25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MART 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR tSMAlt GULGEÇ CUMHURİYET/5 Eskiyi doğru olarak keşfetmek, yeniyi de doğru kurmayayarar Miıııari yapıüara sahip çıkalım Mimari mirası yok etmek, tarihi sise itmek demektir. Tarihin en canlı somut örneklerini şu veya bu nedenle yok etmek, toplumun tarihle olan ilişkisini koparmak anlamma gelir. Yol yapacağız, kanalizasyon yapacağız, sanayi sitesi veya beş yıldızlı otel yapacağız diye tarihi yapılarımızı yok edemeyiz PÎKNİK PİYALE MADRA OLMAZ DEDİM. DOÇ. DR. METE TAPAN Tarihe sahip çıkmak, tarihin toplumun kültünine katkısını yukseltmek her aydırun görevidir. Bu görevi yaparken çok boyutlu, dengeli ve gerçekten toplumun aydınlanmasına yönelik olarak sorunu ortaya koymak kaçınılmazdır. Tarih, bıze bir toplumun var olma nedenlerini sosyal, ekonomik ve teknik nitelikleriyle ortaya koyar. Tarihsel eleştiri bir algoritmalar bütunudür. Bu bütün irdelendiğinde, bu algontmaların nasıl birbirlerine veri oluşturduğunu, hangı olgu sonucunun hangi olguya girdi olduğunu görmek olanaklıdır. Tarih, dolayısıyla bir sistemci yaklaşımla çözumlenebilir. Nesnel verilerle bir sistemi tanımlamak gerekir. Ancak böyle bir davranış, tarihi, geçmişi anlatan veya nostaljik duygularımızı tattnin eden bir olgu olarak değil, toplumun yaşaması için, benliğine sahip olabilmesi için gerekli, mantık sal yöntemlerle çözumlenebilecek bir Jcavram olarak ortaya koyabilir. Tarih incelenirken çeşitli araçlara, yöntemlere başvurulur. Bu araçlar içinde belki de en somutu mimari ürünlerdir. Tarihin, sosyal, teknik, ekonomik kesitinin en doğru verileri, sivil veya anıtsal tarihi yapılardır. Elimizde ne kadar bu tarihi yapılardan kalmışsa, o denli tarihimizi daha nesnel yazabüiriz. Yapılan salt taş, kum, çimento, ahsap olarak görmemeliyiz. Her tarihi yapı, yaşanmış bir sosyal olgunun somut görünümüdür. Ülkemiz belki de dünyada eski eser yonünden en zengin hazineye sahiptir. Anadolu'nun her yanı kultür hazineleriyle dopdoludur. BüyOk yerleşim merkezlerimiz halen eski dönemlere ait yapılarla bezenmiştir. Toprak altı, toprak üstünden de zengin olan bir ulkede, acaba bu zenginliğin tadını çıkanyor muyuz? Yoksa vurdumduymazca bir mirasyedi davraruşı içinde bu hazinenin yok olmastna mı çalışıyoruz? Mimari mirası yok etmek, tarihi sise itmek demektir. Tarihin en canlı somut örneklerini şu veya bu nedenle yok etmek, toplumun tarihle olan ilişkisini koparmak anlamına gelir. Yol yapacağız, kanalizasyon yapacağız, sanayi sitesi yapacağız veya beş yıldızlı otel yapacağız diye, tarihi yapılarımızı, doğa varhklarımızı yok edemeyiz. Nüfus artışı bazı şeylerin yok olmasını zorlayabilir. Yeni yaşam modelleri, yeni değer sistemleri, fıziksel düzenlemelerde yeni yaklaşımlan, alışılmıştan farklı çözumleri getirebilir. Ancak bu farklı çözumler, değer sistemleri, eski eserleri yok etmenin bir nedeni olmamalıdır. Onlan yok etmek, geleceğe ışık tutacak tarihi bulandırmak, tarihi gerçeklen bir sis perdesinin arkasına atmak anlamına gelir. Böyle bir davranış sonucu ortaya çıkan ortam, bazı küçük yararların peşinde olan kişilerin de işine yarar. Eskiyi doğru olarak keşfetmek, yeniyi de doğru olarak kurmaya yarar. Bu sav her konu için geçerlidir. Teknolojik alandaki gelişme, bu davranış biçiminin en guzel örneğidir. Teknoloji taş üzerine tas konarak gelişir, cağdaşlasır. Kamu yönetimi, vb. gibi insan yönetimiyle Ugiü disiplinlerde de aynı gelişme biçimini göruyoruz. Bu nedenle tarih, bu gelişmeleri benliğinde tutan bir olgu ve irdelenmesi gerekli bir aydırdanma aracıdır. Bunu yok etmek, toplumun gelişmesini engelleme anlamına gelir. Her türlü poliük önyargıdan, ideolojilerden uzak olarak tarihi değerlendirmemiz gerekir. lşte bu konuda fiziksel veriler en nesnel tarihi aydmlatma verileridir. Dolayısıyla bu fizıksel verileri korurken doğru biçimde korumak zorunluluğu da vardır. Bu konuda tüm koru.nacılara seslenmek istiyorum: "Tarihi çarpıtmak istemiyor. gelccek kuşaklara doğrulan Uetmek istiyorsak, eskiyi bozmadan, eskiye saygılı ve sadık kalarak, sivil ve anıtsal mimarimizi koruyahm." Olay, bir makyaj olayı veya eski bir yapının beden duvarlannı ye ni bir yapıda kullanmak değildir. Sorun, doğruyıı bulmak, doğruyu kavramak uğraşısıdır. Bılgımiz yoksa, bir yapıtı bugünku halıyle, daha fazla harap olmaması için önlem alalım veya aynı malzeme ve ışçılik yoksa, yapıyı onarıyoruz diye onu bir acube haline sokmayalım, yine bugünku haliyle bırakalım. Görüldüğu gibi, sonın çok yonludür. Amaç doğru ve bilimsel yöntemlerle eskiyi korumaktır. Maddi yarar sağlamak düşüncesiyle eski esere yaklaşılamaz. Eski eseri onarmak için hem paraya hem de zamana gereksinme vardır. Para onanm için, zaman ise araşurma için. Eski eser kommacılığı aceleye gelmez. Eskiyi soysuzlaştırmak, tarihi çarpıtmak anlamına gelir. Tarihi yok etmek veya çarpıtmak, toplumun bilinçlenmesini kötu yolda etkilemekle birdir. Tarihin en somut örnekleri olan miman yapıtlara ülkenin tüm birevleri olarak sahip çıkmamız tarihi bir görevdir. Bu görevi yaparken, bu görevin bilincine varmak, bu gorevin gerektirdiği bilimsel yöntemlere baş\Tirmak kaçınılmazdır. Tarihi verileri çarpıtmadan onarmak, herkesi bu konuda bilinçlendirmek, eskiyi sevdirtmek devletin, aydınlanmızın başlıca amacı olmalıdır. HIZLJ GAZETECİ O FIÇIYA SECDET ŞEI* HEY, NAAPIYOSUN O 6Aİ.TAYLA OLUgVM P£ 3EN tf 'loeeigM I İ J / l 0CA/0V FICIYİ. ÇtZGÎLtK KÂMtL MASARACI Gunter Walraffa Ingîliz Oscar'ı LONDRA (Cumhuriyel) Batı Almanyalı gazeleci ve yazar Gunter Walraff'ın " E n Alttakiler" adlı kitabmı hazırladığı sırada çeküen aynı adlı film, lngiltere Sinema Akademisi tarafından En lyi Yabana Televizyon Programı seçildi. Ingiliz Osear'ı sayüan BAFTA Ödülü'nü aldıktan sonra kısa bir k o nuşma yapan Gunter VValraff, "Kendi ülkemde kara listeye alınan bu filme odiil verdiğiniı için teşekkur ederim. Bu ödul, belki filmin kendi ülkemin lelevizyonunda gosterilmesini de saglar" dedi. Öte yandan, Sean Connerj, Umberto Eco'nun aym adlı romaıundan sınemaya aktanlan "Gulun Adı" adlı filmdeki yorumuyla En Basanlı Erkek Oyuncu, Ann Bancrofl da "84 Charing Cross R o a d " adlı filmdeki oyunuyla En Başarılı Kadın Oyuncu seçildiler. Oltver Stone, "PlatoonMüfreze" adlı fılmi dolayısıyla En lyi Yönetmen seçilirken, "Jean de Floretle" adlı film de En lyi Film odülune değer göruldu. Bu arada, TRT Televizyonu'nda da gösterilen "Emret Bakanım" adlı dizide bakanlık musteşarını canlandıran Nigel Havvthorne. bu rolüyle dördüncü kez odule değer görüldü. Güzel İstanbııl KaraMizah \aruşması • A AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA.\ 5«M* Wt»i«. Kültür Servisi 1. Uluslararası "Guzel İstanbul" Kara Mizah Yanşması duzenlendi. "Yeşil Dayanışma" tarafından duzenlenen yanşmaya, her türiu anlatım tekniği kullanılarak katıbnabilecek. Yanşma duzenleyicilen, yaptıklan açıklamada. "Yanşma seçici kurulu tarafından degeriendirilecek estrterin sahiplerine Guzel İstanbul Ödıilü'nün İstanbul halkının şükranlanyla birlikle verilecegini" belirttiler. Yanşma sonunda seçilen eserler ve fotoğrafları, lletişim Yaymları ve Dönemli Yayıncılık tarafından kitap haline getirilecek. Yanşmaya katılacak eserler, 2530 Nisan 1988 tarihleri arasında "Musiafa Mazhar Bey Sokak, 51/6, Feneryoluİstanbul" adresıne teslim edilebılecek ya da bu tarihler içinde eldç olacak biçimde posta ile gönderilebilecek. 1. Uluslararası "Güzel İstanbul" Kara Mizah Yanşmasf nın seçici kurulu Mehrael Adam. Enis Balur, Murat Belge, Bahar Öcal Duzgöreo, Bülenl Erkmen. İlber Ortaylı ve Latife TeUin'den oluşuyor. 1 \c«n o\^şfcMR^Jyo^h^ • <t N ^r %a,ı TARİHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKAS 22 Mart 19. yüzyıl Alman izlenimcileri C ızlemmcı üç Alman sanatçının yapıtları Dolmabahçe Sarayt Bırincı HareKet Köşkü'nde sergılemyor Max Liebermann Max Slevogt ve Lo</ıs Corınth ın yapıtiannın yer aldığı sergı 27 marta kadar açık kalacak Connth'ın 1893te yaptığı Sandalye Uzenndekı Çıplak Kadın" da sergıdekı yapıtlar arasında Dünya Tîyatro tjriınu Uzutı bir sabrm ürünti Mina Sanver 9. kişisel resim sergisini Atatürk Kültür Merkezi'nde açtı. Sanatçının sergisi ay sonuna kadar açık kalacak. Hocası Nurullah Berk'in, Sanver'in 1980'deki ilk kişisel sergisi dolayısıyla kaleme aldığı yazıyı sunuyoruz. Kültür Servisi Ressam Mina Sanver, dokuzuncu kişisel sergisini Atatürk Kultur Merkezi Sanat Galerisi'nde açtı. 19721981 yılları arasında Prof. NnnıHah Berk'in atölyesinde öğrenim gören, Londra'daki Sir John Cass Sanat Okulu'na devam eden Sanver'in sergisi ay sonuna kadar görülebilecek. Daha önce sekiz kişisel sergi açan Mina Sanver, aynca 41. Devlet Resim ve Heykel Sergisi, 1. ve 2. Gunumuz Sanatçılan Açıkhava Sergileri, lş Bankası Koleksiyonu Sergisi, Nurullah Berk'i Anma Sergısi, Armo Galerisi Yeni Yıl Sergisi, Yeni Boyutlar Kösesi, Ressamlar Derneği Sergileri, Geıçlik Yılı Sergisi ve Adalar Festival Sergisi gibi karma sergilere de katldı. Mina Sanver, ilk kişisel sergisini 19İ0 yılında Parmakkapı lş Sanat Gaerisi'nde açmıştı. Burada, hocası Kurullah Berk'in, Sanver'in ilk serg i s dolayısıyla kaleme aldığı bir yaz ı y sunuyoruz: Teknik 'hüeierinin sanat yapmayı olsjanüstu kolaylaştırdığı bir dönende, epeyi yıllardır çalışmalarını izldiğim bır genç kadın, Bayan MinamSanver, genel gidişe ayak uydurm a yerine, klasik kurallara uymayı d a a doğru bulmuştur. lina Sanver desen çizmesini bilir. B i d e s e n i örtecek renkleri titizlikle seacr, dikkatli kanşımlanm sabırla t ı a i l e serer. Bu sergide goreceğıniz yajıboya çalışmalan, önceden birikt İ T m i ş uzun hazırlıklarm sonuçlöylece Mina, Sanver, bu ilk sergifyle, Andre Gide'in 'Sanat, uzun b â sabnn urunudur' aforizmasını ti i l ı çıkaracak bir sonuca varmaklak/arınını sağlam bir temele oturtrrraş oldu. Aslında, bugünün sonucu, sürekli, kesin bir sonuç sayılmamalı. Sanatta bugün bo>unayannı, yann da bo>"una öbur günü hazırlar. Böylece sanatçı, ömrü bo>"unca, bitimi görulmeyen bir merdivenin basamaklarını bir bir çıkmak, her basamağı tırmanışında öncekinden daha iyiye, daha sağlama yönelmek kaderiyle baş başadır. Mina Sanver'de bu kaliteyi seziyorum. Temiz iş çıkarmak ga>T«iyle kanşık bir alçakgönullülük. Söz, alçakgönülliiluğe degdi mi hep Georges. Braque'ı hatırlarım, *Sanatçı, düedigini değil, yapabildigini yapar.' lşte koca İngres'e, Lou\ re kapısınm açılışını bekleten bu bilinçti: tçeri girip, Albert Dürer'in desenlerini kopya etmek için: öğrencilik döneminde de Hocası Nurullah Berk'in gözüyle ressam Mina Sanver ğil, Jean Dominique tngres olduktan sonra. lngres'i bırakalım da La Kootaine'in hikâyesini analım. Nasıl olsa vanrım diye sağda solda eğlenen tavşanuı tam aksine yavaş yavaş amaca doğru yürüyen kaplumbağanın ötekini aşıp son çizgiye varışı hikâyesi. Benim zorumla açmaya razı olduğu bu ilk sergisiyle Mina Sanver, "yapabildigini" gösteriyor. Niceleri bu sonuçla yetinip kendilerini tekrarlar, ama dörtyol ağzına geldiklerinde ne yapacaklarını bilmezler. Minada o tabiatı görmüyorum. Işin ciddiyetini, çetinliğini, önemini kavramıştır. Sanınm sanat merdivenlerinin basaraaklarını bir bir tırmanmaya devam edecek, gucunün yettiği kadar üstlere çıkacaktır. Rönesansın ünlü ressamının, papaza: Sen de bir yandan dua et ki bu zor işin üstesinden geleyim, dediği gibi yol göstericılikten başka bir şey yapmayan hocası ben Mina Sanver'e, seçtiği yolda gayretle yurumesini dilemekle yetinmeyi, yeni yeni çalışmalannı beklemeyi yeğ görmekteyim" Kültür Servisi Her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul Şehir Tiyatroları, Dünya Tiyatrolar Gıinü olan 27 mart pazar günu Harbiye Muhsin Ertuğrul, Fatih Reşat Nuri ve Usküdar MusahıpzadeCelai tiyatrolarındaki saat 18.30 oyuniarını ucretsiz olarak sahneleyecek. Aynı gece Ortaoyuncular ve Karagözcüler Derneği tarafından ortaklaşa duzenlenen 1988 tsmail Dümbullu Odülü'ne Haldun Taner'in "Keşanlı Ali Destanı" adlı oyunundaki tzmarit Nuri roluyle. değer görülen Savas Dinçel'e ödulü, geçen yılın İsmai! Dümbullu Ödulü sahıbi Suna Pekuysal tarafından verilecek. 27 Mart 1988 Pazar günu saaı I8.3O'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda Anton Çehov'un "Vişne Bahçtsi", Fatıh Reşat Nuri Tiyatrosu'nda Claude Magnier'nin "Döne Döne" \e Üsküdar Musahipzade Celal Tiyatrosu'nda Heinrich Böll'un yapıtından sahneye uyarlanan "Kalharina Blum'un Çiğnenen Onunı" adlı oyunlan ücretsiz olarak seyredilebilecek. 1832'DE SUGÜN, 8UYUIC ALMAN O2ANI VE OuUYA EDBBI^ATININ OLAĞANUSTV DeUALARlNDAtyJOU WOLP&ANG \/ON GOETHE, 63 yAÇIMP, ÖLOÜ.SİRKAÇ ÖMRE SlGOlRILABlteCEK. DENLİ OOPOOLU BİfZ YAŞAMl OLAN GOETHS, £OEBİyAT//V HEf? DAUAJD/I YAPIT VERMİŞ, 8ü ARAM BİLİMSEL ÇALlÇMALAR VE YUKSEK DEVLET GÖREVLERİ YAPMlÇTIIZ. "FAUST'ADLI UNLÜ 8AŞY/tf>/rtHPA, GÜÇ VE 8İLGİ İÇİN, RUHUNU ŞEYTANA SATAN glR ADAM1H EFSANEVİ OYKUSÜNÜ ANLATIR. TAMAMLAUMASl 58 YIL SÜRDÜ&UNDEU, BU U2UN ORAMATİK ÇİM İÇlH'rGOETHE'NIN YAŞAA4 AfZKAOAÇf" PE/JMEZTEDl/?, 8ÜYÛK YAP/T, DAHA BBSTBCJ GOUNOP TARAFINPAN OPERA LlNE GETlRİL£CEK.TlR.. "FAUSrUN YARAT/CfS/.. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 22 Mart 1938 bulunduğu sırada Macar Emrazı Akliye ve Asabiye cemiyetinde bir konferans vermeie davet edilmiş ve "kuduz mikrobu" mevzuu etrafmda orijinal bır konuşma yapmış, Leged şehrinde de aynca "ikeyçlerin ifrpz guddeleri" hakkında şayanı dikkat bir tebliğde bulunmuştur. Macar tıb mehafıli ve matbuatı bu münasebetle doktorumuz hakkında muhtelif şekilde takdir ve sitayişlerinı izhar eımişlerdir. 193819M dıplomatik azası hazır bulunmuşlardır. Kral bu akşam delegeler şerefine Abidin saraytnda bir resepsiyon verecektir. Dunyadaki cuzamiı adedi iki, üç milyon kadar tahmin edilmektedir. Hastalık bilhassa Asyada, Pasifık adalarmda ve • Afrikanın Tropika mımakasııida hâlâ kuvvetle yayılmış bulunmaktadır. Süt meselesi Sul meselesi etrafmda Sütçüter cemiyeti tarafından geçenlerde hazırlanan rapor: Belediyeye gönderilmışttr. Cemiyetin noktaı nazanna göre, bu işin hemen önüne geçılmesinı temin maksadile şehrin muhtelif yerlerinde sül satış ve levzi yerlerı resis editecek, süt, buralarda muayeneden geçlikten sonra şehre dağıtılacaktır. Belediye bu hususta henüz bir karar vermış değildir. Diğer taraftan pahalılıkla mucadele işi uzerinde tetkıkai yapmak için şehrimıze gelmiş olan Mutehassıs Lorens de sut meselesini esaslı olarak ele almıştır. Ticarel Odasında çalışan mutehassıs, birkaç giındenberi Belediyeye de gıderek temaslara ve şehrin süt, yoğurt, yağ satış ve tevziatını tetkike başlamışttr. Lorens, daha evvel Belediye tktisad müdürlüğü tarafından Hindistanda çarpışmalar hazırlanan sut meselesıne ail projeleri de gözden geçirecektir. NURULUH BERK «TÛLYEShlDEIİ Mina Sanver. Nurullah Berk Atölyesı'nde öğrenım gördu, daha sonra Londra'daki John Cass Sanat Okulu'na devam ettı Sanver'in Atatürk Kultur Merkezı ndek, yeni resim sergisi ay sonuna kadar görülebilecek Kultur Servisi Islanbul Şehir Tivatrolan'nın bu >ıl dordüncusünü düzenleyeceği Ciençlik Gunlerı, 4 mayıs 29 mayıs günleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda yapılacak. Bu yıl Gençlik Günleri kapsamında yer alacak olan Genç Tiyatrolar bölümune üniversitelerın, akademilerin, yuksekoğrenim kurumlarının tıyatro kollarıyla konservatuvarın tiyatro bölümleri ve en az üç yıl etkinlik gösteren amatör tiyatro topluluklarının katılması pianlandı ve korıuyla ilgili çağrı mcklupları yollandı. Çağnda, söz konusu etkinliğe katılmak isteyen loplulukların en gcç 4 Nisan 1988 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar Şehir Tiyatroları Müdurlüğilne yazılı olarak başvurmaları isteniyor. Gençlik Günleri 429 mayıs arasında Londra 21 Bombay'dan bildirildiğıne göre, Allahâbad'da vaziyet büsbutun vahimleşmiştir. Son günlerde kanlı çarpışmalar olmuş, 7 kişi ölmüş ve 43 kişi de yaralanmıştı. Dıin yeniden çarpışmalar olmuş ve ölülerin saym 14 e çıkmıştır. Binlerce kişi dağlara kaçmaktadir. Mühim tngiliz takviye kıtaatı AHahâbad'a gönderitmektedir. Bir doktorumuzun m uvaffakiyeti llmt tetkiklerde bulunmak ıızere Avrupa'ya giden Asabiye mutehassıstarımızdan doktor İhsan Şükrii Aksel Peştede Beynelmilel eüzamla mücadele kongresi açıldı Kahıre 21 Kral Faruk, beynelmilel eüzamla mucadele kongresini açmıştır. Kongreye 65 memleketten 300 den fazla delege iştirak etmektedir. Açılış celsesinde bulün hükumel ve kor T.C. KIRKLARELİ SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas No: 1986,478, karar No: 19M 1249 Hâkim: Fikri Yazıcı 12730. Kâup: Huseyın Demiray Suç Tarihi 17.3.1986 Karar Tarihi: 4.12 1987 Gıda Maddeleri Tuzuğu'ne muhalefeı etmek suçundan sanık Kırklareli ilı Ka\aMı ka>abası Yeniokullar MahallcM nutuMina Wa\ıtlı Ahmet oğlu 1959 dofumlu Emer A>ata hakkında mahkememude yapılan açık duruşmalar sonunda: Saıııtın Kırklareli Ka\aklı ka^abasındaki sucuk ımalathancsındc bağlığa az ya da çok zarar MTea.*V derccedc sucuk ınıai ederek satlığı anlajildıtmdan fiıl ve harekelınc u>an TCK 398. 647/4 TCK 72 ve TCK 95 2 nıaüdcsı uyarıiKa neticetcn 32000 (otuz ikı bın hra) agır para cezası ıle cezalandırılmasına. TCK'nın 402/1 maddesi gereğıncc sanığm curme vasııa kıldığı mcslek ve sanatmın uç ay sure tatiline. fiilın ijlenış şeklıne gorc takdiren >edı gun sure ıle sucun ışlendıgı sanıga an ışlcnmıı kapaıılmasına. Hukum kesınlejtığınde TCK'nın 402 2 maddesi gereğınce karar özeiımn buvuk harflerle yazılnıak sureıi ile kapaıma suresi kadar kapaıılaı. i>verinin gozc çarpan bir vcrınc asılmasına. Ayrıca masrafı bılaharc sanıkıan alınmak u/cre Ankara İstanbul vc Izmir'de vavımlanan tirajı 100.000'ın uzcrinJı' bulunan takdırcn bir ga/eıedc yine Kırklarclı'ndc vavımlanan bır gazcıcdc hukum özetınin ılan edılnıcsine. Sanığm Aslıve Ceza Ma(ıkemcsın<.e TCK'nın 459'2 maddebi uyarınca venlen 30 000 lıra agır para cezası ilc ehli\ctııamcMnin bir ay nıuddcllc gcri ahnmavıııa daır lccılli ilamın TCk'nın 95 2 maddesi uvarıııca avncn infazına. Sanıgın UL\mı^tckı halı vc ahlaki ıcnıavullcnnc gorc cc/asının crtclcnmı'sı halındc ılcndc bir daha suç ı>lcıncktcn v'ckincctğı konusuııda ıuahkcnıcyc kanaat gclmcdijindcn, sanık hakkında 647 sayılı kanunun 6. nıaddcsinın uygulanmaMna vcr olmadıfına. karar vcrilmı^lir. 1.2.1988 Basın 14919
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear