02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 EYLÜL 1985 •••• HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Altın mafyası î (Baştarafı 1. Sayfada) "Şu anda piyasada 22 ayar altının gramı 6 bin liradan satılıyor. 24 ayar altının gramı ise 6 bin 100 lira. Ojsa Merkez Bankası'nda 24 ayar altın 5 bin 900 liraya salılıyor. Bu yiızden de Merkez Bankası önünde "ucuz altın" almak için daha sabahın erken saatlerinden itibaren kuynıklar oluşmaya başbyor. Altının bir gramında 200 liralık fark bir kiloda 200 bin lira, 70 kilodaysa 14 milyon eder. Altın işiyle uğraşao T.E. adlı kişi de kuyrukta ilk on sırada bulunanlara sıralannı kendisine satmaları için yüzer bin lira vererek en on sıraya geçti ve satın aldıgı 70 kilo altını 45 dakika içinde İstanbul'daki bir kuvumcuya devredip 14 milyon lira kazandı. Altın piyasasıııı duzene sokmak, fiyatlan düşurmek amacıyla Merkez Bankası tarafından başlatıian bu uygulamada piyasayı doyuracak kadar altın verilmediğinden, fiyatlan duşurmek bir yana bu işle uğraşan ve sermayesi olan bir kesbne fazladan kazanç sağlıyor. Çiinkü vergi levhasını gösteren herhangi bir kişi diledigince altın alabiliyor. Bu olayda olduğu gibi." UCUZ ALTIN KUYRUGUNDA Anlatılaniarı bir de kendi gözümüzle görmek için sabah 04.30'da "ucuz altın" kuyruğuna girmek uzere Merkez Bankası önüne geliyoruz. Gun daha ağarmarruş, çevdede bize söylendiği gibi hiçbir kuymk yok. Bir süre sonra iki kişi bankaya yaklaşıyor. Galiba kuyruk başhyor ve biz ilk sıradayız diye duşünuyoruz. Ancak gelen iki kişi yolun hemen karşısında park etmiş iki araca yaklaşıyor. Araçlardan birinin kapısı açılıyor ve arabada üç kişinin oturduğunu göruyoruz. Araçtakilerle dışarıdan gelen iki kişi bir süre konuştuktan sonra bana doğru sesleniyorlar: Kardeşim altın mı alacaksın? Evet. O zaman adını listeye kaydetür. 35 PR 117 ve 35 SN 587 nolu araca doğru yaklaşırken bize seslenen iki kişi aynlıyor, biz aracın ıçındekılerle konuşuyoruz: Ne listesıymiş bu? Elinde 157 kişinin adının kayıtlı olduğu listeyi bana gösteriyor: Altın almak isteyenlerin listesi. Seni de bunun sonuna yazacagız. Ama şu anda kuymk yok ve ben gelen ilk kışiyım. Biz senden once geldik ve gördüğün gibi bekliyoruz. Tamam, siz üç kişisiniz o zaman sıradaki dördüncu kişi de benim. Ne demek istivorsun sen kardeşim, sen daba İlk gun buraya geliyorsun. Bu listedekiler arasında iıc gundnr burada bekleyenkr var. Kim hazırladı bu listeyi? Biz Siz kimsiniz ? Biz kuyumcu arkadaşlaru. Altın almak isteyenlerin listesini çıkardık. Yeni gelenler de bu listenin sonuna eklenecek. Olur mu öyle şey? Erken gelip kuyrukta kendisi bekleyenler altmını alır. Burada olmayanlar kuyruğun sonuna girer. Sen öyle san. Burada uç gundür bekleyen bu adamlar ne olacak? Nerede bu adamlar ve niye kuyruğa giremiyorlar ? Sekizde gelecekler. Hem sen burada boyle hemen gelip altını alabilecegini mi sanıyorsun. Zaten bu Usteye ginneyenlere içeriden de altın vermezler. Biz buranın organizasyonunu yapıyoruz. Haksıziık olmasın diye. Daha sonra adımı öğrenip 158 numarayla listeye kaydediyorlar. Böylece sabahın saat 04.30'unda 158. sıraya girmiş oluyorum. Ardından surdüruyor sözlerini: Şimdi sen burada boşuna bekleme. Sana bir hafta sonra ancak sıra gelir. O zaman buraya gelir alUnmı alırsın. Ben beklemek niyetindeyim. Sen büirsin. Arabamn kapısı tekrar kapanıyor ve içindeki üç kişi uyuklamaya başhyorlar. Bu aracın hemen arkasına park etmiş ikinci araçta da uyuklayan iki kişi dikkatimizi çekiyor. Saat 06.30'a doğru, ilk otobüsleTİe birlikte Merkez Bankası önüne ikinci kişi geliyor. Yolun kenarındaki taşa oturur oturmaz, kısık bir sesle "listeye kaydoldun mu?" diye soruyor. "Evet" diyorum. "O zaman daha çok beklersin. Hiç anlanuyorum bu listenin işini. Üç gündür bekliyorum bir türiii sıra gelmiyor. Diın de biri geldi. Öndeki sıralan saUn alıp altınlann biıyük böiumunü alıp gitti." Merkez Bankası önundeki küçuk meydanlık saatin ilerlemesiyle giderek kalabalıklaşıyor. "İÇTİMA SAATt" Sabah bizi listeye kaydeden ve sonradan adının "Mustafa" olduğunu öğrendiğım kişi sayıları yaklaşık 400'e ulaşan kalabalıkta içtima saatinin yaklaştığını söylüyor. Her sabah bu saatte tüm listeye kaydolanlarm banka önunde toplandıkları ve yoklama yaptırdıklannı öğreniyoruz. Ardmdan her saat başı yeniden yoklarna yapdıyormuş. Beraber olduğumuz ancak birbirimizi tanımamazlıktan geldiğımiz arkadaşımız Ümit Otan havanın aydınlanmasıyla birlikte fotoğraf makinesiyle ortaya çıkıyor. Bu anda kalabalık bırden telaşlanıyor. Arkadaşımızın soru sormasıyla birlikte de küçük topluluklar oluşturuluyor. Mustafa her gruba giderek, "Gazeteci>e bir şey söylemeyin. Hiç kimse ona cevap vermesin" diyor. Bundan habersiz olan Umit Otan sorduğu sorulara yanıt alamıyor. Bize de soruyor diğerleri gibi. Ne adımı söylüyorum ne de soruya yamt veriyorum. Ardından Mustafa yanıma geliyor. Çevremiz yine kalabalıklaşıyor Iyice telaşlanan Mustafa, "fotoğraf çekmek istiyor galiba. Herkes hemen dağılsın ben listeyi içeriye veriyorum. Liste aynen geçerii. tkide altınlan almaya geliriz" diyerek Merkez Bankası kapısından içeriye giriyor. Bir süre sonra dışanya çıktığnnızda listenin onaylandığmı ancak kapıda fazla kalabalık yapümaması gerektığinı söylüyor. "Sadece mudür beyin görmesi için 30 kişi kalsın burada. Bir arada durmay ın ki gazeteci fotoğraf çekerse kalabalık görunmesin. 30 kişi dışındakiler hemen dağılsın" diyor. 15 dakıka içinde de gerçekten 30 kişinin dışında kımse kalmıyor meydanda. Caz Festivali ünlü usta Elvin Jonesla açılıyor SADETTtN DAVRAN zik yaparlar. Jones, büyuk piyanist McCoy Tyner'ın da yer aldığı dörtiu ile yaşadığı bu dönemi şöyle anımsıyor: "Çocukken sirkle dondurma ve pamuk helva satılan arabamn oniındeymişim gibi bir duyguydu." Coltrane'le çaldığı yıllarda davulun cazdaki işlevini kendıne özgu bir anlayışla yorumlayan Jones'un adını artık duymayan kalmamıştır. ELVtN JONES TEK BAŞINA Özgun stiliyle en çok etkilenılen davulculardan biri olan Jones, 1966'da Coltrane'i "arük birlikte yapabilecekleri fazia bir şey kalmadıgına" inandığından terk eder. Duke FJlington'la kısa ve söz etmekten hoşlanmadığı bir Avrupa turnesinden dönuşte (1967) kendi topluluklarım kurmaya ve Coltrane ile açtıklan yeni ufuklarda tek başına yol almaya başlar. Besteci, aranjör, şef Jones, kendi topluluklarıyla yaptığı muziği "Coltrane döneminin sadece uzantısı degil, bir aşk Uişkisinin surdurulmesi" olarak niteliyor. 17 yıl üst uste " E D İyi Davulcu" seçilmiş olan Jones, bir başka "üişkT'yı ise Nagasaki'de tamştığı ve kendisine menajerlik, sekreterlik, ara sıra da besteler yapan Japon asıllı eşi Keiko ile sürdurüyor. Muzikte "kendim için koydugum çok yuksek standartlan birKkte caldığım arkadaşlanmda da aranm" dıyen Jones'u, bu akşam piyanoda uzun süredir birlikte çaldığı Japon piyanist Funtio Itabashi, saksofonlarda unlü Pat La Barbera ve McCoy Tyner'la çaldığı yıllarda adını duyuran Sonn Fortune, basta ise Chip Jackson ile birlikte dinleyeceğiz. Bu akşarmn Avrupah konuğu, 1985 yılında Ispanya'mn en iyi bas gitarcısı secilen, geçen yü Paco de Lucia ile birlikte dinlediğimız unlü Carles Benavent ve Beşlisi. Beğenmedîyseniz (Baştarafı 1. Sayfada) yon kameramanı ve sesçısıne "başlayın" işaretini vererek başladığı konuşmasında, kitap yazma seferberliğinm amacını, oluşturulan komisyonlan ve komisyonlann çalışma biçimlerini anlattı. Bakan, konuşmasına başlamadan önce orta boyııtlu ve 89 sayfahk bir kitabı basın mensuplarına dağıttırdı ve "Bu kitabı liitfen okuyunuz, sizler de fikirlerinizi bize bildiriniz" dedi. Daha sonra, çeşitli komisyonlarda çalışan kişiler söz konusu kitaptaki bölumleri okuyarak, Cumhuriyet dönemınde ders kitapları politikası, mevcut kitaplann yeniden gözden geçirihnesinde gözönünde tutulan ilkeler, öğretmen kılavuz kitaplan, "35 bin kelimelik öğrenci lugatı" ve bu ders yılında okutulacak kitapların sadeteştirilmesiyle ılgili çalışmalar konusunda bilgi verdiler. Bakan Dinçerler'ın sık sık konuşmaları kesip, sorduğu sorularla konuşmacılan yönlendirdiği dikkati çekti. Üç saatten fazla süren toplantı bittiğinde, Bakan Dinçerler, gazetecilerden soruları olanlarm, yazılı olarak vermelerini, bunlan konuyla ilgili arkadaşlannın yanıtlavacağını bildirdi. "Sorasuz basın toptanbsı otanaz. eğer boyle bir şeyi amaçladıysamz şu kitaplan bürolanmıza gönderip bilgi edinmenizi saglayabilirdiniz" dıyen bir gazeteciye "gelmeseydiniz efendim" diye bağırdı. Karşılıkh konuşmalar bir anda tartışmaya dönuştü ve Miüi Eğitim, Gençlik ve Spor Bakaru Vehbi Dinçerler, basın toplantısımn bittigini bildirdi. Gazetecilere de lutfedıp geldikleri için "hoşgeldiniz" dedi. Bir konuşmaa, Atatürk'ün de yazımına katıldığı bazı kitaplann bulunduğunu büdirince bakan o kitaplann ne olduğunu sordu. "Kaldınldı" yanıtmı alan Dinçerler, bunun nedenini öğrenmek istedi. Konuşmacı "geiişmeler nedeniyle sayın bakanım" yanıtmı verdi. Bir konuşmacı, kitap yazma seferberliği sonunda birçok bakımdan olduğu gibi, kâğıttan da tasamıf sağlanacağını söylemesi uzenne Dinçerler "bu kitaplardan tasarrufla sağbmacak kftgıtlan kim kullanacak, elbette gazeteciler" dedi. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler'in konuşmacılara sık sık sorduğu sorulardan sonra, "Anlatbklannızı ben anlıyonım, ama herkes anlasm diye sorular soruyorum" diye açıklamada bulundu. UGUR MUMCU GOZLEM Bilsak'm duzenlediği 1. Uluslararası Caz Festivali bu akşam Şan Muzikholu'nde açılıyor. Cazseverler uç gun boyunca nicedir ozlemmı çektıkleri caz dolu saatler yaşayacaklar. Festival bu akşam saat 20.00'de NükbetNeşet Ruacan Altılısı, Carles Benavent Beşlisi ve Elvin Jones Jazz Machine'ın konserleriyle başlayacak. Festivalin "yıldız" konuğu Elvin Jones'un muzık yaşamı cazın son 40 yılıyla özdeşleşiyor. Elvin Jones,'"13 yaşında iken doktor ya da itfaiyeci degil, davulcu olmaya karar vermiştim" diyor. 1927'de Mıchigan'da 10 kardeşin en kuçüğü olarak doğan Jones'un kulağına çalınan ilk sesler, kilise korosunun başı olan babası bir yana, sonraları en az kendisi kadar unlü olacak ağabeyleri piyanist Hank ve trompetçi Thad Jones'un sazlanndan yansıyor. Ünlu ağabeyleri için, "Onlar olmasa da ben müzisyen olurdum" diyor Jones, ama "onlar" sayesınde dınleme fırsatı bulduğu Buddy Rkh, Jo JoDaha sonra Merkez Bankası nes, Chick Webb, Art Blakey gibi ünlü davulcuların yanı sıra na girip bir görevliyle konuağabeylerinin de kendisine emeği şuyonız: geçtiğinı unutmuyor. Altın almak istiyordum. Yıne kendisine emeği geçen CMur kardeşim, ama saat lerden okul topluluğu şefinı, 2'de getecek adını listeye kaydet"davolun oyle, uzerine rasgeie tireceksin. indirilecek birşey olmadığını" Ne üstesi? kuçuk yaşta belleten adam ola Akşamdan gelip burada rak anımsıyor Jones. Genç Jokuyruk bekleyenler adlannı bir nes'un profesyonelliği o sıralarlisteye yazmışlar. Biraz once de da ABD'nin New York dışında dağıldılar. Onlar erkenden gelip en canlı caz yaşarmna sahip kentı kuyruğa girmişler. Sen 2'de gel Detroit'te başhyor. Yıl 1949. Paadını listenin sonuna yazdır. ul Chambers, Kenny Burrell, Tommy Flanagan ve Milt JackDaha sonra bekleyen bir başson kentın caz kulüplerinde boy kasından bankanm yanında duran beyaz gömlekli bir kişinin gösteren bazı adlar. "maliyeci" olduğunu öğreniyo"HAYIRLI" BAŞARISIZLDC ruz. Neden telaşlandığını sorunBu kuluplerin en unlüsü ca da, "1 kilodan aşağıya altın "Blue BiıtT'de ağabeyi Thad Joalırsan vergi yok. Yukan alırsan nes ve Tommy Flanagan' la üç yıl vergi ödemen gerekiyor. Burava çalışan Jones, bu sure içinde Migelenler bazan 2030 kilo alryor les Davis, Sonny Stitt ve yaklalar. Ama kendi almayıp adamlaşık 40 yıl sonra "Bir Zavallı Sanna aldınyor. Hep yanmşar ki n Af'ında Salâh Birsel'den tam lo. Böylece vergi de odememiş 24 sayfa "caz" okumamızı sağoluyor" yanıüm alıyoruz. layacak söylence saksofoncu Charlie Parker'a da eşlik ediyor. Listeye bizi "Mustafa" yazdı. Ve Elvin Jones geçmışindekı Mustafa kuyumcu. Oysa Merkez Bankası görevlisinin listeye adı tek ve en hayırh (!) başarısızlığı mızı yazması gerekli. Bir kanşık yaşıyor. New York'tan gelen çağnnın sahıbı Benny Goodhkaçinden çıkılması olanaksız. man, Jones'u dinledikleri parça Memura, "Biz 158. sıradayız, ama siz yazmadınız" diyoruz. O oldum olası nefret ettiğı unlu "Sing, Sing, Sing"dir. Büyuk hiç umursamıyor... şans eseri Benny Goodman topGazeteye dönerken, arkadaşı luluğuna kapılanamayan Jones, mızın fotoğraf çekmek istediği bu bedava DetroitNew York bısırada çevresini saran dört kişi letinı değerlendirir ve bu "caz tarafından "ölümfc" tehdit edil cenneti"nde kalır. Buyük Chardiğini öğreniyoruz. lie Mingus topluluğuna katılır, Merkez Bankası'na hemen te daha sonraları Bud Powell'la, lefon açıyoruz. Karşımıza çıkan Art Farmer'la, J.J. Johnson'la, yetkiliye durumu açıkladığımızyine Miles Davis'le çalar, çalar. da aldığımız yamt ise şu oluyor: COLTRANE YILLAR1 lşte tam bu sırada (artık 1960 "Gerçekten bir altın mafyası var. Ama biz ne yapabiUriz? Po yılındayız) sadece Elvin Jones'lisiye önlemler alamayız. Biz sa un yaşamının değıl, caz muzığidece altın saüşı yapıyoruz. An nin de en önemli kavşaklanndan tatüklannızın hepsi dognı. Sizin biri olan John Coltrane ile berale baş başa otunıp bu konuya berliğı başlar. Cazın kısa tarıhıtartışabUiriz. Ama ben memu ne en ünlü, en önemli birliktelikrum, o yüzden sizin soyledikle lerden biri olarak gecen bu 6 yıl içinde Coltrane ve Jones, etkileri rinize katılmakia birlikte bizim hâlâ duyulan olağanustu bir muyapabilecegimiz bir şey yok." Denktaş'tan 4 ilke önerîsi (Baştarafı 1. Sayfada) lı olarak kesinlikle kabul etmeyeceklerini bildirdi. Rumların daha önce söz konusu anlaşmayı "hayalet belge" diyerek asla kabul etmediklerini, bu yuzden ocak aymdaki zirvenin başarısızlıkla sonuçlandığını anımsatan Denktaş, Rumlann istekleri doğrultusunda bazı değişikliklere uğradıktan sonra şimdi taslak anlaşmayı benimser görunduklerini söyledi. Geçen zirvede anlaşma yolunu tıkayan tarafın Rum tarafı olduğunu belirtti ve "Butun bu olaylardan sonra bizim için taslak anlaşma ölmüştur" dedi. Denktaş, BM Genel Sekreteri'ne göruşme yolunu açık tutmak istediklerini, bunun için de taraflann bu aşamada en iyi çözum olarak 4 ilke üzerinde uzlaşması gerektığinı bildirdi. Denktaş, bu 4 ilkeyi şöyle sıraladı: 1Iki bölgeli federasyon, 2 Siyasal eşitlik, 3 Türkiye'nin garantörlüğü, 4 Üç özgürluk (yerleşim, mülk edinme ve dolaşım). KKTC Cumhurbaşkanı, Rum lideri Kipriyanu ile bu 4 ilke uzerinde anlaşmaya vanldıktan sonra Kıbns sorununun çözümü için ileri adım atılabilecegini söyledi. Denktaş'ın bu açıklaması karşısında Perez de Cnellar'ın açık bir tavır almadığı, ancak Denktaş'ın taslak anlaşmayı kesin olarak reddetmesi uzerine yeni bir durum değerlendirmesine gideceği belirtiliyor. Karadııman Defterdarlık (Baştarafı 1. Sayfada) vekillen, kâtip üyeler ve idare armrlen için secim yapılacağmm, Danışma Kurulu'nun siyasi partilerin oranlarım saptayarak öneri hazırlayacağım belirtti ve 17 eylül salı günü toplanılmak üzere birleşimi kapattı. 3. tur oylamaya ANAP'tan 4, HP'den 8, MDP'den 9, bağım(Baştarafı 1. Sayfada) Yargı organının kararı olmak sızlardan 3 uye katılmadı. ANAP'tan Cahlt Aral, Musızın defterdarlarca kapatma cezasının verılmesı, Vergi Usul Ya kerrem Taşçıoglu, Fethi Çeliksası'nda yapılacak değişiklıkle baş, Şerafettin Toktaş, HP'den aşağıdaki koşullarda mumkun Kemal Aydar, Tevfik BUal, tbrahim Ural, Şevki Taştan, Selolabilecek: • tki defa fiş ya da fatura, çuk Akıncı, Salih Akan, Cahit Bilal Şişman, nakliye irsaliyesi kesmediği, ya Karakaş, da yazar kasa kullanmadığı sap MDP'den Kâmran Inan, Namık Kemal Şenturk, Memduh Yaşa, tanan işyerleri. • Vergi kayıtlarında tahrifat ya Işday Saygın, Sedat Turan, Muda mııhasebe hilesi yapmış ol kerrem Hiç, Fevzi Fırat, Suleymak. man Çelebi, Yılmaz Altuğ, ba• Vergi kayıtlannı denetimi en ğımsızlardan V ümaz Hocaoglu, Abdurrahman Demırtaş ve Sabri gelleyecek biçimde gizlemek. Keskin oylamaya katılmadılar. YARGI VOLL DA AÇIK Başbakan Turgut Özal, KaraDefterdarlıkların yetkısındekı "bir hafta" surelı ışyerı kapatma duman'ı makam odasına giderek cezası, "vergi kaçakçılığı" ya da kutladı. MDP Genel Başkanı Ül"kaçakçılığa teşebbus" koşulla kü Söylemezoglu, Karaduman'rında yargı yoluna gıdılmesinı ın yeniden seçilmesi uzerine, engellemeyecek. Onümuzdeki Cumhuriyet muhabirine, "Basdonemde ışletılır hale getirilme bakanın Meclisi dışlayan ve disı hedeflenen yargı yolu, "vergi yalog çağnlanna ses venneyen kaçakçılığı" halinde 3 aydan 3 yı tutumu uzerine Karadnman'ı la kadar hapıs ve ışyerı kapatma desteklememe karan aldık. Tutumumuz, Karaduman'ın cezası, "kaçakçılığa teşebbus" halinde ise 1 aydan 1 yıla kadar şabsına değil, Başbakanm muhapıs ve işyeri kapatma cezası halefeıi hiçe sayan tutumuna karsıdır" dedi. ongoruyor. (Baştarafı 1. Sayfada) dığı gunlerde orgutu ile kenetlenmış, hep halk adamı, örgut adamı olarak kalmıştır Bu kurt sıyasetçınin örgut ile yakınlığı, onu hep dırı tutmuş, kendi kuşağındakı sıyasetçılerın kapıldıkları ruzgârlara yasamı boyunca belkı bu yuzden sırtını çevırmesını bılmıştır Sıyasetın kesıntıye uğradığı, partilerın feshedıldıği gunlerde Atalay, yıne partısının orgütu ile beraber olmuş, bu orgute yeni bir tüzelkışılık arayanların başında yer almstır Bu cabanın "Zıncırbozan "dakı zorunlu konukluğa yol açmasından da pek tedırgın olmamış, bıldığı yolda bılıncle ve kararlılıkla yürumesını bılmıştır. Siyasetçi kolay yetışmıyor Kendi çızdıği yolda kırk yıl başeğmeden, yon ve yol değıstırmeden gıdene ise çok az rastlanıyor Sırrı Atalay, böylesıne ender sıyasetçılerden bırıydı İnatcı ve yığıt kışılığı ile Kâmıl Kınkoğlu, o celebı, o alcakgönullü Orhan Eyuboğlu, siyaset dunyasının zekâ ve espn anıtı Turan Guneş'ten sonra, CHP örgutunun Yılmaz savaşçısı Sırrı Atalay da aramızdan ayrıldı Dırısı "Zıncırbozan"da tutukluyken, olusü Maltepe Camiı'nde top arabası üzerındeyken hep aynı gorevı yapıyordu Demokrasıye ınanmak, orgute ınanmak, halka ınanmak.. * * * Önceki gün Sırrı Atalay ile birlikte genc bir sanatcıyı da son yolculuğuna uğurluyorduk Erkan Yucel, sanatı dunyayı degıştırmek, toplumu aydınlatmak, bu yolla lyıye ve guzele ulaşmak ıçın yapan sanatçılardandı. Inançlarını hiç yıtırmedi, yeteneklerını, sanat anlayışı ıle birlikte bu ınançlara katık yaptı Sahnede güldu, güldurdü Boynunu ancak kendısını alkışlayan halkını setamlamak ıçın eğen örnek sanatçılardandı Istese Yeşılçam dunyasında kendıne bir yer bulur, mılyonlarla oynardı Seçtığı yol zordu; çılelıydı Kavrulan yureğınden soktuğu gülucuklerle halkı gulerek duşundurmeyı yeğledı. Bu uğurda guç gunler yasadı Hapıs yattı, ıskence gördu Dayak yedı. Horlandı, parasız kaldı Yıne de yoksulluğa, çaresızlığe, hele hele karamsarlığa ve inançsızlığa hiç tesiım olmadı. ErVan Yucel'i yeteneklerı, sanat anlayışı, belleklenmıze yer etmiş oyunları ve bükülmeyen ve baş eğmeyen kişılığı ile hep saygı ıle anacağız EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) şüncelerin zararını biliyor, gençleri çağın bilimsel verileriyle yetıştırmek istıyordu. Bilimle dinsel inançlar sürekli çatıştığı, her zaman da çatışacağı için din derslerinın okullara gırmemesın' den yanaydı. Yaşamı süresınce de bu uygulama sürdürüldü Ama gerıcılığe, bılgisızlığe yaranmak isteyen politikacılar, önce yavaş, sonra hızlı bıçımde Ataturkçu eğıtımı ortadan kaldırmayı başardılar Medreseler kapatılmıştı, ama yeni medreseler 'okul' adı altında açıldı ve açılmakta! . Buralardan yetışen kışıler önemli yerlere geldıler, kurnaz bir politıkayla, dillennden.. Atatürk' adını düşürmeden Ataturk devrımıne duşmanca bir tutumu sürdürmekteler. Laiklik şu günlerın tartışma konusudur. Bılen bılmeyen konuşuyor, yazıyor. Ben okurlarıma şu üç kitabı öğutlemek ısterim. Gerıci, tutucu birtakım kışılerin kitaplanndan ovgüyle söz • eden Bay Dinçerler'ın bu kitaplan okuması bu konuda bılgisinın artmasını sağlayacaktır: Prof. Dr. Çetın Özek'ın 'Dev/ef ve Din' (Ada Yayınlan), Prof. Dr Özer Ozankaya'nın 'Ataturk ve Laiklik' (iş Bankası Yayınlan) ve General Fahrı Belen'in 'Atatürk Devrimi ve Din..' General Belen'in kitabından ilginç bir alıntıyla yazımı bitireceğım: "Medresenın adını değtştırmek yeterii değıldır llahıyat fakültelehnden, İslam enstıtülerinden yetışenlerın hezeyanları bu kanımızın doğruluğunu kanıtiıyor. Hafızlık kurumu da yazının türlu türiü okunduğu bir dönemde Kuran'ın yanlış okunmaması ve ayetlerın aynen korunması gibi yüksek bir amaçla kurulmuştu. Basımcılığm çok ılerlediği bir zamanda Turk çocuklarına öufünKuran'ı anlamadan ezbertetmek, dinın amacına ve gerçeğine uygun değildir." ' Anlayana. t Fevzi Erdinç (Baştarafı 1. Sayfada) MM BaşkanlığYna veren Erdinç, "bagunsu k^lnragmı" belirterek, Kendi duşuncelerime uygun yeni bir oluşum gercekleşirse görev alabüirim" dedi. Erdinç, istifasından sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, 6 Kasım seçimlerinden sonra MDP'mn halkm tevecctihünü kazanamadığını belirterek, kendisinin partıde halka yeni mesaj verilmesı gerektığini beyan ettiğıni söyledi. Meclisteki son sandalye dağıhmı şöyle: ANAP: 208, HP: 113, MDP: 54. Bağımsız: 20, Boş: 5. 5 Özellikle Sony isteyenlere n Astsubay (Baştarafı 1. Sayfada) 4. Kolordu Komutanlığı (1) Numarah Askeri Mahkemesi'nde ikinci kez dün sonuçlanan davada karannı açıklayan askeri mahkeme, sanık Şükrü Bağ'ın "Hususi vazife ile mukellef bir kısım askerin kumandanı iken mani olabilecegi ve vazifeden mene mecbur olduğu ikna olunan katil kastı olmasızın muessir fiil neticesinde olume sebebiyet suçunun işlenmesine goz yumduğunun sabit olduğunu" bildirdi. Askeri Mahkeme, samk Astsubay Şükru Bağ'ı önce Askeri Ceza Yasası'nın 139. maddesı delaletiyle TCY'nın 452/1 maddesi uyanca 8 yıi ağır hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, suçun göıw sırasıda işlendiğini dikkate alarak Şukru Bağ'ın, sonuç olarak 10 yıl 8 ay ağır hapis cezasma çarptınlmasını kararlaştırdı. Ayrıca Bağ'ın, ömur boyu kamu hizmetlermden yasaklanması ve ceza suresince yasal kısıtlılık altında bulundurulması da kararlaştınldı. Ilhan Erdost'un öldürulmesiyle ilgili dava, daha önce Ankara Sıkıyönetim Komutanhğı (1) Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülmuş ve Astsubay Şukru Bağ ile 4 cezaevi görevlisi er suçlu bulunarak çeşitli hapis cezalarına çarpUrümışiardı. Asken Yargıtay 5. Dairesi, cezaevi görevlisi erler İbrahim Keskin, Metin Gundogan ve Abmet Şeker hakkındaki 10'ar yıl 8'er ay, er Kısmet Çağlar hakkındaki 8 >ıllık hapis cezalannı onaylarken, astsubay Şukru Bağ hakkındaki 10 yıl 8 aylık cezayı ise "Erdost'un ölduruldügu reo aracı, seyir halindeyken on kabine ses geçinnez" gerekçesiyle bozmuştu. BAHÇELtEVLER KATIİAMI DAVASI 9 Ekım 1978 gunünde TİP üyesi 7 kişinin öldurulmesiyle ilgili "Bahçelievler Katliamı Davaa"nda Asken Savcı esas hakkındaki göruşunü 10 ekim perşembe gunu açıklavacak. YALÇIN KÜÇÜK Komünizmi övdüğü iddiasıyla yargılanan Doç. Yalçın Küçttk'ün "Yeni Bir Cumhuriyet Için" adh kitabıyla ilgili bilirkişi rapomnda, "suç oluştuğu" görüşüne vanldığı belirtildi. Dunışmada okunan, Prof. Erol Cihan, Doç. Şener Karakartal ile Doç. Tevfik Erttinin'un hazırladıklan bıhrkışı rapomnda, sanık Doç. Yalçın Kuçuk'un 1980 yılında yazdığı kitapta, Lenin ve eserinin gerek tek başına, gerek bir butun olarak övuldüğü belirtildi. Lenin'in sosyalist bir lider olarak övulmesinin suç oluşturmayacağı bıldirilen bilırkişi raporunda"Ancak Lenin gibi bir ihtilalcinın kişiliği içinde, Leninizm ideolojısınin faaliyetlerinin bırlikte övguye değer nitehkte görulmesi"nın komunızmin övülmesi anlamına geldıği kaydedıldi. Bilirkişi raporunda aynca, yazann Türkiye'de kendi ifadesiyle (güzel rejimın doğduğunu beklediği) anlaşıldığı ve ilk satırdan, son satıra kadar, Sovyet siyasi rejıminin göklere çıkartıldığı, buna karşılık özellikle komunızm dışı demokrasınin kesin eleştiri konusu yapıldığı bildirildi. Doç. Yalçın Kuçuk, kitabı nedeniyle daha önce yargılanmış, sekiz yıl ağır hapıs cezasma çarptınlmıştı. Sony Betamax Gösterici Video Sony tutkunlanna müjde: Sony Betamax Gösterici Sony Betamax Gösterici Video, Video'yu almak için gecikmeyin. şimdi, seçkin elektronik mağazaSony video isteyen yalnız siz delarında. Peşin ya da bütçenize jjygun taksitlerle... hemen alın gö ğilsiniz. türün. Türkiye'nin her yerinde, aradığınız her filmi bulacağınız Betamax kasetleri Sony kalitesinde seyretmeye... hemen başlayın. "Sony varken Sony alınır" v TürkJye Genel Dağıtıcılan: Grünberg Tıcaret AŞ Sultanhamamistanbul Tel 51219 5352212 95 Profilo Dağıtım AŞ Mecıdıyekoylstanbul Tel 166 34 27166 61 57 Sony^en özel bir video: Tiyatro sanatını köylere götürüp, traktör römorklarından sahneler yaratan, sanata karşı yapılan baskılara alaycı bir gülüş ile bakan tiyatro ve sinema sanatçısı ERKAN YÜCEL'İ Sony Betamax SLP20CH Gösterici. ince yapı Hı Ft stılı tasanm • Be(amax sıstem kalıtesı ve kase! zengınlığı . önden kaset ginşı . Atlamalı taramayla renklı ream arama . Renklı resım dondurma • Elektronik ışlev gostergelerı . Otomatık gerı sarma • Muzık setı bağlantısı yitirdik. Amsı daima bizlerle olacak. Sahne arkadaşlan SALİM ARACI DERVİŞ GÜNEŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear