Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 OCAK 1988 'Tanıga kötü muamele işkence sayılmaz' MUGLA/ANKARA (ANKA) Muğla Ağır Ceza Mahkemesi, sanık olarak ifadeleri alınan kişilere yapılan insanlık dışı uygulamaian "işkence", tanıklara yapılan aynı tür uygulamaları ise "kötü muamele" olarak değerlendirdi. Muğla ili Bayır kasabasında 1.9.1984 tarihindeki biı öldürme olayı nedeniyle jandarma tarafından gözaltına alınan 2 sanık ve 2 taruğa işkence yaptıklan savıyla yargılanan ve çeşitli cezalara earptırılan Yüzbaşı Ali Şabin, astsubay ve 3 er ile ilgili Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararı açıklandı. Kararda, Muğla İl Jandarma Bölük KomutanlığYnda sanık olarak ifadesi alınan Osman Ydmu, Ömer Yılmaz ile tanıklar Çagnur Yılmaz ve Habibe Yılmaz'a yapılan uygulamalar. farklı değerlendirildi. Gerekçeli kararda, "Sanıklann TCK'nın 243/1. maddesiyle cezalandınlması yolunda dava açümıştır. TCK'nın 243'uncu maddesinin uygulanabilmesi için işkence goren kişilerin sanık bulunmalan ve suçlannın sö)letilmesi amacıvla işkence yapılmış olmalıdır. Hazırlık tahkikatı SJrasında jandarma karakolunda HaMbe Yılmaz ve Çagnur Yılmaz'ın tanık olarak, Ömer Yılmaz ve Osman Yılmaz'ın da sanık olarak ifadeleri ahıunıştır. Bu itiharla Habibe ve Çagnur'a yapılan eylem. TCK'nın Z43'üncü maddesine ginnemekte, TCK'nın 245'inci maddesinde belirtilen efrada suimuamele niteiiginde bulnnmaktadır" denildi. TCK'nın 243/1'inci maddesi, sanıklara suçunu söyletmek için işkence yapanlara S yıla kadar ağır hapis cezası öngörurken, 245'inci maddesi ise, söz konusu uygulamaları "kötü muamele" olarak nitelendiriyor ve S aydan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmediyor. Siirt'te 57 gözaltı SHP Batman llçe Başkanı Salih Aktan, Sürt'in merkez ve Batman ilçelerinde gözaltına alınan 57 kişiden 16 gündür haber alınamadığını, "işkence seslerinin emniyete komşu evlerden duyulduğunu" söyledi. Batman'da gözaltına alınanlardan 8'i SHP üyesi. CENGİZ MUMAY SİİRT Sürt'in Merkez ve Batman ilçelerinde gözaltına alının 57 kişiden 16 gündür haber alınamadığı bildirildi. Aralarında SHP üyelerin de bulunduğu sanıklann yaşammdan endişe duyduklanra söyleyen SHP Batman llçe Baskanı Salih Aklan, "İşkeoce sesieri, emniyete komşu evlerden duyuluyor" savında bulundu. SHP Batman İlçe Baskanı Salih Aktan, gözaiuna alınanlann parti binasında eski tçişleri Bakanı ve tstartbul Milletvekili Hasan Fehmi Guoeş'ın düzenlediği toplantılara katılanlar olduğunu söyledi. Aktan, "Gozaltına ahnanlann hayatlanndan endişe ediyoruz. Bir an öoce serbest bırakılmalannı istiyoruz" dedi. 21 aralıktan itibaren 3 gün süreyle Batman'da yoğun bir operasyon yapıldığını ve bu operasyonlarda 8'i SHP'Ii 37 kişinin gözaltına alındıgını öne süren Salih Aktan, gözaltına alınan kişilerle ilgili olarak yaptıklan girişimler konusunda da şunları söyledi: "Defalarca emniyet miidurlügüne gittik, 'haberimiz yok' dedUer. Y'azıh olarak başvurdnk, cevap bile vermediler. Arkadaşlanmız 16 gündür Siirt'tedirier. Kendilerinden iyi > a da kötu olduklanna Uişkin bir haber alamadık. F.mnivel >etkilileri, gözaltına alınma emrinin 'yukandan geldiğini' söylüyortar. İşkence olmadıgını belirtiyoriar. Aocak işkence feryatlan, bagırmalar, emniyete komşu nkrden bile duyuluyor." Aynı operasyonlar sırasında Siirt'ten de 20 kişinin gözaltına alındığım söyleyen SHP Batman tlçe Başkanı Salih Aktan, "Arkadaşlanraız. iskenceden sakal kabbilir, yann da öiebilirier. Bunu yazın ki, durumlan konusunda bir açıklama yapılsın. Gözaltına alınmalan konusunda bile açtklama yapılmryor" dedi. Aktan'ın verdiği bilgiye göre, Batman'da gözaltına alınan SHP üyeleri şunlar: Zennun Rüzgâr (yönetim kurulu üyesi), Abdullah Ekinci, Mehmet Emin Ergin, Mehmet Direk, Abdurrahman Deger, Ahmet Uygun, Şirin Kaygısız ve Metin Ergin. Gözaltına alındıkları saptanan diğer yurttaşların isimleri de şöyle: Mahsun Kaya, Yusuf Günes. Salih Üzümlü, Ahmet Arslan, Ismet Okan ve Mehmet Can Demir. Gözaltına alınan Zennun Rüzgâr, Abdurrahman Değer, Mehmet Emin Ergin isimli 3 SHP'li ile Yusuf Güneş isimli yurttaşlann TPAO Bakım ve Onarım Atölyelerinde çalışan PetrolIş Sendikası'na üye işçiler olduğu bildirildi. Erken genel seçimlerde SHP'den milletvekili adayı olan Siirt Barosu Başkanı Zeki Ekmen, gözaltına alınan kişilerin çoğunua nezarethanelerde 15 günlük süreyi tamamladıklannı söyledi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönünün olayla ilgili olarak Siirt İl Başkanı Mahfuz Erten'i arayarak bilgi istediğı öğrenildi. Cumhuriyet'in sorularını yanıtlayan Mahfuz Erten, görüşmeyi doğrulayarak, "Genel başkana rapor vermek için araştırmalanmızı sürdüniyoruz. Açıklama \apacak bir makam yok. Gözaltına alınma gerekçesini bile söylemiyoriar" dedi. Siirt Valisi Selami Teker ise, gözaluna alınan kişilerin 57 değil, 23 kişi olduğunu açıkladı. Konunun direkt olarak Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin sorumluluğunda olduğunu belirten Vali Teker, açıklamasında özetle şu görüşlere yer verdi: "Asayiş Kotordu KomuUnı Korgtneral Hulusi Sayın, konuyla ilgili çalışmalannı Siirt'te surdüriiyor. Emniyet müdürii ile de konu>u goruştü. Bu konunun tumuylc kendi sorumlulugunda olduğunu söyledi." Gözaltına alınan kişilerin 15 gunu doldurduğu yolundaki anımsaıma üzerine Vali Teker, "Bu leknik bir konudur. Ek süre istenip istenmedigini bilniyonım " dedi. HABERLER CUMHURİYET/7 DUYDUK/GORDUK Y\LÇEV PEK$EN Kont Sandvrich'in icadı... Gunumuzde ne haUere gekJ.. Bîr Sandviçîn Anatomîsi Ingiliz kontu John Montagu Sandwich'in icat ettiği sandviç, "gariban yemeği" ve "ucuzluğun simgesi" olarak bilinir... Acaba gerçekten öyle mi? Yoksa kuyumcu terazisinde tartılabilen yeni sandviçler yeniden kontlara, krallara yaraşır duruma mı geldi? ngiliz siyaset adamı ve kontu John MontaguSandwich, her kont gibi son derece asil bir adamdı. 1700'lü yıllarda Büyük Britanya împaratorluğu'nun Bahriye Nazın (Deniz Bakanı) olarak çok önemli bir görevde bulunmasına karşın, gece yansı uşaklarını bile uyandıramayacak kadar nazik biriydi... Fakat insan ne kadar önemli ve kibar olursa olsun, doğanın kurallarına karşı gelemiyordu. Sandwich kontunun da bir sürü asil olmayan insan gibi karnı aakıyordu. Üstelik bu asil mide diğer asil mideleri gibi günde üç öğün aakmakla kalmıyor, bazen gece yansında bile boş olduğunu, küçük guruhularla sahibine duyuruyordu. Böyle gecelerde Montagu Kontu'nu uyku tutmuyordu. Oysa ertesi gün Bahriye Nezaretinde önemli işler onu bekliyordu. (Çünkü o zamanlar bu ülkenin üzerinde güneş batmıyordu ve lngilizler dünyanın dört bir yanını deniz yoluyla somürmekle uğrasıyorlardı.) Böylesine önemli işlerin konuşulduğu kabine toplantılannda ise uykusuz bir asil, fazla asil bir manzara oluşturmuyordu. Ne yapsındı Kont Sandwich... Yanında uyuyan kansını uyandınp, "Bana bir yemek hazırla" demek asaletin kurallanyla bağdaşmıyordu. Böyle bir istek karşısında Lady Sandwich, kocasırun damarlannda dolaşan kanın yeterince saf olup olmadığı yolunda kuşkuya kapılabilirdi. Kontun asilliği uşaklarını da uyandırmaya el vermiyordu... Avrupa diplomatik çevrelerinin ilk değerlendirmesi: Güzelsürpriz I "sandviç" haline geldi. Bugün anık sandviçin bir "gariban yemeji" ve "ocuz beslenmenin simgesi" olduğu bilinmektedir... Gariban yemegi mi? Acaba gerçekten öyle mi? Hayır değil... Kont Sandvrich'in beslenme metodu artık gariban yemeği falan değil, tersine yeniden kontlara, krallara yaraşır bir yemek durumuna geldi. tşte kanıtı: Günlerden 7 Ocak 1988 perşembe... Bir Türk vatandaşı Sirkeci'deki bOfelerin birinden bir sandviç satuı aldı. Aslında bu işi her gün yapıyordu, ama o gün sandviçin fiyatında 100 liralık bir artış olması dikkatini çekmişti. Bu 100 liralık fark nereden geliyordu. Büfeciye sordu. Aldığı yanıt şu oldu: "Yiyeceklere KDV kondu ya..." Bildiği kadarıyla yiyecek maddelerine yüzde 3'lük bir KDV konmuş, ancak sandviçin fiyatı yüzde 20 anmıştı... Bu fiyat artışına karşın içine bir şey eklenmiş miydi? Ekmeği aralâyıp içine baktı. Hayır... Her şey yerli yerindeydi. Sandviçi hemen yemeğe hazırlandıgı halde, açlığını unuttu... Başka bir şey düşünmeye başladı. "Acaba bu sandviçin içindeki malzemenin gerçek degeri neydi?" Iıııza kararı olumlu bulundu Konsey çevreleri, kararı, "demokrasi yolunda atılmış önemli bir adım" sözleriyle niteledi. Ankara'nın işkence sözleşmesini imzalamasından sonra Avrupa Konseyi heyeti Türkiye'ye habersiz gelerek bütün hapishane ve tutukevlerini denetleyebilecek. HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Ankara'nın "Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muamele De Mücadele Sözleşmesini" imzalayacagını önceki gün bizzat Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın agzından açıklaması Strasbourg'daki Konsey çevrelerinde büyük memnaniyetle karşılandı ve genel olarak "demokrasi yolunda atdmış önemli bir adım" sözleriyle nitelendi. Ancak, bu konudaki resmi talimat henüz Türkiye'nin Avrupa organı nezdindeki temsilciliğine ileülmedi. Karar yalnızca, Dısişleri Bakanlıgı'nın günlük kriptosuyla dün bütün elçilıklere duyuruldu. lmzalamaya ilişkin kararnamenin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından onaylanmasından sonra, Strasbourg'daki Ankara Büyükelçıa Filiz Dincmen'e bu yönde talimat verileceği ve sözleşmenin önümüzdeki hafta içinde de Fransa'da parafe edileceği sarulıyor. Uye ülkelerden herhangi birinde tutuklu ve mahkumlara işkence ya da kötü muamele yapıldıgı kanısı uyandığı takdirde, Avrupa Konseyi bünyesinde oluşturulacak özel bir komisyonunun derhal ve önceden haber vermeksizin bu ülkeye giderek incelemelerde bulunmasını öngören "tfkence ve Kötü Muamele Ue Mücadele Sörieşmesi"nin Türkiye tarabelirttiler. Aslında, bu maddedeki "bölgeler" deyiminin, esas olarak Fransa gibi deniz aşın topraklara sahip olan ülkeler için konulduğunu bildiren hukuk uzmanlan, Ankara'nın da sözleşmeyi imzalarken "beUrti bolgelerden" söz edıp etmeyeceJinin önem taşıyacağını kaydettiler. fından ımzalancağının açıklanması, Strasbourg'daki Avmpa Konseyi sekreteryasında ve diğer üye ttlke temsilciliklerinde büyük memnuniyetle karşılandı. Haberi, ya Türkiye'deki büyükelçiHklerinden gelen telgraflardan ya da Cumhuriyet muhabirinin tepki almak için yönlendirdiği sorulardan ögrenen bu diplomatik temsücüerin Uk sözleri, "mükemmel bir stirpriz" oldu. Başta Iskandinavya ülkelerinin sözcüleri olmak üzere bütün temsilciler, Türkiye'nin söz konusu sözleşmeyi ımzalama karannı almasının "demokrasi yolunda atılmış çok önemli bir adım" olduğunu beürtuler ve bunun özellikle de insan haklan ve işkence iddialan konusunda Türkiye'ye getirilmiş olan eleştirileri engelleyeceguıi kaydettiler. Aynı şekilde, sözleşmenin 9'uncu maddesindeki, "miU savunmaya yöneük tedbirler ve kamu güvenligi nedeniyle, bazı olağanüstü durumlarda, üye ülke, komisyonun ziyaret etmeye karar verdigi yerlere gitmesine karşı çıkabilir" açıklamasırun da Türkiye tarafından ışlerliğe sokulabileceği ve örneğin, Güney Doğu Anadolu bölgesindeki hapishanelerin Avmpa Konseyi Komisyonu tarafından incelenmesine Ankara'nın müdahale edebileceği belirtildi. Fakat bu uzmanlar, "iyimsertiklerini" Voruduklannı belirterek, şimdiden "spekülasyon" niteliğinde yorumlara girmek istemediklerini kaydettiler. öte yandan, aynı hukuk uzmanlan, Türk hükümetinin sözleşmeyi imzalamasından sonra bunun TBMM tarafından da onaylanması gerekip gerekmediği hakkında bir bilgi sahibi olmadıklaruu ve eğer bu gerekiyorsa, sözleşmenin ancak bu onaydan sonra Türkiye için yürürlüğe gırebileceğinı ifade ettiler. Bilindiği gibi, Ankara, Avrupa Konseyi İnsan Haklan Komisyonuna kişisel başvuru sözleşmesini de geçen yıl imzaktmış, ancak geririlen çekincelerle, özellikle insan haklan ve sendikal özgürlükler konusunda herhangi bir başvuru yapılması pratikte önlenmişti. Bu durum, Konsey'e üye ülkelerden bazılannın tepkisini çekmişti. 'Basına kısıtlama getirmek demokrasiye zarar verir' İZMİR / MERSİN (Cumburiyet) tzmir Gazeteciler Cemiyeti ile tçel Barosu, yeni basın yasası laslağı konusunda yaptıklan açıklamalarda, "Basma geürilerek kısKlamalarda demokrasinin zarar görtcegi" görüşü savunuldu. Haarlanan yeni yasa tasansı ile ilgili tepkisini dile geliren tzmir Ga2eteciler Cemiyeti Başkam lsmail Sivri, gazetecilerin ve basın kuruluşlannın yalan haberlere herkesten fazla karşı olduğunu bildirdi. İGC Başkanı Sivri, açıklamasında özetfe şu görüşlere yer verdi: "Nedeni ne olursa olsun basına getirilecek kısıtlamalar basının yapıcı ve ilerici işlerligini azaltacak >e basın özgüriüğüne golge düşürecektir. Bundan öncelikle gelisen demokrasimiz zarar gorecektir. Gazete haberciliğinin ana ve temel kuralı doğruluktur. Gerçekle yalan olan hiçbir şey haber degüdir. Gazete haberi her yonüyle dogru olan haberdir. Bu gazetecilikte lemel kuraldır. Dogru haber gazetetinin erdemi ve namusudur." "Mımr Yasası"nın şimdiye kadarki uygulamalannın gözönüne alınarak yasanın yeniden gözden gecirilmesini isıeyen Ismail Sivri, Başbakan Torgul Özal'ın, "Basınla ilgili konularda basın kunıluşlannın görüşlerini alacagız" sözlerinı memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. tçel Barosu Başkanı Şengiin Erdoğan ise, kâğıt zammı ve yeni yasa tasansı ile basının cezalandınlmak istendiğini, insanlann sadece kaset ve televizyon izlemeye itildiğini öne sürdü. Av. Şengün Erdoğan Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Basın Yasası'nda yapılması düşünülen degişiklikleri biçim ve nitelik açısından kaygıyla karşuadıklannı belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "tnsanlanmız kitap, gazete. dergi okumaya özendirilecegine, kâğıda yapılan zamlarla bu amaçtan uzaklaştınlmaktadırlar. Demokrasinin vazgeçilmez unsurlanndan olan basından, çeşitli holdinglere saglanan fon destegi esirgenmektedir. Ekonomik açmazlar içinde bulunan basın kunıluşlannı daha da zor duruma sokacak son yasa tasansı ile halkın okuma olanaklan kısıtlanacaktır." Avrupa Konseyi'ne üye yirmi bir ülkeden, lrlanda ve Türkiye dışındaki bütün devletlerin geçen 26 kasımda Strasbourg'da imzaladıklan "tşkence ve Kötü Muamele tle Mücadele Sözleşmesi", esas olarak, sözleşmeyi onaylamış ülkelerden herhangi birinde işkence uygulandığı kanısı uyandığı takdirde, derhal bu ülkeye gıdilmesi ve yerinde araştırma yapılmasım öngörüyor. Bu açıdan Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi İnsan Haklan Sözleşmeleri'nden çok daha ileride olan söz konusu anlaşma, aynı zamanda, işkence ve kötü muamelenin önceden engellenmesine de yönelik bir içerik taşıyor. Rekorlar kitabına layık Sandviçi bir süre daha yakından inceleyen vatandaş, biraz daha şaşırdı. Bu peynirleri, salamJarı. sucuklan bu kadar ince nasıl kesebiüyorlardı. Bu marifetli adamlar dünyanın en ince kesim işlerini yürüttükleri halde neden Guiness'in ünlü Rekorlar Kitabı'na alınmıyorlardı? Sonunda Kapalıçarşı'mn yolunu tuttu... Çünkü bu malzemeler ancak bir kuyumcu terazisinde tartılabilirdi. Kuyumcu terazisinde malzemelerin tek tek tartılması sonucunda ise şu rakamlar bulundu: Salam: 6.5 gram, s»cuk 4.5 gram, beyazpeynir 4.8 gram, kaşar peyniri 12.5 gram, turşiı 6.30 gram, ekmek 74.80 gram... Ekmeğin içinde aynca çeyrek yumurta ve bir tutam maydanoz vardı... Ekmeğin 370 gramı 150 liraya satılıyordu. Bu durumda 75 gramlık ekmeğin fiyatı kendiliğinden or•taya çıkıyordu: 30 lira... Bir yumurtanın 90 lira olduğu varsayılırsa, çeyrek yumurta 22.5 lira olabilirdi. Maydanozun demeti 100200 lira arasında satılıyordu. Bir tutam maydanozun fiyatı da 2530 lira arasında değişebilirdi. 50 lira tuttuğu varsayılsa bile maydanoz, ekmek ve yumurtanın toplam değeri 102.5 liraydı... 600 liradan geriye 497.5 lira kalıyordu... 497.5 liralık malzemenin ağırbğı ise hassas teraziye göre (turşu dahil) 34.6 gram tutuyordu. Sandviçin bulunuşu Sonunda kont, kansına çaktırmadan yatağından kalkıyor hıiTHnlnbı daha icat edilmediği için kile Çekince olabilir mi? Öte yandan, göruştüğümuz Avrupa Konseyi hukuk uzmanlan, Türkiye'nin "Ifkence SözkşBMSmi" imzalarken, "Kişisel Başvuru Hakkı SözleşmesC'nde olduğu gibi "çeklnceler" getiremeyeceğini vurguladılar ve bu durumun 21'inci maddede acıkca kaydedildigini ifade ettiler. Ancak bu urmanlar, metnin 20'nci maddesinde yer alan, "her üye drvlet bu södeşmenin hangi bölgelerde geçerli olacagını bildirir" deyiminin yorumlara yol açabileceğini Sözleşmeyi imzalamış olan her bir ülkenin önevdiği hukukçu ya da "yüksek anlaklı" temsilcUerden seçilen bir komisyon, üye devletlerden herhangi birinde işkence ve kötü muamele yapıldıgı kanısına vanrsa, derhal o ülkenin belirlenmiş olan hapishane ya da tutukevine bir heyet gönderecek. Söz konusu ülke, bir anlamda "diplomatik muafiyet" taşıyacak olan heyet üyelerinin serbest dolaşımını sağlayacak ve istenilen bütün bilgileri vermek zorunda olacak. Aynı şekilde, bu heyet, mahkum ya4a tutuklulann bulunduğu bütün yerleri serbest bir şekilde gezme ve istediği mahkum ve tutuklularla üçuncü bir şahıs olmadan görüşme hakkına sahip olacak. Eğer söz konusu üye ülke buna karşı çıkarsa, ücte iki çogunlukla karar alacak olan Komisyon, durumu kamuoyuna açıklayabilecek. Komisyon üyeleri düzenli aralıklarla toplanacak ve ziyaretleri ertesinde hazırladıklan raporlan gizli tutarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komi tesi'ne sunacaklar. işkence sözleşmesi 'teşhir'i getiriyor İşkence iddialarına konu olan polis soruşturmasımn gizliliği kuralının Türk yargı sisteminde yerleşmiş olması, Avrupa Konseyi'nde seçilecek komitenin de bu ön soruşturma merkezlerini denetlemeyi öngörmesinin, çelişkilere neden olabileceği kaydediliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, Avrupa Konseyi'nin "Işkence ve Kötü Muamele tle Mücadele Sözleşmesi"ni imzalamaya karar vermekie, Avrupa ile bütünleşme yönünde yeni bir adım attı. Ancak hukukçular, sözleşme hükümlerinin Türk yargı sistemi ile çelişen bazı sonuclar doğurabileceğini bildirdiler. Türkiye, sözleşmeye imza atmakla, karakol ve cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere kesinlikle işkence ile kötü muamelede bulunulmayacağına garanti vermış oluyor. Türkiye, sözleşmeye imza koyar koytnaz, sözleşme hükümlerinin yerine getirip gelirilmediğini denetlemek üzere oluşturulan Avrupa Konseyi'ne, ülkeye giriş ve kısıtlama olmaksızın seyahat hakkı, hürriyetlerden yoksun bırakılan kişilerin bulunduklan yerler hakkında bilgi sağlama. sınırsız bir biçimde girme, hürriyetinden yoksun bırakılan kişilerle özel olarak görüşebilme, aynca bilgi sağlayabilecek kişilerle serbestçe görüşebilme olanaklan tamyacak. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından mutlak çoğunhıkla seçilecek olan komite, saptadığı olaylaı hakkında bir rapor düzenleyerek, buna gerek görmesi halinde önerilerini ekleyerek, ilgili ülkeye gönderecek. İlgüi ülke işbirliği yapmadığı ya da komitenin önerileri ışığı altında durumun iyileştirilmesini reddetmesi halinde, komite, önce ilgili ülkeye görüşlerini bildirme olanağı sağlayacak. Ardından da üyelerin üçte iki çoğunluğu ile konu hakkında kamuoyuna bir acıklama yapılmasına karar verecek. Komitenin çalışmaları gizli olacak. Aynca, sözleşmeye taraf olan ülke Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne göndereceği bir bildiri Ue sözleşmenin feshini bildirebilecek. re iniyor ve iki dilim ekmegin arasına bir şeyler koyduktan ve bunları mideye indirdikten sonra yatağına geri dönüyordu... Doğal olarak bu durum, o zamanın tngilteresi ve o zamanın asüleri arasında pek alışılmış bir davramş biçimi değildi. Bir asilin rasgele bir sokak serserisi gibi kamını doyurması, ekmeğin arasına sıkıştmlmış yiyeceklerle karnını doyurması olacak iş değildi. Alİah'tan kontun bu işi yaptığı sırada herkes uykuda oluyordu. Fakat yerin kulağı olduğu gibi uşakların da gözleri vardı. Işin bundan sonrası bir varsayım, ama doğru olabilir: Kontun geceleri gizli gizli kilere indiğini gören bir uşak meraklanmış ve bir gece saklanarak aşağıda ne haltlar yendigini görmüş olabüirdi. Daha sonra da bu garip manzarayı bir iki yerde ağzından kaçırabilirdi...• Mabemeter kuyumcu terazisinde tarttaböiyor . (fotojrater: Mehmet Demirkaya) Yine kontlara göre Yukandaki sayüar elde edilince gerisi kolaylaşıyordu. Bir orantı hesabı Ue kilo fryatı bulunabilirdi. Şimdi sıkı durun, bulunan rakaıru açıklıyorum: Tam tamına 14.378 TL. Aynı gün Mısırçarşısı'nda yaptığımu fıyat araştırmasında söz konusu maddelerin en iyi kalitelilerinin perakende satış fiyatlan şöyleydi: Kaşar peynir 4500, beyazpeynir 2800, sucuk 4800, salam 3800, turşu 2000 lira. Kilo ortalama fiyatı ise 3580 TL. tutuyordu. Mısırçarşısı esnafından aldığımız diğer bir bilgiye göre bu malların toptan alınması ve daha düşük kalitelerin kullanılması (ki büfecilerin yaptığı genellikle buydu) durumunda fiyatlar yüzde 50 düşebiliyordu. Bu kıyaslamalar, büfecinin elindeki malzemeyi yaklaşık yüzde 400800 arasında değişen kârlarla sattığım ve küçük sandviçin içindeki malzemeye oranladünyanın en pahalı gıdalanndan biri olduğunu ortaya koyuyordu. Kont Sandvvich'ten günümüze kadar ucuzluk simgesi sayılan sandviç, "kont'rolsüz" ortamda bakın ne haUere gelmişti... Diyeceksiniz ki, "Deveyi hamuduyla götürenler dunırken, sen bicare sandvicçiye mi çatıyorsun?.." Hayır, böyle bir haksızhk yapmamak için büfenin adım ve adresini vermiyorum, fakat Nasreddin Hoca'nın başına gelen hırsızlık öyküsünde olduğu gibi, "Yahu bu büfecinin de hiç suçu yok mu?" tşin olumlu yanı Her neyse... Kont Sandwich'in karmnı ekmek arasına konmuş yiyeceklerle ayaküstü doyurduğu kısa zamanda duyuldu... Gerçi söylentiler kontun asiller arasındaki sayguüığına biraz zarar verdi, ama olumlu bir yanı da oldu. Bundan böyle gariban milleti için hiç kimseden çekinmeden ekmek arasında bir şeyler atıştırma fırsatı doğmuş oldu. Öyle ya, bir kont bile böyle şeyler yaparsa, sıradan insanlann yapmaması için hiçbir neden yoktu. İşi fazla uzattık sanınm... özeti şu: O günden bugüne, ekmek arasına konarak, ısıra ısıra yenilen maddelere kontun adından alınan esinle, "Sandwich" dendi. Ne ki, sözcükteki sessiz harflerin dizilişi bizim fonetik kurallarımıza uymadığından zamanla Karar, olumlu karsılandı Hukuk çevreleri, hükümetin sözleşmeyi ımzalama kararını olumlu karşılarken, işkence olaylarımn önlenmesi yönünde atılmış önemli bir adım olarak nitelediler. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Teoman Evren, kararı. "Türkiye'deki işkence olayına karşı hükümetin de vaziyet alma durumunda olacagını göstermesi yönünden sevindirici" olarak niteledi. Evren, devlet yetkililerinin işkenceye karşı tavır almalan halinde işkencenin önleneceğini de bildirdi. Evren, Türkiye'de halen işkence olaylanna neden olabilecek düzenlemelerin bulunduğunu kaydederek, bu düzenlemelerin de ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Sıkıyönetim mahkemesinde yargılandığı için görevden alınmışîı Valînîn görevden aldığı sendikacı l(!argıtay kararı ile geri döndü Otomobiltş Sendikası Ümraniye Şube Sekreteri'ni görevine iade eden Yargıtay kararından sonra, yasanın geçici maddesine göre görevden alınan sendikacıların da yeniden görevlerine geri dönme şansı doğdu. SULEYMAN SARILAR Sendikalar Yasası'run 56/2. ve geçici 5. maddesi gereğince tstanbul Valiliği tarafından. "Madenİs Sendikası yöneticilerijie birlikte tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2. Nolu Askeri Mahkemesi'nde yargılandığı" gerekçesiyle görevinden alınan Otomobülş Sendikası Ümraniye Şube Sekreteri Ahmet Nazım Alpman. Yargıtay karanyla görevine iade edildi. Yargıtay'ın söz konusu kararı ile yasanın geçici maddesine göre.görevden alınan sendikacıların yeniden görevlerine dönme şansı doğdu. Istanbul Valiliği, 17.05.1985 gün ve 114364 sayıj] yazısıyla, OtomobiMş Sendikası Ümraniye Şube Sekreteri Ahmet Nazım Alpman'ın Sendikalar Yasası'nın 56/2. ve geçici 5. maddesi uyannca görevinden almmasım istedi. Valiliğin Otomobillş Sendikası'na gönderdiği yazıda, Ahmet Nazım Alpman'ın, tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkemesi'nde TCY'nin 141/16 maddesi uyannca Madenlş sendikacılanyla birlikte yargılandığı belirtilerek, Sendikalar Yasası'nın 56/2. maddesinin vaııliğe tanıdığı yetkiye dayanarak geçici 5. madde uyannca sendikac.lığa devam edemeyeceği, bu nedenle görevinden uzakiaştıruması gerektıgı bildirildi. Otomobillş Sendikası, 05.08.1986 tarihinde sendikanın Ümraniye Şube Sekreterüği'ne secilen Ahmet Nazım Alpman'ın, görevine son verdi. Bunun üzerine, tstanbul 1. tş Mahkemesi'ne müracaat eden Alpman ve avukatı Mebuşe Cinmen, valilik karannın iptalini istediler. tstanbul 1. tş Mahkemesi, 05.05.1987 tarihli kararında, Ahmet Nazım Alpman'm "sıkıyönetim mahkemesinde yargılandıgını" gerekçe göstererek davayı reddetti. Mahkemenin kararının bozulması için Yargjtay'a başvuran avukat Mebuse Cinmen, müvekkilinin Madenlş Sendikası'nın bölge temsilciliği denetleme kurulu üyesiyken sıkıyönetim mahkemesinde yargılandığını belirtti. Sıkıyönetim mahkemesindeki yargılama sohucu müvekkilinin beraat ettiğini vurgulayan a\ukat, valilik karannın yasal olmadığını, mahkemenin ise davalannı reddettiğini belirterek, Istanbul 1. tş Mahkemesi'nin ret kararının bozulmasını istedi. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 03.06.1987 tarih ve 1987/55095532 sayılı bozma ilamında, 2821 sayılı Senvükalar Yasası'nın bireysel ve kolektif sendika ozgüı luklenne bazı kısıtlamalar getirdiğini vurgulayarak, yasanın geçici 5. maddesiyle 11 Eylül 1980'den sonra Milli Güvenlik Konseyi veya Sıkıyönetim Komutanlıklan'nca faaliyetleri durdurulan sendikalann yöneticilerinden "devletin şahsiyetine karşı suç işleyenlerin" sendikacılığa devam edemeyecekleri hükmünün getirildiği anımsatıldı. Ahmet Nazım Alpman'ın da sıkıyönetim mahkemesinde yargılandığı ancak beraat ettiği belirtilen Yargıtay ilamında, göreve son verme kararının mahkumiyete dayandırılmadığı belirtilerek, tstanbul 1. tş Mahkemesi'nin davamn reddi karannın bozulduğu kaydedildi. Yargıtay ilamında, Otomobillş Sendikası'nın da davaya dahil edilerek yeniden görülmesi gerektigi hükme bağlandı. Yargıtay'ın bu ilamından sonra İstanbul 1. İş Mahkemesi, Otomobillş Sendikası avukatı Nesrin Öksüz'ü de davaya dahil ederek dunışmalara başladı. Istanbul 1. tş Mahkemesi dava sonunda, Yargıtay'ın bozma ilamma uyarak, Ahmet Nazım Alpman'ın Sendikalar Yasası'nın geçici 5. maddesi kapsamına girmediğini belirtti ve tstanbul Valiliği'nin görevden alma kararını iptal etti. Mahkeme, daha önce reddettiği dasada Ahmet Nazım Alpman'dan alınan dava harcı ve vekâlet ücretinin geri verümesini, dava harayla vekâlet ücretlerinin Istanbul Valiliği'nden alınmasını kararlaştırdı. Sendikacılar arasında olumlu karşılanan karar, daha önce de ayıu gerekçelerle görevden alınan sendikacıların görevlerine dönebilmeleri yolunda bir örnek cluşturdu. El konulan 40 kitap savcılıkta EDİRNE (Cumburiyet) Cumhuriyet Kitap Kulübü Edirne Şubesi'nde yasak yayın oldukları gerekçesiyle el konulan 40 kitap, Siyasi Şube Müdürlüğü tarafından cumhuriyet savcılığma teslim edildi. Önceki gün Cumhuriyet Kitap Kulubu'nün çalışanlarından Sedat Kalınkaş ile Meryem Yorulmaz, yasak yayın bulundurdukları gerekçesiyle gözaluna alınmış ve ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Dün de Edirne Siyasi Şube ekipleri tarafından el konulan "Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni", "tlkel, Köleci ve Feodal Toplum", "Emperyalizm", "Ücretli EmekSermaye ve ÜcretnyatKâr" adlı kitaplar, Edirne Cumhuriyet Savcılığı'na teslim edildi. Yetkililer, kendilerine teslim edilen kitaplarla ilgili soruşturma evrakının yasak kararını koyan mahkemcnin belirlenmesinden sonra yasak konulan yere göndsrileceğini soylediler. Mustafa Eryuksel, Tutuklu ve Hukumiu Aileleri Yardımlaşma Demeği olarak işkence ye karşı mücadeleyi sürdürecekterini söyledi Cezaevlerindekiyaşam koşuUarı endişe verici boyutlara ulaştt Istanbul Haber Servisi Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Eryüksel. birçok cezaevinde yaşam koşullarının, "endişe verici bo>utlarda olduğunu" belirtti.ve TAYAD olarak mücadelelerini, istekleri kabul edilinceye kadar sürdüreceklerini bildirdi. TAYAD Başkanı Mustafa Eryüksel, dün Aksaray'daki dernek binasında cezaevlerindeki son gelişmelerle ilgili olarak bir basın toplantısı duzenledi. Cezaevlerindeki yaşam koşullannın son derece endişe verici boyutlarda olduğunu belirten Eryüksel, "Cezaevleri yönetimlerinin ve siyasi poîisin bu kadar açık keyfılikler içerisinde olup , demokrasi ve insan haklanna aykın olarak uygulamalarda bulunmalannı antamak mumkun degildir" dedi Adalet Bakanlığı'nın özel izni ile verilen yılbaşı açık görüşünde çoğu ailelere görüş yaptırılmadığını, yapabilenlerden bazılannın ise olmadık gerekçelerle gözaltına alındıgını ifade eden Mustafa Eryüksel, bazı dernek üyelerine orgüt üyesi yaklaşımı ile saatlerce gozleri bağlı sorgulamalar yapıldığını söyledi. Konuşmasında Sağmalcılar 2 Cezaevi'nde sivil gardiyanlarca siyasi tutuklular üzerinde operasyonlar düzenlenerek dövüldüklerini, Eskişehir'de aylardır görüş yaptırılmadığını, Burdur, Amasya, Sinop ve Eskişehir Cezaevlerinde de benzer uygulamalara gidildiğini belirten Er>"üksel, Sinop Cezaevi'nde tek tip cezaevi elbisesi giymeyenlere aylardır banyo yaptırılmadığını anlaltı. Toplantıda dernek olarak bastırdıklan 16 kartpostaldan 7'si için, "devletin bütunlügünü bozucu ve yönetimi kucük düsürücü nitelikte" olduklan savıyla ifadesinin alındıgını belirten Mustafa Eryüksel, bazı dernek yöneticileri hakkında da derr.cğin 78 ay önceki faaliyetleriyle ilfeıli olarak soruşturmalar açıldığını bildirdi. öte yandan, basın toplantısında birer fotokopisi dağmian Kayseri Cezaevi'nde ömür boyu hapse mahkum Şükrii Kalaycı adlı bir mahkumun TAYAD'a gönderdiği mektupta, Kayseri Kapalı Müdürü'yken, Mustafa Yağcı adlı bir mahkumu döverek olümüne neden olmaktan yargılandığı ve 3 aya kadar hapis yattığı belirtildi. Nakioğlu'nun cezaevinde yatmakta olan Tuncay Mataracı'nın desteğiyle görevde kaldığının belirtildiği mektupta Tuncay Mataracı'nın 46 kişilik revirdc tek başına kaldığı, buna karşılık hasta mahkumlann kalabalık koğuşlarda tedavı gördükleri ileri surüldü. TAYAD Genel Başkanı Eryuksel: İşkence iddialarına konu olan polis soruşturmasımn gizliliği kurahmn Türk yargı sisteminde yerleşmiş olması, komitenin de bu ön soruşturma merkezlerini denetlemeyi öngörmesinin, sözleşme hükümleri ile Türk yargı sistemi arasında çelişkilere neden olabileceği kaydedildi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Nevzat Toroslu, bu konuya acıklama getirirken, hükümetin sözleşmeyi imzalayarak uygulamaya koymasıyla birlikte sözleşme hükümlerinin bir iç hukuk kuralı haline geleceğini bildirdi. Toroslu, " O zaman da bu çelişmenin bir hükmü kalmayacaktır. Türk yargı sistemindeki çelişen hükümlerin bir gecerliği kalmayacak ve degişiklige gidilmeksizin sözleşme hükümleri uygulanacaktır" dedi. Teoman Evren ise sözleşme hükümlerinin Türk yargı sistemi ile bir çelişki yaratmayacağmı savunarak, ön soruşturmanın gizliliği ilkesinin avukat ve aile ile görüştürülmeme gibi değerlendirilmesini konuyu farklı yorumlamadan kaynaklandığını söyledi. Evren, sözleşmnenin yürürlüğe girmesinin uygulamada herhangi bir sorun yaratmayacağını da sözlerine ekledi.