29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HABERLER 6 EYLÜL 1985 DokGemiİş, Yıldırım Tersanesi'nde 'hukuk savaşı'veriyor Icra memıını polîs 4 grev gözcüsü' oldu Yeni dönemin ilk grevi Yıldırım Tersanesi'ndeki "mini grev"de sendikanın başvurusu üzerine, 8. İş Mahkemesi, kaçak işçi çahştırmaya karşı "ihtiyati tedbir" kararı aldı. Mahkeme kararı uyarınca, iş günlerinde Kartal icra memurlan polis nezaretinde kaçak çalıştmlan işçileri saptamaya çalışıyor. Dok GemiIş Genel Başkanı Nazım Tur, "11 aydır grevdeyiz. Sendikal yasaların yetersizliği ortaya çıktı. Çok şey öğrendik, grevimiz tüm işçilerin ve sendikaların sorunu oldu. İhtiyati tedbir kararı ile aslana 'takma diş' monte ettik. Ama tek gerçekçi çözüm yeni bir aslana kavuşmaktır" dedi. YAVUZ ŞİMŞEK 12 Eylül sonrasında yurürlükten kaldırılan 275 sayılı Grevve Lokavt Yasası'nın grev gözcülerine tamdığı haklar bugün ancak icra memuru aracıhğıyla kullanılabiliyor. 'Yeni sendikal yasaların ilk grevi' olarak Dok Gemi Iş Sendikası'nca Yıldınm Tersanesi'nde başlatılan grevin, ancak 11. ayında 'grev kırıcısı' olarak çalıştmlan işçilerin saptanıp icra memuru aracılığıyla da olsa engellenmesi olanağı doğdu. Ancak lstanbul 8. İş Mahkemesi'nin ihtiyati tedbir kararı ve bu kararın icra memuru aracılığıyla ve polis nezaretinde uygulanması bile, tersanede kaçak işçi çalıştınlmasını önleyemedi. ÜokGemi Iş Sendikası'nm 2 Ekim 1984'te Tuzla'da kurulu Yıldırım Tersanesi'nde 14 işçinin katıhmı ile başlattığı "mini grev" ilginç bir aşamaya geldi. Greve katılmayarak çalışmalarını sürdüren işçilerin yanına yeni işçiler alarak, ya da taşeronlarla anlaşarak üretimi sürdürebilen işverenin engellenebileceği yol da böylece bulunmuş oldu. Toplu sözleşme görüşmelerinde ücret zammı ve ikramiye konusunda düşülen anlaşmazlık üzerine grev kararı alarak uygulamaya koyan Dok Gemi İş Sendikası grevin hemen sonrasında 2822 sayılı yasanm grevci işçilerin yerine "geçici ya da daimi başka işçi alınamayacağı veya başkalannın çalıştırılamayacağı" şeklindeki 43. madde hükmünün çiğnendiğini görerek önlem alınması için başvurabileceği bir makam aramaya başladı. Sendika önce Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne, sonra da Kartal KaymakamlığVna yaptığı başvurulardan sonuç alamayınca, bu kez İş Mahkemesi'nde dava açtı. "Yıldınm Tersanesi işvereninin 2822 sayılı yasanın 43. maddesini çiğnediginin saptanması" ve "dava süresince ihtiyati tedbir kararı verilmesi" şeklindeki sendika istemlerini değerlendiren İstanbul 8. İş Mahkemesi, ihtiyati tedbir konusunda olumlu karar verirken, yasanın çiğnendiğinin saptanması istemini reddetti. Sendikanın temyizi üzerine de Yargıtay ret karannı bozdu. tstanbui 8. İş Mahkemesi davanın yeniden görülmesi için 24 eylüle gün verirken, ihtiyati tedbir karannın aksine işverenin üretimi adeta grev yokmuşçasına sürdürmesini göz önünde bulunduran DokGemi İş Sendikası, bu kez ihtiyati tedbir kararına açıklık getirilmesini istedi. Bu istemi olumlu karşılayan mahkeme de işveren ve sendikaca verilen listeleri inceleyerek grev başlangıcmda işyerinde bulunan işçiler arasından grev dışı olan ve greve katılmayan işçileri isim isim belirledi. Yıldırım Tersanesi'nde grev süresince bu işçiler dışında her ne şekilde olursa olsun başka işçi çalıştırılamayacağına karar veren mahkeme, kararın uygulanması için de İstanbul tcra Memurluğu'na bildirimde bulundu. DokGemi İş Sendikası yöneticileri bu gelişmelerden sonra her iş günü Kartal İcra Memurluğu'na basvurarak görevlendirilen icra memuru ile birlikte çalışma saatleri içinde Yıldınm Tersanesi'ne gelip adeta grev gözcüsü gibi beklemeye başladılar. Yöneticiler, bu uygulamayı 20 ağustostan bu yana iş günlerinde sürdürdüklerini ve icra memurunun polis nezaretinde işyerinde çahşanlan isim isim saptayarak tstanbui 8. İş Mahkemesi'nce belirlenen liste dışındakileri işyerinden ayrılmaları için uyardığını, ayrıca bu şekilde çalışanlan tutanakla saptadığını bildirdiler. Bu tutanaklara göre 20 ağustosta 37, 3 eylülde 21 ve 4 eylülde 24 kişinin kaçak olarak çalıştırıldığımn anlaşıldığını belirten yöneticiler, bu yüzden işveren hakkında savcıhğa suç duyurusunda bulunduklannı açıkladılar. DokGemi İş Sendikası Genel Başkanı Nazım Tur, şunları söyledi: "Yeni yasalarla ilk grevi biz başlattık. Tam 11 ay geçti. Bu süre içinde yeni sendikal yasalann birçok yetersizliği açıga çıktı. Çok şey öğrendik. Ayrıca grevimiz 14 üyemizle sınırlı kalmanın çok otesinde tüm işçilerin ve sendikalann sorunu oldu. Ben grevin başlangıcmda yeni yasalardaki grev hakkını dişleri sökülmüş aslana benzetmiştim. tstanbui 8. tş Mahkemesi'nin ihtiyati tedbir kararı ile aslana (akma diş monte ettik, ama yine de oldukça zorlanıyoruz. Bu uzun grevimizin ışığında diyebilirim ki tek gerçekçi çözüm işçilerin yeni bir aslana kavuşması." MUŞERREF HEKİMOGLU ANKARA...ANKA KACAKtSÇt VAR MI? 8. ts Mahkemesi nin "ihtiyati tedbir" kararı ile Yıldınm TersanesVne poüs nezaretinde gelen icra memurlan, tersanede kaçak isçi saptamaya çalısırken. (Fotoğraf: UBA) Renda: \asalar toplıunun gerisinde Renda: Iç barışın bütün koşulları iyi ve dürüst bir hukuk düzeninden geçer. Yasalara ve hukuka saygılı bir toplum ancak güçlü bir hukuk düzeninin var olduğu bir ortamdayeşerir. ANKARA (ANKA) Yargıtay Birinci Başkanı Nihat Renda, 6 eylül cuma günü başlayacak olan "yeni adli yıla" girerken, "Türk hukuk ve adalet" sistemini değerlendirdi. Renda, "Hukuk dıizenleri ile toplum düzenleri arasında biiyük bir ilişki vardır. tJeri bir toplumda geri bir hukuk düzeninin, geri bir toplurada ileri bir hukuk düzeninin olması mümkün degildir" dedi. Bu alanda Türkiye'nin Atatürk ile bir atılım başlattığım ve bunu başardığmı vurgulayan Renda, geri bir topluma getirilecek ileri bir hukuk düzeninin de zaman içinde o toplum tarafından, kendi kültür ve tarzıyla bağlantılı olarak, kendi düzeyine indirilecegini söyledi. Ren da şöyle konuştu: "Ama mesele her zaman bu kadar basit olmuyor. Toplum çeşitli nedenlerle bazı dönemlerde sarsıntılar geçiriyor. Ben bir hukukçu olarak bizim hâkimlerimiz, savcflarımız ve hukukçularımız ne kadar güçlü olurlarsa, devletimiz de o kadar güçlü olur diyorum. Çünkü inanıyorum ki, en kötü bir yasa bile iyi bir hâkim ve hukukçunun elinr de toplumun arzuladığı bir biçimde yorumlanabilir. Yine bir yasayı ne kadar güzel yaparsanız yapınız kötü bir hukukçunun elinde fevkalade kötü sonuçlar verir. Kurulları da, kurumları da, yasaları da işleten, yasaları uygulamakla yükümlu olan hukukçulardır. Bu nedenle biz çok güçlu bir hukukçu kadrosu yetiştirmek zorundayız. Bunu yapmadığınız sürece ne kadar mükemmel yasalar yaparsanız yapınız yine de zaman zaman hukuk düzeni aksayacaktır. Ben Türkiye'de çok iyi hukukçular olduğuna inanıyorum." Yaşamın "dinamik" yasaların ise ' •statik" olduğuna dikkati çeken Renda, bu konuda şunları söyledi: "Yasaların bünyesinde bir takım rahatsızlıklar vardır. Toplumu rahatsız eden birçok hükumler vardır. Bunlar genelde olan şeylerdir, özelde ise kira ve konut kanunlarında ve bazı yasalarda olduğu gibi toplumun gelişmesinin, ekonomik ve sosyal yönden ilerlemesinin getirdigi bazı yeni önlemler vardır. Siz bunları yapmadığınız takdirde toplum devletten >e jürütmeden çok yargıyı suçluyor. Yasalar yaşarn gibi dinamik değildir. Yasalar dflima toplumun gerisinde kalıyor. Bu bir vakıa .. Işte toplumun gerisinde kalan bu yasalara canlılık veren onları uy gulayan hukukçulardır. Yargı görevinin önemi de burada kendisini gösterir. Eğer o hâkim ve savcı güçlu ise (statik) nitelikteki yasayı dinamik hale getirebilir. Ekonomik ve sosyal içerikli yasalara canlılık kazandırmak hnkukçuların işidir. Somut yasa hükümlerini, soyutlaştırarak ondan güzel karaıiar çıkarmak hukukçuların işidir. Bu yorumlama işini anayasadan alıp. yasalara uygulayacaksınız. Anayasa da bir yorum meselesidir. Orada bile iyi bir yonımla toplumun ihtiyaçlanna cevap veren yargı kararlan çıkabilir." İÇ BARIŞ VE YASALAR Türk yargı sisteminin, anayasa ve yasalarda kişilerin bağımsız yargı organlannda yargılanrnasını koruma altına aldığına işaret eden Renda, "Güçlü devlet, hukuk ve adaleti gerçekleştirme bilinci ile davranacak bir toplumu yaratabilen devlettir" dedi. Adaleti "Her turlu maddi ve manevi değerlerin dağıtımında ortaya çıkan ve uyulması mutluluk getiren bir deger" olarak tammlayan Renda, daha sonra şunları söyledi: "Bireyler bu ölçüye baglı, devlet bu amaca yönelik olduğu sürece erdemli ve güçlü olur. Adalet duygusu ile bilinçlenraiş yasalara ve hukuka saygılı bir toplum ancak güçlü bir hukuk düzeninin var olduğu bir ortamda yeşerir. tç banş.n bütün koşulları iyi ve dürüst bir bukuk düzeninden geçer, bu nedenle toplumda huzur ve güvenliğin, siyasal ortamda, demokrasi ve barışın sağlanmasında adaleti gerçekleştirmekle görevli olan yargı teşkilatına büyük görevler düşraüştür. Adalet hizmetinin amaçları. yurtta adaleti ve bu yolla hukuk devletini gerçekleştirmektir." YARGITAY DA TÖREN Yeni adli yılın başlaması doiayısıyla Yargıtay'da bugün bir tören düzenlenecek. Yargıtay Başkanı Nihat Renda'nın açış konuşmasıyla Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri, Başbakanı, bazı bakanlar ve yüksek yargı organlarımn başkan ve temsilcileri katılacaklar. Yargıtay Başkanı Türk hukuk ve adalet sistemini değerlendirdi ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, değerli meslektaşımız 4 Eylül 1985 günü vefat etmişür. 1932 yüında Ikdam Gazetesi'nde gazeteciüğe başlayan Adnan Akın, Akşam, Son Telgraf, Tasvir, Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde uzun yülar mesleğe emek vermiş, Basın Şeref Kartı almaya hak kazanmış, Cemiyetimize de Onur ve Denetim Kurulu üyesi olarak katkıda bulunrnuştur. T.B.M.M. 13. Dönem Balıkesir Milletvekilliğı ve ayrıca Basm Yayın Genel Müdürlüğü, İstanbul Bölge Müdürluğü görevinde bulunan Akın'ın vefatı büyük üzüntü yaratmıştır. Cenazesi 6 Eylül 1985 Cuma gunu (bugün) saat 12.30'da Cemiyetimiz önünde yapılacak töreni takiben ögle namazından soara Nuruosmaniye Camii'nden kaldınlarak Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verilecektir. Kendisine Tanrıdan mağfiret, ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. GAZETECİLER CEMıYETİ ADNAN AKIN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ ENŞTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNDEN Enstitumüzde 19851986 oğretım yılmda "YÜKSEK LrSANS" öfrenimi yapılacaktır. YÜKSEK LİSANS öğrencilerin Yuksek Lisans Giriş Sınavı'na girebilmesi için lisans mezunu olmaları gerekir. Kesin kayıita ise, ögrencinin tam notun en az yüzde 65'ini alması zorunludur. Adaylar 10 Eylül 25 Eylül 1985 tarihleri arasında sınava girmek istedikleri Yuksek Lisans prograrrum bildirm bir dilekçe ekinde; a) Resmi onaylı lisans diploması veya mezuniyet belgesi. b) Resmi onaylı fotoğraflı Nufus Cuzdanı örneğı, c) lki adet fotoğraf ile I.Ü. Ataturk İlkleri ve İnkılap Tarihi Enstitusü Sekreterliği'ne basvurarak, ön kayıtların yaptırabilirler. 25 Eylül 1985 tarihine kadar Yaz Yarıyıh Butünleme Sınavlarının sonuçlarını alamayan öğrenciler, bu durumlannı resmi bir yazı ile belgelemeleri koşuluyla giriş sınavına katılabilirler. Ancak kesin kayıt için (a) da bildirilen belgelerı getirmek zorundadırlar. Getirmedikleri takdirde sınavda başanlı olsalar bile giriş smavlan geçersiz sayılu. Yuksek Lisans giriş sınavlan İstanbul Üniversitesi Merkez binası ile daha sonra belirtilecek mahalde 1 Ekim 1985 Salı günü saat 14.00'te yapılacaktır. 19851986 ÖĞRETİM YILLNDA YÜKSEK LİSANS ANABtLİM DALLARINA AİT KONTENJANLAR: A ATATÜRK İLKELERt ANABİLİM DALI B İNKILAP TARİHİ ANABİLİM DALI C YAKIN DÖNEM TÜRK TARİHİ ANABİLİM DALI (Basın: 23035) Dosya No: 1984/335 Esas Davacı Ali Ağız vekili Av. Ibrahim Ege tarafından davalılar Fatma Basar, Derya Başar aleyhine a(üan Nesebin Reddi davasının mahkememizde yapılan duruşması sırasında: Davalılar Fatma Başar ve Derya Başar'ın Duzce ilçesi Kökkaya Keçiağılı koyünde Saffet Başar yanında ikama ettiği bildirilmiş olup çıkarılan dava dilekçesi ve duruşma gunü tebliğinin ve aynca Zabıtaca yapılan araştırmada adresleri meçhul olduğu bildirildiği anlaşıldığından yukanda ismi yazılı davalılann duruşma günü olan 26.9.1985 perşembe günü saat: 09.00'da bizzat mahkemede hazır olmaları veya kendilerini bir veblle temsil ettirmelerı aksi halde yargılamaya yokluklarında de\am olunacağı daveüye yerine kaim olmak üzereilan olunur. 15.8.1985 Basın: 23112 İLAN EDREMİT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN İLAN BEYOĞLU 3. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1984/331 Esas Da%acı Nihal Gülten önder tarafından davaiı Erol Onder: Kocamustafapaşa Kemancı Sitesi Menekşe Apt. No: 13'4 adresınde ikamet eltıği bildirilen davaiı adına açılan boşanma davasında: Davalınm adresi meçhul olduğundan, dava dilekçesi ile duruşma gununun adına ilanen tebliğine karar verildiğinden. duruşma günu olan 17.9.1985 gunu saat 11.00'de duruşmaya gelmesi esasa lOgun içinde cevap vermesi, davaiı Ero! Onder adına dava dilekçesi davetiye verine kaim olmak uzere ılan olunur. 16.5.1985 • 58695 No'lo sigorta kimliğimi kaybettim. Hükumsüzdür. CEZMİ TUNCER. HER CUMA KESİN HAREKET 10 gün • 9 gece zr! Otobüs • Tam Pansiyon Ören tatilinde Ayvalık'ı görmeden edemem. Cunda'ya giderim bir akşam, ya da Şeytan sofrasına. Gidiş yolunda Ahmet Vbrulmaz'\ selamlarım. Birkaç kitap alırım ondan. Ayvalık'ın kalbi onun kitabevinde çarpar bence. Istanbullular, Ankaralılar orada buluşurlar. Gelsin kahveler, çaylar!.. Bir genç kız UğurMumct/yu sorar, başkası bir şıir çevirisi, ya da Aylâ Kutlu'nun Göçmen Kuşu'nu. Sorular, yanıtlar, kısa söyleşilerle güzel bir pencere açılır önümüzde. Bu gidişim Zafer Bayramı'na rastladı. O sabah denize girerken kumdakiler seslendiler. Bakın, hiç bayrak yok Müşerref Hanım, 1920'lerde doğanlar için hüzün verici bir tablo değil mi? Biri tepeden inme girdi konuya. Bayrak da yok, Ozal da yok. Kimi politikacıiar Ankara'da bulunmuyor ulusal bayramlarda; Özal da 30 Ağustos'a yetişmek için acele etmedi hiç!.. Bana çok ilginç geldi bu saptama. 1920'lerde doğanların duyarlığı başka oluyor. Bizım küçük koydaki evlerin hiç birinde bayrak olmaması ınsanı düşündürüyor elbet. Bayrak somut bir sevinci dalgalandırıyor, bugün çok kişi bayram sevincini soyut hissediyor belki de. Bunca ev arasında yalnız Necati £m//in balkonunda bir bayrak sallanıyor, o bayrağın da başka bir öyküsü var bence. O evin büyük babası Mehmet Bey, Kurtuluş Savaşı'na ilk katılanlardan biri körfezde, Ali (Çetinkaya) Bey ile düşmana ilk kurşunu atanlardan biri, sonra da ay yıldızlı bayrağımızı yerine çakanlardan biri... Ayvalık'a varınca bayraksız evlerin hüznü geride kaldı. Atatürk anıtı çiçekler içinde, sokaklarda bayram coşkusu, yerlı, yabancı turistler. İskelede büyük bir motor, direklerinde Türk ve Yunan bayraklan.Dar sokaklarda o motorun yolcularını gördüm. Filelerinde yiyecek ve giyecek paketleri, adalarına dönen Yunan dostlarımız. iskele kahvelerinde oturmuş bira içiyorlar, kalamar yiyotiar. Afiyet olsun, güzeli de bu değil mi, savaştan sonra kalıcı barış için, iyi komşuluk ilişkileri için el sıkan Atatürk ve Venizelos doğrultusunda bir görüntü. Demek tüm kışkırtmalar, Türk düşmanlığmı besleyen yöntemler etkisiz kalıyor bir yerde, Yunan halkı da barış içinde yan yana yaşamayı özlüyor belki de... Yoksa Türk Kurtuluş Savaşı'nın zafer yıldönümünde Ayvalık sokaklarında nasıl dolaşabilirler sereserpe? Cunda Adası'nda nasıl şarkı söyler, dans ederler coşkuyla? Ayvalık kıyılarmda Teodorakis ve Hacıthakis müziğini dinleyerek dolaştım ben de.. Şeytan sofrasına tırmandık sonra. Şeytanın sofra kurduğu kayalardan küçük adaları seyrettik, Ege1 nin maviliğini, yeşil ve mavi karışımı kıyıları ve de masal güzelliğinde batan güneşi. Ege tutuşuyor birden, ancak insanın öfkesi de tutuşuyor sofrada otururken. İnsan eli hiç hissedilmiyor bu tepede. Şeytanın bile soluğu kesilmiş de sofra kurmuş, ama uygarca bir solukian yoksun görünür yıllardır. Kimbilir, böylesi daha iyi belki de, insan eli değen yerler ortada çünkü, Sarmısaklı plajlarında insan elinin doğayı nasıl çirkinleştırebildiğıni gördükten sonra Şeytan Şofrasının bakımsızlığı yeğlenebilir Gelecek kuşaklar, do£al güzelliklerimize daha güzel katkıda bulunur belki... Şeytan Sofrası müthış kalabalık, çocuklar, gençler, el ele sevgililer. Bir kayadan Ayvalık'ı kucaklarken genç bir çift seslendi. Bir resmimizi çeker misiniz lütfen? Sevdalı bir çiftin resmini çekmek güzel bir olay! Arkadaşım soruyor: Nasıl istiyorsunuz, Ayvalık ve Cunda'yı içine alan bir resim isterseniz siz yanm çıkacaksınız.. Hayır, bizi bütün çekin... Ayvalık'ın güzelliği vızgeliyor onlara, parmaklarında yüzükler parlıyor, gözlerinde umut, bu genç çift de Şeytan Sofrasından seyrettiğim güzelliğin bir parçası bence... Şeytan Sofrası bir dost sofrasına dönüşür çoğu kez. Bir gelişimde Aliye Berger ve Orhan Peker ile birlikteydik. Faruk Güvenç, Suna Kan, llhan Usmanbaş ve eşiyle de güzel anlar yaşadık güneşi uğurlarken. Bu akşam da profesör Dr. Nusret Fişek ve eşiyle karşılaştık, masada başka Ankaralılar da var. Başkentte doğal güzelliklerden uzak yaşamanın acısını çıkarıyoruz. Nusret Fişek beni çok etkileyen kişilerden biri uzun süredir. Sağlık sorunlannın çözümünde üretken bir kişi olarak tanırım bu değerli bilım adamını. Nüfus planlamasındaki olumlu çabaları unutulamaz. Güzel bir dönemdi o, bugünkü politika o döneme çok ters doğrusu. Ancak emekii olsa, kürsüsünden ayrılsa da soluğu tükenmeyen kişilerden doktor Fişek. SriLanka izlenimlerini anlattı biraz. Çocuk ölümü oranı bizden çok düşük, yüzde kırklarda. Oysa ülkemizde yüzde yüz onlara varıyor çocuk ölümleri, dünyayı görmeden kapanıyor bebek gözleri... Nusret Fişek, Tabipler Birlıği başkanlığında, doktorların sesini duyururken bu acı gerçeklere kapalı gözleri de açar belki.. Dönüş yolunda Ahmet Yorulmaz'm "Ayvalık'ı Gezerken" adli kitabını açtım rastgele. Orhan Peker çıktı karşıma, güzel elyazısıyia "Ayvalık'da bir yaz akademisi kurulmalı" diyor değerli ressamımız. Bu akademi plastik sanatla, müzık, mimarlık dallarına eğilmeli, giderek fotoğraf, sinema, grafik, seramik alanında çaba göstermeli, herkese açık olmalı, akademik değil, antiakademik olmalı, teoriye değil, özyaratıcılığa inanmalı, statik değil, dinamik olmalı diyor. Ne güzel bir bayrak açıyor... Belki biliyorsunuz, ünlü ressamımız Fikret Muallâ da Ayvalık'ta resim öğretmenliği yapmış 1930'lu yıllarda. O dönemden bir tablosunu, Ayvalık'ı yansıtan bir yapıtını görmedim. Ama Orhan Peker'in Avyalık tutkusunu paylaştım biraz. Ayvalık'ın damadı, enıştesı bile oldu, mutlu mu oldu, mutsuz mu karar vermek güç, ama eski bir yalıda güzel resimler yaptı, Ayvalıklılara bir sanat şoleni yaşattı sergisiyle. O sergiyi gezerken elimi tuttu. Sana bir kuş yaptım, git bak, dedi. Sonra beni atölyesinin kapısına götürdü. Bak o kuş burada, dedi, daracık sokakta bir saçak gösterdi. Burada oturur her sabah, onunla konuşarak çalışırım. O kuş oturma odamın duvarında şimdi, kimi sabahlar çayımı o kuşa bakarak içer, Orhan'a "Merhaba" derim. Birden çok özledim o kuşu. Teoman Madra'yı görünce soracağım, Orhan Peker'in önerdiği yaz akademisi ne durumda, gerçekleşme yolunda bir çaba var mı. yoksa neden? Bir sanat kuruluşu, Ayvalık'ın doğal güzelliklerine başka bir boyut katar hiç kuşkusuz... 7 EYLÜL'DEN İTJBAREN Bayrak Üsküp Kalkandelen eşraflanndan Recep Paşa'nın torunu, merhurn Ferit Şar ve Naciye Şar'ın oğlu, Növber Onar'ın kardeşi, merhum Erol Onar, Sevil Onar ve Ankara Hukuk Fakültesi Öğretim Üyelerinden Dr. Erdal Onar'ın dayısı, Tekirdağlı gazeteci Fahir Taner'in bacanağı, emekii öğretnıen Sabiha Taner'in ve Yaman Taner'in enişteleri, Behiye Akın'ın biricik sevgili eşi, 13. devre Balıkesir milletvekillerinden gazeteci VEFAT M R A j MARJJ A M R£ 79.750 TL. Rezervasyon • Bt^ogkı 4] '« 50 ı5 KMI 44 99 95 • HartMye '<• 12 «4 ,5 n » T J 3 0 3 91 • Ka0.ko, 137 3 2 " j * S^amnMTO 3SS U »9 359 78 « • BU'rUy NESll TURIZH 570 13 62 03 M İ 6 M O H » ] HOTEL hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 6 Eylül 1985 Cuma günü Nuruosmaniye Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verilecektir. Dost ve akrabalarına duyurulur. AtLESİ ADNAN AKIN 6 6 6 Gezı ucetme ozet otoous yanm pansiyon konattlama ve reht>erlıh hızmetterı İLAN BEYKOZ SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1981/156 Dışişleri Bakanlığına izafeten İstanbul Muhakemat Mudurlüğu tarafından İstanbul Beykoz Onaçeşme Berk Sok. No: 12 kat 2'de ikamet ettiği bildirilen davaiı Ibrahiin Aksoy aleyhine ikame edilmiş 18.3. 1981 tarihli dava ile 3075 TL.sırun tahsili istenilmis, yapılan tüm araştırmalara rağrnen davalının adresi nin tesbit edilemediği dosya munderecatından anlaşılmakla duruşmanın bırakıldığı 10.9.1985 günü saat ll'de davalınm bizzat duruşmaya gelmesinin veya kendısini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi takdirde gıyabında karar verileceği davetiye yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 9.7.1985 Basın: 23211 TURİZM SUNAR TURKIYE GEMİ SANAYII A.Ş. PENDİK TERSANESİ VE AĞIR SANAYİ TESİSLERİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1. Tersanemizde inşa edilmekîe olan arabalı vapurlar ihtiyacı muhtelif ebat ve boyda gemi tipi kablo satın almacaktır. 2. tdari ve teknik şartnameler Türkiye Gemi Sanayii A.Ş. Pendik Tersanesi ve Agır Sanay i Tesisieri Müdürlüğü Satınalma Servisi Kaynarca/tstanbul adresinden temin edilebilir. 3. lhaleye katılan firmalar 200.000. TL geçicı teminat yauracaklardır. 4. Teklifler en gec 16.9.1985 günü saat 17.30'da idari şartnamede belirtilen adrese gelrmş veya verilmış olacaktır. 5. Postadakı gecıkmeler dıkkrte alınmayacaktır. Dosya No: 85/130 Basın: 22824 ^L\RMARlS TC İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DUYURU AŞAĞIDA CİNS VE MİKTARLARI YAZILI MALZEMELER KAPALI FİYAT TEKLİFİ ALINMAK SURETİYLE SATIN ALINACAKTIR C MARTIHOTEL MARBAS OTEL rVVTLANTtK OTEL j :Hllü74 161*226 • 1612281 Kadiköv Tel: .İ.S6J660 KÖMÜR ALINACAK Sitemizin yıllık ihtiyacı olan 1300 ton kömür teklif alma usulü ile satın almacaktır. Istekliler bu konu ile ilgili şartnameyi site müdürlüğünden temin edebilirler. S u e y ö n e t I m Kurulu Başkanlıgı Gazete Muhabirleri Sitesi uiusyoluEtiler 163 56 60 Tahmini Geçici ttaalenin bedel teminal Urihi günü Cinsi Miktan Astel su sayacı numaratöru 8.990.000 TL 269.700 TL 12.9.985 Perşembe 7500 ad. Dariyer 12.9.985 Perşembe 26.000.000 TL 780.000 TL Çeşitli Koruyucu malzemeler 13.9.985 Cuma Çeşitli 120.000.000 TL 3.6O0.O0O TL Her gruba aıt teknik ve teklif sartname ile malzeme listesi idaremiz veznesinden ucreti karşılığında satın alınabılır. lhaleye ıştirak edecek firmalar teklıflenni en geç yukanda belirtilen tarihlerde saat 11.00'e kadar İnkılap Caddesi No: 34 Aksaray adresinde bulunan idaremiz Genel E\rak Müdurlügu'ne vereceklerdir. B: 22885 Sıra no
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear