25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 I I f l e t o o f o k y Genal Mudurtutu'ndm aknan btgiyt gorc. fefcya, M a m ı m . Egt. BaO Akd n z . iç A ı o M ı ^ u ı t M a , BM Kndaniz yaiak^mrOB*lSrr*nndtS ^ , Kvafenizln iç losMgri tt Doju \ ^ ^ ^ laı1alan9tya0nw«tfn<teola î £ ı SI«HJ&fjn«Tii * * * * & * m^aak. RUZG*fl: Kragy « M ı yftitofdan ortatamctfe.yafo ıtan ycrimfc taJvvttüc» «sec*.Denöerte.y*fcwoünt»ts«ön35 loniKtinda saatle «V21. Ooflu Kndeıiziık 6 kunMJmb sutk Z7 d o srnüheb esecak. OCHtZ: Ege. Mannm, Bat AMtnz. BaH w Orta Jundarn pok bı*AıwyaOınjfiu geçe raurtu geçacefc. ftizelr loBay w do{u yMefden orta kuvvetfc, yajış jnırtda kuvw*ce asecek. Göl m u M I dalgalı olup. göries uzato» 510 km. docafcDmz muttl ddg* okjp. gftrii; uaM0ı taynda buluracak. nkm. yafrş ve SB aranda 13 km. (totayında otacak. Mn gOunde h«a cok buMlu ve yataç* HABERLERİN DEVAMI HAVA DURUMU A Y Y 8 20" FByartjalar 13° f E d m e ie° 7°Erancan 8°2°E!amifli 4 KASIM 1987 OUNYA'DA BUGUN AnistBfilv Amman Alna B4dat Bjrretona BaseJ Belgraı Bortn Bonn BrOksal Bucöpesfc Ceayir Odde Dubayi Frankturl Sme H«(smlg Ktfıire Koptnhao KUn Ltftoşa ıS A Y A S S Y S S 8 Y A B S Y A A S S Y 8° 31° 19° Lenngrad Y 6° Londra S 11" Madrid B 20° Y w° Mianc Montrea) K 1» Mosteva S •1° MCrah S 7° HtmVon B 11° Osk) S 0° Pjns S 12 B 8° Prao »yad A 27° Roma Y 20° Sofya B 5° Şam A 22° Telfcnv A 23° lunus A 24° V»5CW S 6° Vnned* Y 9° Vıyana Y 10° MtetvıglanY 9° Zurih 8 11° TÜRKİYE'DE BUGÜN Y°15° 5°Mamsa B 12° K *• 0°Mnin K 4° 2MuJll K Tr&B&ıa B VP 2°M B 12° 3°6aoıntep Y 18° 8 20° 10° Gmsun Y 13° Y W 8°Gumuşhan«K 4° Y Y B KngM 8 Brtfc B Botı S BorsJ Y ÇanaUote Y Y Çorem 15° 5°hp»U 11° 4°BaflM 11° «"bmir « ° 3°Kan 8° <°feömonu K 9° 3°Kaysen B 12° 3°Krttarei 11° 4°Kor*« POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL 32° 17° 12° 12° 12° Cnıı 7° s 7° B 8° 10° 28° 33° 31° 9° 20° 22° 21° Kılçıklı Balıklar Denc» trrKilUy» Y M° 2°lfcM» 8° 7° 7° y«0n«ırtu Aaç*Bt»*ı«j K«art Sast ¥nOnurti flatj htifakında Ne Oluyor? (Baftarafi 1. Sayfada) lü değil. İttifak, krizlerden birlni daha geçiriyor. Bu krizde, ABD'nin tavrıyla Avrupa'nın kendi kendini bulmaktan dolayı yaşadığı sıkıntıların önemli rollen bulunuyor. ABD değişiyor, ABD'nin NAJUya bakışı değişiyor. Türkiye, iyi kullanmak kaydıyla, kendisinin gerçek değerini daha iyi hissettirmesiyie dâha zarariı çıkmayacaktır. Değenerin yer değiştirmesi sürecinin başlangıcındaysak, Türkiye'nin bunu iyi değerlendirmesi lazım. Her NATO üyesi, kendine çeki düzen vermektedir Türkiye'nin stratejik önemi bir yonden biraz daha artmıştır" NATO nezdindeki temsilcrmiz, pek öyle diplomatik dilin inceliklerine de sığınmaksızın uyan yüklü cümleleri birbiri ardına sıraiamışlır. NATO'nun artık daha güçlü olmadığını; ABD'nin NATO'ya bakışının değişmeye başladığını; ittifakın yeni bir krizi yaşadığını; Batı Avrupa'nın kendi kendini bulma sıkıntısına girdiğini söyiemektedir. Sayın Büyükelçiye göre, Türkiye, yaşanmakta olan değişimi akıllıca kullanırsa ve "kendisinin gerçek değerini daha iyi hissettirirse" zarariı çıkmayacaktır. Osman Olcay'ın attını çizdiği bu hususların üzerinde dikkatle durulmalı ve Batı rttifakı içindeki gelişmeler özenle izlenmelidir. Başkan Reagan'la Sovyet lideri Gorbaçcr/ un 7 aralıkta imzalayacakları INF antlaşması, öyle anlaşılıyor ki, üyesi bulunduğumuz Batı savunma sistemine dönük tartışma ve değişimi gündeme getirmektedir. Batı Avrupa'da NATO'nun Sovyetler'e karşı "nükleer caydıncılığı"n\T\ bu antlaşmayla darbe yiyip yemeyeceği tartışılmaktadır. ReaganGorbaçov doruğunda imzalanacak antlaşma ile Avrupa'da orta menzilli füzeler sıfırlanacaktır. Bu durum, Batı Avrupa'da savunma sistemi arayışlarının yeniden gündeme gelmesine yol açmıştır. Batı Avrupa'nın iktidar odaklarında yaygınlaşan kaygı şudur: Orta menzilli nükleer füzeter kalkınca, Sovyetter'in konvansiyonel üstünlüğü karşısında Batı Avrupa çaresiz kalmayacak mıdır? 1 Bütün bu gelişmelerin kuşkusuz Türkiye ye dönük yüzü de vardır. ABD'nin Pasifik Okyanusu kıyısındaki Monterey kentinden Ufuk Güldemir'in iki gündür gönderdiği haberler ilginçtir. NATO Nükleer Planlama Grubu toplantısını izleyen arkadaşımız, Vvashington'un ek nükleer yükümlüiük için Türkiye'ye diplomatik baskısını sürdürdüğünü bildiriyor. Ankara, bilindiği gibi bu öneriye haklı nedenlerle karşı çıkmaktadır. ReaganGorbaçov zirvesinin öncesinde Batı ittifakında ne olup bittiğinin son derece yakından ve uyanık biçimde izJenmesi şarttır. Türkiye'ye Cruise füzesi (Baştarafı 1. Sayfada) sorunun "boauB nasri vc »eyie yapılacagı" olduğunu kaydeden Keel, bu konudaki kesin karann, Monterey'den çıkmasını beklemedigini de sözlerine ekledi. öte yandan Nükleer Planlama Grubu toplantısı öncesinde, Amerika'mn Pasifik okyanusu kıyısındaki Monterey kentinde toplanan gazetecüerin sorulannı yarutlayan ABD Savunma Bakanı \Veinberger, "Mortebello girişimiah* lakipçisi olacaklannı" açıkladı. Weinberger, adı anıtmarian bazı müttefikJerin taktik nükleer sistemlerın modernizasyonunda isteksizlik gösterdiğinin haurlalüması ve "bu konada ne yapmayı dişiindüklerinin" soruiması üzerine şu yanıtı verdi: "Tek isUksiı oian •örtefikler degl ki Amerikaıı Kontrai de tıpkı onlar gibi yapılması gtıeken bu nodernizasyon konnsnnda isteiuiz. Evet Montebdio karariaruun takipçtei otacagız ve modcrnizasyon tdkinlerini sürdürecegiz. Neden çekiaüiyor anfaumyonun. Yapılmak istenen; asgari savms başhğı ile azami caydınalıgı oİDStnnnak. Modcmizasyon ise saraş başbg] artananna gidİBBeden caydınah|u sagiaBabBecegJ lek yoL B n n u icin Montebdlo'da aülımda DnHUMnk w bn aonmı suıtıurecegiz. Weinberger, kendisine yöneltilen, "Bu >°am«rtı yenten atunlı kısa m»«iTai fazder yeriae, havadan abmb rüzdeıc daha fada agırhk veribnesi vc Lance fiizcktinin modernizasyoau için fazla ısrariı olunmasa daha yerinde olmaz mı?" sorusuna, şöyle yanıt verdi: "Amacunjz naklecr bir savaşı baslatmak veya ki7«nmak degfl. Çfinkü bu savaşıo kanıtanı olmayacagı icİBbiçbir] rektigini biliyomz. Fakat amaamız en alt dnzeydeki nükleer kapasUe üe CBTdnahk sagtamak. Bu da tabi beraberinde şu silahın şaraya yerleştiritaBcsi veya yeHeştirilmemesi konusanda taraşmahu' dogumyor. Sovyet bedeflerine en losa yoMan nasd ulaşdacagıvenaaletkuiofflnulacagısonılannı getiriyor. Bunun gibi göz önöne aiınman gercken yüzlerce etken var. Fakat temel sorun nükleer v«ntş kapasitesini etkili oranda tntmak. Nltekim buniar da Montebdio kararlannda var ve kimse bugüne kadar bu kararlarm dogrulutnna meydan okuyamadı." VVeinberger, bu toplantıda kısa menzilli nükleer sistemlerın ne ölçüde ele alınacağı sorusuna ise, "Baalar aynlmaz bir bütiindar. Aynntüan gUİ oidngn için gJrmek istemiyonun. Fakat göz önnndedir. Hatta toplanlı sonrasuMU da görnşnlecektir" karşılığıru verdi. Müttefıklerden Orta Menzilli Füzeler Anlaşması'na ne ölçüde muhalefet geldiğı sorusuna, "Henüz tarOsmaya «pim«A ı m ben fazla mubaiefet bJssetmedim. Nükleer Plaalama Grabn'nda baa nye alkeJerie ikili düzeyde ba konuyu ele alacagnB" yanıtını veren VVeinberger, Avrupa'nın konvansiyonel caydıncılığının arttırılması için "yük paylasuBJuıuı" zorunluluğuna dikkat çekti. ABD Savunma Bakanı VVeinberger, "Artan konvansiyond savunu, Amerikaa Kongresj'ndoı yardon düzeyinde yeterU Bgj görecek mi?" sorusuna, "Nnklecr kapasitedeki düşüş, Avrupa'daki konvansiyonel deagesiziigi daha göriınir haie getirecek. Ba bakımdaa eümizdea gdeni rapmaya çahşacagu" karşılığım verdi. Weinberger, bir başka soru üzerine Avrupa'da tanklardan anndınlmış bir bölge yaratmak fikirlerinin kulağa hoş geldıgmi, fakat bunun güçlükleri bulunduğunu söyledi. VVeinberger, "NATO, Varsova Pakn'nın konvansiyonel gücüne naal karşjkoymayı düşünüyor?" sorusuna ise şu cevabı verdi: "Bnnan iki yolu var Birincbi, savunmamızın karşı tarafa nrTtıntn üstnn degil, ama caydına otanası. Merkezden veya kananardan saMırabilirler. tkinci yol da mnzakereierte konvansiyonel güçieri indirime Ubi tutnuk. Tamamen eşil haie gedrmek. Fakat biz son 17 yıidır bunu yapmaya çahşıyoruz. Fada basanfa oldugumuzu kimse söyleyemez." Weinberger'ın istifa hazırlığı ŞEBNEM ATİYAS WASHINGTON ABD Savunma Bakanı Caspar Weinberger'ın "kişisel nedenlerle" önumüzdeki birkaç gün içinde istifa ettiğini açıklayacağı bildirildı. Weinberger'ın yardımcılanna ve Kongre yetkililerine göre, Weinberger'ın istifasından sonra Milli Güvenlik Danışmanı Frank Carincd'nin Savunma Bakanlığı'na atanması bekleniyor. Birleşik De\ letler'in önde gelen televizyon şirketlerinden NBCnin hükümet çevrelerine dayanarak verdiği bu haberi Weinberger'm da yalanlamaktan kaçınması dikkati çekti. Güveniür kaynaklar, Weinberger'ın istifasırun genelde samldığı gibi Sovyet ABD silahsızlanma görüşmeleriyle ilgıli olarak Başkan Ronaİd Reagan ile "göriiş aynhklan"ndan değil, "kişisd" nedenlerden kaynaklandığını belirtiyorlar. Bu çevreler, VV'einberger'm uzun süredir hasta olan eşi Jane'in sağhk durumunun son sıralarda fazlasıyla kötülestiginc ve hatta Monterey'deki NATO Nükleer Planlama Grubu toplantısı öncesinde verilen resepsiyonda da konuklan karşJayamadığına dikkati çekiyorlar. Söz konusu çevreler, 70 yasındaki Weinberger'ın eşiyle daha yakından Ugilenmek için istifa etmek istediğini ileri sürüyorlar. Jane Weinberger kanser tedavisi görüyor. Aym çevreler, ABD Savunma Bakanı'mn istifasının bugün sona erecek NATO toplamısından sonra büyük bir olasıhkla yann açıklanabileceğine işaret ettiler. Bilindiği gibi, Weinberger önceki gün düzenlediği basın toplantısında bu konudaki sorulan, "Vbnun yok" diyerek açık bir biçimde yanıtlamaktan kaçınmıştı. 7 yıidır Savunma Bakanı olarak görev yapan Weinberger, Reaganlann yakın aile dostu olarak tanınıyor. ABD'yi "yeniden miliurize etme" programmın miman sayılan Weinberger, Sovyetler Birliği'ne karşı "seruft" politikası izlenmesinden yana, yani bir "şaUn" olarak bılıniyor. Weinberger'ın bu yüzden zaman zaman Dışişleri Bakanı George Shnltz ile anlaşmazlıga düştüğü de sır değil. Weinberger'ın yerine atanması beklenen Frank Carlucci ise bilindiği gibi, Irangate skandalına adı kanşan Amiral Jobn Poindexter'ın Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanhğından istifa etmesi üzerine bu göreve getirilmişti. Özal vaat dağıttı (Baftarafi 1. Sayfada) Başbakan Turgut özal'ı dün sabah Ankara'dan Mamak kavşağında Imam Hatip Lisesinin türbanb kız ögrencüeri ile Mamak Ortaokulu öğrencileri uğurladı. "Üstgcçil kUfvna" biçiminde pankart taşıyan öğrencilcre özal, üstgeçidi yapacaklanna dair söz verdi. Mamak Belediyc Başkanı Mehmet Ak|iin, Cumhuriyet muhabirinin, "Okufl«r aeden tadi edidi?" sorusuna, "Ederiz. Ontann btddcri var" yanıtını verdi. Ortaokul öğrencilerinin ne istedikleri sorulunca Akgün, "Onlar scçmenlerin çocuklan. Böyle giinlerde sizi bapselmek laznn" diye konuştu. Yol boyunca sık sık konvoyun yolu kesildi. Elmadag'da ANAP Genel Başkan danıjmanlan Mustafa Taşar ve Halil Şıvgın'ın başlannda bulundugu partililer, Başbakanı karşıladılar. Neşeli olduğu gözJenen özal'ın elmi, sıraya dizOen ve aralannda ya$lılann da bulunduğu vatandaşlar tek tek öptüler. Kınkkale girişinde, "Kınkkale vilayetine boş gddiniz" pankantı taşıyan partililer özal'a "Milliyetçi Başbakan, liste dejişsin" diye bagırdılar. Deiice kasabası Belediye Başkanı Ekran Karakaya da, ilçe olma istegini akmnrken, Başbakan'a "Biz referandumda muhalefet etmedik" diye konuştu. Yozgat il sınırındaki karşılama sırasında Emia Uysal adlı bir köylü Başbakanın eünj öptükten sonra, •TtttvizyoB bizi doyanaayor" deyince, özal, "Ne yani tekvizyooa daha çok •• pkahm?" diye sordu. Çeıikli kasabasında otobüsten halka hitap eden Başbakan, "Bcni mi görmeje geidiniz, yoksa Uçe istemcye ml?" dedi. Başbakan, seçimin ertelenmemesi halinde iki gün önce olacagını anımsatarak, "Seçimin geri btrakılması iyi bir $cy degildir. Asbnda onlar, işi kargaşaya getireceklerdi. Bir araya gddik, Mecliste işi yırttık. 26 güa kaldı, bir şey degil" diye konuştu. latılabüecegini bdirterek, Orhan Veli'nin "Anlatamıyormn" şürini okudu. Sohbet yemekler konusuna kayınca özal, bulgurun yaygınlaştırılması gerektığıni kaydederek, "Bolgnr, pirinçteıı daha besleyici, kalorisi yüluek" diye konuştu. Başbakan, ANAP'm güçlü olduğu bölgeleri, "OrU Anadola, Doga Anadoia, İç An»dohı, Kanıdeniz ve Ganey Marmara" biçiminde sıraladı. Bunu duyan Devlet Bakanı Ahmet Karaevli, "Trakya'da da güçJenecegiz insallah" diye söze kanştı. Ulaştırma Bakanı Ihsan Pekel de gazetecılere her ilde küçük havaalanlan yapılacagıru ve askeri havaalanlannın sivil amaçla kullanılacağını, Ankara ve Istanbul arasırun yeni yapılacak raylarla trenler tarafından 44.5 saatte katedileceğini söyledi. Yozgat'ta hükümet meydamnda Petek otobusünün üzerinden bir konuşma yapan Başbakan, vatandaşlara "köy çocugu" olarak takdim edildi. Başbakanın konuşmasına başladığı sırada 56 yaşındaki Mnteber Adıyaman adlı bir kadın, "Ekmek yok. iş yok. boş lafı bırak, köşe başlannda kendimizi mi satalun?" diye bağırmaya başladı. Bunun üzerine görevli poüsler, kadının agzını elleri ile kapatarak, yash kadını konuşma yennden uzaklaştırdılar. "iki gün öoce seçim oiaeakü. Baklılar ki papnç pahalı seçimi erietettiJer" diye sözlerine başlayan Başbakan, "Seçimler kara kışa kaldı, valaodaşlanmdan özür diliyonun. SCÇİRIİ erteletenlerden vataodaşlarm namına şikiyetçiyim, davaayun" dedi. Seçim kampanyasını Malatya'da başlatuklanm, seçimin ertelenmesi üzerine kampanyayı Yozgat'ta açmaya karar verdiklerini söyleyen özal. ardından Yozgatlılara müjdelerini sıraladı. "103 ilce yaptık. tnşallah 100 taae daha yapacagız. İl taksimatıoa bakacağız" diyen özal, Yozgat'ta şeker fabrikası yapılacagıru, Boğazlıyan yolunun tamamlanacağını, Gelin Kızı Barajı'nın hızlandınlacağım, köylere spor tesisı yapılacagı vaadinde bulundu. özal, şeker fabrikasmı iki yüda bitireceklerini söyleyince bir vatandaş, "Şeker fabrikası zordnr" biçiminde bağırdı. Türkiye'nin çağ atladığım ve bunun düşmanlan korkuttuğunu vurgulayan özal, telefon ve su sorununun çözümündeki geüşmeleri anlattı. "Bir miUet aşagılık deygusona kapümamau" diyen özal'a, bir vatandaş "Yozgat'tan bakan istiyonız" diye bağırdı. Başbakan da sözleri duymadan konuşmasım "Her 10 kişiye bir bilgisayar getirecegun" diyerek sürdürdü. Başbakanın konuşmasım ön sıralardaki Yozgathlar, "tnşaHah", "Maşallah" sözleri üe dinlediler. "Biraz da siyaset yapatam bilmem ama" diyen özal, erken seçim karannın gerekçelerini anlattı. Sandığa sahip çıkümasım ve mutlaka oy kullanılmasını isteyen Başbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gccen seae başıoda ameliyat olup geidlm. 'Yasaklar kalksın' laflan başladı. 'Halk karar versin' deyince, korktnlar. Gayet giizei, yıgma kaiabahklarla mitingler yaptüar. Basnda ve dışanda 'Özal gıdıyor mu?' diye sözler çıktı. Netkede, kıl payı kurtokİDİar. Referandum sonuçlan çıkuca afalbyıp kaMdar. Önce kendüeri seçim Istiyordu. 'Buyunın meydana' dedik kaçtılar. Seçime ghmemizin ana sebebi, önüraüze bir 5 sene daba alıp, memlekete daha iyi hizmet etmektir." Başbakanın bu sözlerine karşılık, Yozgathlar, "Ebedi Başbakan" ve "55" sloganJan ile karşılık verdiler. Başbakan da, "55 diyorsunuz. 5 çıkarsa 6. milletvekili ben olurum" dedi. Özal konuşmasınm sonunda, dinleyenlere ANAP selamı verdirdi. Başbakan Turgut Özal Yozgat'ta karlı bir ağaç alnnda gazetecilere poz verdi. "Seçim ertelenmeseydi kar olmayacaklı" diyen özal foto muhabirlerinin görüntüleme çalışmasımn sona ermesinden sonra gazetecilere kartopu attı. özal PTTdijital santralınmaçılışını yapıp, öğle yemeğini yedikten sonra helikopterle Ankara'ya döndü. Hoşgelişler ola Yerköy ilcesinde özal, "Hoşgdişler ola, Mustafa Kemal Paşa" turküsü ile karşılandı. Yurttaşlann, "ANAP 5, mnfaalcfet 0/Yozgat" pankartı taşıdıklan görüldü. Yozgat guişinde özal'ı bir gün önce yağan kar ile "Çag atlatan Başbakammız boş gHdiaiz" pankartı karşıladı. Bulgur pilavı Petek oıobüsünde gazetecilerle sohbet eden Başbakan, bazen düşüncelerin müzıkle ve şiirle daha iyi an Ankara'nın sessiz Körfez turları SEMtH İDİZ ANKARA Türkiye, Körfez bunalımındaki tansiyonu düşürmek için diplomatik gırişımlenni sessizce surdürüyor. Kimi gözlemciler hükümetin bu girişimlerinin, "iç poütikaya dönük" olduğunu savundular. İranlrak savaşı ve Körfez bunalımı konusunda görüş alışverişinde bulunmak üzere geçen cuma günü Suudi Arabistan'a gıden Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Nüzhet Kandemir, dün Birleşik Arap Emirliklerine geçti. Kandemir dün Abu Dabi'de Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Zayed Bin Sultan El Nahayan tarafından kabul edildi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in selam ve iyi dılekleri ile Başbakan Turgut Özal'ın bir mesajını iletti. Nüzhet Kandemir'in buradan Katar'a gitmesi bekleniyor. Kandemir daha önce 7 ekimde Tahran'a, 15 ekimde de Kuveyt'e gitmişti. Dışişleri Bakanlığı çevreleri, Kandemir'in bu ziyaretleri sırasında, Türkiye'nin son gelişmeler ışığında, Körfez bunalum konusundaki göruşlerjni aktararak, ilgili taraflarla görüş alışverişinde bulunduğunu bildirdiler. Ankara'nın böylece, diyalog noksanlığından kaynaklandıgına inandığı bunalımda, "aktif' girişimlerle, üetişim kopukluğunu gidermeye çalıştıgını ifade ettiler. Ankara'nın bu girişimlerinin, olayların genel perspektifinde "ntttevan" olarak değerlendirilebilecegini doğnılayan aym çevreler, şu görüşleri savundular: "Bansa dognı adım atıldıgmda, Tnrkiye'nnı yapdacak göroşmelerde bir yeri nhnıının satiayacak otan bn girisinuVnlir.Zjunaıu geance igJU taraflar, (üveaeMeceUeri iilkelere dönecdder. Bu nedenle, sorunnn çözüm î ı t şu anda bir katkıa olmuyor gibi gdzükea Ankara'mn girişimkrini, uzun vadede sağlayacak yararlannı düşünmek gereklr". Dışişleri çevreleri, ABD'nin, Ankara'nın Körfez bunalum konusundaki tntumandaa pek memnnn oltn»Atftnm inşkjn bir sonıjTi yanıtlarken de sunbui söylediicr: "TnrUye'nhı sörılnrdign tanfsnhgından taviz vermenıesi bu acıdan önemlidir. Aslmda lran ve Irak da kendilerine daha yakın görmek istedikleri Tnrkryc'nin tutumundan pek memnun degiller. Bunu açıkça ifade etmiyoriar tabii, ama sezdiriyorlar. Ancak karşıhklı diplomatik çıkarlannın Ankara tarafından kornnmasını istemelerinde oldngu gibi, bu tarafsıztıgın yararlann da görüyorlar. Wasbington, Türkiye'nin tarafsızhgından memnun olmayabilir ancak bu tarafsızlıgın getirecegi yararian duşünse daha iyi eder." Bonn Büyükelçisi • Oktay İşçen Leopard tankı yardım (Baştarafı 1. Sayfada) tasına gelmemesi için çaba harcadılar. F. Alman Dışişleri Bakanı Hans Dfctrich Genscber, 12 Eylül'den sonra Türkiye'yi ziyaret eden ilk Batıh devlet adamı oldu. Son olarak 1983 seçimlerinde Başbakan Turgut Özal'ın, Almanya'da da CDU CSU FDP koalisyonunun işbaşına gelmeleri iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem açtı. 2 BoMioınik çıkarlan F. Alman iş dunyası yuzde 8'lik bir hızla kalkınan Türk ekonomisınde yerini sağlamlaşUrmak istiyor. F. Alman yönetimi de savunma sanayii başta olmak üzere, Türkiye'nin hemen her büyük ihalesinde yanşa katılan Alman fırmalan için biraz daha "yakınbk" talep ediyor. Alman işadamlan Türk pazannda özellikle Japon rekabetinden çekiniyorlar. Buna karşılık Türkiye de Alman sermaye piyasasından ucuz dış borç sağlamanın yollarını anyor. Geçen günlerde Merkez Bankası'run yüide 7 faizle Alman sermaye piyasalanndan topladıgı 200 milyon mark tutanndaki borç, bu amaca uygun ilk örneği oluşturuyor. 3. Askeri ilişkiler F. Almanya, ABD dışında Türkiye'ye askeri yardım yapan tek ülke olma konumunda bulunuyor. Almanlar 18 aylık dönemler halinde Türkiye'ye 1Î0 milyon mark tutarmda askeri yardım yapıyorlar. Bu yardımlann beşte birlik bölümünü oluşturan kullamlmış malzemenin fîyatlannın konulmasında gösterilen bazı "kolaylıklar" gerçek yardım miktanru bir ölçüde arttırabihyor. Askeri yardım anlaşması çerçevesinde Türkiye'ye şimdiye kadar 175 adet F104 savaş uçağı teslim eden Almanya, Türk yöneüminin talebi üzerine 50 adet F104'ü daha ülkemize hibe edecek. F104 uçaklan Alman Hava Kuvvetleri tarafından "emekliye" çıkanlmış durumda. Alman yönetiminin hazırladığı "ikinci askeri paketio" Leopard tanklarına ilişkin olduğu bildirildı. Bu paketin koşullan da daha önceki yardım anlaşmalanna benzer olacak. Türk Alman ilişkilerinde süregelen sorunlar ise Uişkilerdeki "insani boyuttan", başka bir deyişle Federal Almanya'da çahşan ve yaşayan 1.5 milyon Türk vatandaşından kaynaklanıyor. Federal Almanya'daki gurbetçilerimizin acil çözüm bekleyen bazı sorunları şunlar: 1. Ailelerin birieştirflmesi: Federal Almanya'da yaşayan gurbetçilerimizin Türkiye"dekı çocuklarını yanlanna aldırabilmeleri için konulan yaş sının 16. Yabancüar Yasası'nda gidilecek bir değişiklikle bu sınırın 6 yaşa kadar indirilmesi öngörülüyor. Yasa bu biçimde değiştirilirse, 6 yaşından büyük gurbetçi çocuklanmn ailelerinin yamna gelmeleri engellenecek. Yine Almanya'da çausan ve Türkiye'de evlenen bir işçinin kansım ancak evliük tarihinden bir süre sonra yamna alabilmesi sorun yaratıyor. Almanya'nın çeşitli eyaletlerinde çiftlerin bir araya gelebilmeleri için zorunlu bu süre, farkb biçimde uygulanıyor. örneğin, Bavyera ve Baden Württemberg eyaletlerinde bu süre 3 yıl iken, Hessen'de aym süre 1 yıldı. Türk Büyükelçiliği'nin girişimleri ile bu Baden Württemberg eyaletinde söz konusu zonınlu bekleyiş süresi 1 yıla indirildi. Ancak Hessen eyaletinde gerçekleşen iktidar değişikliği ile aym süre 3 yıla çıkanldı. 2. yerd secimlere kaülım: Türk gtırbetçilerinin diğer etnik gruplarla birlikte ortaya attıklan politik taleplerden birini de yerel secimlere katıhm hakkımn tanınması oluşturuyor. Uzun yülardan beri yabana işçilere karşı ılımlı bir politika izleyen SPD ve Yeşiller, konuya olumlu yaklaşıyorlar. Yabana lardan oy alma şansı smırlı CDU ve CSU ise bu talep karşısında katı bir tutum takmıyorlar. Söz konusu iki parti bir ulkede seçimlere katılma hakkı ile ülke vatandaşlarımn sonımluluklanm birbirine bağlı görüyorlar. Bu partilere göre vatandaşlık görevlerine en somut örneği "askerlik hizmeti" sergılıyor. Türk vatandaşlanmn yurtdışmda ve herhangi bir ulkede yaptıklan askerlik hizmetinin Türkiyedeki askerlik hizmetlerine sayıhnası anayasamız açısından mümkün değil. Dosdiığun nazik yönü insan ilişldleri Mustafa Ekmekçi gibi sadık dost zor bulunur. istanbul'a göçtOm ya, benim Ankara'daki acentem Ekmekçi'dir. Sadece benim mi?.. Ekmekçi'yi tanıyan herkesin. İşi düşen sorar: ">&hu, bizim oğlanı şurdan şuraya vermişier, acaba eski yerine na&l 1 aJdmnzr "Kolay, Ekmekçi'ye bir soralım." "Vedafa pasaport vermiyortar, ne yapaJım?" "Ekmekçi'ye söyteyeHm." Ekmekçi bu, böyle yüzlerce zoriuğun üstesinden gelir Eğer gelemiyorsa, bir geleni bu I ur. Her derde devadır. Nice pasaport sıkıntılarına düştüm, hepsine koşiu. Sadece benim mi?.. Kocaman, adı göklere çıkmış nice yazar, şair, sanatçının işini ya gördü ya da görmek için yürekten uğraştı. Benim acentem dedim ya, sadece benim mi, bizim gazetenin de acentesidir. İş gormede böyle, peki haber alıp haber vermede?.. Bir haber mi aldı, o kadarla kalmaz, bunun ardındıkileri de kovuşturur, araştırır. Bir bakan mı istifa etmiş. Haberi aldım, yazayım, otsun bitsin demez. Neden istifa etmiş, niçin çekilmiş, ktminle dalaşağı var, işler kolay mı olmuş? Usanmaz, bezmez araştınr. Bu deşmeleri, bu kanştırmaları gazeteciliğinin ilk yıllarında başına nerdeyse bela olacaktı.Bunca tanınmıyordu piyasaya boytesi çıkmamıştı. Çiçeği burnunda muhabir olduğu günlerde, birlikte bir gazetede çalıştık. Nedense Milli Eğrtim Bakanlığı haberterinde ustalaştı. Kuş ucsa bilir, yakalardı. Üstüne hiçbir muhabir yoktu. Bakanlık muhabirtiklerini de birer birer bölme, her birine birini atama, Ekmekçi'nin milii eğitim uzmanlığından sonra doğdu diyebilirim. "Din dersleri konuyormuş." "Ekmekçi'ye bir soralım." Büro şefiydim, o da bizim bürodaydı. Bir gun, kimdi, Milli Eğitim Müsteşarlanndan biri, telefon otti. "Bu sizfn Ekmekçi" dedi, "en gizJi yerterimîze kadar giriyor, her şeyi öğreniyor, sormadan da yaztyor? "Sorarsa söylüyor musunuz?" "Söytenecek var, sfytenmeyecok var" "Gazeteci bu, araşUracak!" "O araşbrtyor, biz de bakandan zılgıt yiyoruz." En gizll yerierden haberteri soküp aldığı için yakınanlar çoktu. En doğru haberteri verdiği için memnun olanlar da çoktu. Hep doğruyu yazmaya çalışırdı. Her şeyin doğrusunu bulurdu da... Bir sır daha vereyim, gazeteciliğinin ilk yıllarında muhabiriiği sevmemiş, yazar olmak ıstemişti. Ben onu habere koşturdukça, yazar olacağım' derdi. Nitekim muhabiriiğe girerken, bir yandan da Ulus'ta yazardı. O yıllarda sadece yazarlık yetmryordu. önce geçinmek için muhabir oluyor, sonra yazar. Çetin Artan bu çileyi az mı çekmişti. Ekmekçi'nin doğru haberdeki trtizliği için bir örnek vereceğim. Bir gün üst düzey yetkîlîlerinin birinden bir haber alıyor. Fakat daha üst düzeydeki biri bu haberi yalanlıyor. O zaman Milliyet'te çalışıyor. Abdi İpekçi'den bir not: "Ekmekçrnin haberi yalanlandı." Hemen bir not gecer: "istifa ediyorum. Yalan yazan bir gazetBdden kurtuimuş olursunuz" Vay, olur mu, ilhami Soysal büro şefidir. 'Ben de istifa edfyorum' diyor. Ortalık karışıyor. Sorun notlaria çözülür gibi değildir. Abdi, 'Beni telefonla arayın' diyor. Tetefonda konuşma şöyle: "Ne oluyor, neden böyle üzukJurrr "Abdi Bey, teleks notunuzu bUiyorsunuz." "Ne var? 'Ekmekçi'nin haberi yalanlandı' dedim." "yalan yazdığıma inanmışsız. Ben giderim, gazete yalan haber vermemiş olur!' "Nereden çtkanyorsun sana inanmadığtmızı. Sana istifamnasıl geri aldıracağız?" Abdi, birinci sayfada 'Durum' diye yazryor. Şunu ister Ekmekçi: "Siz bir 'Durum' yazansınız. Yalan haber yazmayacak kadar titiz otduğumu söyiersiniz." öyle yapıyotiar da, tatlıya bağlanryor. Ekmekçi'nin Boyut yayınları arasında çıkan 'Kılçıklı Balıktar' adlı kitabını okuyorum. Olaylan salt kendi için değil, olaylann içindekilerie birlikte yaşayan Ekmekçi'nin yaratıcı gücü belli... Yazana ve okutana ne mutlu! ANKARA'dan YALÇIN D06AN (Baştarafı 1. Sayfada) mizpazargünü büyük ölçüde hafıfliyor. Cumhurbaşkanı ile haftalık Ankara yakmlannda Bayrak görüşmesi sırasında "üzüntülerini" Garnizonu'nda, Orgeneral Torumbildiriyor. Evren de Torumtay'dan aldığı iz tay'ın daveti üzerine Cumhurbaşlenimleri, yine haftalık olağan gö kanı, Millet Meclisı Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri, rüşmede bu kez Başbakan özal'a iletiyor. Bu arada Evren'in göriişü Başbakan ve Milli Savunma Bakanı nm eşleri ve yakınlanyla birlikte önemli. Cumhurbaşkanı "Genelkurmay yemek yemeleri "Bu iş artık bitti" Başkanlığı 'nın Milli Savunma Ba anlamım laşıyor. Gerçi, yemek öncesi ve sonrasmda bu konulara hiç kanlığı'na bağlanmasına dönük düşünceye katümadığını" Başba kimse değinmiyor. Ancak devletin kana anlatıyor. Milli Savunma Ba en üst düzeyindeki görevlilerin kanlığı'ndaki bazı gdrevlilerin, ör böyle bir yemekte bir araya gelmeneğin müsteşann ya da müsteşann leri, TV'den maç seyretmeleri, bidaha altmda görev yapanlann las lardo oynamalan "arada bettrtbiker değil, ama giderek stvil perso lecek soğukluğu gidermek" biçiminde değerlendiriliyor. nelden oluşmasma taraftar olduğunu" bildiren Cumhurbaşkanı, "Genelkurmay Başkanhğı'na dönük bir tasarruftan kaçmılmusının daha doğru olacağım" vurguluyor. Şu anda herkes kendi görüşünü koruyor. Ancak hiç kimse artık bu konudan söz etmek istemiyor ve olaya "kapanmış" gözüyle bakıyor. BONN (Cumhuriyet) Türkiye^ nin F.Almanya Büyükelçisi Oktay tşçen, "TürkAlman ilişkilerinin genel cerçevesi her zaman sözii edilen ve daima karşıhklı çıkarlara hizmet elmiş olan TurkAlman dostluğudur" diye konuştu. İşçen, TürkiyeFederal Almanya ilişküerini şöyle değerlendirdi; "Türkiye ve F.Almanya arasındaki iuşkiler ve işbiriiği çok saghkh bir temel üzerine in<a edilmiştir. Ttim Batı âleminde çeşitli aJanlarda en yoğun ve kapsamlı işbiriiği sürdiirdügiimüz ülkelerden biri Federal Almanya'dır. 60'b >ıllardan itibaren çok sayıda Türk işçisinin Alman ekonomisindeki işgücü açıgını kapatmak üzere bu ülkeve gelmeleri ile ilişkilerimiz yepyeni ve çok önemli bir boyut daha kazanmıştır. Konuoun insani ilişkileri ilgilendirmesi açısından çok nazik bir yönü olduiu da açıkhr." ATkredisîne (Baştarafı 1. Sayfada) cüsü Yannis Rubattis. 10 milyon ECU'nun ödenebilmesi için Türkiye'nin, lstanbullu Rumlanr mallannı bloke eden 1964 kararnamesini ytlrürlükten kaldırması gerektiğini yineledi. Rubattis, Yunanistan'da ölen bir Rumun mirasının, lstanbullu bir Ruma kalmasmın, Türk yargı organlarınca engellendiği yolundaki bir gazete haberi üzerine de, "Türkiye'de aynınctlığın sürdürülmesi karşısında söz konusu AT protokolünü imzalamayacagız" dedi. Yeni gelişme, Kathimerini gazetesinin dünkü sayısında yayunlanan bir haber üzerine patlak verdi. Gazetenin haberine göre yıllar önce Yunanistan'a yerleştiği halde Türk uyruğundan çıkmayan Pioelopi Pana adlı kadın bir süre önce öldüğünde mirasım TOrk uyruğundaki lstanbullu Rum Dpida Frangopulo'ya bıraktı. Ancak mıras konusunda çıkan pürüz Yargıtay'a kadar gitti ve yine habere göre Yargıtay, mirasın Bayan Frangopulo'ya kalmasını Pinelopi Pana'mn TOrk kökenli olmadığı gerekçesiyle reddetti. Ancak Yargıtay'ın gerek Elpida Frangopulo, gerekse Pinelopi Pana'mn T.C. vatandaşı oldulclanm kabul ettiği haberde yer aldı. Gazetenin haberiyle ilgili olarak gazetecilerin sorulannı yanıtlayan sözcü Rubattis, "Türkiye'nin genelde HeJen Kökenlüer aieyhinde bir lutnm izJedigini" öne sürerek, "Bu kcşullar ahmda, yani Türkiye de bu aynmcılıgın sürdürülmesi karşısında söz konusu AT protokoliinü imzalamayacaftız" dedi. bıöııü: Özal, Lozaır ı değiştiıinek mi îstiyor? ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal lnönü, Başbakan Turgut Özal'ı "kendini bilmez" açıklamalar yapmakla suçladı ve Yunan adalannın silahlandınlması ile Lozan Antlaşması konusundaki düşüncelerini açıklamasını istedi. lnönü, özal'ın bir Yunan gazetesine verdiği demeçte, Lozan Antlaşması'nın değiştirilmesine ve Ege adalannın silahlandınlmasına evet diyeceğini ima ettiğini söyledi. Erdal tnönü dün akşam yaptığı açıklamada, özal'ın seçimi SHP'nin geciktirdiği yolundaki suçlamalarını yanıtladı. SHP lideri, Özal'ın hem suçlu hem güçlü olduğunu bildirerek "Bütün vatandaşlann seçimin kışa kalmasından öluni dayacı olacağı tek kişi var o da Saym Özal'dır" dedi. özal'ın "başUnna çorap örüp" anayasaya aykırı bir yasayla seçim yaptırmak istediğini anlatan lnönü, kendilerinin seçimi geciktirmediklerini, "Dognı durüst seçim yapılmasmı sagfaKhklann" söyledi. SHP Genel Başkanı, Özal'ın geçen ay memurlara iki maaş verdikten sonra seçime gitmevi hesapladığmı ancak bunun tutmadığını kaydederek "Özal yalanUrla dolanlaria seçimi kazanmaya çaltsıyor. 1.5 milyon vatandaşımız bu oyun nedeniyie geçen ay bası maaşsız kaldı. Türkiye'de bir gelenek yıkıldı" diye konuştu. tnönü, Başbakan Özal'ın geçen günlerde bir Yunan gazetesine verdi|i demece de değindi ve bunu "Ozal'ın kendini bilmeden sadece kendisine kısa vadeli çıkarlar sağlamak için yaptığı kontışmalann bir ömegi" olarak niteledi. lnönü, Başbakan Özal'ın, "Ege adalannın silahlandınlması" konusundaki görüşünü soran Yunan gazeteciye, "Biraraya gelemediğimiz için mevcut anlaşmalar doğrultusunda hareket etmek zonındayız. Ama bir araya gelir konuşursak iyi şeyler olur" yanıtını verdiğini anımsatarak şöyle konuştu: "Yani ima ediyor ki bir araya gelir konuşursak Ege adalannın silahlandınlması konnsandaki Lozan Antlaşması ve sonraki anlaşmalann getirdigi yasak belki kalkar. O sözlerden bu anlam çıkıyor. Şimdi Sayın Özal'a sonnak istiyorum. Gerçek len böyle bir düşüncesi var mı? Lozan Antbşması'mn bu şekilde degismesini kabul ediyor mu? Ben bunu kabul etmiyonım. Locan Antlaşması'nı bozmadan Türkiye ile Yunanislan arasında dostluk, iyi üiskiler kurulmalıdır. Lozan Antlaşması dünyaya örnek olmuş bir anlaşmadır. Hiçbir hükmüni: değiştirmeye kimsenin gücü yeünee • BİLSAK'TA BUGÜN (4 Kasun Çarşamba) GÖRSEL SANAT ATÖLYELERJ Orhan TAYLAN'la resim çalışmalan. BİLSAK CtHANGİR SEMtNERLERİ 1 ÇAĞDAŞ KÜLTÜRÜN DOCUŞU 0 ) 24 seminer 2 MİTOS'TAN BELLE EPOQUE'A TtYATRO 3 seminer 3 BELLE EPOQUE'DAN BU GÜNE tSTANBUL'UN SERİrVENİ 3 seminer 4 AYDIN VE TOPLUM 3 seminer 11 Kasım 198730 Ocak 1988 tarıhlerini kapsayacak olan bu I. dönem seminer programına kayıt olabilmek ve daha geniş bilgi için: 143 28 79 143 28 99 10.00 CafeFnaye 17.00 CafeBar 18.00 Jazz ResUurantBar Önder FocanŞafak Dörtlüsü BtLSAK Soğancı Sok. 7 CİHANGİR 143 28 79 143 28 99 Hatta öne sürüldüğüne göre, Necdet Öztorun'un emekli edilerek Genelkurmay Başkanlığı 'na kendisinin atanması karşısında Orgeneral Torumtay'ın "Özalyanusı gibi bir duruma ve konuma gelmiş olması, böyle bir konumun gerçekmiş gibi gösterilmekte oluşundan" da rahatsıdık duyuyor. Haftalık olağan göriişmede Evren'in, özal'a bu yöndeki uyarısı "protokoldeki sırayı" da kapsıyor. Evren, Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerinin "görev dönemieri boyunca protokoldeki sıralannm değişmesinin söz konusu olmadığını" ekliyor. Bu tür bir görüşmeye rağmen bazı yayın organlarında konunun yeniden işlenmekte olduğunu gören Evren, bu kez Özal'ı 26 ekim pazartesi günü telefonla anyor. Ve açıklamada bulunmasım istiyor. 27 ekim tarihli gazeteierde yer alan açıklamasmda Başbakan özal "Genelkurmay Başkanhğı'nm protokoldeki yer ve yetkHerinin değiştirilmesine ilişkin haber ve yorumlann doğru olmadığını"söylüyor. Özal, aym açıklamada şöyle diyor: "Genelkurmay Başkanltğımızın protokoldeki yer ve yetkilerinde ntrhangi bir değişikliğin yapılması düşünülmemektedir. Sadece programımızda Müli Savunma Bakanhğı'nın görevlerinin daha iyi ve verimti hizmet verebilecek tarzda reorganize edilmesi planlanmıştır." özal, Evren'in telefonla uyarısı üzerine, Genelkurmay Başkanlığının protokoldeki yerine ilişkin açıklamayı yaparken, Çankaya'nın da görüşleri doğrultusunda "Mil Cumhuriyet Cad. 173 1B Elmadağ 80230 Istanbul Hılton Otelı Karşısı U Savunma Bakanhğı'mn reorganize edileceğini" aym açıklamada Tel: (1) 148 39 77 özellikle vurguluyor. 148 79 4 3 1 3 2 9 6 84 Çeşitli görüş alışverişleriyle yakTlx: 27498 TUSM TR laşık bir buçuk iki hafta kadar süFax(1)132 97 29 ren "protokol tartışması", geçtiği İNGİÜZÜSANOKULURI DANIŞMAMERKEZİ tursem
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear