Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nağı nedır0 Bız ona nasıl guvenebılırız'' Her "eskı "gelecek zaman" 2ibı bılıneme7 değıl, fakat bovu ve benzemeven" >enı mıdır'* Kuşkıısuz çok bılınen na vok olduğu ıçın korkunç Zamanların bıze nasıl bır tartı^ma ve ozellıkle sanaıa vakın olmavanla ovunlar ovnadığına bakın' Çağdaş guzellığın bır rın, sık sık duyduğumuz "Ben anlamadıktan son mu^uzluk olduğu savında Ouavıo Paz fazla mı ılen ra kımın ivin vazılıvor, kımın ıtın vapılıyor bunlar 9 " gıtmiştır1 Ben bu sozuıı sanatı tam olarak bağla bıcımındekı sozlenne vol avı>or \ma. konumuzun vabıleteğını sanmıyorum 'gu/ellık" ıle "sanatı" bır tucu Gunumuzde kım bu sozu Ninelemeğe kalka bunca basıt olduğunu sanmavalım Once >unu be lutmarr.ak gerekır. sanat (hattâ) guzel de değıldır bılır7 Zıra, Hınstıvan toplumdan kopmuş olan çağ lırtmekte varar var Oıtavıo Paz, çağdaş şıırın en ve daha da onemlı olarak, sanatçının dışında kalır daşlık ıçın, geçerlı olan sadece geleeektır" ılerıcı u^Ianndan bırıdır Bu nıtelığı ıle sanatı geç yaratılmış bır nesnedır Bunun "değışım" savılma Buradakı saptama Muslumanhk t^ın de doğru mışın >melenmesı bıçımınde goremez kuşkusuz; bu sı, bana ızlenımcılenn resımlerını duşunduruvor dur, ufak bır değışıklıkle "Hıç olmeyetekmış gıbı rada soz konusu olan "varatma"nın kavnaklarıdır Ama o resımlerde an an değışen doğa ıdı sadece çalış, yarın olecekmış gıbı tapın" bunun saptanmaM ıse doğavı daha lyı anlamamız Ozetlersek, dınsel goruş açısından "gelecek'" bı Usta çırak ılışkısıne davanan o guzel yetışme va sağladı ve bu \uzden duşuncerriızı daha ozgur du zım değıldır, tanrınındır Bız ona umutla da umut ratma çağını gerıde bırakıık elbet, fakat bu, her şe\e vumsadık Başka bır devısle değı>en ıçınde değış suzlukla da bakamavız Pekı, o zaman "gunumuzu" sıfırdan bablavacağırr.ız anlamına gelmez Buyuk 1 mevenın ozune vakla>tık Değışme bır varlıgın adı nasıl değerlendır&.eğız'' Ona, bu geçıcı, kavpak su vonutvu Rodın'ın sanatta venılıkten nefret etmesı, dır Ancak an olum demektır, bu dogru, olumu >a rece hangı guce dayanarak sahıp çıkabıleceğız9 Eğer ozgun (evet ozgun) yapıtlarını ancak acıklar, o ka şamak ıse açık bır çelışkıdır Nereye gelıvoruz17 "şımdıkı zaman" sadece bır atlama taşı ıse, demek dar Bır gelenek^ı olduğunu sovleyen TS. Elıot, >al "Çağdaş sanat duşuntesı, kendı >arattığı, geçmış "gelecek"ten başka umut kapısı >oktur Çağımız ın nızca Ingılız şıırının değıl, dunva şıırının yenı adımsanı da otekı dunyayı değıl, geleceğı kazanma ar larından bırıdır ve "eskı"nın nasıl ozgunluğu ya ten kopma geleneğı ıle gunbatısında gıttıkçe kay dındadır Buraya kadar Octavıo Paz'la bırlık olmak rattığmı kanıtlar Bızde Vahva Kemal'ın "Koku ma bolan bır kalıntıdan başka bır şe\ değıldır" Artık, geçrnışten kopmamn bır gelenek olmadı ta hıcbır sakınca duşunulemez zıde olan âtıvım" sozunu ansıvalım Ama bızım ğını ve olama>acağını ozumsevelım Sanatı zaman Fakat unlu ozan, geleceğın daha guzel b r dunva araştımıami7 Octavıo Paz'ı anlamağa vonelık oldılımlerıne gore bolmek bır butunu parçalamaktan getıreceğıne tam olarak ınanmış değıldır, "Bılımın duğu lun konuv u dağıtmadan. onu bıraz daha okubaşka bır şey değıldır Ben Homeros'u okurken hı<; sağladığı ıyılıkler ıse, kotuluklerı de berabennde ma\ı surdurclım de uç bın yıl oncesıne gıtmıyorum, sadece zengın surukluvor" dıyor Gerçekten de, olası bır atom sa"Çağdaş sanatçı tutkudan soz edıyor Resım sa lığını kullanıyorum Geçmışın buyuk sanatı, gunu vaşı ınsanlığın sonu olacağı ıçın "gelecek"ın uc zamuzun de sanatıdır Ondan hep oğreneceğız " Çaman bolumu ıçındekı >erı sılıneceklır Guven sar natının onemlı sorunlarından bırı Fakat tutku ne ğımızın bu>uk gızemı, hıç kuşkusuz, değışım ılke zamana ne de sonsuzluğa aıttır Tutku anlıktır Anı sıu bır durumdur bu sı devamlılığın bırbınne denk duşluğu noktayı bui Octavıo Paz, bu bıçemde yuruttuğu mantığı, şu nı vaşamak ıse olumle vaşamak demcktır Modern maktır" toplum, cağının bu meşum sımgesını kabullenmış re ve sanata da uygulamakta geukmıyor Butun yazıları gıbı, bu yazısı da Octavıo Paz'ır "Şurde olduğu kadar, resım ve muzıktekı para olsa da, onu avnı zamanda ınkâr etmıştır Geçırdıkeskın goruş açılarından bırını orta>a kovmakta doks şundan doğmaktadır, cağdaş sanatçı, her ne ğımız buııalımda bu olgunun etkısı yatsınamaz Ba pahasına olursa olsun geçmışten kopma fıkrının. udelaıre garabet meleğınden soz edıvor Bu mele dır Onun şu sozlerı uzerınde dıkkatle durmalıvız "Sanat toplumun bır urunu olmakla yetınırse, ta önculuğun, jenıleşmenın anlatım aracıdır Ancak ğın alnında bır bılmete var Bılmecenın adı mutbuna karşın varınlarda doğacak bır mukemmelıyete suzluk Çağdaş guzellığın gorunumu bu Çağdaş gu rıhı bır belge değerını taşır Ancak gerçek bır vapıl kendını adavamadığı ıçm, yapıtının kapsamı bırden zellık bır değışımdır Değışım olduğu ıçın de yok gunun eğılımlerıne ındırgenemez Onun kaderı tek olmava mahkumduı, şehvetlı takat oldüresıve ke ve emsalsız olmaktır L'çak, gemının verını alabı bıre daralmaktadır" lır, ama hıçbır şekılde ne Dante'nın verıne Baude Işte, ıncelemekte olduğumuz yazımn can alıcı y,e derlı" Yazımın burasında, zaman dılımlennden ıkıncı laıre'ı, ne de Baudelaıre'ın yerıne Apollınaıre'ı ko nne geldık Geçmışı vatsıvan, va da geçmışı vatsımakla 'yenı"ye varacağını sanan sanatçının da>a sı ıle, "şımdıkı zaman" ıle karşılaşıvoruz, bu artık yabılırsınız" Sanatta Geçıtıiş ve Gelecek MELİH CEVDET ANDAY On yıl oluyor aşağı yukarı, o zaman benım de bulunduğum Parıs'e, Meksıkalı ozan \e duşunur Octavıo Paz gelmıştı, haberını gazetede okudum Gazetecı onu Parıs'ın unlu kahvelennden bmnde bulmuş, konuşmuştu Octavıo Paz, Bırınu Dunya Savaşı sonrası Parıs'ıe epev kalmış ve zamanın buyuk sanat akınu gerçekustüculuğe katılmıştır. Breton'un da yakın dostu ıdı Konuşmasında gazetecıye Breton bana Guıllaume Apollınaıre'ın "Çıngene Kız" şıırını bu kahvede okumuştu ılk, dıvordu. O şıırın son dortlüğunu aşağı\a alıvorum Herkes bilir ki cehennemliktır ınsan Ama >olda\ken bile sevme umudu Elele duşunduruvor bıze Çıngene kızın falda ukudugunu (Çe\ Duruso\Necdet) Apollınaıre, şıırlennde gecmış zaman, şımdıkı zaman ve gelecek zaman avrımını sıler, bır tur eşzamanlıhğı arardı "Zaman' ka\ramı OctavıoPaz'ın da bellıbaşh sorunlarından olmuştur Bızde şıırlen ve ozelhkle "Yalnızlık Dolambat.ı ' adlı kıtabı ıle tanınan unlu ozan, l'Express'tekı "Çağdaş Sanatın Sorunu" başlıklı >azısında gene bu konuya de ğınıyor Ancak burada sorun, toplumsalsanatsal bır ozu ıçermektedır Geçmış zamana, şımdıkı zamana ve gelecek zamana ılışkın anla>ışlar çağdan çağa değışmıştır, bunlardan bırının baş onemı alması, yalnızca sanatımıza değıl, vaşavışımıza da bıçım venr Şovle ba^lıyor yazısı CKtavıo Paz'm. "Eskı niozofların devımı ıle, kıvanvet gununun boruları çaldığında, son gucumuzu de yıtıreceğız Çunku geleceğın kapılan kapanmış olacak Urku PENCERE 150'likler... 9 ARALIK 1988 OKTflYAKBAL EVET/HAYIR Üç Sesleniş OKURLARDAN onune geldıkçe, Bursa Belediyesi'nin ornek sayılabılecek çalışmalarını daha i)i anladık. Bır belediye ısterse Bakırkoy sahılde hatırlı kentını pırıl pırıl kimsclerin ortak olduğu bihnen yapabıliyorntuş en kenar bır otel, iş merkezi ı e yat semtlenne kadar. Ve limanımn ınşaatı hızla devam yaşadığımız İstanbul'un pıslıği edılmektedır. gozlerimizin onune geldıkçe, Bakırkoylulerin sahilde Istanbullu oluşumuzdan utanç faydalandığı, gezinti yaptığı duyduk. denız kıyısı Buyukşehir Halkın oylan ile Bursa Belediyesi'nce hızla Belediye Başkanhğı'na seçilen doldurulmaya başlanmtştır. Bu Başkan Ekrem Banşık'ın, bu yerin deniz otobuslen ıçın guzel kente y aptıklarını burada otopark olarak kullanılacağı tek tek anlatmaya imkân yok. oğrenilmiftir. Bızler verli dostlanmıza, Fatih Belediyesi'nin guzel bir yabancılar da Avrupalı şekilde tanzim ettiği sahılın dostlarına zaten anlatnorlardır. Bakırkoy 'de bozulması, butun Yapılan ekıp çalışmalan ıle Bakırkoyluleri uzmektedir. Cumhuriyet Alanı, Kapah Doldurulan bu kısmın otopark Çarşı, Kulturpark gıbi merkezi yerine hiç olmazsa yeşil alan yerlerin yanı sıra Demırkapı, veya gençler ıçm spor alanı Emır Sultan, Maksem gibı olarak kullanılmasında sayısız kenar semtler dahil pırıl pırıl faydalar vardır. Aksi takdirde bır hale getırılmış. Kentın her oksijeni kesılen Bakırkoy'un ıçine bir de taşıtlardan çıkacak karbonmonoksit Cumhunye, C u m h u r i y e pompalanmasından herhalde otopark işletecek kışı \eya kışılerden başka kıme ne yarar sağlanır? ZEYNEP GORÜR KıtapKulubu Bakırkovlsıanbvl Bakırköyiülere karbonmonoksit Yurtıçınden ve dışından bırçok mektup alıyorum Bunların her bırı, uzerınde önemle durulacak gerçeklere değınmektedır Bugün sızlere uç okur mektubundan bırkaç parça sunmak ıstıyorum Bu anlamlı seslenışlerı dtıymak, ıçınde yaşadığımız zor kcşulları daha ıv/ı anlamamızı mumkun kılacaktır Istanbul Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Öğrencı Derneğı Başkanı Bulent Akbay yazıyor "Tüm gerçek tuzel kışıler. her düzeyde davranışlarında hata yapabılırler Hatalar çoğu zaman hoş görulebılır Ceza yasaları da bu nedenle hatalara daha yumuşak bır yaklaşım sergılerler Etkınlıkler hıç tekrarlanmasa da onceden sonuçlan öngörülebılıyorsa taksır ya da kasıt soz konusudur Bu durumda fıılın yarattığı sonuçlara tumuyle katlanmak yükümlülüğü doğar" Bızler hukuk fakultesı sıralarında öğretım uyelerımızden sık sık duyduğumuz yukarıdakı anlatımın genel hukuk ılkelerı, ınsan hakları ve yurürlüktekı yasalar, hıçe sayılarak çığnendığını hemen her gun karşılaştığımız uygulamalarda görmekteyız Son zamanlarda bu keyfı uygulamaların mahkeme ıçtıhatlanna da geçmesı ulkemızde hukuk ve yargı adına kapkara bır tabloyu gözler onune sermektedır I U Hukuk Fak Öğrencı Derneğı'nın kapatıldığına daır mahkeme kararı, ulkemızde hukukun üstunluğüne golge düştüğunün belgesıdır Sorun önemlıdır Kapatılma kararı ınsan haklarına, demokratık hukuk düzenıne ve mevcut bulunan 1982 Anayasası'na aykırı bır mahtyet taşımaktadır Çünku kapatılma gerekçesı olarak rektörlük ıznının olmaması gosterılmektedır Oysa, anayasa açıkça "dernek kurmak ızne bağlı değıldır" hükmünu banndırmaktadır 82 Anayasası'nın 33. maddesının ılgılı bölümunu aynen aktarıyorum "Herkes önceden ızın almaksızın dernek kurma hakkına sahıptır Dernek kurmak ıçın kanunun ıstedığı bılgı ve belgelerın kanunda belırtılen yetkılı mercıe venlmesı yeterlıdır" Bu keyfı, yanı yasal oimayan bır uygulamadır Kuruluş çalışmalannın ılk gününden ıtıbaren öğrencı derneklerını yasadışı göstermek ısteyenlerın bızzat ıcraatlarıyla asıl kendılerının yasadışı olduğu su yüzüne çıkmıştır Öğrencı demeklerıne bıle tahammul edemeyen dar kafalı anlayışlar ne kadar demokrasıye gectık naralarıyla TRT'de, gazetelerde vb boy gosterseler de hıçbır zaman demokrasıyı yaşayamayacaklardır Çunku bu anlayışla kafalarındakı zıncırlerden kurtulmuş olmayacaklardır Özetle, I U Huk Fak Oğr Der rektörlük ıznı olmadığı gerekeçesıyle kapatılan ılk dernek değıldır Bırçok dernek bu durumdadır Insan haklannın ve hukukun genel ılkelerının açıkça çığnend'ğı bu uygulamalara karşı tum oğrencılerı, oğretım uyelerını ve demokrası kaygısı duyan tüm kışı ve kuruluşları duyarlı olmaya çağırıyorum " • 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'na bağlı yardımcı hızmetlerde çalışan görevlıler adına VE şöyle yazıyor' "1989 yıhndan ıtıbaren memurlara % 18 zam verılırken dığer kamu kesımınde çalışan ışçılere % 38 zam verıldı Onlarla bızlerın arasındakı fark nedır? Zam verıldığı gunden ıtıbaren ığnesınden ıplığıne her şeye zam geldı, yanı bızden ıkı kat fazlası ıle aldı Okulların açılış tarıhınden önce tüm oğretmenlere eğttım ödeneğı adı altında 50000, atölye şeflerıne de 660000 lıra cıvarında ıkramıye verıldı Hanı ayrımcılık yoktu 7 Bızler bu devletın merouru değıl mıyız, bızler bu devlete hızmet vermıyor muyuz? Bızlere her yıl elbıse alabılmemız ıçın 1988 yılının ekım ayında 95800 lıra odenek ayrılmış Bu 95 800 lıraya bır takım elbıse, bır çıft ayakkabı bır ış önlüğu, ıkı çıft gomlek, bır çıft çorap almamız gerekıyor Halbukı bır takım elbıse 90, 100000 hra' Dığerlerının parasını cebımızden katmamız gerekıyor' Bu 95800 lıranın ıçınden teklıf mektubu ucretı, pul ücretı vs kesılıyor' Bız hızmethler sabahleyın saat 07.30'da göreve gelıp akşamleyın saat 0700'de gorevden ayrılıyoruz Bır yılda 365 gün olduğuna göre bırer saatten 365 saat fazla mesaı ücretı ödenmesı gerekırken eylül ve ekım aylarında 80 saat fazla mesaı ucretı ödenmekte 1987 yılı kasım ayında 60 saat fazla mesaı ucretı olarak 4 800 lıra ödendı Bız hızmethler en ağır ışlerde ve zor şartlar altında çahşmaktayız Ezılen somürülen bızlerız Dığer kamu kesımınde çalışanlara verılen ış nskı, fazla mesaı ucretı, yemek ucretı, ek hızmet tazmınatı gıbı haklanrnızı ıstıyoruz Bız bu devletın uvey evlatları mıyız 7 " • DISK Genel Yönetım Kurulu uyesı Murat Tokmak'tan aldığım mektuptan bır bolümü okurlarıma sunmak ıstıyorum 1 Yurduma gerı dönmeye karar vermış bulunuyorum Bu kararımı aralık ayının ılk yarısında gerçekleştırmıs olacağım Gerı dönmektekı amacım çok açık Her ınsan gıbı benım de hakkım olan, kendı ulkemde özgur bır yurttaş olarak yaşamak ve demokrası mücadelesıne katkıda bulunmak Işte, bu ınsanlık hakkımı gerçekleştırmek, savunmak ıçın ülkeme donuyorum Kaldı kı, DISK'ın ve onun yönetıcılerının suçlanmasının ne kadar gerçek dışı olduğu da ortaya çıkmıştır Dun suçlanan, ışkenceden geçırılen ve ölum cezası ıle yargılanan bazı arkadaşlarımız, son genel seçımlerde halkımızın verdığı oylarla parlamentoya gırmışlerdır Bu da halkımızın vıcdanında ve uluslararası kamuoyunda DISK'ın ve yönetıcılerının aklandığının bır kanıtıdır Bu durumda benım yurtdışında kalmamın hıçbır anlamı bulunmamaktadır Bütün bunlara rağmen ülkeme gerı donmenın çeşıtlı rızıkoları da ıçerdığı bır gerçek Tutuklanabılır, ışkence görebılırım Ama bütun bunlar, benım en doğal hakkım olan ülkemde yasama hakkımı engellemez" Yenıkoy <\ĞAÇ KOMURU gerekıyorsa broşur isteyınız semtmın çopsuz, ışportacısız, dtlencısiz yaşamlacak duruma getirilişını takdirle karşılıvoruz. Hele hele Avrupalı turistlerin ziyaret ettıklerı camı, muze onlennin yapışkan, pejmurde giyimli, zorba satıcılar tarafından doldurulmamasına hayret ettık. Bursa'nın, butun beledıyelerimize ornek olmasım dilıyoruz. ABDURRAHMA\ TEZ Harbıye/Istanbul Lüleburgaz çamur deryası Ben Luleburgaz'ın Kurtuluş Mahallesi'nde oturuyorum. Sanayıleşme hızının artık gerısinde kalan altyapı eksıkliğı şu anda Lüleburgaz da had saflıaya ulaştı. Artık Luleburgaz'da yollar yol olmaktan çıktı^e kuçuk derecıkler çaylar halıne geldi. Yollar o denlı kotu ki yangın çıksa itfaiye arabası yanaşamaz, hastamz olsa cankurlaran arabası gelemez, odun komur bitse kamyon gıremez durumda. Yanı Lüleburgaz çamurla bır savaşım leriyor. Kentin bu durumunu ise belediye gozu kapah seyredıyor. Bir belediyenin yeterli işçisı ve aracı olmayabilır, bu normaldır. takat sorunların karşısında bu denlı lurdumduymazltğı kabul etmiyoruz. Istediğımız, çaresız olarak bır bekleyış içınde olan Lüleburgaz 'ın sorunlarmın çozume ulaşması ve belediyenin Luleburgaz'la yakından ılgıienmesidır. ' AKIN GÜRE Lüleburgaz E Bakırkoy Temsilciliği Karye Kültür ve Sanat Merkezi .. • ERBİL TUSALP t Kitap Susuzluk işkence halini aldı Bizler, İstanbul'un Kuştepe sakinlenne yapılan su ışkencesinden ne zaman kurtulacağız? Kuştepe'nin son durağa gıden ana caddenin çevresındeki binaUurın L ve 2. katları dahıl ustlere su çıkmaz. Şofben gıbi araçlar kesinlikle kullanılcunaz. 1974 yılında da ayrtı amaçla muhtarhkça verüen dilekçeyi bulduk. Bu konuda 1988'de de muhtarlığın tSKt'ye gonderdığı dilekçe dosyasmdadır. Kimin umurunda? Sadece suya zam yapma peşındeler. Biraz da insan onuruna zam yapılsa olmazmı? Canlıların su, hava ve besmle yaşadıkları bellî. SERDAR ERKAN Bursa Belediyvsi çalışmalan örnek aknmalı İMZAGÜNÜ "150'liKİer Kımdıler, Ne Yaptılar, Ne Oldular~>" adlı kıtap, "Gur Yayınları"nda uçuncu baskısını yaptı llhamı Soysal yenı kuşakların hıç bılmedıklen bır tarıhsel olayı gazetecılık ustalığıyla sergılıyor Sorulabılır Yenı yetısen kuşaklann 150'lıklerı bılmedığım nereden çıkarıyorsun? Yanıtı kolay Çunku llhamı Soysal'ın araştırması, bu konuda yayımlanan ılk kıtaptır Evet, YOK unıversıtelen var, fakultelen var, profesörlerı var, ama bu tur konuları gun ıştğına çıkarmaktan korkarlar Elımızden gelse, ulusal kurtuluş tarıhımızı karanlığa gömerek, Turklslam sentezınde yalnız padışahların cenklerını dıle getıreceğız Kendı deyışıyle "amator araştırmacı" llhamı Soysal'ın alçakgönullu oluşuna bakmayın, kıtabı bır solukta okunuyor, bılmedığımız gerçeklerı gun ışığına çıkanyor, bu alanda olurnlu bır başlangıç oluşturuyor * 150'lıkler olayı nedır? llhamı Soysal anlatıyor "Anadolu'dakı Ulusal Kurtuluş Savaşımız boyunca, emperyalızm ve kapıtalızmın maşası dış duşmanlaria olduğu kadar, ıç duşmanlar ve sıyasal karşıtlarıyla da boğuşup savaşmak zorunda kalan Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı ve onun başındakı Mustafa Kemal Pasa, Lozan Banş Antlaşması gereğınce, bu antlaşmanın ımza tanhıne kadarkı donem ıçın bır genel af zorunluluğuyla karşı karsıya kaldıklarında, uzun pazarlıklar sonucu bu antlaşmaya 150 kışılık bır ıstısna maddesı koydurmuşlardır Lozan Banş Antlaşması'na bır protokolle eklenen bu ıstısna maddesıne gore adlan sonradan saptanacak 150 kışı, Türk hukumetınce Turkıye'de ıseler sınır dışı edılebılecek dısardaysalar yurda dönmelerı onlenecek ve Türkıye'dekı mallan da kendılerınceyada vekıllennce dokuz ay ıçınde tasfıye edılmezse, hükumetçe satiınlacak, ancak bunlann karşılığı kendılerıne ödenecektır" Daha açık deyışle, mılyonlarca ınsanın şu veya bu bıçımde katıldığı ya da karıştığı Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda butun haınler bağışlanıyor, yalnız 150 kışının yurtdışına surulmesı ıçın anlaşma gerçekleşıyor Garıp değıl mı'? * Ne var kı bır ulkede dıpten doruğa altust oluşun hesabını nereden çekebılırsınız9 Kım haın, kım değıl kım düşmanla ışbırlığı yaptı, kım dırendı 9 Bu hesaplasmayı Hırıstıyanlarta Muslumanlar arasında dınsel duygularla körüklenecek bır ıntıkam davasına donuşturmek ısteyenler çıkmayacak mıdır'? Savaştan barışa geçmek çok guçtur Bu yuzden butun defterler kapatılmış, çoğu ışbırlıkçı haın kurtulmuş, 150'lıklerı saptamak da epey sorun yaratmıştır 150'lıklenn kımılerının bu lısteye gırecek kadar vebalı olup olmadığı, ayrı bır tartışma konusudur 150'lıkler lıstesını hazırlama ve Meclıste savunma görevını üstlenen Içışlerı Bakanı Fent (Tek) Bey'ın sıcıhnde bıle geçmışın gölgesı vardır NasıP Ahmet Fent Bey, mutareke Istanbulu'nda 1919 yılında Damat Ferıt hukumetınde Nafıa Nazırlığı yapmıştır O donemde Mustafa Kemal'ın aleyhınde bulunmuş, kımılenne gore Ingılızlenn Samsun'u ışgalıne olanaklar sağlamıştır Bu yuzdendır kı Fent Bey, 150'lıklere ılışkın yasayı ımzalayamadan çekılmek zorunda kalmıştır * 150 lıkler arasında kımler vardı? Bızım kuşağın en çok tanıdığı kışıler yazarlardı, en başta Refı Cevad, Refık Halıt gelırdı, sonra fılozof Rıza Tevfık unlüydu, "Çerkes Ethem ve Avanes>jru tarıh kıtaplarına geçtığı ıçın bılırdık. Refı Cevat Ulunay ıle Refık Halıt Karay, 150'lıklerın 1938'dekı affıyla yurda dönduler, Babıâlı'ye renk kattılar llhamı Soysal1 ın kıtabı, eskı deyışle "ıbret derslerı" ıle dolup taşıyor Tarıh yaman bır öğretmen ama dinleyen .kım' 10 Arahk Cumartesİ 14.0017.00 En son 1982 yılında gordüğum Marmara Bolgesı'nin şırin kentlennden Bursa'ya geçenlerde aılece yeniden yolumuz duştu. Gorduğumuz olağanustu duzen, temizlik karşısında adeta şaşırdık. Hele hele doğduğumuz, çahştığımız ve halen ıçınde yaşadığımız İstanbul'un gunlerce kaldınlamayan çoplerı, çamurlu sokaklan gozlerimizin ATİLLA DORSAY CERRAHPAŞA TIP FAKULTESI 1976 MEZUNLARI 17 Aralık 1988 cumartesi gunu akşam >emeğinde bır arada olmak ıstıyoruz. Bilgi için: Doç. Dr. İrfan Devranoğlu Tel: 9 (1) 133 09 67 Yrd. Doç. Dr. Nevzat Doğan Tel: 9 (1) 325 55 40 hfanbul Cad (Adlıye karsısı) Sakırkoy Tel 542 11 72 KALAMIS'A DEMİR AHIK!.. Denîzciliksektörünün görkemli buluşmasıyine gerçekleşti.KALAMIŞ MARİNA'dakaradavedenizde yapılan sergilemeye katılan 260 dev firma, deniz ve denizcilikle ilgili en son gelişmeleri, yapılan yenilikleri ve geleceğin tasarımlarını sunuyorlar... Mutlaka görmelisiniz... 918 ARALIK 1988 KALAMIS MARİNA Ziyaret Saatleri: 11.0020.00 10. INJERNATIONAL I S T A N UFAS 8 . Sayı Çıktı Ca«UUk Mâh 3 a n Bakır«o> İMTibul 156 04 68 155 29 00 153 11 03 ATİKA SAHAF Her turlu Turkçe ve Ingılızce kıtaplarınız değenne alınır 336 75 57 B U L Snrdar ttJtanı \ o Bayanlar çocuk bakarak tngılızce öğrenmevı AuPaırlık yaparak gerçekleştırebüırsınız 1159 76 % 4213 68 67 Fuar Alanı Tel 3470947 merkez Tel 1700282/83