23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 TEMM117. 1986 CUMHURIYET/J3 Yunanlı subay Kobokis ifadesinde şöyle konuştu: "1967 darbesinden sonra, Papadopulos, Ada'daki Yunan tümenini geri çekmeseydi, Türkler Ada'ya çıkmayı bile düşünemeyecekti. Yine de Türklere karşı koyacak kadar gücümüz vardı. Çıkarma çok gülünçtü." Bir emekliler ve vergi cenneti 2 LEFKOŞE 37 yaşındaki bir insan fiilen 30 yıl devlet hizmeti görmüş sayılarak, en üst maaş sınırından emekliye aynlabilir mi? KKTC'de ayrılabiliyor. Olaya konu olan Kıbrıslı Türk, dcvlct hizmetine 7 yaşında başlamadı. 1963 yılında 18 yaşında olduğunu ve Rum saldırılarının patlak vermesi üzerine mUcahitliğe başladığını varsayalım. Barış Harekâtı'na kadar mücahit olarak çarpışmış ve 1974 yılında cepheden dönmüştür. Otomatik olarak 22 yıllık devlet hizmetini tamamlamış sayılmaktadır. Çünkü KKTC yasalarına göre, mücahitlikte geçen her yıl devlet hizmetinde iki yıl sayılmaktadır. Bu şahıs, 1974 yılında henüz 29 yaşında devlet memuriyetine girdiğinde, 22 yıllık bir devlet hizmeti ile başlangıç yapacaktır. Ardından 8 yıl memurluk görevinde bulunduktan sonra 1982 yılında yaşı henüz 37'ye vardığında 30 yıl fıili devlet hizmeti görmüş sayılarak en Ust maaş sınırından emekliye ayrılacaktır. Başbakan Turgut Özal, büyük yankılara yol açan KKTC ziyareti sırasında KKTC Bakanlar Kurulu ile yaptığı "ekonomlyi gözden geçirme" toplantısında, yukandaki örnegi verdikten sonra "insaf edln" demeye getirerek sordu: "Böyle bir uygulama savunulabilir ml?" özal, KKTC ziyareti sırasında birçok çevreden eleştiri aldı. Ancak hiç eleştiri almadığı bir konu, yukarıda verdiği örnek çerçevesinde KKTC'deki kamu maliyesinin işleyisi ve memurların emeklilik uygulamalarıydı. KKTC, dünyanın en genç devleti olma özelliğinin yanı sıra, dünya sıralamasında önemli bir rekoru elinde tutuyor. KKTC, bugün kamu görevlilerinin emeklilik hakları bakımından dünyanın en ileri sosyal refah ülkesi. tsveç'i bile geride bırakıyor. örneklerle açıklayalım: KKTC'de kamu görevlilerinin emekliye ayrılabilmeleri için belirlenmiş bir yaş sınırı yok. Emekli olabilmek için gerekli fiili hizmet süresi, geçen yıl nisan ayına kadar 10 yıldı. Ankara ile KKTC makamları arasında yapılan bir dizi görüşme sonunda, 10 yıl zorunlu devlet hizmeti süresinin "lüks" olduğuna karar verildi ve geçen yıl nisan ayında bu süre 15 yıla çıkarıldı. Ancak, "kazanılmış haklar" saklı tutuldu. Bu durumda geçen yıl mart ayında devlet hizmetine başlamış olan 23 yaşındaki bir genç, bu "müktesep hak"tan yararlanabilecek ve 1995 yılında 33 yaşında emekliye ayrılabilecek. Bu yasanın yürürlüğe girmesinden sonra hizmete başlayanlar ise 15 yıl çalışmak zorunda kalacaklar. Emeklilik uygulamasına ilişkin başka çarpıcı örnekler de verilebilir. Mücahitlikte geçen her yıl devlet hizmetinde iki yıl sayıldığından, 1974 Barış Harekâtı sonrasında genç emeklilik uygulamasında büyük bir patlama yaşanmış. Cephede 4 yıl savaşan bir mücahit, 1975 yılında 8 yıllık hizmet kıdemi ile memuriyete girmiş, masa başında fiilen iki yıl çalışmış ve emekli olmuş. KKTC'de bu şekilde 2627 yaşında emekliye ayrılmış birçok insana rastlayabilirsiniz. Çoğu, ancak 30'lu yaşların ortasında olan bu insanlar, bugün ikinci bir işte çalışırken, bir yandan, her ay başında bankaya gidip emeklilik maaşlarını da alıyorlar. Bu arada emekliye ayrılanların, maaşlarının 2025 katı kadar bir emeklilik ikramiyesi aldıklarını da belirtelim. KKT Dünyanın En Genç Sedat Ergin bir emeklilik ikramiyesi alan gençler, aslında Türkiye'deki vergi mükelleflerince sübvanse ediliyor. Bu savımızı rakamlarla açıklayalım: KKTC bütçesinin yarıya yakın bir bölümü Türkiye tarafından finanse ediliyor. KKTC bütçesi, geçen yıl 45 milyar düzeyinde gerçekleşti. Bütçenin 10 milyar lirası yatırım harcamalarına, kalan 35 milyarı ise cari harcamalar ve savunma harcamalarına gitti. Ancak 3.5 milyar lira dolayında gerçekleşen savunma harcamaları düşüldüğünde kalan 31 milyar liranın memur maaşları, kırıasiye giderleri gibi kalemlerden olusan cari harcamalarla, sosyal transferlere gittiği sonucu ortaya çıkıyor. Cari harcamaların ağırlıklı bölümü doğrudan memur ve emekli maaşlarına gidiyor. Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre, KKTC'de bugün 12 bin dolayında kamu görevlisi devletten maaş alıyor. Emekli kamu görevlisi sayısı, en iyimser tahminle 4 bin dolayında. Yaklaşık yüzde 70'i yatırım dışı harcamalara giden bütçenin ancak 22 milyarı iç kaynaklardan, 3 milyarı iç borçlanmadan ve 19 milyarı ise Turkiye'den karşılanıyor. Geçen yıl Türkiye, KKTC'ye doğrudan yardım olarak 10 milyar, Ziraat Bankası kredisi olarak da 9 milyar liraya yakın kaynak aktardı. Ziraat Bankası kredilerini, daha sonradan büyük ölçüde hibeye çevrildiğinden, doğrudan yardım şeklinde değerlendirmek yerinde olacak. Sonuçta cari harcamalar ağırlıklı bütçenin yüzde 42'si Türkiye tarafından ödendi. VERGİ CENNETt KKTC bütçe harcamalarını kendi kaynaklarından sağlayamaz mı? Etkin bir vergilendirme sistemi yürürlükte olsa, bu mümkün. Ancak KKTC'nin emeklilik gibi vergi sistemi bakımından da bir cennct olması, bunu mümkün kılmıyor. Yine rakamlara başvuralım: Geçen yıl tahakkuk eden toplam 22 milyar liralık verginin 9 milyarı gumrük, 5 milyarı telekomünikasyon vergileri gibi "diger vergüer" faslı ve 8.5 milyarı da gelir ve kurumlar vergileri ve maktu vergilerden oluşuyor. Bu gelirler içinde Gelir Vergisi'nin payı 5.4 milyar lira. Bunun yüzde 75'ini ücretlilerin maaş bordrolarından kesilen vergiler, kalan yüzde 25'ini ise küçük esnafın götürü usulde ödediği vergiler oluşturuyor. tşletmelerden alınan Kurumlar Vergisi ise bütçe gelirlerindeki en küçük kalemi oluşturuyor. Bunun 600 milyon lirası bankalar ve KİT 1 lerin ödedikleri Kurumlar Vergisi, kalan 1.3 milyar lirası ise özel şirketlerin beyan ettikleri vergilerden meydana geliyor. Diğer bir deyişle özel şirketlerin kârlarından alınan vergiler, toplam 22 milyar liralık vergi toplamının yüzde 10'unu bile bulmuyor. Maliye Bakanlığı Müsteşarı Onur Borman, vergilerin yeterli bir duzeyde toplanamadığını, vergi sisteminde buyuk aksaklıklar bulunduğunu kabul ediyor. Mulkiye mezunu bayan bürokrat, bu durumun büyuk ölçüde 1963 yılından kalma vergi yasalarının yürürlükte olmasından kaynaklandığını belirterek, "vergi sistemi yeni yeni yerleşiyor. Özellikle vergi personelinin yetişlirilmesine büyük öncelik veriyoruz. Sistem zamanla daha da oturacak" şeklinde konuşuyor. ANKARA İLE ANLAŞMAZLIK Etkin bir vergilendirmeye gidilmemesi, Ankara ile KKTC hükümeti arasındaki en ciddi tartışma konularından birini oluşturuyor. Ankara, daha çok vergi toplanabileceğini, dolayısıyla KKTC'nin daha az yardım alarak bütçesini finanse edebileceğini belirtirken, KKTC hukumetleri de yakın bir tarihe kadar "Bu toplum ancak bu kadar verebiliyor" yaklaşımı içinde ciddi bir çalışmaya yönelmiyor. Bu noktada KKTC'deki kişi başına düşen milli gelir hesabının Ankara tarafından pek inandırıcı bulunmadığını da burada belirtelim. KKTC'nin hesaplamalarına göre, kişi başına duşen milli gelir 1.500 dolar dola>ında. Oysa bundan iki yıl once KKTC'ye gelcn bir Dünya Bankası heyetinin yaptığı uzun incelemelerden sonra tespit ettiği rakam 2.300 dolar. Ankara, bu hesaplamadan yola çıkarak daha çok vergi toplanmasını isterken, KKTC hukumeti hesabı düşük gösterip mevcut sistemin haklılığını savunmaya çalışıyor. Ankara'da ciddi bir rahatsızlık yaratan bu durum, sonuçta özal hükümetini KKTC hükümeti ile ciddi bir muhasebeye itti. Yürutulen muzakerelerden sonra 1984 yılında 6 yıllık bir anlaşmaya varıldı. Buna göre, KKTC özellikle vergi sisteminde yapacağı reformlarla butçe geiirlerindekı yerel kaynakların oranını yükseltecek ve Türkiye'nin yardımları aşamalı bir şekilde azaltılacaktı. Anlaşmayla Türkiye, 1984 yılına kadar birikmiş olan 20 milyar liranın uzerindeki Ziraat Bankası kredi borçlarını silmeyi taahhut etmekteydi. Altı yıllık anlaşmanın sonuna gelındiğınde, Türkiye'nin KKTC butçesınc katkısı sıfıra inecek ve KKTC kendi ayakları üzerinde duracaktı. Ancal. KKTC hükümetleri, uygulamada bu anlaşma yapılmamış gibi davrandılar. Bunun sonucu 1986 butçesi hazırlanırken, Türkiye'nin yardımlarının azalması bir yana, arttırılması durumu ortaya çıktı. Yürürlükte olan 1986 bütçesi 13 milyarı yatırım harcamaları ve kalan 54 milyarı cari harcamalar ve sosyal transferlerden oluşmak üzere 67 milyar liraya bağlanırken, Türkiye'nin katkısı 35 milyar lira olarak öngöruldu, mahalli kaynaklar ise 31 milyar lirayla sınırlı kaldı. Türkiye'nin, Barış Harekâtı'nın gerçekleştirildiği 1974 yılından geçen mayıs ayına kadar KKTC bütçesine sağladığı fonların tutarı son hesaplamalara göre 64 milyar liraya ulaşmıs bulunuyor. Bu sure içinde KKTC'nin vergiler yoluyla toplayabildiği iç kaynaklar ise ancak 70 milyar lirayı buluyor. Bu rakamlardan da KKTC hükumetlerının kendi kaynaklarını harekete geçirmektense, Turkiye'den gelen yardımlara dayanma rahatlığını tercih ettikleri sonucuna varabiliriz. Bunun sorumluluğu ise herhalde icraatı ile bu döneme imzasını atan merkez sağdaki Ulusal Birlık Partısi'ne ait. YUNANLIKOMUTANLAR "Kıbrıs Dosyast"nı sonışturan heyetin önüne çıkan her "tanık" ya da "sanık", Kıbms'taki darbe emrinden Yunan Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlanm sorumlu göstertyor. Türkiye'ye karşı koymak için Atina'dan emir gelmedi 2 ATİNA Kıbrıs'ın bir gun Yunanistan ile birleşmesi ihtimaline kapıları sımsıkı kapatan ve adanın kuzey yarısında bir Türk devleti kurulmasına yol açan Türkiye'nin askeri müdahalesine neden olduğu için, Sampson darbesiyle ilgili soruşturma, Yunan siyaset yaşamını çok yakından ilgilendiriyor. Yunan Parlamentosu'nca oluşturulan soruşturma heyeli, Sampson darbesinde Yunan cuntasının ve Yunan yüksck komuta heyeti ile siyasilerinin sorumluluk payını saptamak için buyuk bir hızla çalışıyor. Öylc ki Georgitsis'in ifadesi süresince görevlendirilen 40 stenocu bayan, 5'er dakikalık ara ile çalışiıkları haldc 7 saat silrcn if'ade aynı gun içinde tamamlanamamıştı. Çunku stenocu bayaıılar yaprak gibi yerlere düşerek bayılmaya başlamışlardı. Georgitsis'in ifadesine ertesi gün devam edildi. Ve aynı gün dönemin Kıbrıs'taki muhafız gücü komutanı Yunanlı Gen,eral Yeorgios Denissis'in ifadesinin alınmasına başlanmıştı. Emekli General Denissis de aynı Georgitsis gibi Makarios'a karşı düzenlenen darbe için sorumlu gösteriliyor. Denissis'in Makarios'u devirmek amacıyla, Yunanistan'da "paranoyak" olarak bilincn diktatür Yuannides'in "Knosis" ile ilgili planını hazırlayanların arasında bulunduğu anlaşılıyor. Denissis ifadesinde, diktatör Papadopulos'a karşı darbe ile iktidarı ele gcçircn Yuannides'in "Afrodil 74" ve "İfestos 74" planlarıyla Makarios'u da devirdiğini bclirtti. "Afrodit 74"planı, Papadopulos'un devrilmesinden kısa bir süre sonra uygulanmaya başlamıştı. Bunu takip eden İfestos 74 planı ise Makarios'un devrilmesinden sonra "Kıbns'taki iç güvenligin" sağlanmasını öngörüyordu. Denissis, Makarios'a karşı duzenlenen darbeden sonra Türkiye'nin her an adaya müdahale edeceğini çok iyi biliyordu. Yuannides, Kıbrıs'ın Yunanistan ile birleşmesini, "Enosis'M amaç edinmişti. Ancak General Denissis de, aynı Georgitsis gibi, "üstierinin emirlerini yerine gelirmek" gerekçesiyle, Kıbrıs sorununda ketıdisinin sorumlu olmadığını kanıtlamaya çalıştı. Kıbrıs dosyasını kovuşturan soruşturma heyeti, emekli Binbaşı deorKİlsis ve emekli General Denissis'in ifadeieıini aldıktan sonra, parlamentonun 140 nolu ozel salonuna şu anda Yunan Silahlı Kuvvcılcri'nde albay rutbesinde hizmet gören Konstantinos Kobokis'i davet etti. Kobokis, 1974 temmuzunda yarbay rııtbesiyle, Kıbrıs'taki Yunan Kara Kuvvetleıi Komutanlığı görevini ustlenınişti. Makarios'a karşı gcrçekleştirılen darbe için uygulanan "İfestos" planını duzenleyenlerden biriydi. "İfeslos 74" planı, "Perikles67" planının aynıydı. Diktatör Albay Papadopulos 1967 nisanında "Perikles 67" planıyla iktidarı ele geçirmiş, 1974 yılında da bu kez Papadopulos'u kariji darbe ile iktidardan uzaklaştıran Yuannides, Makarios'u devirmek için Perikles planının İfestos olaıak uygulanmasını uygun görmuştü. Albay Kobokis, ifadesi alınan emekli subaylaı Georgitsis ve Denissis'e oranla "cok ser(" bir asker olduğunu ifadelerinde ortaya koydu. Makarios'a karşı darbenin "Kıbrıs'ı kurlarmak ve özellikle Yunanistan'ı Makariostan kurtarmak" amacıyla gerçekleştirildiğini açık açık söyledi. 30 uyelik soruşturma heyetinin sorıılarını yanıtlarken de "Bütun sorıımlııluk benimdir. Bir subay olaruk bana vcrilcn emirleri lıarfiycn yerine getirmek zorundajdım. Ve oyle de \aptım" dedi. Kohokis. Makarios'a karşı bir " d a r b e " yapılmadığında bunun bir "operasyon" olduğunda halen ısrar ediyor. Kendisini sorgulayan milletvekillerine de arada sırada sert çıkan Kobokıs'ın Atina'da Kıbrıs Dosyası STELYO BERBERAKİS komutanlarından Sklavenitis, Averof'u suçladı. Averof, Kıbrıs'tan önce Ege ve Trakya'daki Yunan kuvvetlerini güçlendirmekten yanaymış. EOKAB lında Makarios'a karşı darbeden tam 5 gün sonra (20 temmuz) Türkiye'nin adaya asker çıkarmasıyla ilgili sözlerine, ikinci Türk harekâtından, Averofun da sorumlu olduğunu söylcdi. Bilindiği gibi, 20 temmuz çıkarmasından hemen sonra, Atina'daki albaylar cuntası yıkılmış.iktidar boşluğunu Paris'te sürgunde bulunan Konstantin Karamanlis doldurmuştu. Karamanlis Atina'ya gelir gelmez Ulusal Birlik hükümetini kurdu. Bu hükümette Savunma Bakanlığı görevi Evangelos Averora verildi. Dışişleri Bakanı ise, YeorJ gios Mavros'tu. * Sklavenitis'in ifadesine göre, li ve 2. Türk çıkarmaları arasında» ki "ateşkes" döneminde Averofa "Kıbrıs Adası'ndaki Yunan bir;liklerine mutlaka takviye güç gönderilmesi" söylenmişti. Amâ yine Sklavenitis'in ifadesine gö: re, Averof şu yanıtı verdi: "Evet haklısınız. Kıbrıs'taki güçlerimizi arttırmamız gerekir. Mazide bü gücümüz yelerliydi. Ama ne yazık ki, Yunan tümeni geri çekilmiş durumda. Sizin Kıbrıs'ta gö< revli bir Yunan subayı olarak, IIk önce Ege ve Trakya'yı güçlendir' memiz gerektigini hilmeni/ gerekirdi." : KKTC'de insanlar 10 yılda emekli olabiliyor, mücahitlikte geçen her yıl 2 yıl devlet hizmeti kabul ediliyor. 27 yaşında emekli olanlara rastlamak mümkün. Ayrıca emekli maaşları, yürürlükte olan eşel mobil sistemi uyannca fiyat artışlarına göre her üç ayda bir yeniden ayarlanıyor, ayrıca her yıl bütçede barem derecelerinde yapılan değışikliklere göre ayn bir artışa tabi oluyor. Barış Harekâtı'ndan sonra, önce KTFD, daha sonra KKTC meclisleri, özellikle bir konuda başarılı olmuşlar; kamu görevlilerinin sosyal haklarının geliştirilmesi... Bunda meclislerde en kalabalık grubu her zaman memurların oluşturması da önemli bir rol oynamış. Parlamentoya seçilen memur kökenlinin, 600 bin lira tutarındaki milletvekili maaşının yanı sıra, memuriyetteki maaşlarının da işlemesi yolundaki yasa da bu meclisten rahatlıkla geçmiş, sol partilerin de desteği ile... TEDAVt İÇİN LONDRA HASTANELERİ KKTC'de saölık harcamaları da oldukça ileri boyutlarda. KKTC'de tedavisi mümkün olmayan hastalar, devlet tarafından yurtdışına gönderiliyorlar. Hastane kurullarının "Tedavisi, ancak yurtdışında mümkündiir" şeklinde bir rapor vermeleri halinde, uçak, otel ve hastane ücreti de dahil olmak üzere bütün harcamalar devlet tarafından sağlanıyor. Buraya kadar her şey normal. Uygulamaya göz attığımızda ise, bu hakkın istismar edilerek ve çok geniş yorumlanarak kullanıldığı göze çarpıyor. Bir kere, hastalığının tedavisi KKTC'de mümkün olmayan vatandaş, üst kademelerde nüfuzu olmayan, halktan biriyse, tedavi için genellikle Ankara'daki Hacettepe Hastanesi'ne gönderiliyor. Eğer, söz konusu şahıs önemli bir devlet meınuru ya da iktidar nezdinde nüfuz sahibi ise tedavi için genellikle Ingiltere tercih ediliyor. Bu kişilerin kalp ya da kanser gibi ciddi ameliyatlar için lngiltere'ye gönderilmelerine kimse itiraz etmiyor. Ancak uygulamada şöyle durumlar ortaya çıkıyor: Önemli bir devlet memuru, ayağından varis ameliyatı olmak için Türkiye tıbbının imkânlarını yetersiz bularak Londra hastanelerini tercih ediyor. Ya da Londra'da tedavisini tamamladığı ve sağhğına kavuştuğu halde kendisinden uzun bir süre haber alınamayanlara rastlanıyor. Nekahat devresi, genellikle normalin üstünde uzuyor. FİNANSMAN TÜRKİYE'DEN Eğer bülün bu sosyal harcamaları, KKTC kendi iç kaynaklarından karşılayabilseydi, herhalde kimsenin, bu arada Başbakan Turgut Özal'ın da KKTC hükümetini eleştirmeye hakkı olmaz ve "KKTC, kendi imkânları ile dünyanın en ileri sosyal refah dıueyini tutturan ülkesi" sayılabilir, hayranlık toplardı. Oysa lüks boyutlarda harcamaların kaynağımn büyük ölçüde Turkiye'den sağlanan fonlarla karşılan ması, bu harcamaların " r a s y o n e l " ve "gerçekçi" olmadığını göstermek için yeterli. KKTC'de ekonominin değirmeni "taşıma su" ile dönüyor, bütçe "suni teneffüs" ile yaşıyor. 30 yaşında emekliye ayrılan ve dolgun NtKOS SAMPSON Dönemin Yunan Genelkurmay Başkam General Bonannos'un kendisinden,"500 bin Kıbrıslı Rum içinde bula bula, Sampson itinden başkasını bulamadmız mı" diye soz ettiği fanatik militan, Yunan askerlerinin kişiliksiz bir kuklasından başka bir sey değildi. "Hey sizler, orada ne gülüyorsunuz? Milletvekili oldunuz diye kendinizi bir şey mi sanıyorsunuz?" yolundaki ithamları, milletvekillerini daha da sinirlendirmeye yetti. Ancak bu sözlerden sonra bir milletvekili: "Dogru. Suç sende degil. Senin şimdiye kadar kurşuna dizilmen gerekirdi. Seni bugüne kadar yaşatanda kabahat" deyince ortalık karıştı. Fakat diğer milletvekilleri meslektaşlarının siniılerini yatıştırmayı başardılar. TÜRKİYE MÜDAHALESİ Kobokis, milletvekillerinin " Iürk birlikleri adaya çıkarken niçin emrini/.dekl kuvvetleri direnişe geçirmediniz?" sorusunu ise aynntılı bir şekilde yanıtlamaya çalışlı. Kobokıs bu konuda "Albaylar yönetimindeki Atina, Türkler adaya çıkarken yalnız Kıbrıs'a takviye kuvvet göndermemekle kalmadı, adadaki Yunan kuvvetlerinin direnişe geçmeleri için de emir vermedi" dedi. Milletvekili bunun üzerine, "Pvki bu durum karşısında siz niçin Alina'ya ııymayıp karşı koymadınız?" diye sorunca, "Biz o zanıanlar onıirlerc ilaatsizlik edemezdik. Şimdi durumlar degişti" dedi. Kobokis yanıtını şöyle Kobokis, 2 Temmuz 1974 tarihinde Atina'da Savunma Bakanlığı'nda diktatör Yuannides, Kara Kuvvetleri Komutanı Galatsanos, Genelkurmay Başkam Bonannos ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Arapakis'in yer aldığı toplantıya çağırılmıştı. Burada kendisine verilen emir "Makarios'un tez zamanda devrilmesi ve Turklerden kati surette endişc duyulmaması" yönündeydi. Kobokis, soruşturma heyetine verdiği ifadelerde, "Eger Makarios'a karşı darbe yapıldıysa sorumluluğu bende degil, o dönemdeki askeri yonetimde arayınız. Ben bir asker olarak emirleri yerine getirdim" sözlerini sık sık tekrarladı. 1974 yılında Kıbrıs'ın Milli Muhafız Gücü'nde yarbay rutbcsiyle görevli Athanassios Sklavenitis, Kobokis'ten sonra parlamentoya davet edildi. Soruşturma heyetinin ifadelerini aldığı tüm kişilere "sanık" işlemi değil "görgü lanıgı" işlemi yapılıyor. Sklavenitis, Makarios'a karşı darbe sırasında, Limasol'daki merkezi polis karakoluna hucıım emrini verenlerden biri. Sklavenitis, polis karakolunun teslim olmadığı takdirde, tanklarla uzeKıbrıs masasının görevi, Kıbrıs, Ege ve Meriç'te olup bitenleri öğrenmekti. Sklavenitis, soruşturma heyetinin sorularını yanıtlarken: "1974 yılında Makarios'a karşı yapılan darbe Yunan Silahlı Kuvvetleri'ni idare edenlerin planıydı. Yani Genelkurmay Başkam Bonannos, Kara Kuvvetleri Komutanı Galatsanos ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Arapakis darbeyi düzenlediler" dedi. Sklavenitis, Atina'daki albaylar cuntasından aldığı talinıat üzerine, darbe guııu (15 Temmuz 1974) Lefkoşe'ye gönderildi. Cîorevi, "fanatik anti Makariosçu Grivas yanlılarının laşkınlık yapınalarına izin vermemekti." Darbe günü, Kıbrıs'taki Ingiliz üslerinde yoğun "faaliyetler" görduğünu soyleyen Sklavenitis, ayrıca, Kıbrıs Runılarının Türkiye'nin adaya her an müdahaleye hazır olduğuna yönelik istihbaratları olduğunu da sozleıine ekledi. Ancak Sklavenitis bu konuda daha fazla konuşmak istemediğini, zamanı gelince, kendisine emir veıeıı subaylardan istenilen bilgilerin alınabılcceğini söylemckle yetindı. Sklavenitis de diğerleri gibi, "Bir subay olarak, bana verilen OKJM. Cumhuriyet kTiırkiye, Kıbrıs'ta Barış Harekâtı'na yol açan darbede Atina'nın sorumluluğu bugün daha da darbeyi Yunan müdahalcsl sayıyor belirgin biçimde açığa çıkıyor. Cumhuriyet, 15 Temmuz 1974 tarihli Sampson darbesinde Atina'nın Atina, Kıbrıs'ta Yunanj rolünü 16 Temmuz 1974'teki îtti manşetinde açıkça vurgulamıştı. emirleri yerine getirdim. Kıbrıs konusunda bir vatan hainligi varsa bunu, o donemdeki kuvvetleri yonetenlere sorabilirsini/" diyor. Sklavenitis, 15 temmuzda Lefkoşe'ye ayak basar basmaz, Binbaşı Geoıgitsis'ten darbe konusunda bilgi almış ve ardından Limasol'daki merkezi polis karakolunun (darbe sırasında direniş grtsterdiği için) derhal kayıtsız şariMz teslim olmasını, o ana kadar zaten çok kan dökııldugunu gerekçe göstererek isteınişti. Lımasol karakolu, Sklavenıiis'ın bu tehdidinden sonra teslim olmuştu. AVEROF'U SUÇLADI Sklavenitis, bu arada, 1974 yı YAKIV Boşa ğiden 12 yıl sıırdurdu: rınden geçeceğini söylemiştı. Ve "Kıbrıs adasındaki Yunan birnitekim polis karakolu teslim olliklerinin durumu iyiydi. Eger muştu. EOKAB terör örgutubizlere direniş göstermemiz için nun uyclerinden biri olan Sklaemir verilseydi, Turklerin çıkarvenitis'in, Yunanistan'daki albaylar cuntasının darbesinde de ması çok zor olacaktı. Belki de önemli rolü olmuştu. olanaksız kılınacaktı. Eger Papadopulos, 1967 darbesinden sonEmekli Yarbay Athanassios ra adadaki Yunan tümenini geri Sklavenitis, EOKAB örgütünu çekmeseydi, Türkler belki de kuran Giorgios Grivas'ın da sağ adaya çıkmayı bile düşünemeyekolu idi. 196568 arasında Kıbcekti. Aına bu durumda da rıs'ta bulunmuştu. Yunanistan vc Türklere karşı koyacak kadar güKıbrıs Rum çevrelerinde fanatik cümüz vardı. Çıkarma çok gu bir anti Makariosçu olarak tanınan Sklavenitis, albaylar cuntalünçtü. Yunanislan'dan lakviye sının kendisine, 10 Mayıs 1974 gelmcsv bile karşı koyabilecek tarihinde "Kıbrıs masası" şeflidurumda}dık. Ancak bu yolda Atina'dan en ufak bir emir be ğini verdiğini söylüyor. Kendi itadesıne göre bu yeni görev, yani lirtisi dahi yoklu. Sklavenitis, Karamanlis'in bu. konuda hiçbir suçu olnıadığını. da vurguladı. Averof, geçen kasım ayında Yunan parlamentosunda "Kıbrıs' dosyası" ile ilgili koıuışmasında,"1974 lemmuzunda Tıırkiye'niıf! adaya çıkmasından sonra, Kara^ manlis, Girit'leki lümenin Kıbrıs'a gitmesini isıemişti. Ancak1 buna ben ınani oldum" dcmişti. j SORUŞTURMA HEYETİNDE;1 İKİLİK 30 kişilik soruşturma heyeti,* 1974 döneminde Kıbrıs'ta hizınetî gören ve Makarios'a karşı darbe düzenleyen subayları teker teker . sorguya çekerken, daha ileride^ ki tarihlerde albaylar cuntasının^ başındakileri de parlamentonun^ 140 nolu salonuna davet edecek. ' Bunlarııı arasında bulunan Genelkurrnay Başkam Bonnanos, Papadopulos'a karşı darbe yapan ve Marakıos'un "öldürulmesi" emrini veren Yuannides, Deniz Kuvvetleri Komutanı Arapakis, Kara Kuvvetleri Komutanı Galatsanos' yanı sıra, I974'un ağustos ayından, itibaren sivil hükümeti yöneten' lerı de davet etmeye hazırlandı*ğı oğrenildi. Dönemin Başbakanı Karamanlis, Savunma Bakanı Averof ve Dışişleri Bakanı Mavros, soruşturma heyetince çağrılacaklar arasında. Ama gelgelelinı, parlamcntoyu temsil eden 4 partinin miiletvekillerinden oluşan soruşturma heyetinde ikilikler çıkmaya başladı. Ye» ni Demokrasi Partisi milletvekil' leri, "Alınan ifadclerin parlaıneıılo dışına sızdıgı ya da sızdırıldığı" gerekçesiyle, dosyanın "yeniden kapatılmasım" öneriyor. Buna karşı, Yunan Komunist Partisi (KkE) milletvekilleri, "İfadelerin açıkça kamuo" yuna duyurulmasını, Kıbrıs sorunundaki sorumlulukların Yunan lıalkına duyurulması gerekligini" savunuyor. Ancak PASOK milletvekilleri soruşturmanın parlanıeııto kararınca "kapalı kapılar ardında" sürdürüleceğini açıklıyor. PASOK milletvekilerine bakılıısa, Yeni Denıokrası milletvekilleri, "Özellikle Karamanlis'in sorguya çrkilmesini islemedikleri için bu tür gerekçelcrle lıcyelin görvvine son verilınesini" istıyorlar. Ancak YDP milletvekillerinin tuınu aynı fikirde değil. Yaıısı soruşturmaların olduğu gibi surdurülmesinden, yarısı da "son verilmesin"den yanalnr. Soruşturma heyetinin görevi, normal şartlar altında 1987 yılının mart ayında sona erecek. Ve gerekirse parlamentodan 6 aylık bir surc daha isteyecek. O tarihe kadar soruşturma heyetinin çalışmalarını tanıamlaması bekleniyor. Sonuçta lıazırladıkları raporu paı lanıeııtoya sunacak. Ve eğeı "ulusal çıkarlara zarar vermeyecekse" rapor olduğu gibi açıklanacak. BİTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear