Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 11 TEMMUZ 1987 Özara Dönük Bazı Gözlemler (Baftarafi 1. Sayfada) laşmaktadır. 2) Başbakan Özal'ın, eskisine göre çok daha fazla "benci" bır havaya girdiği görülüyor. Hemen her konuşmasında bu tutumun izleri var. urneğin, perşembe günü Diyarbakır1 da halka hitaben konuşurken aynen şöyie dedi: "Hesapsa kitapstz hiçbir iş yapmaz Ozal; bunu unutmayın! Voksa o da eskiİBrin haline döner" özal'ın siyasal kişiliğinin hangi doğrultudageliştiğine teşhis kcymak isteyenlerin, bu sözlerin artını özenle çizmeleri yerinde olacaktır. Bunun gibı şu sözler de son derece ikjinçtir: "Biz tam 103 Uçe yaptık; 60 tane daha yapacağız. Çunkü biz güçlü Mdartz. Bir de DP bunu yapabilmişti, zira güçluydü. Ondan sonra gelen, onun devamryız diyenler, ilçe milçe yapamadılar" Her geçen gün ne yazık kı daha çok "tendV kendisiyle mesbu" hale gelen bir kişinin üslubu sayılabilir bu satırlar. 3) Sayın Özal, gün geçtikçe kendi "kurtancılığı"na daha çok inanmaya ve yakın çevresi taraftndan da buna inandırılmaya başlamış gibi gözükmektedır. 0 kadar ki, bunun için her yolun, günlük deyişle, kendisine "mubah olduğu" gibi bir düşünceye kapıldtğı soytenebilir. Yakın çevresinden birinin bize dediği gibi, "Politikada en önemli y önce ayakta kalmaktır" görüşü, Sayın zal'ın siyasal bakış açısına damgasını vurmaktadır. Bir siyaset adamı için bu tutumun hayli tehlikeli olduğu, Türk siyasal yaşantısından ömekleriyle bellidir. Ama Sayın Ozal bu yolda yürümektedır. GAP'ı bile, geçmişine bir çırpıda çarpı işareti koyarak ve sadece kendısı sahiplenerek siyasal yatırıma dönuştürme çabasına girobilmiştir. Kendi "kurtancılığı"na o denli inanmıştır ki, siyasal rakibi Sayın Demirel'i saf dışı edebilmek için, demokrasiyi hiçe sayarak "hayır" kampanyasına yonelebilmiştir. Demokrasiden, sivilleşmeden, kavgasız, banşçı siyasal ortamdan pek sık söz eden Sayın Ozal, "haytr" kampanyasıyla bu alandaki sözde inandırıcılığına yine en büyük darbeyi kendi eliyle indirmektedir. 4) "Para" ve "köseyi dönme", her sorunda çözüm için sanki tek anahtarmış gibi bir hava, ANAP'ın doruklanndan eteklerine, oradan da çevreye dalga dalga yayılmaktadır. Olayların boyİ6Sİne bir tek boyuta indirgenmesı, olağanOstü bir sığlığın kapısını toplum yaşamında ardına kadar açmaktadır. Orneğin, Diyarbakır'daki basın toplantısında "köy koruculan" ile ilgıli bir soruyu yanıtlarken Başbakan özal şöyle diyordu: "Koruculann aldıkları ücretler bugün çok doigun. Isteyen olabilir, iyipara veriyoruz. Korucutuk devam edecek; belki daha da iyi para veririz..." Sürekli paradan söz etmek... 5) Bölücü teröristlenn yaptıkları katliamlarla 12 Eylül öncesinde yaşananları karşılaştıran bir soruya da Başbakan Özal, Diyarbakır Orduevi'nde şu karşılığı verebildi: "12 Eylül öncesinin anarsisiyle bu anarsi çok farklıdır. O zaman iki grup vardı, bugün tek grup var, bölücülük yapıyor. Şehir eşkıyasıyla bugün olanı kanştırmayın." Başbakan Özal'ın bu mantığına akıl erdirmek gerçekten güçtür. "Tek grup" ya da "iki grup", acaba ne fark eder? 12 Eylül öncesi de "sıvil" hükümetler vardı ve ölenler"TOrtt> ye Cumhuriyetı vatandaşlan"yti\; bugün de öyle değil mi? Her iki durumda da olan bitenden "siyasal iktidar"\ar sorumlu değil midir? Yani ölmekte olan TC vatandaşlarından dolayı siyasal sorumluluk bugün özal hükümetinde değil de kimdedir, söyler misiniz? Biraz inandırıcı olabilmesi için, siyasal oportünizmin de belirli incelikleri olması gerekir; öyle değil mi? 6) Başbakan özal, güneydoğudaki terorizmte mücadele çerçevesinde "sivilleşmeye" dönük yönelışler içinde gözükmektedir. "Koordinatör" ya da "bölge" valiliğı ıle sivil otorite için yenı yetkiler getırilirken, asker giderek geri plana çekılmektedir. Bize kalırsa çok nazık, dikkatle yürütülmesı gereken bir iştir bu. Adımların son derece özenle atılması ve yersiz duyarlıklar yaratmaktan kaçınılmasına dikkat edilmelidir. "Sivineştirme" iyidir; ama bu iş yapılırken, "şivilasker" ayrımının oluşumu terörle mücadele konusunda yeni yeni zaafiyet noktaları ortaya çıkarabilecektir. Acaba bu hususa Sayın özal, adımlarını atarken itina ediyor mu?.. 7) Yol, su, elektrik... Köprüler, barajlar... Fabrikalar... Bütun bunlardan heyecan duymak kadar doğal bir şey olamaz. Bunlar olmaksızın toplumların mutlu geleceklere doğru yürümesı olanaksızdır. Ama ne var kı sadece bunlarta yetinmek, bize çağdaş uygariığın kapısını açamaz; nitekim bugüne değin açamadı da. Türk sağının geçmişteki kadroları gibı Sayın Özal da bu tek boyutlu yaklaşım ıçındedir. "önce ekonomi, önce para", her potrtikastnı belirlemektedir. Oysa demokrasi vardır; temel hak ve özgürtükler, insan haklan vardır; kültür ve sanat sorunları vardır; demokrasi eğitimi vardır... Türk sağının ve demokrasimizin geçirdiğı bunca deneyimden sonra Sayın özal, bütün bu kavramların es geçılemeyeceğini öğrenmelidir artık. Es geçilirse, barışa, hoşgörüye, karşılıklı sevgi ve tahammüle dayalı toplum düzenine ulaşılamayacağını Sayın özal bılmelidir artık. Başbakan özal'ın siyasal kişiliğine ve son yönelişlerine dönük bazı göziemlehmız ışte böyle. İyi hafta sonları dileriz. POLİTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Bir Resmi Vardı... hnttlDenizkurdu2/S7Tatbaaat'mnaa^anngwça(kfaUU111 ^^^ üçüncü bölumü dün sona erdlBu bölümün rüdiği üçüncü bölumü dün sona erdl. Bu bölümün sonunda tatbikata katılan tüm gemiler, uçaklar ve heUkopterler Genelkurmay Başkan Vekili ve Kara Kuvvetleri Komutaru Orgeneral Necip Torumtay ile kuvvet komutanlannın bulunduğu sancak gemisinin önündt resmigeçit yaptüar. önctki gün Türkiye 'de ikinei keı gerçekleftiriUn, bir milyar Ura değertndeki Harpoon güdümUi mermistntn atışı gerçeklefttrüdi. Hedef olarak kulUmıUm gemi ktç tarafmdan büyük yara alarak battı. Orgeneral Torumtay, "Tatbikat, her yönüyle başanh geçmiştir" dedi. Komutanlar, daha sonra özel bir uçakla Istanbul'a gittiUr. (Fotoğraf: a.a.) IstanbuFda zehirli su paniği (Baştarafı 1. Sayfada) dece 40 kadar iş hanının bulunduğu son derece sınıriı bir bolgede aktı. Su>a kanşan bo>a hiçbir tehlike >aratraayan gıda boyası. Suyun orneği burada. isterseniz içerim." ISKI Genel Muduru Atom Damalı , da suya kanşan bovanın organik bır gıda boyası olduğunu ve sağhğa hıç zaran o'.madığını, ancak bundan sonra boyle bır şeyın olamayacağını tekrarladı. 1SK1 uenel Muduru Atom Damalı da boya maddesınin suya nasıl kanştığını şoyle anlattı: "Bir gece once aynı bonı uzerinde debimelre takma çalışmalan yapıldığı için boru>a vertlen su kcsilmişti. Bonı içinde su olmadıgı için. borunun diger bir bölümündeki kınklan, çevresinde biriken boya maddesi icine dolmuş. Sabah boruva »eniden su »erikliğinde son derece konsanlre haldeki boya maddesi ilk verilen tazyikli su ile iş hanlannın depolanna dolmuş. Zaten ilk anda geİen su mavi renkte idi. Daha sonra gelen su berrak. S üldızSayfada) (Baştarafı 1. Yıldız Savaşları (Baştarafı 1. Sayfada) havalandığını bir an once haber almaya dayanıyor. Bunun için uzaya yerleştirilmiş bulunan ve bundan sonra da yerleştirilecek haber alma uydularından >ararlanılacak. Projenin ikinei aşaması ıse uzaya yerleştirilecek hareketli yansıtıalardan oluşuyor. Fuzelerin havalandığının haber alınmasından hemen sonra. bilgisayarlar, tuzelerin olası rotalarını çiziyor. Uzaydaki yansıtıcılar, bu rotanın belli bir noktasını hedef seçerek kilitleniyor. Yeryuzundeki lazer topları ise bu yansıtıcılara doğru ateşleniyor. Lazer ışınları, yansıtıcılar tarafından fuzelerin üstüne yöneltilıyor ve füzeler atmosferin dışmda imha edilmış oluyor. soyledi. Nukleer fizikçilerin Amerika Birleşik Devletleri tarafından gorevlendırilmiş olmalannın olası olduğu da kaydedilırken, Turk hukumetinin bu konuda geniş bir bilgisinin olmadıgı öne süruldu. DUYURU 12 Temmuz 1987 pazar günü seçmen kütük yazımı nedeniyle 05.0019.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı konulacağından ortaklığımız uçuş tarifesinde aşağıdaki tedbirler alınmıştır. 1) 12 Temmuz 1987 Pazar günü yurtdışı seferlerimiz, tarifesindeki saatlerinde aynen uygulanacaktır. 2) Aşağıdaki seferlerdışında tüm iç hat seferlerimiz İptal edilmiştir. 3) 12 Temmuz 1987 Pazar günü havalimanlarımızdan 05.0019.00 arası uçakla seyahat edecek iç ve dış hat yolcularımız saat 05.00'ten önce havalimanlarımızda hazır bulunacaklardır. Bu nedenle terminallerle havaalanları arasında yeterli miktarda otobüs seferleri konulmuştur. Yasak saatleri dışında şehirhavaalanışehir arası normal otobüs seferleri yapılacaktır. 4) 12 Temmuz 1987 tarihinde TK 105 Ankaralstanbul TK 305 îzmirlstanbul TK 441 Antalyaîstanbul TK 463 Adanaİstanbul TK 209 Dalamanlstanbul TK 360 Istanbullzmir TK 452 tstanbulAntalya TK 466/467 İstanbulAdanalstanbul TK 206 lzmirAnkara TK 356/363 İstanbulîzmirlstanbul TK 218/219 IstanbulDalamanîstanbul TK 164 İstanbulAnkara TK 623 Istanbultzmir TK 624 Izmirlstanbul TK 840 İstanbulAnkara TK 913/914 tstanbullzmirtstanbul TK 892/449 IzmirAntalyaIstanbul seferleri uygulanacaktır. Aynca yolcu birikimini gidermek gayesi ile 12 Temmuz 1987 Pazar günü aşağıdaki ilave seferler planlanmıştır. TK 4361 Izmir 18.45lstanbul 19.40 TK 4468 Istanbul 18.00Adana 19.20 tptal edilen seferlerde bilet veya rezervasyonu bulunan yolcularımızın rezervasyon değişikliği ve bilet iptal işlemleri için rezervasyon ve bilet satış bürolarımıza müracaatları gerekmektedir. SAYGILARIMIZLA, TÜRK HAVA YOLLARI A.O. Süper sorun yumağı (Baftarafi I. Sayfada) nı duzenleyen 62. maddesi, bir işçinin emekli olabilmesi için "sigortalı olarak çalıştığı işlen aynldıktan sonra" yazılı emekli isteminde bulunmasını ongöruyor. Oysa Super Emeklilik Yasası uygulamasında SSK, 1400 derece üzerinden emekli olma hakkına sahip ve yasanın yururluğe girmesinden önce başvurmuş olan işçilerden emeklilik başvuru formu alırken, işten aynlma koşulu aramadı. Böylece aynı yasanın uygulamasında birbirine ters iki ayrı yöntem geliştınlmış oldu Super emeklilik için zamanında başvurmuş olanlarm bu durumda hak kaybma uğramamaları için şu noktaya dikkat etmtleri gerekiyor: tş Yasası'mn kıdem taztninatını duzenleyen maddesi, emekli olacak olan ışçilere işveren tarafından kıdem tazminatı verilebıleceğini duzenliyor. Süper emeklilik için SSK'ye başvurmuş olan işçilerin kıdem tazminatı haklarını kaybetmemeleri için SSK'den emeklilik için olumlu bir yanıt almadan işten aynlmamaları gerekiyor. SSK'den superA emekli olma koşullarını yerine getirdikleri yolunda bir yazı aldıkları takdirde işçilerin ışten a>rılmaları durumunda, bu işçiler ikıdem tazminatına da hak kazapabilecekler. Ancak bu yazıyı alpadan işten ayrılacak olan işçiler, eğer emeklilik koşullarını yerine getirmemislerse kıdem tazminatı alamama tehlikesi ile karşı karşıya kalabilecekler. Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakar.lığı'nın, yasanın yururluğe girdiği tarihten önce başvuran, emekliliğe hak kazananlara super emeklilik uygulanabileceğine ilışkın hukmune rağmen, yasa jururlüğe girdikten sonra da birgun hak tanıması konusundaki hukuksal tartışma devam ediyor. Bakanlığın yasa yürurluğe girdiği 9 temmuz gunu mesai saatine değin hak tamması karşısında, 9 temmuzdan sonra başvuranlara da a> nı uygulamanın yapılması gerektiği belirtiliyor. Nitekim, dun Ankara Sigorta İhtiyarlık Mudurluğu'nde "Belki kabul edilir" gerekçesi>le isteyenlere super emeklilik başvuru formu verildi. Turklş yetkilileri, yasanın uygulaması karşısındaki tepkılerini, "Malul ve işlemez bir kanun yururluğe girmiştir" biçimınde dile getirdiler. Bir TürkIş yetkılisi, konuya ilişkin şunları soyledi: "Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı, yasanın açık hükumlerini kendisi tefsir ederek haklar tammaktadır. Bu, >asa>a rağmen ayrıcalıklı hak tanımak anlamına gelecektir. Yasa super emeklilikten yararlantnak isleyen kişilere, yururluk öncesinde değil, >ürürluk sonrasında bir sure lanımalıydı. Bakanlık yasaları zorlamaktadır." Lazer topu (Baştarafı 1. Sayfada) "Bu senaryoya göre Sovyet saldırgan füzeleri harekete geçer geçmez, durumu uzaydaki gözcfi sputnikler yerdeki bir istasyona bildirecekler. Buradan uunda bir lazer topu havalanacak. Lazer topu Sovyet füzeleri ile paralel olarak yiıkselecek, onlan uzayda görme noktasına gelince lazerlerini ateşleyecek, bir iki kilometre mesafeden onlan daha kendi semalanndayken imha edecektir. Lazer topu, enerjisini, uzayda patlatacagı bir atom başhgından almaktadır. Atom başlıgı patlayınca açığa çıkan enerji bir anda lazer topundaki kadminyum çubuklarına enerji verecek. Çubuklann özelligi, atom silahından aldığı enerjiyi yoğun bir şekilde yönlendirerek düsman hedefteriııi püskürtmektir. Özetle lazer topundaki kadminyum çubuklan, nüvede patlama ile açıga çıkan atom enerjisini soğutup, belli tercihli yonlerde fışkırtmaktadır. Tasan halindeki teknigin senaryosunda ise lazer çubuldannın hedefi düşman saldırgan füzeleridir. Böyle bir senaryo, diğer yandan Yıldız Savaşları kapsamında da ortaya çıkmaktadır." Şimdi, geriye dönüp büyük savaş yıllanna bakıyorum da ne sıkıntılar çekmişizl Savaşın basladığı 1939 yılından, bitimi olan 1945'e değin çekilenler saymakla brtmez. Ekmeği karne ile yerdik. Çay, kahve, şeker bulunmazdı. Lokantaya girdin, karnen yoksa ekmek vermezlerdı. Eğer çok açsan, kırıntılara da razı isen kırık kırpık parçalan önüne koyartardı. Savaşa girmemiştik, ama bütün sıkıntılarmı çekiyorduk. Sadece çekmekle de kalmıyor halkımıza da çektiriyorduk. Balkan Savaşı'nı, Birinci Dunya Savaşı'nı, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı görmüş olan başımızdaki askerter, ülkeyi bir savaşa sokmamak için var guçleriyie çabalıyodardı. Bunların başında İsmet Paşa gelir. lsmet Paşa ülkeyi savaşa sokmamıştı, ama daha sonra gelen yöneticiler onu, "Ülkeyi savaşa sokmamakla erkekliğimizi öldürdü" diye kınamışlardı. Savaşa girersek erkek olacak, girmezsek erkekliğimiz ölecekti. Ne mantıkt Bütün dünyada savaş vardı, bizde yoktu, ama halkın üstündeki baskı bir savaşa girilmiş gibiydi. 'Tekparti, tekşef dönemiydi. Almanya'da Führer, italya'da Duçe neyse bizde de 'Milli Şef oydu. Bir resmi görüş vardı, herkesin ona uyması istenirdi. Peki, Bu resmi görüş neydı? Belirli bir anlamı yoktu, savaşın akışına göre ordan oraya değişırdi. Yönetim bir bakarsınız Müttefikler'den yana olur, bir bakarsınız Mihver devletlerine doğru kayardı. Müttefikler Amerika, Fransa, Ingiltere; Mihver devletleri de Almanya, İtalya, Japonya idi. Başkent Ankara o yıllarda kaynardı. Kazanı kaynatanlar diplomatlarla casuslardı. Buntar da dediğim gibi savaşın akışına göre bir tutulurlar, bir bırakılırtardı. Büyük şair Nazım Hikmet, bu yıllarda hapisteydi. Savaş yıllan hapishanesinin bütün acılannı çekiyordu. Bu acılaria ilgili olarak bir arkadaşına yazdığı mektupta şunları söylüyordu: "... Ankara'da biri Alman, biri Uacar iki casus varmış. On beşeryıl ceza giymişler. Ama cezalannı, Bahçelievler Mahallesinde kiraladıkian bahçeli, özel bir evde bir gardiyan ve birjandarma esliğinde ve çoluk çocukları, ahbap ve arkadaşları ile geçiriyoriarmış. Ne âlâ memleketi Casuslar cezalannı bahçeli evlerde çekerier; sonra bizler, yurtlannı ve halkiannı en çok seven insanlar hapishane hapishane surunüruz." Gerçekten o yıllarda Alman ve italyan casuslan günlerini, hapishanede iseler özel koğuşlarda, dışında ıseler tutulmuş (ktralanmış) özel evlerde geçırirlerdi. Başkentin en görkemli tokantası olan Karpiç'ten yemekleri giderdi. Nazım Hikmet'in Bahçelievler Mahallesi dediği, o dönemde büyük bürokratlar için yapılmış kooperatif evleri idi. Ankara valisi başta olmak üzere devietin yuksek makamlannda bulunanlar, bu kooperatifte öbeklenmişlerdi. Daha sonraki yıllarda Bahçelievler'ın yanında Mebus Evleri kuruldu. O dönemin milletvekilleri bu kooperatife girmişlerdi. Bu evlerin yapımını bir İsrail firması üstlendiğinden buraya israil mahallesi de denirdi. Gene savaş içinde bir olay daha var. Başkentin şimdi Sağlık, o dönemde Sıhhiye denilen bölgesini yağmurlann bol yağdığı, karların birdenbıre erıdıği günlerde seller basardı. Daha o yıllarda selleri önleyen göletler, sel kapanlart yoktu. Sıhhiye'yi bol yağmurlu bir dönemde birdenbıre seller basmış, evlerin bodrumları sularla dolmuştu. Evlerin bodrumlarına sular dolunca, bu bodrumlarda büyük bürokratların ıstif ettikleri şekerler, unlar, pirinçler, çaylar, kahveler sokaklara dökülmüştu. Bunları gören halk, sokaklardaki yiyecekleri toplamaya başlamıştı. En çok yiyecek de Refik Saydam'ın bodrumundan dışarı taşmıştı. Bu olayı Ankara'da tek gazete olan Ulus elbette yazmazdı. Ancak İstanbul gazeteteri de yazmasın diye hem gazetelerin Ankara muhabirierine gözdağı verilmiş hem de yayın yasağı konmuştu. Geçende bir dostum, "Böyle birolayın varlığını biliyoruz da gazetelerin çoğunu taradım, gazeteler neden yazmamış" diye soruyordu. Gazetelerin yazmayışı yayın yasağı konmasındandır. Hükümetin ne düşünüp ne düşünmediği başyazarların Ankara dönüşünde belli olurdu. Çünkü başbakanla konuşmuşlar, gerekli bılgiyi almışlardı. Herkes ertesi gün Ahmet Emin, Falih Rıfkı, Zekeriya Sertel, Selim Ragıp, Burhan Belge ne yazdı diye yazılara saldırırdı. İSTANBUL'DA YENİ BİRKENT KURULUYOR Beykent • tnşaatı başlamış • Toplu Konut Kredili • 1. sımf kaliteli • Sabit fiyat • Hemen tapu BhVKENT i: 5 KARAYOLU ÜZERINDt B ÇEKMECE BELEDİYESI SINIRLARI İÇİNDE. BEYLİKDUZU MEVKİİNDE GÖL ve DENİZ MANZARALI. KALORIFERLİ HİDROFORLU AbANSORLÜ v# PENCERE (Baştarafı 2. Sayfada) Kimbilir? O polıtıkalar oımasaydı, PKK yorede bugünku olçude örgütlenebılır mıydı? Soru sormaktan çekınmeyelım kı gerçekler aydınlanabılsın Soru, ınsan aklının ıtıcı gucüdur * Türkiye "milli misak" sınırtarını Ulusal Kurtuluş Savaşı'y'a çızdı; Lozan'da butun dunyaya onaylattı, ama bır sureden ben "Sevr'i hortlatmak ısteyenlerın guçbirlığı" karşısındayız. rşleden? Önce bu nedenın yanıtım bulmak zorundayız Ardından ulkemızı kuşatan butun sorunlar çorap sökuğu gibı çözülecektır. HAFTALIK HABER DERGİSİ 1925'te başlayan sıkıyönetim 19 Temmuz'da gerçekten bitecek mi? Tamanıı 1384 daıre 36 dubleks vılla. • 170 dukkanı ı)e duğun ve tiyatro satonu bulunan Çarşı Büiası • Jımnastık salonu. yuzme havuzu. guzelhk salonu. butık ve I<TI>^ gibı dmUînme \ıe bakım bmmlerı oian Kapalı 5JX>T BİTMEYEN SIKIYÖNETİM Hasan Celal Güzel: "Olağanüstü hal sıkıyönetim bildirileriyle yürütulemez, değiştirilmesi gerekir. Suleyman Demirel: "Binbaşının kâtilini yakalamak için benden ne yetkisi istiyorsun Paşa?" Fikri Sağlar: ' 'Size işgalci ordunun faşist komutanı diyorlar.'' Nurettin Aknoz'dan Namık Argüç'e, Fahri Özdilek'ten Recep Ergun'a sıkıyönetim komutanlan... Salonu Bıııası " SıV halkınııı gtreksınımltrını karşıla^acak yaya yuruyuş voll.ırı ı,<>cuk parkları. bahçelerı. tenıs kortları ve plan ve |m>h.'lıTi yetkılı uları?lerce onanmış. fırmamızca yapılacak c.ıııı, ılk vı? ortaokul. hasiane gibı Sosyal Tesıslerı ık ktırıılıı.nkta olan bır SİTELER TOPLULUĞU'dur EYLUL1968 DE TESLIM EOILECEK KONUTLAR İÇİN GECERLI OOEME KOSULLARI ve TEMMUZ 1987 FIYATLARI ' PKK'nın kanlı eylemleri surüyor İran Kürdistan Demokratik Partisi lideri Kassemlo yıllar sonra ilk kez YeniGündem'e konuştu: "İran hükümetiyle PKK'nın ilişkıleri nedeniyle PKK bu bölgede bannabilmektedir. ' "Türk hükümeti Kurt sorununa şımdi bir çözum yolu bulmazsa, ilerde bunun için çok geç olacaktır." uiflE Timm ıec m m ur umsıı * m N0RMAI K«T 1 l«ı N0RIMI. K«T C H« N0RMM. K*T VIUMM ro M «nkr W l« M M OMAE KMU U0 nU0 m' W> m' KSaUT V»DRI Û E E im OM TOTIAM S0HUM «MMfl DMREKDBJ İMM n?a« 3 7SO0OI37M0M375İ0OI. ?ıwa« IHOM ın»mİMM ı??a»0SI.MI m m' 220 m' ımm nmmnmm »••nmm ımm rsna tmm VEEAT Acı bir trafik kazasında Not: Büromuzdan inşaat alanına servis yapılmaktadır. Büromuz, Cumartesi ve Pazar günleri de hizmetinizdedir. Daha q*?nış bilgi ıçvn buyurun j h n gorüşclım Talatpaşa Cad Begonya Sk No 5/1 (Coca Cola Fabnkası Yanı) BahçelıevlerISTANBUL Tel 556 02 92556 02 93 S56K36 TOLGA'mıa yitirdik. Bugün, Kartal Merkez Camii'nde kılınacak ikindi namazından sonra, Soğanlık Mezarhğı'nda toprağa veriyoruz. Televizyonda olay var İstihbarat Okulu eski Komutanı Em.General Osman Ancın: "Caydırıcı bir önlem olarak, haklarında yargı organlarının vermiş olduğu kesinleşmış ıdam kararları bulunan ayrılıkçı terönstler, bekletilmeksizin Meclıs'in onayı alınarak idam edılmeli..." Fassbınder'in "Berlin Alexanderplatz"ı ekranlarda YeniGündem beraat etti ADEM ÇELİK TOPLU KONUT KONUSUNDA 25 YILLIK DENEYİMLI İNŞAAT FİRMASI ASV.MANMELİH ÖZBtLGEN Artık Yılmaz Güney'i yazmak serbest YARIN BAYİLERDE