22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 TEMMUZ 1987 HABERLER CUMHURİYET/9 Akbulut, denizin ortasında kaldı Iptal için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak htanbul Haber Servisi İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut'un eşi ve çocuklanyla bindikleri bir motorun denizde arızalanması sonucu Deniz Polisi'nden yardım istemek zprunda kaldılar. Bir şüredir htanbul'da bulunan İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, ailesiyle kaldığı Balta Limanı 'ndaki Moral Eğitim Merkezi'ne ait bir deniz motoruyla dün öğleden sonra Beykoz'a gitmek üzere yola çıktı. Ancak, denize açıldıktan kısa bir süre sonra motorun arızalanması nedeniyle Akbulut, ailesi ve birkaç yetkiliyle birlikte denizin ortasında kaldılar. Bunun üzerinde Deniz Polisi'ne haber verilerek yardımcı olmaları istendi. Anzalanan motorun yanına gelen Deniz Polisi'ne ait bir başka motor, Yıldınm Akbulut ve ailesiyle diğer yetkilileri alarak Beykoz 'a ulaştırdı. tek askeri vakıfa karşı Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri'ni •, , /. .ı •;•! • . .. Güçlendirme tiriimesine iiişkm öneri niteiiğindeki sözlerinin, ilgililerce emir m UÇAK VE tMPARATOR Basbakan Özal'ın uçağtnı değistirmeisteğMn öğrenilmesı üzerine. 6.4P'ın rakipleri sıraya girdi. Ve bunlardan ilki, ünlü Fransız uçak imparatoru Olivier Dassault oldu. Dassault. 'Gulfstrtam C3'ten daha ustün' olduğunu soylediği Falcon900'u tamtmak için, Istanbul'a geldi. ANKARA Ordu vakıfları, SHP aracılığı ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak, kara, deniz ve hava kuvvetleri vakıflarının "Türk Silahlı Kuvvellerini Güçlendirme Vakfı" adı altmda birleştirilmesini öngören yasanın iptalini isteyecek. SHP, yasanın iptali için hazırlıklannı sürdurürken, başvurunun önümuzdeki hafta içinde yapılması bekleniyor. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini Güçlendirme vakıflarının "Türk Silahlı Ku\vetlerini Güçlendirme Vakfı" olarak tek bir çatı altında toplanmasını öngören yasanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından da onaylanmasından sonra vakıf yetkilileri siyasi partilerle ilişkiye geçtiler. Vakıf yetkilileri, ANAP dışındaki siyasi partileri dolaşarak, yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması gereğine dikkat çektiler ve yardım isteminde bulundular. SHP, vakıflann bu istemlerini yerinde bularak, yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurma yolunda çalışmalarına başladı. Iptal başvurusu için çalışmaların SHP Grup Başkan Vekili Seyfi Oktay tarafından yürutulduğu ve başvurunun önümuzdeki hafta içerisinde yapılacağı öğrenildi. Vakfı yetkilileri, her uç vakfın tek bir çatı altmda birleştirilmesini öngören yasanın ıptatı için, SHP'nin harekete geçmesini istediler. Bir vakıf yetkilisi, Kara, Deniz EVREN DEGER vc Hava Ku*'vet'erini Guclendir „#,/•• *nL Uir r>r,*, k a b u I e d i l m j ş o!m Yanlış alarm heyecan yarattı ANKARA (a.a.) Ankara Büyük Çarşı yamndaki bir kuyumcu dükkânında dün sabah alarm zillerinin çalmaya başlaması, guvenlik güçlerine heyecanlı anlar yaşattı. Sabah saat 08.30 sıralarında Uğur kuyumcusunun alarm zillerinin çalması üzerine guvenlik guçleri harekete geçti. Kuyumcu dukkânının önu'nde tertibat alan polisler, herhangi olağan dışı bir durum olmadığını gördüler. Guvenlik guçleri, daha sonra dukkân sahibini evinden çağırarak içeri girdiler ve alarmı durdurdular. me vakıflarının tek çatı altmda toplanması yolunda TBMM'de kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından da cnaylanan yasayı "Belki de ilk olarak yasa çıkartılarak kurulacak olan vakıf, Türk Silahlı Kuvvetleri Vakfı'dır" şeklinde değerlendirdi. Aynı yetkili, anayasanın 48. maddesi uyarınca, herkesin dilediği alanda çalışma serbestisine sahip olduğunu ve bu hukme dayanılarak vakıf kurulabileceğini kaydederek, şöyle konuştu: "Kanunla vakıf kurulmaz. Vakıfiann kurulmasını düzenleyen bir kanun şu anda mevcuttur. Yapılan uygulama anajasaya tamaraen a>kırıdır." Bundan bir süre önce de bir vakıf yetkilisi. yasanın çıkartılması yolunda Cumhurbaşkanı Kenan Evren">n tavnnı elestirerek. "Cııınhurbaşkam'nın yasar ma ile ilgili gore% ve veikileri arasında kanunların şekil ve esas bakımından anaya>aya uygunluğunu sağlamak varkcn. ana>asa>'a aykın kanun çıkartılışına onderlik edişi anlaşılamamaktadır" demişti. Aynı yetkili, Cumhurbaşkanı Evren'in Çankırı MKE Fabrikası'nın açılışında her uç vakfın tek bir çatı altında birleş ^sı n e d e n i y l e hataya duşuimuş oiabiieceğım de kaydetmiştı. birleştirilmesinin Vakıfların öyküsii GAP'a rakip geldi îl&irage savaş uçaklarını üreten Fransız firmasımn sahibi, ünlü uçak imparatoru Olivier Dassault, bizzat getirdiği Falcon900'ü tamtırken, uçağın Özal'ın şimdiki özel uçağı Gulfstream G3'den daha üstün olduğunu söyledi. Falcon900'ün fiyatının 1317.5 milyar lira olduğu belirtiliyor. İDRİS AKVİZ Basbakan Turgut Özal'ın "GAP" adlı özel uçak ile tehlike atlatmasından sonra, Başba kanlık çevresi yeni bir uçak arayışı içerisine girdi. Özal'a satın alınacak yeni bir uçağın seçimi için kolları sıvayan ilgililer, Fransız uçak. sanayi impaı atorunu Istanbul'a getirttiler. Fransa'nın "Mirage" savaş uçaklarını da üreten en büyuk tröstü "AvionsMarcel DassaultBreguet Aviation"un sahibi Olivier Dassault'un Istanbul'a getirdiği "Falcon900" tipi özel uçak, Atatürk Havalimanı'nda Başbakamn pilotian tarafından test edilerek denendi. Üretici fırma sahibi Fransa uçak imparatoru Olivier Dassault, "Falcon900" uçağının en son teknoloji ile uretildiğini ve Gulfstream G3 uçaklanndan her bakımdan daha üstun olduğunu ileri siırdü. Amerika'dan yaklaşık 16 milyar lira ödenerek satın alınan Gulfstream G3 tipi ozel uçak, 8 Haziran 1987 akşamı Basbakan Turgut Ozal'ı İstanbul'dan Ankara'ya götürürken anzalanmış ve büyük tehlike yaratmıştı. Olaydan sonra yapılan araştırmada, arızanın elektronik devrelerde meydana geldiği ve yapım hatasından kaynaklandığı anlaşılmıştı. Daha sonra, Başbakanlık çevresi, söz konusu uçağın üretici firmaya geri iade edilmesinin düşunüldüğünu ve uçaktan "soguyan" Basbakan Özal'a bir başka özel uçak alınması üzerinde durulduğunu belirtmişti. Başbakana yeni uçak satın alınacağı haberinin yayılması üzerine, tanıtımı için önceki gün Istanbul'a getirtilen ve başta Basbakan Özal'ın oğlu Ahmet Özal ile Başbakanlık mijsteşarlanndan Ahmet Selçuk tarafından deneneceği oğrenilen "Falcon900" tipi özel uçak, programda yapılan bir değişiklikie sadece Başbakanın pilotlan tarafından test edildi. Atatürk Havalimanı'nda yapılan deneme uçuşunda "GAP" uçağının kaptan pilotu Koparal Çerman, "Falcon900"u inceleyerek ilgililere bilgi verdi. Basbakan Özal'a satılmak uzere Istanbul'a getirilen "Falcon900" uçağımn üç motoru bulunuyor. 1987 yılı yapımı olan ve !419 koltuk kapasiteli uçak, saatte 926 km. sürat yapabiliyor. Yaklaşık 16 km yükseğe tırmanabılen uçak, hıç durmaksızın 8 saat süreyle uçabiliyor ve "okyanus" geçebiliyor. İlgililer, uçağın bugünkü fiyatının 1520 milyon dolar (yaklaşık 1317.5 milyar lira) civarında olduğunu belirttiler. En son teknolojiye göre imal edildiği belirtilen uçakta, dünyanın her tarafı ıle görüşme yapılabilen telefon sistemi, TV ve video ile çeşitli ülkelerden yapılan yayınların alınmasını da sağlıyor. Üretici firma sahibi Olivier Dassault, söz konusu uçaktan bu yıl 10 adet satıldığını, aynı uçaktan Kuveyt Emiri'nin de sipariş verdiğini belirterek "Uçagımızı Türk Başbakanına tahsis etmekten onur duyanz" dedi. ÖTjaVın pilotlan Dassault'nun getirdiği Falcon900'ü denedi BağKur'da sağlık sigortası ANKARA (a.a.) BağKur, 1 eylülden itibaren 20 ilde daha sağlık sigortası uygulamasına başlayacak. Genel Mudür îsmet Attila, 1988 yılı sonuna kadar bütün Türkıye'de sağlık sigortası uygulamasına geçmiş olacaklarını soyledi. Sağlık sigortası uygulanan illerde sigortalı sayısında yüzde 15 artış olduğunu bildiren Attila şöyle konuştu: "1 Eylül 1986'da Btngöl, Bolu, Burdur, Gıresun, Isparta, Konya, Kutahya, Manisa, Niğde, Tekirdağ ve Tokat illerinde fıilen muayene ve tedavi hizmetleri başlamıştı. 1 Eylul 1987 tarihinden itibaren de Afyon, Aydın, Bilecik, Bitlis, Çankırı, Elazığ, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Gümüşhane, tçel, Kastamonu, Kırşehir, Ordu, Rize, Sıvas, Şanlıurfa, Uşak, Van illerinde BağKur sigortalıları ve emeklileri sağlık hizmetlerinden yararlanacaklar." Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri akıflannın tek bir çatı altında toplanması konusu, bundan bir süre once Çankırı'da MKE Fabrikası'nın açılışında Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından gundeme getirilmişti. Evren, konu ile ilgili olarak Anayasa Mahkeme^i eskı Başkanı, Cumhurbaşkaniığı yeni Danışmanı Semin Özmert'i gorevlendırmış, Ozmert de vakıfların birleştirilmesi için bir yasa t^sarısının hazırlanması gerektiği yolunda gorüş belırtmişti. Konu ile ilgili olarak daha sonra Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Dairesi'ne direktif verılmişti. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Dairesi, cahşmalannı 27 Nisan 1987 tarihinde tamamladıktao sonra yasa tasarısını TBMM Başkanlığı'na göndermiştı. Yasa tasansı sırasıyla adalet, milli savunma, plar. ve bütçe komisyonlarında goruşuldükten ^onra haziran ayında TBMM Genel Kurulu'na inerek, kabul edilmişti. Yasa daha sonra Cumtıiırhaşkanı' Kenan Evren taralından da onaylanarak, her uç \aktın tum taşınır ve taşınmaz mallarının en geç uç ay içerisinde yeni oluşturulacak olan "Tiırk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme \akfı"na devredilmesi hukmc bağlanmıştı. Itirafçıya FakFukFon desteği TURAN YILMAZ ANKARA "Pişmanhk Yasası" diye adlandırılan yasadan yararlanan "itirafçı" sanıklar, "iş sahibi" yapılıyor. Bu nitelikteki sanıklara, kamuoyunda "Fakir Fukara Fonu" olarak bilinen Scsyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan yardım yapılması üzerinde çalışılıyor. Bu yardımdan yararlanacak sanıkların seçiminde İçişleri Bakanlığı'nın goruşünun ağır basacağı belirtiliyor. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Adalet Bakanlıâı'ndan bir üst kademe yetkilisi, "'kişilerin gecimlerini sağlar hale getirilerek, topluma kazandırılmalannı" amaçlayan fondan itirafçı sanıkların da yararlandırılmasınm gündemde olduğunu söyledi. Aynı yetkili, konuyia ilgili çalışmanın fonun bağlı olduğu Devlet Bakanlığı ile İçişleri ve Adalet Bakanlıkları arasında koordi neli bir biçimde surdürulduğünü bildirdi. Fon yönetiminüen bir başka yetkili de, özellıkle tahlıye edilen "itirafçı" sanıklardan alınan mektupların konuvu gundeme getirdığini büdırdi. Yetkili, itirafçı sanıklar.n mektuplarında, "vaat edilen devlet vardımının" bir türlü yapıinıaması nedenıyle güç durumda olduklarını belirttiklerini söyledi. Yapılması düşunulen yardıma ilişkin de bilgi veren yetkili. yardımın iş kurma kredisi şeklinde v :nleceğini kaydetti. Yetkili, ba,iai:lan çalışmanın sonuçlanmasından sonra iıirafçı sanıkların yapmayı düşundüklen işle ilgili projeleriyje fona başvuracaklannı ve bu projeye gore kendiierüıe yardım sağlanacağını bildirdi. İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA Işler giderek karışıyor mu? İZMİR ANAP'ta sular durulmadı. ANAP içindeki dinci kanadın başta merkez ilçe olmak üzere Karşıyaka ve Bornova kongrelenni kazanmalan, liberalteri kara kara duşündürmeye başladı. Merkez tlçe Belediye Başkanı Süha Baykal, Buca ve Konak ılçelerinin Anakent Belediyesı 'ne bağlanmasından sonra ANAP'tan islifa edip bir süre bağımsız olarak görevini sürdüreceğini söytuyor. Süha Baykal, ıl kongresinde "acı bir konuşma" yaptıktan sonra ANAP'tan ıstifa edecek. Burhan özfatura 'ya karşı seçimi yitıren liberallerBasbakan YardımcısıKayaErdem'eateşptiskürüyorlar. Üçyü Once olaylı kongrede seçimi yitiren, ancak atamayla ıl başkanlıgına getinlen lzdaşHoldmg Yönetim Kurulu Başkanı, ANAP'ın 1986 ara seçimlerinde Izmır ikıncı bölge milletvekili adayı Atüla Yurtçu da Mehmet Keçeciler'in desteğindeki özfatura ekibinin "önlenemeyen yükselişine" en çok tepkı gösterenlerden birisi. Yurtçu yakm çevresine sık sık şu soruyu yöneltiyor: ANAP nereye gidiyor... Il Başkanı Ramiz Sevinç sanınz bu koşuttarda adaylığını koymayacak. Çünkü il başkanı seçilemeyeceğinı biliyor. Ramiz Sevinç'in desteklemeyi düşündüğü bir aday da yok. Oysa Burhan Ozfatura'mn il başkanı adayı hemen hemen belli. Son aida bir değişiklik olmazsa Özfatura, Ertan Ülkü'yü aday çıkaracak. Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Uz Ue Ertan Ülkü arasında tercih yapan Burhan Özfatura, "Adlar hiç önemli değü, kimi çıkarsam kazmınz" diyor. Evet, 600 delegeden 400'ünu elinde tutan özfatura, gerçekten canının istediğini il başkanı adayı yapar ve kazarur. Tüm bu hesaplar yapılırken, gözardı edilen bir olay var ANAP içinde. Üç yıl önceki olaylı kongreden sonra partiden ihraç edilen Şükrü Kayabafi, Burhan Özfatura ile anlaşmıştır Merkez tlçe Başkanlığı için. Basbakan Yardımcısı Kaya Erdem 'in ginşimlenyle yeniden ANAP'a dönen Kayabaşı şimdi il başkanlıgına hazırlanıyor. Burhan özfatura 'nın kendısıne daha Once söz verdiği söylenen Kayabaşı, aday olursa işler kanşır mı? Hiç sanmıyoruz. Çünkü Burhan ozfatura'mn ANAP içindeki harekât planı aksamadan yurüyor. Burhan ozfatura'mn son ikı ay içindeki güctt bakalım nereye dek uzayacak. Eğer Şükru Kayabaşı, ' 'Bana söz veribnişti, adayım'' derse özfatura ne yapacak. Şimdi flört halinde olduğu Ertan Ülkü den cayıp, ' 'Bu bize daha yakm'' dediği bir başka adayı ortaya çıkarırsa gücü ne ölçtide etkilenecek? Şimdilik bunlar bilmmiyor.. Burhan özfatura için bilinen gerçek şu: BU örgütUndik ve ANAP'ı ele geçirmeyt başladık. Eğer biz güçsüz olsaydık karşı tarafbizi süip süpürecekti... O zaman ne ohtrdu? özfatura: Siyasi yaşamtnuz biterdi. Bu poVtikada olağan şeydir. Biz kazandık, bizpoUtika yapacağtz... ANAP İl Başkanı Ramız Sevinç, tüm bu olup bitenler karşısında çok az konuşuyor. Sevinç, arkadaşlanna, "Basbakan Yardunaa Kaya Erdem bizi yalnız bıraka " diyor. Niye yalnız bırakıldınıı? Ramiz Sevinç: Merkez Uçe kongresinde tek bir miUetvtkOi yoktu yanımızda. Kaya Erdem, Işüay Saygm, Süha Tanık... Şimdi stz kaybettiniz, Uerisi için ne diyorsunuz? Bir fey söyleyemem... En açık seçik konuşan ıse Süha Baykal. Bir yıl önceye değin Basbakan Turgut özal ve Kaya Erdem 'e en yakm olan kişıydi. Şimdi ise ANAP'tan aynlma hazırlığmda... Baykal şöyle diyor: ANAP dmcUerin eünt geçiyor. BU Atatürkçüler saf dışı oluyoruz... Bu arada tçişlen Bakanlığı Merkez İlçe Belediyesı için bir soruşturma açtı. Burhan özfatura kendisi için de soruşturma açılmasım istedi. Bunun adı' Vtaleleri inctlemt'' dıye geçiyor. Amabal gibi soruşturma. Olayın ardındaki k'ışı ise Mehmet Keçeciler... Keçeciler niye kızıyor Süha Baykal'a? Çünkü 1986 ara seçimlerinde, Baykal Manisa'da Keçeciler'e destek olmamış, "moüalarla bUim işimU yok" demişti. Şimdi bunun Ofkesmı alıyor Mehmet Keçeciler. Hem de çok acı bir biçımde... Beledıyetş üyesi ışçilerin, Hızmettş'e geçmelerine ise "Ben bu işlerden anlamam" diyor. Nertden çtkanyorlar bunian. lzmlr 'de hangi sendikalar var bibnem bile. Konya 'da olsa neyse. Konya'da hangi sendika varsa tzmir'de de aynısı. Biliyor Keçeciler, ama bilmemek ışine geliyor. Erbakan, yine ATyi eleştirdi BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Bursa'da duzenlenen "Türkiye ve Dünyadaki Son Gelişmeler" başhkh konferansa konuşmacı olarak katılan Necmettın Erbakan, "AT'ye girmek, ülkenin satılmasıdır" dedi. Kalabalık bir izleyici topluluğunun bulunduğu ve salona giremeyenler için fuayede kapalı devre TV yaytnımn yaptldığı konferansta, özeltikle TürkiyeAT ilişkileri üzerine konuşan Erbakan, "AT'ye girersek tarihte kazandığımız bütün savaşları kaybetmiş sayıimz. Türkiye 'nin Ortak Pazar'a girmesi, Avnıpa Parlamentosu 'nun Ermeniler ile ilgili tum taleplerini kabul etmesi demektir." dedi 00Ulo ağvhğmda ve 2,5metre 2 boyunda dev bir yayın balığı yakalandı. Çarşamba ilçesi yakınlartnda Yesihrmak üzerinde bulunan barajın gölünde, dev yayın bahjtını güçlükle yakalayan bahkçüar, bahğı 520 bin Iiraya satnlar. Gölde avlanan bahkçılar, dev yayın bahğı için "Böylesini ilk defa görüyoruz " dediler ve şunlan eklediler: "Baraj gölünde zaman zaman büyük yayın balığı çıkıyor. Ancak, bu bahk bizi çok uğraştırdı. Güçlükle yakatadığımız yayın balığı yüzünden sandaümız batacaktı. Bahk, verdiğimiz emeğe değer bir flyatla satıldu " Yıldızhn sıtiistimal sııçlaması ANKARA (ANKA) Yapı kooperatifleri ıle ilgili yolsuzluk iddiaları gunden güne artarken, bu iddialara en fazla muhatap olan kişilerden htanbul Büyükşeftir Konut Yapı Kooperatı/i Genel Başkanı Hüseyin Yıldız, "Suiistimal kooperatiflerde var da devlet dairelerınde yok mu?" diye sordu. Yıldız, kooperatifler kadar şirketlerde de suiistimal hırsızlık ve dolandırıcılık olduğunu, kooperatiflere yolsuzluk suçlaması yoneltmenın asıl amacınm, kooperatifçiliği Türk halkının gönlunden silmek olduğunu iddia etti. Yaklaşık 10 bin konutluk bir projeyi gerçekleştirme amacıyla yola çıkan ve bugune dek gerek bazı kooperatif üyesi ve yöneticileri, gerekse de kooperatif dışı çeşitli kesimlerce yolsuzlukla suçlanan Hüseyin Yıldız, "Söz konusu olan yolsuzlukların üzerine gitmek onları teşhir etmek değil, bunu bir bafıane olarak kullanmaktır" dedi. Yıkıma karşı önlemi, yap boz gecekondularda bulmuşlar Boğaz'a karşı mezar evler... adam, çocuklar ve köpekler karşılıyor bizi.. Ortada büyük bir İstanbul'un ortasında, Hisa çadır var.. Onun içine davet edirustü'nun ilersinde bir yer. Sırtı liyoruz.. Yağmur yağmaya donünce Boğaz. başlıyor.. Toz, toprak birbirine karışYüzündeki kırışıkhklardan yamış.. Rüzgâr estikçe yuzumuzu, şı anlaşılamayan adam kendisigozümüzu kapatıyoruz.. Bir te ni tanıtıyor. Adı "Baskın".. Sopenin yamacındayız.. Bozuk taşlı yadını soruyoruz, "O da Baskın" keçi yolunda ilerlemeye çılışıyo diyor. Sopasını sallıyor ve "Basruz.. Yıkıntılar, yerle bir olmuş kına geliyorlar sık sık. Baskınevler, sağa sola dağılmış eşyalar.. dan yık:lan evimin kalıntısını Uzaklarda bir yerde, bir çocuk beklıyorum" diyor. Oldukça siağlıyor.. Merakla bakınıyoruz, nırleniyor konuşurken. Ne iş yıkıntıların arasında çocuk mu yaptığını oğrenmek istiyoruz, var diye.. Bu küçük yerleşim bi " N e iş olsa yaparım. İş mi >ar?" rimi, az once baskın yemişcesidiye bize soruyor bu kez. Sigara ne viran bir görunüm içinde.. tutuyor, ilk dumanları çekerken Topraktan, bir boru yükseliyor.. küçük mutfak tüpunün üstune Eğiliyoruz, konuşmalar geliyor çaydanlığı koyuyor. "Ayaklannızı kulağımıza.. Bir sığınağın ustünkaldırın. Bağdaş kurun" diye deyiz sanki.. yuksek sesle komut alıyoruz. Anlamıyoruz ilkin.. Bu sırada Ayaklarımız daha şimdiden çadınn ait kenarından giren yağbileğe kadar çamura saplanıyor.. Yurümekte guçluk çekiyoruz.. mur suyu, aramızdan geçip gidiYolu kaybediyoruz bir ara.. Te yor. Baskın, gulmeye başlıyor. pede, yıkıntılann arasında üçbeş Çayı bardaklara dokerken kişi duruyor.. El sallıyoruz ilkin. "Alışırsınız" diyor. Giderek loşGazeteci olduğumuzu anlatabillaşan çadınn içinde, yağmuı ÇOCUK VEEVt Sanyerln Hisarüstü semtinin Taşocağı Mahallesi sakinleri, yıküdiy.m.iu. b^.ük mek için makinelerimızi kaldtrıdamlalarının sesi romantik bir yoruz havaya.. Tepeyi aştığımızzahmete girmemek için, gecekondulannı bir mezar kadar küçük, bir mezar kadar alçak yapmşiur. ortam yaratıyor. da elinde sopayla bekleyen bir çocuklar, yaşamın bundan ibaret olduğunu sanarak, evlerinin damına yukardan bakıp, buyuyorlar. Birlikte dışarı çıkıyoruz tekrar. YALÇ1N ÇAKIR Topraktan yukselen soba borusunu ve ustu muşambalarla kapatılmış taş yığınını soruyoruz. "Ev" diyor kısaca. "Toprağa gömiilii e\.."Bunlardan çok var burada" diye ekliyor. Anlayamıyoruz, "Burava gelip evleri >ıkıyorlar >a. Biz de böyle toprağı kazıp mezar gibi evler vaplık. Aına çimento. harç yok. Taş taş iislüne kovuvoruz. Yıkılınca masrafsız oluvor yeniden yapmasr' şeklinde anlatıyor. Bırisinin içine girmek istiyoruz. Kafamızı eğerek ve ıkı bukium olup uzanıyoruz. Tek oda bu ev burası. Bir çocuk oturuvo; içcrde. Baskın, sık sık dısarı vikıp çevresine bakınıyor. Çimentosiı7, harçsız ev.. "Pekâlâ ya sizter içindeyken çökerse" dıyecek oluyoruz. Yanıtı geliyor hemen. 'Çokerse hazır mezar. Sokakla kalmaktan i>idir." Adıııı hcıiıen oracıkıa koyduğumuz "mezar ev"in içinde oturan kuçük çocukla konuşuyoruz. Adıııı soruyoruz, "Özgur Baştan. Yaşıın 11. İlkokul 4V gidiyorum" diye sıralıyor. Kuçuk Ozgur, Lendi evinin burası olmadığını, oyun oynarken saklan mak için girdiğini söylüyor. Daha sonıa O'^urler'in evine gidiyoruz. Bir yanda yıkılmış bir yapı. diğer yanda gene tek oda.. Ancak bu kez toprağın üstunde yukselmiş, tek katlı bir ev.. Özgur"un kardesi Özlem koşarak yanımıza geliyor. Baştan ailesi, 5 çocuk, anne baba bir de anneanneden oluşuyor. Toplaın 8 kişi bu tek odada yaşıyoı. Son baskında evlerinin yarısını kaybetrr.ışler. Bağrışmalar duyuyoruz. Mahallenin gozcusü »V.ıskın, iki kişiye küfür edcrek eiuıdeki sopayı sallıyor. Ünifon ulı, şapkalı iki kişi ellerindeki kaiaslarla bir eve vurarak yıkmaya çalışıyorlar. Makinelerimızi onlara yöneltiyoruz. Bizi gorünce kalasları atıp uzaklaşıyoılar hızlâ. Baskın, arkalanndan bağırıyor, "Kaçmayın olan. Kaçmayın gelin buraja... Vemedi di mi...'nin evlatları." Baskın, çok sinirlenıyor. Bi?e donerek "Sa>ıları a/dı. Gelemediler. \oksa bir baskın daha vemiştik" diyor. Kadınlar ve çocuklar korkuyla kaçışıyorlar. Bizimle birlikte görunmek istemiyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear