Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/10 HAVA DURUMU Mataorotojl Gene) MuJOriuOu'nden alınan Mgiy* gört, yurtun tat tesmttn parçah p * M M u . H q a , Manranfnn bahsı M kıyı Ege A 26° 10° ftyartjakır B 19° 11° Edime HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN B A A A A A A B B A A A A B A A 16 KASIM DÜNYA'OA BUGÜN Amstentam B 9" Amman B 23° Mıu B 21° A 25° B a ^ K t a B 19° Bastl Y 14° Belgrat Y 10° Berfin Y 1t» Bonn Y 13° Brflksd Y 11° Budapsşte B 10° CatMm Y 13° Cszsyv B 21° CSdde A 19° Dubayi A 21° Frankkm Y 12° Sme B 22° nfllsınkı Kopanlug Q 1987 B 23° VbBaan msapasmss H M SKAKU&: Buttn yurtta artnap dnam edacA HÜffiAft Günar « b * yOntadn la«. n a n ona lomclk. yunkn tatı taMefMa aman a r a ı kunrtl olarak eacefc Deı f c M e Mfc v« lodosbn 33, zaman zaman 6 kunaftmfe saatfc 1021 zaman aman 28 dVB ı M hzh asnk. O B t e I t o m m , KırtĞuiz m Egı (arçat briutta, j a m Maraon le Ege )*ııurtu. A k M z az Muttu * apk Buısa g^aok. Oeniz muMI tfatgat ctup. gOrO* Çanakte* uzaÛAIOIan aflısat»naertJade35km d o t « u f c ( » ^ v e g f l l ü n t t h M p a n a ı a z fi« ttÇ* dakjak ofap. göriiş uzaUı» W mı dotjyınd». ss anında 1 km.'nm Çorum Oend M ı A ı o n l g ^ K A n u z g l r g u n a y v e b a t ı admda otacak 17° yEnunım W° 6° EsMşehir 17° 4°G»aantep 24° M° Sresun 23° 9°G0muşhane* 19° 6°HaMdri A 23° 9°lspara A 20° 5°istaı*ut 8 19° 6°bmir B 15° 5°Kare A 17° 17° 18° 18° 14° 19° 5°KasOmonu A 4°Ka»sefi 2°Kırtdaret 13° Konya 2°Kütahya 8°Maötya B B A B A 16° 3°Muş A 20° P N ı O * A 18°13°0nlu A 15° 4 ° K » A 17° 3°Samsun A 18° 2°SSrt A 18°13°Smop c A 21 13°S«as B 2° 7° lelortlaj A 14° 5°lataxi A 15° 3°1üncel B 19° 12° Uşak B 14° 2°Vw A 14° 1°taoat 14° 4°ZonguUak B 18° 5°Marasa 16° 10° K.Maraş 10° 1°Mefsın 20° 20° 24° 16° 15° 16° 18° 19° 21° 19° 18° 15° 17° 20° 14° 16° 13° 15° 18° 10° 6° 13° 3° 3° 4° 13° 14° 12° 9° 13° 4» 12° 13° 2° 5° 1° 2° 12° abriz tdtm "T" soi «rt A aç* B M u h K ört S SB* Y yaomufe KMn Ldtoça B 8° Y 12° B 23° D A 22° 0° Y 2° Y 12° B 18° B 17° Y 7° MosttM K 3° B 12° Münıh Nmtork Y 9° Y 9° Osto Y 14° Paris B 9° Prag A 28° Rona Y 21° Y 10° A 24° Sam B 20° W/Wrv B 20° Ijnus B 11° Venedik Y 17° Vıyana Y 15° VfeshingtmB 17° Zurih Y 14° Ifringrad Londra Madnd Mlano MKHMRD KEMAL POLİTİKA VE OTESI Tarih Bazen Yük Olur istanbul'un park için aynlmış yeşil alanlan bir bakıyorsunuz el değiştirmiş, para babaiarından birine kamanço edilmiş, uygun bir dönemde de beton yığınına dönuşuyor. Biri çıkıp da, tuluyor, sonra yeniden ele alınıyor. Tarihsel bir kent diyoruz sefertası gibi birbirinin üstüne yığılmış betonlar. Cağaloğlu'nda avuç içi kadar birkaç park vardı, nasıl da yiyip yuttular!.. Bu dönemde bir kaldınm ticareti daha çıktı. Durmadan yaya kaldırımlarını söküyoriar, sonra yeniden yapıyoriar. Kuş uçmaz, kervan geçmez Piyaie pasa, Kasımpaşa bulvanna da yaya kaldırımı yapıyoriar, yeşillik dikiyoriar. Oysa kalabaltğın doluştuğu yerterde bir adımlık geçecek yol yok. Bu ne biçim iştir? Bumuna kadar doymuş belediyelerin yeni paylaşım becerileridir. Sanata önem verildiğini kanrtlamak için heykel de dikiyorlar. Bir zamanlar memeleri gorünüyor diye Gurdal'ın Karaköy alanındaki 'Güzel Istanbuf heykelini yıkanlar, şimdi şuraya buraya sanat değeri söz götürür heykeileri dikiyoriar. Kim kotanyor, hangi beğeni duzeyindeki kişiler el atıyor, bilmiyoruz. Bebek'te, Suriar'ın kenannda, Fatih'te Bozdoğan Kemeri aftında heykeller... Bilenler şaşıp kalıyor. Bilmeyenler tuhaf tuhaf bakıyorlar. Beşiktaş'ta Barbaros'un heykeli dikilmiş, üstüne Vahya Kemal'in bir şiiri kazınmıştı. Bunu gören Neyzen neler demişti? Hadi buraya yazmayalım. Boyte heykel merakiılan her zaman çıkar. 30 Aöustos Büyük Utku'sundan üç hafta sonra Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Şukru Bey, kürsüye çıkar, bu büyük utkuyu kağnılann sağladığını söyler, şunu önerir: "Bu ulusal utkuyu kağnılar sağlamışbr. Meclis önündeki alana bir kağnı anıb dikilmesini istiyorum." 'O yalan, bu yalan, fili yuttu bir yılan" diye el atarsa, biraz uyu Laf Ebeliği ve Slogancılık Değil... Yollarını basın mı kesiyor? Hiç sanmıyoruz. Bir parti açısından belirleyici olan, basının değil, kendi siyasal hareketinin gücüdür. Varlığını kanıtladığı, etkinliğini belli ettiği ölçüde gazetelerin kendisini görmezlikten gelmeleri pek mümkün olamaz. Bize kalırsa, DSP'lilerdeki burukluğun, tepkisel havanın temelinde başka bir şey yatıyor. öyle sanıyoruz ki onlar da bazı şeylerin düzgün gitmediğini, partinin bir türtü yükseiişe geçemediğini görüyorlar. Bir tür dışlanmışlık duygusu içinde okiukiarı da söylenebilir. SHP'nin yukseliş grafiği çizdiğinin, kamuoyunda dikkatleri daha çok topladığının farkındalar. Ama bütün bunlan, ya içlerine sindiremiyorlar ya da görmezlikten geliyortar. O eski güzel günlerin, CHP'nin iktidara yürüdüğü 1970'li yıilann özlemi içinde, liderteri dışında her şeye kızıyortar. Onun için de DSP'ye bir siyasal partiden çok, bir "Ecevifi sevenler kulübu" havasını kazandırıyorlar. Lidere toz kondunmuyortar; bazı şeyieri düşünmek, eleştirmek sanki işlerine gelmiyor. Ama o eski guzel günlerdeki gibi, tek bir çatı altında, kitlelerde heyecan titreşimleri yarata yarata iktidara doğru yürüyüşe geçmenin özlemi içinde olduklanndan şüphe yok. Çünkü onlar da görüyorlar, bölünmüşlüğün sosyal demokratlara iktidar yolunu tıkadıgını... Umutlu gözükmüyorlar seçimlerden. ANAP'ın bir numara, SHP'nin iki numara olacağını biliyorlar. "DSP yüzde 10'un altında kalsa da devam edeceğiz" diyor biri; "Ama yüzde 10'un altın(Baştarafi 1. Sayfada) "Diyelim 100 mifyonum var. 10 milyonu oianla ortaklık kurulur mu bey? Sonra millet kayga istemiyor." Sargın ve (Baştarafi 1. Sayfada) temsilcileri ve çok sayıda yerli yabancı gazetecı de bugün Federal Almanya'dan Türkiye'ye geliyor. Sabah uçakla Düsseldorf tan Münih'e geçe1 rek buradan Lufthansa Havayollan na ait bir uçakla direkt Ankara'ya gelecek olan Kutlu ve Sargın ile beraberindekilerin Esenboğa'ya inişlerinde çok sıkı güvenlik tedbirlerinin alınacağı ve basuı mensuplanyla görevliler dışında alana kimsenin sokulmayacağı bildirildi. Bu arada, önceki gün Başbakanlık'tan yapılan açıklamada dile getirilen görüşler, dün DüsseldorPta TKP ve TtP liderleri tarafından yanıtlandı. Cumhuriyet muhabirleri Hadi Uluengin ve Enıs Berberoğiu'nun bildirdiklerine göre, TBKP taraftarları dün Düsseldoıf ta bir "uğurlama toplantısı" düzenlediler. Berlin Başkonsolosluğumuzdan bir seyahat belgesi alan, ancak bu belgeyle Federal Almanya vizesi alamayan Haydar Kutlu ise bu toplantıya katılamadı. Bugün Münih'ten transit yolcu olarak uçağa binecek olan Kutlu, toplantıya gönderdiği mesajda şöyle dedi: "Sonıyoriar Batı Avnıpa'ya mı güveniyorsunuz? Demokrasi bizim sornnumuzdur. Komünistlerin ozgür çalışma ortamına kavuşmalan, demokrasimizin pratik bir ihtiyacıdır." Federal Alman Komünist Partisi (DKP) ve Almanya'daki çeşitli Türk kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı toplantıya katılanlar sık sık, "Biruk yasallık", "Yaşasın ulusal dayanışma", "Bonn aramızda" sloganları attılar. Toplantıda konuşan TtP Genel Sekreteri Nihat Sargın da Türkiye^ nin demokrasiye layık olduğunu bildiklerini ve bunu gerçekleştirmek için yurda döndüklerıni sö^edi. Sargın, "Sonıyoriar, meydan mı okuyorsunnz? Haşa, biz kimseye meydan okumuyoruz. Türkiye'de bizden daha fazla olan demokratik bir kitle vardır. Ona güveniyoruz. Kimseyle pazarfak etmedik. kimsenin desteğini almadık. Desteğimiz Türk kamuoyudur. Dünya demokratik kamuoyuna da güveniyoruz" diye konuştu. öte yandan, TtP ve TKP liderlerinin, Esenboğa Havaalam'na inişlerinde siyasi polis tarafından gözaltına alınacaklan bildirildi. Ankara DGM Savcılığı'nm, bu konuda siyasi polise talimat verdiği belirtilirken, her iki liderin 48 saat süreyle emniyet müdurlüğünde sorgulanabilecekleri, DGM tarafından istekte bulunulması halinde sorgunun 15 güne kadar uzayabileceği de öğrenildi. Sargın ve Kutlu hakkında MtT ve polisin elinde bulunan tüm bilgileri içeren dosyalar da DGM Savcılığına gönderildi. DGM Savcısı Nusret Demirel ile yardımcılan Tevfık Hancılar, Ülkü Coşkun ve Ihsan Alplan tarafından incelemeye aiınan dosyalarda TİP ve TKP'nin Avrupa ülkelerindeki çalışmalarma Uişkin bilgiler de yer alıyor. Bu arada. yurtdışında yaşayan ve aralannda şair Nihat Behram, ses sanatçısı Melike Demirağ. Tülay German, Şanar Yurdatapan, Prof. Server Tanilli, Fakir Baykurt, Dursun Akçam gibi isimlerın de bulunduğu 50'yi aşkın yazar ve sanatçı da yaptıklan ortak yazılı açıklamada, "TİP ve TKP genel sekrelerlerini nlkemizin demokrasi güçlerine emanet ediyonız" denildi. Her iki genel sekreterin görüşünü paylaşıp paylaşmadıklannın bugünün bir sorunu olmadığını belirten yazar ve sanatçılar, "Onlara yöndecek baskılara karşı birlikte durmayı demokratik bir görev sayıyoruz" dediler. İlginçtir, bu temayı iki gün boyunca birçok kez dinledik. Ecevit'in "hırçın" görüntüsüne karşılık, Erdal İnönü'nün güler yüzlü ve yumuşak üslubu daha çok puan topluyor. SHP liderinin güven tetkin eden kişiliğine dikkat dedi. Referandum öncesi televizyonda yaptığı iki konuşmanın etkisi hâlâ devam ediyor İnönü'nün. Bir de önseçimin bütün parti üyelerinin katılımıyla yapılması SHP'nin imajını parlatmış. oluştuğu söylenebilir mi? Hayır. insanların kafalarmda SHP'ye "ana muhalefet' yerini yakıştırdıkları söylenebilir Ancak "SHP, sorunlan çöz&r" havasının çekiliyor. Biri, "İnönü çocuklanmızı kırdınvaz" denge olsun" diye oylarını SHP'ye vereceklerini söylüyorlar. Bu yaklaşımın, ölçüsü kaçabilir düşüncesiyie, ANAP'ın tepelerini bir hayli rahatsız ettigini biliyoruz. Sayın özal, "peşin favori" olmanın tedirginliğini yaşamıyor değil. Deniz Baykal'la sohbet ettik. SHP'nin Antalya batı bölgesindeki birinci sıra adayı. "Politika gündeminin son derece somut konularla yüklü olduğunu" söylüyor. Hatta kimileri, "ANAP'a karşı parlamentoda Baskan oya koyar. Kabul edenler... Etmeyenler... NNNMLARI GEÇTİ Ûzal Lüleburgaz'da yaptığı konuşmada "Sakın oyunu2U parçalamayın. ANAP yepyeni bir partidir. Diğer partiler eskiden kalma. Onların modası geçti" dedi. (Fotoiraf: kk) Bilecik Milletvekili Kemal Bey, oturduğu yerden bağırır "Her katkıya bk anıt dtldlecekse bunun ardı geimez." "Doğru suylüyor..." sesleri. Her aileye bir araba (Baştarafi 1. Sayfada) lediye Alanı'na gelen Özal, otobüsün üstünden meydam dolduran Lüleburgazlılara konuşurken, "Türkiye çağ atlıyor. Bakın dün Ankara'daydık. sonra tstanbul'a geldik, bugün de helikopterle buraya geldik. Işte çağ athyonız. Aç telefonu konuş, Almanya ile. Çağ atladığımızı anlamayanlara dün bir gösteri yaptım. Ben Antalya'da konuşurken, lstanbul'da ekranda seyrettiler. Muhalefetin hayaUndcn geçiyor muydu böyle seyler?" şeklinde konuştu. özal, en büyük çağ atlamanın birlik ve beraberlik sağlanarak gerçekleştirildiğini savundu ve "Kavga yerine sevgiyi getirdik. En büyük çağ atlama budur. Artık Avrupa ile baş başa yanş edeceğiz" dedi. Özal, çağ aılamayı savunurken, şu örnekleri verdi: "Ben işçimi çok seviyonım. Kim soylemişse sevmiyonım diye o en büyük yalanı söylemiş. Artık emeklilerin değil, 3540 yaşında insanlann ev sahibi olduğunu gönıyorsunuz. Her aileyi araba sahibi ile yapacağız. Arabalan kullanacaksımz ki, bana para ödeyesiniz. Bu kadar yol yapıyoruz, boş mu kabtcak o yollar? Arabanız da olacak, sahillerde ev sahibi de olacaksınız." Başbakan daha sonra helikopterle Edirne'ye geçti. Karşılama sırasında ANAP Keşan llçe Başkanı Osman Kürşat'ın "Petek"e binerken, polisler tarafından "kargatulumba" uzaklaştınldığı görüldü. özal, şarkılar eşliğinde Kapıkule'ye gitti ve 30 kilometrelık EdirneKapıkule otoyolunu hizmete açtı. EdirneKapıkule otoyolunu hizmete açtı. Edirnetskenderun otoyolunun finansmanını sağladıklannı, Türkiye'yi otoyol ağlan ile öreceklerini söyledi. Antalya mitinginden Istanbul'a naklen yayını anlatırken Özal şöyle konuştu: Çağ atladığımızı gösterelim dedik. Bakalım çağ atladık mı, atiamadık mı? tki yerde miting yapmış oldum, aynı anda iki yerde bulunabflir misiniz? Eskiden, ancak evliyalar bulanabiurdi " dedi. Türkiye'deki gelişrr>eleri görmeyenlerin gözlerinin kör olduğunu ya da "kalplerinin mühürlendiğini" belirten Özal, "Bizden sonra gdenler daha iyisini yaparlarsa, otunır allaşlanz" diye konuştu. Konuşmasında tnönü'ye de çatan özal. "tnönü atıp tutuyor. Hesap bilse bunlan söylemez. Söylesin, öğrenecek. Seçimden sonra çok şey ögrenecekler" dedi. Özal, "Türkiye'nin 70 sente mubtaç edilmemesi için iktidarda kalmaian gerektigini" söyledi. Daha sonra otoyolu hizmete açan özal, kendi kullandığı ve yanında eşi Semra Özal'ın bulunduğu 34 ACD 08 plakalı siyah bir Mercedes'le 10 bin lira vererek paralı yoldan ilk geçişi yaptı. Özal daha sonra Kapıkule'ye giderek, seçim sandıklarını gezdi. Buradan Edirne'ye dönen özal, kent içinde tur attıktan sonra DHMİ'ye ait bir helikopterle gece lslanbul'a döndü. Mersin Milletvekili Selahattin Bey: "önce duşmanm kaçarken yakıp ytkbğı yerteri onaralım, ondan sonra anıt dikmeyi dusünüruz." Vazgeçilmez konunun ekonomik nîtetik taşıdığına ışaret ediyor. Geçim derdi, yolu, suyu, gübrenin, tarım ilacının, ürününün fiyatı, gecekondusunun tapusu... "En başta bu sorunlanna çözüm bulunmasından yana" diyor Deniz Baykal, "Bunlan konuştuğunda tepki alabiliyorsun, ilgi görüyorsun.' Bizim savaşlanmızdan çogunu kağnılar ve kadınlar kazanmıstı denebilir. Kağnılann da kadınların da heykeli, şiiri, resmi, musikisi, romanı, destanı olur. Savasa katılmış kadınlara dikilen bir heykel Ankara'da, Ulus alanındadır. Kadınların ve kagnılann destanına gelince onun en güzelini Nazım Hikmet yazmıştır, şöyle: "... Ayın altında kağnılar gidiyordu. Kağnılar gidiyordu Aksehir üstünden Afyon'a doğru. KağnHar yurüyordu ybkpare meseden tekenekleriyte. Ve kadınlar, bizim kadınlanmız Korkunç ve mübarek elleri İnce, küçük çeneleri, Kocaman gözleriyte Anamız, avradımız, yârimiz...'' da kalırsak ne olur?" diye devam ediyor, dokunaklı bir sesle. Soru, çok açık... Biter veya tümüyle kulüpleşmez mi? Manavgat'tan bir üretici. Sigarasını tüttürüyor. Oyu, ANAP'ın. ruyorum. "Buralarda Inönü mü, Ecevit mi?" diye so"Inönü, bey." "Neden?" "Ecevit denenmiş. Hem de birleşmemiş..." "inönü ona katılsaydı..." Haklı. Birkaç günlük nabız yoklamasından bizim edindiğimiz izlenim de bu doğrultuda sayıhr. Sosyal demokrasi, SHP, kendini sloganlann kolaycılığına kaptırmaksızın, laf ebeliği değil çözüm üreten bir yörüngeye oturabildiği ölçüde, kitlelerde güven uyandırabilecektir. Ekonomide "Özal modeli" sosyal adalete, eşitlik duygularına öylesine ters düşen çizgilerle yüklüdür ki kendisine iktidar yolunun açılması o kadar güç olmayacaktır. Soyguncu iktidar (Baştarafi 1. Sayfada) ziamep'e geldi. tnönü'yü, havaalanında ttzerine gül atan hanımlar ve kalabalık bir partili topluluğu karşıladı. İnönü, yüzlerce araç ve motosikletüden oluşan bir konvoyla Gaziantep tstasyon meydanına geldi. Yol Ozerindeki yurttaşlar, İnönü'ye sevgi gösterilerinde bulundu. "Herkese parasız çağdaş egitim". "Esnaf ve sanatkâra destek", "Memara sendika özgiiriüğii", "Ozgür geaçfik", "YÖK kakhnl»cak"."Özgur •nivenite" gibi pankartlann >er aldığı miting alanında konuşao İnönü, hajali ihracal konusuna değinirkcn bu konunun Mecliste Genel Sekreter Fikri Saglar tarafından dile geîirıldığini belirtti ve şunlan söyledi: "Başbakan, hayaJi ihracatın 400 mUyar değil, 5 milyar olduğunu söylüyordu. Arkasından bugün biliyoruz ki, 500 milyan buldu hayali ihntcatta haksız vergi iadeleri. Başbakan 5 milyar için 'hiçbir şey degil' deıse ANAP Gend Sekreleri'nin kardeşi bir türiii bulunamazsa, elbet o zaman soygun 500 milyan bulur, trilyonlan bulur. Bunu durduracak olan sizlerin oylanmzdır. Siz oylannızla bu iktidan diişüriirseniz bütün bu soygun düzeni biter, yasalar içinde hesabını soranz. Kimsenin hakkını kimseye kaptırmayız." Mustafa Taşar'la, Devlet Bakaru Hasan Celal arasındaki çekişmeye deginen İnönü, bu konuda şöyle konustu: "Nasıl oldu da bu çağ atlatan iktidann iki ileri geleni. bir bakanı, bir genel sekreteri kimsenin aklına gelmeyecek şekilde birbirierini suçlamaya başladılar? Ne sahtekârlık kaldı, ne gericilik kaldı, hepsini birbirierine söyiediler. Bunlar niye oldu? Çünkü burada kallanamayacak yolsuzluklar oldu, dolandıncılıklar oldu. Bunlan iktidar partisine dayanarak yaptılar. Işle dört ay geçti, Fanık Taşar aranıyor, bulunamadı. Mahkeme karan olmasına karşın bir türlü mahkemeye getiremiyoriar. Ama bu arada üretici perişan oldu, alacağını ala Korsan yönetim (Baştarafi 1. Sayfada) labalıfı meraklı kitlesi ya da "Şehre tnönü geimiş gidip bir dinleyetim" diyenler olarak nitelendirrae hayli zor. "Güaeş" otobüsünün peşinde kilometrelerce koşuşan gençlerin, kaldınm kenarlannda koşar adım izlemeye çalışanlann ağızlarından "Başbakan, yaşa, varol" haykınşları yükseliyor. Uğur Mumcu'nun "Dev Uyanıyor" yazısını, SHP'nin marş yapmakta ne kadar hakh olduğunu buradaki görüntü iyice sergiliyor. SHP'nin bu mitingi, Gaziantep'te 1977'de CHP'nin yapuğı mitingi anımsatıyor. O zamanJar iktidara susamış CHP tabanı Ecevit'in otobüsünü sanp, havaya kaldınrcasına coşku seli içindeydi. Aynı sahneyi, o günü yaşayan gazeteciler, dün öğleden sonra yeniden anımsadılar. İnönü, başbakanın muhalefete karşı her gün yeni bir "eşitsizlik, haksızlık" sergilediğini anlatıyor uçakta... "Başbakan olarak zaten o bir tane. E^iti vok, bir kişi. Biz onunla fırsat eşıtliği içinde olmaya çalışıyoruz. Antalya'da meydam başbakan olarak tutuyor, kürsüye başbakan olarak çıkıyor, ama konuşmaya başlayınca ANAP lideri olııyor. Bu göz boyamadır. Seçime adaletsizlik kanştırmaktır" diyor. İnönü, başbakanın "çağ allamak" diye nitelediği ve Kİ l'nin olanaklannı, seçim amacıyla kullandığı olanakları, kendilerinin de kullanabileceklerini söylediğini hatırlatıyor ve bunun "boş bir söz" olduğunu bildiriyor. "Nasd" diye soruyoruz; "PTTnin uydu olanaklannı kullanmaktan vazgeçtik. bize iki parti otobüsü için istediğimiz telsiz telefonu bile iki aydır tahsis etmiyorlar. Nerde kaldı uydu vesaire" diye yanıthyor. Soruyoruz, "Başka haksızlıklar neler?" İnönü gülerek "Saymakla bitiremeyiz. Başbakan ailesini bile TV'ye çıkanyor. Kimin adına çıkanyor? Kendi partisi adına. Böyle şey olur mu?" yanıtını veriyor. İnönü her sözcüğünü tartarak söyluyor. "Bu yönetim korsanlık yönetimidir" diyor. Bu deyimi duymaktan şaşırdığımızı söyleyince açıklıyor: "tzmir Merkez llçe Belediye Başka nı Süha Baykal'ı göreve getjrdiler. Aradan 24 saat geçmedi. Bir gün onceki bir tarihle cumartesi günü yeniden görevden aldılar, gerekçesiz bir kararla... Danıştay'la, bukukla alay etmektir bu. Bu korsan yönelim değildir de nedir? Merkez İlçe Belediye Başkanı >ali ile biıiikte Devlet Bakanı Kaya Bey'i havBalanında karşılamavs gidi>or. Vaii Be> durumu bildigi halde görevden alındığını kendisine söylemiyor. Bunun manası nedir? Oysa ki o anda belediye başkanı sıfatı elinden alınmıştır. Bunlann yöneümi keyrdikie korsanlıklarla doludur." Peki buna karşı nasıl mücadele edeceksiniz, sorusuna gülerek, "Biz mücadek edeceğiz, ama seçimlerde halk bu zihniyeti mahkum edecektir. Ve SHP"ji iktidara getirecektir." İnönu, çağ atlaması sözünü yanıtlamak ihtiyaaru bile artık görmüyor. Başbakamn, ban işadamlanrun telefon etmek için Istanbul'dan Atina1 >3 gittiğini söyiediğini anımsatıyor ve "Olabilir. gidebilirier. Şimdi de kömür kıtbğı yuzunden de ısınmak için İstanbul'dan. Ankara'dan Antalyaya gidenler vardır. Önemli olan çağ adayınca bu olanaklardan ne kadar kimsenin yararlandıgıdır." İnönü, "iktidar olacağız" sözlerini, Gaziantep tablosunu gördükten sonra daha bir inançla ve güvenle dönüşte yeniden vurguluyor. İnönü'ye yine soruyoruz; "Halk, SHP'nin kadrolannı yeterli görmedtği için oy vermeyecek. Çünkü iktidar kendini, kadrolannı tanıtnuş, goslermiş dunımda." İnönü şöyle yanıtlıyor. "Bizim de kadrolanmız var. ANAP'ın 6 Kasım 1983te Kaya Erdem gibi bir iki kişi dışında bangi devlet kadrosu vardı? Bizim çok değerli arkadaşlanımz \ar, ekonomistlerimiz, politikayı derinlemesine bilen vetkililerimiz var. Bunlar, ancak iktidara gelince kendilerini gosterme olanağı olacaktır. Kaldı ki biz yeni bir partiyiz. Yeni partinin kadrolan ancak iktidar olduklannda başanlannı kanıtlama olanagını buluriar" "Köprünun gelirini sattık, ikinci köprüyu japıyonız. Oldu mu? Hem de bu köprüde dort gidişdört gdiş olacak. Eskisini yaptık diye iftihar ediyorlar, ama onda üç gidiş, üç geliş yolu var. 1300 kilometre otoyolu yapıhyor. Bir iki yıl sonra, Edirne'den girenler, Ankara'ya kadar otoyoldan gidecek. Otoyollarunız, Avmadı. Hiçbir iktidar döneminde, rupa'dakilerden daha iyi olacak. Özal döneminde olduğu kadar yol Çünkü biz yeni yapryoruz. Şimdiye suzluklar artmanuşur. Böyle bir soy kadar 84 baraj yapılmıştı. Biz dört gun dönemi yaşanmadı. Bunun he yıl içinde 2830 barajı hizmete açtık, sabını soracağız." 75 tanesini de başlattık. Dört seneANAP Basdanışmaru Mustafa Ta de cumhuriyet tarihinde olduğu kaşar'ın, Gaziantep yerine bu kez An dar iş yaptığımızı iddia ediyonım." kara'dan milletvekili adayı olmasını özal, Erdal İnönü'nün çiftçinin da eleştiren tnönü, "Siz kurtuldunuz elbet. Ama ordakiler de vatandası borçlanru erteleyeceğine Uişkin sözlerine de şöyle karşılık verdi: "Borç mız. Onlar nasıl kurtulacak? Onlan da kurtarmak gerekir ve onlan da erteJeyecekmiş. Kimin parasım kime kurtarmak için artık Özal'ı iktidar veriyorsun? Eğer bazı kişilerin bordan düşürmek gerekir. Başka çaresi cunu silerse, borç ödeyen kişilere yoktur. tktidarda kaldıgı sürece bü haksızlık yapdmış olmaz mı? SHP btün bu yolsuzluklar artıp gidecektir. deri İnönü'nün besap kitap bildigi Bütün bu soygun düzeni böyle yok. tktidar olacağı umidi de yok. Sırtında yumurta küfesi yok. Onun sürecektir" dedi. için atıyor, tutuyor." İnönü, Başbakan özal'ın iktidara Çocuklann artık bilgisayarlarla geldikten sonra sanki anarşiyi kendisinin sona erdirdiği izlenimini ya oynayıp. ögrendigini anlatan Başbaratmaya çalıştığını söyleyerek, şöyle kan özal, memurlan ev sahibi yaptığını, yakında herkesi araba sahibi devam etti: "Anarşi zaten bitıraşti. Anarşi yok yapacağmı iddia ederek, seçim vaattu. Onun için bu sadece kandırma lerini şöyle sürdürdü: ca. Özal geldikten sonra Guneydoğu'da hâlâ masum vatandaşlanmız öldürüluyorlar. Onlara Özal mani olamıyor. •(Baştarafi 1. Sayfada) Onun için Özal'ın kandırmacalan kopterle yola çıkıyor. 65.Tümen*in hiçbir yere vannaz. Ama biliyorsn bahçesine iniyor. Bando karşıhyor nuz, seçim zamanı çok numara ya kendisini. Bu arada karayolundan Lüpar. Sizi evvelden uyanyonım. Siz de leburgaz'a doğru kırmızı 11 plakalı herkesi uyann ki masalcı Özal'ın nu araba ile Devlet Bakanı Ahmet Kamaralanna, masallanna kanıp da raevli, kırmızı 59 plakalı araba ile kimse, Allah korusun tekrar ANAP'a Tekirdağ Valisi, kırmızı 39 plakalı oy vermesin." aı^ba ile Kırklareli Valisi ve siyah ANAP'lı belediyelerin yolsuzluk plakalı resmi araçlarla devlet memurlannın ortaya çıkmasından sonra ik ları seçim gezisi alaruna geliyorlar. tidann çareyi SHP'li belediye baş Aynca Çorlu'dan Saray'dan ve yakanlanru görevden almakta bulduğukın ilçelerden üzerinde özal posternu söyleyen İnönü, "Biliyorsunuz, leri ve ANAP bayraklan asüı otobüsMarmaris Belediye Başkanı görevden ler davul, zurnalarla miting alanına alındı. Danıştay iade etti, tekrar gö seyirci topluyor. ANAP ve de\let revden aldı. Şimdi dün ögrendim, birlikte seçim gezisine çıkıyorlar. hem de cumartesi mesai saalinden özal, seçim meydanına gelirken devsonra SHP'li İzmir Merkez tlçe Be letin arabasından inip partisinin aralediye Başkanı Süha Baykal'ı lçişlebasına biniyor. Seçim otobüsünde şeri Bakanı, yeniden görevden aldı. Bu hir turu atıyor. Yarunda eşi Semra korsanlıktır, bu çete yönetimidir. Özal, otobüsün ön camından LüleAnayasa Mahkemesi karanyla seçimi bir ay uzattık, şimdi Danıştay karanyla alay ediyorlar. Hukuk devletini ayaklar altına alıyorlar. Ama bunlann hepsinin çaresi yine sizde. Oylannızla ANAP iktidarını düsüriin" dedi. Inönü, özal'ın propagandalarınBUGÜN; da, devlet olanaklannı kullandığına da degindi ve "Naklen yayın yapıyor. ÖZAL Izmir. Bunlann hepsi güzel cambazlıklar. tNÖNÜ Çankm (1100), güzel hokkabazlıklar. Ama bunlara Kastamonu (15.00). vatandaşlardan ne fayda geliyor?" diDEMtREI Adcma ve ilçeye sordu. teri. tnönü, konuşmasını sürdürürken, ECEVÎT D&tizli (12.00), "Mavi tren"in ilk kez Gaziantep'e gelişi nedeniyle istasyonda bir tören düİzmir Ufuk Mahaliesi (18.00) zenlendi. İnönü, konuşması sırasınTÜRKEŞ Enincan ve Yozda, "Mavi tren"i göstererek, "Bungat. ların hepsi kandırmaca, hepsi ERBAKAN Aksaray gösteriş" diye konuştu. (0930), Nevşehir (12.00), KaySHP Genel Başkanı konuşmasını seri (1430). Kınkkale (1930) tamamladıktan sonra otobüsün üzerine çıkan ve adının "Fahime" olduğu belirtilen yaşh bir kadın, İnönü'ye "Sen İnönü miisün?" diye sordu. ÖZAL Çamkkale (1430) tnönü, bunun üzerine "Ben tNÖNÜ Konya(11.00), Akogluyum" yanıtını verdi. Yaşh kadın, şehir 116.00} daha sonra elindeki boş tencereyi miDEMIREL kkenderun ve ting alanındakilere göstererek sallaHatay. dı. ECEVtT Manisa (11.00), Aydın (1430) Bayanlar, çocuk bakarak TÜRKEŞ Yazgat ve Tokat. lngilizce öğrenmeyi, ancak ERBAKAN Silivri (10.00), Aupairlik yaparak Lüleburgaz (1330), Antalya gerçekleştirebilirsiniz. Serik salon toplantm (2030). 158 53 42 Başkentteki heykelde omuzunda mermi taşıyan kadın heykeli, ötekilerine göre daha çok dikkat çekicidir. Savaşın kadını sırtına çocuğunu bağlamış, omuzuna da çocuktan ağır bir top mermisini yuklemiş, ağır ağır gidiyor. Elbette parklar, yeşil alanlar, anıtlar, tarihsel yapılar bir kentin vazgeçilmez süsleridir. Bizde böylesi tarihsel anıtlar başka ülkelerden daha çoktur. Ne yana baksanız tarihle karşılaşırsınız. Dahası bu tarihsel anıtlar o kadar çoktur ki bize yük olmuştur. Bakımını bir türlü gerektiği gibi yapamayız. Arkeoloji müzelerimize bir bakın, nice tarihi degeri olan taşlar yerterde sürüklenir. Tarihe bakmak yetmez, tarihi anıtlara bakmak da gerekir. Bu da bütçe bakımından oldukça ağır yuk demektir. Bir yandan yenilerini dikeceksiniz, öte yandan eskilerini de koruyacaksınız. Tarih, bazen yük olur. ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞtPAL M Babam emekli aylığı alamadı" SORU: Babam, Ö T kundaşfaunnm biriadca 39 J* önce, 1948 yıb temmıız aymda ytş haddbıdca emkUye aynkh. Hizmet sârai oa aç baçak yü oMuftıı için o g l n k i ırKnlaaa içiade heaOUat «yhk ta|luıaııımdı. Btriknriı aidatfaun; jeri vcrdiler. «•*•»•• m c k ü oUnta 194S yıh 0e ölim jüı oUn 195Te k a d v EnekH S u d ı t ı flc figfll y r a l v d a emekli aybtındaa yırmrfaaabOeceti yftnande bir degMktik yıpılmadıtndu babam emekli aybgı ılamadı. 1982 yıimda pV#"i«n 2665 saym y u a Oe hizmet söresi 10 y d d n fada otantera da «yiık twfbuuıbllmed imkâu fetirüdL Yaaum ymürtite |lnU«i tarikte u n e m de kajrBda defBdL Bogüı aOemizm kayıtu otan t ç eviadudu iki kardeşim de erU o i d n t n d u ı y u a k ^ a a ı u dıpMtaıdır. B e ^ Uç erienmemif laz erlat onrak merinun babnmmmizmetlerinden «yak aiabilir miyimT Ancak, ben EmekH Stndıtı'na bath bir knralnftan ek gdstergeriz orte derecel «ybk alan bir emekttyim. Aynı sandıktu emekli otes kankocalarm birinin ölömfl haUnde luuluerkek «ynnu yapdmadan diterine o n m «ybjı kafar mı? Yasa» nın çıkıyndan ba rana gecen sirede zaman ajımı söz konnsn mndnr? AJLN. 266S sayüı yasa ile yapılan değişiklikle 30 Nisan 1982'den geçerli olarak T.C. Emekli Sandığı 'levdiatçı veyı işÜrakçflerden 11.7.1971 tarikinden önce, j*ş kaddi, maraHyet veym ömm nedeniyie görevlerinden «ynnnn; ve kizmederbıin aztagi wjahat tenüatçı otanaun nedeaiyle ıjhk bajpanmamn) bnnnnp da, ffiH hizmet sttresi 10 yıb geceHİerden hajatta ofaudarm kendüerine, ölenlertn dol ye yetimlerine, hizmet strderine göre" ayhk bağlanması öngörülmüştur. Emekli ayhğı almakta iken aynca yetim aylığı almaya da hak kazanan ve evli olmayan laz çocuklara aylıklardan birini seçme hakkı tanınmıştır. 22 Mayıs 1986'da yürurlüğe giren 3284 sayüı yasaya göre 'iki yönden aynta hak kazananlann, terdh ettikleri ajrbklann Emekli Sandıgı'na yazılı başvurulannı izlcyen aybaşından geçerli olarak odenecek, diğer aybklan ise surekli kesUecektir. "Terdh ettikleri ayfaUan afaular, yeniden sandıga yazıh olarak taşvnrdoklan tarihi izleyen «ybasından Hibarn bu istekkrmden dönebflirler.n 14 Mart 1985 tarihinde yürurlüğe giren 3166 sayüı yasa ile kadın erkek aynmı yapümaksızın tüm dul eşlere "dnl syhp" bağ Devlet ANAP'ın emrinde burgazülan selamlıyorlar. Seçim otobüsünün üstündeki platformda ise 56 tane Çingene, davul zurna ile Anavatan şarküan çalıyorlar. Lüleburgaz'ın sokaklan çamur içinde. özal ara sıra otobüsün ön kapısmdan inip kendisini karşılayanlann ellerini sıkıyor. Bu arada çamurlara batmamaya özen gösteriyor. Otobüsü çeviren çocukların ve büyüklerin pabuçlan ve pantolonlan çamur içinde. Kolay değil. "Türkiye çağ atlıyor." Ara yollar çamur içinde, ama Başbakan otoyol açılışına gidiyor. Edirne'den Ankara'ya otoyollar yaptığıru, köprüleri, barajlan anlatıyor. Kanarya sarısı ceketler giymiş 2030 tane kadın seçim otobüsünün etrafını sarmış bağnşıyorlar. "Siz Semra Özal'ın papatyalan mısınız?" diye soruyoruz. Hemen karşı çıkıyorlar. "Hayır biz Semra Özal'ın papatyası değil, Başbakan Özal'ın anlanyn." Zaten görünümlerinden de hanımlann papatya değil, an olduklan belli. öyle 78 milyarlık ihalelere kocalanm sokabilmek için 7080 milyonluk bağışlarda bulunan pırlantalı. kürklü hanımlardan değil bunlar. Daha sıradan, daha partili. Kendilerini tstanbul Milletvekili Leyia Yeniay Köseoğln'nun örgütlediğini ve İstanbul'dan gelip özal için çalıştıklannı söylüyorlar. Bu arada bu san mont ceketli hanımlardan bir tanesi de kulağunıza eğilip, "Biz anyız, an. Çiçek anyonız konacak" deyip göz kırpıyor. özal, meydanda çok rahat. Otobüsün üstünden keyifli, keyifli Türkiye'nin nasıl çağ atladığını anlatıyor. Rakiplerine çaüyor. Bazılanna da göz dağı veriyor. Diyor ki, maliyeyi köhnelikten kurtanp bilgisayar düzeyine getirmişler, artık kimse vergi kaçıramayacakmış. "Vallahi vergi vermeyenin canına okurum. Vergi kaçıranlara, hırsıdara yaptığımız moameleyi yapanz. Tüyü bitmedik yetimin bakkını kimseye kapUrmam" diyor. Döviz kaçıranlan affettiğini, hayali ihracat pastasım bölüşenleri görmezden geldiğini, belediyelerde ayyuka çıkan pembe kaldınmlar hikâyeleriru duymazdan geldiğini meydanda dinleyenler o anda hatırlamıyorlar. Alkjşlıyorlar özal'ı. Devlet desteğinde seçim gezıleri böyle sürüyor. SHP uydu (Baştarafi 1. Sayfada) karşın kendisini kalabalık ve coşkulu bir topluluk karşıladı. "Başbakan Ecevit", "Halkçı Ecevit" sloganlan arasında konuşmaya başlayan Ecevit, "Adaylanmızuı 4O'ı köyİü ve kaçük çiftçi, 56'sı işçi, 107si esnaf. Yani ortadirek falan değil, doğrudan doğnıya halk Meclise girecek. Hiçbiriniz, ben bir işçi, köylü, esnaf olarak devleti idare etmeye enil değilim, diye kendini küçük görmesin" dedi. Belediye hoparlöründen kaybolan bir çocukla ilgili olarak yapılan anonsla konuşması kesilen Ecevit, anonsu yineledi ve çocuğun yakmlannın bir an önce bulunmasını diledi. Ecevit "Silkele SHP dökülecek" yazılı pankartı görünce de pankartı beğendiğini söyledi ve SHP'ye yönelik şu eleştirilerde bulundu: "SHP'yi suni nefesle yaşatmaya çalışanlar, 'makbul olan denenmemiştir, İnönü denenmedi, en iyisi odur' diyoriar. Siz bir ev'yapünrken denenmemiş ustayı ıru ararsımz? Allah konısnn bir hastanız olsa denenmemiş operatör mü ararsımz? SHP şakşakçılanna göre devleti idare etmek bina yapmaklan, ameliyat yapmakta n daba kolay mı ki denenmemiş lider diyoriar. Denenmiş kişilerin dbette geçmişte hatalan oldu. Benim de vardır. Bugünkü deneyimim olsaydı, CHP'nin sol kanat tafracılannı bir an bile partimde tutmazdım. O solcu devrimciler 12 Eylul"den sonra kaçacak delik aradı. Kimi Avnıpa'ya gitti, kimi de askerier 'eh artık konuşun' diyene kadar sesini çıkarmadı. Kumandayla konuşan sahte devrimciler. Benim bir hatam, onlara gereğinden fazla tahammül etmem. Eğer 12 Eylül'den önce CHP'de bir bölünme daha olsaydı, 12 Eylül olmazdı." OüP Genel Başkanı Bülent Ecevit bugün de Denizli'ye giderek düzenlenen açık hava toplantısında konuşacak. Liderler nerede? lanrnası Ongöî'OlmOştOr. "Emekli, adi mamHiik, vazife malaUnfü «ylıjı alan veya «ştirakçi olan dnl eşe % 50 onuunda dnl «ytagı bagUnarak ödenir." Yasada zaman aşımı suresi S yü olarak belirlenmiştir. İLAN MENGEN KADASTRO HÂKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1982/245 Davaa Orman idaresinin, davalı Süleyman Çakıroğlu aleyhine mahkememize açtığı Tapulama tesbitinin iptali davasırun mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince; Dahili davah olarak davaya dahil edilen Bolu ili, Mengen ilçesi Mıtırlar köyünden Süleyman oğlu Ali Çakıroğlu'nun açık adresi bugüne kadar tespit edilemeyip, adına tebligat yapılamadığından duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup adı geçen dahili davalı Ali ÇAKIROĞLU'nun bu defa duruşma günü olan 5.2.1988 günü saat 10.00'da Mengen Kadastro Mahkemesi'nde yapılacak olan duruşmada hazır bulunması, aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve karar verilebileceği hususlan ilanen tebliğ olunur. Basın: 34648