14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 25 AĞUSTOS 1987 Macarlar'm kendine has zengin mutfağına Budapeşte'de rakip çıktv Türk mutfağu Macarlar, Budapeşte'nin en önemli bulvarlanndan Ferenç üzerinde, Petofl Köprüsü'nün yanında yeni açılacak tstanbul Restomn'da Türk yemeklerinin tudma varacaklar. Restoranı Ertan ve Katalin Aksu çifti işletecek. (Fotoğraf: AA) Türk lokantası LEFKOŞA (AA) Kıbrıs'ta 1974 Barış Harekâtı'nı izlerken esir düştüğü Rumlar tarafından kurşuna dizilen gazeteci Adem Yavnz, ada Türkleri tarafından anıLyor. KKTC Cumhurbaşkanı Vekili ve Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hakkı Atun, ANKA Ajansı savaş muhabiri Adem Yavuz'un şehit edilişinin 13. yıldönümü dolayısıyla Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Beybao Cenkçi ve ANKA Ajansı'na birer mesaj gönderdi. Adem Thvuz anıJıyor projeleri ANTALYA (AA) Antalya'da Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü'nce sürdürülen 6 araştırma projesinin sonuçlandınldığı bildirildi. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü'nce sonuçlandırılan projeler şunlar: Akdeniz Bölgesi'nde mantar meşesi yetiştirilnıesi imkanlarının araştınlması, Kızılçam ormanlannda yıllık iğne yaprak dökümü miktarı ve bu yolla toprağa dönen önemli besin maddelerinin hesaplanması, Bölgedeki Kızılçam ormanlannda aralama ve hazırlama kesimlerinin artım ve büyüme yönünden etkilerinin araştınlması, fıdanlıklarda üretim maliyetlerinin tespiti, çeşitli ağaç türlerinin odunlan ile yapılan sterlerde çökme paylannın hesaplanması. Ontıan King Kong güreşirken öldü GREAT YARMOUTH (AA) Ingütere'de "King Kong Kirk" adıyla bilinen 157.5 kiloluk güreşçi Malcolm Kirk, güreşirken rakibinin altmda kalarak öldü. King Kong Kirk, hafta sonunda Great Yarmouth 'da yapılan güreş müsabakasmda televizyon yıldm rakibi "Big Daddy" Shirley Crabtree ile karşüaştı. Maçın 15. dakikasında tuş etmek uzere olduğu King Kong Kirk'un üzerine bütiin ağırlığıyla ,çöken "Big Daddy", üçe \ kadar sayümasınm I Jardından 150 kiloluk ' vücudunu rakibinin üzerinden kaldîrmasına rağmen King Kong Kirk'un hareket etmediği görüldtt. Genelkurmay'da tören ANKARA (AA) Yüksck Askeri Şura'ıun ağustos toplantısından sonra bir üst rütbeye yükselen general, subay ve astsubaylar için 28 ağustos cuma günü Genelkurmay karargâhında bir tören düzenlenecek. > ornumlamdayakaıuuaanüzerindmdıüu4 ay bue geçmeden kendtni hayvanat bahçesine götürtcek yolcu uçağmm içinde bulan yavru ayı, yolculuğu usbı usbı sürdürmesbu karşıhk emniyet kemeri bağlamayı rtddetti. Yolcutuk boyun& kemerini bağiamarnak dışmda hlçbfr yaramazhk yapmayan yavru ayı, yolculardan çok camdan görünen manzara Ue ttgttenirken "Elveda ormanlanm " der gibiydi. um HABERLERİN DEVAMI DEMOKRASÎ YOLUNDA DEMİREL SWRTAüS.dx9uRlüK ve demokpas ye haikın,SF*wriAk'iiS'ü tesiimalrnakısfceyen t k f l d ^ SCTAkSS' demiRel •teRîhsei K2Kfna?as«idan KEMAL GÖKHAN CÖHEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baştarafi 1. Sayfada) Mitinge gelenler Demirel'in zayıf vurgulamayla bu konuyu gundeme getirmesine karşın, olağanüstü bir duyarlık gösterdiler. Hesap sorulacağını belirten cümle, öteki konuları aşiı, coşkuyla alkışlandı. Demirel ve çevresi uyandı. Halk sadece ekonomik sıkıntılann dile getirilmesiyle rahatlamıyordu, Ozal'dan ve özal döneminden hesap sorulmasmı istiyordu. Gelen yiyor, giden yiyor, halk evlerde, kahvelerde olan biteni konuşmaktan öteye hiçbir gelişme görmemekten bıkmış, yıllardır yakmıyordu. Artık bıçak boğazına dayanmış, hesap sorulmasmı istiyordu. Bu kampanya, gelen iktidann geçen iktidardan hesap sormasını candan isteyen kitle taleplerinin doruğa çıktığı bir kampanyaydı. Demirel, şimdi hemen her yerde iktidaryolu açıldığında hesap sorulacağını vurguluyor, en çok alkış alan cıimlelerin başında bu slogan geliyordu. ğı ilk konuşmada, kişisel sataşmalar iktidar dönemlerine uzanan sert eleştiriler olmadığı sürece halkoylamasını demokratik haklarm geri almmasına oturtacağını suylediği belirtiliyor. Buna karşın özal'ın daha ilk gu'nden "eskiyi ve eskileri karalamayt" parti ve hükümet propagandasında ön plana aldığı örnekleriyle anlatılıyordu. Sertleşmeyi özal'ın başlattığı, elbette Demirel'in de hem geçmişini savunmayı hem de siyasal haklarm kalkması için hemen her silahı kullanacağı belirtiliyordu. Çevreye egemen olan bu yargıyı Demirel'in benimsemesinden sonra, bugün miting alanlarında hesap sorulacağmdan söz ettiği zaman kalabahklar, onaylayan haykırışlarla adeta ayağa kalkıyordu. Demirel'in her gittiği yörenin özelliklerine göre ekonomik ve sosyalyapıdaki "tahribatı" dile getirmesi doğaldı. Bir yandan TRT'nin, işlevine uygun görerek yayımladığı, ülkenin giderek zenginleştiğini gösteren programlar, öte yandan özal'ın yerli yersiz hemen her yerde elinde kürek temel atma, elinde makas tesis açmayla başanlı bir iktidar izlenimi yaratmayı hedef alan gezilerinin geniş ölçüde ekrandan hergün yansıtılması, Demirel'i her yerde bildiği, inandığı ölçüde "yalanlan" rakamlarla çürütmeye zorluyordu. Ve birkaç gündür Başbakan özal, muhalefetiyle, basımyla karşısında bir "cephe" oluştuğundan yakımyor. Birbirine sırtçevirenlerin şimdi "özal'a karşı birleştiklerini", "Bunun içinde bir iş" olduğunu söylüyordu. Başbakan'a göre bu birleşmenin içeriğinde bir 'iş"vardı, ama bu Özal'ın akhndan geçirdiği türden bir "iş" değildi. Halk yaşadığı yörelerdeki yolsuzluklardan, ANAP'lı olana yapılan "acilyardımlardan", vurgundan, rüşvetten, ekonomik sıkıntılardan yılgındL Bir eski lider, ileriye açılmaya çalışan bir eski başbakan hem bunları hem de hesap sorulacağını söyleyince coşku birden artıyor, kalabalıklardaki dalgalanma genişliyordu. Basın yazıyor çiziyor, bir türlü özal'a gerçekleri anlatamıyor, Demirel'le, inandığını manşetlere geçiriyordu. özal'ın anlamadığı "îşnböylesine bir "işü". Demirel'in tersine özal "hesap sormayı" başka anlamda alıyordu. Eğer evet oyu çıkarsa, beylik demagojisiyle yeni yöneticiler ülkeyi 70 sente gereksiniyor duruma getirirlerse "halktan verdiği oyun hesabuu " soracaktL Halka duyduğu saygıdan halka gitmeyi uygun gördüğünü söyleye gelen bir başbakan, oylan dilediği yönde çıkmazsa bu kez "malm sahibi halktan hesap sorabileceğini" söyleyebiliyor. Oysa halk ne yaparsa iyi yapar diyerek siyasal şişinmelerle, özel uçaklanyla, çevresindeki debdebeyle ülkeyi dört dönen özal, siyasal karşıtlanndan sonra şimdi de "halktan hesap sormayı" belirgin bir slogana dönüştüriiyor. Siyasal yasakların kalkmasıyla ilgili ilk çalışmalar başladığmda Bülent Ecevit'i yanına çekebilmek için para dahil yapmadığını bırakmayan Özal, sınırlı kalabalıklara seslenen eski lideri, şimdi Demirel'le aynı türküyü söylemekle suçluyordu. Sosyaldemokratlardaki bölünmeyi başarıyla sürdüren Ecevit, kalksın, demokratik kavramları dışlayan özal'ın yanında vaziyet alsın, bir bu eksikti. Hastalığı siyasal sahneden bir süre uzak kalmasına yol açan Erdal Inönü'nün dünden başlayarak yeniden kampanyaya gırmesiyle Özal, karşısında bocaladığı, bunaldığı önemli siyasal etkenlere bir yenisinin eklendiğini gorünce, bakalım ne yapacak?.. "Demokrasiye evet"in içerdiği anlamı kavrayan sosyal demok rat kitleler yavaş yavaş evet oyuna doğru kayıyor. Oysa özal, sosyal demokrat kiılenin Ecevit'e duyduğu öfke nedeniyle ister istemez kendi yanında yer alacağmı hesaplamıştL Bugünlerde sezilen gelişmeye bakılırsa Özal'ın bu konudaki umutlarına da yavaş yavaş inceden karyağıyor. Sosyal demokrathk bilincinin özal'a karşı giderek arttığım gezdiğimiz hemen her yerde gorebiliyorduk. Nitekim Bursa'daki akşam söyleşisinde Demirel duraklamaksızm SHP'nin, DSP'nin evet oyu için çalıştığını söylüyordu. Demirel gibi her cümleye özen gösteren bir insanın gözlenen olguyu açıktan yinelemesi önem taşıyor. Zira tersine bir gidiş gözleseydi Demirel, kapalı cümlelerle bu olumsuzluğa işaret etmekten kaçınmazdı. Futbolla oynuyorsun tersine tepkiler geliyor, her yerde dinliyoruz. Bir bölgenin yaşadığı koşullar yerine makro rakamlar sıralayıp 2000 yılında uygarlığın doruğuna tırmanacağımızdan söz ediyorsun. Konuştuğu yöre halkı gündelik sıkıntılarıyla bu düşsel öyküyü kıyaslayıp çoğu yerde düne değil, bugüne bakıyor. Yannla övünmeyi, yalnız başına kalan özal'a bırakıyor. Kampanya sertleşmiyor, 6 eylüle doğru kıvamma giriyor. Sesini basınla duyurmaya çalışan muhalefet liderleri il il geziyor, zar zor uçak buluyor. Başbakan ise sivil alandan uçak kalkmazsa askeri alanları kullanıyor. TRT'ye buyruklar veriyor, öylesine kıskanç ki, muhalefetten "TRTde izUdiğiniz kadanyla söz edilmesini" bile sindiremeyip genel müdure telefon üstune telefon yağdınyor. Sayısı ile adlannı kamuoyunun saptamakta güçlük çektiği ünlü "fonlar serüvenini" karşıtları anlayana kadar an alanın Üsküdar'a geçtiğini söyleyen Başbakan özal, bu noktada haklı. Türlü oyunbazlıklar arasında fonların ne olduğunu kamuoyu öğrenene dek, bakarsınız özal, almış atı çoktan ABD'ye gitmîş. Olur mu, olur.. Burası Türkiye. /&< &,«*&?$ GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) Bu karakol şimdilik "Isparta karakolu" otdu. Kimse, Demirel ve özal, Afyon'da yanm saat arayla karşılıklı meydaniarda konuşurlarfcen kendilerinden "Afyon kaymağı" gibi tatlı sözler beklemtyordu. Karşılıklı suçlamalar bir "mahalle kavgası uslubu" ile kin tohumları ekiyordu. Ağır eleştiriler, Aryonkarahisar'ın kayalan gibi sertti; yenilir, yutulur cinsten değildi. Bu kin tohumlarının zehirli çiçekleri, Isparta'nın gülbahçe yerinde birdenbire açtverdi. Bu gidişle, kimbilir, daha nice tatsız olay yaşanacak? Fılmin adı herhalde bu otsa gerek. Babalann intikamı... Matinelerden Kibaren "32 kısım tekmili birden" sinemalarımızdal... özal. kendi deyişi ile "hayırlıbabe"... Demirel de "MC Babası"... Tabii st; Ingilizeefconuşmetnodasına uyarak "hem\ yır'lı baba" Özal'a "ndlu baba" Demirel'e de "evetli babaTi ya da "yes'li baba" da diyebilirsiniz. Devir babalar devridir. Milletin anasını ağlatan ne kadar baba varsa şimdi "evgfli" ve "hayır'lı" propaganda geziterinde dolaşıyorlar. Babalar Afyon'da karşı karşıya gekdiler. Gerçi özal, sahaya arkasına valili, bakanlı, polisli "devtet babayı" da alarak çıkmıştı, ama "MC babası" İstasyon meydanında çok daha büyük ve coşkulu kalabalık toplamıştı. Özal'ın türkü söyieyip oynaması da kalabalığın "MC babasım" gormeye gitmesini engelleyememışti. Afyonlular bağınyortardı: Kurtar bizi baba... O da şimdi "12 Eylül fırtınası" nedeniyle geçici olarak ANAP'a stgjnan AP'INerin tahliyeteri için açılan "ühafeyr üzerine almış, seçmen tabanında "hafriyaf'ı tamamlıyordu. Afyonlular, anayasa oylamasında 283 bin 709 "evet", 17 bin 135 "hayır" oyu kullanmışlardı. Oy oranı yüzde 93.30 "evet", yüzde 6.70 "hayır"d\. Uşak iiinde de hemen hemen aynı oranlaria "evst" ve "hayır" oylan çıkmıştı. 109 bin 171 Uşaklı anayasaya "evet", 6 bin 323 Uşaklı da "hayır" oyu kullanmıştı. Oy oranı yüzde 92.91 'tever1; yüzde 7.09 "hayır"d\. Denizlı'de de 255 bin 799 kişi Demirel'e siyaset yolunu yasaklayan anayasaya "evet" oyu kullanmıştı. Oran yüzde 92.27 "evef, yüzde 7.73 "hayır"ö\. Türkiye genel ortalamasının üzerinde "evet" oyu kullanmıştı bu üç il anayasa oylamasında. Şimdi halk kendi oyuyla yürürlüge giren yasaklara karşı "Kurtar bizi baba" diye Demirel'i alkışlıyordu. Niçin böyle olmuştu? 12 Eylül lideri Sayın Kenan Evren anayasa oylaması öncesinde bugün Demirel'in çılgınca alkışlandıgı alanlarda "Evren Baba" diye alkışlanmamış mıydı? 12 Eylül hükümetinin Başbakan Yardımcısı "hayır'lı baba" özal şimdi de Afyon'da 12 Eyiül'ü savunmuyor muydu? Birçok sosyaldemokrat ya da Marksist 6 kasımda özal'a "antimilitaristtir, liberaldir" diye oy vermedi mi? "Halk aldanmaz" deniyorsa, bundan halkın ya anayasaya "evet" oyu kullanırken aldandığı ya da şimdi Demirel'i alkışlarken aldanmakta olduğu sonucu çıkmaz mı? Hangisi doğru ve hangisı ne zaman doğru? Hangısi "milli irade?" Hangisi milletin oyu? Evet tüm bunlara açık ve net yanıtlar bulmak gerekir. Demirel niçin bu kadar ilgi topluyor? DYP halkı nasıl inandınyor? Bu alanlara nasıl seller gibi akıyor? Doğrusu bu Afyon'daki "babalar günü"nde Demirel vardı, özal vardı. Sağ kesimin biri öz babasıydı, biri üvey! Hangisinin üvey, hangisinin öz olduğu "halkoylaması" adı veriien "babalık davast" sonunda anlaşılacaktı. Babalar oradaydı, peki sol neredeydi? Sol "kaytp ilanlan" ile mi aranacaktı? Yoksa "elma dersem çık, armut dersem çıkma" diyerek mi? Neredeydi işçileri, köylüleri örgütleyecek sosyaldemokratlar? Evet nerelerdeydiler? "Sosyaldemokratlann yengesi" Rahşan Ecevit, eşi "sosyaldemokratlann eniştasi" Bülent Ecevit ile yollara düşmüştü. Üç binlik, beş binlik kalabalıkları görünce sevinip kunuşuyorlardı. Peki "sosyaldemokratlann dedesi" İsmet İnonünün oğlu nerelerdeydi? Biliyorduk, Erdal İnönü halkoylaması gezisinde tito olmuştu. Peki, koskoca SHP'de İnönü dışında yönetici yok muydu? Onlar da yoksa kabakulak mı olmuşlardı? Sarılık mı? Srtma mı? Kolera mı? Tifüs mü? Kızamık mı? Ne? Bir parti böyiesine eylemsizlik içerisine nasıl sürüklenebilir? Nasıl böyle boynu bükük bir çocuk gibi bu iki baba karşısında sessiz kalır? Bugün alanlarda SHP yok. Varsa da çok cılız ve etkisiz. Ortalıkîa babalar dolaştyor, yengeler, enişteler ve koprü başını tutmuş dayılar. Hayırlı babalar, hayırsız babalar! Sol ortada yok. Solun adı bile duyulmuyor. Bütün kavga aynı kaynaktan ve aynı kökenden gelen iki parti arasında geçiyor. Oysa işçiler, köylüler, dar gelirli memurlar, ilerici aydınlar, sendikacılar, kooperatifler solun gür sesini bekliyorlar. "Yasaksız Türkiye"n\n bir tek düşünce suçlusunun cezaevinde olmadığı, bir tek kişinin siyasal düşünce ve ideolojisinden dolayı baskı görmediği bir Türkiye'yi halka kim anlatacak? Halk sahıpsiz, işçiler öksüz, köylüler yetim... Sertleşme Demirel'in sertleşüği yolundaki eleştirilere ö'zel söyleşilerde verilen yamtlar bir iki ay öncesinin olaylanna değin uzanıyordu. Eski basbakanın Sakarya'da yaptı (Baştarafı 1. Sayfada) dumdan hayır çıkması dunımunda, bu tesadöflerin iktidannı zaptetmek mümkün degildir" biçiminde konustu. Afyon'da kalabalık bir yurttaş topluluğu tarafından karşılanan Demirel, referandumun bir siyaset meselesi değil; hukuk ve vicdan meselesi olduğunu söyledi. Demirel: Ders gelmeyin' diyor. Sayın vatandaşverelîm lanm, bu referandnm bir siyaset meselesi değil, hukuk, vicdan meselesi; bunun öbür diinyası var, ilaki adalet var." Ara seçim dersi oimasaydı yanmıştıruz Demirel, ANAP hükümetinin 28 Eylül'de 11 ilde kısmen de olsa ders aldığını, bu dersi almaSüleyman Demirel dün saat saydı mületin halinin duman ola11.00 sıralannda Bursalı işadamı cağını belirtti. Demirel, "198Tde Cavit Çağlar'ın "Nergis" isimli bir ders daha verelim. Demokrahelikopteriyle Afyon'a yaklaşık 5 siye bir daha sahip çıkalım. Özal kilometre mesafedeki küçuk bir 'eskileri ezin, size oknl verelim, meraya indi. Buradan bal rengi, boru verelim, direk verelim' diüstü açık Mercedes arabayla yaklaşık bir saatte miting alanına ge yor. Bu insanlan ezmek karşılılen Süleyman Demirel, konuşgıoda alacağınız her şey harammasına "meydan" konusuyla dır. Verecekleri sanki cebinde de, başladı. çıkanp verecek" dedi. Basbakanın konüşmâsını yapDemirfl iktidar partisinin masından iki saat sonra kentin kent merkezfcwnde konuştuğu dışındaki İstasyon meydanında na, kendilerine ise kent dışında coşkulu bir kalababğa hitap eden boruk meydanlar göslerildigine Demirel'in topladığı kalabalığın, ijareı taerek, ••As** olsaa. özal'ın konuşmasında toplanan Osemii defil, önemli oU3 aerekalababktan çok daha fazla olde söykndigi dejil, ne soyleıMJigidir. Bize deffl kent dışlan, ova duğu bildirildi. Demirel, daha sonra Uşak'a lan verseler siz yine gelirsiniz. Bigeçti. Kısa konuşmasında sıksık zi yalnu bırakmazsımz" dedi. Ozal'a çatan Demirel, şunlan Konuşmasında sık sık vatandaşsöyledi: larla diyalog kuran ve onlara, ya"Yasaklar kalkarsa memleket nıtı "evet" olan sorular soran kanşır diyenlere bir çift sözüm Demirel, şunlan söyledi: var. Ciimle alem öaânde açıkça "tktidar partisi 60 yılda yapısöjiüyonım. Yasaklar kalkarsa lamayan işleri dört yılda yaptığımemleket nasü kanşır? Nasıl nı soylüyor. Onlara göre. ynptıkanarşi olur? Bunu soylemezsen lan krnıata bizim aklımız enneznamertsin. Sen kimsin de bizi tniş. Sonı.vorum, ne >ap(ılar, Türkiye için tehlike sayıyorsun. meydaniarda var saymak zor degü ki. Bakın ben söyleyeyim. 'Voklukları onlar değil biz kaldırdık. 1979'daki yokluklar (Baştarafı 1. Sayfada) 1980'de bizim tarafımızdan kalMavituruncu tartışması o kadınlnuştır.' Sovledikleri yalan dedar anlamsız bir rekabete girdi ğil de nedir." ki, her parti her lider kendı yaDemirel, konuşmasının bir kın partizanlannı, üstelik, yalruz bölümünde Afyon'a yaptıklan ittiği bölgelerdeki değil hemen yatırımlan sıraladıktan sonra, ürkiye'nin birçok yöresindeki "Bu Özal neyi soylüyor, konuşpartizanlannı toplayarak gövde tuklan ne... Varsa icraatı gelsin, gösterisi yapıyor. Ayrıca liderlesayan. Zor bir şey değil ki. Meri, hemen hiç ayrım yapmadan sela şu kaleyi ben >aptım diyor. dinlej'en meraklılar var. Bir böArkasından da öbür kaleleri de lüm dinleyici ise, başka partili olbee yapbm diyor. Şunu unutmadu halde, diğer liderler ne diyor sınlar ki, bu memlekette ynpılan diye dinlemeye geliyor. bütiin biiyük işlerin temelinde Örneğin, Inönü'yü, Demırel'i Demokrat Parti ve Adalet Partisi dinlemeye gelen parlililer "eveldamgası vardır" diye konuştu. evet" diye çılgınca bağırıp alkışDemirel, Afyon istasyon ala larken, aynı gün aynı ilde bir o nında yurttaşlara hitap ederken, kadar ANAP'lı kalabalık Özal'ı sık sık Kuran'a da basvurdu. karşılayıp, "hayırhayır" diye teEzan okunurken susan ve beklezahürat yapıyor. yen Süleyman Demirel, şöyle deBaşbakaı. lurgut Özal ile esvam etti: ki Başbakan Süleyman Demirei"Knraa'ın Nisa suresinin 58. in önceki gün Zonguldak'ta yapayetinde 'Adaletle hükmediniz, tıkları açıkhava toplantılannda işi ehline veriniz' buyuruyor. aynı manzaralan gördük. Özal Şimdi Türkiye Cumhuriyetini taş çatlasa 56 bin, Demirel ise idare edenlere bakalım. Referan yine taş çaılasa 89 bin kişilik kadum diye bir hadise yoktur bizim labalık topladı. İnönü de aynı iilkemizde, yani hukümetler ya gün gelse idi, bir o kadar da o pacaklannı böyle vatandaşa da toplardı. DSP, RP ve MÇP'de ntşmaz. Geçici 4. maddeyle ilgi gelse bu kadar kalabalık toplali olarak da kanun çıkmış, yani sa kaç yazar. Altı partiyi çarpın yasal olarak 4. madde kaldırıl ortalama 7 bin ile, 42 bin eder. mış, şimdi size onaylayın diyor. Oysa Zonguldak'ta seçmen sayısı Şu işe bakın. Asalet kokuyor 450 bin. önemli olan bu geriye asalet. Zap suresinin 26. ayetin kalan 400 bin kişinin tercihi, sode de 'Ey Davut, insanlara ada nucu onların oyu belirleyecek. O letle hizmet et. Ezersen gazabım sessiz çoğunluk bugün mutfakdan kurtulamazsın' buyuruyor. ta, tarlada. fabrikada.. Ne oy veAllah, "bana kul hakkıyla recekleri bilinmiyor. Onlar kim Anarşi senia cebinde güvercin miydi ki çıkanp sen olmadığın zaman uçuntcaksın. thtilalle mi ortaksuı." Uşak'tan sonra Denizli'ye geçen Demirel, Hayvan pazannda coşkulu bir kalabalığa hitap etti. Sözlennin başında "Allah, deniz, gök ve ırmakları mavi, çölleri ise turuncu yaratmıştır" diyen Demirel, askerleri de korumayı amaçladıklannı belirterek şunlan söyledi: "Ey vaUndaş devletine sataip ol. Asker dahil her şey senin. Bizim amacımız askere karşı dormak degil. Onlan da konımayı amaçlıyonız. Her 10 yılda bir kurtanyonız gerekçesiyle yapılan müdahaleler vatandaşı fakirlige itiyor. AP'yi kapatmak, bugünkii kargaşanın tek sebebidir." Konuşması "Özal istifa" sloganlanyla sıksık kesilen Demirel, "ATa başvurdum diyor. ATa 1959 yüında başvunüdu. Bnraya ginnek önemli defil, sen oraya hangi şartlarla girdin o önemli" dedi. Geceyi Pamukkale'de geçiren Demirel, bugün Aydın ve Muğla'da konuşacak. Demirel, "Aydın mitingi 25 ydda bir olacak dnsten. Orayı gazeteciler iyi izlesin. 90 kflometre însan tünelinden geçecegiz" dedi. Demirel referandum sonucu konusunda, Denizli'den emin olduğunu, zaten Türkiye'de de sendikacının, basının, ilim adamının ve esnafın yasakçı olamayacağını söyledi. tnönü: Halk 4evet' diyor (Baştarafı 1. Sayfada) Güneş'te gazetecilerle sohbet ederken, Başbakan Özal'ın çeteci yönetim uygulaması içinde olduğunu yineledi. İnönü, özal iktidannın sonunun geldiğini de kaydederek, halkoylamasımn özal için 'sonun baslangıc*ı olacağını söyledi. SHP'nin seçim otobüsü Güneş ile dün sabah erken saatlerde Ankara'dan yola çıkan İnönü, Kınkkale'ye bağlı Baüşıh kasabasında Toprak Mahsulleri Ofısi'ne mal teslim etmek için bekleyen köylülerle sohbet etti. Mal teslimi için 24 saat beklemek zorunda kaJdıklarını bildiren köylüler, 102 lira baş fiyat biçilmesine karşın buğdaylarının 80 liraya alındığıru söylediler. Balışıh'ta bazı köylüler İnönü'ye "Kurtar bizi bu futbol topundan paşa" diye bağırdılar. SHP lideri, Çonım'un Sungurlu ilçesi girişinde ise SHP'lilerin yani sıra ANAP ve DYP ilçe başkanlannca da karşılandı. İnönü'ye 'hoşgeldiniz' diyen ANAP llçe Başkanı Hasan Ali Ünal gazetecilerin sorusu üzerine halkoylamasında, oyunun "hayır" olacağını söyledi. İnönü, Sungurlu'da yaptığı konuşmada. Özal'ın dış borçlan arttuarak, Türkiye*yi yumağa çevirip yuvarlamak istediğini bildirerek, "Özal yuvarlanıp gidecektir. Ama Türkiye'yi yuvarlayıp götürmesine izin vermeyeceğiz" dedi. Halkoy)amasının niçin yapılacağını anlatan İnönü, demokraside yasak olmayacağını belirterek, "Yasak. olursa, siz sıkıntılannızı rahatça söyleyemezsiniz, istediklerinizi secemez, seçtikleriniz rahat çahşmazsa iki yakanız bir araya gelmez" diye konuştu. Başbakan Özal'ın halkoylaması konusunda açıkgözlük ve kurnazhk yapmak istediğini kayededen tnönü, bunun başbakanlık ve devlet yönetimi ile bağdaşmayacağını \uiguladi. tnönü, özal'ın yalnızca 4 kişinin yasağından söz ettiğini, öteki 700 kişiden söz etmediğini belirterek, sözlerini şöyle surdürdü: "Saym Özal, eğer yasaklar kalkarsa felaket olur diyor. Yasaklann kalkması felaket geürecekse buuda Özal'm da sorumlulugu var. Madem felaket getirecek idi. Niçin Mecliste yasakların kalkması için oy verdi.? Halkoylamasımn sonucu SHP'lilerin karanyla belirlenecek, SHPIiler, halkı. demokrasiyi kurtarmak için evet verecekler. Öteki partiler liderlerini, Özal kendini kurtarmak için çaba harcıyor. Hepsinin partisel, kişisel çıkariarı var. Bizim hiçbir kişisel çıkanmız yok. Onun için en önemlisi bizim sözümüz ve karanmız olacaktır. Biz yalnızca demokrasi için eveti savunuyoruz." tnönü, otobüste gazetecilerle sohbet ederken de halkoylamasımn Demirel ve Özal arasında bir pazarüğa dönüştürüldüğünü kaydederek, şöyle dedi: "Özal'ın bu işi bu kadar uzatması, Demirel'in işi seçim kampanyasına çevirmesi, yeni pazarlıklara imkân hazırlayacak bir davranış. Basbakanın pazarlıkçı tarafım biliyoruz. Şimdi işi halkoylamasına götüraıekle pazarlık süresini uzattı. Halkoylamasının sonucu ne olursa oJsun, birbiriyle pazarlık edecekler. Bu, sagdaki pazarlıkta yeni bir aşama olacak. Onun için Özal, çelişkiler içinde bu işi götüniyor. Çete yönetimini düşünmeyen bir başbakan olsaydı halkojlamasını çoktan durdururdu. Özal 'Demokraside halka her şey sorulur' diyor. Ama 'demokrasi istiyor musunuz?' diye sorulmaz. Bu, sadece pazarlık imkânı açar. Öyle birşey sonıyorsanız, demokrasiyi istemiyoruz diye cevap bekliyorsunuz demektir." İnönü, sağdaki pazarlığın karşılıklı olduğunu, Demirel'in de bu pazarlık içinde rol aidığını kaydederek, "Paylaşmaya calıştıklan aynı b'p bir iktidar. Özal'ın Demirel için 'beni musteşar yaptı, iyi etti' demesi bir mesajdır. Böylece pazarlık imkânım sürdürüyor" diye konuştu. SHP Genel Başkanı soldaki birlesme için kapılarmın açık olduğunu da bildirerek, "DSP'nin mahkemece yalanlanmayacak yönetiminde birlesme için şartsız adun atmasını bekliyoruz. Bizim kapımız açık" dedi. Bize % 45 hayır yeter seyi işletmiyorlar. Meydanlara gelmiyorlar, partilerini ya da referandumda kullanacaklan oylarının rengini de belli etmiyorlar. Yapılacak anketler, liderlerin tahminleri, adı üstünde tahmin olmaktan öteye gitmiyor. Süleyman Demirel yüzde 60'ın üstünde evet beklerken, bu kcmuda en iddialı olan ANAPm eski Genel Sekreteri ve şimdi Genel Başkan Danışmanı olan Mustafa Taşar. Otobüste bir süre beraber oturduğumuz Taşar, "Bu iş bitti kardeşim. Sonuç kesinlikle hayır olnr" diyor. Özal ise kendisini dinleyenlere 12 Eylül öncesi karanlık tabloyu anlattıkça anlatıyor. Oysa özal anlattığı ve çok karanlık tablo çizdiği dönemde devletin en yüksek memuru, Başbakanlık Müsteşarı. Bunları anlatıp kendisini dinleyenieri yeteri kadar ürküttüğüne emin olunca yureklere su serpiyor: "Merak etmeyin, eskiler bir daha gelemez. Allahın izniyle o karanlık günlere bir daha dönülmeyecektir." Taşar iddiah sözlerine "ANAP dışında her partide eski yeni kavgası var" di>«rek şöyle devam ediyor: "Bu kavga DYP'de şimdiden su yüzüne çıktı. Eskiler gelirse yeniler gidecek. İşte MDP'den geçen Murat Sökmen'e 'Sen gelecek dönem il başkanı ol. Abilerin gelecek milletvekiüiği için. Sen ilerde tekrar milletvekili olursun' demişler. Yalnız DYP'de değil her partide aynı durum. Cindoruk, Abdülkerim Doğnı, Ahmet Tekdal, DSP Genel Sekreteri Nuri Korkmaz, hatta İnönü hayır oyu verecektir." "Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in konuşması işin rengini değiştirir mi? Örneğin TY'ye çıkıp 'Ey vatandaşlar, hayır oyunuzu esirgemeyin' derse ne olur?" diye somyorum. Yanıt, Devlet Bakanı Ahmet Karaevli yerine Mustafa Taşar'dan geliyor: "Kötü olur ama tahmin ederim konuşmaz. Konuşsa bile böyle tavır koymaz." Başbakan Turgut Özal'ın yanından hiç aynlmayan Devlet Bakanı Ahmet Karaevli, adeta "evet oyu çıkıverirse" olasılığına karşı bahane olabilecek şu yanıtı veriyor: "Evet verin diye kim diyor? DYP diyor, SHP diyor, DSR RP ve MÇP de diyor. Demirel diyor, Ecevit, Türkeş, Erbakan diyor. Hayır kim diyor? Sadece biz. Referandumda evet çıktı. Alın haynnı göriin. 'Hayır' yüzde 45 çıksa yeter. Geriye kalan yüzde 55'i böl 5 partiye.. Yüzde 45 oy ANAP'ın oyudur. Allah bereket versin, yüzde 45 bize yeter kardeşir:." SATILIK 69 model Anadol tek kapı Tel.: 511 52 75 f
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear