25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 OCAK 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR tsMAtı GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 Şiirsel estetik, esmer melodiler 1980'lerin başında utangaç biçimde kendini gösteren siyah^yeyaz kenetlenmesinin Joğurduğu "melez" yaklaşım, farklı türlerin sınırlannı zorlarken, nitelikli ürünlerle 1987'ye de egemen oldu. YAVUZ BAYDAR Müzikte renkler hızla kararıyor. 1980'lerin başında utangaç biçimde kendini gösteren siyahbeyaz kenetlenmesinin doğurduğu "metez" yaklaşım, farkb türlerin sınırlannı zorlarken nitelikli ürünlerle 1987'ye de egemen oldu. Siyah rengin çekim alanı dışında kalan beyaz rock ustaiarı ise, şiirsel estetiği geliştirme ve sanrısal öğelerle dolu "görsel" bir müzik yaratma çabalannı sürdürdüler. "Melez" yaklaşımın en olgun öraeklerinden birini, Minneapolis doğumlu "sjhirbaz besteci" Prince verdi. Beyaz ve siyah müriğin hemen her türünü aynı tencerede kendi formülüne göre pişirerek alışılmamış tatlar elde cden bu egzantrik kişilikli müzisyen, "Slgn'o the Times" adlı çifte 33'lüğüyle, müzikte yenilik bekleyenleri fazlasıyla doyuracak zenginlikte bir sofra sundu. Vurmalı çalgılarda Prince'e eşlik eden Sbeila E'nin çıkardığı enfes 33'lük ise bir anlamda, bu sofrayı izleyen tath tepsisiydi. Prince ve Sheila E "renk venneden" beyazla flörtlerini sürdürürken Atlantiğin beri yakası "Motown" ile ilişki kurmanın yollannı denedi. Simply Red'in "Men and Women" 33'lüğü okyanusun iki yanını sarsarken, Blow Monkeys'in "She was Only a Grocer's Daughter" adh çalışması siyahla aynı dalga boyunu tutturma açısından son yılların en çarpıcı ürürüerinden biri oldu. Blow MonkeysCurtis Mayfield işbirligi, bu sonuncu plağı "klasik" düzeyine bir hayli yaklaştırdı. Ingiltere'nin yeni parlayan grubu Blow Monkeys, bu yıl adını ilk kez duyuran siyah lngiliz şarkıcı Terence Trent D'Arby'nin gölgesinde kaldı. "Introducing the Hardline According to Terence Trent D'Arby" adlı 33'lüğüyle aniden patlayan D'Arby, bir günde yıldız olurken, Ingiltere ve Batı Avrupa'yı deprem gibi sar&ü. Çılgın sahne şovları sonucu "yeni Otis l98Tde rock, pop, soul vefunk Z^&r at r KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK ShlVH VE K Y U 1987de parlayan şarkıcılardan biri de Whitney Houston'dt (solda). Madonna ise True Blue albumünden sonra çıkardığı "Who's That Giri" 331üğuyle yine adından sıkça söz ettirdi. Redding" olarak selamlanan muhteris "isbitirici", "Trae D'Arby'nin, eritilrniş kurşun gi Bloe'dan sonra çıkardığı bi bir ritmik enerjiyi ve hırçın bir "Who's that Giri?" 33'lüğüyle melodik yapıyı içeren harikulade müzik dünyasına işkencelerini 33'lüğü, hemen tüm eleştirmen sürdürdü. Zayıf şarkıcıhğını çok lerce "klasik" olarak nüelendi usta bir teknik ekibin hazırladığı ambalajın içine gizlemesini birildi. D'Arby benzeri bir patlamaya len Madonna'mn, plak ve filmABD'de Alenander O'Neal yol den sonra edebiyata ve resim saaçtı. Prince'in hemşerisi olan O' natına el atması kimseyi şaşırtNeal, The Time Grubu'ndan ay mamah. Hayranlan alınmasınnlan Jimmy JamTerry Lewis lar, ama Osmonds'tan bu yana ikilisinın yapımını üstlendiği pop dünyasının başına böyle bir "Hearsay" albümü ve cesetleri felaket gelip çöreklenmemişti. dans ettirecek büyüdeki "Fake" Kimbilir, Madonna tüm dünyaadlı parçası ile ABD'yi "fethet ya bu denli kendini "yutturmasaydı", birbirinden güzel besteti." tki siyah kadın şarkıcı, 1987'yi leriyle New York'tan gündelik birbirinden güzel iki çalışmayla tablolar çizen Suzanne Vega'nın süslediler. Bunlardan biri "Solitude Standing" 33Müğü, "Rapture" ile Anita Baker, di belki hak ettiği övgüyü daha koğeri ise "Whitney" ile Whitney lay alacaktı. "lnzivaya çelrîlen" baalannın Houston'du. Jennifer Holliday, Vaneese Thomas, Jody VVatley, 1987 içinde gerçekleştirdiği "geri Sherrick, Ian Foster, Shirley dönüşler" pek düş kırıkhğı yaMurdock ve Ray Parker Jr. da ratmadı. Yıllar süren bir aradan bu yıl kendilerinden bir hayli söz sonra "Bad" uzunçalanm çıkaran Michael Jackson, hâlâ var ettirdiler. Ama ne yazık ki, çoğu Ma olduğunu kuşku götürmez bidonna'nın gölgesinde kaldı. Yal çimde kanıtladı. Fleetwood Mac ruzca bir imajdan ibaıet olan bu Grubu da, "Tango in the Night" ile güçlü bir dönüş yaptı. Geriye dönenlerden ikisi, yıhn ve önümüzdeki yıllann adından en çok söz ettirecek iki 33'lüğünün sahibi oldular. Efsanevi The Band Grubu'nun lideri Robbie Robertson, yıllar sonra Peter Gabriel ve yapımcı Daniel Lanois eşliğinde ortaya çıktı ve rock dünyasını imge ve melodi zenginliği ile altüst eden bir 33'lük çıkardı. Temeüni Amerikan halk müziği üstüne kuran Robertson, ülkesinin gizemli, çarpıcı ve Urkütücü tablosunu çizerken şiirsel estetiğin uç noktalannda dolaşıyordu. Zamanı tümüylü reddeden bu plağın şimdiden "klasik" olduğunu söylemek abartma sayılmamalı. 1980'lerin estetiğini 1970'lerde çizen Roxy Music Grubu'nun eski lideri Bryan Ferry de, sessizliği "Bete Noire' ile krrdı. "Derin nefesli" ritmlerle yüklü bu enfes 33'lük, karabüyü ve transla beslenen "sofistike" müzik arayışında Ferry'nin yabana atılmaması gereken uğrak yerlerinden biri oldu. Benzer arayışı daha çok Doğu mistiğini anımsatır biçimde, "uçartı" bir yaklaşımla sürdüren Japon grubunun eski şarkıcısı David Sylvian ise, "Secrets of the Beehive" adh 33'lüğüyle saygınhğım daha da pekiştirdi. Iç dünya araştırmalannı her zaman bir başyapıtla sergileyen bu yetenekli genç adamın, her adırtuyla müzikte yeni kapılar araladığı muhakkak. Bu yıl Irlandalılar da boş durmadı. U2 Grubu, "The Joshua Tree" ile usta ozan Van Morrison da "Poetic Champions Compose" ile gerçek rockın Dublin'de yaşadığını gösterdiler. özellikle ikincisi, derin hüznü ile tüm dünyaya "biraz daha sevgi" diye haykndı. Benzeri çağn, "Tunnel of Love" ile ABD'li Bruce Springsteen'den de geldi. Yılın en "sevgisiz" grubu ise Pink Floyd'du. Waters ve ötekiler, iki ayn LP çıkararak, "Floyd'lar savaşı"nı başlattılar. Yine iç kavga yüzünden Police'den kopan şarkıcı Süng de "Nothing like the Sun" 33'lüğüyle cazla flönünü sürdürdü. Usta işi olan bu plak, "sol" rçesajı ile de büyük ilgi topladı. PtKNtK PtYALE MADK4 MLnGANABtA BİZ SİMDf YENİ MIYIZy fflZU GAZETECİ NECDET $İNYAl(N£ ÇtZGILtk KÂMtL MASARACI o t ı ı n #n*nnraflîirı ' « y 0 ' y o oâ y Şa y l l l l U l U l J i a i i a i l masında, siyahbeyaz baskı dalında Metiner Gören, Selçuk Kundakçı, Sedat Tosunoğlu ile birlikte ilteriş Tezer (ustteki fotoğraf) başarılı oldular. Renkli baskı dalında, ismet Kocabaş, Alberto Modiano ve Nevzat Yıtdıran, saydam dalında da Nevzat Yıldıran, Sedat Tosunofllu, ilteriş Tezer, Aclan Uraz, Refik Ongan başanlı oldular. l|:SAK mh ra dü;enl8di i A |nF: t raf1anl an ÂĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN Sadeliğî yakalamaııın hıızııru ANNATURAY Sedat Simavi Vakfı'nın Göısel Sanatlar Ödülü, bu yıl ressam Leyla Gamsız Sarptürk'e verildi. Sanatçı ödüie "halen eseı vermekte oldugu ortak kuşak sanatçılan arasında yeuiliğe ve özgüriüğe vönelik çalışmaUnyla, içtenlikli ve kararlı üsiubunn herhangi bir tavize meydan vermeksizin bugünc kadar getirmesi ve kişilikli bir aalayiş düzeyiode plastik olgunluğu her dönemde sürdürmüş olmas" nedeni ile Beyoğlu Vakko Sanat Galerisi'ndeki sergisiyle değer bulundu. Leyta Gfunao, yülardır Beyoglu'ndaki Gamsız apanmanında oldukça sessiz, sakin, ama renk dolu bir yaşam sürdürüyor. Bazen uzun saatler boyunca bazen çok daha kısa sürelerle, ama her gün rautlaka tuvaliyle kaışı karşıya, düşünceleriyle başbaşa kalıyor. Bu sessiz anlarda renkler, lekeler ve çizgilerle kimi zaman boğuşarak kimi zaman anlaşarak sadeliği arıyor. "Sadeligi vakaladıgım anda çok huzurlu oluyorum" diyor sanatçı. "Rrsimde en zor olan nerede duracsguuzı bümek. BifanezsenU çok iyi bir tabloyu berfoat edebilirsiniz. Çauşırken şeküden şekile girer tablo. Armoni degişir. Dunnak için hissetmek lazım. Matematiksel degil, duygnsal degerter bunlar." Resme çok küçük yaşlarda tutulmuş Lryla Gamsız. Ortaokuldayken bocası Zahide Özer desteklemiş kendisini. YatıLı okulda etiit saatlerinde sıranın altında gizli gizli yaptığı resimlerinden bazılarım alıp öğretmenier odasvna asarnuş. Lısede ise bu kez Eşref Üren resim hocası olmuş, ayrıca özel dersler vermiş sanatçoa. Leyla Gamsız, lstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakülıesi'nin ardından Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne girer, Bedri Rahmi'nin atölyesinde çalışmaya başlar. Öğrenim döneminden sonra da uzun yıllar görüşmeyi sürdiirdüğü hocası için, "Tolerans sahibi. herkesi kendi kişilikleri dogrultusanda yönlendiren, mükemmel bir insandı" diyor. "Üstelik bizi ısraria çahştınr, her yaz tatflinde 30 tane etiit yapmaya zorlardı." 1947 yüında akademiyi bitirdikten hemen sonra Fransız Konsolosluğu'nda ilk kişisel sergisini açaı sanatç\. Geçen 40 yıl içinde çeşitli kişisel sergiler, karma sergiler birbirini kovalar. "Okulda iken modelden çatışıyorduk. Nii yapmayı çok seviyordum. Bir sürc konturtu çalışmaya başladım, renkleri iyke ayırdım birbirinden. Sonralan daha yumuşak, daha sade resimler yapmaya yöneldim. Şimdi de kalabalık konulardan hoşlanmıyonım, tek ya da iki figürlü oluyor vapoklanm. Akademidcn sonra Nii yapmayı bir kenara bıraktım. Peyzaja yöneldim ve uzun yıllar bu tarzda çalıştım. 1980lerde yeniden Nii'lere dönüş yaptım. Hâlâ Nü'ler üzerindeyim.." Resminin evrelerini böyle açıklıyor Leyla Gamsız. Magara resimleri ve Mısır sanatına karşı duyduğu ilgiyi de zaman zaman yapıtlannda yansıttığını söylüyor. Akademi yülanndan sonra bir siire Paris'te Andre Lbote atölyesinde çaUşan sanatçı, resim yapmasına engel olmasın diye hiç hocalık yapmamış. Babadan kalan Gamsız apanmanında açtığı atölyesinde resim çalışmalannı durup dinlenmeden sürdürmüş. Hocası Bedri Rabmi'nin de atölyesinin bulunduğu bu apartman, sanatçıların, öğrencilerin uğrağı olmuş, sesler ve renklerle dolup taşmış. Gamsız apartmanı, şimdi çok sessiz. Leyla Gamsız, yılın yalnızca bir bölumünu geçiriyor burada. Her yıl 5 ay süreyle Yakacık'ta oluyor. Istanbul'da yoğun kent yaşamımn ortasında resim yapmanır. çok zor olduğunu söylüyor sanatçı. "Yakacık, insana yaratma sevinci veriyor. Ama artık orası bile eskisi gibi defcil. Beton bloklar dikildi her yere. Tabial, günden güne uzaklaşıyor bizden." 1987 Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü'nü Leyla Gamsız aldı TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1931'Pe BUGÜN,AVUSTISALYA'NIN PS&TH TİMDE fLGİNÇ gİR. BOKS MAÇI rAPtLMlŞTl.. BO/CSÖG. LtUPSAY FASRE, "AUSSl " AOL/, Ö2.EL OtA&4fC SO/eS ÖĞ/ŞET/LMff Sİ& KAUGUgUYLA OÖVÜÇMÜŞTÜ !. AVUSTTZALYA'yA HAS tceseU eifs. HAyyAtj OCAU KANGUG.ULAR, GÜÇLÜ KUY&UKLA&.1NI DESTEK YAPA&AK DılCİLİP TEHÜICE.Ü TEKMELER. ATMAS\1lA ÜUİÛOüe.. 8OtzS ĞĞ&EMAAİf BİR KAA/GURU PAHA DA ETKIU OLMA<TAYO(. ANCA/C, Bu Ç 2 Ocak KANGURU BOKS YAPIYOR! 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 2 Ocak 1938 19381988 birleştirildiği ve muhtelif fırka Yeni sene münasebetile yurdun her tarafından, Atatürke, liderlerinden mürekkeb 15 vatandaşların yüksek sandalyesiz nazınn kabineye alındıklan haber verilmektedir. duygulanm ve samimi temennilerini bildiren birçok telgraflar gelmektedir. Bundan çok mütehassis olan Atatürk, teşekkürlerinin ve saadet diieklerinin Anadolu Ajansı Ankara 1 (aA.) vasıtasile itetilmesini emir Riyaseticumhur Umumi buyurmuşlardır. Katibliğinden: Çinliler mücadeleye hazır Şek bundan sonra münhasıran Çin ordusu başkumandanlığım ifa edecektir. Selahiyattar Çin mehafılinde temin edildiğine göre, Çin hükümeti Japonlara karşı uzun bir mücadeleye hazırlanmak üzere bazı yeni tedbirler almıştır. Bu meyanda bazı nezaretlerin TEK 1k DA hd FtfiöB Gamsız, kalabalıK konulardan hoşlanmıyor. Tek ya da iki figürlu çalışıyor. Uzun yıllar peyzaj üstunde yogunlaşan sanatçı, 1980'lerde "nu"ye yBnelmiş. Hankeu'dan bildirildiğine göre Mareşal ÇanKayŞek Başvekaletten istifa etmişür. Mareşalin yerine Maliye Naztn M. Koo Başvekaleıe getirilmiştir. Mareşal ÇanKay Atatürkün teşekkürleri
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear