Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 ARALIK 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAIL GIU.EC HANIM Resme karşı bîr resim Yüksel Arslan'm değişik dönemlerinden seçilmiş yapıtlarmdan oluşan sergi v**\ ay sonuna kadar Tem Sanat Galerisi'nde görülebilecek. 'Ben, Yüksel Arslan' başlıklı yazısında sanatçı, Eyüp'e yakın, fabrika ve mezarhklarla çevrili Bahariye Mahallesi'nden Paris'e uzanan yaşam ve sanat serüvenini anlatıyor. Yüksel Arslan'ın yapıtları Tem Sanat Galerisi'nde HAYVANLAR İU'BASIYOR 6ATlYoRUZ PİKNİK PİYALE MADR.A Yüksel ArsJaH'ın "Autoarture"tef1 Yüksel Arslan'm yaptıklarını sınıflandırmak çok zor. Ne desen ne guvaş, ne pastel ne de yağlıboya. Zaten bu yüzden Arslan da "Art" (sanat) kelimesine "ure" takısını ekleyerek resimlerini sınıflandıracak "Arture" kelimesini bulmuş. 1960larda gerçekleştirdiği "Arture'lerden sonra 1980'lerde "Autoarture" dizısini yaomış. Tem'dekı sergide "Autoarture"leri de görmek mümkün. Annem babam gibi kuzu cinsinden iken, yavaş yavaş tilkileşme, kurtlaşma ve giderek tam bir sanat Arslan'ı olmaya başhyorum. Anlatılması oldukça basit! llk ve orta okullarda öğretmenlerim sınıf önünde yaptığım resimleri ö\"üyorlar. İstanbul Erkek Lisesi'ne devam ederken suluboya, guvaş ve pastel karışımıyla gerçekleştirdiğim resimleri de yine oğretmenimin isteğiyle koridordaki camekânlarda sergiliyorum. Arkadaşlarım beni candan tebrik edince kararı veriyorum: Ressam olacağım! Sıra arkadaşım Fual Menâli, yağlıboya çalışmalanm için gereken her şeyi satın alıyor. Yaptığım 1015 tabloyu birkaç ay sakladıktan sonra yırtıp atıyorum. Yapma boyalan, palet, fırça, vs.yi saçma bulup tiksindiğimden yeni bir teknik, yeni bir davranış bulmaya, doğal boyalar aramaya başlıyorum. Çevremde bulduğum her şeyi (çiçek ve otlar, taş.tuğla parçaları, kömur, sabun, gaz, vs.) kâğıt uzerine sürterek 'tlişki, davranış, sıkıntılara övgü' adlı bir dizi resme çalışıyor ve Adalet Cimcoz1 un Maya Galerisi'nde sergiliyorum (1955). Sergi sırasında, tarih öncesi sanatı uzerine bir kitap okurken, nıağara duvarlarına yapılan resimlerde kullanılan boyalann reçetesini buluyorum: Toprak, bal, yumurta akı, yağ, kemik iliği, kan, sidik, vs. İlk denemeyi yaptıktan sonra, bulduğum bu yeni teknikle, 1955'ten bu yana, tekniği mükemmelleştirerek kâğıt üzerinde gerçekleştirilmesine karar verdiğim konular üzerinde çalışıyorum: 1955 İnsanlı Giinler' dizisi. 1958'Portreler', 'Phallisme' dizileri. 1959'da, ikinci sergim sırasında tanıştığım Edouard Roditi Paris'e döndüğünde çalışmalarımdan Andre Brelon'a soz ediyor. Breton da Paris'te açılan uluslararası bir sergiye beni davet ediyor. Bu çağrıya, galeri sahibi Raymond Cordier'in çağrısı da eklenince 1961'de Paris'e yerleşiyorum. Yaptığım resimleri, Paris'teki ilk sergim sırasında (1962) satış olayım kolaylaştırmak için sınıflamak gerekiyor: Bunlar ne bir desen ne guvaş ne pastel ne de yağlıboya!.. 'Art' (sanat) kelimesine 'ure* takısını ekleyerek, resimlerimi sınıflandıracak 'Arture* keİimesini buluyorum. Bu yıllardan bugüne değin yaşantımı tek bir kelimeye indirgeyebilirim: Çalışmak!.. Gerçekleştirdiğim dizi dizi resimler: 19621968: 'Artures'. 1%9: 'Yabancılaşmalar'. 19691975: Le Capital.' 19751980: 'Le Capitale'in Bugünlestirilmesi.' 19801984: Etkiler,' 19841988: Auloartures.' 1986'da, 2000 yıhna değin siirebileceğini duşundüğüm yeni bir dizi resme çalışmaya başlıyorum. Dizinin adı 'L'Homme1 (İnsan)! Evet, insan denilen, size ve bana benzeyen bu garip yaratıkla uğraşıyorum!.. Iki yıldır çalıştığım için, bu dizinin yavaş yavaş bir tür 'Vasiyetname' havasına bürundüğünü seziniiyor, için için seviniyorum!.." Kültür Servisi Andre Breton'un çağrılısı olarak gittiği Paris'te yaşamını sürduren, keııdine özgü resim tekniği ve sırur tanımayan düş dünyasıyla resme karşı bir "resim" ürcten Yüksel Arslan'm sergisi Tem Sanat Galerisi'nde surüyor. Sergi ay sonuna kadar açık. Arslan'm çalışmalarında öne çıkan cinsellik, bastırılmış ya da sansür edilmiş bir duyuma karşı bir doğallığı ileri sürüyor: İnsanın kendi gerçeğini. Aşk için yazılmış binlerce yazı ve şiir arasında Yüksel Arslan'm çalışmalarının ayrı bir yeri var. Arslan yaptıklarını "resim" olarak sunmuyor. Kâğıt iizerinde yaratmaya çalıştığı dünyaya sesler, heykelsi heyecanlar, büyüler karışmış. Bu yüzden de resimlerinde resimdışı bir anlatım bicimi görülüyor. Yarattığı resim dünyasıyla gerçek anlamda özgünluğu yakalamış bir sanatçı olan Yüksel Arslan, resimlerinin özünu, insan kavramının öncesini ve şimdisini irdeleyerek oluşturuyor. Resimlerinde karşımıza çıkan insanlık görunümleri, gerçeğin ötesindeki tadı da içeriyor. Özellikle Islam sanatındaki yüzey kullanımlarıyla hesaplaşan Arslan, etkilenmelerini de bu uygarlığın gizlerinden alıyor. Yüksel Arslan'm yaşam ve sanat seruvenini kendisinden dinleyelim: "24 Temmuz 1933'te Eyüp'e yakın, fabrika vemezarlıklarla çevrili Bahariye Mahallesi'nde doğdum. Babam (Ahmet) ve annem (Dilber) türlü maceralardan sonra Istanbul'a yerleşen bir tur iç goçmenler. HIZLI GAZETECİ SEKSE 9Ü$Küt4 (XPUâU SÖVL£Mlf?.. OB OfLE MIS/AJ ? duRCu ULAN KİTAPSIZ ÖK6İİT KOHU&CAK . İ0KSA KiRAllM M! KAFANI, M ? AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GöKHAy GÜRSES Gece çizen adam Kültür Servisi Selçuk Demirel'in, Federal Almanya'nın Duisburg kentinde açılan sergisi 19 Şubat 1989 tarihine kadar sürecek. Selçuk'un sergisi dolayısıyla kapsamlı bir broşür de hazırlandı. Sanatçının yapıtlanndan örneklerin de yer aldığı broşürde, tanınmış yazar ve sanatçıların Selçuk'la ilgili görüşlerine de yer verildi. Aşağıda, Selçuk için hazırlanan broşürden bir derleme sunuyoruz: Selçuk Demirel'in çizgilerini belirli bir sınıfa sokmak kolay değil. Sergisinin adında olduğu gibi bunlara düpeduz "Çizgiler" denilse de Selçuk Demirel'in resimlerinde karikatürun ısırgan keskinliği, kanonların çizgisel mizahı ve illüstrasyonun tema bağlamı algılanır. Söz konusu türlerin hepsine aşinalığının yanında Selçuk'un çizgilerindeki genel bir özellik, resimlerin çok anlamlı olmalarıdır: Sözcüklerle adlandırılmaya, açıklanmaya ve betimlenmeye karşı direnirler. Dilleri, çizginin dilidir. Selçuk'un çizme eylemi, onun dünya ile giriştiği bir hesaplaşmadır; sürekli diyalog içinde ilerleyen bir süreçtir. Masasında, cafede, otobuste çizerken Selçuk durmaksızın çevresinden gelen görsel uyarıları algılar. Aldığı görsel uyarılar kaleminin ucunda resimlere dönüşür; sanatçı, gerçeğin görünümunü, gerçekliğin yorumu olan çizgilere, renklere ve biçimlere dönüştürur. Selçuk Demirel gece çalışmayı seven bir sanatçı. Masa lambasırun yarattığı ışıkgölge oyunlanna çok düşkün. Odasına tıka basa doldurduğu her türden irili ufaklı nesneler uzerine ışığın düşmesi. gölgeler, karanhktan aydınlığa geçişler, masa başında onları izleyen sanatçıya eşsiz bir ışık ve biçim şöleni hazırlıyor olmalı. Bu nedenle biçimı, rengi ve yüzeyi hoşuna giden bir nesneyi atmaya kıyamaz. Selçuk yalruzca masa başında değil, gündelik yaşamın her anında temaların peşinde koşar. Selçuk Demirelyapıtlarını Duisburg'da sergiliyor 'Potemkin9 İstanbuVa yanaştı İSTANBUL (AA) "Yedinci Sanat'ın en onemli yapıtlanndan biri olan "Potemkin Zırhlısı" adlı film, İstanbul'da Ortakoy Kültür Merkezi'nde gosterime girdi. Ünlü Sovyet yönetmen Ayzenştayn'ın 1925 yüındaçevirdiği ve sinema tarihinin köşe taşlarından birini oluşturan film, teknik ve estetik özelliklerinin yanı sıra, konusunun çarpıcılığı ile de dikkati çekmiş ve "sinemada devrim" yaratmıştı. Çarhk Rusyası'nda 1905 yılında gelişen olaylar temelinde, 27 haziran1 temmuz tarihlerinde Potemkin Zırhlısı'ndaki denizcilerin başkaldırısını konu alan film, kullanılan teknikle "sinemada devrim" yaratmasının ötesinde, "devrimde sinema"yı da gerçekleştiren ilk filmlerden biri oldu. Ünlü kameraman Tise'nin kullandığı kamera, olağanüstü çarpıcı bir şekilde görüntüleri film şeridine kaydederken, fılmin tümune egemen olan "gerçekçiHk" de yapıtın ritmini ve biçemini belirleyen temel öğelerden biri. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 27 Aralık MUSTAFA KSMAL.ANKARA 'DA.. 1919 'DA BUGUN,MUSTAFA XEMAL,"H£YEri TEMSÎLİYE*YLE 8İKLIKTE AhJKA/ZA'YA UL4ŞMIŞT1. BİNASt ÖMÜNPE HEYeCAMLA KARÇl£ KALACAĞI 2İANKAtZA ART1K SfKAPAN 8İ& OSMANLI ICASASASI OLAJAICrAN Ç/tC/P YENı TuRKİYE 'NİM MEGK.E2I DuSUUüUA GİRİYOeOU MUSTHPA K£MAL 'LE B/eLİKTB ANKAÜ/f'YA SELSfJ G&UP, E&ZURUM VE SrvAS KONGREL£fl.îNPe AUNAN ICA&4RCA/?/ UYGUO4MAK ÜZEGE SEÇtLMlŞ TEMS/lCILEgPl. TBMM AÇtLPIfCmN &O/V&4 Bu ÛYELER YETKİL££.İNİ YÜC£ AAECUSE 81 60 YIL ÖNCE Cumhurıyet 27 Aralık 1928 resmini dercetıiğı bir bentte, ecnebi unlarından alınan gumrıik resminin buğdaylardan alınan gumruk resmı derecelehne tenzılı lâzım geldığine dair olan noktai nazanmıza itıraz etmektedir. Akşam unların gümrük resminin tenzili zannedildiği kadar büyük faide temin etmiyeceğini söyliyor ve işin bir hesap mes'elesi olduğunu kaydettikıen sonra şu mülâhazaları serdediyor: 1 Gümrük vandalı azalacakıır. 2 Değırmenler kapanacak ve sanayiiımz zarara uğrayacaktır. 2 Bu yüzden memleketimize en fena Amerika unlannm ginnesı çok muhtemeldır. 4 Unların gümrük resmi tenzıl edilse bile ekmeğin okkası ancak onbeş para ucuzlıyacaktır. 1 Unların gumruk resmı lenzil edildıği takdirde gümrük resminin azalacağı dogru değildir. Cunku o zaınan memlekete buğday yerine un gırecek ve buğdaydan alınan resim kadar undan da resim alınacaktır. Gıımıük resmi belki °>o 20 azalır kı bu azlığın memleketin menfeati ve halkın cebine kalacak paranın mıktarı yanında hiç bir ehemmiyeti yoktur. 2 Değirmenlerin kapanması burada düşunulecek mes'ele değildır, ve eger böyle yapılırsa mutlaka değirmenler kapanacak da değildir. Nihayeı farzı muhal olarak değirmenler kapanınak lâztm gelse bile meydanda memleketin ve halkın buyuk menfaal/arı dururken S10 değirmenin kapanmasını ve buralarda çalışan 80100 kişiyi duşiinecek vaktınüz yoktur. Ortada 14 milyon nufusun menjaatı vardır. Umumun menfaati karşısmda bir kaç şahsın zararı mevzubahs olanıaz. 3 En tuzla unların ııhal edıleceğı mulâhazası da çııruktur. Çunku male göre fial ve kıymet veren serbesl tıcarel buna ınani olduğu gibi fazla olarak bu husıısta bazı kayıllar dahi pekâla konabilir. 4 Refikımizin hesabı da yalnız sert buğdaylar uzerine vapıldığından buna hakıki ve cıddı nazariyle bakınak ınumkun değildır. Hulâsa biz unların gumruk resmi buğdaylar derecesine tenzıl edildıği lakdirde ekmeğin okkada 3 kurıış ve halta belki daha fazla ucuzlıyacağt iddiamızde musırrız. tddiamızda ne kadar haklı olduğumuzu zaman gosterecektır. Akşam re/ikimizin atıye ait endişesi ise kaı'iyen variı değildır. Ezcümle 'akşam "un fıatı ucuz olursa, Anadolu köytüsü buğdayı daha ucuz satmağa mecbur olmaz mı?" diyor ki bu da yanlıştır. Çunkü bizim leklifimiz son kuraklık hadisesi dolayısiyle memleketin azami surette una muhlaç olduğu muddeıe maksur ve bu ihtıyaç izale edilinceye kadardır. Yani biz un resmi muvakkaten buğday derecelerine tenzil edilsin diyoruz. Bu noktadan tegaful edilmemelidir. başta buğday olarak hububat, sonra başka şey. Ziraatle bu kaıdeyi ihmal etmek asla caiz değildır. Şu basit sebepten dolayı ki iyi Bu sene bazı vilâyetlerimiz uzum ve nefıs tütün ledeliktiza IManısa ve Muğla bu cümihmal oluna bılecek şeyler ledendir) tütün ziraatmda çok olduğu halde buğday olarak SPEC1AL SALON DU LIVRE ileri gidilmiştır. Oralarda biiyuk hububalın ehemmiyeti DE JEUNESSE DE MONTREU1L bir ekseriyet kendi ımkân hayatidir. Evvelâ rençpehn ve haddini geçen bir gayret ve Topor'a kadar çağdaş karton çizerlerde olduğu gibi koylunun hayatı, sonra bülun fedakârhkla bütün emeğini ve Selçuk'ta da nesnelerin ozünde saklı olan büyü acığa ınsanlartn hayatı buna bağlıdır. parasını hep tutun ziraatine çıkar. Alışıldık bağlamlanndan çözülerek yeni biRençperler kâfı hububat vermişlir. Evelce buğday leşimlere sokulan nesneler, böylece yeni nitelikler zerettikten sonra geri kalacak ekenler bu zıraatı bilkullıye elde eder: Kafalar tabancaya, kuşlar saatin akrep zamanlarını başka işlere de Potemkin Zırhlısı, bir sineihmal ederek tütunculüğe ve yelkovanına, şapkalar arazi parçalarına donuşür. ma klasiği olarak, sinema takuvvet vermişlerdir. Bir çokları hasredebılırler. Etlı donum Selçuk Demirel'e göre, durmaksızın doldurduğu Rasgele bir nesne, sözgelirni damgalı biı mektup hububal eken bir rençperin üç rihinde hak ettiği yeri çoktan kendi tarlalan ile iklifa bu taslak defterlerinin bir işlevi de onu gündelik ya zarfı, eski bir metro bileti ya da bir lokanta peçetebeş dönüm tütün yapmastna bulmuş ve çevrilmesinden bu eımeyerek başkalannın şamın üzüntu ve geriliminden koruması: Sanatçı, si temaaın çıkış noktası olabilir. yana yarım yüzyıl geçmiş oltarialarını kira ile tutmuşlar ve cevaz vardır. Fakat bu iş işıe o Selçuk'un görsel duşlem ve gülmecesini sözcüksürekli çizmesinin ruhsal ve bedensel hastalıkları kadardır. Yoksa buğdayı masına karşın, üzerinde en onlarda da tütün zıraatı lerle anlatmanın yetersizliği ortadayken, en iyisi "lakendinden uzak tuttuğuna inanır. bilkiilliye unutacak vechile çok tartışılan filmlerden biri. yapmışlardır. Manierizmden gerçeküstüculüğe ve Steinberg'den fı gözlerimize bırakmak." bütun ehemmiyeti tutüne Netice ise şu olmuşıur: Bu sene vermekte ziraat ve ıstihsaltütün iyi satılınamış ve lütüne noklasından çok büyük bir fazlo kuvvel vermiş olan haıa vardır: Affolunmaz bir vilâyetleriınizin elleri haıa ve affeımıyen bir hata. böğürlerinde kalınıştır. Zarar Bazen lülun ağırlığı nisbetinde yalnız tulünlerın satılmamasından ıbareı değildir. alnn edecek olsa bile karın ödül birkaç yazara. veriliyordu. En Vakliyle buğday ekilen tar/alara doyurmaz. Yaşamak ıçın 1Ûç yıldır verilmeyen Lotus buğdaya en kal f ihıiyaç vardır son ödül 1985 yılında verilmişti. tütün eküdiği için şimdi Ödülü, 1986 için Tahsin da onun için. Bu toplantıda son üç yılın ödul satılnuyan tütünlere bedel elde Saraç'a, 1987 için Cengiz Şu izahat bize istihsalin tanzimi leri de dağıtıldı. 1986 yılı için odül buğday yoktur. Satılınaymca Aytmatov'a, 1988 için Oda luzumunu gösterir. Buna Türkiye'den Tahsin Saraç'a, 1987 tütün yenılmez, fakaı elde Makoto'ya verildi. nazaran hükumetçe ve milletçe için Cengiz Aytmatov'a, 1988 yılı buğday olsaydı o hiç olmazsa Türkiye'den Aziz Nesin'in şu hakikat kat 7 bir dustur için de Japon romancı Oda Ma yenilirdi. Şımdi tutunlenni de seçildiği AsyaAfrika olarak bilınmelıdir: koto'ya verildi. Ödül, yazarın bir satamıyan vılâyetler yapıtına değil de bütün çalışma maışetlerinı temin için harıçten Evvelâ hakikî ziraaı işleri olan Yazarlar Birliği Başkanlık hububal ve bakaliyat, ondan larına veriliyor. Tahsin Saraç. Aziz buğday da ledarik etmek Kurulu 'nda Nobelli iki sonra başka şey. Birincisı Nesin ve Ataol Behramoğlu'ndan mecburiyetinde bulunuyorlar, yazar, Wole Soyinka ile sonra Lotus'u alan üçüncu Türk ve bunu pahalı pahalı temin de vapılınadan başka şeye el Necip Mahfuz da Tumıs'taki 8. koagre Saraç, (başta) AsyaAfrika Yazarlar Birliği'nin Lo yazarı oluyor. atmakta müthiş hata vardır. edip duruyorlar. bulunuyor. tus Ödulu'nü aldı. Kongreye Ceyhun (ortada) ve Nesin de katıldılar (sağda). Bu sene memleketimizin bir Tunus'ta kongreye ilgi nasıl Dünya dunya olalı ziraatle aslolan buğday, arpa, mıstr ve buhranı kuraklıktan geldi ise Bütün bunların toplamı kongreyi için yeni bir karar alındı. 11 kişi dı? REFİK DURBAŞ diğer buhranı da bu yanlış ilginç kıldı. Kongreye konuk ola lik bir başkanhk kurulu oluşturulCEYHUN Kongre çok can envaî hububal ile fasulye ve harekeılerden ileri gelmişlır. AsyaAfrika Yazarlar Birliği'nin rak Fransa'dan Pierre Gamarra, masına karar verildi. Bu 11 kişi lı geçti. Katılan ülkelerin konso bezelye ve envai bakaiyatür. Yunus yadi 8. kongresi, 813 Aralık 1988 ta delege olarak Filistinli şair Mah den biri rotasyonla iki yılda bir losları kongreyi ilgiyle izlediler. Her hangi bir muhit bunlar rihleri arasında Tunus'un başkenti mul Derviş, Japonya'dan Oda başkanlık vapacak. Biz ise yalnızdık. Bizi bir kişi bile haricinde muhtelif zıraallere Tunus'ta yapıldı. Kongreye 45 ül Makolo, Sovyetler Birliği'nden A. Kimler var başkanlık kuru aramadı. Buna karşın Türkiye bir ehemmiyeı verebilir, fakat bir keden 117 kişi katıldı. Bunların Sofranov ve Vevgeni Sidorov, Vi lunda? ödül kazanmış oldu. Lotus Der tek şart ile: hububat ve Dünkü Akşam refikimiz 84'ü, 38 ülkeden gelen delegeler etnam'dan Nguyen Dinh Thi çağCEYHUN Yapılan seçim so gisi'nin yayın kuruluna Aziz Ça bakaliyatı ihmal etmemek şartı. Kozınetonun değirmenımn de di. 4 ulke birer gözlemci gönder nlmışlardı. nunda Türkiye'den Aziz Nesin, Fi lışlar yeniden seçildi. Aziz Nesin' Hattu bütün bunları yalnız mişti. 3 ülkeden 4 yazar konuk Neler vardı kongrenin gun listin'den Mahmul Derviş, Nijer in başkanlığı ise neredeyse kesin buğdayda hulâsa etmek I . K K I .Isl.l.KlN y.\.\ M olarak bulunuyordu. 6 Arap ülke deminde? ya'dan Wole Soyinka, Kongo'dan leşmiş durumda. Şuna inanıyo mümkundur. Asıl şart olarak sinden 25 çağrılı vardı. I CEYHUN Kongrenin en Anri Lopez, Kenya'dan Ngugi Wa rum ki, biz devletten biraz ilgi ve evvelâ buğday ekilecektir, sonra Böylesi onemli bir yazarlar top onemli maddesi, birliğin genel Thiongo, Sovyetler'den Cengiz yardım görseydik, ülkemizin ta başka şey. Meselâ Aydıntn Hıı ;ık>.ını luluğu içinde ulkemizden de üç ya başkanı ve genel sekreterinin se Aytmatov, Suriye'den Ali Okla nınması açısmdan çok daha yarar inciri, fzmirin uzumü ve Giresonun fındığı gibi bazı zar bu kongrenin çağrıhsıydı: Aziz çimiydi. Çünkü genel başkan ve Orsan, Mısır'dan Necip Mahfuz, lı işler yapabilirdik. yerlerın bazı mahsııller ıçın Nesin, Demirtaş Ceyhun \t Aziz sekreter ölmuşlerdi. Hindistanlı Afganistan'dan Abdullah Naibi, Peki, Tunus'la ilgili kısa iz hususî kabilıyetleri olabilir. Bu Bhisham Sahni, iki yıldır genel Hindistan'dan Bhisham Sahni ve lenimlerin? Çahşlar. & bile dünya kuruidu kurulalı ve Demirtaş Ceyhun'la Asya sekreterliği vekâleten yürütüyor Genel Sekreter Kauli, başkanlık CEYHUN Tunus ilginç bir sonuna kadar buğdaya Afrika Yazarlar Birliği'nin 8. du. Genel sekreterlik için Suriye kuruluna seçildiler. Bu kurul önü yer. Herkes Türkçe öğrenmek is muhassas olan çok & ve Mısır talip oldular. Çünkü tü muzdeki iki ay içinde Kahire'de tiyor. Türklere karşı çok saygılılar. kongresi uzerine konuştuk. züğe gore genel sekreter hangi ül toplanarak birliğin başkanını se Ama ne yazık ki ilgilenen ne bir ehemmiyeıli, mevkii ıhlâl Kongrenin önemi neydi? MKI. EK SİNAM \S1.\I edemez. İncir ve üzum CEYHUN Kongre şu açıdan kedense birliğin merkezi o ulkeye çecek. Şunu da belirteyim, baş kimse var ne de bir merci. Tunus yetişlırcn adaınlar dahı bu McvlJI mOltUt İOÜMJ ı ou önemliydi: Bu yıl AsyaAfrika Ya taşınıyor. Tartışnıalı bir oturum kanlık için en güçlü adaylar ara Üniversitesi'nde bir Türkoloji bo ınahsule olduğu kadar ve Xır« IHI fılim }imjiy ' Kflt «r lümu açılmış, 10 öğrencisi var. Bu imkânın azamî haddinde zarlar Birliği'nin 30. kuruluş yıl sonunda birliğin genel sekreterli sında Aziz Nesin bulunuyor. CortJlnırnılf nitmlcrin (c \ k ı m radan bir de oğretmen gönderil behemehal buğdaya, arpaya, dönümuydü. Bu, aynı zamanda ğıne Mısırlı Lutfi El Kauli seçil Lolus Ödulü ne oldu? . ktmctll •nilkemmel \r di. İnsan Hakları Evrensel BildirgeCEYHUN Birlik, ilke olarak miş. Ama oğretmen bir yazıyı tek mısıra VS. ehemiyel l'ıri > lcbosiiınünun <» ın si'nin 40. yılına rastladı. Bir de Peki başkanlık? her yıl bir yazara Lotus Odülu ve sir ettirip 10 çocuğa dağıtacak pa vereceklerdir. Hulâsa evvelâ birlik üç yıldır toplanamıyordu. CEYHUN Bu yıl başkanlık rilmesini kabul etti. Daha once rayı bile bulamıyor. İstihsalâtın tanzimi AsyaAfrika Yazarlar Birliği Kongresi'ne 3 Türk yazan katıldı Kıbns Rumlarmtıi Tahsin Saraç da Lotus Odülü sahibi taşkmlığı Bizim meselemiz Kıbns adasmda bir meclisi kavanin vardır kı burnın vazifesi adanın kanıınlarını ve bütçesıni tetkik ve kabul eylemekten ibareıtir. Ahire/ı bu mecliste Rum aza müzakereyi terk ederek meclısten çıkmışlardır. Meclisi terk eden Ruınlar heınen bir beyannanıe neşrederek ınesuliyeti billussa Türk azaya yuklemek istemişlerdir. Ruınlann tııaksatları Kıbrısın varidatlarını istedikleri gibi istedikleri yerlere sarfeımek ve yüksek meıtuıriyetleri işgal eylemektedir. Sihayet Ruınlar ceza kanunu nıeselesıni bahane iııihaz ederek hükuıneti proıestoya kıyaın etnıiştir. Halbuki adada en çok ınennıı Rumlardan olduğu gibi gene en çok ınaaş bunlara verılınektedir. Kıbrısta 76 İngiliz ınemura senede 48.320 Ingi'.ız lırası, 699 Türk ınemura ?0.ö80 lıra, 1011 Rııma 133.820 lıra, 56 katolik ve marotıne 10.792 lira, 21 Ernıeniye 3.179 lıra maaş verilmektedır. h v 3 KELİME MAYER elbise IMAĞAZASI I