25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 NİSAN 1988 • • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 (Baştarafı 1. Sayfada) ta milletvekilleri arasında huzursuzluk yaratıyor. Bunian tartışırsak iyi olacak." Bunun üzerine tarbşma açüıyor. Giineş Taner (llk sözu alıyor) (Baştarafı 1. Sayfada) Son zamanlardaki göruntümüz idarecimizi olmadık işlemlerin basında ve TKTde oldukça zayıf. den dolayı suçlama devam eder Çünkü, muhalefet iyi iş yapmasa se polisimiz idarecilerimiz gayet da, iyi iş yapıyor görüntüsü veritabii devletin görevterini yapabil yor. Biz de kendi içimize dönük mek için, kendilerini savunabügörünüyoruz. tnek için bazı tedbirler almak zoEyiip Aşık (Basından sorumlu rundadırlar. Bu olaylan günlük Genel Başkan Yardımcısı) Bapolitikaya alet etmeyelim." sınla ilişküerimiz kötü değil ki, bunu eleştiriyorsunuz. Içişleri Bakanı Mustafa KaGiineş Taner (Sinirlenerek) lemli'nin mantığı Uginçtin ama dehşet vericidir. Demek ki "Idare Kardeşim, bırak da konuşahm, şimdi biz konuşuyoruz, değil mi?.. kendini korumak için tedbir ahyor."Nedir bu "tedbir?". Polisin Basın ve TRT'deki olumsuz göriinşu veya bu nedenle gözaltına al tünün dışında, ikinci bir husus daha var. Bazı parti yöneticisi arkadığı genç kızları, öğrenci kızlan daşlanmızın kongrelere dönük ça"bakiretik testi"nden geçirmek... lışmalarında şahsi çıkarlannı önBu testin ne anlama geîdiğini de tuttuklan görulüyor. Kendi şahSayın Içişleri Bakanı'nın anlaya si çıkarlan için beyanat vererek bilmesi için şu soruyu yanıtlama parti içinde kendilerine yer etmesı gerekir: Acaba Sayın Bakanın ye çalışıyorlar. tşte, partiye zarar bir yakını karakola düşerse ya da veren asıl görüntü budur. Buna biz bir nedenle gözaltına ahnırsa ne müsaade edemeyiz. olacak? Vlustafa Taşar Basın ve Yurttaşlar kimi zaman suçlu TRT'deki görüntümuzün zayıf olkimi zaman suçsuz gözaltına alı duğunu söylüyor Sayın Taner. nabilirler, emniyette bulunmalan Ama, basın abartıyor. TRT'ye geinsanlık haklarından vazgeçme lince.. Baksanıza dil genelgeleriyleri anlamtna gelmez. Sayın Ba le kelime yasaklannı kaldınyor yekan, Diyarbakır'da gözaltına alı ni genel rnüdür. nan öğrenci kızları, kendi kızlaTurgut Özal (Taşar'dan genelgerı sayarak konuşsaydı, aynı söz yi alıyor ve okuyor) Bunda bir leri aynı rahatltkla söyleyebilir şey yok. Bu kelirneler arasında bemiydi? Sayın Bakan, Emniyet nim kullandığım kelimeler de var. in gözaltına aldığı genç kızlar Eyttp Aşık Sayın Başbakahakkında konuşurken, aynı işle nım, biz basına bilgi vermekle suçmin kendi eşiya da kızının başı lanıyonız, ama basına bilgileri biz na gelebileceğini düşünecek ka vermiyoruz. Mehmet Keçeciler Efendim, dar bu yurdun ihsanlannı sevmearkadaşlar parti genel merkezine li ve duşünmeliydi. Hükümet adamtolmak niteli gelip görevlerinin başında bulunğine ancak böyle kavuşulabilir. muyorlar, sonra burada gelip eleşSayın Kalemli, bu yüz kızartıcı tirmeye kalkıyorlar. Oniar önce göve utandırıcı işlemi savunmaya revlerini yapsmlar. Güneş Taner Kim gelmiyor kalkışmakla, siyaset yaşammda en talihsiz davanın avukathğım kardeşim, onu söyle... Mehmet Keçeciler Istanbulüstlenmiştir. lular gelmiyor... Yazıklar olsun... tbrahim Ozdemir (Keçeciler'den OLAYLAREN ANAP Divanı'nda hesaplaşma ARDENDAKI IMF'den ihtiyath (Baştarafı 1. Sayfada) ya Bankası'nın gözlemlerine" dikkat çekti. Bu gözlemler, önümüzdeki gün1 lerde "konsultasyon" için Türkiye ye gelecek IMF heyetine ışık tutacak. Heyetin vereceği Türkiye raporu olumlu olmazsa, Türkiye ticari kredi bulmakta zorlanacak. Kaynak alışverişi olmaması nedeniyle, IMF şu anda Türkiye'yi sadece "izliyt*". Ancak Türkiytfyi mikro politikalar ve sektör bazına inerek "kuşatma altında tutan" asü kurum Dünya Bankası. Her ne kadar Washington'daki ekonomi çevreleri, Dünya Bankası'nın Türkiye*ye eleştirel yaklaşımım "Bazı personelin makro ekonomi kitaplannda okuduklan her şeyi Türkiye'ye uygulamak istemesi" şeklinde "kişiselleştiriyorsa" da IMF, Dünya Bankası'ndan verilen işaretleri, Türk resmi makamlanndan çok daha ciddiye alıyor. Ancak bu IMFnin yine de Türkiye'ye Dünya Bankası'ndan çok daha fazla esnek bakmasına engel değil. Nitekim IMFnin, bahar toplantıları dolayısıyla açıkladığı "1988 Dünya Ekonomik Raporu"unda Türkiye, "sanayi ürttnii ihracatçısı" ülkeler Ustesinde yer alıyor. 1980 raporunda Türkiye "hammadde ihracatçısı ülkeler" listesindeydi. IMF'nin, bu temkinli, ama olumlu yaklaşımı, dün Devlet Bakam Özal, IMF Başkanı Camdessus görüşmesinde de hissedildi. özal, temaslarına ABD Ticaret Temsilcisi Layton Yeuter ile başladı. Görüşmede Özal, önümüzdeki günlerde bir araya gelecek olan TürkABD ttkstil heyetleri konusunu açarak ABD'den Türkiye'ye "daha esnek davranılmasını" istedi. Özal, Yeuter'ın bu talebi nasıl karşıladığını şöyle anlattı: "Gayet nonnal karşıladı. Zaten Amerika ile bizim iist diizeyde bir problemimiz yok. Şirketlerin şikâyetleri var. Bir bakıyorsunuz gönderdiğiniz mal burada bir şirketin piyasada zorlanmasına sebep oluyor. Amerikan piyasasına biz yeni giriyonız, başkalan köşeleri kapmışlar. Biz bu işte geç kaldığımız için sıkınb oluyor. Aynca dünya ticaretinde sıkıntı var. Ama ihracatı arttırmak için her türiü çabayı gösteriyonız. Geçen sene 10 milyar dolan geçtik. Bu sene de 12 milyar dolann üzerinde olacağız. tlk iki ayda yüzde 44 artış var, geçen seneye nazaran." GERCEK alınarak) Konuşulacak asıl nokta, partinin vitrinidir. Partinin vitrini son derece yanlış bir görününt aldı. Arkadaşımızdır, ama Sayın Keçeciler'in parti içi hâkimiyeti gnıbumuzda tepkiyle karşılanıyor. Bizim grup, hizipleşmelere ve kavgacı tutumlara karşıdır. Bunlan hoş karşüamaz. Mustafa Taşar Sayın Başbakanım, arkadaşlarunız vitrinden bahsediyor. (liberallere dönerek) Siz vitrinde olmayı bilmiyorsunuz. Ama, bakın benim de vitrinirn var. Haydar Özalp Biliyorum, biliyorum.. Sen o vitrindeki malı götürdün. Cengiz Tnneer Keçeciler, Taşar ittifakıyla parti içinde bizleri yıpratraak istiyor. Bu aşamaya kadar biz sessiz kaldık, ama bundan sonra biz de yapacağımızı biliriz. Partiyi ne hiziplere teslim ederiz ne de başkalannın bizleri sılmesine razı oluruz. Mehmet KeçecUer Dikkat ediyorum, arkadaşlar hep benimle uğraşıyor. Parti içinde çalışan kazanır. Teşkilatın bize teveccühü varsa, onlar da çalışsınlar ve onlar da kendilerine yer edinsinler. Biz hizip yaratmıyoruz. Parti çalışması yürütüyoruz. Ama, Sayın Başbakanım siz emredin, siz beni aday göstermezseniz, ben Merkez Karar ve Yürütme Kurulu'na aday bile olmam. türüüğünü korumak lanm. Bütünlük bozulursa, parti hiziplere bölunürse, o zaman sizler de bulunduğunuz mevkileri koruyamazsınız. Basında bazı beyanatlar çıkmıştır. Basında bizim yer almamız iyi bir şeydit Son zamanlarda basın bizi hep olumsuz ele ahyor. Çünkü, basındaki patronlann yaptıkları bazı ticari işler vardır. Ben eskiden hatırlıyorum, gazete sahipleri gelir, Başbakandan kendi işlerini takip ederlerdi. Şimdi ben bunu durdurdum. Basın ayrı, onların ticari işleri ayn... İstifa isteği ANAP Genel Başkan Yardımcılanndan Cengiz Tbncer, Mustafa Taşar, Mehmet Keçeciler ve Eyüp Aşık'ın parti yönetiminden çekilmelerini istedi. Tuncer'in"Partiyi yanlış bir yöne götürüyorsunuz, elinizi parti yönetiminden çekin" şeklınde konuştuğu öğrenildi. Bunun üzerine Taşar, Keçeciler ve Aşık, "Eğer Başbakan Sayın Özal istiyorsa biz gorevi bırakmaya hazınz" dediler. tttifakın sözcülerinin bu konuşmaları kamuoyuna "Taşar ve KeçecUer istifa etti" biçiminde yansıdı. Başbakan Türgut özal ise, başkanlık divamnda bir konuşma yaparak, ANAP'lıları yatıştırdı. özal, kimsemn partiden ayrılmasının doğru olmadığını belirterek parti içinde bu tip çekişmelerin canlılık getirdiğini söyledi. Özal, "Ancak tartışmalan kendi içinizde >apın, bunlan dışan sızdırmak dogru değil" şeklinde konuştu ve büyük kongrede listeyi sadece kendisinin hazırlayacağını ifade etti. Başbakan Özal, TBMM kulisinde gazetecilerin, Taşar ve Keçeciler'in istifa edip, etmediklerini sorması üzerine ise de "Yine bir şey hastalığına tutuldunuz. Bunu 19831987 arasında da yaptınız sadece Başbakan ne isterse onu yapanz dediler" şeklinde konuştu. özal, partide canlılık olmasmı "övünülecek bir şey" olarak da niteledi. Kuveyt, ııçağı Vlüştü' sayıyor (Baştarafı 1. Sayfada) teğini yerine getirip tutuklu 17 kişiyi serbest bırakmalannın söz konusu olmadığını belirtiyorlar. Uçağın sırayla indirildiği Meşhed, Larnaka ve Bumedyen havaalanlanna heyetler yolladıklarını belirten yetkililer, bunun korsanlarla pazarlık amaayla değil, "insani nedenlerte" yapıldığını söylediler. İyi haber alan kaynaklar, Kuveyt'in bu tutumunun Şeyb Cabir ElAhmet ElSabah tarafmdan dikte edildiğini ve Emir'in cumartesi günü yakınlarına "Uçagın denize gömüldüğü varsayımından hareket edelim ve kazadan kurtuhuı olup olmadığını araşbrdığımızı düşünelim" dediğini bildirdiler. Korsanlar, önceki gece Cezayirli yetkililerle yaptıklan üçüncü görüşmede, uçağın motorunu gece boyunca çalışır durumda tutabilmek için yeni yakıt istediler. Humeyni rejimine karşı mücadele eden tranlı Halkın Mücahitleri örgutü adına Washington'da yapılan bir açıklamada, Tahran'dakı "bilgi kaynaklarT'na dayanarak eylemin arkasında Iran Meclis Başkanı Haşemi Rafsaneani'run bulunduğu ileri sürüldü. Halkın Mücahitleri örgütünün sözcüsü, korsanlann Iran Devrim Muhafızlan'run "Kurtuluş Hareketi Birliği" adıyla bilinen bir fraksiyonuna baglı olduklarını ve emirlerini doğrudan Rafsancani'den aldıklannv belirtti. ANKARA'dan • • • Haydar Özalp Sayın Başbakanım, biz de vitrine çıkmayı biliriz. Ama, siz bizi defansta oynatmayı uygun görüyorsunuz. tstesek biz de basında sesimizi duyururuz.. Sizi zor durumda bırakmamak için susuyoruz. Ancak, şurası bir gerçek ki, ben Sayın Keçeciler'e saygı duyarım, kendisini severim de, ne var ki, Keçeciler'in bulunduğu bir vitrin ANAP vitrini olamaz. Keçeciler partiyle ilgili, kamuoyuna yanlış bir imaj veriyor. Tnrgut Özal Deminden beri dikkatle dinliyorum. Ashnda bu tartışma iyi olmuştur. Yalnız şunu iyi bilmek lazım arkadaşlar. Eğer ANAP olmazsa, siz de olmazsınız. Yani, önce ANAP'ın birliğini, bü (Baştarafı 1. Sayfada) lacağı belli değil. Döndükr dol«ştılar, binlerce formiı) aradılar. Bunun ne zaman yapılacagını bir kararla, yasayla söyleyemedüer. Sonımluluğu alıp, seçimin ne zaman yapılacagını söyleyemiyorlar. Çünkü ödleri kopuyor. Söylerlerse, o gün seçim yapmak zorunda kalacaklar ve seçimi kaybedecekler. Kamuoyu yoklamaları, ANAP'ın artık seçim kazanamadığını ortaya koydu. Secimlerde de bu meydana çıkacak diye ödleri kopuyor" diye konuştu. Yerel Seçim Yasası'nda seçimin ne zaman yapılacağının belli olmadığını vurgulayan tnönü, "Bu kadar garip, sorumsuzca, korkakça bir yasanın hiçbir zaman çıkmadığım" söyledi. Böyle bir yasa çıkarmamn anlamı olmadığını da kaydeden SHP Genel Başkanı, şunlan söyledi: "Başbakan 'Seçim belki bu ekimde, belki gelecek ekimde yapılır. Bakalım Anayasa Mahkemesi ne yapacak? Ona göre düşuneceğiz' diyor. Bu nasıl hükümet? Hani koalis)onlara kabahat buluyordunuz. Şimdi koalisyon falan yok. S«rumluluğu alacak 292 milletvekili var. Ama Sayın Özal'ın ödü koptuğu için, hiçbiri seçimin ne zaman yapılacağını çözelim demiyor. Sonımluluğu her zaman olduğu gibi, namuslu burokratlara bırakıyorlar. YSK hariranda seçim yapılamaz diye takvimi iptal etti. Gerekçesini gönnedim. Ama hangi gerekceyle iptal ettiler, merak ediyorum. SHP Parti Meclisinde yerel seçimlerle ilgili aday belirleme yönetmeliği kabul edildi. Parti meclisinde benimsenen yönetmeliğe göre SHPyerel seçim adaylannı tüzüğün 59. maddesinde yer alan genişletilmiş delege sistemine göre yapacak. Ancak gerek görülen yerlerde aday tespitlerinin tüm üyelerin katılımıylayapılması yolunadagidilebilecek. Parti meclisinde haziran ayı sonunda yapılacak kurultay tarihi de yeniden görüşüldü. 3 gün yapılması öngörülen kurultayın iki güne indirilmesi önerisi gündemegetirildi. Ancak kurultayın daha önce belirlendiği gibi 3 gün toplanması benimsendi. Parti meclisinde gundem dışı yapılan konuşmalarda ise Cemal Seymen tstanbul mitinginde ortaya çıkan kanşıklığı eleştirdi. Seymen mitingde "Tek Yol Devrim" pankartı çıkanlmasına dikkati çekerek, "SHP tam bir atağa geçtigi sırada hep bazı yerlerden engellemeler yapılıyor." diye konuştu. 1 ANAP'ın Fen liseleri sınavı yarm tstanbul Haber Servisi Fen liseleri birinci basamak sınavı, yann 67 il merkezi ile Lefkoşa'da yapılacak. 51 bin 385 adayın yanşacağı sınavda başanlı olanlar, 11 haziranda gerçekleştirilecek ikinci aşama sınava katılmaya hak kazanacak. Bu yıl fen Uselerine sadece 984 öğrenci alınacak. Fen Hselerinde okumak isteyen her yüz kişiden sadece ikisinin bu hakkı elde edeceği sınav için, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı kılavuzda şu uyanyı yapıyor: "Unutmayınız ki bu suıav bir anıf geçme sınavı degil, sınırlı bir kontenjana girebümek için yapüan bir yanşma sınavıdır. Sınav sırasında cevap kagıdınızı konunanu, yanınızdaki adaylar tarafmdan goriilmesine imkân bırakmamanız kendi yarannızadır." Ek nükleer YALÇIN DOĞAN "Bu safhada bana ne yapmamı tavsiye edersiniz?.. Ben bundan sonra burada artık çok zor bakanlık yaparım. Ne kadar zor duruma düştüğümu herhalde takdir edersiniz..." Başbakan "düşünelim" diyor ve Çankaya'ya Cumhurbaşkanı Evren ile haftalık görüşmesine ÇH kıyor. Evren'e çıkmadan önce de Yürür'ün atadığı yeni genel müdür Orkun Erol'un sicilini Başbakanlıktan istetiyor. Neden?.. Çünkü, geçen hafta sonunda istanbul'da kendisine Orkun Erol'un "sicilinin bozuk olduğu" bildiriliyor. Evren'le görüşmesinden sonra Erol'un sicilini inceliyor. Ama, bu arada dün öğle saatlerinde Mecliste bütçe görüşmelerine katılan Şükrü Yürür bakanlar sırasındaki yerine gitmiyor. Tersine, gidip milletvekilleri sırasına oturuyor. Yani, bir anlamda "ben bakanlıktan istifaya hazırım" görüntüsü sergiliyor. Derken kendisine Başbakanlıktan bir haber iletiliyor: "Orkun Erol genel müdür olarak biraz sonra görevine başlayacak". Bunun üzerine Şükru Yürür ile Başbakanlık ve yeni genel müdür Orkun Erol arasında görüşmeler birbirini izliyor. Mecliste o arada Yürür Haydar Özalp'a rasUryor ve "İşi hallettik, Orkun Erol işe başlayacak" diyor. Ama, perde bununla kapanmıyor. Belki de kapandığı yerde yeniden açılıyor. Orkun Erol dün öğleden sonra Şekerbank genel müdürlüğü görevine başlıyor. Çok önemli "bir kayıtla". Bakan Yürür kendisinden "hem göreve başlamasını, hem de tarihi açık bir istifa mektubu yazmasını" istiyor. Başbakana jest olmak üzere!.. Çünkü, Başbakan Özal dün Erol'un görevine başlamasına izjn vermesiyle birtikte, ashnda basına yansıyan haberlerin "doğru olmadığı izlenimini" yaratmak istiyor. Böylelikte Bakan Yürür'ü bir anlamda "kurtarmış" oluyor. Ama, yeni atamadan Özal'ın içi yine de rahat olmadığı için bu kez Yürür, Özal'a jest olmak üzere "Efendim, Erol istediğiniz zaman istifa edecek, işte mektubu bende" demek rahatlığına kavuşmuş olmak amacıyla böyle bir girişimde bulunuyor. Orkun Erol dün saat 15 dolaylarında gidip makamına oturuyor. Göreve baştarken istifa mektubunu yazarak yeni makamına oturuyor. Özal, basına yansıdığı için, şimdilik "Yürür'ü bakanlık koltuğundan yürütmek" düşüncesini silmiş görünüyor. Şükrü Yürür, "Bu durumda ben yürürüm" demekten vazgeçiyor. Kabak daha göreve başlamadan yıpranan bir genel müdürün basına patlıyor. Özal inadı bu!.. Şimdi, Erol'un istifa mektubu verdiğini okuyunca, belki de kendisini görevde bile tutabilir ve konuyu unutturmaya çalışır. Ama bu, gerçeği değiştirmez. 1 Mayıs içîn (Baştarafı 1. Sayfada) ting için izin istediler. tstanbul Vali Yardıması Ihsan Yalçin, izin dilekçesinin sunulması sırasında, "İsterseniz Taksim Meydanı'nı verelim" diye espri yapü. Yalçin, tstanbulda olağanüstü halin sürdüğünü belirterek başvunıyu değerlendireceklerini ve kısa süıede yanıtlamaya çahşacaklannı bildirdi. (Baştarafı 1. Sayfada) İşte, Şekerbank olayında ikinci perde... Önceki güne dönelim bir an için gelişmeleri tam yakalayabilmek açısından. ANAP Niğde milletvekili ve grup başkanvekili Meclis koridorunda Sanayi ve Tîcaret Bakanı Şükru Yurür'ü görüyor ve hemen konuyu açıyor: "Sayın Bakan, geçen hafta Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem bana Şekerbank'ın genel müdürlüğüne Orkun Erol'un getirileceğini söyledi ve bu işi çözeceğine dair söz verdi. Ancak, bu hafta işe başlaması gerektiği halde, hâlâ başlamadığını öğrendim. Nasıl oluyor bu?" Şükrü Yürür "merak etme, halledeceğiz" diyor. Ancak, son derece bozuk olduğu da her halinden belli oluyor. Nasıl bozuk olmasın?.. Bir gün önce Başbakan Özal'dan Genel Müdür Yalçin Amanvermez'i görevden aimış olduğu için feci bir fırça yemiş, onun ezikliği içinde... Haydar Özalp, Yürür'ün Başbakandan zılgıt yediğini öğreniyor. Ve biraz daha üstüne gidiyor: "Orkun Erol'un atama kararının iptal edileceğini duydum. Başbakan çok ktzmış. Eğer hakikaten iptal edilecekse o zaman ya senin ya da Kaya Erdem'in istifa etmesi gerekir". Yine önceki gün bu konuşma üzerine Şükrü Yürür halen Meksika'da bulunan Kaya Erdem'i telefonla arıyor ve durumu özetleyerek: "Şimdi ne olacak?.. Orkun Erol'u Başbakan istemiyor, halbuki biz sizinle mutabık kalmıştık..." Erdem Yürür'e önce "sükunet tavsiye" ediyor, ardından da önümüzdeki pazartesi günü Ankara'ya döneceğini, dönünce konuyu Başbakanla bir kez daha görüşeceğini bildiriyor. önceki gün Şekerbank perdesi bu görüşmelerle kapanıyor. Ancaaaak, dün... Konu bir haftadır gizli kapaklı götürülürken, birden dün basına yansıyor. Olayın bir yönü bu sütunda, bir yönü de Tercüman'da Yavuz Donat'ın sütununda aynen yer alıyor. Ve dün sabahtan başlayarak ilginç bir trafik yaşanıyor Şekerbank olayında Dün sabah gazeteleri okuyan Sanayi ve Ticaret Bakanı Şükrü Yürür Başbakanı arıyor ve derdini aktarıyor: (Baştarafı I. Sayjada) haftalık,aylık dergiler; Playmen, Bravo, Erkekçe, Gözde, HafUnın Sesi, Süper Gazete ve Samanlık'ın okullara sokulmasını ve okunmasını yasakladı. Yasaklanan gazete ve dergilerin yöneticileri Adalet Bakanlığrna başvurdular. Olayı yeni öğrenen Denizli Cumhuriyeı Savası Vell Çiftçi de konuyu araştıracağını söyledi. Ban gazetelerin okullara sokulmaması uygulamasının 1986'nın ocak ayında başladığı saptandı. Çardak Cumhuriyet Savcısı'mn Çardak Kaymakamlığı'na gönderdiği 14.1.1986 tarih ve 1986/81 sayılı konuya ilişkin yazısında "Adı geçen yayınlann Küçükleri Muzır Neşriyattan Korunmasr ile ilgili komisyonca tahkik edilen yayınlar arasında bulunduğu" öne sürüldü. Denizli'de (Baştarafı 1. Sayfada) Sovyetler Birliği'nin askeri açıdan Türkiye'ye atfettiği önemde bir azalma olmadığını kaydederek, "Bogazlar, onlar için halen öncelikli bir bedefdr" diye konuştu. Turkiye'deki askeri yetkililerle INF Antlaşması sonrasında gündeme gelen konular hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere hafta başında Ankara'ya gelen DIA Başkanı General Perroots, gazetecilere dün Ankara'da NATO ile Varşova Paktı arasındaki güç dengelerini konu alan bir brifing verdi. DIA Başkanı, gazetecilerin çeşitli sorularını yarutlarken Sovyetler Birliği'nin Türkiye'yi de içine alan güney kanada karşı konuşlandırdığı silahlarda sürekli yenilemeye gittiğini söyledi. Lehman Ankara'da Bu arada ABD Savunma Bakan Yardımcısı RonaM Lehman ve yani ndaki heyet dün Istanbul'daki temaslarını tamamladıktan sonra Ankara'ya geçti. Resmi heyetin yani sıra Kongre üyderi danışmanlarından oluşan bir grup da Lehman'la beraber Ankara'ya geldi. Lehman, Ankara Esenboğa Havaalanı'nda gazetecilere yaptığı kısa açıklamada, "Ülkelerimiz arasındaki çok yakın ilişki çerçevesinde ABD olarak sorumluluklanmızı yerine getirmeye çabalıyoruz" dedi. Başbakan Turgut Özal dün Lehman ve beraberindeki bazı yüksek düzeyli ABD yetkililerini kabul etti ve bir süre görüştü. (Baştarafı 1. Sayfada) Para sıkışıküğırun doruk noktaya tırmanmasında bugün ödenecek memur maaşlarının etkili olduğu büdirildi. Merkez Bankası yetkilileri, Interbank tarihinde "en sıkışık" günü yaşadıklannı belirterek, "Tiim limitleri kullanarak bankalara para sağlamaya çalıştık" dediler. 4 Şubat Kararlan'nın en büyuk etkisi dün yaşandı. Mart ayı sonunda tamamlanan Gelir Vergisi 6demelerinden sonra buay sonuna kadar ödenmesi gereken Kurumlar Vergisi birinci taksidi ve KDV öderoelerinin de etkisiyle hızla tırmanan para sıkışıklığı dün kendisini "iyice" hissettirdi. Bankaların dün Interbank'ta yaptıklan borçlanmalarda yülık ortalama faiz oranı yüzde 90'la başladı. Daha sonra hızla tırmanmaya başlayan Interbank faizi bir ara yüzde 95'e kadar çıktı. Dün bir gecelik borçlaıunalann yühk ağırlıklı ortalama faizi yüzde91.99'açıkarken,en düşük faiz yüzde 90, en yüksek faiz yüzde 95 olarak belirlendi. Para sıkıntısının doruk noktasına ulaşması Tahtakale'yi de etkiledi. Tahtakale'de dün sabah 12691iradan satılan dolar akşam saatlerinde 1256 liraya kadar düştü. Merkez Bankası ise bugün geçerli olan dolar efektifsatışkurunu 1264.39 lira olarak açıkladı. Böylece dolarda kur makası "eksi yıizde 0.7' oldu. Mark da dün Tahtakale'de 752 liradansatıldı. Merkez Bankası'nın bugün için 758.26 liraefektif satış kurubelirlediği markta kur makası da "eksi yüzde 0.8" oldu. Tahtakale'de diğer para birimlerinin satış fîyatları da Merkez Bankası'nın efektif satış kurlannın gerisinde kaldı. Dün Tahtakale'de sterlin 2350, Fransız Frangı 221, Isviçre Frangı905, HollandaFlorinide666 liradan satıldı. Nakit Istanbul Veliefendi At Yarışları başlıyor... Ahmet Bey'e n'oldu i Ahmet Bey vitrinin birinde ilk kez... evet ilk kez... Telestar Müzik Seti ile karşılaştı. Pikabı... teybi... radyosu... kolonları ve üstelik bir de müzik dolabıyla vitrinde öylece duruyordu. Ne kadar alımlıydı. Fiyatı ne kadar da uygundu. Gözlerine inanamadı. Giriverdi dükkâna. "Şu Telestar'ı istiyorum" dedi. Üstelik, 12 ayda taksitle ödeme imkânından da yararlandı. Hemen koştu evine. Telestar'ı salonun en güzel köşesine yerleştirdi. ö n c e radyodan gelen berrak sesi dinledi. Derken bir plak koydu... Orkestra sanki odanın içinde çalıyordu. Sonra gözü armağan kasetlere takıldı... birini koydu. Ses renklerini de kendi zevkine göre ayarladı. (Eee,Telestar'da 5 bant grafik ekolayzervar.) İşte o andan sonra, Ahmet Bey'e olanlar oldu. O ağırbaşlı bildiğimiz Ahmet Bey kıpır kıpır... fıkır fıkır... Tut tutabilirsen... Az şey değil! Ahmet Bey'in hayatma ses gelmişti. Bakın Telestar MC3000 size neler sunuyor! • AM/FM radyo • Yan otomatik pikap • Auto stop kaset • 5 bant grafik ekolayzer • Bassrefleks tipinde vvoofer hoparlörler • Müzik dolabı Telestar bir Profilo Holding ürünüdür. Türkiye Genel Dağıtıcısı: Grünberg Ticaret AŞ. Rızapaşa Yokuşu, Milas Han 9, Sultanhamamİstanbul Grünberg AŞ BöJge Müdüriükleri: Istanbul: (1) 512 19 53 526 26 17 Ankara: (4) 127 73 50 Izmir (51) 22 66 50 Güney Anadolu: (761) 11 178 (Tarsus) Karadeniz: (361) 15 626 (Samsun) Altılı Ganyan oynayın Milyonlar kazanın... TELESTAR Türkiye Jokey Klubü 66.000 PEŞİN, 66.000 TAKSİTLE 12 AY 10 KASET ARMAĞANLI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear