25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI ÎRT 1988 DUNYA'DA BUGUN Amstordam Afnnun Aalna BaCDat Y A A A Bmakra Y Basel Y Mgnd Y Y tafr. Y Bon Brijta* Y Bubpe* Y Cenmre Y A Coaytr A A Oub* FraiMui Y A SPK Hetanio K A Ktfire Kopoiliag Y KZMn Y ü*oşj A 9° 27" 20° Ltnngrad Londta Madrid Mbno MootrMl Mostoa Muf* NtwYbrk (Mo Paris Prag ftyad Roma So«ya Şam Inus Vh9M VlBima Vljanj »AMV HAYA DURUMU eteorotoji Genel Müdüriuğü'n "A}"; den alınan bilgiye gâre, yurdun ku ) ' " zeyöoğu kesimJeıi parçalı buluöu, öteki bölgeler az bukjtlu ve açık ge «*~ < çecek. HAVA SICAKLIĞI: Y u r d u n . ^ , ~ tat kesimlerinden başlamak uzere tüm yurtta hissedüif derecede olmak üzere artacak. RÛZGÂR: Kuzey ve batı yönierden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. DENİZ: Mutedil, yer yer kaba dalgalı olacak. Dalga yüksekJiği 13 m Qönı$ uzaklığı 10 km dolayında bulunacak. esecek. Göl mutedil dalgalı olacak. Göruş uzaktığı Van Gölü'nde hava: Parçalı bulutlu doiayında bulunacak. geçecek. R&gâr kuzey vç baü yönterden hafif, ara sıra orta kuvvette A 21» 8° Oiyartater A 18° 7ttme A 19° 4°Ei3incan A 15° Vtamm B 4°3° Estasetm A 18° 2°Gazw«p A 21°10°aresun A ît° 8°Gü™$tan A 14° 1°H*ari A 21° e°lswm A 18° 6°istanbul A M» 3°fenw A 16° 1° Kars A 13° CPKistamonu A 16° 2°t(jys«! A 19° TKuVartt A 19° 8°Konya B 15 PKülafıya A 18 3°Ualatya A ac* 6 OUHJOU K klMı S sıslı ¥ TÜRKİYE'DE BUGÜN A A B 8 A A B B A A A A A A A A A A A 18° 2 ° M a * a 18» 7°KJtoa$ 13° O°M«sm 5°S°Muflla 16° 2°Muş 18° 3°l*J<le 15° 5°0nJu 13°1° Höe 14° O°Samsun 15° 3°Sürt 16° PSinop 21° BfSrm 5°3°«gntaA 15° O°WBon 16° 2» Imcei 17° 8 ° U s * 17° 2°V*ı 15° 2°*ssal 17° 3°ZonouBak 25° 9° 9° 15° «J» 15° KP 11° 1T° 5*5 29° 35° 10° 21° 1° 23° 21° 2«° 2° 9° WastiinQion A Zürift Y K 2° Y 10° B 17° Y 14° B 8° K 3° Y 11° B M° K 0° Y 10° Y W A 33° Y 15° B 1S° A 25° A îf A 26° Y M° Y 13° Y 8° ANKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKO Çok kimse unutmuştur befki, Danıştay da 12 Eylül fırtınasından kendini kurtaramayan kuruluşlar arasındaydı. 1982 şubatında, altısı daire başkanı olan on altı Danıştay üyesi, hallaç pamuğu gibi Türkiye'nin çeşitli yerlerine idare mahkemesi başkanlıklarına dağıtılmışlardı. Bu, 12 Eylül yönetimince çıkarılmış biryasaya dayanarak yapıldı. Bu idare mahkemesi başkanlan dört yıl süreyle, Ankara dışında çeşitli illerde görev yapacaklar, dört yıl sonra görevlerine döneceklerdi. Unvanları yine "Danıştay üyesi"ydi. İdare mahkemelerinin başkanlıklarına getirilerek, onlann deneyimlerinden yararlanılacağının düşünüldüğü söyleniyordu. Ancak, Danıştay kulislerinde bu atamaların adı "tenzili rütbe"ydi. Ordu komutanının, alayın başına getirilmesi gibi bir şeydi! Adları şöyleydi: Niyazi Aras (İkinci Daire Başkanı), Sıtkı Gökalp (Beşinci Daire Başkanı), Samim Gökyar (Onbirinci Daire Başkanı), Kâzım Yenice (Onikinci Daire Başkanı), İbrahim Koloğlu (Sekizinci Daire Başkanı), Hasan Basri Kurdoglu (Yedinci Daire Başkanı)... Danıştay üyeleri de şunlardı: Cüneyt Ertan, Yusuf Ziya Çubukçu, Feridun Taşkın, Mahmut Polat, Yüksel Esin, Ahmet Konur, Fazıl Kafadar, Oguz Barutoğlu, Şeref Tolungüç, Selami Celâyir... Bunlar, ne Danıştay'a başvurabiliyorfar, ne de çıkanlan yasa Anayasa Mahkemesi'ne götürülebiliyordu. 1402'nin, Danıştayda uygulanmasıydı sanki. Buna, sıkıyönetim komutanı değil de, Konsey karar vermiş oluyordu. Bu, atananlara "istifa edin!" anlamma mı geliyordu? Emekli olma hakkını kazanmış olanlar, emekliliklerini isteyip ayrıldılar. Bunlar 12 kişiydi. Dördü ise dört yıl atandıkları illerde çalışarak sürelerini doldurup Ankara'ya Danıştay üyeliklerine yeniden döndüler. Onlar emeklilikleri gelmemiş olanlardı. Adları ise şöyleydi: Feridun Taşkın, Mahmut Polat, Oğuz Barutoğlu, Selami Celâyir... Emekliliğini isteyip ayrılanlar arasındaki üyelerden Yüksel Esin savunmanlığa başladı. Eski MGK Genel Sekreteri, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Üruğ'un, "MİT raporu" olayında davasını üstlenen iki kişiden biri oldu. Bunu Uğur Mumcu da yazdı; Üruğ'un öbür savunmanı Askeri Yüksek İdare Mahkemesı'nden emekli olan, emekli General Zeki Güngör'dü. Yüksel Esin, Danıştay'da Üruğ'un hakkını arayan kişi olacak! Men dakka dukka! (Bu Arap atasözünün Türkçesi şöyle: Çalma kimsenin kapısını, çalarlar kapını!) Danıştay'da 12 Eylül yönetimince kıyıma uğratılan Danıştay Daire Başkanlarından Kâzım Yenice, 11 Mayıs 1987'de Cumhuriyet'in ikinci sayfasında, "İnsana ve Haklarına Saygı" başlığıyla çıkan yazısında, Danıştay'daki kıyıma da değinmişti. • • • Düzeltme: "Birkarşıoyyazısı..." başlıklı "Ankara Notları"nda, sondan dördüncü paragrafta geçen "incelenmektedir" sözcüğü "incelenmemektedir" olacaktı. Yanlışlığı ben yapmışım, doğrusu şöyle olacaktı: "2776 sayılı yasanın, Milli Güvenlik Konseyi döneminde yürürlüğe girmiş olması sebebiyte, anayasaya aykırılık iddiaları Anayasa Mahkemesi'nde incelenmemektedir" Düzeltir özür dilerim... Men Dakka Dukka... 22° Kf Konut kredileri kısıtlanıyor Fonlorda 1 trUyon açık var yılında 832,6 milyar lira, 1987 yılında da 310.6 milyar lira tutarlannda kaynak fazlası vermiş ve bu fazlalar, kamu kesimi kaynak açığının azaltılmasında olumlu etki yapmıştı. Ancak bu yıl bütçe açığının çok yüksek boyutlara çıkması üzerine hükumet. fonlardan toplam 1.6 trilyon liralık kaynağın bütçeye aktarılmasına, aynca kamu yatınmlannm da onemli bir bölümünün fonlara yüklenmesine karar verdi. Bu karar özelükle Toplu Konut Fonu üe Kamu Ortaklığı Fonu'nu sıkıntıya dUşürdu. Edinilen bilgiye göre, gelır ortaklığı senedi ihracında da limite gelen Kamu Ortaklığı Fonu, kaynak bulmakta zorlanmaya başladı. Baraj, otoyol projelerini de yürüten Kamu OrtakJığı Fonu, konsolide bütçeye de kaynak aktarmak zorunda kalınca baraj ve otoyol projelerine ayıracagı kaynağı kısmak zorunda kaldı. (Baştarafı J. Sayfada) i demeye getiriyor; tora rejim"den JDPT'nin yaptığı ilk hesaplamalara göre, Kamu Ortaklığı Fonu bu yılı söz açıyor; toplumu korkutmak en az bir trilyon 434.6 milyar liralık için kuşkulan besleyecek konuş açıkta kapatacak. malar yapıyor. Kamu Orıaklığı Fonu'nda oluşaOysa bugün Turkiye'de ne bir cak bu açığın daha da büytimesini "ara rejitn" orlamı vardır ne de önlemek amacıyla diğer fonlardan orduda böyle bir heves görülyapılacak ödemelerin kısılarak fonmektedir. Sayın Özal, bu alanda lar arası kaynaJc aktanmına gıdilmesi düşünüluyor. Bunun için de Toplu da sorumsuzlukla davranıyor; Konut Fonu'ndan açılacak konut bir hükümetin başında bulunan insanın dengeleri vp sağ/ığı için kredilerinin kısılması ve FakFukFon ödemelerinin yavaşlatılması de konuşabildiğini söylemek çok gündeme geldi. güç, hatta olanaksızdır. Diğer fonlarda yapılacak kısıntıAğır zamlarla, vergilerle geçim lar ve kaynak aktarmalan sonucu sıkıntısı altında ezilen ve şaşkıtoplam fon açığının 911.6 milyar Iina dönen kitlelere bir yandan raya çekilmesi öngörillüyor. umacı edebiyatı yapmak, öte Kamu kesimi genel dengesi içir.e yandan vurdumduymazlığı üslup giren onemli fonlarda meydana geedinmekle biryere varabileceği lecek 911.6 milyar liralık açığın ağırlıklı olarak dış krediıerle kapatılması ni sanıyorsa, Başbakan aldanıöngörülüyor. Yapılan projeksiyonyor. Bu toplum, sorunlarmt uylara göre, Kamu Ortaklığı Fonu'na bu garca çözebilecek yönetimi deyıl, toplam 685.5 milyon dolar (838 mokratik yöntemlerle yaratabil milyar lira) tutannda dış kredi alamek umudunu henüz yitirmecak, 105 milyon dolar (134 milyar limiştir. ra) tutannda da dış borç ödemesi yaSayın Özal "Benden sonra pacak. Fonlann açığı kapatabilmek için de ödemesi gereken iç borç tutufan" diyerek o umudu yok ettannın 175 milyar lira fazlası kadar mek için çabaltyorsa bir diyeceiçeride borçlanması öngörülüyor. ğimiz yoktun • • * ANKARA (Cumburiyel Burosu) Bütçedeki darbogaz, fonlan da finasman darboğazı içine soktu. Bu y.la kadar sürekli kaynak fazlası veren fonlarm ilk kez bu yıl bir trilyon lira açık vereceği hesaplandı. Açığın daba da anmasını önlemek amacıyla Kamu Ortaklığı Fonu'ndan yapılan yaürırn harcamaları ile toplu konut kredilerinin kısılması kararlaştınldı. Dış borçlanmaya ağırlık verilecek. Edinilen bilgiye göre, fonlar 1986 ANAP büyük kongresi 18 haziranda Ozal: Ifeni zaııı yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Son zarolar nedeniyle Başbakan Turgut Özal'a partisinin >>önetim organlarında başlatılan eleştiriler dün de sürdü. ANAP Merkez Karar Yönetim Kunılu'nun dünkü toplantısında partililerin efcştirilerine hedef olan özal, "Çalısanbnn ekonomik dunımanu duzdtmek için iki vaatte bulunarak" eleşürileri yumuşatmaya çalıştı. özal aynca, "Yakın bir siirede ana maddelere zam yapıimayacağı" sözü verdi. özal, TBMM'den bütçe çıktıktan sonra Asgari Ücret Komisyonu'nu toplantıya çağıracaklannı açıklarken, temmuz ayı başında memur maaşlarında yapılacak ikinci ayarlamada ekonomik gelişmeierin dikkate alınacağını söyledi. özal, haziran ayında enflasyon hızının azalacağım da bildirdi. Başbakan özal, ANAP'ın dün toplanan Merkez Karar Yönetim Kurulu 'ndan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. özal, muhalefet liderlerinin zamlan ağır biçimde eleştirdikleri ve kendisini "çdgm" olarak nitelediklerinin haurlatılması üzerine, "Kendileri bu konusmalan ile kalsınlar. Biz memieketi böyle bir kavga ortanuna götürmejiz" dedi. özal, SHP lideri Erdal İnijnü'nün "Başbakan ctigıniık yapıyor şeklindeki sözlerini de şöyle değerlendirdi: "Size de gün dogdu maşallah. Tabfl basırumıza gün doğdu. Onlann istedikleri bizim karsılıklı böyle bir siyasiden de çıkarak. eski 80 öncesi dönemini hatırlatan (arzda kavga onamına girmemizdir. Bunu karsınuzdaki sijasi partilerin yaptığını çok yakından biliyonıın. Özdlikle eski si>nsi liderlerin alışkanlıklan böyle. Maalesef benim ifade edemeyecegim tarzda konuşmalar >apabiliyorlar. Kendileri bu konuşmalanyla kalsınlar. Biz memleketimizi bu şekilde karanlık bir ortarna. bir kavga ortamına götünneyecegimizi ta başından beri söyledik. Bn kavgalan hiçbir şekilde ginneyecegimizi çok açık olarak ifade ediyorum. Yalnız Sayın İnönü'yc söyleyeceğiın bir şey var. Esr ki kibarlığını. nazikligini bırakmışOr. Bunun hcrhalde bir parca kendisine yapıian yanlış tavsiyelerden ileri geldiğini Uhmin ediyorum. Eğer Türkiye'de seçim kazanmak isliyorsa tavsiyem yine eski haline dönmesidir. Yanlışlıklan onlar yapsalar da biz yapmayacagız." ARDEVDAKİ OLAYLARIN Zamlara karşı ses ANAP İçel milletveküi Rüştü Kâzım Yöcelen, MKYK toplantısında söz alarak yapılan zamlan eieştirdi. Yücelen, zamlann bazı durumlarda "zorunlu" olduğunu kabul ettiğirti belirterek, suni fiyat yükselmelerine karşı önlem alınmasını istedi. Yücelen, akaryakıta yapılan zammın birçok gıda maddesine yansıyacağına dikkati çekerek, halkın geçim sıkıntısı içinde bulunduğunu hatırlattı. Yücden, fıyatlann denetlenmesini ve vergi kaçakçılığının önlenmesini de istedi. Yücelen, şöyle konuştu: "Hiikümet vergi toplamada bazı mesafeler almıstı ama bu yeterii olamamaktadır. Kiiçük esnafa yiıklenmek yerine büyük ölçüde vergi kaçıran bazı işadamlannm üzerine gidilmelidir. Devlet mutlaka vergi toplamanın yolunu bulmalı, bu konuda gerekiyorsa sert önlemler alınmalıdır." MKYK toplantısında bazı milletvekilleri de zamlarm nedenlerine ilişkin Başbakan özaJ'a sorular yönelttiler. Edinilen bilgiye göre Başbakan Özal, zamlann hoş bir şey olmadığını, ancak zorunlu olduğunu ifade ederek konuşmasına başladı ve yakın bir sürede ana maddelere zam yapılmayacağı sözünü verdi. Özal aynca çalışanlann durumlarımn da alınacak bazı önlemlerle düzeltilmeye cahşılacağını bildirdi. MKYK toplantısında ANAP'ın GERÇEK yayın organı olan Petek Gazetesi ve bu gazeteden sonımlu Genel Başkan Yardımcısı Eyup Aşık bazı bakanların sen eleştirilerine hedef oldu. Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki özürlü çocukların karyolalarına bağlanmış resimlerini yayımlayan Petek'i en fazla eleştiren Sağlık Bakanı Biilent Akarcalı oldu. Akarcalı, Petek'in parti yayın organı olduğunu hatırlatarak, "Kendi kendimize kazık atma duramuna düşmemeliyiz. Partinin yayın orgarunda muhalefet yapılması yanlıştır" dedi. Sanayı Bakanı Şükrii V üriır ile Dişişleri Bakanı Mesut Ydmaz da Bülent Akarcalı'yı destekleyen konuşmalar yaptılar. Bazı MKYK üyeleri ise Eyüp Aşık'ınyanmda yer alarak, Petek Gazetesi'ni savundular ve gerçeklerin yazılması karsısjnda rahatsızlık duyulmaması gerektiğini söylediler. Toplantıda uzun bir süre Petek Gazetesi'nin tartışılması üzerine Başbakan Turgut Özal, gazetede yapılan son düzenlemelerden bügisi olduğunu belirterek, yeni biçimiyle gazetenin bir süre daha yayını sürdürmesini doğru bulduğunu ifade etti. Başbakan Turgut Özal, MKYK toplantısından sonra bir açıklama yaparak büyük kongrenin 1819 ve 20 haziran tarihlerinde toplanacağmı, ANAP'ın 5. kuruluş yüdönümünün de 20 mayıs yerine 20 haziranda kutlanacağını açıkladı. Özai, gazetealerin sorusu üzerine, akaryakıt fîyatlannın bundan böyle kur ayarlamalanyla orantılı yapılacağını söyledi. özal, bu ayarlamalarında en fazla biriki ayda bir yüzde 23 oranını geçmeyeceğini bildirdi. özal, sigaraya, elektrik ve PTTde yeni ayarlama düşünmediklerini ifade ederek, "Ama bunun yanında pryasanın şartlan neyi icab ediyorsa, mesela Kamu İktisadi Tesebbüsleri ile piyasadaki kuruluşlar mallannı satabiliyor, ilhalal imkânlan var. Bunlar arasında bir denge kurulması icap ediyor, bunun için fiyal indirmek gerekebilir, fiyal arttırmak gerekebilir. KİTIer ve bu manada çalışan özel tesebbüsler zaten bir dengeye giderier. Ama esas ana maddelerde herhangi bir yeni ayariama yoklur" dedi. özal, Irak gezısı sırasında lran'a yeni bir uyarı yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine de "Biz söyleyecegiınizi söyledik. tki ülkenin yöneticileriyle konustuğumuz zaman bu harbin sona ertürilmesi konusunda devamlı lavsiyede bulunoyoruz. Ama o onlann bilecegi iştir" diye yarutladı. Başbakan Özal, bazı haksız zamlann engelJenmesi için ne gibi önlernler alındığının sorulması üzerine de şöyle konuştu: "Şok zam olamaz. Çünkii 4 Şubat Karârlan alındı. Bu karariar herhangi bir şekilde malını satmak isteyen, stok suretiyle spekülasyon yapmak isteyene mani olacak kararlardır. Aldığım bilgilere göre 4 Şubat Kararlan lesirierini göstermeye başlamıstır. Bazı dallarda fiyat indirimleri başlanuşür. TaksKli satışlann surekri uzatılmaya başlamı^tır. Tabii iş çevrelerinin fi\aiını indirmeden satmam mümkun müdur tarzında vaklaşımı vardır. Paranın sıkılması ve almakla olduğumuz diğer tedbirier, vergi tahsilatııun hızlandınlması. ilave koyduğumuz tasarnıf imkânlan piyasadan para çekmeye vç spekülatif maksatlaria ne fi>pat arttırmanın mümkün olabileceğıni ne de daba önce arttınlmışsa bunlann bir kısmının geri gelecegine inanıyonım. Bu bir zaman meselesidir. tahmin ediyomın hazirandan itibaren bn söyledigim durum meydana gelecektir. Muhalefetin bu kadar, bir parçada çirkin laflaria hücura etmelerinin sebebi onlann da fiyat artıslannın tesirini iki ay içerisinde kaybedecegini bildiklerinden acaba şu îki aylık dönemde bir hamle \apabilir miyiz diye bir endiseden kaynaklandığım yakınen biliyorum. Çünkü Türkiye'nin enflasyon dışındaki bülün göstergeleri çok miisbettir." Özal, ihracatın antığını, vergi tahsilatının yüzde 61 oranmda gerçekleştiğini belirterek, "Esas itibanyla yaptığımız işler dogmdur. Vatandaşımız bunlann doğruiuğunu çok kolay bir sürede anlayacaktır" dedi. (Başıarafl 1.. Sayfada) Şekerİş Genel Başkanı Hikmel Alcan, Erdal İnönü'den "yerel seçimlere" bu yıl gidilerek, halkı bunaltan ANAP iktidanna dur denilmesini istediler. İnönü'nün bu isteğe yanıtı özetle şöyleydi: "Başbakan, doğru olmayan bir pazarlıkla. yerel secimlerin öne alınması icin anayasa degişikligi istiyor. Bunun için anayasa degişikligi yapılmaz, temel hak ve özgürlüklerin düzenlenmesi, çalışma yaşamını ilgilendiren konular için anayasa degişikligi yapılır. Kaldı ki. haziranda 130 bölgede yerel seçim var. Basbakan bu seçimden kaçmaya cakşıyor." *•• Demokratik UĞUK MÜMCU (Baftarafı 1. Sayfada) GÖZLEM Kokteylden En büyük rakibim Semra Muhalefet terbiyesiz ANKARA (Cumhuriyel Burosu) Başbakan Turgut Özal, ANAPın yeni dönem miUetvekilleri için düzenlenen kokteylde de hayat pahalılığı sorunu ile karşılaştı. Bir milletvekilinin pahalılıktan yakınan eşine Özal, "Avnıpa'daki ücrellerin Türkiye'den yüksek olnadığı" yanıtını verdi. Başbakan Özal, önceki akşam Büyük Ankara Oteli'nde düzenlenen kokteyle eşi Semra Özal ile birlikte geldi. Devlet Bakanı Veysel Atasoy ile sohbet ederken Atasoy, Meclisteki "eşek Iartışması"nı anlatarak, "Çok konuşmaya çalıslık, ama başkan söz vermedi" diye yakındı. Özal da TBMM Başkanvekili Yıldınm Ava'yı kastederek, "Zaten o potu ki.ncşğı belliydi" dedi. Milletveküi Reşil Ülker de Avcı'nın genel kurul salonuna tartışmalardan sonra bir daha giremediğini söyledi. Milletveküi Ülkü Söyleroezoğlu, genç milletvekillerinden söz açınca Başbakan, "Meclis bugün nejecanlannuş, bu gençler başınuza iş açacak" şeklinde konuştu. Başbakan Özal eşinden ayrüarak salonun öbür tarafına doğru yürürken, Semra Özal'ın TBMM'deki tartışmayı anlatan milletvekiUerine muhalefet için "terbiyesizler" dediği duyuldu. Semra Özal, bazı parlamenterlerle fotoğraf çektirirken, Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralban sonradan katılarak Semra Özal'ın önünde diz çökerek objektiflere poz verdi. Vuralhan, fotoğraf çekilmesinden sonra Başbakanın eşine dönerek "Sizin öniiniizde diz bile çökülür" dedi. Özal, çok sayıda türbanlı parlamenter eşinin de bulunduğu salonda dolaşırken, Semra Özal'ın nerede olduğu sorulunca, "Hanımefendi benimle rekabel ediyor. Benden daha fazla geziyor ve benden daha çok kalabalık topluyor. Semra Hanım tnöna'den de Demirel'den de fazla kalabalık topluyor" diyerek kahkaha attı. Basisen Sendikası Genel Başkanı Metin Tiryakioglu ise, sosyal demokratlann bölünmüşlüğünden söz ederek, sosyal demokratların bütünleşmesi gerektiğini söyledi. Inönü, Tiryakioğlu'nu yanıtlarken, "Halk zamiardan inim inim inlerfcen 'Ben bazı insanlarla vaktiyle jîeçinemedim' gibi gerekçelerle çıkanlan kişisel aynlıklar, güçlü bir hareketin önünde dayanamaz" demekle yetindi. *•• Tek Gıdaİş Sendikası Genel Başkanı Orhan Balta'nın, İnönü'ye yaptığı öneri ise oldukça ilginçti. Balta, "Sendikalar, konfederasyonlar artık kendi partilerini kurabilmeü" diyordu. Balta, bu konuda anayasa değişikliğine gidilmesi için ısrarlıydı. • **• Toplantı, bir dertleşme havasında geçti. Toplantıya kalılan başkanlar, öneri ve isteklerini farkh yonlerden dile getirdiler. Petroltş Başkanı Münir Ceylan, siyasal iktidann, demokratik haklara düşmanlığını ortaya koyduğunu belirterek, "Sonınlanmız artık demokralik uzlaşma yollanyla çözümlenemez. Yasal yollann ^ıkandığı zaman demokratik direnmeler gündeme geimelidir" dedi. Yollş Başkanı Bayram Meral, eyleme çıkan işçilere karşı işverenin baskı yürüttüğünü vurgulayarak, SHP'nin işçilere destek olmasını onerdi. Toleyis Başkanı Mustafa Aras, 12 Eylül sonrası sendikacıların "afa" olarak nıldendirildiklerıni söyledi ve sendikacıların itibarlarını geri istediklerini bildirdi. ÇAOŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL M Yeni Iksaya Göre" SORU: Tjrgut Özal Semra Özal men hemen hiç uygulanmamıştır. "Küçükleri Muzır Neşriysttan Koruma Yasası" bugünkü biçimini 1986 yılında almıştır. Yasanın 2. maddesine göre 18 yaşından küçüklerin "maneviyatlan üzerinde" olumsuz etki yapacak cinsel yayınlar, "Başbakanlık bünyesinde?' oluşturulan bir kurulca incelenir. Bu kurul "müstehcen ve hayasızca yazılmış" olduğu ileri sürülen yayınlarda "resmi bilirkişilik" yapıyor. Ceza Yasası'nın tanımına göre "müstehcen ve hayasızca" yapıtdığı savıyla açılan davalarda yargıç serbestçe "bilirkişT' seçemiyor. Bu kurul, yargıcın bilirkişi seçimini engelliyor. Bu gibi davalarda bilirkişi, yargıcın kendisi olmalıdır. Bir yargıcın suç olup olmadığını belirleyemediği bir yayındaki suç öğelerinin "resmi bilirkisiler" aracılığı ile saptanması düşündürücü değil midir? Kendisine "resmi bilirkişilik" görevi verilen bu Kurul "yargı bağımsıziığı" ile nasıl bağdaşır? Hemen kaydedelim? Bağdaşmaz. Niçin bağdaşmaz? Anayasa'nın 138'inci maddesi şöyledir, okuyalım: Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunmaz... Bu kurul oluşum ve işlevi ile yargı bağımsızlığını dolaylı yollarla da olsa zedeliyor. 1117 sayılı yasanın 6. maddesinde "Fikri, içtimai, ilmi ve bedii kıymeti haiz" yapıtlann yasa kapsamı dışında olduğu kaydedilmekte, ayrıca ilgili kurulun kararlarına karşı Danıştay yolunun açık olduğu belirtilmektedir. Hangi yapıt "//m/"dir? Hangisi "müstehcen?" Bir yapıtın "müstehcen" ya da "hayasızca" olup olmadığı toplumdan topluma, kişiden kişiye ve zamana göre değişir. Bu yüzden "müstehcenlik" ve "hayasıztık" gibi konularda, ceza hukukunun "Yasanın apaçıksuç saymadığı bir eylemden ötürü kimseye ceza verilemez" kuralı akla gelir. Çünkü •"" "müstehcenlik" gibi kavramların nesnel ölçüleri bulunamaz. Bufunmadığı için de bu tür suçlar, "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" kuralı ile çelişirler. Toplumdan topluma, kişiden kişiye ve zamana göre değişkenlik gösteren "müstehcenlik" kavramının Başbakanlık bürryesinde kurulan bir "resmi bilirkişi kurulu" eliyte saptanması, yargıçların "kanıtlan, vicdani kanaatlerine göre değertendirmelertne" bir "resmi müdahaie" sayılır. 1117 sayılı yasa, "muzırnesriyaf yaptırımı olarak para cezaları öngörmekiedir Para cezast da "tiraja" göre değişmektedir. Böylece ceza yaptınmında da bir "belirsizlik" ortaya çıkmaktadır. Bu türbelirsizlik, "suçların kanuniliği" ilkesi ile de çelişen özellikler taşımaktadır. 1117 sayılı yasada yer alan bir başka çelişkiye de değinelim: Yasanın ek 1/B maddesi, aylık, üç aylık ya da yıllık yayın organlarında küçüklerin maneviyatlarını etkileyici "muzır yayın" yapılması halinde yaptırım olarak yalnızca para cezası öngörmektedir. Ek 2. maddeye göre de aynı yayın, "Bir aydan az süreli mevkutelerde" yapılırsa yayın organı sahibi ve yazı işleri müdürü hakkmda Ceza Yasası'nın 426'ncı maddesi uygulanabilecektir. Yani 1 aydan 2 yıla kadar hapis! Görüldüğü gibi suç ve ceza, yayın organının süresine göre değişmektedir. Bu gibi yayınlara "müsadere ve imha" oianağı veren madde de Türk Ceza Yasası'nın 427'nci maddesidir. Dünyanın birçok ülkesinde cinsel suçlar ile ilgili yaşal düzenlemeter ve uluslararası antlaşmalar yürüriüktedir. Onemli olan, edebi ve estelik düzeydeki sanat yapıtlarını "imha"öan kurtarıcı yasal düzenlemeleri benimsemektir. Diyeceksiniz ki: Kim getirecek bu düzenlemeleri? Bugüne kadar ANAP hükümetince yalnızca kaçakçılık suçlarına af niteliğinde hükümler getirilmiş olması, suç ve ceza kavramlarına nasıl bakıldığını, hangi çevrelerin ve kimlerin bu yolla korunduklarını ve kollandıklannı göstermiyor mu? Hayat pahalılığı Milletvekillerinin arasında dola^arak sohbet eden Özal, bir süre önce TRTnin zakkum konusundaki yayırunı eleştiren Gümüşhane milletveküi Ülkü Guney ile karşılaştı. Güney'in eşi Meiike Güney, Başbakana hemen hayat pahalılığından yakınarak, etikalerin yüksekliği karşısmda alışveriş yapamadıklannı söyledi. Meiike Güney, "Biz üst sınıf olduğumuz halde vitrinlere bakıyonız. Birçok şeyi alam vonız. Vatandaşın hali ne olacak?" dedi. özal, Meiike Güney'e gelir durumuna ilişkin çeşitli sorular yönelterek, ayda evlerine üç milyon lira dolayında para girdiğini öğrendi. Güney'in bir çocuğunun Anadolu Lisesı'nde ücretsiz okuduğunu duyunca Özal, "Onlardan da para alacağız. Sizi biraz daha fazla çalıştıracağız" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) başlayarak, çeşitli loplantılannızdan başlayarak, direnmeler, hiç sanmayın ki etkisizdir. Bunlann etkisi Sayın Başbakanı görülmemiş şekilde manlıga aykın demeçler vermeye zorlayabilir. Ama bu, çıkar bir yol degildir. Sonunda halkın istedigi doğrultuda davranmak zorundadır iktidar. Sayın Başbakan istemese de, halkın bu yoldaki davranışı, iktidar partisini de, Başbakanı da elkileyecektir. Tabii imkân olsa da, yeniden bir erken seçim olsa, iktidar bu şekilde degişse, sorunlar daha çabuk çözulür. Ama bu tepkiler. bu davranışlar, eninde sonunda bir seçime götürecektir. Daha önce TBMM'de yasal düzenlemelerde etkisini gösterecektir. Demokrasinin çeşitli platformlannda. önümüzdeki günlerde sağlıklı sonuçlar alacağız umudundayım. Bunian boş umutlar, çaresiz bekleyişler gibi görmemenizi istiyorum. Çaresiz bekleyisler dönemi aşılmıştır. Artık ara donemde değiliz. Demokrasinin iki seçimden sonra artık tüm kurallannın, kurumlanmn işlememesi için hiçbir neden görülemez. Bizim adım adım yaptiğımız, sizlerin gerçekleştirdiğiniz davranışlar. demokrasinin ilerlediğini ve bu ilerleyiş içinde beklediğimiz sonuçlan alacağımıza işarettir. Bunun otesini birlikte gerçekleştireceğiz." tnönülden 104J dogumluyum. Sigortalı ise ilk giriş larihim 1.4.1966'dır. SSK'iı olarak sigortalı çalışmalanm aralıklarla sürdü. 1980 yıhnd^, benim de kurucu ortağı oldugum bir limitet şirket kunıp iş hayatımı stirdürıneye çalıştım. Daha sonra 1983 yılında hisselerimizi devrederek bir büyiik kuruluşa kabldık. Halea aynı limitet şirkette ve SSK'lı olarak görevimi surdürmekteyun. Geçen yıllarda sürekli tavandan ödediğim SSK primleri şu anda gene tavandan ve 537.600 TL.'den odenmektedir. Tahminim 1991 yılı nisan ayına kadar 6.000 gün dolayında prim ve yssanın gelireregi ta>andan primler ödenecektir. Sonılanm; 1) Nisan 1991de SSK'lı olarak 25 yılımı doldurdugum zaman yeni yasaya gore yüzde kaç uzerinden emekli olabilirim? 2) SSK'nın gün, yaş ve yıl koşullarını doldurmuş bulunan istege baglı sigortalüann yeni duzenlemeye göre emeklilik oranlan nedir? G.D. İSTANBUL YAN1T: 9 Temmuz 1987'de yürürlüğe giren ve kamuoyunda Süper Emeklilik Yasası olarak bilinen 3395 sayılı yasa ile SSK'dan emekli olanlar, normal emekliler ve süper emekliler olarak ikiye aynlmıştır. 25 yıllık sigorîalılık süresi içinde 5.000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş bulunan normal sigortalılara yaşlılık aylığı, T06O oran uzerinden, gene 25 yıllık süre içinde 5.000 gün prim ödemiş olan ancak "Üs« Gösterge Tablosu" uzerinden süper emekli olmaya hak ka • zanmış sigortablara ise ToSO oran uzerinden bağlanmaktadır. Gerek normal, gerekse süper emeklilerin 5.000 günün üzerinde ödedikleri her 240 günlük maluliyet, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi için bu oranlar Vol'er arttırılmaktadır. Bu nedenle 1991 yilında ve bugünkü uygulama içinde 6.000 gün prim ödeyen ve süper emekli olma hakkını kazanmış sigortalılara %54'den yaşlılık aylığı bağlanacaktır. 2 3395 sayılı yasa ile "Isteğe Bağlı Sigorta" koşullannda da değişiklik yapılmış, ancak yaşlılık aylığı bağlanması yönünden yıl, yaş ve prim günü aynı olan zorunlu sigortalı ile isteğe bağlı sigortalıya bağlanacak aylık konusunda bir ayrıcahk getirilmemiştir. 25 yıllık sigortalılık süresi içinde 5.000 gün prim ödeyen zorunlu ya da isteğe bağlı normal emeklilere aynı orandan (VoöO'dan), süper emeklilere ise «0 50'den yaşlılık aylığı bağlanmaktadır. CONEYT ARCAYÜREK yaz.yor (Bafrarufı 1. Sayfada) ekim isteğini muhalefete kabul ettirebilmek çabasıyla Özal, iki partinin seçimden "kaçtığını" hemen her fırsatta söytemişti. Aynı Özal yumurta kapıya gelince, hele başında görünen kamuoyu araştırmalarıyla bizzat yaptırdığı anketlerde tepetaklak gittiğini öğrenince şapkayı önüne koyarak kara kara döşünmeyı yeğlemişti. Muhalefet iki yönçlen çevirme hareketine girişmiştı. inönü. anayasaya karşın ekimde seçim yapılamayacağını hukuksal açıdan ırdeliyor. Anayasa Marıkemesi'ne gideceğini söylüyordu. Demirel seçim kaçağının iktidar olduğunu kanıtlamaya yönelik öneriyle, gerekiyorsa anayasayı değiştirebilmek için iktidarın gereksindiği sayıyı tamamlayıp "başta TV, eşit koşullarda hem de haziranda seçime gidilmesini" istiyordu. Özal hemen yanıtlıyor, seçimin hazirana yetişmeyeceğini açıklıyordu. Demirel soruyordu: Bir genelseçimin zorlu] koşulları bir ay içinde yerine getirilebiliyorsa, iktidarın ısrarla istediği yerel seçim hazırlıklan iki aylık sürede neden tamamlanamıyordu? SHP ve DYP yöneticileri Başbakan"ın "bir kez anayasayı ihlal e<menin sakıncalı olmadığı" yolundaki son incisini dün başka açıdan yorumluyorlardı. Dediklerine göre anayasayı bu denli hafife alan bu sözleri Ozal, asıl amacına hizmet etmek için bilinçle soylemiştı. Başvuru durumunda Anayasa Mahkemesi'nin yasayı iptal kararına bu yoldan katkıda bulunuyordu. Anayasaya aykırılığını bile bile bir başbakanın yasayı geçirmeye kararlı görünmesine başka anlam verilemezdi. Yasayı hazırlatan, muhalefete olmadık suçlamalan reva gören Başbakan, şimdi "Meclisteki görüşmelerde anayasaya aykırılığın ortaya çıkacağını" söyfeyebiliyor, hatta seçimin bu yıl yapılmasında "henüz kararları" olmadığını belirtiyordu Dün söylediğiyle bugün çelişen son açıklamaları muhalefet, 'bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' benzetmesiyle alaya alıyordu. Özal, kuşku yok Anayasa Mahkemesi kararını bekleyecekti. Yasayı iptal kararı çıkarsa çarnaçar seçimin gelecek yıla kaldığından dem vuracaktı. Anayasayı değiştirip haziranda seçim önerisine yanlı görünmemesindeki gerçek neden de buydu. inönü, DYP önerisine karşıydı. Demirel, dün Basbakan'ın gelecek yıl ANAP'ın daha kötüye gideceğini bildiğinden bu ekimde direnmesi olasılığından söz ediyordu. Ekimde köylüye bol para dağıtmayı Özal'ın hesap defterine yazdığını, bu nedenle bu yıl seçim isteveceğini öne sürüyordu. Zaten bu yasayla yerel seçimlerin genelde ekim ayında yapılması öngörülüyordu. Ama bu yılın ekim ayı için Meclisin gün saptayan ayrı bir "karar alması" gerekiyordu. Özal böylesıne onemli karar için Anayasa Mahkemesi'ni bekleyebilirdi. ANAP Grup Başkanvekili Ahmet Karaevli. "Kabul edilmesinde direndikleri yasaya bu yıl ekim ayının şu günü seçim yapılacak" hükmünü getirmediklerini söyleyerek Özal'ın çark etmeye başladıgı izlenımini veren pulitikasını açığa çıkarıyprdu. iktidann korkulu beklentisinin tersine, muhalefet partileri vergide olduğu gibi yasanın geçmesini engellemeyeceklerdi. SHP adına Özer Gürbüz anayasaya aykınlığı vurgulayacak, son dakika değişmezse OYP adına Yaşar Topçu, anayasanın değişmesine yardımcı olacaklarını söyieyecek, ancak haziranda seçim isteyecekti. O kadar!.. Enerji Bakanı Kurt'un eşek öyküsünü tamamlayarak ANAP Grubu'nun sigonasını attıran Topçu konuşur da Meclis yine sıra kapaklannın vurulduğu kavgalı bir ortam yaşamazsa ne yapacağını bilemeyen Özal'ın başlarda ateşli savunularia gündeme getirdığı yasa kabul edilecekti. Evren, günlerce önce yasayı onaylayacagını açıkladığından sorun kalmıyordu. Bu görünüşler Özal'ın seçimden sonraki dört ay içinde eskidiğini gösterıyor Ne yapacağını bilmez, dağınık ve şaşkın bir iktidann bir avuç muhalefet gruplan karşısmda çaresizliğini sergiliyor Sağır sultan Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz da, Özal iktidarınm Türk çalışma hayatına ve Türk işçisine reva gördüğü yanlışlıklan, tek sağır sultanın duymadığım ifade etti. Yılmaz, iktidann bu "vurdum, duymaz" tavrına karşıhk, hükümet tarafından hazırlanan çalışma yaşamına ilişkin yasalann Mecliste görüşülmesi sırasında SHP milleivekillerinden destek istedi. Daha sonra söz alan SHP İşçi KorriLsyonu Başkanı Vğar Batmaz, DYP ile ortaklaşa hazırlık çalışmaları sürdüriilen anayasanm çalışma yasamına ilişkin maddeierinin değiştirilmesi önerisi konusunda bilgi verdi. PARLIAMENT YÜKSEL PARILn 1955 ... İçerideki ve dışarıdaki onurlu yaşamın örnek olsun. Cenazesi bugün Haseki Hastanesi'nden kaldırılacaktır. AİLESİ VE ARKADAŞLARI ADINA KARDEŞİ, AYDIN PARILTI BAŞSAĞLIĞI Arkadaşımız İLHAN YILHAN'ı 1,23 Hilton Convention Center Rezrv Tel: 131 46 46 elim bir trafik kazasında yitirdik. Ailesi ve dostlarına başsağlığı dileriz. Düşüncesi düşüncelerimizde, acısı yüreğimizde yaşayacaktır. t.Ü. Müh. Fak. Jeoloji Müb. meslektaş ve arkadaşlan adına MUSTAFA SOY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear