22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 EKİM 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 SİNEMA DORSAY HAYVANLAR tSMAlL GÜLGEÇ Bu iNSANMR M4KMUN04N ÇNCf. DoRTAVAkU YÜRUH&CİEN ifc, AYAĞA S VAVAS YAVAŞ* KoNW?MAYA BASLAVt&AN ' " P4 PAPA&AHA Ö ü ' Herzog egzotik ülkeleri, yitik uygarlıkları seviyor Kobra Verde (Cobra Verde) / Yönetmen: Verner Herzog / Oyuncular. Klaus Kinski, King Ampsaw, Jose Lewgoy, Salvatore Basile, Peter Berling / Herzogfılm (Alman) yapımı (Lâle,Gazi) Görsel sîir sîneması KtM KİME DUM DUMA BEHtç AK ionra, (jağrnurlu bir gvnde bir fren lilasuonuo da ; * ananz Kimb.hr Werner Herzog büyük bir sinemacı mı? Tartışılır. Ama şu belki daha kesin: Herzog gerçek bir merakla donanmış bir insanbilimci (antropolog) ve duyarlı bir ozan... Bu özellikler, her zaman çok iyi film yapmaya yeterli olmayabilir. Ama her zaman alışılmışın dışında, özgün ve "f arklı"filmleryapmasına yol açıyorlar... Herzog, uzak, ırak, "egzotik" ülkeleri, Avrupa kültürüne yabancı kültürleri, yitik uygarüklan seviyor. Sıradışı, marjinal, ruhsal veya bedensel "sakatlık'Man olan özürlü insanlan da sevdiği gibi. Nitekim "Kobra Venle"nin olağanüstü güzel final sahnesinde, ağır bir sandalı tek başına denize indirmeyi, böylece düş kınklığıyla biten serüvenli bir yaşamı belki de açık denizlerde ölümle noktalamayı deneyen (ama sandalın ağırhğı yuzünden bunu başaramayan) Klaus Kinski'nin görüntüsüne, sakat bir yerlinin silueti tamklık ediyor. Brnce Chatwin'in "Ouidah Genel Vahsi" adlı bir romanından alınmış bu film (ama romanın da Herzog'un ünlü filmi "Agairre"den esinlendiği biliniyor). Yüzyıl başlarının Brezilya'sında, bir çiftlik sahibi, güvenini kötüye kullanarak kızlarını iğfal eden haydut "Cobra Verde"den intikam almak için, onu Brezilya'nın Batı Afrika'daki sömürgesi ve köle sağlayıası Dahomey Kırallıgına yollar. Haydut "Yeşil Kobra", kırallıkla bozulmuş olan Uişkiyi yeniden kurar, kölelerin yeniden gemilere doldurulup, ıvırzıvır hediyeler karşıhğında ve şekerkamışı tarlalannda boğaz tokluğuna calışmak üzere Brezilya'ya gönderilmesini sağlar... Ama uereye, ne zamana EBEDİ VE EZEU BİR SERÛVEMCİ Klaus Kinski, diğer Herzog filmlennde olduğu gibi, faDdı kulturlehn arasında sıkışmış kalmış ve kendi yoğun tutkularını, kendi ıç serüvenini, tarihın az bilınen kiılturel çatışma alanlarının koşullanyla bağdaştırmaya çalışan serüvenciyı oynuyor. dek? Sonunda her şeyi yitirdiğinde, kölelik insanhk tarihindeki surecinin sonucuna geldiğinde, haydut Manuel, yapılan ve kendisinin de katkıda bulunduğu işin kötülüğünü, iğrençliğini itiraf etmekten çekinmeyecektir... "Kobra Verde", oldukça üslupçu, stilize, "maniere" bir film... Herzog, hemen her filmde olduğu gibi, çok açık seçik, dramatik akıcıhğı ve mantıksal devamldığı olan bir öyküden kaçınmış... Film, kirai zaman birbirinden bağımsız gözüken görkemli tablolar halinde gelişiyor. Gana'da çekiltniş ve Afrika kültürünü, insanıyla, doğal gonintüleriyle, törenselliğiyle, kimi zaman körpecik bedenlerden taşan kendine özgü erotizmiyle ustaca kullanan filmde uzun saçlan surekli dağınık, günümüz Alman *punk1arırun atası pozlarında dolaşan Klaus Kinski, "Aguirre*den "Fitcarraldo"ya diğer Herzog fîlmlerinde de olduğu gibi, farklı külturlerin arasında sıkışmış kalmış ve kendi yoğun tutkulannı, kendi iç serüvenini, tarihin az bilinen kültürel çatışma alanlarının koşullanyla bağdaştırmaya çalışan seruvenciyi oynuyor... Biraz "ebedi ve ezeli bir seriıvenci" bu... Kinski'nin bu kez yönetmence pek denetlenememiş oyunu, Herzog'un klasik Hollyvvood sinemasının egzotik anlayışına temelde hiç benzememekle birlikte, yine de yer yer egzotizm tuzağına düşer gibi olan Brezilya ve Afrika'yı fılminde kullanış biçimi, özellikle fınale dogru gelişim süreci pek kavranamaz olan olaylar dizisi, bu kez filmin tam bir başarıya ulaşmasını önlüyor... Ama ne gam... Karşımızda yine de bir Herzog filmi var (hem de, yönetmenin ticari sinemalarda gösterilen ilk filmi bu..). Yer yer kolay anlatılamaz bir şiirle yüklü, kimi zaman ise bir tür belgesel sinemayı ve onun kökenindeki o dayanılmaz bilmek, öğrenmek, göstermek içgüdülerini simgeleyen sahneler/tablolar... Popol Vuh'un carpıcı müziği... Ve Victor Ruzicka'nın Latin Amerika'dan ve Afrika'dan saptadığı unutulmaz göruntuler... Bu kadan bile "Kobra Verde"yi görmek için yeterli nedenler oluşturuyor. Evet, sinemasal alışkanlıklannızda bir "parantez" açın... Ve "Kobra Verde"yi, bu insanbilimi ve görsel şiir sinenıasım, özenle bu parantezin içine yerleştirin... PİKNtK PtYALE MADRA HIZLJ GAZETECt NECDET ŞEN UZTA ETMt$IM.. ISMARIAOĞJN YEME); KÛ4 TeşeKKüg&JZ&JM AHAMBAMS KlSl 0ASK1 PU'L ? NÜB OHA 9A &AŞKAI Bilimsel kıbldı bir senaryo Karanltklar Prengi (Prince of Darkness) / Yönetmen: John Carpenter / Oyuncular: Donald Pleasence, Lisa Blount, Victor Wong, Jameson Parker / Bir Carolco (Amerikan) filmi (Site, Kadıköy, Atlantik). "VatasetEvü Dead 2"de, eski bir kitabın tozlu sayfalarından çıkarak ortalığı dehsete boğan "kötttliik", John Carpenter'ın "sansasyonel" son filmi "Karanhklar PreBsTnde, California'nın bir küçük kasabasında, terk edilnıiş bir kilisenin dua salonundaki garip bir silindirin içinden çıkıp yeniden yeryüzundeki saltanatını kurmaya çabalayan "şeytan"dır... "Şeytanlı filmler"in bu yeni ve en son örneginde, aslında hiç de yeni oltnayan bir tema, 'İyilik" ve "kötülok" arasındaki savaşım ve Tann'nın gücii" sayesinde etkinliğinden uzaklaştınlmış olan "seytan"ın yeniden gücunü kazanmak, yeryüzüne dönmek çabaları, oldukça yüksek düzeyde bir görsellikle bir kez daha perdeye geliyor. Unutulmuş (ve 1950*10x16 kapatümış) olan kiüsede, 2000 yıl boyunca "V'yuyanlar Tarikatı" adh bir mezhebin sırları sakhdır.. Ve bir rahip, bu "yeniden uyanış" hakkında bilgi vermek üzere geldiği piskopos makarrunda ölü bulunur. Başka bir yaşh rahip, ölen ra lyiler, kötüler, doğaüstü güçler... «Itiıi. I V ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl EGO'nun RESİHKM CARPEMTER iMZAU FİLM Fantastik tutkuntan, Carpenter imzalı bu filmin keyfıne varacaklardır. Ama Karanlıklar Prensı'nde, ilginç bıçimde kullanılan "ayna morjfi" gibi bir iki sahnenin dışında, belletderde yer edecek çok şey yok. hibin yazdıklarını okuyarak tehlikeyi sezer, çeşitli dallarda öğretim yapmakta olan bir genç öğrenciler grubunu ve "duyularla algılanan gerçekliğin göreceliği"ni derslerinde işleyen yaşh bir Çinli profesöru yanına alarak, unutulmuş kih'seye gider.. Burada, klasik bir korku filminin ana şeması işlemeye başlayacak, "oyanan giiç" tarafından birer ikişer ele geçirilmeye başlanan gençlerle, "sağlam" kalanlar arasında amansız bir savaşım onaya çıkacaktır... "Karanlıklar Prensi", türünün çok başarılı bir örneğı sayılmaz. salonda izliyorsanız, yer yer yüreSenaryoda, bilimsel kılıklı, ama ğinizi ağzınıza getiriyor.. Ancak son derece anlanısız bir sürü laf ornegin aynı öğeleri bolca kullaediliyor, görsel efektler yer yer son nan ve uzaktan uzağa da olsa beııderece kaba. (Örneğin "baba"sı zer temalarda gezinen bir "Angel nı, yani "seytan"ı yeryuzüne getir Heart"ın "klasmda" değil "Kameye çalışan "gebe kadm"ın tüm ranlıklar Prensi..." Kuşkusuz ki sahnelerindeki gibi). Ancak Car fantastik tutkunları, hele Carpenter işini iyi .bilen bir yönet penter imzalı bir filmi nasıl olsa men, en azmdart usta bir teknis 'zleyecek ve keyfıne varacaklardır. yen... Kendi bestesi olan geıilimli Ama bu filmde, ilginç biçimde müzığin de yardımıyla, sonuç ola kullanılan "ayaa motifi" gibi birrak seyircisini yer yer tümüyle av iki sahnenin dışında belleklerde cunun içine alıyor, helefilmi(Si yer edecek çok şey olacağını sante gibi) DolbyStereo'su olan bir mıvorum... TARİHTE BUGÜN POE'NUN AYKIRI DÜNYASl MÜMTAZ ARIKAN 7 Ekim VE uYuşrveucu rvnajNLuĞu NEDeN(yi£ "•/ RUHSAL. 8UHALIMLA£ 1849 'DA 8UGUN, ÜMLÛ AMBKıKALI OZAN VE ÖYOJ YAZAgr EOGAH ACLAIY f>oe(P0),4O VAÇlNOA ÖLMUŞTli ROMANTİIC $//&£&tM//vQlıVM4 LEB SlBı) YAHlSteA, POĞAÜSTU KO&KU VE OETEKrır öYia/Lse/Yis TAfjtMMişrre '/ufoes SOZAĞI CtNAYEn" A0U YAPIT1, &ETEKTİF: ÖYKUSU oıAGAK X£N/ 8ı/s EoeeırAr rüRÜNÜN ICJC ÖeiV£&' SAYfLMAKrAOie. tÇKl SEK ATEfte GÖROÜ6U tZÖTU OÜÇLER, SA AJATfAJf ÇOK ET*:iL£MfŞn. ÇEYTAAJCA PLAN LAA/M/f CİMAY£rLEJ£, /ZUHlAtSLA OOLU / ClJyLE YAPmLAetMA YAMS/MtŞTl VE YÛH • "Herşeye Rağmen"in yapımcısı Kadri Yurdatap: 'Herşeye rağmen kaliteli film' 25YHM MFİLM İ l k kez 1963'de yapımcflığa başlayan Kadri Yurdatap'ın 60 kadar filmde imzası var. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 7 Ekim 1938 pabucu taşır vefilimlerdegenc kız rolıi oynadığı zamanlar bile nikâh yüzüğünu parmağmdan çıkarmaz. Marlene Dietrich, sofrada yemek yerken çatalımn masanın altına düşmesini pek meş'um addeder, o günti bir felâket vukuuna intizar ederek gayet duşünceli geçirir. özellikle son dönemde "zor" ve "farklı" filmlere yatınm yapan "Herşeye Rağmen"in yapımcısı Kadri Yurdatap, fılmden fıâlâ zararda olduğunu söylüyor. "Herşeye Rağmen" filmi, bildiğiniz gibi önemli bir ödül aldı. Bari'deki Avrupa Sineması Gösterisinde "Eleştirmeniere Göre En tyi Avrupa FHmi" seçildi. Gazeteler ve TRT haberi kullandılar, yönetmenin ve oyunculann adı, yüzleri yeniden sanat sayfalarına ve ekranlara geldi. Oysa biz, filmin yapuncısıyla konuşmayı yeğledik. Bu türden bir başan, genelde bir yapımcıyı çok rautlu eder, "köşeyi döndüriir." Ama bizim boynu bükük, "mahzun" sinemamızda acaba öyle mi oluyordu, bir bakalım. Kadri Yurdatap, 25 yılhk yapımcı. Afiş yapan bir büro kurmuş önce, sonra bir sinema dergisi çıkarmış: SİNEMA... Dergi sahibi olarak 1963'te Üikn Erakalın'ın önerisi ve ısrarıyla ilk kez, hem de Turkân Şoray'lı bir fılmle ("Bütün Suçnmnz Sevmek") yapımcılığa başlamış. O gün bugündür 60 kadar filmde imzası, emeği ve parası var Yurdatap'ın. En önemlileri arasında "Kızgın ların en popüleri olan "Zügürt Toprak", "Seninle Son Defa", Ağa" için TV'den aldığım 14,5 "Haram ", "Dul Bir Kadın ", milyon lira yamma kâr kaldı. "Bir Avnç Cennet", "Ziiğürt "Bir Avnç Cennet", "Kuyucaklı Ağa", "Knyucakh Yusuf ", "Ku Yusuf", "Kupa Kızı", "Av pa Kızı", "Bir Kırık Bebek", Zamam" hep zararda. "Herşeye R a ğ m e n " , " A v Oysa bu filrnler dış şenlikleZamam" sayılabilir. Goruldüğü re kabldı. "Av Zamam" Berlin gibi, özellikle son dönemde "zor" 88'de Türkiye'yi temsü etti. "Bir ve "farklı" filmlere yatırım ya Avuç Cennet" sayısız (22) şenlipan, kaliteyi gözeten bir yapımcı ge katıldı, ödiilier aldı. Bonlar bir Yurdatap. filmi ticari kılmıyor mu? Bu saydıklannız kaliteli filmYURDATAPTicari kılması ler. Buniardan kazandınız mı? gerek. Ama bu bir zaman sorunu. YURDATAPHemen tüm bu "Herşeye Rağmen"e gelelim. filmlerin yapıhşı, sinemanın çok Film Türkiye'de gösterime çıktı. kötü bir dönemine geldi. TV ile Bir haftada sadece 500 seyirci gelde gerekli finansmanı sağlayama di. Sonra Cannes'da tam 6 kez, yınca, çoğundan zarar ettik. Bun Montreal'de ise 3 kez dolu salon koymanızı kat'iyyen hoş görmez. Claudette Colbert tatil lara oynadı. Ancak hiçbir dış sazamanlan için bir takım tış gerçekleşmedi. Cannes'daki plânlar ve projeler yapmayı Gençlik ödülü'nden sonra yenikat'iyyen uğurlu saymaz. den gösterime çıkardık, bir gece Holivud'dan yazüıyor: Edouard Evesette Horton yeni guzel bir gala yaptık. Sinema do Haklarında türlü türlu efsaneyî bir filim çevirmeğe başladığı luydu, çünkü bedavaydı. Sonra haberler, reklâmlar yapumakta vakit gidip bahçesine bir fidan yine boş sualara oynadı. Bu fılm devam edilmesine rağmen diker, o fidanm yeşillenip den hâlâ zarardaynm. Hiç olmaz şüphesiz kı yüdızlar da diğer büyümesine, yahud saranp sa seyirciye ulaşsın diye TV'ye hemcinsleri gibi insandırlar. kurumasma bakarak yaptığı önerdim. SeyTettiler, film seçme Onların da bir çok meziyetlerile kordelânm tutup tutmıyacağına komisyonu, "içeriğinin yetersiz birlikte muhtelif zâflan vardır. hükmeder. olduğu" gerekçesiyle filnı hakkın Fakat gene bir çok insanlar Jeannette Mac Donald böyle da karar alamadı. Bana henüz bir nasıl bazı kusurlannı, şeylere kat'iyyen aldırmadığını yanıt gelmedi. Bu aradafilmye noksanlarını açıkça itiraf etmek müteaddid defalar söylediği ni bir ödül kazandı. Bakalım, bel istemezler, işi şöyle tevil halde, "Ateşböceği" fılmini ki TRT bunca ödülden sonra fil tarzında geçiştirmek arzu çevirirken üzerine bindiği beyaz min ne anlattığını anlamaya ka ederlerse Amerikalı yüdızlar da atın nallarmdan binni uğur rar verir. bir kısım dünya hadisatmın ve eşyası diye alıp saklamaktan çekinmemiştir. Bu zoriuklara karşın "herşe hayatı hususiyelerine aid ye rağmen" kaliteli film urelme vak'alann uğurlu olduğuna, Ronald Colman çevireceği fılme diğer bir kısnunın da ye devam edecek misiniz? aid ilk cümleyi stüdyoda uğursuzluğuna inanmaktan geri YTJRDATAPEdeceğim. Şu kendisi söylememişse bunu son kalmadıklan halde kendilerine anda Furuzan ve Gttlsün Karaderece meş'um addeder. bu hususta sual soranlara: mustafa'nın birlikte yönetmenliGreta Garbo vücude getirdiği Hayır, böyle şeylere gini >aptıklan "Benim Sinemalaher eserde üzerinde "B" harfî inanmam nm"ı çekiyoruz. Dünyada ilk kez bulunan geniş bir kemer 2 kadın yönetmen birlikte, hem de Demekten çekinmezler. Halbuki taşımayı âdet edinmiştir. ilk filmlerini yönetiyorlar. Bu fil işte size bazı artistlerin uğurlu Erich von Strvheinn, tavuskusu min çok başarılı olacağı ümidin işlere ve uğursuzluklara ne görmeğe hiç dayanamaz. Hatta deyim. Zaten bu umutlar olmasa derece kuvvetle inanmakta bir gece misafır kalmak için bu iş sürdürülür mu? "Herşeye olduklarını ispat edecek bir çok girdiği otel odasındaki halıntn Rağmen" bugün Mannbeim'da, misaller.. Ginger Rogers üzerinde tavuskusu resimleri sonra Kahire'de, Singapur'da ya kat'iyyen odasında ıslık görünce hemen eşyalannı rışacak. Bakalım, elbette daha çalınmasına müsaade etmez. toplayıp kaçmıştır. ödül ve en önemlisi, bir yerlerden Çantanızu şemsiyenizi, Joan Cravtford, üzerinde bir satış önerisi alacağız. mütemadiyen küçük bir çocuk şapkamzı yatağımn üstüne Yüdızlar uğursuzluğa inanmazlar mı? Kay Francis evfeniyor Yüdızlar uğurluluğa ve uğursuzluğa inamyorlar mı? Holivud'dan bildirildiğine göre Amerikan sinema âleminin en kuvvetli simalarmdan biri olan Kay Francis, Brooklyn'll tayyareci Erik Barnekov'la Victor Mac Laglen açık evlenmeğe karar vermiştir. şemsiye, yanm doldurulmuş Zaten bir seneden beri, mensub bavul bulunan, yahud olduğu fîlim sirketile artistin tavamnda kuş kafesi asılı olan arasında bazı noktai nazar odaya ecel terleri dökmeden ihtilâfları mevcud olduğu için giremez. beyaz perdede göremediğimiz Sonja Henie gümüş ve altınla Kay Francis'yi bu suretle büsbütün kaybetmemiz ihtimall süslettirdiği bir tavşan ayağını de vardır. Çünkü bir senelik bir hiçbir zaman yanından ayırtmaz, Bunun kendisine buz balayı seyahatine çıkacak olan artistin katt surette sinemadan üzerinde kayma danslannda çekileceği rivayet olunmaktadır. rehber olduğunu ve uğur getirdiğini iddia eder. Mary Astor çevirdiği filmin ilk Güzel bir sahnelerinin gayet fena olmasını fevkalâde uğur sayar ve daima "fena başlangıc, iyi netice!" atalar sözunü tekrar eder. »UIUUMtClMVACE. Helen Vinson yaşının her MlRBuıa LA» GUZEL BOt CILCC yıldönümünde gtizel bir aynayı « A U t OLUILKUH taşlara vurarak paramparça I n ıvrm,. ^ H » tm TE^EFfüS m i t S I LÂZ» eder. Çünkü daha çocuk iken JCA t O PA«VS * « . Jlf, . l u Ct3iDLZ «AMOOI C yasının bir yüdönümünü tes'id CECE UA*İO(SC K R E M T * n M • . . ! , . „ m ettiği gün vuku bulan böyle bir kaza ona müthiş uğur getirm'ıştır. Cr6me Slamolse Artık hüküm vermek size aid.'..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear