23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÇÛMHURtYET/10 YAVRU TURİZM YAVRU VATAN YAVRU SECİM MAGO&OA NAM\< KEMAL'IN 28 AĞUSTOS 1987 İSTE TÜRKİYE B u v U . TUPJ'ZMININ N E P E ^ C Ü N £ Ü T2W\ B İ Z ECX>OE UOJZ M A R f c d UCUZ 'Ta TUÇlİZMtN £ N yOGUN OLDU3U BAVEAMD4 Qu ÇAL!5AA\>O&LA.J2 . S O M a i R S UA4PUKt/iBINI TUBJ'ZME ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Bu İş Burada Biter Ege'nin ne çok mavisi var. Geçen hafta birkaç günü Çeşme kıyılarında geçirdim. Yıldız Burnu, Dalyankoy, Alaçatı, Çeşmeattı. Evren Kaya kıyılarında yeni mavilere bulandım. Yıldız Burnu'nda beyaz bir denizde yüzdüm nerdeyse, sabah güneşiyle deniz ağarmış gibi. Kocaman palmiyeler, denizde renk renk teknelerleÇeşme'nin güzel bir köşesi Yıldız Burnu. Evleri, bahçeleriyle uygar bir görüntüsü var. Elbet uygarlık dışı görüntüler de, özellikle hafta sonlarında... O tertemiz denize girenler, üstelik özel arabalarla gelenler, çöplerini kıyıda bırakmaktan geri kalmıyorlar. Ekonomik düzeyleri iyi de olsa kültür düzeyleri, çevre sağlığına, doğaya bakışları belli bir düzeye ulaşamamış demek... O düzeye ulaşan bir toplum, tatillerini daha güzel yapar kuşkusuz. Yerel yöneticiler de doğaya ve insanlara sevgi ve saygıyla bakar o zaman. Şimdi parasal olanaklannı iyi değerlendiremiyorlar. Alaçatı'yı çok sevdim. Nerdeyse her gün gittim. Akşam saatlerinde darsokaklardadolaşmak çok hoş... Bir kapı aralanıyor, küçük bir avludan çiçek kokuları geliyor ya da çiçek gibi bir genç kız başı görünüyor. Sonradan camiye dönüşen eski bir kilisenin önünde de meyve ve sebze bahçelerinin rengini, kokusunu duyuyorsunuz. Şeftali ve kavun kokusu, sonra incir kokusu... Dalmdan yeni kopmuş incirin kokusunu büyük kentliler duyamıyor yazık... Üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar renkler de soluyor, kokular da, ama fiyatlar boy veriyor... Necati Cumalı'nın kulakları çınladı mı biimem? Urla'ya gıttik bir sabah. Cumaiı Müzesi'nin yapısı ilerliyor. Ama Urla'da düş kırıklığına uğradım, müzede ne sergılenecek acaba?.. Eski evler, çarşı, özelliğıni yitiriyor. Oysa Alaçatı Belediyesi karar vermiş, yeni yapılan evler de eski evlerin özelliğıni taşıyacak. Bence bu kararı çok kapsamlı uygulamak gerekiyor. Turistik bir ilçenin, bir köyün dogası kadar tarihsel yapısı, yerel çizgileri de yabancıları etkiliyor. Çeşme'de eski dostlarımı da gördüm. Kimine yıllardır hasrettim Biri Ayhan Aydan, ünlü operacımız, sanatıyla, yaşamıyla masal yazan bir kadın. Şimdi de yeşil bir masal yazıyor Alaçatı yolunda yemyeşil bir bahçesi var. Bir sabah götürdü beni. Asma çardağın altında pembe üzümler yedik, elma gibi domatesler topladık. Asma yapraklarında güneş parlıyor, yeşil bir ışıkla aydınlanıyor soyteşimiz. Bahçıvanın çocuğunu seviyor Ayhan Aydan. Renkli bir kelebek uçuyor omuzlarında. Ben de başka bir kelebek anımsıyorum, Butterfly Operası'nın parlak yıldızını. Güzel aryası kulağımda çınlıyor, hâlâ çok güzel bir kadın. Daha güzeli, onca acıya karşın onurlu direnişi... Kimi dostluklar, yıllandıkça güzelleşir, değil mi? Acı tatlı olavları paylaşarak, bizim de böyle bir dostluğumuz var, kavuşmanın sevincini de güzel yaşadık. Yıllar sonra kavuştuğum kişilerden biri de Zeynep Ünsal. Nesibe ve Kemal Küçükömer'in kızı. Yıllar önce İstanbul'da bıraktım, Alaçatı'nın güzel bir evinde karşıma çıktı. Güzel ev, Izmırli bir mimarın yapıtı, doğaya saygı, çevreye sevgiyle yapılmış bir ev. Ev sahipleriyle hoş bir sabah geçirdim o evde. Biraz da durakladım. izmir'i hayti az tanıdığımı hissettim. Oysa İzmir'in taşralı yaşamını aşan yanları da var. Mimarlan, ressamlan, seramikçileri, sanatsever işadamiarı... Zeynep Ünsal'ın evinde, "Edime" benzeri sandıkları, dolapları hayranlıkla seyrettim. Eski kilimler, tabaklarla çok güzel bütünleşiyor, ayrıca çağdaş ellerin ustalığını taşıyor. Bir kadın sanatçımız yapmış onları, şimdi Bodrum'da oturuyor. Adresini bulunca gidip tanımak, size de tanıtmak istiyorum. Güzel bir evi, bir yaşam biçimi, bir uygarlık aşaması diye düşünüyorum ben, ama biraz da korkarım. Bu evler çarpık kentleşmeyle güzelliklerini nasıl koruyabilecekler? Diplomat dostum İsmet Birsel'in evinde de aynı kuşkuyu duydum. Bu güzel evler çevresınde taş yığınları yükseliyor hızla. Yıldız Burnu'nun arkasında, Altın Yunus Oteli'nin çevresınde ya da Alaçatı yolunda kimi evlerin, sitelerin çok uyduruk çizgileri var. Doğaya çok ters ve de çirkin... Güzelliğe karşı çirkin bir savaş açmış gibi... Yaz boyunca düşünüyorum: Turizmin başarısı yalnız otel açmak, yatak sayısını artttrmak mı acaba? Turizmin altyapısı temiziik değil mi, çevre kirlenmesini önlemek için gerekli önlemleri almak, denizi, kumu, ormanı kırletmemek, çirkinliğe karşı savaşmak değil mi? Oysa biz temiz bir soluk bile alamıyoruz. Önce o soluğu almak gerekiyor bence. Turistik bir ülkede sarılık ya da tifo salgını olur mu hiç? Olursa ayıbı kime? Turizm doğa sevgisiyle, insan sevgisiyle, belli bir uygarlık çizgisine ulaşarak gelişir ancak, ötesi göz boyamaca... Çeşme dönüşü İzmir'deduramadım. Kordonboyu'nda Ege^ nin mavisi karanyor. Deniz kara batağa donüşüyor. Gönlüm de, midem de bulandı. Pekiyi, Izmir körfezinı kim kararttı, kim kirletti? Yıllarca önce yazdıklarımıza aldırmayanlar değil mi? Şimdi yazdıklarımıza kulak vermeyenler de tüm kıyıları kirletecekler, Ege'nin mavisini karartacaklar giderek. Uygarlık tarihinde nasıl bir yerimiz olacak kimbilir? O sayfayı şimdiden koparmak istiyorum. Belki de doğayı ve insanı koruyamamanın utancı, yorgun savaşçılann bezginliğiyle. • • İzmir'den otobüsle geldim Ören'e. Altınova, Ayvalık, Gömeç, Pelitköy kıyılarında yeni maviler seyrederek. Soyunup doğru denize gittim. Almanya'dan tatile gelen bir işçi komşum yolumu kesti kumda. Abla, seni aradım, Çeşme'deymişsin. Geçen gece bir suçüstü yaptım. Motelin adamları pis suları denize verirken yakaladım. Seslerini çıkaramadılar. Bu iş burada biter. Şapkasını sallıyor gülerek. Siz başladınız, biz sürdürdük. Turan Beyazıt'ın çabalarını, beş yüz imzalı dilekçeyi, Recep Bilginer'in bakanlığa çağnlışını anlatıyor bir solukta. Sonra yineliyor gülerek; Bu iş burada biter. Çekiçler birlikte vurunca ses verir. Yorgunluğumu denize bırakıyorum yüzerek, dalgalarda çekiç sesleri duyuyor, mavi kıyılara umutla bakıyorum. Bu iş burada biter mi acaba? ZİNRÛNI Cf) GÖCPÜK. ;NDANCILA& f' ACABA C U BİZİM SALLARMISM BAVOTElMDEN M GÜNDUZ TURİZMlNlN OLA4AAİ4SI COMOBFO; «4OHR UZ&İAH GEZİNtZVE. TÜM AMıTLuC2i A4U2ELECI VALNİZ PtŞlSN 6DBMBMJ2E SEBEP OLOU. GCBİ, JCfBRlS'lM EN GUZEL yEJÜ£$İf* Y âK LlM<âNl; UFAK kVUFSf. RESTOEAN VE BIZE TÜKkriyE'De BOPE.U/VUJ MuTiELuT BURACiu. YEMEJt V O u H A S O N A BU TUBICLEŞAA£Hİhi KlBPlSLlUVRIN BfR AÇMAZI OLDU. <SUNU AN14PIK • ÇÜNMJ T U R f Z M PEMEN BLJ AAEPET G > BİZlr* E N TUaST KAB4S/7E{50,200 000 CÖPLERJDt GECE1E0 i BR f K U TÜBK BUNLARI SÖYL6RKEN VbNET.MİN.'N ANLADIK HABERLERİN DEVAMI Suudiler atağa kalktı (Baştarafi 1. Sayfada) kan karar tasansuu "tatmiııkâr" diye nitelemişti. Suudi dış politikasını yakından izleyen gözlemciler, söz konusu ülkenin bundan sonraki adınunın Libya ve Suriye nezdinde girişimde bulunmak olacağını tahmin ediyorlar. Suudi Arabistan'ın reî cephesini iki üyesi üzerinde yoğunlaştıracağı diplomatik atakta, "İran Irmk savaşının sona erdirilmesi için bütiin Arap ülkelerinin birlijinin saglanması gerektifi" temasını işleyeceği saruhyor. Suudi yönetimi böylece bir sonraki aşamada önceki gün, "Nihai zafere kadar savaş devam edecegini" açıklayan Iran'a karşı caydırıcı önlemler ahnması önerisini ortaya atabilecek. Gözlemcilere göre Suriye ve Libya nezdindeki diplomatik girişimler için en uygun aday Veliaht Prens Abdullah bin Abdüiaziz. Gerek Libya lideri Maammef Kaddafî, gerekse Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'a yakınbğı ile tanınan veli aht prensin daha önce de bu ül keler nezdinde diplomatik giri şimlerde bulunduğu biliniyor. Arap dünyasında, genelinde "sessiz diplomasi" izleyen Suudi Arabistan'uı bu kez aktif olarak uluslararası diplomasi sahnesine çıkması ugı çekıyor. Kral Fahd'ın, Cezayir ziyaretinden sonra Prens Sultan bin Abdülaziz'in de bu ülkeye gitmesi Riyad'a göre iki ülke ilişkilerinde olumlu bir hava yarattı. Cezayir, Tunus kararlanna çekince koymadı Suudi AraDİstan'daki diplomatik gözlemciler, geletek ay toplanması beklenen Arap zirvesi öncesinde Suudi Arabistan'ın başlattığı diplomatik atağa karşm, bu ülkenin yine de Tahran'la diplomatik kanah kapatma niyetinde olmadığı göruşünü taşıyorlar. Suudi yönetiminin son girişimleri daha çok Iran'la ilişkileri kritik bir noktada bulunan Suriye ve Libya'yı yanına çekme isteğine bağlanıyor. Yani Riyad, son aşamada Arap dilnyasıyla bağlan tamamen kopuk bir İran yönetimini bugünkünden daha tehlikeli buluyor. Washington'un da Iran'ın lslam dünyasından tamamen kopanlması gibi bir girişime sıcak bakmayacağı hesap ediliyor. Gözlemciler bunun nedenini, Afganistan'ın bölgede Sovyetler Birliği'nin işgali altında bulunan bir ülke konumuna girmesinden. sonra Iran'ın da Moskova yönüne kayması kaygısına bağlıyorlar. Saddanı düşene kadar (Baştarafi 1. Sayfada) Körfez'e göndermderi gerekmezdi. VVashington'dan Bagdat'a teleks çekselerdi yeterdi." 6 yaşa zorunlu ilkokul (Baştarafi I. Sayfada) geçirecegim." 12 Eylül'den bir süre sonra, Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam'ın uygulamaya koyduğu "6 yaş uygulaması", Vehbi Dinçerler'in bakanlığı döneminde yoğun tartışmalara yol açmış, Metin Emiroglu'nun bakan olmasından sonra da uygulamaya yalnızca bazı okullarda devam edil mesine karar verilmişti. Çok kısıtlı bir biçimde uygulanan "6 yaş uygulaması"nın, öğrenci velileri ve öğretim kurumlan arasında unutulmaya yüz tutarken, dün Resmi Gazete'de yayımlanan bir yönetmelikle yeniden devreye sokulması, özellikle öğrenci velileri arasında büyük bir kargaşaya yol açtı. Yönetmelik, eğitim kadrolarında da yeni tartışmalara neden oldu. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı resmi ve öze< ilkokullarda öğretim, eğitim ve yönetimle ilgili esaslan düzenleyen yönetmeliğe göre, zorunlu öğrenim çağı, çocuğun S yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlayacak ve 14 yaşını bitirip, 15 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda bitecek. tlkokullara kayıt sırasında çocuklann 5 yaşını doldurmuş ya da o yılın eylül ayı sonuna kadar dolduracak olması şartı aranacak. Buna göre, 1982 yılının 30 eylül gününden önce doğmuş çocuklar, bu yıl ilkokul 1. sırufa kayıt yaptıracaklar. 198519^6 öğretim yılı başlangıcında Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu, çocukların 6 yaşında okula başlayabilmeleri için 21 bin dersliğe ihtıyaç bulunduğunu belirterek, 6 yaş uygulamasının, kontenjanları uygun olan okullarda sürdürüleceğini açıklamıştı. Zorunlu öğrenime başlama yaşının 6 olmasıyla, öğrenci sayısının artacağı göz önüne alınırsa, okul binalarının bu artışı yine karşılayamayacağı belirtildi. Halen ilk ve orta dereceli okullarda yaklaşık 10 milyon öğrenci eğitim görüyor. Yetkililer, bu yıl tüm altı yaş çocuklarının ilkokula kayıt olmaları halinde, geçen yua oranla iki misli bir artış olacağını belirterek, "Bu patlamayı binalanmız kaldıramaz" dediler. Eski Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler de bakanlığı döneminde " 6 yaş uygulaması" konusunda yoğun tartışmalar sürerken, bunun ithal edilmiş bir fikir olduğunu söylemiş, "Batı ülkelerinde ve Japonya'da çocuk, büyük ölçüde ailede eğitiliyor ve altı yaşında okula gitmeye hazır oluyor. Türkiye'de ise durum farklı. 6 yaşın bir yaran olacağı görüşünde değilim" demişti. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkilileri ise, "Dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yiırürlüğe giren yönetmeliğin 1983 ydında çıkarüan kanunla ilgili olduğunu" belirterek, bu kanunda da öğrenim yaşının 6 olarak yer aldığını söylediler. Yetkililer, maddi imkânsızhklar riedeniyle altı yaş uygulamasının gerçekleştirilemediğini belirttiler. Öte yandan, dün yürürlüğe giren yönetmeliğe göre, zorunlu öğrenim çağında olanlardan okuma yazma bilmeyenler, yaş durumuna bakılmaksızın birinci sınıfa kaydedilecekler. Zorunlu öğrenim çağında olup da çeşitli nedenlerden dolayı hiç okula gitmemiş ya da ara vermiş olanlardan kendilerini yetiştirenler sınavla belirlenecek bilgi seviyelerine ve yaşlarına uygun sınıflara kaydedilecekler. Farklı sinyaller tran, dikkat edilebileceği gibi, BM Güvenlik Konseyi kararı konusunda farklı sinyaller veriyor. tran Dışişleri Bakan Yardımcısı Larijani. New York'tan aynlmadan önce BM'de düzenlediği basın toplantısında, "tran'ın Güveniik KonseyCnin 598 sayılı karannıreddetmeınişolduğunu" ve "Savaşın sona ermesi için Saddam'ın devrilmesinia şart olmadıgını, BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'ı saldırgan olarak Uan etmesinin \eterli olacağını ve Irak'a karşı yaptınm konusunda bir karar istemediklerini, bu karann Irak halkına ait olduğunu" söylemişti. Larijani'nin bu sözleri Tahran'da özellikle Batılı diplomatik çevrelerde yeni ve esnek bir İran tutumu olarak ilgiyle karşılandı. Ne var~ki, Larijaninin söyledikleri, Velayeti'nin sözleriyle bir araya getirildiğinde, ince bir nüans olmakla birlikte özde bir farklılık taşımıyor. Zira tran Dışişleri çevreleri, BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'ı saldırgan ilan edebilecek ve dolayısıyla Saddam rejiminin savaş suçlusu olarak meşruiyetini gündeme getirecek bir karan alamayacagı kanısındalar. Tahran'da hemen her gün yeni bir duruma tanık olunduğu gibi şu günlerdeki çarpıcı görüntu tran toplumunun, Muharrem ayına girişle başlayan hazırhkları. Tahran'm birçok yerlerine siyah bayraklar asümaya başlandı. Bayrakların bazılannın üzerinde Peygamber'in torunu Hz. Ali'nin oğlu ve üçüncü Şü Imamı Hz. Hüseyin'in Kerbela'da Muharrem ayırun 10. günü şehit edilmesini hatırlatacak biçimde "Ya Hüseyin" yazıyor. Böylece iran bugün Tahran'da yapılacak Muharrem ayının kitlesel ilk cuma namazıyla yüksek bir toplumsal tansiyona giriyor. Önümüzdeki cuma Muharrem ayının 10. gü North, saç modası yarattı Diğer yandan Suudi Arabistan ve İran arasındakı propaganda savaşında Riyad, dün Tahran'da hasara uğrayan Suudi Arabistan Büyukelçiliği'nin ilk kez yayımlanan fotoğraflarını ön plana çıkardı. Ülkede Ingilizce yayımlanan "Arab News" gazetesi manşetini ayırdığı fotoğraflann altında Kral Fabd'ın, "Bu tarihin en büyük diplomatik suçudur" oiçimindeki görüşüne yer verdi. Suudi Arabistan ve İran arasındaki ilişkiler gerginleşirken ülkedeki güvenlik önlemlerinin de arttınldığa izleniyor. Gölgede sıcaküğm 30 ile 40 derece arasında değiştiği Cidde'de iç açıcı tek haber yeni bir modaya ilişkin oldu. Suudi gazetelerine göre lrangate skandalını adı karışan Yarbay Oiiver North'un saç modeli, Arap ülkelerinde giderek yaygınlaşmaya başladı. Yakıa sıcaklarda işe yarayan "denizci tipi" saç kesimine özellikle bölgede yaşayan Filistinliler ve Ingiliz vatandaşlan rağbet gösteriyorlar. nüne rastladığı için özellikle ilginç. Her şeye rağmen diplomatik kanalların önümüzdeki günlerde açık kalacağı anlaşıhyor. Çünkü BM Genel Sekreteri Perez de Cueliar ile ilki 75 dakika, ikincisi iki saat süren ve Genel Sekreter'in sözcüsü tarafından "çok yaraıiT diye nitelendirilen görüşmeler yapan Muhammed Cevad Larijani beraberinde İran'ın BM Daimi Temsilcisi Recai Horasani ile birlikte Tahran'a dönecek. Tahran'da yeni bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra muhtemelen Perez de Cuellar ile yeniden görüşecek. Larijani dönüş yolunda Roma'da, ttalyan Dışişleri Bakanı Giulio Andreotti ile ttalya'nın Körfez'e kuvvet göndermemesi konusunda mutabakat sağladı. Larijani, Horasani ve çeşitli başkentlere dağılmış olan lranlı yetkililer, Muharrem ayının 10. gününden, yani gelecek hafta cuma gününden önce Tahran'a dönmüş olacaklar. tran, Kerbela'nın yıldönümüne doğru Mekke'deki kan banyosunun öfkesini daha da kuvvetle hatırlayarak ve uluslararası arenada iyimserliği yitirtmeyen yoğun diplomatik faaliyet içinde ilerliyor. KerkükMusul senaryosu (Baştarafi 1. Sayfada) timinde görev alabiliyorlar. Amerikan yönetiminin bölge politikası üzerinde gayet etkili olduğu bilinen, ama resmi bir sıfatı bulunmayan bir stratejist, şu senaryoyu çiziyor: "Irak, barita üzerinde geniş bir ülke gibi görünmekle birlikte, ülkenin tüm nüfusu Fırat ve Dicle arasında sıkışmış durumda. Bu bakımdan Irak, Mısır ve Pakistan gibi stratejik bir derinliğe sahip değil. Sadece kuzeydekı dağlık bölgede Kürtler'in yaşadıgı alanlarda ve Kerkük, Musul civannda stratejik derinlik var. Uzun zaman burada baskı altında yaşamış Irak Kürtleri Bağdat rejiminin başını ağntıyor. Eğer tran, Irak'ınraerkezive guney cephelerinde bir gedik açabilirse, Irak ordusunun çözülme olasılıgı büyük. Çünkü destek kıtalan cam kadar kırılmaya müsait. Irak'ın cepbedeki birlikleri çözülürse, muzaffer bir tran'ın, Irak'ın büyük bir bölümünü işgal ederek orayı 'Irak İslam Cumhuriyeti' ilan etme olasılıgı yüksek. Ve Tahran'm direktifiyle hareket eden bir ikinci 'tslam Cumhuriyeti' sadece dünyanın jeopolitik haritasını yeniden çizmekle kalmaz, aynı zamanda düaya finans çevreierinde bir Jepreme yol açar." Bu senaryo gerçekleşirse, meydana gelebilecek muhtemel gelişmeler ise finans çevreierinde şöyle özetleniyor: "1) Irak'm geniş petrol yatakları, tran'ın mevcut vataklanna eklenirse, tran, Suudi Arabistandan sonra dünyanın ikinci büyük petrol rezervlerinin sahibi olur. 2) Dünya rezervlerinin yuzde 10'una sahip olan Kuveyt, ksndisini güçlü komşulanna iltihak etmek zonında hissedebilir. 3) Muzaffer bir tran, Irak'ın, başta Suudi Arabistan ve Kuveyt olmak üzere Arap ülkelerine, ABD ile Sovyetler'e olan muazzam borçlannı yok sayar. Böyle bir gelişme, Batı'da banka sistemini zor dunımda bırakabilir." Solarz: Körfez'deki tavrınıız zorunluydu ZAFER ARAPKİRLİ ~ ABD Temsilciler Meclisi Demokrat üyesi Stephan Solarz, ülkesinin körfezdeki gerginliğin ortasında yer almasım ve Kuveyt tankerlerini koruma görevini üstknmesini, bir zorunluluk olarak niteledi. Dunyanın en stratejik bölgesi olarak nitelediği Basra Körfezi ve civarında Amerika Birleşik Devletleri'nin saygınlığının korunmasına da çalıştıklannı kaydeden Solarz, "Bu tavnmız, Tirkiye'deki dostlanmıza da Körfezdeki dostlanmıza yaptığıDUZ gibi, gerektiğinde her zaman yanlarmda yer alacağunız konusunda bir mesaj niteliği taşımah&sr" dedi. Ban Arap ülkelerini kapsayan gezisini tamamlayarak önceki ak$am Türkiye'ye gelen Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi, Pasifik ve Asya Komisyonu Başkanı Stephan Solarz, dün Istanbul'a geçti. Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından agırlanan Solarz, öğle yemeğini Topkapı Sarayı'ndaki Konyalı Lokantası'nda yedi. Ortadoğu ülkelerine gelmeden önce Bulgaristan'a da bir ziyaret yaptığını belirten Stephan Solarz, bu ülkede yaşayan Türk azınüğın maruz kaldığı baskılar konusunu da ele aldıklarını anlattı. Kerkük Musul... Fırtına molası (Baştarap 1. Sayfada) ateşkese ilişkin en doğrudan yorumu olduğunu belirtiyor. Ancak Associated Press, tran Başbakanı Musavi'nin Iran'ın aynı zamanda Birleşmiş Mületler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın barış girişimlerine "ilgi gösterdigini" belirterek, Tahran'ın daha önceki muğlak tavnnı yinelediğini belirtiyor. konusunda Güvenlik Konseyi'nin öteki üyeleriyle temaslarda bulunduğunu da hatırlattı Irak'tan tehdit Öte yandan, Irak'ın BM temsilcisi Nizar Hamdun, BM Güvenlik Konseyi, tran'a müeyyideler uygulanmasıra öngören bir karar tasarısını kabul etmediği takdirde, ülkesinin Basra Körfezi'ndeki İran gemilerine yönelik hava saldınlannı yeniden başlatabileceğini bildirdi. Hamdun, New York Times gazetesine verdiği demeçte, îran'ın iyi niyetle hareket etmediğini öne sürerek, İran'ın "tanker savaşını'' yeniden başlatmak için çok uzun bir süre bekleyemeyeceğini söyledi. Bu arada, bir ABD savaş gemisinin, dün Birleşik Arap Emirlikleri açıklannda gazetecileri taşıyan bir helikoptere uyan ateşi açtığı bildirildi. Abu Dabi'de yayımlanan Elİttihad gazetesinde yer alan haberde, gazetecilerin bir süre önce mayına carparak hasar gören Bridgeton adlı Kuveyt tankerinin resmini çekmek üzere bölgeye gittikleri belirtildi. ABD: Yaptırım uygulanmalı Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Phyllis Oakley, İran'ın BM Güvenlik {fonseyi'nin ateşkese ilişkin kararını kabul edeceğini kısa bir süre içinde açıklamaması halinde, Güvenlik Konseyi'nin Iran'a yaptırımlar uygulanması konusunu görüşmeye başlaması gerektiğini kaydetti. Oakley, New York'ta BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'la görüşmelerde bulunan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Laricani'nin danışmalarda bulunmak üzere Tahran'a döndüğünü bildirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oakley, Washington yönetiminin, Iran'a yaptırımlar uygulanması Bodrum Kliıp SOYTAŞ'ta ailenizle bırlikıe util olanağı 519 eylul tarihleri arasındakı devre mulk hakkımı kiraya vcriyorum. Telcfon: 334 87 43 S«al: 21.0023.00 arası BODRLM'DA KİRAIIK DEVRE MÜLK Amerikah stratejistin Türkiye'yi de içine alan senaryosu şöyle devam ediyor: "İran, Irak, Suriye ve SSCB'de dağınık olarak yaşayan Kürtler, iki Kurt partisinin tran'ı desteklemek üzere birleşmesi ile Irak'ı tehdit eder hale geldi. Kuzey Irak'taki son çarpışmalarda Kürt Peşmergeleri, tran lehine büyük yararlıiık gösterdi. Türk görüşüne göre, Kuzey Irak'ta kurulacak yarı otonom bir Kürt devleti Türkiye'nin güvenliğini ve islikrarını tehdit eder. Oysa tran'ın, Irak Kurtleri'ne toprak verme sotstanbul Milli Eğitim Gençlik zü var. Bu toprağın hemen yani ve Spor Müdürü Şener Birsöz, başında ise Türkiye'ye ait olan ve geçmiş yıllarda, tüm okullarda Sovyetler'in Akdeniz'e en çabuk değil de, bazı okullarda 6 yaş uyinebilecekleri bölge yatıyor. Bu gulamasının yapıldığını belirtebakımdan, Sovyet ajanlan uzun rek, "Bunda en büyük etken. bibir süredir buradaki Kürt ve Er na kapasiteleriydi" dedi. meni emellerini kışkırtıyor. Bu "Anketler, değerlendirmeler bakımdan Türklerin kendileri yapıldı, illerden, okullardan göiçin, bem stratejik, hem ekono rüş alındı. Bunların sonucunda, mik açıdan hayati olan Kerkük 6 yaş uygulamasının sadece bazı ve Musul'un Türkiye'yi tehdit okullarda yapılmas kararlaştuiledecek bir gücün eline düşmesi dı" diye konuşan Birsöz, şöyle ne izin vermesi olanaksız. Üstedevam etti: lik tarihsel gerekçeler de var. Bu"6 yaş grubunun okullara alıngün Irak olarak bilinen ülkeyi dığı yılda, öğrenci kayıtlarında Türkler SykesPicot Anlaşmasına kadar 400 yıl yönettiler. Eğer büyük pallama oldu. 6 yaşındaki öğrencileri de bizim normal Irak'ın çökmekte olup Kerkük ve öğretmenlerimiz egitti. ÖğretMusul'un tehdit altında olduğumenler altı yaş çocuğunun yaşı, nu hissederlerse, Türkler, bazı psikolojik durumları itibariyle şeyleri hatırlayabilirler." herhangi bir kurstan ya da seminerden geçirilmemişti. Bu nedenWashington'daki Türk gözle, altı yaş uygulamasında. öğretlemcilerin "fazla heyecanlı" bulmenlerimiz önceki uygulamalardukları, Amerikan 'Ihink dan değişik bir durumla karşüaştank"larının senaryolan işte böytılar ve zorlandılar.' le. ÇALISANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Borçlanma yasası çıktı m ı ? " SORL : 1962 iie 1966 yıllan arasında özel bir işyerinde 4 yıl sigortasız çalıştun. Ayrıca da bir spor kulübünde 1 yılda gene sigortasız olarak profesyonel futbolcu idim. Halen Emekli Sandığı'na bağlı olarak çalışmaktayım. Sigortasız geçen bu 5 yıllık çalışma sürelerimi borçlanmrk istediğimde olumsuz yanıt aldım. Ancak bir okunınuza \erdiğiniz yanıtta 5 yıl içinde çalıştıklannı mahkeme kanah ile kanıtlayanlara borçlanma hakkı tanınıyormuş. Baş>urduğum ilgililer de bu sürenin zaman aşımına uğradığını söylediler. 1 Ben borçlanma hakkında yararlanabüir miyim? Sigortasız geçen 5 yıllık çalışma sürelerimi nasıl saydırabilirim? 2 Sanatkârlar ve artistler borçianma yasası çıkbğı sövleniyor. Bu borçlanma yasası çıktı mı? Bu yasadan yararlanmam mümkün mü? C D. ADAPAZARI YANIT: 1 Sosyal Sigortalar Yasası'nın "prim belgeleri"ne ilişkin 79. maddesi 9 Temmuz 1987'den geçerli olarak 3395 sayılı yasa ile yeniden düzenlenmiştir. Sigortasız geçen süreler için öngörülen zamanaşımı 5 yıldan 10 yıla çıkarılmıştır. Çalıştıklanna ilişkin belgeleri işverence verilmeyen ya da çalıştıklan Sosyal Sigortalar Kurumu'nda saptanamayan sigortalılar, "çalıştıklannı hizmetlerinin geçtigi yılın sonundan başlayarak 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacaklan Uam ile ispatlayabüirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamlan ile prim ödeme gün sayılan" göz önüne alınır. Ancak, sizin sigortasız geçen 5 yıllık süre yasaca tanınan 10 yıllık zamanaşımı süresinin dışındadır. Bu süreyi borçlanabilmeniz olanaksızdır. 2 Gene, 3395 sayıb yasa ile yalnız fılm, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları, müzik, resim, heykel. dekoratif ve benzeri diğer uğraşıları içine alan bütün güzel sanat kollannda çalışanlar ile duşünür ve yazarlara yeni bir borçlanma hakkı getirilmiştir. Ancak, sizin sigortasız geçen hizmet süreleriniz bu borçlanma kapsamı içinde değildir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear