesinın yollannın bulunması kaçınılmazdır." Özal'ın sözleri Ozal, resmı bır zıvaret ıçın dun Bağdat'a gıtmeden once gazetecılere verdığı demeçte, hayali ıhracat haben konusunda şunları soyledı "Ocak ayında Kalkan'da, Antal>a'da 200 mıhon dolarlık ıhracat yapılmış. Bo>le bır haber var. Şımdı butun ıstatıstıklen gozden geçirdık. Butun Antalva ilınde. sadece Kaş'tan değıl, japılan ıhracatın >ekunu 34 mıl>on dolar. Hıç boyle 200 mılyon dolarlık ışler bahıs konusu degıl. Yanı gazetenın haben doğruvsa bu bır sahtekârlıktır. Onu öa so\leyim. Kavıtlara geçmış, >anı ocak ıhracat rakamlanna geçmıs boyle bır rakam bahıs konusu değıldır. Şımdı oradan netıce çıkanvorlar. 900 mılyon dolarlık ıhracalı, azaltmak ıçın bu 200 mıl\onu da duşuvor ışle 700 dıyorlar. Ganp garıp hesaplar." 20 bölücü öldürüldü (Baştarafı 1. Sayfada) şınm şehıt olduğunu gorduler ay nı helıkopterdekı bır astsubayla 4 erbaş ve bır er varalı olarak Mardın Devlet Hastanesfne kaldırıldı Olağanustu Hal Bolge Valılığınden yapılan açıklamada, helıkoptenn olay yenne seyır halınde ıken ınış sırasında duştuğu behrtıldı Açıklamada çatışmada ıse jandarma komando er Ahmet Yağız'ın şehıt olduğu, 1 usteğmen ve bır astsubayın da jaralandığı bıldırıldı Içışlen Bakanı Mustafa Kalemlı, Ankara'da 18.00 sıralarında AA'va yaptığı açıklamada, "ÇaUşmanın guvenlik kuvvetlerinın normal devnye gorevı sırasında teroristlerle karşılaşmalan uzerine meydana geldiğıni" bıldırdı Kalemlı şoyle konuştu" Alınan bilgıler uzerine guvenlik kuvvetlerimız saat 09.00 sıralannda nornıal devnye ve arama gorevine çıktı. Bu sırada tcroristlerie karşılaşıMı. 'Teslım o\' çağnsına ateşle karşılık verilmesı uzerine çatışma başlamış ve daglık bolgede kıstınlan terorist grubu, butunuyle çembere alınmıştır. Bu olay, guvenlik kuvvetlerimizin bolgede ne kadar etkın olduğunun canlı bir gostergesidır. Guvenlik kuvvetlenmız çok iyı çalışmışlardır, kendilenni kutlanm." Çatışma sırasında, bolgede çok sıkı onlemler alındığı ve Mardm'e gınşçıkışların denetım altında tutulduğu göruldu Bolgedekı yetkılıler, Gırmelı'de kı operasyonun, bolgede gmşılen en buyuk teronst avı olduğunu belırterek, guveniık guçlerının, teronstlerle gırıştıklen çatışmada, 20 bölucünun öldurulmesının şımdiye kadarkı en buyuk sayı olduğunu belırttıler Çatışmada yaralanarak Dıyarbakır ve Mardm'e kaldınlan yaralıların kımlıklerı şöyle Diyarbakır: Usteğmen Şahit Ağaoğlu, Erler Yaşar Yavuz, Biroi Pehlivan, Hayati Başaran. Mardin: Henuz soyadı oğremlemeyen yuzbaşı Tufan, astsubay İlyas Aslan, erler Halil Çetin, Mehmet Şenturk, Huseyin Sonmez, Kadir Aktaş, Ercan Kocan, Erol Gurel. Başbakanın ilgisi Ankara Buromuzun haberıne gore Başbakan Ozal'ın, oncekı gun olayı gazetemızde gordukten sonra ıncelenmesı ve kendısıne ayrın tılı bılgı verılmesı ıçın Malıye \e Gumruk Bakanlığı, Hazıne ve Dış Tıcaret Musteşarlığı, Merkez Ban kası, DPT ve Devlet lstatıstık Ens tıtusu'nu arattırarak çok ıvedı bıl gı ıstedığı oğrenıldı Bunun uzerıne DİE, ocak ve şubat aylarına ılış kın ıhracatın gumruk kapılarına gore dağılımını gkardı A>rıca, hayali ihracatla adı geçen patates ve sanayı urunlerının resmı ıhracat ra kamlarını belırledı Bunlar oncekı akşam bır dosya halınde Başba kan O/al'd sunuldu Esrarengiz uçak Başbakan Ozal, Türkıye'ye ızınsız olarak gırerek kendısını "Air Canada" dıye tanıtan bır uçağın, Turk savaş uçakları tarafından Kayserı Erkılet Askerı Hava Ussu' ne ınışe zorlanmas.yla ılgılı olarak çıkan ve dun Mıllıyet Gazetesı'ndc de yer alan haberımız konusunda da şoyle konuştu "Bu hab«r bıra/ da komedı halıne gelmıştır. Bu garıp uçagın ındigıne daır bır gazetemı/in verdıİf tamamıyla uydurma haberın, şımdı anlıyorum kı, başka ga/etelenmı/ tarafından da aJınıp kullanılma ıhtımalı vardır Hakıkatten ha/ındır, boyle vanlış haberlen ga/ete salmak ıçın kullanmayı duşunuyorsanı/ yanlışlır. itüyle bır hadıse olmamıştır BıriMnın herhalde o arkadaşımı/ı, haben vu/anı ışletmış olması la/ım. O ışletme hâlâ devam edıyor." Işyasaları makyajla ANKARA (AA) Turklş Gc nel Malı Sekreterı Çetın Goçer, Lluslararası Hur Işçı Sendıkaları Konfederasyonu'nun (ICFTU) 14 Dunya Genel kurulu Toplantısı'n da, uyelenn geçen genel kuruldan bu yana Turkıye'de duzelen bır şey olmadığını goruuklcrır1 snvledı Göçer, "Ba/ı ulkder Turkiye'de halen askerı rejim olduğunu sanıyorlar" dedı Göçer, yasalarda yapılacak "makyaj" nıtclığın dc bır dcğışıklığın kcndılcnnı dc Avrupalıyı dd mcmnun etmcyccc ğını söyledı ICFTU'nun 14 Dunya Genel Kurulu Toplantısı'ndd Turklş hcyıtının bdşkdnlıgıııı yapdn (ıcııcl Malı Sckrttcr Çctın Göçer, toplan düzeltilemez devam ettıgı bır ulke olma konumunu surdurduğunu u/ulerek soyledım. Tum cabalanmtza karşın, sendıka ve loplu pazarlık faalıyetlennı beltrleyen kanunlann, sendıkalar uzenndekı delı gomlegı ışlevını surdurraekte olduğunu dıle gelırdım. Tum bunlara karsı, otumlu bır bakış olduğunu soyleyemem. IChTl) tam demokrasıye geıtıgıntız ınancında degıl. Baıı ulkclcnn delejjeierı Turkıye'de askerı rejım oldugu yolunda konusmalar yaptılar. Bı/ım IBMM'ye dılekee verımk içın eıktıgımuda yunılulmedıgımuı bılıyorlar. Anayasal bır hak olan dılekce verme hakkının engellenmcsının demokrasi ıle bagdaşmadıeına ınanıyorlar." Metris'te 4 görevli tutuklandı DİE'nin açıklaması Devlet İsutısuk Lnstıtusu Başkanı ^efık Vıldı/elı ım/asıyla yapıldn dçjkldrriddd, ocak ayı ıcındt K<ış Kdlkdn lımdnınddn yapıldn 198 mılyon dolarlık hayali ıhraca tın, kurumun kdyıtları ardsındd VLT dJmddığı bıldırıldı AcıkUmddd, "Knslıtu tarafından derienen dış lıuırel ittatıslıklennın dogrulugu ve Kuvenılırlıgı ıle yakından ıİK'l' «Iması nedenıyle, Kerçekle tıyı değerlendınrken, I urkıye'nın çalışma yasalan konusunda Avrupa ıle kıyaslanamayacağını bıldırdı Yasaların Turkıye'de sendıkacılar ıçın bırer yuk olduğunu bıldı ren Çetın Goçer, "Avrupa'da sendikal yasalar dıye bir şey yok. Bu lur duzenlemeler, anayasada yer alıyor. Dolayısıyla orada daha rahat bir ortam soz konusu" dıye konuştu ICITU Genel Kurul loplantısına, 805 mılyon ışçıyı temsılcn 55 ulkcden 800 dclegenın katıldığını ıfade edcn Goecr şunları söyledı "<>enel kurulda yapti|>ım konuşmııda, Turkiye'nin, I983'te Oslo'dı yapıUn son dunysı knnı;resınılen bu yana, sendıkai haklann ııgnenmeye ANKARA (AA) Metns Askerı Cezaevı'nden 29 tutuklu ve hukumlunun kaçması olayında ıhmalı görulen 2 subav, bır astsubay ve bır erbaş tutuklandı Mıllı Savunma Bakanlığı'nın bu konuda yaptığı yazıh açıklama şoyle "Metns'tekı firar olayı ile Ugıli askeri savcılık soruşturması sonucunda ıhmalı gorulen 2 subay, bır astsubav, bır erbaş 3. Kolordu Komutanlıgı \sken Mahkemesi'nce tutuklanmıştır. Soruşturma çok yonlu olarak yurutulmektedir." tstanbul Defterdarlığı Beyazıt Vergı Daıresı'nden almış olduğum kımlıgımı kaybettım Hukumsuzdur HASAN KOÇ