29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 AĞUSTOS 1987 KÜLTÜRYAŞAM HJ^^BSM I • •! ! • • • . U ' Ü C g E g 0 3 ^ n V ^ P ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H •• CUMHURIYET75 SİNEMA Geçen sinema yılındaki başyapıtlann ortak noktası HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ Insana ve yaratıcılıga saygı Geride bıraktığımız sinema yılının başyapıtlannı buluşturan en önemli nokta, insan onuruna ve yaratıcılıga duyulan saygıydı. Yalnızlığıyla, aşka duyduğu gereksinim ve baskıya duyduğu dirençle insan vardı bütün bu filmlerde. VECDİ SAYAR 198687 sinema yılından genye kalan başyapıtları sıralamayı surdürecejjz bu hafta da. Geçen hafta Venedik'te gösterime çıkan Angelopulos, Rohmer, Tavernier ve Maselli'nin filmlerinden söz etmiş, yılın en belirgin özelliğinin Avrupa sinemasınm tartışmasız zaferi olduğunu vurgulamıştık. Italyan sineması geneldecıddi bir kriz yaşıyor, ama ustaiar bırbin ardına önemli ürunler vermeyi surdürtlyor. Cannes'da izlediğimiz Avrupa sinemalârı arasında Italyan sineması gene öne çıkıyordu, Taviani Kardeşler, FeBini, Scob. Mlkhalkov gıbi ustaların aracılığı ile. Bunlar arasından Taviani Kardeşler'in "Gunayduı Babfl"i ile Fellini'nin "Gönışme"sı yıhn "en iyi on filmi" listesine girmeyi hak eden yapıtlardı bana göre. Sinema dünyasına olan bağlıhklannı, tutkulannı dile getinyorlardı ttalyan ustaiar. Berhn'in buyuk ödulunü kazanan "Tema", Gleb Panfiiov'un en yetkin urunuydü ve çevrihşinden 8 yıl sonra gosterilebüiyordu. FJem Klimov'un "Elveda"sı (Sinema Gunleri'nde de gösterildı) ile birlikte "glasnost''un ilk armağanıydı "Tema" sinema dunyasına. Bir yazarın karşılaştığı genç bir kadın aracıüğıyla yaşamını ve sanat üretimıni eleştirme noktasına gelmesini, kanyerist hesaplar yüzünderı yaratıcıhğından nasıl tavizler verdiğini fark edivermesım anlatıyordu film. Sanatçının sorunlan bir kez daha beyazperdeye yansıyordu ve Panfiiov'un filmi yılın en önemli fümleri listesinde yerini alıveriyordu. Sovyet sinemasınm başan zıncirıne Cannes Festivali'nde gösterilen bir başka yasaklı film aracılığıyla yeni bir halka eklenıyordu. Tengiz Abuladze'nin "Pişmanhk"ı, suç, ceza, pişmanlik kavramları çevresinde gelişiyor ve bir yöneticinin unlu bir bakan yaşamöykusu ile ölümunden sonra olanlan şiır, fantezi, mizah dolu bir anlatımla aktanyordu. Oyku, dunyanın herhangi bir yerınde geçebilirdi, diyordu Abuladze, adaletin ve insan onurunun çiğnendiği herhangi bir ulkede, Beria Mussolini Hitler kanşımı bir yöneticiydı Abuladze'nin kahramanı. Sanatçılaraözel bir ilgi duyuyor, evlerine özel zıyaretlerde bulunuyor, yapıtlarına duyduğu hayranlığı dile getiriyordu. Ne hikmetse, bu ziyaretin ardından sanatçüann evleri basıüyor, başlanna gelmedik kalmıyordu. Işte bu unlu bakarun olumunden sonra esrarengiz şeyler oluyordu. Ceset, oğlunun evinin bahçesinde bir ağaca dayanmış bulunuyordu ertesi sabah. Yeniden gömulüyor, ama yeniden aynı yerde bulunuyordu. Cannes'dan juri bıiyuk ödulu ile aynlan film, Gürcu sinemasınm en önemli yönetmenlerinden birini dünyaya tanıtıyordu böylece. Cannes'ın ardından pek çok festivalde filmleri gösterildi Abuladze'nin. Geçen yılın en iyileri listesinde benim için en on sırada yer alan film, Wim Wenders'in "Berlin Üzerindeki Gökyuzü" adh son urünüydu. Wenders, insan ilişkilerinde bir devrim öneriyordu. Kadın erkek ılişkisini yeniden, en baştan temeilendirmek gerekıyordu Wenders'e göre. Gökyuzunden inıp bir trapezci kıza âşık olan bir melegin oykusuydu "Berlin Üzerindeki Gokyüzu." Wenders, insanlığın geleceğine umutla bakıyordu. Filminin başrolundeki Solveig Dommartin'le gerçek yaşamında da birlikte olmasımn da bir sonucu olsa gerek, aşka ve ınsana olan inancı tiım filmlerinin otesinde idi. Henri Alekan'ın unutulmaz siyah beyaz gonıntulerı, Peler Handke'nin az ama oz diyalogları, Bnıno Ganz'ın vinuözıte duzeyinde oyunuyla Wenders ustanın en büyuk filmkrinden biri sayılmayı hak ediyordu Geride bıraktığımız sinema yılının başyapıtlannı buluşturan en önemli nokta, insan onuruna ve yaratıcılıga duyduklan saygıydı. Yalnızlığıyla, aşka duyduğu gereksinim, baskıya duyduğu dirençle insan vardı tüm bu filmlerde. Konular değil, temalar vardı seyircıye aktarüan, onunla paylaşılan. Avrupa sineması 50'lerin, 60'ların buyuk yaratılarını özlemle anıyordu anmasına, ama gene de insan] gundeminin birinci sırasında tutuyor, onu daha iyi anlamaya çahşıvordu. KÎM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK I y/ t>ır Pd ÇVKVLRTfiVfift o yep/... SOVYET S1NLMASININ BÂŞARISI Gürcü yönetmen Tengiz Abuladze, "Pismanuk"adh fUmiyle Sovyet sinemasınm başan zincirine yeni bir halka ekledi. "Glasnost" politikasıyla birlikte gün ısığına çıkan "Pişmanlik", Cannes Şenliği'nden Jüri Buyük Ödülü 'yle aynldı. AniU Ekberg'i ziyarete gkliyor, orada "Tatü Hayat"tan sahneler izliyorlardı "Mandrake"nin sihirli değneğinin yaratıverdiğı beyazperde ustünde. "8.5"un bir devamı sayılabilirdi "Gonişme" ve sinema tutkunlarının ilgısız kalması beklenemezdi. Nitekim, Cannes'dan sonra gosterildiği Moskova'da böyük odülu kazandı. Son olarak da Locarno'da yarışma dışı gösterilcn yılın önemli filmleri arasında yer aldı. Tavianiler'in "Gunaydın Babil"ı pek çok açıdan "Gonışme" ile benzerlikler taşıyordu. Tıpkı "Göru$me" gibi yaratıcılarınm en yetkin urunu değildı, ama Taviani Kardeşler'in pek çok önemli filminin bir sentezi nitelığini taşıyordu neredeyse. Ve gene "Gorüşme" gibı sinema dünyasının vazgeçilmez buyusunu yansıtıyordu. 1913yılındaHollyvvood'a gitmeye karar veren iki Italyan sanatçının serüvenini yansıtıyordu "Gunaydın Babü". Kendilerini yinelemekten kaçınmamıştı bu filmde Taviani Kardeşler, belki de sinema serüvenlerinın bir kuçük özeti olsun istemışlerdı. Işte, savaşta iki kardeşin olurken b:rbirlerine ellerinı uzatması, nerdeyse "San Lorenzo Gecesi"nden bir sahne. Muzik ise "Kaos"un muziğinı oylesine çağnştınyor ki. "Gunaydın Babil", Tavıanıler'in diğer filmlerine oranla geniş kıtlelere ulaşma şansı daha çok bir Fılm Bu yuzden olsa gerek, Avrupalı eleştirmenler çoğunlukla dudak kıvırdı "Gunaydın Babil'e. Sovyet sineması, 1987'nin hemen bütün festivallerinden zaferle aynldı. "Mandrake" Marcello "Göruşme", Fellini'nin "otofilmografisi" diye ozetlenebiürdi kısaca. Ayru zamanda Cinecitta'nın 40. yaşına da bir armağan nilelıği taşıyordu. Fellini'nin setine gelen bir Japon televizyon grubunun, ustanın gıindelik yaşamını göruntuleme çabasını konu alan film boyunca Fellini, yaşam ve sinema ustune duşüncelerini aktanyordu. İlk kez Cinecitta'ya geldiği ve bir yıldızla roportaj yaptığı gunlerden bugunlere uzanan anılannı aktanyordu televizyonculara. Çevirmekte olduğu reklam filmi nedeniyle "Mandrake" kılığında dolaşan MarceUo Maslroianniyı aJarak PtKNtK PtYALE MADRA HIZU GAZETECİ SECDET ŞE\ üM bciuHCA CLİ) Ç<KAR0üK •j'J Ismail Guneş'in yonettiği "Ateş Boceği" adhfihnin çekimleri tamamlandı. Antalya Festivaü'ne katılması tasarlanan filmde Duygu 'yu Nur Sürer, Duygu 'nun babası Rıza Bey'i de Erdinç Bora canlandınyor. tnsanlar arasındaki iletisimsizliğin öyküsü olduğu belirtilen fılmin senaryosunu A.Fuat Onan ve Canan Özturk yazdılar. 'Böyle bir sonu hak etmedT Woody Allen'a göre, sinemanm en buyüğü Ingmar Bergman, edebiyatın en büyüğüyse Anton Çehov. Filmlerinin Güney Afrika'da gösterilmesini yasaklayan Amerikalı yönetmen, "Koşullar değişmedikçe, bütün Amerikalıların bu ülkeyle iş ilişkilerini kesmelerinden yanayım" diyor. Kiiltür Servisi VVoody Allen 'ın "Radyo Günleri" adh filminden : anra adını daha belirlemediği yeni filmi, ABD'de arahk ayında gösterime girecek. Dianne Wiest \e Mia Farrow 'un başrollerini paylaştıkları filmde Allen oynamıyor. Yeni filmıni "dramatik, psikolojik, altı kişilik bir film" dıye tanımlayan Allen, "Nouvel Observateur" 'ün, özel yaşantısıyla, korkuları ve istekleriyle ilgili sorularını yanıtladı. Filmlerinizde kendinizden sıkça söz ediyorsunuz. Oysa ozd yaşantınız bunun tam tersi. "Belli belirsiz" teşhirci bir ynnınız olduğu söylenebilir mi? ALLEN Sahnede her şey daha kolay. Blrçok oyuncu binlerce insanın önünde oynarken hiç zorluk çekmez. Ama özel hayatlarında kendilerini öylesine köşeye kıstınlmış hissederler ki, şaşınp kalırsınız. Ben de öyleyim. Dünya ilişkilerimde bütün beceriksizliğimi ortaya koyuyorum. Kendinizi nasıl tanımlarsınu? Bir bümanist mi bir ahlak(i mı yoksa bir hicivci mi? " ALLEN Bir kere, hicivden hoşlanmıyor. Canlılan konu alan öyküleri seviyorum. Ingmar Bergman 'ın filmlerini, Çehov 'un yapıtlarını, psikolojik küçük hikâyelere dayandıkları için tercih ediyorum. VVestern, gangster ya da bilimkurgu filmleri beni hiç ilgilendirmiyor. Siz, insan soyundan çok, canlıları seven bir hümanistsiniz gatiba... ALLEN Evet. Insanlar bugune kadar pek iyi işler çevirmediler. Bilançoya baktığınızda fazla kaniı oldu&ıınn onr II Urtrcnnın Polilikayla ilgileniyor musunuz? ALLEN Fiilen değil. Polıtika üstune film yapmayı ya da bir şeyler yazmayı da düşunmüyorum. Politikayla yalnızca bir yurttaş olarak ilgileniyorum. Fılm'erinizin Giıne> Afrika'da gösterilmeslni yasakladınız. Niçin? ALLEN Cinayetin huküm surdüğü bu ülkeye karşı olduğumu göstermek için böyle bir karar aldım. Güney Afrika'daki koşullar değişmedikçe butun Amerikalıların bu ülkeyle iş ilişkilerine son vermelennden yanayım. Yalnız kaldığınızda "Königsberg" soyadı hiç aklınıza geliyor mu? ALLEN Biliyor musunuz, ilk yazımı yazdığımda 1617 yaşlarındaydım. "Şunun yazdığına bakm!" diyen arkadaşlarımı görmemek için okula gitmek istememiştim. Tanınmamak için soyadımı değiştirdim. Çocukluğunuzda herhalde bayalci ve uçan bir tiptiniz? ALLEN Hayır, çok sıkıcı ve sıradandım. En buyük özellığim, çok tembel bir öğrençi oluşumdu. Işim gücum top oynamak, sinemaya gitmek, radyo dinlemekti. Kilap okur muydunaz? ALLEN Havır. Peki, ne zaman okumaya başiadımz? ALLEN Kadır.larla birlikte olmaya başladığım zaman. 17 yaşındaydım. Kultürlu ve çok okuyan kadınlarla bırlikte oluyordum. Benımle diyalog kuramıyorlardı. Ben de onlara yetişemiyordum. Yalnızca bu nedenle okumaya başladım. Gençlik yıllannızda hangi yazariann elkisinde kaldınız? ALLEN Ben okumaya, anında çok sevdiğim Kafka'nın kitaplanyla başladım. Sonralan Faulkner, Saul Bellovv ve Tolslov, Dostoyevski, Çeho\ gibi Rus yazarlannı beğendim. Ozellikle Çehov'u. Daha da sonralan İbsenin, Strindberg'in, Tenessee Williams'ın kitaplartnı okudum. Ya sinemada? ALLEN Bergman. Sinemanm en büyüğu o! Amerikan güldüru sinemasından Lubitsch ve Capra'yı saymıyorum. Çünkü Orson VV'elles dışında Amerikalı yönetmenleri Avrupalılardan ustün gormüyorum. Bergman'ın filmlerinde sıkça rastlanan "günah" duygusu sizin filmlerinizde yok. ALLEN Bende suçluluk duygusu ağır basıyor. Peki, sizce "affedilemez" olan nedir? ALLEN Tennessee Williams'ın dediği gibi, "bilerek yapılan acımasız davranışlar" affedilemez bir gunah. Sinemada oynamak istediğiniz bir kişilik var mı? ALLEN Amerikalı bir gangsteri canlandırmak isterdim. Ama ne yazık ki, beni o rolde goren seyirci kahkahadan koltuktan düşer herhalde. Sizce en guzel kadın kim? ALLEN Bu soru başıma epey dert açabilir. Ama tabii ki en güzeli, hiçbir zaman göremedığim Ava Gardner. Olmasını en çok istediğiniz şey? ALLEN Uykuda ölmek! En büyiık korkunuz? ALLEN Birinin bana yann beyin kanserinden öleceğimi söy• lemesi! Mezar taşınıza ne yazdırmak isterdiniz? ALLEN "Böyle bir sonu hiç hak etmedi!" Woody Allen'ın mezar taşına yazdırmak istediğiyazı ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA\ iüRk iflsznımn naf\jas\ biR insaın olitfflmakfçıri di TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 21 Ağustos ATELYEDEN DOĞAYA.. 1339'DA BU6UH, uMLU fZBSSAM HAUL P/tŞA,82 YAŞINOA OLDU. \tUHEAJPlSHAMEl BE/eSli HUMAyuN 'u dDlKrEA/ ZONGArPEULer 77İISAF/MOAN PARIS'E GUZ£L SAMArLAR AIC4DEMIGI''NE GÖNCEÜILMIpl fSAPA glRÇoiC SeeGıYE fZESİMtJE&YLE KftTILM/f VE ÇEŞITU GDULLEŞ ALJUt/fTT. YÜ&0/1 DÖNUŞUMDE, SAMAYİI AJ£&SE MEKTeBlL U£ (6uZ£LSAfl/ATZAf$AKA£>EWSi') MÜDÜR ATAUMIŞ, SU AfSADA &£S/M ÇAUŞMALARlNI DA SURDÜRMÜŞTÜ. KLASıK TÜRK R.£SMlNDE,ATELrEPEN AÇlKHAVAYA ÇfKIŞ 00NEMlMIU ONEMU TEMSıUHLERıKJDEM Bl& OLAAJ HAÜL P/lfA, SOU ZAMAAILAR/fJt>A /ZLBMMCfLt/i'E ^ İ ' ) A GANGSTERJ OYNAMAKİSTİYOR Woody Allen, "Sinemada hangi kişiliği oynamak isterdiniz?" sorusunu, "Amerikalı bir gangsteri canlandtrmak isterdim, ama beni o rolde gören seyirci kahynUntint» bnltnLtnn rluKer hrrhalde" dİV€ MltlltUyOr. 5 0 YIL ONCE Cumhurivet 21 Ağustos 1937 eşyalarımızın navlunlarınu Ecnebi vapur bulunmasmdan istifade yüzde 15'e kadar varan bir edilerek mesele tzmirde kumpanyulannm zam yapmak istemişlerdir. halledilmisür. Kumpanya talepleri kabul Fakat Istanbul ve tzmir mumessılleh ihraç mevsimi edifmedi ihracatçıları buna şiddetle sonuna kadar zam Her sene ihraç mevsiminde olduğu gibi bu sene de ecnebi vapur kumpanyaları, ihraç itiraz etmişlerdır. Keyfiyet tktisat Vekaleıine bildirilmişur. Celal Bayarm tzmirde yapmıyacaklarına dair teminaı vermiflerdir. Dtin şehrimize gelen bu haber piyasada 19371987 buyuk bir se* inçle karşılanmıştır. Gelecek ihraç mevsiminde hukumetimizin alacağı yeni şileplerle senelerden beri çekilen bu sıkıntının önune geçileceğı şüphesiz görülmektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear