23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 HABERLER 11 ŞUBAT 1986 Bir partinin anatomisi Adalet Partisi: İşte iddianv Sol da benim kadar konuşacak ki demokrasiyi zedelemeyelim27 Mayıs'tan 12 EylüTe 19 yü, 7 ay... YALÇIN DOĞAN ANKARA Kapatılan AP'nin Genel Başkanı Sökymaıı Demirel, kendisinin bir açık rejim adamı olduğunu belirterek, "Benim karşımda elbette bir de sol olacaktır. Kendi düşünceshıi söyleyen, bu düşünceterini uygulamak için iktidara getanek isteyen bir sol olacaktır. Ben bunu bep tahammülle karsıladım, demokrat olmamn gereği olarak karşüadım. Ben ne kadar konuşursam, sol da o kadar konuşacak ki, demokrasiyi zedetemeyeUm. lşte siyasi iddia budor" dedi. Demirel, ANAP'ın bir siyasi hareket olmadığını da ileri sürerek, "ANAP geçmişi reddediyor, taribJ reddediyor, 'ben dört siyasi eğüimi birleştiren bir partiyim' diyor. O zaman sentaiçbirşey degüsin. Dört kitabı biriestirmek raümkün mü? Degil." görüşünü savundu. Süleyman Demirel, ANAP'ın, iktidan kaybettiği anda dağıhp gideceğini kaydederek, "Bu, esyanın tabiatı icabıdır" dedi. Demirel, uzlaşma ile ANAP ve sol üzerindeki değerlendirmelerini sorulanmız üzerine şöyle açıkladı: Bir ölkeyi idare hakkı o ölkenin vatandaşına aittir diyorsoBBz. Türkiye'de bu olnyor mn sizce? kere gittim. 1962 yılının başında da terhis oldum. O tarihten beri resmen parti faaliyetleri içindeyim. Belki 1960 öncesinde belki demokrasinin ve siyasetin çeşitli meseleleri üzerinde durmayı kendime görev saymamışımdır. O zaman başka işler içindeydim. Mesleğim mühendislikti. Bu işlerle uğraşırken belki de diğer meseleleri kâfi derecede düşünmemişimdir. Fakat, halkın serbest oyuna dayanan demokrasinin ve siyasetin çiğnenmesi, beni o meseleleri düsünmeye ve o meseleleri imarcılık, inşaatçılık meselelerinin önüne almaya sevk etmiştir. Ben, o meseleleri resmen deklare etme hakkına sahip olduğum askerligin bitiminden sonra 1962 tarihinde ne düşündüysem, ben 28 Kasım 1964 tarihli AP'nin büyük kongresi önüne çıkıp, oradaki delegasyona beni seçin, çünkü ben hak için, hukuk için, adalet için, hürriyet için, sulh için, sükun için ve millet iradesi üstünlüğü için bu mücadeleye giriyorum mealinde sözler söyledim. Benim siyasi anlamda idarede bulunduğum süre içinde hiçbir kırıklık yoktur. Bazı şeyler yanlış anlaşılmış, ya da kâfi miktarda anlaşılmamış olabilir. Ama ben bugün ne diyorsam, 1971'in 12 Mart'ında da aynı şeyi söylüyordum. Nitekim 1971'in 12 Mart'ında, muhtıracılara, bu hareketiniz anayasa ve hukukla bağdaşmaz deyip görevi bıraktım. Çünkü benim, anayasa ve hukukla bağdaşmayan bir hareket karşısında bir müeyyidem yok ki. şey kabul etmem. Yapamadınız, uzlaşamadınız diye burada kalmamalı. Denir ki, şu meselede sen böyle dedin, sen de böyle dedin. Ikinizin de dediği yanlış. Veya bunun dediği doğru ama sen oraya gelmedin. Diyalog yaptın veya yapmadın. Hiçbir anlam taşımaz. Biz, konuşamayan insanlar değildik ki. 24 Temmuz 1980 tarihinde Sayın Çağlayangil'in başkanlığmda oturduk, 6 saat konuştuk. Bizim insanî münasebetlerimizde bir kırıklık yoktur. 11 şubat günü (bugün) neden böyle biraraya gelmeye ibüyaç duydunuz? DEMİREL AP kurulduğu günden beri hep kunıluş gününde AP'ye gönül vermiş arkadaşlar hep biraraya gelmiştir. Meselâ, 11 Şubat 198O'de AP'nin kuruluşu sebebiyle benim burada millete açıkladığun bir beyanname var. Yapmış bulunduğum konuşma var. Bu, 20'nci kuruluş yıldönümüdür. Tabii 21. yıldönümünü kutlama imkânımız olmadı. 1981'de partinin faaliyetleri durdurulmuştu. 1983 şubatında yine sıkıyönetim vardı. 1984 şubatında da sıkıyönetim vardı. 19 Kasım 198S tarihinden itibaren Istanbul'da sıkıyönetim kalktığına göre, 19 Ağustos 1985'ten itibaren burada da sıkıyönetim kalktığına göre, de facto olarak kapatılmış bir siyasi partinin mazide, hayatlannın 2025 senesini bu davaya vermiş bulunan görevlileri, bu Ulkenin vatandaşları olarak biraraya gelip, bir aziz hatırayı tazelerlerse, bu bir kadirşinashktır. Bir vefa borcunun yerine getirilmesi olur. Masum bir harekettir. Kanunsuz hiçbir tarafı yoktur. Hatırası mazide kalmış bir büyük olay içerisinde yıllarca sevinçlerini, üzüntülerini paylasmış insanların birbirini yeniden görmesi bir beşeri faaliyettir. Bundan tabii bir sey olamaz. Yalnız, şartlar, yerel imkânlar vs. bu arkadaşlarımızın tümünün değil de ancak bir kısmının biraraya gelmesine yetişmektedir. Gönül ister ki, tümü biraraya gelsin. Esasen 12 Eylül idaresi de AP'nin bir tek üyesini (kayıtlı üyeleri de dahil) herhangi bir şeyle sorumlu da tutmamıştır. AP, aslında hak, hukuk, adalet, hürriyet, bayrak, ezan, kalkınma, demokrasi diyen bir hareketin adıdır. Bunu diyenlerin suçluluk psikozu içinde olması mümkün değildir. Bu insanların mazide siyasi mahiyette bir kusurlan da yoktur. Böylece senelerce ömürlerini vermiş bulundukları bir hareketin hazırlanmasıdır hadise. de size öneriler getirfldi mi? DEMİREL Getirilmiştir. Çünkü bu haklann kötüye kullanılmasından geniş topluluklar rahatsız oldu zaman zaman. Ama biz ona rağmen, o rahatsızlıklan gidermenin başka yollannı aradık, hakkın özüne hiçbir zaman dokunmadık. Süleyman Demireh Ben açık rejim adamıyım Diyalog diye bir ilaç varmış Yani 12 Eylül öncesi Ue sonrası arasında savundugUBUz düşünceler arasında hiçbir fark yok öyDEMİREL Fark yoktur. Herşey açık. Ben açık rejim adamıyım, söylediğim belli, yaptıgım belli, yazdığım belli. Sizla 12 Eylül öncesi diyalog aramadıgınız ya da yeterince diyalofa ginnediginiz eleştirisi yapdıyor. Bnna ne diyorsunuz? DEMİREL Diyalog yabancı bir kelime. Biz öyle alafranga kelimelere çok düşkünüz. Bizim kafamız zaten genellikle böyle sihir arar, büyü arar. Demek ki diyalog diye bir ilaç varmış. Bu ilacı kullanırsak, hiçbir sıkıntıya girilmeyecektir. Böyle bir ilaç var da, herkes biliyor da biz bilmiyor idiysek, ayıp. Bunu varsaymak mümkün değil. Yani herkesin bildiğini, benim bilememem ayıp olur. Böyle düsünen varsa, onun biraz daha düşunmesi lazım, hakikaten böyle bir şey var mı, diye. Diyalog nedir? Karşılıklı meseleleri konuşmaktır. Çok partili hürriyetçi rejimde siz bir siyasi partisiniz. Milletin önüne bir programla çıkıyorsunuz. Başkası bir siyasi parti, o da bir programla çıkıyor. Eğer bana iktidar yetkisi verirseniz, ben şu programı icra edeceğim, diyorsunuz. Başka partiler izah ediyor. Seçim bitiyor, millet sizi iktidar yapıyor. Karşınıza çıkıyorlar. Siz vaat ettiğiniz şeyleri yapamazsınız düyorlar. Niye yapamayız? Halk bizim bunları yapmamızı tasvip etti. Halkı kandırdınız, onları yaptırmayız biz size. Ne yapacaksınız, burada bir engel çıkıyor orta yere. Onunla konuşacaksınız. Diyeceksiniz ki, ben bunlan vaat ettim, ben bunlan yapacağım. Ben yapacağım şeylerin doğruluğuna inaruyorsam, onu da inandırmaya çalısacağım. tşte bu diyalog. Bu her zaman yapılmıştır. Bu diyalog, kapalı kapılar ardında olmaz, evvela Meclis'in kürsüsü var. Orada olur. Siyasi heyetlerin başında bulunan iki adam her meselede mutabık olsa, acaba arkalanndaki o güç, onlar müsaade eder mi? Yalnız muhatabıruzı değil, sizi destekleyenleri de ikna edeceksiniz. Ne yapacaksınız? Şu diyalog meselesini bitirmek istiyorum. Anlasamadınız, ne yapacaksınız? Günümüzdeki siyasal örgütlenmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? DEMİREL Her siyasi hareketin bir tarihi, bir geçmişi vardır. Bir felsefesi vardır. Her siyasi hareketin tarihi akım içinde yeri olmak lâzım gelir. Hani bu akım içinde bazılannın yeri? Ben göremiyorum. Bu gözleminizi biraz daha somutlaştırabilir misiniz? DEMtREL Bakın şimdi meselâ, ANAP bir siyasi hareket değildir. Geçmişi reddediyor, tarihi reddediyor. Ben 4 siyasi eğilimi birleştiren bir partiyim, diyor. O zaman sen hiçbir şey değilsin. Bu egilimlerin hiçbiri değilsin. 4 kitabı birleştirmek mümkün mü? Değil. Zaten geçmişi reddederek geliyorsan, kendine bu siyasi akım, bu siyasi tarih içinde nasıl bir yer bulacaksın? Reddederek bulamazsın. Biz AP olarak geçmişi hiçbir zaman reddetmedik. Biz her zaman açıkça, Demokrat Parti'nin devamıyız, dedik. Sen diyebiliyor musun? Hayır, diyemezsin. Çünkü, zaten devamı değilsin. Olamazsın da. Sen ne diyorsun? Ben 4 siyasi eğilimın hepsini birden temsil ediyorum, diyorsun. Gayrikabili mecmu olanları cemmediyorsun, yani hiçbir zaman toplanamayacak olanlan biraraya getiriyorum, diyorsun. Bu mümkün olur mu? Olur, sadece iktidar olursun. Belli bir siyasi boşluktan yararlanarak, iktidar olursun. O kadar. Ama siyasi hareket olamazsın. Yani ANAP iktidardan uzaklaşırsa, parti niteligini kaybeder mi sizce? Parti olarak varugını sürdüremez mi, bir seçim sonrasında eğer seçimi kaybederse? DEMtREL Eğer. ANAP iktidar olmasaydı, HP ile MDP'nin başına gelen onun da başına gelecekti. Yani, belediye seçimlerinde nasıl HP ile MDP'nin oylan dağıldı gitti ve o partiler bitip gitti, iktidar olmasaydı, ANAP da aynı duruma düşerdi. İktidan kaybettiği anda dağılıp gidecektir. Bu eşyanın tabiatı icabıdır. Ç'inkü, tarihteki felsefenin ve akımın devamı olamazsan, ki, başkası zaten mümkün değil, o zaman eriyip gidersin. Aslında bir felsefenin devamını ortadan kaldırmak, parti kapatmakla da mümkün değildir. Türkiye'de her 10 yılda bir askeri müdahaleler yaşanıyor. Müdahale sonrasında her şey yeniden başlıyor. Bundan sonra müdahale olmaması nasd sagJanabilecek, müdahale olmadan demokratik sistem rayına nasıl oturabilecek? DEMİREL Halk reyine sahip çıkacak. Nasü? DEMİREL Halk reyine sahip çıkmasını her geçen gün öğrenecek. Bana kalırsa, her geçen gün daha çok öğreniyor. Burada halka herhangi bir yük getirmek düşünülemez. Halka 'Sen reyine sahip cıkmıyorsun' diye yüklenmek doğru değil. Ama, her geçen gün, halkın attığı reylerin mânâsını kendisine anlatıyor olmalı. Bu yolda da uzun mesafe alındığı kanaatindeyim. 19651980 arasında sizin ister muhalefette, ister iktidarda oldngunuz dönemlerde solun size karşı bir tavn vardı. Sizin de sola karşı bir tavruuz... Bugün geriye dönüp baktıgınızda, bu karşılıklı tavn nasıl degerlendiriyorsunuz? DEMİREL Ben sağcıyım. Ben memleketçi, muhafazakâr, medeniyetçi, hürriyetçi ve demokratım. Böyle bir Türkiye'ye, büyüyen Türkiye'ye, büyük Türkiye'ye olan inancımı da bu prensiplerimde ifade ediyorum. Benim karşımda elbette bir de sol olacaktır. Kendi düşüncesini söyleyen, bu düşüncelerini uygulamak için iktidara gelmek isteyen bir sol olacaktır. Ben bunu hep tahammülle karşıladım. Demokrat olmamn gereği olarak karşıladım. Ama, çoğunlukla ben iktidar oldum. 1950 yüından beri seçimi kazanarak iktidar olan sağdır. Demokrat Parti ve Adalet Partisidir. Seçimleri 1950'den bu yana tek başına kazanarak iktidar olan, hep sağ olmuştur. Sol 1950'den bu yana tek başına seçim kazanarak iktidar olmamıştır. Solun iktidan paylaşması hep koalisyonlara bağlı kalmıştır. Bu çok önemlidir. Sol beni tenkit etmiştir, normaldir, edecektir. Ama, bu tenkitlere rağmen, tek başına iktidar olan hep sağdır. Bu sebeple solun bana karşı tavnnı anlayışla karşılıyorum. Ben ne kadar konuşursam, sol da o kadar konuşacak ki, demokrasiyi zedelemeyelim. İşte siyasi iddia budur. Siz iddianızı sürdüriiyor musunuz? DEMİREL Evet sürdürüyorum. Şu mânâda söylüyorum bunu: Büyük Türkiye'ye, hürriyetçi, demokrat Türkiye'ye olan inancımdaki iddia olarak söylüyorum. Elbette zaman değişti. Değişen zaman içinde benim de projelerimde değişiklik oldu. Proje derken, memleketin ihtiyaa olan projelerden söz ediyorum. Bunlarda revize yapmak ihtiyacı doğdu. Yoksa, hürriyet içinde kalkınan büyük Türkiye inancım ve bizim felsefemize olan güvenim hiçbir zaman sarsılmadı. Teşekkür ederim Sayın Demirel. ANAP bir siyasi hareket değildir. Geçmişi reddediyor. Ben 4 siyasi eğüimi birleştiren bir partiyim, diyor. O zaman sen hiçbir şey değilsin. Belli bir siyasi boşluktan yararlanarak iktidar olursun. O kadar. Ama siyasi hareket olamazsın. DEMİREL Bunu yapamıyoruz. Reye sahip çıkma hadisesi. Çünkü Türkiye, geçen 35 sene zarfında üç defa mudahaleye mamz kalınca, yüksek irade kavramı ile yüksek kanun kitabı kavramı zedelendi. Türkiye bunlan yeniden tamır etmek mecburiyetindedir. Yani, yüksek irade, milletin iradesidir. Hür ve serbest irade tecelli edecektir. Bu müessesenin adı millet medisidir. Yahut parlamentodur. Bu devletin çeşitli müesseselerinin yerlerini, vazifelerini, sorumluluklannı, yetkilerini anayasa tayin edecektir. Bunları yapmışsınız. Ama bir defa bunu aştınız rru, her zaman aşabiliyorsunuz. Niteldm 27 Mayıs bunları aşmıştır. Bu gedikten gelen sulan Türkiye bir türlü durduramamıştır, istikrarı sağlayamanuştır. tstikrar, muayyen zamanlara ait olmuştur. Burada çok kısa zamanda, vatandaş hakkını "varsın böyle oluversin" deme noktasına getirmiştir. Hatta, bir kısım vatandaş, bunun kendi hakkı olup olmadığı üzerinde durmamıştır bile. Ve kendi hakkırun aşılması durumunda, "Ne hakkın var?" demesi lazım gelirken, "Sebep ne olursa olsun, çünkü sebebi her zaman bulabilirsiniz" yaşa varol da demistir. Hemen bir sey söyleyeyim. Ben halkımdan sikâyetçi değilim. Ben sadece, halkımın hakkına sahip çıkması gerektiğini söylüyorum. Esasen bir ülkenin halkı hürse ve ortam serbestse, ekseriyet doğru yapar. Demokrasi buna dayanır. Ben, olması lazım geleni söylüyorum. Halk organize degilse, hakkına nasü sahip çıkacak? DEMİREL Bu hadisenin hepsinden herkes bir sey öğrenerek geliyor. Ama bir gün çıkacak. Çıktığı zaman meselenin bUyük bir kısmı zaten hallolmuştur. Hakkının ne olduğunu bilecek ve ona sahip çıkacak. Aslında bütün bunlar ne için? Demokrasi ne için? Demokrasi benim için değil. Demokrasi halk için, halksız bir demokrasi düşünülemez. Işin esası bu. Yazılı dokümanlann hepsinde böyle bu. Dokümanlara böyle yazmışız da, zaman zaman tehlikeye düştüğünde kurtaralım diye çalışıyoruz. Siz, 196580 arası hem parti lideriigini yüriittibniz, hem de uzun yıllar Başbakanhk görevmde bulnndnnuz. Demokrasi anlayışınız, partinin başına geldiğinizde ve ülkeyi yönetmeye başladıgınız giinde aynı mıydı, yoksa 12 Eylül'den sonra değisime ugradı mı? DEMİREL Belki şöyle demek daha doğru. Ben bugün demokrasi üzerinde ne düşünüyorsam, 1962 yılının basında da böyle düşünüyordum. Neden 1962 yüı? DEMİREL Ben, 1960 yılının temmuzunda as İktİdmr •Imrsun «MMK Ne gibi bir müeyyide olabilirdi? DEMİREL Meydana geien de facto dunım, fıili durum, devleti silkelemiş. Hükümeti görev yapamaz hale getirmiştir. Yapabilcceğim bir görev yoktu. Cumhurbaşkanı devreden çıkmıştı. Siz programınız neyi gerektiriyorsa, onu yapacaksınız. O da, ona itiraz edecek. Muhalefet dediğimiz siyasi heyet ona itiraz edecek. Ama siz yine onu yapacaksınız. Ama onun yapılmasmdan yarar gördüğünüzü çoğunluğa dayanarak, siz tevid etmişsiniz. Ulkenin meseleleri var. Sadece iktidann aşamayacağı şeylerdir. Muhalefetin de mutabakatım aramak gerekir. Ne gibi? NATO'ya girilmesi gibi, Londra ve Zürih Antlaşmalan gibi, Kıbrıs'a çıkarma, sıkıyönetim gibi. Maziye bakalım, ne NATO'ya girilmesinde, ne Londra ve Zürih antlaşmalannda Meclis'teki iktidar ile muhalefet bir uzlaşmaya varamamışlardır. Yani yapmasalar mıydı? Yaptılar. Eğer anlaşamıyoruz deyip icrayı, muhalefetin muvafakatına bağlasalardı, o zaman iktidar olamazlardı. İktidar, yapmak, yapabilmek demektir. Karşınıza engel çıkıyor. Engelin izniyle bir şey yapabilir hale geliyorsanız, siz iktidar olmaktan çıkmışsınız. Muhalefet iktidar olmuştur. Kıbns çıkarması, 1964 ve 1967 ve 1974'te. Üçünde de, birisinde CHP iktidardır, AP muhalefettir. AP oy vermiştir. 1964'te, 1%7'de AP iktidardadır. CHP muhalefettedir. CHP geldi oy verdi. 1974'te de CHP iktidardı. Biz muhalefettik. Oy verdik. Geliyoruz 1978 sıkıyönetimine. CHP iktidardır. Biz muhalefetiz. CHP sıkıyönetim ilan etti. Meclis'e geldi. Biz oy verdik. Bu 10 defa uzatıldı, bazen biz iktidardık, bazen onlar iktidardı. Ama her defasında onlar iktidarsa, biz rey verirdik, biz iktidarsak, onlar rey verirdi. Başka nerede uzlaşacaktık? Cumhurbaşkanı seciminde. Eğer, her mesele uzlaşmayla halledilse, hiç ihtilaf kalmaz. Demek ki, uzlaşılamayacak meseleler var. Bu uzlaşılamayacak meseleler var diye 'Niye uzlaşmadınu' diye taraflan kötülemek yanlıştır. Uzlaşılamayacak meseleler meydana geldiği vakit, kanunlar o meselede müessese getirmişse, mesele hallolur. Meselâ, Cumhurbaşkanı seciminde ilk iki turda uçte iki çoğunluk lazımdır. Grup kararı alamazsmız. Oy gizlidir. İlk iki turda üçte iki çoğunluk yoksa, ondan sonraki turlarda salt çoğunluk aranır. Salt çoğunluk meydana gelmezse, ne yapacaksınız? Gelin bunu değiştirelim, dedik. Onda uzlaşamadık. Uzlaşmanız, demek kafi değil bence. Bence mesele neymiş, bu meselede taraflardan birisi ne demiş, öbürü ne yapmış? Uzlaşmadınız değil de, uzlaşmayana 'Sen niye uziaşmadın' demek lazım. Böyle tartışma olmaz. Demokrasinin tam tehlikeye diiştiigü sırada, uzlaşamamak size ya da karşı tarafa bir sonımluluk getiriyor mu? DEMİREL Uzlaşamamaya bağlı bir idare olması lazım. Uzlaşamadığıruz takdirde mutlaka kaidesi olacak. Ne gibi? DEMİREL Millete gider, Reisicumhunı millete seçtirirsin. Bu kaide. Hep salt çoğunluk aranır deniliyor ya, ya salt cogunluktan vazgeçtik deriz. Biz bunları götürdük hep. Rejimde ülkeyi kimin idare edeceği belli değilse veya beürli de, etmeyeceğin iznine baglı ise, o ülke idare edüemez. Birisi idare edecek, öbürü muhalefet edecek. Muhalefet eden bir gün iktidar olacak. öbürü muhalefet olacak. Eğer muhalefet, bir şey söylüyor ve doğru söylüyorsa, iktidann onu dikkate almaması mümkün değildir. lktidarlar hata üstüne oturamazlar. Ben, taraflar uzlaşamadı da rejim onun için sıkıntıya girdi diye bir mlmcmk: Benim karşımda elbette bir de sol olacaktır. Kendi düşüncesini söyleyen, bu düşüncelerini uygulamak için bir sol olacaktır. Ben bunu hep tahammülle karşüadım. Demokrat olmamn gereği olarak karşüadım. Bugün sahip olduguBuz düsünceleri, iktidannızda flilen uygulayabildiniz mi? DEMİREL Şartların elverdiği ölçüde uygulanmıştır. Uygulanmaması için bir şey yapılmamıştır, uygulanması için gayret sarfedilmiştir. Gücümüzün yettiği kadar uygulanmıştır ve demokratik düşünceye hiçbir zaman arkamızı dönmemişizdir. Ondan ikrah da etmemişizdir. T. C. Anayasası'nın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlanna getirdiği hakların kullanılmasından rahatsız olanlara karşı vaziyet almışızdır. Böyle durumlar oldu mu? Elbett* ••! Sokaklar yürümekle agınmaz DEMİREL Gosteri yurüyüşleri ve toplanü hakkının kuUarulması hakkmda yapmış bulunduğum savunmam, bunun misalidir. Sokaklar yürümekle aşınmaz derken ben, bırakın bu insanlar hakkını kullansın dedim, bunlara karşı rahatsız olanlara. Keza; basın, sendika, üniversite hürriyeti karşısında bizim vaziyetimiz budur. Biz, bu hakların kötüye kullamlması halinde dahi, sabırla kötüye kullanmalan mümkün mertebe ortadan kaldırmak, ama mutlaka bunlann yaşaması için uğraşmışızdır. Haklann kötüye kullamlması halinde iki yol var: Bunlardan bir tanesi, kötüye kullanmayı zaman içinde kontrol altına alacaksımz hukuki yoldan. Ikincisi bu hakları kaldıracaksımz. Biz bu haklann kaldırümasını hiç düşünmedik. Bu haklann kullanılmasını engeilenıe yönün Şinasi Osma, Adalet Partisi'nin adının konuluşunu anlatıyor Hani var mı memlekette adalet? HAKKI ERDEM ANKARA 25 yıl önce 11 şubat günü saat 11.30'da Ragıp Gümüşpala ile birlikte Ankara Askeri Valisi Orgeneral Ihsan Olgnn'a Adalet Partisi'nin kuruluş dilekçesini veren ve partinin ilk genel sekreteri olan Şinasi Osma, AP'yi kurarken bir çok güçlükle karşılaştıklarını, ancak 12 Eylül'den sonra parti kurmanın daha zor olduğunu söyledi. 12 Eylül'den sonra siyasaJ yaşamdaki zorluklann Büyük Türkiye Partisi'nin kapatılması ile başladığıru bildiren Osma, AP'nin mirasçısı olarak DYP'yi gösterdi. Duvarlannda at resimleri, masasında da at biblolan yer alan odasında, AP'nin kuruluşu ile ilgili çalışmalarını anlatan Şinasi Osma, partinin kapatılışı Ue ilgili olarak, "Kapadldıgını duydugumda, beynimden kurşunla vnrulsaydım daha fazla ısürap cekmezdim zannediyonım. tnsanın çocuğunu, ailesini kaybetmesinin üzüntüsünden daha agır duygulara düştüm" dedi. 27 Mayıs'tan sonra DP'li oldukları gerekçesi ile ordudan emekli edildiklerini bildiren Osma, önceden tanıdığı ve uzun yıllar birlikte çahştıklan Ragıp Gumüşpala'nın, elden gönderdiğı bir mektupla düşüncesini kendisine ilettiğini kaydederek, gelişmeleri şöyle anlattı: "27 Mayıs'un sonra DP kapatıluca, herkes, her münevver, memleketsever insan düşünüyordu. 'Yahu ne olacak bu istikbâl, bu DP kitlesi ne olacak?' diye. Bastan bu fikirlerle daha dyade siviller mesguldü. Ta ki, orduda 7 bin subayın emekliye sevk hadisesi oiuncaya kadar. Bu hadise ile düşünea sivillere, düsünen askerler de katıldı. Askerlerin bu tavnndan cesaret alan siviller emekli olan askerlerle işbirtigi yapmaya çalıştılar. Bu sırada tekaüt olan Gümüşpala da bana haber gönderdi. 'Herkes bir istikamete çekiyor. Memleketi selamete götürmek için size düşen vazife var. Madem ki şimdi siviliz biz de bir çalışma yapalım' dedi. Bu görüşünü dden göoderdigi mektupla biidirdi. Çünkü o zaman mektnplar kontrol aiündaydı. Ben \ŞinasJÖsma: I AP'nin | kapattldığmı duydugumda, bey nimden kurşunla vurulsaydım, daha fazla vstırap cekmezdim zannediyonım. tnsanın çocuğunu kaybetmesinden daha ağır duygulara duştum. de dden bir mektup göndererek 'tamam' dedim. Ondan sonra ben Ankara'daki faaliyeüere başladım. O zaman memleketçi partiyi kurmak isteyen arkadaşlar da var. Aik toplanüsı namı altında evlerde gizli gizli toplanıyoruz, konuşuyoruz. Bir ay süreyle parti kurmak serbest dendiginde biz fikirleri olgnnlaşürmışük". Osma, partinin adının konuluşu konusunda şunları söyledi: "Partinin kuruluş aşamasında Ankara'ya gelen Gümüşpala orduevinin karşısındaki Gül Palas'a yerleşti. Zaten kendisi tzmir'den gelirken Türkiye Adalet Partisi adını kafasına koymuş. Öyle gekü buraya. Bana haberi de, Türkiye Adalet Partisi'ni knracagu diye gönderdi. Bir akşam Gül Palas'ta bu konuyu konuşorken, bir arkadaş buna itiraz etti. 'Paşam, bu isim memlekette adalet yok demektir. Bugünkü askeri idareciler gocunurlar bundan' diye. Gümüşpala elini masaya vurdu, 'Yalan mı söylüyoruz? Yalan mı söyleyeceğiz millete? Hani var mı memlekette adalet? Biz işte memlekette adaleti kuracağız. Onun için partinin adı Adalet Partisi olacak' dedi". AP'nin bugün yaşayan üç kurucusundan biri olan Şinasi Osma, "Peki AP adaieti saglayabüdi mi?" sorusuna, "Çauşü, gayret gösterdi. Çok büyük gay ret gösterdi. AP yaşadıgı müddetçe Türkiye'de adaleti saglamaya çalıştı. Ama, yüzde 100 muvaffak oldu iddiasında degiüm. Fakat, bu istikamette calışmalar yapb" karşılığıru veriyor. Osma, 12 Eylül'den sonra oluşturulan siyasal yaşam konusundaki görüşlerini ise şöyle dile getirdi: "Bu dönemdeki zoriuklar Büyük Türkiye Partisi'nin kapatılması ile başlar. BTP kapaülmasaydı ve nonnal seyrine bıraksalardı, partilerin kurulması sıkıntı ohnazdı. Ama, içlerine sızan varsa, konsey süzüp ayıklardı. 1%1'de de MBK bize tazyikler yapü ama, partikr kuruldu ve seçime girdi. Bugün yalnız AP degil, CHP de ağır bir darbe yemiştir. Çünkü kolay degil milleti kanalize etmek. Bugün AP'nin mirasçısı DYP'dir. Nasü ki AP, DP'nin mirasçısıydı. DYP, bazı s a | partilerin bulunuşu nedeniyle 27 Mayıssonrası AP'nin geliştigi gibi süraüe gelişmiyor gibi görünüyor. Ama, agır ve emin adımlarla ilerliyor. Bence tıkanıklık anayasanın geçici 4. maddesinde. Çünkü ortada milletin arzu ettigi gibi bir lider görünmüyor. Bugün sağı temsil ettigini söyleyen ANAP, MDP ve DYP'yi bir araya getirebUecek bir tane adam var. Onun da üzülerek sö\lu\orum, anayasanın geçici 4. maddesi ile hareketleri baglanmış". Osma, askeri müdahaleler konusundaki görüşlerini de şöyle açıkladı: "Ben 26 yıl askeriik, 25 yıl poütikactlık yaptun. Asker oldugum zaman politikacüardan yakınlanm, akrabalanm vardı. Bunlann içinde yaşadım ama, hiçbir gün demokrasi hilafına birşey düşünmedim aklıma gelmedi. Ben askerlerin memleket müdafaasında büyük önemi oiduguna inanıyorum. Ama, bu işi Atatürk'ün kurdugu TBMM'ye bırakmak lazım. TBMM ise herşeyin üzerindedir. Çünkü milleti temsfl ediyor. Ordu da milletin bir parçasıdır. Bence bu askeri müdahaleler ryi olmuyor. Daha da olumsuza götüriiyor. Topartanmak zor oluyor, toparianamıyoruz. Buyrun, alın bakalım şimdiki dudumu. Elbet 12 eylül öncesinin teror ortamını begenmiyorduk. Ama bunun çareleri aranabilirdi, bulunabilirdi de. lsteselerdi buldururlardı." Haber Merkezi Adalet Partisi, 11 Şubat 1961 'de Ragıp Gumüşpala'nın başkantığtnda tzmir'de kuruldu. Sükynum Demirel'in başkaniığında iktidarda iken 12 Eylül 1980'de öteki siyasi partilerle birlikte faaliyeti dur duruldu ve 16 Ekim 1981' de feshedildi. AP, faaiiyet gösterdiği 19yıl 7 aym, luyıl 2ayını iktidarda geçirdi. Bu süre içinde iki kez, toplam 1 ytl 3 ay koalisyon hükümetterine ortak oldu, yine iki kez toplam 2 yıl 9 ay koalisyon hükümetleri kurdu, biri azınlık olmak üzere dört kez de toplam 6 yıl 2 ay tek başına iktidarda kaldı. Toplam 9 ytl 5 ay muhalefette kalan AP, 1 yıl 1 ay faaiiyet gosteremedi. Kuruluşundan 20 yıl 8ay 5 gün sonra MGK karan ile kapatıldı. AP iktidarlan bir kez bütçeye güvensizlik oyu Ue bir kez muhtıra ile bir kez gensoru Ue son kez de askeri müdahale ile düşurüldü. Partinin büyük kongresi 9 kez toplandı. 3 yıl 3 ay 25 gün genel başkanlık yapan Ragıp Gumüşpala'nın ölümü üzerine yerine Sadettin Bttgif 5 ay 23 gün vekâlet etıi. 30 Kasım 1964'te Süleyman Demirel. Bitgiç'e karşı seçimi kazanarak genel başkan oldu ve 16 yıl 10 ay 16 gün bu görevde kaldı. Bu süre içinde kendisine tek rakip Kâmran lnan çıktı, ancak başarılı olamadı. Demirel, 6 kez hükümet kurdu ve toplam 8 ytl 11 ay başbakanlık yaptı. AP, katddığı 5 milletvekili seciminde 1961'de oylannyüzde35.S'ini. 1965'teyüzde52.9'unu, 1969'da yüzde 56.9'unu, 1973'te yüzde 29.8'ini ve 1977'de yüzde 36.8'ini aldt. 27Mayıs Deyrimi'nden sonra 29 Eylül 1960'ta Demokrat Parti'nin kapatılması üzerine "DP'nin mirası" ortada kaldı. 27 Mayısa3. Ordu Komutanı olarak katılan ve 6 haziranda Geneikurmay Başkanlığına getirilen, ancak kısa bir süre sonra emekliye sevkedilen Ragıp Gümüşpala, DP'lilerden bir kısmının desteği ile Adalet Partisi'ni kurdu. Emekli Orgeneral Gümüşpala 'mn liderliğinde kurulan parti, Milli Birlik Komitesi 'nce de olumlu karşılandı. 11 Şubat 1961'de tzmir Valiliği'ne verilen kuruluş dilekçesine göre, partinin kuruculan Ragıp Gümüşpala, Mehmet Yorgancıoğhı, Necmi Öktem, Cevdet Perin, Şinasi Osma, Tahsin Demiray, Kâmuran Evtiyaoğhi, Ethem Menemendogİu, Ihsan ünal, Muhtar Yazır, Emin Açar'dı. Demirel döneminde "Ktrat" olarak değiştirilen parti amblemi, sayfalan açıtmış bir "kitap" ve kitabın arkasından doğan bir "güneş" olarak seçildi. Partinin adı da, Yassıada'da DP yöneıkiierini yargılayan Yüksek Adalet Divanının adalet anlayışma tepki olarak iiAdaiet"ten alındı. Partinin "Temsilciler MecUsi"sıfatıyla ilk yöneticileri Gümüşpala 'mn başkaniığında Sadettin Bilgiç, thsan Sabri Çağlayangil, Ali Fuat Basgil, Tekin Anburun, Ahmet Topaloğlu, Mehmet Turgut, Sabit Osmtrn Avct, CBuU Bügehan, tsmaü Hakkı Tekinel, Ali NaM Erdem ve Faruk Sükan oldu. AP, 1961 Anayasa oylamasına "Haytr'da hayv varthr"sloganı ile karşı çtktı, aynı yılyapılan seçimlere "af" sloganı ile katıldı. tsmet tnönü'nün başkaniığında kurulan koalisyon hükümetine üye veren AP, Gumüşpala'nın ölümünden sonra Demirel'in başkaniığında 1964 yılı sonunda bütçe görüşmelerinde 2. Inönü hükümetini düşürdü. Henüz mUletvekili seçilmeyen Demirel, Suat Hayri Orgüplü hükümetinde parlamento dışmdan başbakan yardımcısı oldu. 1965 seçimlerinde AP tek başına iktidan kazandı. 1969 seçimlerinde oylarını daha da arttırarak tekrar iktidar oldu, ancak Celal Bayar'ın desteğini çekmesi üzerine 1970 bütçe görüşmelerinde güvenoyu alamadı ve hükümet düştü. Hükümeti yeniden kuran Demirel, 1 yıl sonra 12 Mart 1971 'de bu kez askeri muhtıra ile başbakanlık tan istifa etti. Muhtıradan sonra kurulan hükümetler AP tarafından desteklendi, 1973 seçimlerinde Bayar'ın destekiediğı Demokraıik Parti AP'yi büyük oy kaybına uğrattı. Ancak CHP'nin de tek başına iktidara gelememesi ve MSP ile olan koalisyon ortaklığmın bozulmast üzerine Demirel Mart 1975'te MSP, MHP ve CGP ile 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti 'ni kurdu. 1 yıl öne ahnarak 1977'de yapılan seçimlerde de AP ve CHP tek başına iktidar olamadı. CHP'nin hükümeti kuramaması üzerine Demirel, MSP ve MHP Ue 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti'ni kurdu. 1977 sonunda CHP'lilerin bir gensorusu ile hükümet düşurüldü. Süleyman Demirel, son kez Kasım 1979'da MSP ve MHP'nin desteği ile azınlık hükümeti kurdu ve 12 Eylül 1980'de askeri müdahale ile iktidardan aynldı. AP, 19611977 arası beş genel seçimde toplam 995 mUletvekttliği kazandı. Ara seçimlerya da daha sonra katümalarla toplam milletvekili sayısı Ull'e kadar ulaştL Ancak bu milietvekillikleri 616 kişi arasında payfasıtdı. 338 kişi 1 dönem, 154 kişi 2 dönem, 59 kişi 3 dönem, 37 kişi 4 dönem, 28 kişi de 5 dönem milktvekilliği yaptı. 19611980 arası aralıksız milletvekili seçilen 28 kişiden, ancak I3'ü AP"den hiç aynlmadu Ahmet Ibpaloğlu, thsan Ataöv, tsmet Sezgin, Cihat Bügekan, Ahmet Çakmak, tlhami Ertem, Seyfi Oztürk, Nbomettbı Eıkmtn, Sabit Osman Avct, tsmaü Hakkı Tekinel, Aü Naiü Erdem, Ştnasi Osma ve Nurt Bayar. 5 genel seçim sonunda da Meclis'e AP üyesi olarak girdi AP'nin 25. kuruluş yıldönümü DemireVin gecesi Haber Merkezi Kapatılan AP'nin 25. kuruluş yıldönümü, bu gece Ankara'da Süleyman Demirel'in vereceği bir yemekle kutlanacak. Süleyman Demirel'in Dedeman Oteli'ndeki yemeğine, 5 yü önce kapatılan AP'nin, faaiiyet gösterdiği yaklaşık 20 yıl içinde yöneticilik, milletvekillıği, senatörlük ve belediye başkanlığı yapmış üyeleri çağnldı. Yemeğe cağnlacak davetlileri Demirel'in bizzat belirlediği ve DYP'de muhalefet yapan Mehmet Yazar'a yakın eski AP'lıleri davetli listesine almadığı ögrenıldi. Demirel'in yemeğine, bugün Ankara'da toplanacak DYP U başkanlan ile MKYK üyeleri de katılacak. Bu arada çağnlı olmamalanna karşılık il ve ilçelerden eski AP'lilerin otobüs kiralayarak Ankara'ya hareket ettikleri öğrenildi. Yemeğe katılamayanlann bugün erken saatlerden itibaren Süleyman Demirel'i evinde ziyaret etmeleri ve Güniz Sokak'taki trafiğin olağanüstü yoğunlaşması bekleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear