Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
\0 OCAK 1988 KÜLTÜRYAŞAM KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK CUMHURtYET/5 birdlncjrip mı ? 'EmMerinizi bekliyonıırf deyince kendimi Birinci Şubede buldıım "Adama güç beia bunun bir nezaket ifadesi olduğunu anlaimaya çalıştım. Olanı biteni aktardım. 'Şimdi bunu yuttum zannet, ama yutmadım' dedi. Bana dokunmayacağım, ama beni takip ettireceğini söyledi. Bunun üzerine ben, inadına Nazım'ı ziyarete gittim Bursa'ya..." ATtLLA ÖZKIRIMLI "BCB Antakyahyım, daba ortaokal MHI suuf ögre*dfiyken Anıakya'da yayımlana» Yeai M t c n n ı ' d ı Mriki yazun çıkmış. Yenifün gazetesinra Mhiplerindeu Şakrü Bafcı da aüc dostnnmz" diyerek Nazıaı Hiknet'le tanışmasının öyküsünü anlatmaya baslıyor Kemal Sülker. Hatay (Antakya) Türkiye'ye bağlanmamışür o yıtlarda. Yeni kurulan " T « " gazetesi Hatay'da bir muhabiri olsun ister. Birini bulması içrn de Nad SadmBah'ı gönderir Hatay'a. "Yeaiciiıı"an sahibi, "bizim Kemal"i önerir Naci Sadullah'a. Böylece "Taa"ın Hatay muhabiri olur Kemal Sülker. Maaşı mı? Maası, sıfatıdır işte. Neyşe, uzatmayahm; 1939'da liseyi bitüip tstanbul'a geldiğinde bu kez profesyonel muhabirlik için başvurur " T « " a Kemal Sülker. Naci Sadullah da "T«n"dadır; fıkra, tefrika, röportaj, kısacası her dalda kalem oynatmaktadır. Bir gün Kemal Sülker'i çagınr Naci Sadullah. Nazım'ın bir mektup yazıp kendisinden bazı kitaplar istediğiiıi söyier. Doğrusu, o kitaplan arayıp bulacak zamanı yoktur. Acaba Kemal Sülker?.. "Tabii. aeTİaerck" dedim. "Kitapian balduı. Nad, Nazun'ı beai taMan bir Sd Mdr yazdı. Bcn de, lstedftieriaizi •anriamm g6»deriyorem. Baska cmirlerinit varsa, bdderim' dtye aotunso •yn bir mektap razdm. Meger N ı n o ' ı giden Mttta Bekrapiar Bnrsa'dan öoce Istaabnl postanesİDde okanarmuş." Okunursa okunsun, demeyin. Çok geçmeden bütakım adamlar peydah Kemal Sülker, "Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı"nı anlatıyor 5o t>e abij B haiıM jtoye yonderâik, focvkfor benim yanırtKJa Raldı hva\hlann) f l / j Wbah erken Bv arado, tizim kayınbiraderck bizimk kalmaya başhdt. P t K N İ K PİYALE MADRA t t ç |fcE K A U M Naam Hlkmefm yurttaşlıttan çrtanlması tonusuoda Kemal Sülker, bunun iter tutar hıçtxr yanı olmadıuı kamsmda. "Naam rttkmerm Gerçek Yaşamt"m altı cittte toplayacak oten Sülker, "Bu tarann duzeltılmesı ıçın geç bite talınmışbr" diyor lanır Kemal Sülker'ın ardında. Derken bir gün Birinci Şube'ye çağnlır. Suçlama açık ve kesindir: Sabıkası falan yoktur, ama komünist hareketleri ODun yönettiği saptanmıştır. Aman zaman demeye kalrnaz, bir fotograf dayanır burnuna. Nazım Hikmet'e yazdıgı mektubun fotoğrafı: "Eiftirierinizi beUiyorum." Ne demektir bu? "Adama güç bela bunun bir aenket ifadesi oMugunu anlatmaya çahşan, Olanı btteni aktardım. 'Şimdi bnou yuttum zannet, ama yntmadun' dedi. Bana doknnmayacafiıu, ama beni takip ettireceğini de söyledi. Bunun uzerine ben, inadına Nazun'ı dyarete gittim, Bursa'ya. Tanımak, onu görmek istiyordam zaten. tHşkimiz ve dostlugomoz böyle başladı." Yıllar sonra Piraye'yle aralannda anlaşmazlık çıkıp boşanma davası açıldığında A.Kadir'le Kemal Sülker'i tanık gösterecektır Nazım Hikmet. Piraye Hanım'ı tanıyan A.Kadir mahkemeye gumeyecek. Kemal Sülker, Nazım'ın isteğine uyarak tanıklık yapacakar. Sonunda hapisten çıkar Nazım Hikmet. Artık sık sık, hemen her hafta sonu onu ziyarete gider Kemal SUlker. Kimi sorular sorar ona, kimi konıüarda bilgilenmek ister. "Bir gun, lrfan Emin'de emanet bir dosyası olduğunu, gidip onu almamı istedi. Dosyayı bana vennesi için de trfan Emine bir kâgıt )azdı. 1 Naam ın avukatlanndandı trfan Emin. Eminöniı'ndeki yazıhanesine gittim. Bana kınnapfaı (sidmk) bağiı pembe bir dosya verdi. O dosyada 1938'deki mahkemeierle Ugili bdgeler vardı." Kemal Sülker bunları anlatırken, "Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşaou" adlı kitabında yer aiacak bu belgeleri dvlşünüyorum ben de. Alü cilt olarak tasarladığı kitabının ılk iki tildini geçenlerde üçüncü cilt izlemedi rai? "Yeni çıkao ucüncfi cüt 193435 ytHannı kapsyor. Nazun'm şair oJarak. yazar olarak Babıali'deki mucadelesini butun ayrmbJanyla vermtyi amaçladım. tktidarla çab$ması, hapse girip çıkması, hapiste gecirdigi gunler. mahkeme kararian ve savunmatan... Amaam betgesd bir yaşamöykiUa anlatmak..." Peki, Nazım Hikmet'in yurttaşUktan çıkanlması konusunda ne düşünüyor Kemal Sülker? "Nazım'ın yurtta?hktan çıkanlmasının Oer tutar hiçbir yanı yok. O zaman yunırtukte bulunaa yasaya göre bir adamı >urttaşlıktan çıVarabilmek için; bir. onun başka bir devletin hizmeline girmiş olması; iki, TSrkiye aleyhinde neşriyatta ve fiiUyıtta bulunması; uç, bunun tespiti ve kendisine suçlama yoneltilmesi; dört, oodan savunma isienmesi; beş, Türkiye'ye davet edilmesi gerek. BunUno niçbiri japılmanuştır. Yapılmadıgı gibi, bu konularda varsayunlara dayandarak Bakanlar KunıIn karanyia Nazım vurttaşhktan çtkanlmısür." Peki Kemal Bey? "Bu karann dnzeltilmcsi için geç btte kahnnuştır." ULDJ/ UAMEYE DBE Q'RlV0C ÜÇ HIZLI GAZETEÖ NECDET ŞEN SıZlM YEfllHlZPE OLSAM 0<J EFfNPf KAPTAN AMA STOP BTTf MAARICAAZ Maurice Bejart'ın yeni yapıtı "Leningrvd Hatırasıft Petro'yla Lenin saluıede kol kola ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACl •ef/art topluluğunun şu stralar Paris'te sergilediği "Leningrad Hatırası", çar Petro'yla Lenin kol kola dans ederlerken sona eriyor. Bu bir uzlaşma mı, bir Ölütn dansı mı, yoksa her ikisi de mi? Ne olursa olsun, Paris'teki çevreler, "Leningrad Hatırası"nın, Bijart'm geçen yılki "Malraux"sunun düzeyine erişemediği göruşünde. KUtttr SCTTM önttmüzdeki yaz, Uluslararası tstanbul Festivali'nin en ilginç konuklanndan biri de, hiç ku$kusuz, çagdaş dans ve balenin en büyük yaraucüanndan Maurice Bejart olacak. Ba$mda bulunduğu Yirminci Yüzyıl Balesi topluluğuyla tam 27 yıl Belcika'nın başkenti Brilkjel'de çalışmalannı süTdüren Bejart, bir süredir Brilksel'den tsviçre'nin Lausanne kenrine taynmı; bulunuyor. Unlü koregraf, şu sıralar, adını Bejart Lausanne Balesi olarak de&stirdigi topluluğuyla birkaç hafta için Paris'te. Bijan'ın eski topluluğundaki sanatçüann dörtte üçtl yeni toplulukta da yer alıyor. Dolayısıyla, dans ve bale cevreleri, Bejart'ın topluluğundaki degijikliğin yalnızca bir yönetim ve cografya degişikliği olduğu görüşünde birleşiyorlar. Nitekim, Bejan Lausanne Balesi'nin Paris'te Palais de Congres'deki gösterilerini izVryenler de, Bejart'ın yepyeni cesur bir dönemi açmadığı, "yeni Bcjart"tn "eski Bejart"dan pek farklı olmadıgı karusmdalar. Bejart ve topluluğu, geçen hazıran ayında Kirov Balesi'yle birlikte Leningrad'da Beyaz Işıklar Senliği'ndeydi. Bejart'ın dansçılanmn Leningrad gösterisi Bau TV'lerinden de yayımlanmıştı. Ancak Bijart'ın, Brilksel'dekı mekânı Theatre de la Monnaie'nin yöneticileriyle anlaşmazlığı da Leningrad'da patlak vermiş, ünlü Fransız koregraf bir "•eJcJkah" olarak geldigi SovyetJer Birliği'nden bir "tsviçreU" olarak aynlnuştı. Ama Bejart'ın Leningrad tumesinin başka ilginç yarJan da vardı. Bir Marsilyalı olan Bejart, yine Marsilyalı olan ve bir zamanlar St. Petersburg'ta (Leningrad'm eski adı) " t a lenin çariıgı"nı üstlenmiş bulunan Marios Petipa'dan bir yüzyıl sonra ayn kentteydi. Çar Büyük Petro'nun St. Petersburg'unda, 'Lenin'ın kenti ve devrimin beşiği Leningrad'daydı. Okyanus dalgalannı andıran perde yükseliyor ve kocaman bıyıklı BüJ*k Petro (Maurkc Courchay) deniz ttstünde bir kent kurmayı tasarladığını acıklıyor. Hemen ardından, kızıl maskeli ve kızıl eldivenli bir Lenin (Gil Romaa) beliriyor sahnede. Giorgk) CrisÜBİ'nin yakn dekonınun kıyısında dev bir Lenin büstü göze çarpıyor. Büyük Petro, üzerinde "S*. Petefsburg" yaah bir vagonu herken, Lenin geliyor, vagonun "Leningrad" yazüı tarafını ceviriyor ve ters yöne itmeye bajlıyor. Bijart topluluğunun Paris'te sahneledigi "Lenlngnd Hatırası", ashnda bir anlatı olmaktan çok, çtşkli açüardan Leningrad'ı çağnstıraıı imgelerden kurulu bir gösteri. Ba>ka bir bölümde Bim (Bejart'ın bir çe}it alt benliği) çıkıyor sahneye. Ve Bim, Mkhel Gascard'ın canlandtrdıgı Maıius Paupa'dan dans dersi alıyor. Çaykovski muzıgınin ajır J " T n H y a d H n n a " , Büyttk AĞAÇ YAŞKEN EĞtLtR KEMAL belkı' de Aodın b»R. olmak Ttt? Betartın yeni yapıtı "Leningrad Hatrası"nın detorunu G'mrgio Cristianı QerçeWeş6rmış Son derece yalın bir dekor ve sahnenin bir köşesinde dev bir Lenin bustü Bakalım Önumu2deki yaz Uhıslararası Istanbul Festrvalh ne katılacak olan Bejart, "Leningrad HabrasTnı Açıkhava Tıyatrosu'nda da sahneteyecek mi? Petro'yla Lenin kol kola dans ederlerken sona eriyor. Bu bir uzlaşma mı, bir ölüm dansı mı, yoksa her ikisi de mi? Her ne olursa olsun, Paris bale çevreleri, Bejart'ın yeni yapnı "Leaingrad Hatırası" nın tarihe pembe gözlukle baktığı, yapıtı oluşturan müzikal, koregrafık ve dramatik ögdenn yeterince sağlam olmadıjı ve "Leaingrad Haüraa"nın Bejart'ın geçen mevsim sahnelediği "MalraM " balesinin düzeyine erişemediği kamsındalar. Ama bütün bunlar, Istanbullu bale ve dansseverleri şimdiden kara kara dUşündürmesin! Çağdaş baleye damgasını vurmuş olan Maurice Bejart, yine de Bejart'dır ne de olsa! Ustelik, artık Cenevre gölü kıyısında sanat icra eden ürüu koregrafın, Uluslararası tstanbul Festivali'nde neler sunacagı benüz belli degü. Ama Açıkhava Tiyatrosu'nun bir köşesinde kocaman bir Lenin bilstü görmemiz herhalde oldukça uzak bir olasıhk! Hatta belki böyle bir "kaygı" bile yersiz, Bejart Müslüman adamdır (yülar önce lslamiyeti seçmişti), öyle şeyler yapmaz. Olsa olsa, tstanbul'daki ya2 gecelerinin ardındân, Lausanne'a dönüp bir "tstanbul Hatırasj" sahneler. GÖKHAN >&;n; kad>n TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 30 Ocak Metin Üsîündağ'ın "Langadank"sergisi40AmbarSakafGaleri'de 'Sofraya bir tabak daha koy, yemeğe Afrika'yı çağırdnn' KÖKSAL ÇtFTÇİ Oidipus kompleksinin sanatçı ve sanat ürünleri üzerinde ciddi etkisi olduğu söylenir. Hamlet bir türlü babasının intikamını alamaz. Neden mi? Oidipus kompleksinden. Çünkü Hamlet'in doğduğundan ıtibaren babasını Oldürüp armesı ile birleşme dürtüsu vardıı, bilinç altında. Oysa, amcası babasını öldürüp anası ile evlenince, Hamlet'in isteğini dolayh da olsa yerine getirmiştir. Hamlet, artık amcasına minnet borçlııdur. Bu yüzden intikam duygulan zayıflamıstır. Oysa bir de sünnetçi korkusu vardıı. O da Oidipus kompleksi kadar sanatçı ve sanat ürünü üzerinde etkilidir. Ne yazık tı, Freud Mttslüman degüdi, bu kompleksin varlıgından habersizdi. Sözünü etmemesi de bundandır. Psikanaliz kuramına katkımız olsun (!). Bizim gjbi ülkelerde, bu kompleksin etkilerine önemle dikkat etmek gerek. Hele sergi çağnsı yapan afişleri haarlarken! Sünnetçi Sunullah'ın tarutım ilanlanna benzerse, insanuvr sünnetçi korkusu kompleksine kapüıp sergjye gebnekten vazgecebilir. Bilincaltına güvenilmez. Sevgili Turgut Çeviker, benden söylernesi... Metin Üstttndag'ın sergi afîşini gördüyseriz, mutlaka sünnetçi korkusuna kapılmıssımzdır. Sergisine gittnekten cayarsanız bu haks>2İık olur. Çünkü o, Engin Erfonülta?'ın başlauığı ve Hasan Kacan, Mebmet Çagçag, Kemal Aratan, Kemal Gökban, Tuncay Akgun gibi çizerlerin kapıp zirveye tırmandırdıgı, insanımızı tanıyan, sıcaklığım, tatlüığını, mutluluğunu, yalruzlıgını, mutsuzluğunu, kabalığını, vahsiligini, hanzoluğunu onlaıdan biri gibi duyan, aktaran, aynı zamanda da FeDini ustalığını yakalamış olan yeni nesil çizerlerinin en Onemli üyesidir. Bir avuç incinin en irisi değil kuşkusuz, ama en pınlulı olanlanndan... Bunları söylerken, Metin Üstündağ'ın, sergideki karikatürlerine bir yenilik getirdiğini kastetmiyorum. Tersine yenilik yok. Hatta bazı karikatürlef "Limon" dergisinde cıkaîüann çok benzer çeşitlemeleri. Bazılan ise sergi için yeni üretilmis. Ama onlar da dergide çıkanlarla aynı üslupta. Yalnız hepsi renklendiritaüş, sevimli, sıcak. Sergiye ghmenizi yine de öneriyorum. Çünkü sergide Üstündağ'm şiirleri de var. 40 Ambar SahafGaleri'nin vitrinine, renkli fon kâğıtlanna, renkli ve iri harflerle yazüarak asümış, yerden ta tavana dek... Eğilip bükülcrek, uzanıp aplayarak okuyorsunuz. Bir serginin bu şekilde izlenerek tadına vanlacağuu söyleselerdi inanmazdıın. Eğilip bükülme, uzanıp zıplama zahmetine girmenize, sergirdn biçimi neden değil kuşkusuz. Bunun tek nedeni Meürı'in şiirleri. Bu şiirleri degettendirirken bir ölçü söylemek, bir benîetmeye gitmek oldukça zor. Nostaljik bakarsanız NeytenJeyfik ladında: Toplumla, yöneticilerle, yolsuzluklarla, demokrasiyle ilgüeniyor. Neyzen Tevfık gibi sözflnü sakınmıyor. Metin saldırgan, hırçın değil. Can yakıyor sozleri, ama öyle sıcak ve içten ki! tşte bir örnek: "Sofray» / Bir tabak / Daha koy / Haaun, / AlttMia / Yemege / Afrika'yı / Çagırdım." Belki Suavi Sıialp'le bir paralelligi var denebilir benzerliği demiyorum Metin'in: Yepyeni bir yaan ıara oluşturmak! Suavi Süalp, tek başınaydı mizah alanında. Kimse berueri espri yapamaz, toplum sorunlannı otıun kadar kıvrak işleyemezdi. Gerçi insanlar onu toğuk bulurdu, fakat bir basına ekoldü. Metin için bunlan sOyiemek erken, ama o yöne doğru y d aldığırur. ipuclan v«r ürünlennde. "Langadaak", sergismin adı, 40 Ambar SahafGaleri'de. 31 ocak serginin kapanma günü. Bu tarih <ızayabilir de. UİTLER'İN BA6BAKANUĞI! i933'TS 8UGUN, A&OLF U(TL£/Ç. ALMAMYA BAŞBAKANf OLCHJ. 19Z9 YtU SOtJLA&fNDA AMERlKA 'PA BAŞlSÖSrEREH BÜYÜK. EkONOMIK BUMAUM <4Y£UPA'Yf ETKİLB&CEN ALMAA/YÂY/ PA ÇOK SAgSMIŞTl. ÜZETJM PÜÇMÜf, 8ANKALAfZ. ÖOEME YAPAMA2 HAL£ GSLMfŞrİ. AZfNLIK UÜAOjMErLERİ DE * LER'lN EKM£ĞWE YAĞ SÜKMÜf, HİTLEZ'İN ÖM PLANA ÇlKMASl iÇıfiJ Ff/ZSAT YAgATMfÇTtSOM HUKÜMETtAJ t£rif?l£{YlA &4ŞLAYAN KRlZ, PEVLET BAŞKAUt PAUL VOM HINPEM8UGG "UM, HirLER'/ BAÇBAK/IMUSA GE TVZMESiYLE PONDUR.ULUY0R, ARTTkL ALMANYA'NIN TALİHS/Z KADE&r 8AŞL/YORDU.. 50 YIL ÖNCE CumhuriYet Limanlaruı Lslahuuı aid kararlar 30 Ocak 1938 limanlanmızm inşasına müteallik hususlar da vardır. Esasen bazı tngüiz mal şruplart evvelce bu hususta hukümetimize bilhassa Zonguldak, Ereğli, Samsun. Mersin ve Trabzon limanlannın ıslah ve yeniden inşasına derhal başlanması mukarrerdir. Bu iş gene Denizbank elile idare edilecektir. 19381988 Istanbul limanına gelince, Istanbul limanının halen ıslahı faaliyetine ilaveten 938 mali senesinde ilk tahsisatı ayrılacak olan büyük bir mkışaf projesi de tatbik mevkiine konulacaktır. Bu projeye aid planlar Ingilterenin meşhur Gibbs müessesesinde yapılmaktadır. Projelerin ilk İcısmı şubat başında şehrimize gelecektir. Denizbank Umıım Mudüru Yusuf Ziya Öniş dünden itibaren tetkiklerine yeniden başlamıştır. öğrendiğimke gore, Denizbank leşkilâtında tzmir ve Mersırı limanlan ile Gemi Kurtarma şirketi doğrudan doğruya Bankc merkezir.t mfrbut birer müsta^il şirket halınde kalacuklardır. tstanbul r ve Irahzon liman iş!etmele i ise bir müdurlük haiinde bulunacak ve bu rrüdvrluk şırkeı halınde kaiacaktır. Bu akiam Parıs ve soma Londrcyc gidecek olan mali heyetımizir' iAindradaki temaslan suasmaa HAZIR KÂĞIT TUTKALI (REÇİNE) SATIN ALINACAKTIR tZMİT SELÜLOZ VE KÂGIT SANAYİİ MÜESSESESt İZMİT Müessesemizin 1988 yılı ihıiyacı oiarak 500 ton (°7«100 kuru madde esasına göre) hazır kâgıt tutkalı (reçine) tatın ahr.acaktır. Teklifler idari alım ve teknik şartnamesi esaslannda %3 geciri teminatla birlikte 5.2 1988 günu saat 17.00'ye kadar müessesemizde bulundurulacaktır Verılecek teklifler 18.3.1988 tarıhinc kadar opsiyonlu olacaktır. Postadaki gecikmeler kapatı zarf içine konrnayıp, açık olarak verilen ve telexle bildırılen leklifler dikkate alınmayacak.lır. Teşekkülümüz 2886 sayılı kanuna tabi değıldir. Emniyetli, kârlı ve venmli leklif değerlendirileceğınden, ucuz tekliHn dikkate alınmamasını veya sıparısin kısmen veya tamanıcn iptali teklif vericıye bir hak iağlamaz. Basın 11085 İLAN İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt Dosya No: 1987'306 Davacı Halime Nak tarafından davalı Sezai Nak aleyhine ikame olunan boşanma davasınm mahkememızde yapılan duruşması sonunda: tvarar gereğince: Davalıya tebligat tebliğ edilemedı|inden \e yapılan tum araşnrmalara rağmen davahnın adresi temın edılemedığınden davalı Sezaı Nak'a tstanbul'da basılıp tum ulkede dağıtılan gazetelerden binsı ile teblıgaı yapılmasına karar verildığınden duruşmanın bırakıldığı 18 2.1988 perşembe günü saat 9 30'da duruşma>a gelmesı veya bir vekille kendısinı temsil ettirmesi gelmedığı veya bir \ekille kendısini lemsil ettırnıedıği lakdırde duruşmaya >oWluiunda devam edilecegi ve katar \en)eceğj hususu da\eıi\e yerine kaim olmak u/erc iUnen tebliğ olunur. 11.1.1988.