14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 MART 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MÜZİK FÎLÎZ ALI H A Y V A N L A R İSMAİL GÜLGEÇ Konser yerine resitalle yetindik Elverişsiz hava koşullan, îsîanbul'un konser etkinliklerini de aksattı. Gerçi lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası konserlerinin şefi Rengim Gökmen, soprano Müfide Özgüç Ankara'dan, Hollandalı kemancı Theo Olof da Hollanda'dan gehbilmişterdi de lstanbul da oturan orkestra üyeleri bir türlü bir araya gelememişlerdi. Elverişsiz hava koşullan Istanbul'un konser etkinliklerini de aksattı. 1314 mart günlerindeki lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası konserleri ertelendi. Aslına bakarsanız, konserin şefi Rengim Gökmen, solist soprano Miifide Özgüç Ankara'dan, Hollandalı kemancı Theo Olof da Hollanda'dan İstanbul'a gelebilmişlerdi de lstanbul'da oturan orkestra üyeleri bir türlü tam kadro bir araya gelemediklerinden provalar yapılamarruş ve orkestra konseri yerine Istanbullu konser dinjeyicisi Theo OloFun keman resitali ile yetinmek zorunda kalrmştı. Theo Olof'un özgeçmişi hayli etkileyici. Hem solist hem de tarihi Concertgebou Orkestrası'nın başkemancısı olarak müzik çevrelerinde saygınlık kazanmış bir sanatçı. Theo Olofun resitalini izlerken Ankara Devlet Konservatuvan'ndaki hocamız Lico Amar'ı anımsadım. Amar, 21 yaşında, o zamanlar Furtwangİer'in yönettiği Berlin Filarmoni Orkestrası başkemancılığına getirilen Paul Hindemith'in viyola çaldığı Amar Yaylı Çalgılar Dörtlüsu'nün kurucusu, dolayısıyta 2. Dünya Savaşı öncesi Avrupası'nda çağdaş mUziği yönlendiren müzisyenler arasında önemli yeri olan bir sanatçıydı. Hitler Almanyası'ndan kaçmak zorunda kalmış ve 1938'de Türkiye'ye gelmişti. Yirmi yıl kadar ülkemizde kalıp Ankara Devlet Konservatuvan'nda keman profesörlüğü yapan Amar'ın öğrencilerinden ikisi Giilden Turalı ve Oktay Dalaysel bugün iki büyük senfoni orkestramızın (lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) başkemancılandır. ESKİ KEMAN GELENEĞİ Amar da Theo Olof gibi sahnede hareketsiz duran, gösterişe kaçmadan eski keman gelene Elverişsiz hava koşullarından müzik de etkilendi KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇ AK ner»ıı Çok Kçcaman bi fearı$ı clan. 3 M )ant ç y olan.. Efendıme Soijlum flkşom eve yccgtrt Ruakkabılarını akariıp, h&men oforan.. f ESKİ KUŞAĞINİNCE ZEVKİ Hollandalı kemancı Theo Olofun, piyanist Judith Uluğ eşliğinde verdiği resitalde eski kuşağın ince zevki, geleneğin devamı yeniden yaşandu Uluğ da, her zamanki gibi, solisti rahat ettiren, ama kendi müzikatitesinden ödün vermeyen bir eşlikçiydi. ğini bütün duyarlığı, birikimi ve stil bilgisiyle sürdüren bir keman ustasıydı. Theo Olof'da eski kuşağın ince zevkini, geleneğin devamını yeniden yaşadık. Sanatçıya piyanoda Judith Ulug eşlik ediyordu. Bu yazıda gerilere gidiyorum nedense, ama Uluğ'u dinlerken de hocamız Mithat Fenmen'i rahmetle andım. Uluğ, aynı Mithat Fenmen gibi solisti rahat ettiren, ona öne çıkma zemini hazırlayan, kendi kişiliğini, solistin kişiliğine uydurarak ona destek olan, fakat kendi muzikalitesinden hiç ödün vermeyen bir eşlikçi. DIŞ BASINDA Şubat ve mart ayları içinde Avrupa basınında biz Türklerin göğsünü kabartacak önemde bazı yazılar çıktı. "Süddeutsche Zeitung"un 11 şubat sayısında Baldur Bockhoff imzasıyla Pekineller hakkında çıkan yazının ilk paragrafı şu cümleyle başhyor: "9 şubat akşamı operada (Bayerische Staatsoper) Sinopoli'nin yönettiği senfonik konser, Herkulessaal'da Henryk Szeryng'in keman resitali, Yüksek Müzik Okulu'nda Müzik Semineri Podyumu'nu dinlemek varken, yeni tamamlanan filarmoni konser salonu, Münihlikrin sevgilisi Türk piyano ikilisi Pekinelleri dinlemeye gelenlerle hınca hınç doluydu." DÖNÜM NOKTASI Munihlilerin gönlünü bir kez daha fetheden Pekineller, bu konserlerinde Mozart'ın iki piyano için KV 358 sonatını, Stravinsky'nin "Bahar Ayini"ni, aradan sonra Liszt'in "Funerailles" ve "Mephisto Vals"ini çaldılar. Son olarak da Leonard Bernstein'ın Pekineller için ozel olarak yeniden duzenlediği "West Side Story Senfonik Danslan" suitinin dünya prömiyerini yapan Türk piyanistleri, aynı zamanda bu eserin iki yıllık dünya yorumlama haklarına sahipler. Vurma çalgılar ve iki piyano için düzenlenen "VVest Side Slorj Senfonik Danslan" yorumu, Pekinellerin kariyerinde yeni bir atılımın habercisi, bir dönüm noktası olarak nitelendiriliyor Münih basınında. OLAĞÜNÜSTÜ BAŞARI ldil Biret'in "Beethoven / Liszt Senfonüeri" plağı ile ilgili "FonoForum" dergisinde çıkan uzun ve övgu dolu yaanın ardından, dış müzik basınımn önemli organlarında birbirinden ayrıntılı ve hayranlık tümceleriyle yüklü yazılar çıkmaya devam ediyor. Mart ayında, "Gramophone" ve "HiFi News" dergilerinde çıkan iki ayn yazı dikkatimizi çekti. "Gramophone"un yazan (adının sadece baş harfleri var: J.MC.) Önce uzun uzun Liszt'in bu duzenlemeleri ne amaçla yaptığmı anlattıktan sonra, ldil Biret'in yorumu ve plaklann kalitesi ile ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor. Biret'in, 2. Senfoni'nin Larghetto ve "Eroica"nın Cenaze Marşı bölumlerinde ulaştığı büyükluğe parmak ısırıyor. "Pastoral"de Türk piyanistinin gelmiş geçmiş en göz kamalaştıncı renk ustası olduğunu vurgularken, bu yorumun aynı zamanda piyanoyu çalgı olarak da yüceltmeyi başardığına değiniyor. "PastoraT'in Fırtına bölümünun tüyler urpertici etkisini anlatarak yazısını sürdüren eleştirnıenin son cümlesi ise "This is a remarkable achievemeat." (Bu otaganüstü bir başarı). "HiFi News"un yazan Christopher Breunig, yazısına şöyle başlıyor: "Benim için bu ayın en kapsamlı plağı Türk artisti ldil Biret'in Beethoven / Liszt Senfonileri albümu... Biret, senfonilerin yapısını, iskeletini o denli derin anlayış ve incelikle özümsemiş ki, senfonileri yepyeni bir bakış açısından ve degişik bir duyariıkla ilk kez dinler gibi dinliyoruz. Hocası Wilbelm Kempff'in Beetboven yorumu ile yoğrulduğu belli olan Biret'in Beetboven / Liszt albumii beni kendimden geçirdi diyebilirim." obran... n îonra hemen Kırrnzaman kctrşnmda tyvklayan, Kimi zarnan da, tonvna Âacfar Sfyreden, tddıaiız hır mian otmak tstenm... Pekı. ien n€ olmak 7 OIMRK •i P Î K N t K PtYALE MADRA r BBJ Bl'g REJ'SIİM ÖIVÜRMEK s HIZLI GAZETECt >ECDET ŞEN Timur Selçuk'un Çağdaş Müzik Merkezi onuncu yılında 'Çoksesü müzik üvey evlatf Timur Selçuk'un Çağdaş Müzik Merkezi'nin kuruluşunun 10. yılı dolayısıyla 21 martta Atlas Sineması'nda bir gece düzenlendi. Geceye Timur Selçuk'un yanı sıra yetiştirdiği öğrencilerden bir grup da katılacak. Kültür Servisi Timur Selçuk Çağdaş Müzik Merkezi, kuruluşunun onuncu yılını 21 mart cumartesi günü Atlas Sineması'nda düzenlediği geceyle kutluyor. Kötü hava koşullan nedeniyle geçen hafta yapılamayan kutlama gecesine Timur Selçuk ve yetiştirdiği öğrencilerinden bir grup sanatçı katıhyor. Çağdaş Müzik Merkezi'nin kuruluşundaki amaç neydi? Kimler gelmiş geçmişti bu merkezden? Sorularımızın yanıtmı Çağdaş Müzik Merkezi'nin kurucusu Timur Selçuk'tan öğreniyoruz: dinç, Rüya Ersavcı ve Feza Tok da, geçmiş yıllarda ve halen ders alan arkadaşlar arasında." Çeşitli tiyatro oyunlarının müziklerini bazırladınız. Ancak tiyatro ile Uişkileriniz sadece müzik çahşmalarıyla sınırlı kalmıyor. Esin Afşar ile birlikte oynayacağınu "Aaların Şenligi"nden söz etsek biraz... SELÇUK Bilgesu Erenus yazdı, Rutka) Aziz sahneye koydu, ben müziklerini hazırladım. Üç kişilik bir orkestramız var. Esin Afşar'la birlikte oynayacağımız tek perdelik müzikli oyun, onumüzdeki mevsim izlenebilecek. Ancak eskiden beri ezberim hiç yoktur. Bu yüzden biraz zorluk çekeceğim. Ezberlemek, beyin hücrelerinin boş yere seferber edilmesi gibi geliyor bana. Bu yuzden oğrencilerime de tek satır dahi ezberletmem. Sizce ülkemizde hafif müziğin hakkı yeterince verilebiliyor mu? SELÇUK Ben ümitsiz değilim. Ağır da olsa kendi gelişimini sürdürüyor. Yetenekli arkadaşlar çıkıyor; beste yapıyorlar, konser veriyorlar. Benim karamsar olduğum durum, ülkenin müzik politikası ile ilgili. Bu yetenekli insanlann hazırladıklan ürünlerin duyurulmaması sorunu var. Çoksesli müzik, dolayısıyla hafif müzik üvey evlat muamelesi görüyor. Bir konuşmaruzda. "Bugün artık hafif muzikle hiçbir ilgim kalmadı" demiştiniz. Şimdi kendinize ne tür bir yol çizdiniz? SELÇUK Sadece çoksesli çağdaş muzik konusunda çalışmalarım var. Bir de yaptığım işe öğretmenlik derseniz eğer, öğretmenlik yanım var. Ashnda hafıf muzik çok sevdiğim bir tür, ama bir noktadan sonra seçim yapıyorsunuz ve sonunda birinden ayrılıyorsunuz. Gazino olayı size ters geliyor, TRT'ye ise siz çıkamıyorsunuz. Her yıl verdiğiniz bir iki konserle sesinizi yeterince duyurabiliyor musunuz? SELÇUK Beste çalışmalarımdan ve derslerden fırsat bulamıyonım. Kendimi önce besteci olarak görüyorum, sonra şarkıcı. Belki bir noktadan sonra hiç söylemeyeceğim. Konser vermek çok enerji gerektiren bir olay. Insan belirli bir yaştan sonra bu zindeıifi surekli kılamıyor. Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL MASARACl HAÖBlNfcEDİKYA/. DERSLERDEN BİR AN Timur Selçuk, beste çahşmalannın yanı sıra, Çağdaş Müzik MerkeıVnde birçok öğrenci yetiştiriyor. "Batıda örneği görülen sanat profesyonel sanatçılar da var kaatölyelerinin bir biçimi. Amaç, tılanlar arasında. Cumartesi gıinbaşvuranlann disiplinli ve ilkeli ku programın birinci bölümünde bir biçimde miizigi değerlendir çıkacak olan Banu, Coşkun Demesi. Dolayısıyla her meslekten mir, Arzu Ece, Grup Gündoğarve yaştan insanlar gelebiliyor; ken, EmelErdal, Ayşegül Al AĞAÇ YAŞKEN EĞİIİR KEMAL GOKHAN Şef Rengim Gökmen'le senfoni orkestralarımız üstüne Senfoni orkestrası o kentîn kültürel düzeyinin simgesidir Ankara Devlet Opera ve Balesi Müzik Direktörü Rengim Gökmen, üç senfoni orkestrasınm ülkemiz için yeterli olmadığı kanısında. Ancak Gökmen, her türlü olanaksızlığa karşın bizdeki gibi düzenli konserler veren orkestralann Avrupa'da bulunamayacağmı belirtiyor. ÜSTÜN DURUEL Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müzik Direktörü Rengim Gökmen geçen hafta Istanbnl'daydı. lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Ue verecegi konseri kötü hava koşullan nedeniyle iptal etmek zorunda kalan sanatçıyla senfoni orkestralanmızı konuştuk. Sayın Rcngim Gökmen, üç senfoni orkestrsmızte birçok kez konser verdiniz. Bu topluluklar için döfüoceleriniz oeierdir? Kısa bir dejeriendinııe yapnama toestm, neler soylerdiniz? GÖKMEN Senfoni orkestralan bence bulunduklan kentin kültürel düzeyinin süngesidirler. Kentten soyuüamak mümkun değildir. Orkestranın çaUşma düzeni belediye hizmetleriyle dahi koşut gider. lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda kentin köklü tarihini görebilirsıniz. Eserlere yaklaşımdaki incelik, gcniş kavrama yetcneği, kultür gibi. Tabii, kentin çalısma koşullanrun güçlüğünu de görebilirsiniz. Bu güçlük orkestraya her zaman yansımıştır. Cum hurbaşkaıugı Senfoni Orkestrası, başkentin derli topluluğu içinde disiplinli, akademik çalışan, başkentin kültür yaşamısım yansıtan bir orkestra. tzmir Devlet Senfoni Orkestrası'na gelince; Izmir'in genç kültür yaşantısırun genç toplulugu diyebilirim. Dinamik, ama daha az deneyimli. Sizce üç senfonik orkestra ülkemiz için yeterli mi? GÖKMEN Kesinlikle yeterli değil. Şu sıralarda konservatuvarlanmızda çok sayıda nitelikli öğrenci yetişmekte. Sanıyorum çok yakın bir gelecekte, üç büyük kentimizin yanı sıra öteki şehirlerde de yeni orkestralar kurma zonınluluğu olacak. Ashnda kültürel alanda gelişme iddiası ve amacındaysak, hele hele Autiirk devrimleri doğrultusunda bir kültürel savaşun veriyorsak, üç senfoni orkestrası Ue yetinmemek zorundayız. Hep prova azlıgından söz edflir. Sözgelimi, tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile verdlginiz konserierde prova saatleri size yetiyor mu? GÖKMEN Bu calınacak esere bağlı. Tabii ki çalışma koşullanna da. tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın Atatürk Kultür Merkezi'nden kaynaklanan sonınları var. Aynı salonu degışık kurumlarla paylaşmak büyük sorunlar çıkartıyor. Çok zaman kaybı oluyor. Aynntılarla vakit kaybedilmediği sürece şimdiki prova saali bence yeterli. Şunu da eklemek istiyonım. Ben üç orkestramızı da başarüı buluyorum. Bugün, her türlü imkânsızlıga karşın böylcsine düzenli konserler verebilen orkestralar bulamazsınız Avrupa'da. TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS GuzeI is+ankul. 1974'TE 8U6ÜV, "6ÜZEL İSTAAtBULaADU HEYKEL, KARAKÖY'DEN KALCMZILbl/ CUMHURİVET'/A/ KUIRULUÇUHUM SO. YILI MEDBNIYLB TBMM'NDE, ISTAtfBUL'UU ÇEŞtrU YEELEKİME KONMAk. ÜZERE YtRMi HEY/CSL YAPILMASIMA KARAR. VERJLMİŞTÎ. SEÇILEM HEYKEUEISOEN BlHI PE, 6Ü&DAL DUYA& 'Ifj "GÜZEL. ISTAUBUL" AOU YAP/TIYPI. GÜR£>AL DUYAR, SÜZEL SAAJATLA/S. AZAPEIUIİSİ'hJI BİriRPlKTEN SOMRA YURT PIŞIMDA HEYfCEL ÇAUŞAAALA& XAPMIf SlR SAUATÇlYOI. ÇIPLAK BıR KAOIN BİÇİMIMDE tSE/Sç ş ğ "GözeL İSTAMBUL" USYKEU, lOMAerm, KARA KÖYPE BSURLEUEM Y£eE ZOUMUÇTU. AUCAK, BAZl TUTUCU SAZETELE/ZİfJ PROTESTOSUYlA &UZŞILAUAU (4£Y*£L, S6ÖV SOKlRA ye/ZfA/DEA/ SÖKÜLESBK KAU>l£JLMlŞTt.(p SHSAOA CHPMSP KOALİSYOMU f4Ü/CÜMeTTE 8ULUNUYO&>U).B'£. SÜftg S.OMRA,H£YK£L. YILP/Z PARkLl'NA YE/e.LEŞngİLECE£TlR. 18 Mart "GÜZEL İSTANBUL°UN SERÜVENİL 50 YIL ÖNCE Cumhuriyef 18 Mart Bugun, Tıirktin büyük zafer gunlerinden bırinin yıldönumüdür. 22 sene evvel, bugün, Türkitn eşsiz kahramanlığı, buyük ve sıkı bir imtihandan muzaffer çıkmıştı. Türk, o gün, Çanakkalede cepanesiz, eski toplar ve bir avuç mayınla kuvvetli bir donanmayı darmadağm etmişti. 18 Mart 1937 O zamanki cesur duşmanlarımızı bize, bugün dost yapan sebeblerden biri de 18 martta gösterdiğimiz emsalsız kahramanlık olmuştur. Çunku hiçbir şeyden yılmayan Turk, 18 19371987 mart günü, yalnız büyük bir zafer değil, onların saygısmı da kazanmıştır. 18 mart 1915, Çanakkalede karşılıklı can veren iki tarafın kahraman ölülerini hürnetle anarız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear