23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
RLEtt CUMHURİYET/7 Ozbek, bize iyîce giydîrdî Sendika Genel Başkanı Mustafa özbek, konuşmasında özal hükümetini eleştirerek 'Dünyanın kcç bucak oldugunu göstereceğiz' şeklinde konuştu. ANKARA, (Cumhumet Bttrosu) Türk Metal Sendıkası 6. olağan genel kurul çaJışmalarına baslandı. Türklş'e bağlı sendikalann bu yıl içerisinde yaptı klan genel kurul çalışmalanndan ilk defa birine hükümeti temsilen katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, asgari ücret ve sendikal kısıtlamalar konusunda, "Devfctm imkânlan elverdigi ölçiide ber şeyi yapmaya hazınm" dedi. Bakan Taşçıoğlu, Turk Metal Sendıkası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in konuşmasında iktidara sürekli olarak "giydirdigini" de belirterek, "Sayın başkan giydirilmesi icap ettiğinde, iyice giydlriyor" diye konuştu. Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa özbek genel kurulu açış konuşmasında, sendikaları yok etmeye çalışanlara dünyanın kaç bucak oldugunu göstereceklerini ve tabanın sesine uyularak, bir an önce genel greve gidilmesi gerektiğini bildirdi. özbek konuşmasını şoyie sürdürdü: "6 Kasım 1983 genel seçimJeri sonrası iktidara gelenler, bu olumsuz dunımu gidereceği yerde işçilere ve sendikalara adeta savaş ilan etmiştir. Si\asi iktjdar çalışanlan buzursuz edecek ne kadar uygulama varsa hepsini fiitursuzca tatbik etmekten adeta zevk almıştır. Sayın Başbakan herkesi kör ve sağır mı sanıyor? Yalnızca kendisi mi akıllı ve becerikJidir? Onun ne yapmak istediğini çok iyi biliyoruz. Maksatlan açıktır. Ama şu hususu ilan etmek isterim ki, bu zihniyette olanlar yanıldıkJannı anlayacaktır. Bunlara dünyanın kaç bucak oldugunu Tiirk işcileri olarak göstermek boynumuzun borcudur. Hem de kısa zamanda boylannın ölçiisiiniı alacak başlannı sert kayaya vurduklannı göreceklerdir." Özbek konuşmasında Türklş'e de çatarak, "Türkİş üç beş yöned'ciden ibaret değildir. Türklş, milyonlarca çalışan insanımızın lemsilcisidir" demesi üzerine salonda "Özbek Türkl ş ' e " sloganları atılmaya başladı. Türk Metal Genel Başkanı Özbek'ten sonra söz alan Çalışrfıa ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, Özbek'in konuşmasını sıkıntı ile dinlediğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Sayın başkanınız giydirilmesi icap ettiğinde iyice giydiriyor. Ancak bizler memleketin elverdigi şartlar nispetinde işçiye >ararlı olmaya çalışmışızdır. Bundan sonra sizlerle daha sıkı ilişkilere girmemiz gerekiyor. Benim kapım bundan sonra Türktş'e, sendikalara ve hatta birey olarak işçilere her zaman açıktır. Karşılıklı olarak oturup konuşmak gerekir, diyalog içerisinde bulunmak gerekir. Işçinin sesine kulak vermeden hiçbir yere gidilemeyecejö inancındayım." Taşçıoğlu'ndan sonra söz alan Türkİş Genel Başkanı Şevket Yıimaz, yetkili kişilerden vadeli borç para ve senet kabullenmeyeceklerini bildirerek, "Sayın Bakandan sıkıntılanmızı karşılıklı konuştuğumuz gibi halletmesini bekliyoruz" dedi. Türk Metal genel kurulunda daha sonra söz alan DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk konuşmasının ilk başında "Bu hükiimete giydirilmeyecek de hangi hükiimete giydirilecek" demesi üzerine salonda bajlayan alkışlara Çalışma Bakanı Taşçıoğlu da katıldı. Cindoruk konuşmasında ülkenin bu ekonomik politika ile yönetilmesi durumunda ne kadar daha yaşayacağı konusunda kuşkuları oldugunu da dile getirerek, "Tehlike teUallığı yapmak istemiyorum. Ama bu böyle gitmez. Yasaksız bir seçim gerekmektedir" diye konuştu. Tbşçıoğlm TürkMetal GenelKurulu'nda konuştu: DIYDIK/GÖRDİK PEKŞE1V rDoğal Gaz Boru Hattı 'nın temel atma a kepçeyle de ufak bir gezinti yaptı. nm temeli aîıldı ıL, ıııal sat, t işte bıı lifaya malolacağını belirten özal, "ba»ları bize, 'bunun bedeliai nasıl ödeyeceksiniz' diye sonıyorlar. Bedelin yizde 70'ini malla ödeyeceğiz. Gaz al, •tai sat. Akıflı ticaret işte budur" şekliflde konuştu. ~,.rTflrkiye ile SSCB arasında 18 Eylül 1984 tarihinde imzalanan anlaşmaya göre ,inşa edilmeye başlanan Doğaî Gaz Boru Hattı aracılığıyla 1987 yılından başlayarak, yılda 750 milyon metreküp dpğal gaz SSCB'den ithal edilecek. Bu miktar 1994'te 6 milyar metreküpe ulaşacak. Proje Botaş, British Gaz Corp. ve ttalyan Snamprogetti firmalannın ortaklığıyla gercekİeştirilecek. İlk işletmeye 1987 yılında Hamitabad elektrik santralıoa gelecek enerjiyle başlanacak. Boru 'u, 1988 temmuzunda Ankara'ya pU^cak. Böylece toplam 21 ayda tamamlanmış olacak. öral, Çerkezköy'de TİSK Başkanı HBKt Narin'e ait Narin Mensucat Fabrikası'nda da incelemelerde bulundu. Fabrika Genel Müdünlne son üç yıl içinde lesisin ne kadar büyüdüğünü soran özal, 8386 yülan arasında Narin Tekitil'de yatınmların iki misli buyüdüğü tfyfenince, "tşadamlanmız faizler yükıck, yatırım yapamıyoruz diyorlar" deBaşbakan özal, akşam da uluslararası lankacüık enstitüsü üycleri ile birlikte 'ıkhz Silahhanesi'nde yemek yedi, Ak•aök yöneticileri tarafından dUzenlencn emeğe uluslararası büyük bankalann önetim kurulu başkanlan ile murahhas yeleri katıldı. 150 kadar konuğun kaıldığı yemekten önce özal, enstitü başanı Jan Ekman ile görüştü. Dr. Mahmut Fuat Abut, taş devri insanlannın çağdaş tıbbın bıle ulaşamadı§ı ölçude bir tedavı yöntemı uulmalannı şöyle açıklıyor: "Deneye deneye bulmuşlar..." (Fotsfraflan UĞUfl GUNYÛZ) Kaydı silinen öğrenci yurtta intihar etti Eskişehirli bir çiftçinin oğlu olan tsa Tanrıverdi Medeni Hukuk ve Roma Hukuku derslerinden kalınca okuldan atılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Tanrıverdi hocalanyla görüşüp sınav sonuçlanna itiraz etmek istedi ancak bu isteği geri çevrilince kaldığı yurdun banyosuna kendini astı. İsa Tanrıverdi intiharından önce arkadaşlarına, "Son çarem Roma Hukuku dersinin hocası ile konuşmak. Geçer not verirse itiraztmı kabul ederse, tek dersten kalır atılmaktan kurtulurum. Atılırsam ailemin yüzüne bakamam dedi. İstanbul Haber Servisi Önceki gece kaldığı yurdun banyosunda kendini asarak intihar eden Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi İsa Tannverdi'nin arkadaşları dün sabaha kadar üniversiteye ait yurdun kapısında oturarak olayı protesto ederlerken "bu bir YÖK cinayetidir" diye isyan ettiler. Eskişehirli bir çiftçinin oğlu olan İsa Tannverdi Istanbul'a 3 yıl önce gelmiş ve Hukuk Fakültesi'ne kaydını yaptırmıştı. İlk yılında Medeni Hukuk ve Roma Hukuku derslerinden başansız olmuştu. Yine de bir üst sınıfa gecmişti, ama ikinci smıftan tüm derslerini vererek, 3. sınıfa geçen Tannverdi, iki yıldır Roma Hukuku ve Medeni Hukuk derslerinden başansız oluyordu. Geçen dönem de Medeni Hukuk dersinden 100 üzerinden 48 puan almış ve yine başansız olmuştu. Roma Hukuku dersinden de kalınca okuldan atılma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı. Tannverdi, son çare olarak Medeni Hukuk dersi öğretim görevlilerinden Doç. Dr. Cevdet Yavuz, Prof. Dr. Mustafa Dural ve Roma Hukuku öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Bülent Tahiroglu ile gidip konuşmayı ve sonuçlara itiraz etmeyi istedi. Ancak Medeni Hukuk dersinin öğretim görevlileri Tannverdi'nin bu isteğini geri çevirdiler. Öğrenciler: Bu bir YÖK cinayetidir Dr. Mehmet Fuat Abut, "akupunkturla tedavi"nin sırlarmı anlattı: "Başarı oranı yüzde 7080..." "Çağdaş tıp, hastalıklann üçte birini tedavı ediyor, .üçte ikilik kısmında etkisiz... Üçte ikilik açığı kapatmada alternatifler aranıyordu... Akupunktur güncellik kazandı..." Işıklar: Savunmamı savunma dunımıında bırakıldım IşSendika Servisi DİSK Genel Sekreteri Febmi Isıkiar'ın DİSK Davası'ndaki sa\runmasında, "Mahkemeye ve iddia makamma hakaret ettigi" savıyla Istanbul 2. No'lu Askeri Mahkemesi'nce yapılan suç duyurusu nedeniyle açılan davada sorgusu yapıldı. 3. Kolordu Askeri Savcılıgı'nca 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada dün sorgulaması yapılan Işıklar, "Sorguda 369 sayfalık savunmamın bir biiliın olarak degerlendiriimesini istedim. Bazı bölümlerin ya da bazı eüralelerin seçüerek jilmmng ve suçlama getirilmesiııin hukuka uygun olmadığını söyledim. Bu anlamda suç duyurusunun amacının bendco sonra sorgnsu ympılacak 1475 smnık iizerinde baskı kıınıimasına yönelik oldugunu belirttim. Savunmamı, savunma durnmunda bırakılmamın, savunmadaki sözierimin doğrulugunu gösterdigini vurguladun. Aynca bu davada DtSK Davası'ndaki btttün belgelerin incelenmesi gerektiği göriişünü savundum" dedi. Işıklar'ın sorgulamasından sonra duruşma 5 Aralık 1986'ya bırakıldı. DİSK Genel Sekreteri Fehmi Işıklar hakkında, DİSK Davası'ndaki savunmasında geçen, "Mahkemenizden adalet beklemiyonım", "Adil bir yargılama olduğu takdirde DİSK ve yöneticileri suçlanamaz." "Bu davanın hukukla uzaktan yakından ilgisi yoktur" şeklindeki cümleleri nedeniyle suç duyurusu yapılmış, 3. Kolordu Askeri Savcılığı, Işıklar'ın ifadesini aldıktan sonra dava açmıştı. görüşü eişyok 9 Sruya yanıt verirken DYP sözcülerinden bi. "Tiirk |de«cUeriDc göre cnmhurbaşkaıu, ir e*in büyıik babası gibidlr vc büyük saygı öriit, benim flkrimct Demirel rumbıırb*?aoı ptmayi ırzu eder" yanıunı verirken die* DYP sözcüsü, "Demirel'iıı tuçbakan oltuyı arzuiadıfıııı takmin ediyoram, çünki oa}rol İMçbtkaiHUdır" yanıtını getirdi. DYP sozcüleri de partilerinin 1988'de iktiara geleceğini vurguladılar. IAİ£Y: "OLUMLü GEÇTİ" Basına kapalı olarak yapılan bu toplamıan sonra duzenlenen basın açıklamasında usiness Imernational Genel Yönetmeni Jofcn «lej toplantuun tek kelime ile "otaml»" sojçlandıgını beiirtti. Haley, "Tiirk bikiime*ta ekonomik görüşlerini ve iki muhalefrt ırtfstai diuJedik. Ekonomik alanda Türkiiriik SÖ2 kooosu. Enflasyon ve yöJuek k Mfulan, urtçbgLnız komdann baftnda Hyordu, ancmk bu olumsuz puaalar Tlrkiicfode ipdunlan iffaı birtakun ftnauar olıj»yoJun<l*ki irieninderunizi sgmedT şekıde lconuştu. >HNSON: REKABET VAR Business International'uı Ortadoğu sorum>u David Jobnsoa ise topiantıya Uişkin acıknalarda bulunurken ince bir alayla özalve iki muhalefet panisinin temsilcilerinin 88'de iktidara gelecekleri konusunda gaıanti rdiklerini belinti ve "Kaoımca gelecek iki iciode, kimse Tnrkiye'de poUtik arenada ler olabUecegini tahmin edemez" dedi. hnson, DYP ile ANAP arasında bir rekat sezinJediklerini, her iki partinin de uiusarası iş çevreleri ile daha iyi flört etme ve Oçak Kararlanna sahip çıkma konusunrekabet içinde oiduklannı kaydetti. Ekomik felsefe bakımından her iki partinin de blrlerine çok yakın oldugunu vurgulayan hnson, "Fimalar için en uygun ortanu yanuya (ai^ıyortar, ana tabü BygulaJna cmli" dedi. Faiz oranlannın yüksekliğini jtiren Johnson, yabancı yaunmlar için vzuatımızjn çok "tatmİBkar" oldugunu /deîti. Merkez Bankası Ba$kanının kim olajıaın haJen beüi olmamasına da dikkat çeı Johnson, rauhafelet sözcülerinin konuşlannı nasıl karsıladıklan yolundaki bir soılzçrine, "MuhaJefM sozcüJerinin koousmaından iktidan geüriene Mİer yapscaklan ıusunda çok küçiik bir ipacn ve fikir edin, muhalefetin özeUlde ekoaomik poUtika ıu$uDda çok uzun çaiifma rıpmaa fcreTutarü bir ekoaomik poiitikaııııı öaemiJ»ha yeni aniıyorlmr" şeklinde konuştu. Rl DEGtŞTİ föplantı sonunda ilk gfln haarlanan rapor:i fikirlerin degişip deği$mediğini soran bir :çtociye de Johnson, şu yanıtı verdi: BQ bir rapor degil, bir bazıritk bildirbi Idi peşiüi iş çevrelerine danışUarak elde etüIU bflgOere göre hazırbuun^d. Evet, bu b*içinde yer alan bazı bilgiler nr ki, (oplı sonuoda elde eltigüniz izlenimlerc göre ılann degişmesi gerekir." ohnson, bir başka soru üzerine de TUrkile iktidarların değismesiıün firmalar için i i s aıraosferi ve stratejiler açısından dekltk yaratabilecegini kaydetti ve "Yabanrmalar, 110 yıldjr TürkiyCde çaJışıyorlar, iklidariar gördüler, sol iktidariar gördnıskeri rejimler gördüler, anarşi ve terör iukr. Ancak hiçbir zaman Türkiye'yi terk ediler ve böyle bir şey de düşunmüyorlar" mde konuştu. Akupunktur, Çinlılerde ne zaman kuflanıfmış tam olarak?.. Aşağı yukarı 45005000 yıllık mazisi var. Milattan önce 2695 yılına kadar geri gidilebiliyor... Hatta ondan önce de kullanılıyormuş... Peki, bu durum nasıl izah ediliyor. 5000 yıl önce henüz taş devri insanlan olmaları gerek... Tıbbın bugün ulaştığı seviyedeki bir yöntemi nasıl bulabilirler? Geçen günlerde Esentepe'de ülkemizin belki Çinliler şöyle düşünmüşler... İnsanlar evde en modern sağiık merkezi açıldı: "Abut Aurenin bir parçasıdır. Evrenin bir parçası oldurikulotherapie Sağiık Merkezi..." Tıp konuklağuna göre, tüm doğa olaylarından etkilenirler... rına yabancı olanlara Çince gibi gelen bu sözOnlara göre 5 tanrı var: Yer tanrısı, ateş tanrıler aslında, "kulak iğnelemesi ile tedavi" ansı, su tanrısı, meta tanrısı, gök tannsı... Kişiler lamına geliyor ve uzun süreden beri duymakbu tanrılardan birer enerji alarak dünyaya gelta olduğumuz akupunkturun bir türü... mişler... O yüzden kainatta geçen olaylar, inBaştan aşağıya zevkle döşenmiş, elektronik sanın içinde de geçer... aygıtlar, TV ekran ve kameraları ile donatılmış bu çağdaş sağiık merkezinin kurucusu Dr. EFSANE VE BİLİM Mehmet Fuat Abut ile ülkemizde giderek ge Ama bunlar efsane... Bilimsel görünmülişen akupunktur merakı üzerine konuştuk... Sayın Abut, akupunktur olayına büyük bir yorlar... Tabü bunlar efsane... Ama bu efsanelere ilgi başladı... önce şunu soracağım size: Bu olayı bilim kabul ediyor mu? Örneğin tıp fakül dayanarak insan vücudunu incelemişler... Bazı noktalar aramışlar insan vücudunda. Binlerpe telerimizde bir eğitimi var mı şu anda?.. Türkiye'de yok... Yalnız Hacettepe Üni yıl yaptıkları deneyler sonucunda bazı noktaversitesi'nde galiba akupunktur anestoziyolo lar bulmuşlar... Deney yapa yapa... Bu noktajisiyle ilgili birtakım şeyler öğretilıyormuş. Ça lara bir iğne batırınca hastanın iyileştiğini görpa'da da bir ağrı merkezi kurulacağını duydum. müşler... Böyle başlamış... Bu size mantıklı geliyor mu?.. İlkel insanDileğimiz üniversitede de bu işin yapılması... lar böyle bir şeyi nasıl bulabilirler?.. Ama daha henüz ciddi olarak ders verilecek İzahı var: Şimdi bir insanın başının ağrıdurumda değil... Peki, piyasada çalışanlar nasıl öğreniyor dığını düşünelim. Başımız ağrıdığında refleks olarak başımızı oğuştururuz ve oğuşturunca lar bu işi?.. Mesela siz nerede öğrendiniz?.. Ben Almanya'da.. bir akupunktur akade ağrı biraz hafiflemez mi? Demek ki. bir nokta misi var. Tesadüfen bir basağnsı nedeniyle ora var başta... O nokta kurcalanırsa ağrı geçebilir... Bakmış elle olmuyor, sopayla uğraşmış... ya müracaat etmiştim. Orada öğrendim... Sonra daha küçük bir şeyle, mesela taşı sivrîl Tedavi olurken mi? Hayır.. orada bir kurs, eğrtimden geçtim... terek yapmış. Zaten yapılan kazılarda, mezar6 sene... Daha sonra bileğim parçalandı. Be larında taş iğneler bulunmuştur... Bütün bunnim asıl branşım cerrahidir... Genel cerrahi... ların izahı bugünkü tıp bilgilerimize göre şöyle Bilek parçalanınca cerrahiyi bıraktım. Onun ba yapılıyor: Bir akupunktur noktasını, yani o ağrıfı nokhanesiyle bu işe başladım. tayı hücreler meydana getiriyor... Bu da aşağı yukarı 300 bin tane hücre... Bu hücrelerin dtş âleme bağlantısını ve reseptör denilen duygu "Do«or olup da bu işi organcıkları oluşturur. Adam bu noktayı bulmuş deneye deneye... Sonra diğer noktaları araşbilmeyenin tırmış. Böylece bütün hassas noktaları saptayapması mış. Buralara iğne saplayınca hastalığın iyileşsakıncalı... tiğini görmüş... Olayın izahı budur... Hem doktor "YÖK CtNAYETtDtR" tsa Tannverdi'nin kendini astiğı yurt banyosu. Arkadaşlan Tannverdi için, "Sessiz bir çocuktu" derken, YÖK'ü de suçladılar ve "Bu bir YÖK cinayetidir" dediler. ölümünden bir gece önce İsa Tannverdi, arkadaşları ile yatakhanede konuşurken, "Son çarem Roma Hukuku dersinin ögretmeni ile konuşmak. O geçer not verirse, itirazımı kabul ederse, tek dersten kalır, atılmaktan kurtulurum. Atılırsam ailemin yüzüne bakamam.Eskişehir'e gidemem" diyordu. Arkadaşları Isa'nın şaka oiarak "abiırsanı intihar ederim" dediğini de belirtiyorlar. Ancak bir süre sonra şaka gerçeğe dönüşüyordu. Önceki gün Roma Hukuku dersi öğretim gorevlisi Prof. Dr. Bülent Tahiroğlu'ndan da itirazına Olumsuz yanıt alan İsa Tanrıverdi, ak$am saat 18.00 sularında yurdun 4. katındaki banyonun borusuna kendisini asarak intihar ediyordu. İsa Tannverdi'nin cesedi, banyoya giren arkadaşları Eftal Üstel ile tbrahim Tuncel tarafından saat 22.00 sulannda bulunuyordu. Olaydan sonra büyük bir üzüntü içinde olayı protesto eden arkadaşları şunları söylüyorlardı: "İsa, çok insanal, sessiz ve sakin bir insandı. Okuldan atılmasına çok üziilüyordu. Sürekli olarak okuldan atılırsam, babamın yüzüne nasıl bakarım. Eskişehir'e gidemem artık diyordu. Bu bir YÖK cinavetidir." de bu işin eğitimini görmüş olacak hem ŞHP İstanbiıl İl Örgütü'nden Canverle destek tstanbul Haber Servisi Tekirdağ il örgütünden sonra SHP Istanbul Yönetim Kuruiu da Adana milletvekili Cüneyt Canver'in dokunulmazlığının kaldınlması girişimlerine tepki gösterdi ve TBMM Başkanı, SHP Genel Başkanı, SHP Grup Başkanvekili ve Cüneyt Canver'e bu konuda birer telgraf gonderdi. SHP İstanbul İl Başkanı Hasan Fehrni Güneş il örgütu adına, TBMM Başkanı Necmettin Karaduman'a gönderdiği mesajda, Canver'in dokunulmazüjırun kaldırılması yönündeki girişimin parlamenter demokrasiye inananlarca şaskınhk ve tepkiyle izlendiğini beiirtti. Güneş şöyle dedi: "Halkın tek temsilcisi olan yiice Meclisin ve onun uyelerinin yetkilerinin tartışılması noklasına vanlabilecek, bö>le bir uygulama genç demokrasimizin gelişme özlemine ve demokratik gelenelderimize olumsuz etkilerde bulunacaktır. Sadece oy çokluğuna dayalı kararlar her zaman demokrasiye ve evrensel hukuka uygun olmayabilirler. Önemli olan ozgürluklerin kullanılmasına ve demokrasinin kurallarna tahammül edip edememektedir" Kız öğrencilere Aksaray Horhor'da kiralık daire Burada şundan yararlanılıyor: Tıbbiyeyi bit/rmiş her hekim, insana iğne batırabilir... ' olacak... Anayasa Mahkemesi'nin iki yeni üyesi ant içti Evren: En zor çöziüenler, sosyal meselelerdir Cumhurbaşkam Evren, üniversite öğretim üyelerine tanınan olanakların Anayasa Mahkemesi üyelerine tanınanlardan daha fazla oldugunu, ancak yakında bu durumun düzeleceğini söyledi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanan Prof. Dr. Vural Savaş ile Mehmet Şerif Atalay, düzenlenen bir törenle ant içerek, cüppelerini giydiler. Evren katıldığı törenden sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın odasında yaptığı sohbet sırasında, üniversite öğretim üyelerine tanınan olanakların Anayasa Mahkemesi üyelerine tanınan olanaktan daha fazla oldugunu belirterek, yakında bu durumun düzenleneceğini söyledi ve "Ancak bunu iyi dengelemek lazım. En zor çözümlenebilecek meseieier, sosyal meselelerdir" dedi. Anayasa Mahkemesi salonunda dün yapılan ant içme törenıne Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri Nurettin Ersin, Nejat Tümer, Tahsin Şahinkaya ve Sedat Ceiasun, Adalet Bakanı Oltan Sunguriu, YÖK Başkanı İhsan Doğramacı, yüksek yargı organı üyeleri, bazı parlamenterler ile Anayasa Mahkemesi üyeleri katıldılar. Anayasa Mahkemesi Başkanı Orfaan Onar yaptığı konuşmada, ant içme törenini uygun olmayan bir yerde yapmaİctan duyduğu üzüntüyü belirterek, yakında yeni hizmet binasına taşınılacağı müjdesini verdi. Anayasa Mahkemesi tarihinde ilk kez üniversiteden bir uyenin yüksek mahkemeye atanmasından memnunluk duyduğunu da ifade eden Onar, Cumhurbaşkanınca atanan iki üyenin özgeçmişini de okudu. Daha sonra kürsüye çağrılan, Marmara Üniver<;itesi cski Rektör Yardımcılanndan Prof. Dr. Vural Savaş ile Danıştav u>elerinden Mehmet Şerif Atala> once ant içtiler, ardından cüppelerini giydiler. Törenden sonra beraberinde konsey üyeleri ve Adalet Bakanı Sunguriu ile birlikte, Anayasa Mahkemesi Başkanı 'nm odasından çıkan Cumhurbaşkanı Kenan Evren, burada Onar ve yeni atanan iki üye ile yanm saat süren bir görüşme yaptı. İlk kez bir üniversite öğretim üyesinin Anayasa Mahkemesi'ne atanmış olması üzerine başlayan sohbette Evren, üniversite öğretim üyelerine tanınan olanakların Anayasa Mahkemesi üyelerine tanınan olanaklardan daha fazla oldugunu belirtince, Adalet Bakanı Oltan Sunguriu, "Yalnız Anayasa Mahkemesi üyeleri değil, tüm adalet mekanizmasında çalışanlann durumu aynı" dedi. Evren, bu konuda bir düzenlemeye gidileceğini bildiğini ve hazırhkların sürdüğünu anlatarak, "Tabü, bunu iyi dengelemek lazım. Terazinin kefelerinden birisi ağır geldi mi olmaz. Zaten en zor çözulecek meseleler, sosyal meselelerdir" biçiminde konuştu. 557 19 64 Beşiktas, Dikilitaş'ta kiralık daire. Kömür kaloriferli Tel.: 145 80 56 Duyduğuma göre sigara bıraktırma ve zayıflatma gibi konularda da kullanılıyormuş... Mesela iğne ile zayıflatmayı açıklayabilir misiniz?.. Tabü akupunktur zayıflatmaz... Ancak iştahı keser, açlık hissini ortadan kaldırır... İzahı çok basit... Vagus diye bir sinir var... Bu sinir midenin asit miktarını azaltıp, çoğaltır... O sinirin ucu kulağa geliyor... Bunu bulup oraya gümüş bir iğne batırınca... Kulakta bütün sinirlerin uçları bulunuyor mu? Kulak kepçesi aslında en çok sinirle uyarılan bölgesı vücudun... Hatta şöyle bir iddia var... İddia değil... Kanıtlanmış bir konudur... Dünyada durum nedir? Tartışmalı mıdır, 1933 senelerinden bugüne kadar düşük yapyoksa her şeyi ile kesinliğe kavuştu mu? mış hanımlann fetüslerini incelemişler... Ve ce Şöyle: Dünya Sağiık Teşkilatı ki, bu ko ninde sinirlerin gelişmesi ile kulak kepçesi aranuda en yetkili kuruluştur, 1978 senesinde bir sında bir ilişki kurulmuş... Şöyie ki: Vücut gegenelge yayımladı ve akupunkturun bilimsel bir lişirken, merkezi sinir sisteminin uyardığı oryöntem oldugunu kabul ettiğini acıkladı... Hatta ganlar, o paralellikte kulak kepcesinde de meybu konuda gelişmekte olan ve geri kalmış ül dana geliyor... Hatta dikkat edilirse kulak kepkelere tüm desteği sağlayacaklarını açıkladılar çesi ile ceninin ana karnındaki şekli arasında Yani bilimselllği kabul edildi... büyük bir benzerlik vardır... Kulak kepçesi in Efendim, sanıyomm bu tedavi şekli, çok san vücudunu başaşağı aksettiren statik bir reeski bir yöntem... Çin'den çıktığı söyleniyor... sim gibidir... Sonra yeniden nasıl keşfedildi?.. Çağdaş tıbbın hastalıklarının üçte birini te AĞIZDA ASETON davi ettiği, üçte ikilik kısmında etkisiz kaldığı Bu yolla sigara nasıl bırakılıyor?.. bilinen bir konu... O üçte ikilik açığı kapatma İğne, vücutta bazı kimyasal değişiklikler da alternatifler aranıyordu. Ve akupunktur gün yapıyor ve hastanın iğneden sonra nikotinle tecellik kazandı... Tedavilerin sonuçlan parlak ol ması halinde meydana gelen kimyasal değişikmaya başlayınca daha fazla ilgi kazandı... likten dolayı ağzında bir aseton kokusu başliAraştırmalar başladı... Hatta Fransa ve Avus yor... Bu tiksinti ve bulantı yaratıyor... Dolayıturya'da üniversitelerde okutuluyor. Mesela sıyla içmemeniz için sizde bir uyarı başlıyor^. narkoz konusunda... Narkozun yerini tamamen Ama hasta buna rağmen içerse yapılacak bir aldı diyebiliriz... Narkozda büyük tehlikeler var şey yok tabü... dı. Bilhassa yaşlılarda ölümlere yol açıyordu... Bu koku ömür boyu sürüyor mu? O yüzden üç tane iğne batırıp, hiçbir yan etki Hayır, sonra geçiyor... Ama o arada siz yaratmadan işi bitirmek tercih ediliyor... bundan vazgeçiyorsunuz... Her hekim akupunktur yapabiliyor mu? Eğitimini görmeden... O zaman doktor olmayan biri de yapamaz mı? Doktor olmayan birının, insana hatta veteriner olmayanm hayvana dokunması sağiık açısından sakıncalı. Ama doktor olup da bu işi bilmeyenin yapması da sakıncalı... Hem doktor olacak, hem de bu işin eğitimini görmüş olacak... Burada şundan yararlanılıyor: Tıbbiyeyi bitirmiş her hekim, insana iğne batırabilir... Ondan istifade ederek yapanlar da var... Hiçbir eğitim görmeden... Vardır herhalde... Bunu benim kanıtlamama imkân yok... Sağiık Bakanlığı böyle bir kontrol yapıyor mu? Onun araştırması içindeler tahmin ediyorum. Sağiık Şurası'nda birkaç defa gündeme gelmiş... Ümidimiz bunun bir kaideye bağlanması... PÛNYADA DURUM HANGİ HASTALIKLAR? Mehmet Bey, akupunkturla hangi tedaviler yapılabiliyor, hangileri yapılamıyor? Bir cümleyle çerçevesini çizebiliriz. Eğer organda geri dönüşümü olmayan bir hastalık varsa.. O hastalık organı tahrip etmişse orada akupunktur kati suretle kullanılmaz. Kısaca geri dönüşümlü organlardaki fizyopatalojik, yani organ fizyolojisi bozulmamış hastalıklarda kullânabiliriz... Örnek verebilir misiniz? Genel olarak migren... Tıpta tedavisi zor bir hastalık. Akupunkturla tedavisi çok yüksek... Başarı oranı yüzde 80'e varıyor... Sonra ameliyatsız bel frtıklan, cocukların artına işemeleri, psikosomatik hastalıklar... Stres, korkular, fobiler, alerjik tüm hastalıklarda kullanılabilir. Başarı oranı nedir bu işte?.. Genelde yüzde 7080... Yeni vakalarda daha iyi neticeler alınıyor. Ama bize gelen vakalann çoğu eskimiş oıuyor. Her yolu denedikten sonra ve klasik tıbbın aciz kaldığı konularda bize geldikleri için bu sonuç iyi bir sonuçtur. SİGARA VE ŞİŞMANLIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear