23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HAVA DURUMU Genel Müdürlüğü'nden alınan bılgıye göre. yurdun kuay ve batı kesımten çok bukıtlu. Trakya, Marmara Ege Iç Anadolu ile Atalenız ve Karademz bökjelen yajjmuriu ötekıyerler v parçalı ve az bulutlu geçecek Yurdun ;1 doğu kesımiennde sabah saaflennde as ~ görülecek HAUA SICAKLIĞI Degışmeyecek RÛZGÂR Guney ve baü yönlerden orta kuvvette yer yer kuvvetlı yurdun batı kesımiennde kısa sürelı fırtna şeklınde esecek Denızlefde kıble ve kesışlemeden 35 kuvvetınde saatte Denız mutedıl dalgat ohıp gurtş uzjklıfiı 10 km dolayında 1021 denız mılı Marmara Ege Batı olacak Van gdünde hava az bulutlu ve açık geçecek Akdenız ve Bat Karadenız'de zaman zaRiızgâr güney ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette eseman 67 kuvvetmde saatte 2733 mılı cek Göl Kucuk dalgalı olacak rtızta esecek DENIZ Marmara Ege, Ak denız ve Karadenız yağmurtu olacak rS aç* &Sü tnâjflu *~ ~ 13 KASIM 1987 TÜRKIYE'DE BUGÜN Y Y A Y S Y Y Y Y Y Y Y 8 B Boiu Y Y Burea Canakkale Y Y Cooım Y Denızf 20° 9°Dıyat)*ır 18° 9°Edıme 16» S'Erancan 15° 9°Erzurum «° WEsfoşet«t 16° 4°Gaaantofi 21° VC Qr«sun 21" 10° Gumuşhane Y 16° 3° Hakkân 19" 12° IsparB 19° 10° lstanbul 18° 9°tarar 14° 0°Kaf5 13° 1° Kastamonu Y Y 13° Y 19° 10° KırMareS Y 20° 15° Konya Y 15° 2°KüOlıya A 16° 10° Malatya 16° 1Mamsa 17° 11° K Maraş 3°7° Mersm 6 2O°Mu0a • 6"MU5 Hafetofc; DÛNYA'DA BUGÜN MMtora tjj Amstefdam Y 9° A 27° Amman Aöna 8 16° A 25° BajKlat Barcelofia B 15° Base 8° Bekjrat Y 8° 9= Berlıd Y Bonn Y 8° Y 7° Bruks» Btjdapeçte Y 7° Y 8° Cennre A 22° Cezayır A 24° Odde A 17° DıAayı Y 8° Frankturl B 21° Gırne K 0° Heisnkı Kati((i A 26° Kopenbag Y 5° Ki,n Y 7° Letoşa Y 19° S Y B K Y Ne« Yor* B K Oslo Pans Y Y Pnu A Rryad B Roma Y Sotya A Şam A V ttm A Tunus Varsova Y Venedık Y Vıyarıa Y WasiM<jton B Zunh Y Lenıngrad Londra Madnd Miano Monteal Mosum Munıh Mel leteorotofi Y Y Y Y A 15° PHtite Y 17°11°0tdu Y 17° 0°toe Y 8° 0°Samsun Y 13° 5°Slır1 A U° 12°Smop Y 18°14°S«as Y 18° «° letardag Y 1° 3°TiU Y 14° 2°funcel! A 11° 10° Uşak Y 16° 3°Van A 11° 4°Ynin* Y 12° 0°Zonguk)ak Y 14° 10° 16° 5° 19° 12° 14° 8° 14° 2° 13° 1° 16° 11° 17° 10° 19° 10° 15° 4° 17° 12° 10° 0° WW> 10° 0° 12° 7° 19° 0° 12° 2° 17° 13° Lenıngnd K Y •Btrlın •Paris Madnt j J »Se/çrat A ao« & tutuDu K kart S M* Y yaQmır1ı/ Kahın. 90 14° 11° 9° 6° 7° 6° 0° 7° 7° 33° 18° 14° 27° 24° 21° 10° 13° 15° 14° 8° 0° MUŞERREF HEKtMOĞLU ANKARA...ANKA Liberal iktidarların, 82 Anayasası'nıgenişletmeleri, anayasanın yenilenmesi için de ön adım olacaktır Toplumun özlemi: Demokrasi 5 Anayasalar, çağdaş işlevleri gereği, kişilerin temel hak ve özgürlüklerine güvence getiren ve bu amaçla siyasal iktıdarı sınırlayan belgelerdır. Bu güvencenin ve siyasal iktidan sınırlayıcı hukümlerin kapsamı, 1961 Anayasası'nda geniş tutulmuş, 1982 Anayasası'nda ise temel hakları ilişkin güvence alanını daraltma imkânları arttınlarak, siyasal iktidara daha geniş bır hareket alanı sağlanmıştır. Anayasalann, temel hak ve özgürlüklere belli bir kapsamda guvence getırmesi, bu güvencenin yasa koyucu tarafından daha da genışleülmesine, yeni hak alanları tanınmasına, engel teşkıl etmez. Bunun gibi, anayasada siyasal ıktidarın temel hak ve özgürlükleri sınırlama olanağının genış tutulmuş olması da yasama organına temei hakları sınırlama yükümlüluğu getirmez. Temel hak ve özgürlükleri sınırlama, anayasanın yasa koyucuya belli koşullarla tanıdığı bir yetkidir. Yasa koyucu, bu yetkiyi gerekli gördüğü ve anayasanın imkân verdiği ölçude kullanabilir, ama kullanmak zorunda değildir. Siyasal yönde liberal bir iktidar, hak ve özgürlük alanını, 1982 Anayasası çerçevesinde dahi geniş tutabilir. Buna karşılık, devleti ön plana alan, otoriter eğilimli bir siyasal iktidar, anayasanın kendisine tanıdığı sınırlama olanaklannı sonuna dek kullanmaya çalışır. Türk Hukuk Yapısı Nasıl Değiştirildi? Doç. FAZIL SAĞLAM'ın incelemesi ANKARA ÜNtVERSlTESl SBF ANAYASA HUKUKU KURSUSÜ ESKİ OĞRETİM UYES1 zen açısından yarattığı temel sorun, siyasal iktadarlara, otoriter, katı ve kapalı bir anayasal düzen oluşturma bakımından geniş olanaklar tanımış olmasıdır. Ancak seçimle gelmiş bir yasama organının demokrasiye yatkın olmasa da açık bir rejim içinde bu yönde etkinlik göstermesi kolay değildir. Muhalefet partilerinin, özgür basının, kamuoyunun ve baskı gruplannın etkisi, yasama faaliyetinde ister istemez kendisini gösterir. Buna karşılık, kapalı bir ortamda demokratik etkilerden uzak bulunan, aksine siyasal partiler, basın, kamuoyu ve diğer baskı gruplannı kendi denetimi altında tutan bir kurucu iktidar, anayasayı yapmakla yetinmeyip, çıkardığı temel yasalarla anayasal düzeni kendi anlayışma göre biçimlendirirse, daha katı ve daha otoriter bir siyasal yapının ortaya çıkması kaçınılmaz olur. lşte 12 Eylül yasalarının, özgürlukçü demokratik toplum düzeninin gelişmesi bakımından yarat 12 Eylül Yasaları iyasal partilerin, kendilerine miras olarak bırakılan 12 Eylül yasalarım, daha özgürlukçü bir yönde değiştirerek olağanüstü dönemin, demokrasi adı altında devam eden izlerini, bu yasalardan ayıklamaları gerekir. S Düzen yasayla somutlaşır Görülüyor ki bir anayasa, anayasal düzenin kurulmasında, yasaklayıcı ve organ kurucu hükümleri dışında, doğrudan belirle>ici bir etkiye sahip değildir. Anayasal düzen, daha çok yasalarla somutlaşır. Bu düzenin, ne ölçüde özgürlukçü ve demokratık olduğunu da yasalar belirler. 1982 Anayasası'nın, özgürlukçü demokratik dü tığı temel sorun da buradan kaynaklanmaktadır. 12 Eylül yasaları, anayasaya aykırı olmayan hukumleriyle de demokratik rejimin gelişmesine e!verişlı olmayan katı ve donuk bir anayasal düzen yaratmıştır. Bu katılık, yalnızca söz konusu yasalann yargısal denetime kapalı olmasından ileri gelmemekte; bunları değıştirmenın fıili ve siyasal guçlukleri de katıhğı yaratan etkenler arasında yer almaktadır. Bu yasalar, muhalefet partıleri için bir eleştiri konusu olsa bile, demokrasiye yakın olmayan bir iktidar partısınin, bunları değiştirme heves ve eğilimi göstermeyeceğı ortadadır. Çünkü demokratik bir ortamda kendilerinin yapamayacağı bu yasalar, onlara adeta bahşedılmiş gıbidir. Eğer "demokratik toplum duzenf'nden kasıt, Anayasa Mahkemesi'nin yeni bir kararında belirtıldiğı şekılde "1982 Anajasası'nda gosterilen hurriyetçi demokrasi ve bunun icaplanyla belirlenen hukuk düzeni" (AYM, 6.10.1986, E.85/21, OTORITE VE DEMOKRASİ 5 GENCAYŞAYLAN Siyasal yaşamda çoğulculuk şart Olağanustu koşullarda hazırlanan ve kabul edilen 1982 Anayasası'nın temel özgurlükler konusunda, önemli kısıtlamalar getirdiği açıktır. 13, 14, 26,27, 28. maddelerinde sözu edilen kısıtlamalara rastlanmaktıdır. Bunlara ek olarak sendikalara, derneklere, meslek örgütlerine, sıyaset yasağı getirilerek çoğulculuk ciddı bir biçimde zedelenmiştır. Dernekler, meslek örgutleri, sendikalar, amacı sıyaset olan kuruluşlardır. Sosyolojı dilınde "ikincil orgutler" adı verilen bu kuruluşlar, üyelerinin haklarını, yararlarını ya da ilgi alanlannı korumaya, geliştirmeye yönelik kuruluşlardır. Bu koruma ve geliştirme amaçlarının siyaset dışında tutulması mümkun değildir. Ve siyasal dediğimız olaylar, aslında bu tur koruma ve geliştirme ışlevlerinin toplamıdır. 1982 Anayasası, guçlu devlet hedefi doğrultusunda kamu yönetımi içinde özerk kurum bırakmamış, özerkhk ilkesini butunu ile ortadan kaldırmıştır. Örneğin kırk yıla yakın bir sure içinde özerkhk geleneği ile gelişmiş üniversiteler, merkezı yönetımin denetimine sokulmuş; böylece universite kurumunun özgur duşunce 'formu olma ozelliğı, ciddi biçimde sınırlandınlmıştır. Şu anda kamu yönetimi içinde sadece askeri burokrasi için yasal ve uygulamalı bir otonomiden söz edilebilmektedır. edilmesıdir Boylece surekli ve buyuk bir dış tehdıt, siyasal sistemin ana değişkenlerınden birı kabul edılınce ve potansiyel bir gızlı savaşın süreklıhğı \arsayılınca, Turkıye'ye özgu bir demokrasi anlavışını savunmak mumkun olmaktadır. Bugunkü iktidar çevresinde ise demokrasi, ekonomist bir temele oturtulmakta, ancak kalkınma ve zengınleşme ile paralel bir demokratikleşmenin mumkün olabileceğı savunulmaktadır. Böylece değişik temellere dayandırılmakla beraber, demokrasi konusunda aynı ortak noktada buluşulmaktadır. Buna göre gerçek ve evrensel anlamda bır demokrasiyi talep eden guçler, öncelıkle soz konusu rasyonellerı çurutmeli ve bu temel uzerinde toplumsal destek sağlayarak siyasal etkinlik mucadelesı vermelidirler. K.86/23: RG, 14.3 1987 19400, s.52). ise buna 12 Eylul yasalarının, kendi anayasasına aykırı olmayan hukumleriyle bir anlamda ulaşılmış sayılır. Yok, eğer toplumumuzun özlemi ve tarihsel hedefı, Batılı anlamda özgürlukçü, çogulcu bir demokratik düzenin kurulması ise bunu 12 Eylul yasalarıyla sağlamak olanaksızdır Ancak inanıyoruz ki bu yasalarda yapılacak köklü değişikliklerle Batılı anlamda özgürlukçü, çoğulcu demokrasi yönünde önemli adımlar atılabilır. Anayasalann yukarda açıklamaya çalıtığımız özellikleri nedeniyle, bütun püruzlenne rağmen, 1982 Anayasası yasaklayıcı ve organ kurucu hükumleri dışında buna büyuk bir engel teşkil etmez. Kuşkusuz 1982 Anayasası'nın özgürlükçu bir yönde yenilenmesi, özellikle yargı organının bağımsızlığına gölge düşüren hukümlerinin değiştirilmesi; sendika dernek ve meslek kuruluşlarına getirilen siyaset yasaklarıyla, bunları siyasal partilerden, bırbırinden ve sonuçta toplumdan tecrit eden hukumlerin ayıklanması, demokratikleşmenin hızını ve kalitesini arttıracak olan etkenlerdir. Ancak her şeyi anayasanın değışmesine ertelemek de doğru değildir. özellikle siyasal partilerimızin, kendilerine olağanustu bir dönemin mirası olarak bırakılan bu yasaları, daha demokratik ve daha özgürlukçü bir yönde değiştirerek olağanustu dönemin, demokrasi adı altında devam eden izlerini, bu yasalardan ayıklamaları gerekir. Bu alanda yapılabilecek çok şey vardır. Düşünce, basın, dernek, toplantı ve gösten yüruyüşu ve seyahat özgürluğüne ilişkin yasalarda, siyasal partiler ve seçim yasalarında yapılacak değişiklık ve duzeltmelerle daha demokratik bir ortam yaratılabılır. TRT Yasası'nda yapılacak değ'sıklıklerle TRT'nın tarafsızlığı yönunde ilerı adımlar anlabılır. Hatta anayasada, en katı bıçımıyle kurumlaştınlmış bulunan YÖK düzeninde bile, seçilmiş organlann yetki ve etkinliği arttırılabilir; YÖK düzeninin, merkezcı, hiyerarşik yapısı yumuşatılabılir. îşçilere hak grevi, memurlara sendika hakkı tanınabilir. Grev yasakları gerçekten istısnai bir düzeye indirilebilir. Sendika, toplusözleşme ve grev haklarının kullanılmasını aşırı bıçim kurallarıyla son derece zorlaştıran hükümler basıtleştırilebılır. Profesor Nermı Abadan Unat'ı tanır mısınız'? Siyasal bılım dalında ruzgârı hızlı bır kadın Siyasal Bılgıler Fakultesı'nde doktora öğrencılerıne ders verıyor Bır ulkeden otekıne uçuyor Goçmen ışçılerın sorunlarına donuk uzmanlığını kanıtlıyor, ABD unıversıtelerı kursusunde konuk profesor olarak ders verıyor, yazı yazıyor, konferanslar verıyor Profesor Nermın Abadan Unat, Avrupa Konseyı KadınErkek Eşıtlık Komısyonu'nun da Ikıncı Başkanı Belli donemlerde toplantılara katılır Donuste de üzuntuyle seslenır bana Kadın sorunlarına çağdaş yaklaşımlan anlatır, bu yolda çok geri kaldığımızdan dert yanar, somut ornekler verır Konuşmaları benı çok etkıler her zaman Özeleştırılere yonelırım Bır kadın yazar olarak görevımı yeterı kadar yapamamanın ezıklığını duyarım Belli amaçlara varmak ıçın kışısel savaşlar yetmıyor elbet Geçen hafta Unıversıtelı Kadınlar Derneğı'nın duzenledığı bır toplantıda da aynı şeyi hıssettım Best Otel'ın alt salonunda dernek uyelennden buyuk bır grup dınledı protesör Nermin Abadan Unat'ı Kımını lıseden kımını fakulteden tanıyorum kımının saçları ağarmış, çızflilen soyutlaşmış gıbı çoğu yorgun savaşçılara benzıyor Kımı doktor kımı hukukçu kımı unıversıtede öğretım uyesı kımı bırderneğın sevdalı yönetıcısı, bır yarayı onarmaya çalışıyor yıllardır Lısede, unıversıtede neler duşledıler yaşam savaşına nasıl ozlemlerle başladılar kımbıhr7 Sonra da nelerle karşılaştılar hangı duvarları nasıl aştılar Derneğın genç başkanını da kutiamak gerekır Genç kuşaktan üyeler gıderek coğalıyor toplantılarda Ama bu tur bır toplantının bır otel salonunda yapılması haylı duşundurdu benı Boyle bır konferansın daha genış bır salonda orneğın bır okulda, bır konferans salonunda daha buyuk bır kalabalığa verılmesını ısterdım Genç başkanın üretken kışılığıyle unıversıtelı kadınların iyi bır lokale kavuşmasını dılıyorum O toplantıda fark etmedım. profesor Nermın Abadan Unal'ı kımi romancılarımız da ızledı mı acaba 9 Keşke onlar da dınleseydı Femınızmı çok dar açıdan ele aldıklanm cınsel sorunlara saplanıp kaldtklarını fark ederlerdı belkı Unlu yazar Sımone de Beauvoır "Insan Kadın Doğmaz, Kadın Olur" demış değıl mı? • •* • Federal Almanya Cumhurbaşkanı VVeızsaecker'e Ataturk odulü verılmesıne hâlâ akıl erdıremedım Ankara'dakı konuşmasına sansur koymak da ayrı bır olay O konuşmanın çok önemtı bır bolumu de Ataturk'un kadın devrımıyle ılgılı bence Alman devlet adamı Ataturk'un cağdaş kışılığını bu devrımle vurguluyor Laık Turk Cumhurıyetı'nı kuran buyuk devlet adamının kadınlara eşıt haklar ve ozgurlukler vererek en buyuk devrımı yaptığım soyluyor Unıversıtelı Kadınlar Derneği nın duzenledığı toplantıda çağdaş femınızm ya da çok yanlı bır kadın akımının uluslararası yansımasıyla ılgılı saplantılan dınlerken dusundum Ataturk ılkelen ve devrımlerı çağın koşullarına gore gerçekleşseydı profesor Nermın Abadan Unat bu tur konuşma yapar mıydı acaba9 1987 yılının kasım ayında Ataturk'un olum yıldönumünden dort gun once yapılan bu konuşma tersıne devrımlerı yansıtmıyor mu her şeyden once' Unıversıtelı kadınların bu sorunu da gundeme getırmesi beklenır Devnm sozu bile "Inkılap" sozune donuştu değıl m ı ' Ataturk devnmlerının amaçladığı çağdaş duzeyden çok uzağız bugun Seckın kadınlarımız var uluslararası alanda çağdaşlarıyla boy ölçuşuyorlar ama nufusumuzun yarısı olan kadınların yasal haklarını, özgurluklerını kullandığı söylenebilir m ı ' Sesını duyurduğu polıtıkada yerel yonetımde etkinlik kazandığı duşunülebılır m ı ' Avrupa Konseyı ne bağlı ulkelerde kadın sorununa kamu sektorunde yer vermeyen ıkı ulke var Bın Malta ötekı Turkiye Malta az nufuslu bır ada Turkiye ellı ıkı mılyoniuk bır yarımada Oysa Avusturya'da on ıkı Belcıka ve Hollandada sekız; Danımarka Yunanıstan ve Norvec'te beş Irlanda Italya Portekız Ingıltere'de ıkı, Kıbrıs, Federal Almanya Izlanda Lıchtensteın Luksemburg, Ispanya ve Isvıçrede bır kamu kuruluşu doğrudan kadın sorunlanyla ılgılenıyor Orneğın Avusturyada bu kamu kuruluşu başbakanlığa bağlı muşteşarlık duzeyınde Ülkemızdekı durumu yadırgamamak gerekir bence Çunku gıderek arabesk bır toplum oluyoruz Turklslam sentezı doğrultusunda bır polıtıkayla Ataturk j n çağdaş kadın nasıl bağdaşabıhr, kadınlar ulkenın yonetımınde nasıl etkinlik sağlayabılır' * * * O toplantıdan sonra soğuk bır başkent akşamına daldık Trafık çıkmazını aşıp Sovyet Elçılığı ne devrtmın 70'ıncı yıldonumunu kutlamaya geldım Elcılık cok kalabalık ama kadın konuklar haylı az Sovyet sefıresı Ankara'da olmadığı ıçın belkı de Ya da başkentlı kadınlar glasnosta ılgı duymuyor belkı Gec saatlerde eve donerken Çankaya tepelenne çıkan yollarda genç kızlar gordum Cınnah takı hendekler yuzunden çalışma alanlarını değıştırmışler galıba Korpecık genç kızlar ozel araba ya da taksı suruculerıyle pazarlık yapıyorlar Çankaya yollannda aşk pazarlığı ya da etını satarak yasama savaşı veren kızlar kasım gecesı soğuğundan daha çok tıtrettı benı Sonra da bır genelev sahıbının vergı rekoru kırarak odul almasmı anım%adım ve de Ataturk'un kadın devrımını dusledığı tepelere baktım Her 10 Kasım da başımız bıraz daha eğık değıl m ı ' Kadın Doğmaz, Kadın Olur... Sendikalara siyaset yasagı Hatta daha da ileri gidilerek, 1982 Anayasasfnın en katı yönu olan ve çoğulcu demokrasiyi adeta ımkânsız kılan, dernek, sendika ve meslek kuruluşlanna ilişkin siyaset yasaklannın ve bunlarla siyasal partiler ve toplum arasında kurulan ızolasyonu önemli ölçüde azaltmanın mümkun olduğu da söylenebilir. Çunku özellikle siyasal alanla, sendikalann faaliyet alanı olan iktısadi ve sosyal alanı, kesin hatlarla birbirinden ayırmak mumkün değildir. Bunlar genellikle iç içe geçmiş alanlardır. Aynı güçlük, meslek kuruluşlarının özgul faaliyet alanı ıle derneklerin amaçlarıyla belirlenecek olan faaliyet alanlarında da kendını gösterir. Bu nedenle, örneğin bir sendika faaliyeti, işcilerin iktisadi ve sosyal hak ve menfaaatlerinin korunması ve geliştırilmesi kapsamı içinde ise o faaliyet, aynı zamanda siyasal bir nitelik taşısa bile, siyaset yasağının dışında sayılmak gerekir. Nitekim Sendikalar Yasası da bu gerçeği goz ardı edememiş, 37/2. maddesinin son cümlesınde sendikalann "uyelerinin münhasıran ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerının korunması ve gelıştırılmesi amacıyla yapılacak meslekı faaliyetlerin siyasi faaliyet sayüraayacagı" kuralını getirmek zorunda kalmıştır. Bu kuralı daha somut ve belirgin bir düzenlemeye kavuşturmak ve buna paralel hükumleri, meslek kuruluşları ve derneklere ilişkin yasalarda da bunların yapılarına uygun duşecek biçimdeele almak mümkundur Ancak, birer ömek olarak sıraladığımız bu olanaklann, gerçekleşebilmesı için, siyasal partilerin, 12 Eylül yasalarının otoriter ve antidemokratik hukumlerini değiştirme hususunda, en az onları yapanlar kadar hevesli, hazırlıklı, ve kararh olmala" n gerekir. Anayasada eski siyasal parti uderleri için öngörülen siyaset yasaklarının kaldırılmasında gosterilen gayret ve çabalann, 12 Eylul yasalarının ayıklanmasında da gösterilmesini istemek, demokrasi özlemi içindeki toplumumuzun en doğal hakkıdır Çıkar grupları Nıtekim, Batı demokrasilerınde baskı ya da çıkar grupları adı verilen bu orgutler, siyasal sıstemin işleyişinin yaşamsal özudürler. 1982 Anayasası ve 12 Eylül sonrasının siyasal uygulamaları, bu yaşamsal özü yok edecek ya da en azından guduk bırakacak bir demır cendereyı, siyasal sisteme sokmuştur. 1983 seçimlerinden sonra başlayan çok partili siyasal yaşam, demokratıkleşme yönunden belli gelişmelere olanak sağlamışsa da çoğulculuk hâlâ gundemden uzak bulunmaktadır. Bir başka deyişle, Türkiye.henuz çoğulcu olmayan bir demokrasiyi yaşamaktadır. Yine anayasanın, çalışan insanların hak \e ozgurlükleri ile ilgili ciddı kısıtlamalar getirdiği bilinmektedir. Bu kısıtlamaların ıçerde ne tur gerilimlere yol açtığı bilinmekte, değil işçi kuruluşları temsilcileri, bazı işverenler bile "sos>al patlamalardan" söz etmektedirler. AT'ye tâm uye olma karan veren hukümetın, çalışan insanların hak ve özgurlukleri konusunda ILO ıle buyuk bir surtuşme içinde olması, demokratikleşme yolunda daha alınacak çok yol olduğunu ortaya koymaktadır. 82 Anayasası ve 12 Eylül sonrasının siyasal uygulamaları çıkar gruplannı yok etmiştir. 1983 seçimlerinden sonra başlayan çok partili siyasal yaşam, demokratikleşme yönunden belli gelişmelere olanak sağlamışsa da, Türkiye, henüz çoğulcu olmayan evrensel anlamından çok farklı bir demokrasiyi yaşamaktadır. 12 Eylul rejimi ve onu izleyen kuramsal duzenleme, en azından evrensel anlamından çok farklı bir demokrasi anlayışını, Turkiye'nin siyasal gundemıne getirmiş bulunmaktadır. Bu ozgun demokrasi anlayışı, kısıtlı hak ve özgurluklere, son derece sınırlanmış bır çoğulculuğa ve katılıma, siyasal iktidarın yoğunlaşmasına dayanmaktadır. Anayasa Mahkemesi 2 iptal kararı verdi Anayasa Mahkemesi Vergi îdaresini Geliştirme Fonu'nun kuruluşuna ilişkin yasa hükmünü iptal ederken, Tanıtma Fonu'ndan yapılacak harcamalarm TBMM denetimi dışında tutulmasımn da anayasaya aykırı olduğu görüşüne vardı. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Anayasa Mahkemesi Vergı Idaresinı Geliştirme Fonu'nun kuruluşuna ilişkin yasa hukmu ile Tanıtma Fonu'ndan yapılacak harcamaların TBMM denetımı dışında tutulmasını anayasaya aykın buldu Mahkemenın her ıkı konuya ilişkin iptal kararları Resmı Gazete'nın dunkü sayısında yer aldı Anayasa Mahkemesi'nın, çeşitli vergı yasalarında değişiklik öngören 3239 sayılı yasanın 2 maddesını anayasaya aykın buldu Mahkeme gerekçelı kararında, fonun Sayıştay denetimi dışında bırakılmasını anayasaya aykm bulurken, iptal hükmunden doğacak hukuki boşluğun doldurulması ıçın karann 6 ay sonra yururluğe girmesım kararlaştırdı Mahkeme, aynı yasanın yemınh malı muşavırlıklerın çalışma ve seçılme esaslan konusunda, Bakanlar Kurulu'na yetki verilmesını öngören maddesını de iptal etti Mahkeme karan nda bu hukumlerin iptal edilmesıyle söz konusu yasanın geçıci 14 ve 15. maddelennın de uygulama olanağının kalmadığına karar vererek, bu maddelen de iptal kapsamına aldı. Anayasa Mahkemesi Tanıtma Fonu'ndan yapılacak harcamaların TBMM denetimi dışında tutulmasımn da anayasaya aykın olduğunu kararlaştırdı. Konuyla ilgılı 3230 savılı yasanın 5 maddesınin iptal karan da 6 ay sonra yurürlüğe gırecek Bılındığı gıbı Tanıtma Fonu'nun oluşturulmasına ilişkin yasa ıle Vergi Idaresını Geliştirme Fonu'nun kurulmasına ılışkın yasa hukümlerinin ıptalı muhalefet partılerıne mensup milletvekiUerı tarafından ıstenmıştı. Yasal düzenleme gereği Kuşkusuz içinde bulunduğumuz dönem, beş yıl oncesıne göre çok daha ılerıdır. Ancak gerçek demokrasiden çok uzakta bulunulduğu ya da bir başka deyişle demokratikleşme gundeminin çok yuklu olduğu yadsınamaz bır gerçektir. Demokrasinin bir yaşam biçimi olduğuna kuşku yoktur. Yanı her şevden once Turk halkı, Turk ınsanı, gunluk yaşamında bir değerler butunu olarak demokratik duşunmeye ve demokratik davranmaya alışmalıdır. Bunun bır sosyokulturel gelışme sorunu olduğu açıktır ve bu gelışmeyi hızlandıracak temel faktor, siyasal yaşamı ve kurumlaşmayı demokratik ilkelere göre inşa etmektir. Daha somut bir deyışle, ış sadece anayasal düzenleme ıle,bıtmemekte, 12 Eylul donemınde ortaya çıkan, çoğulculuğu ve katılımı önleyen, temel hak ve özgurlukleri sınırlayan yasal duzenlemeleri, yeniden ele almak gerekmektedir. Sozu edilen yasal duzenlemeler, demokrasi gündeminin oncelikli sorunlarını oluşturmaktadır Türkiye ve düşmanlar 12 Eylul yönetimi, bu tur bir demokrasi anlayışını, ozgun bir Türkiye ve dunya analizine daşandırmaktadır. Buna göre bir Turkiye vardır ve duşman bir dış dünya vardır; duşman dış dunya için amaç, Turkiye'nin parçalanıp yok BİTTÎ Sabancı: Sanayici koalisyon istemiyor Ekonomi Servisi Turk Sanayici ve Işadamları Derneği TÜSİAD da, Sovyet lıderı Mihail Gorbaçov'un glasnost (açıkhk) politıkasına uydu ve 16 yıllık tarihınde ilk kez bir Yuksek tştiare Konseyı toplantısmı basına açtı. TÜSİAD'ın glasnosta yönelmesinde Istanbul Anakent Beled'ye Başkaru Bedretun Dalan'ın da katkısı oldu. TUSİAD Yuksek lstışare Konseyi Başkanı Sakıp Sabancı ış âlenunın artık enflasyonun ve kredı faizlennin kısa v adede duşeceğınden umudu kesmesıni ve enflasyonla nasıl mucadele edilir diye kafa yormak yenne enflasyon ve yuksek faızle bırlikte yasamanın yollarının aramasını ıstedi. Sabancı, sanayınin koalisyon iktidarlanndan kaygı duvdugunu bıldirdı. Sana>ıcı ve ışadamlarımn oyunu venrken belb arayışlar içmde bulunmasının doğal olduğuna işaret eden Sabancı, "Seçimlerde mulkiyet hakkına, teşebbus serbestisine, serbesl pijasa ekonomisine inanan, bnnlan savunacak olanlara oj vereceğiz" dedı Daha sonra soz alan TUSİAD Yonetım Kurulu Başkanı Ömer Dinçkok ise dış borç ve ozelleştırme konuları uzerinde durarak Turkiye'nin dış borcunun 5 yıl içinde 5060 mılyar dolara ulasacağını soyledı. Dınçkök, IMF kaynaklı rapora göre borcu ihracatının 4 katı olan Turkıye'yi dunya ülkelerı arasmdakı sıralamada bu oramn en yuksek olduğu ulke olarak nıteledi. Dınçkok, "Onemine gerçekten inandığımız bu konunun, iyi yonetilmediği lakdirde bir krize yol açabileceği bilinmelidir" dıye konuştu. Toplantıda, TUSIAD'ın 2 başkanınır gerek enflasyon gerekse dış borçlar konusunda farklı görüşlen savundukları dikkati çekti Sabancının enflasyonla bırlikte yaşanmasına yonehk önerilenne karşılık Dinçkok, "Bizim TLTStAD olarak enflasyonla birlikte yaşamayı savunmamız, prensiplerimize ters duşer. Enflas>onla mucadele için her şeyi yapacagız dememiz gerekir" dedi. Dınçkök'un dış borç sorununa dikkat çekmesıne karşılık da Sabancı, gerek hukumetlenn gerekse ışadamlannın borçlannıalannı savundu, ancak borçlanmada sımnn borç ana para ve faızlennın ^nıdeıf borçlanmaya gerek kalmadan ödenebılecek düzeyde olması gerektığını söyledi TUSİAD Yuksek lstışare Konseyı toplantısına kendi arzusuyla katıldığı belırtılen Bedrettin Dalan ise TUSİAD uyelerıne hıtaben yaptığı uzun konuşmada Vıkıngler döneminden ve Ipek Yolu'ndan başlayarak lstanbul kentının tarihın çeşıtlı evlenndeki ışlevını anlattı \e "Ben de sanajicilik japlım. Ama artık sanayi tstanbul'un dışına çıkmalı \e bu kent bir ticaret merkezi olarak tarihi fonksi>onuna geri donmelidir" dedi. TUSİAD Yuksek lstışare Konseyi toplantısının bu kez basına açık yapılmasında lstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın da katkısı oldu demişuk. TUSİAD, basına kapalı olarak yaptığı Yuksek lstışare Konseyı toplantılanyla flgılı olarak basına sızan haberlerin tam da gerçeğı yansıtmadığından bir sureden beri şıkâyetçıydı. Hatta bu nedenle son 2 Yuksek lstışare Konseyi toplantısının ardından basın açıklaması >apılmıştı. Bu toplantıda Bedrettin Dalan'ın basına açık olarak konuşma isteğı uzerine toplantının tümunun basına açılmasına karar verıldiği öğrenıldi. TÜSİAD'ın bu kararı salondakı gazetecıler tarafından alkışlarla desteklendi "• Enflasyon yuksektir. Mal ve hizmetler pahahdır. • Ulkemizde faiz oranlan da yuksektir ve para pahalıdır. * Islihdam sorunu çozulememiştir. tsleyen ış bulamamaktadır. İş bulabilen şanslılar da ucretlerinden şikâyet etmektedirier. Sabancı bu 3 noktayı vurguladıktan sonra sözlerinı şoyle surdurdu: "Arkadaşlar. gercekçi olmak zorunda>ız. Turkiye bu 3 sorunu kısa surede çozmek imkânından yoksundur. Turkiye daha bir sure l»u 3 sonınla birlikte yasamak zonındadır. Biz işadamlan olarak enflasyonun duşmeyeceğinin. faizlerin ucuzlamayacagının bilincinde bu zorluklara rağmen yatınmlan surdurecek, kapasite aritınmlannı gerçekleştirecek, yeni iş imkânları açacak çalışmalan yapmak zorundayız. Hukumetin de bizim bu çahşmalanmıza destek olması zorunludur." Toplantıda daha sonra söz alan Tekfen Holding sahıplerinden Nihat Gokyigit de bugune kadar enflasyonla mucadele konusunda raporlar hazırlayan TUSIAD'ın, bundan böyle enflasyonla birlikte nasıl yasanabıleceği konusunda çalışmalar yapması temennisinde bulundu. BİTTİ (Baştarafı 1. Sayfada) sabaş olduğu, ancak bu uç gun ıçınde uyeler uzennde yapılacak baskının mecüs aritmetiğıni etkileyebıleceği belirtıliyor. ITO'da heyecan Erken uyananlar lstanbul Ticaret Odası dun tarıhı bir gun yaşadı. Mahşen bır kalabalığm sabahın erken saatlennden ıtibaren doldurduğu İTO bınası, ış saatlerınde ınsanlann balık ıstıfi gıbı dizıldıklerı belediye otobuslerinı andınyordu Seçimler sabah saat 9.00'da başladıgı halde İTO binasını saat 8'den ıtibaren rakıp adaylann taraftarları doldurmaya başladı Adaylann taraftarları keskın nışana gibı İTO bınası onunde saflarını almışlar, oy kullanmaya gelenleri gozlerine kestinyorlardı. Bazı meslek komıtelerinde ise taraftarlar ellerinde pankartlarla İTO bınasının onune dokulmuşler, kendilerine başvuracak uyelere yol göstermek uzere bekliyorlardı. Bu arada otobusler ve otomobıllerle oy kullanmaya getinlenler de vardı Saat 8.00 civannda İTO'ya gittığımizde gerek şımdikı Başkan INuh Kuşçulu, gerekse yardımcısı ve yeni başkan adayı Dundar Ucar masalannın basında yerlerını almışlardı tstanbul Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından desteklendığı belırtılen rakıp aday Ni>azi Adıguzel ve onun kampanyasına yardımcı olan Yalım Erez ve Ali Zafer Taciroglu, yanm saat kadar sonra İTO'ya geldüer. Niyazi Adıgüzel ile sohbet ederken, Kuşçulu'nun başkan adayı Dundar Uçar yanımıza gelerek rakibıne başan dıledı ve "Gazetecilerle ne konuşuyorsunuz?" dıye sordu. Bu soru uzenne ikı başkan adayı arasında ilginç bır diyalog geçtı: Niyazi Adıgüzel Bu tur seçimlenn sportif bır hava içinde geçmesı gerektığım anlatıyordum Çunku meslek odalannda başkanük hızmettır. Nımet değıl kulfettır. Dundar Uçar Abi sen gel şu külfeti bize bırak, biz çekmeye razıyız Niyazi Adıguzei Yok canım, sız 10 yıldır bu kulfeti çekiyorsunuz Bıraz dinlenin, bıraz para kazanın... Kulfeti biz çekelim... Alemdar Nufus Memurluğu'ndan aldığım nufus cuzdanımı, SSK'dan aldığım maaş kartımı kaybettım. Hukümsuzdür. MAKBULE YÜCELMAN 257059 nolu Iran pasaportumu kaybettim. Hukumsuzdur. nı Ömer Dinçkok ise konuşmasında dış borç ve özeüeşürme konulan uzennde durdu. Turkiye'nin dış borcunun 1978 ile 1986 yüları arasmdaki 8 yılhk dönemde 14,7 mılyar dolardan 35 mılyar dolara yukseldığını hatırlatan Dinçkok, "Topiam borçlar içinde kısa vadeli borçlann payı da yuzde 30'lan aşmıştır" dıyerek kısa vadeli borçlanma konusunda uyarıda bulundu. Hesaplamalara göre Turkiye'nin dış borcunun onumuzdeki 5 >ıl içinde 5060 mılyar dolara ulaşacağına işaret eden Dinçkok, "IMF kaynaklı rapora gore halen borcun ihracata oranı yuzde 397'dir. Dunyanın değişik bolgeleriyle kıyaslandığında en yuksek orandır (...) Dış borç konusu iyi yonetilmediği takdirde bir krize yol açabüeeeği bilinmelidir," dedı. OzeUestııme konusunun özel sektörun arzu ettığı kadar hızlı yuruyemeyeceğimn de anlaşıldığma ısaret eden Dinçkok, özelleştirme projelerinı yoneten topiam kadronun 3 kışıden ibaret olmasına dıkkatı çektı. Dinçkok devletin ıç borçlanma suretiyle tasamıflan çekmesınin, özelleştırmenin ışlerliğını guçleştırdığıne dıkkatı çekerek, "iç borçlanma miktan, özellestirikn değer kadar azaltılmalıdır. Yoksa ozel kesim için kalan fonlar yine azalacaktır, dedı. Enflasyonla yaşamak TUSİAD Yuksek İstişare Konse>ı Başkanı Sakıp Sabancı seçımlerden sonra Turkiye'nin laf yerıne iş uretmeye ıhtıyacı olduğunu vurguladıktan sonra, ekonomıran dövız serbestisı, dışa açılma gıbı konularda artık geri dönulemeyecek noktalara geldığını, ancak ekonomıde henuz çözülememiş önemli bazı sorunlar bulunduğunu vurgulayarak şoyle konuştu: Dış borç ve özelleştirme TUSİAD Yonetım Kurulu Başka ASAHtT FALİHİ ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya ve çevresındekı ıncelemelenni sürduren Cumhurbaşkanı Kenan Evren, dun de Akdenız Üniversıtesi Hastanesi binasında ve Doşemealtı Kovanlık köyunü gezdı. Dun sabah geldiği Akdeniz Universıtesı'nde rektör Tuncay Karpazoglu tarafından karşılanan Evren, inşaatı suren bolumJerle ilgili bılgı aldı. EvTen, kamu kuruluslanna aıt inşaatlann prefabnk sistem benimsenerek yapılmasını isteyerek, "çok kolay ve kısa zamanda bitiveriyoriar" dedi Turkıye'mn inşaat sektöründe çok üerledığını kaydeden Cumhurbaşkanı Evren, zamanında ABD'lılerın bıze güvenmeyerek kendi tesıslenni Turkıye'de kendilennın yapmak ıstediklerinı ancak buna izin verilmedığıni anlattı. Öğleden sonra da Antalya'mn Doşemealtı Kovanhk köyunde incelemeler yapan Cumhurbaşkanı Kenan Evren köyde duzenlenen halı sergisıni açtı. Evren, burada yaptığı konuşmada Antalya yöresinın sahıp olduğu doğal güzellıklere ve turizmin önemine değındı Turizmin bacasız endustrı olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Evren, "Fabrika, yapıldığı yerlerde yöreyi kirletmektedir. Turizm ise yoreoin temiz ve guzd olmasını saglamaktadır. Her geçen sene bu yoreye gelen turist sayıa artıjor" dedı Evren Antalya'da
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear