23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 NtSAN 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAIL GLLGEÇ SINEMA AITLLA DORSAY HAYVANLAR Rosfnin Carmerfi ve Altman MMosı'nm ulkemızde ılk z göstenlen "Carmen" uyarlaması, gerek Julıa MigenesJohnson 'un başarılı oyunu, gerekse Pasqualmo de Santıs'm usta kamerasıyla, filme smemasal açıdan olağanustu bır dınamızm sağlıyordu. Msvıçre Sıneması'nın ıkı usta yönetmenı Tanner ve ' Goretta'nın fılmlerı ekranlarımıza gelert ılgınç ve usta ışı orneklerdı. Altman'ın "Bır Düğun"u ABD toplumuna yaman bır eleştın getmyordu. Sinema Gunlerı 85'ın resmi açılışı ıçm seçılen "Carmen" filmı, kuşkusuz ı>ı bır seçımdı Çünku film, Georges Bizet'nın ılk kez 1875 yılında temsıl edılmış olan bu unlu operasının hayh populer olan müzıgını yuksek düzeyde bır ıcra ıle yenıden canlandırmakla kalmıyor, filme alınmış opera alanında da yenı ve çok görkemh bır örnek oluşturuyordu. Şımdıye aek güncel olaylar üstune yaptığı araştırmacı, ırdeleyıcı, temelde sıyasal ta vırh filmlerle tanınan, "Salvatore Gioliano', "Mattei Olayı", "Isa Ebolı'de Durdu", " 3 Kardeş" gıbı fılmlerın yaratıcısını, "Cannen"ı uyarlamak acaba nıye çekmıştı? Rosi, bır soruya verdığı yanıtta, " C a r m e n " öyküsünun ardında yatan "gerçek lspan>ol halkı"nı ve öykünün erdığı 1820'lerın Ispanyası'nan genış bır toplumsal fresk nıtelığını ılgınç bulduğunu söyluyordu Gerçekten de Rosi'nın genış ekranlı "Cannen"ınden akılda kalan başlıca öğelenn arasında, Sevilla vöresının bembeyaz evlen, görkemlı kıhselerı, tozlu yollan ıle oluşturduğu benzersız dekor ve bu dekorun ıçınde sankı gunlük yaşamlarını surduren sıgara fabrıkasındakı ışçı kızların, kuçuk ış sahıplerının, çıngenelerın, askerı garnızon er ve subaylarının gıtgellerı vardı Pasquaiino de Santis'ın kamerasının saptadıgı, buytik ve yoğun kıtle eylemlerı, süreklı devınım halınde kalabalıklar, gerçek bır dekor ıçınde gerçek sorunlarla boğuşan ınsanlar, zaten "muzikal gerçekçflik" alanında bır doruk noktası sayılan Carmen operasının bu sınemasal uyarlamasına olağanustu bır "dinamizm" sağlıyordu Ancak nimın müzık yanı da guvenceye alınmıştı Gerçek an Sinema Günleri 85'ten ilk notlar • duğunu söylemek, gerçeğın ve filmın amaçlarının valnızca bır bolumunu gormek olurdu Goretta, filmın son yazılannda, bır yazardan aktarma olarak venlen sozlerdekı devışle, "Insanlann kimilevin farkında bile olmadan vanından geçıp gittiklen, ışaret vereme>en, kendini taıutamayan bır n ı h " u ele almıştı Goretta'nın kendı deyımıyle, "Hajat üpkı bır etmanuı üzerinden akıp geçen su gıbı, dantelci kızın üzerinden akıp geçer"dı \ e "dantelci kız", onu vakalamak ıçın bır şey yapamazdı, çunku bu yetenekten yoksundu O sessız, "ışaret vermek" bır yana, fısıldaması nı bıle bılmeyen, ıçıne donuk kışılıklerden, "nıh"lardan bırının öykusuydu bu fılm Ha>lı keder ıçeren ve tsabelle Huppert'ın göruntusunu belleklerımıze yerleştıren KİM KİME DUM DUMA HEHH ÎK Yaşh adam, çocuk ve knşlar... Alain Tanner ıse "Işık Yıllan Otesınde" fılmınde 2000 yılında (nı>e 2000 yılı 9 O pek anlaşılmıyordu) geçen bır çağdaş masal, (fable) anlatıyordu Irlandalı bır genç adam, 25 vaşındakı Jonas, kentı terk ederek bır araba mezarlığında kuşlarla bırhkte yaşayan garıp, valnız ıhtıyar Poliakoff un yanında vaşamaya başlıyordu Kendıne özgü bır felsefesı olan huvsuz ıhtıyar, zaman ıçınde genç adama alışıyor, ona yaşam ustunebıldıklerınınakletme>e başhyordu Yaşh adamın kuş koleksıyonunda eksık olan bır kartalı yakalayıp getırmek ve onun başlıca saplantısı olan "kanat takıp uçmak" duşune yardımcı olmak da, genç Jonas'a düşuyordu Sonunda Polıakoff, bu "modern t k a r u s " deneyımını yaşamıvla öderken, Jonas da ondan sonra ve onsuz yaşamava ahşmak zorunda kalıyordu Çağdaş Isvıçre toplumunda yaşamak bunca zor bır ış mıydı kı, Isvıçrelı yönetmenlenn çoğu böyle kaçış fılmlerı yapıyorlardP "Işık YıllanOtesinde",modern toplumdan bu tür bır kaçış, daha " d o g a l " özlemlere dönuş ısteğını yansıtırken, kımılerı Yaşar Kemal romanlarını anımsatan bazı motıflerı de ıçınde banndırarak ılgınç bır bıreşıme ulaşı>ordu Ilk yarısının ıçerdığı sıkıntı>ı yenebılenler ıçın son bölümu daha ılgınç bır yarıbaşarıydı, değındığı önemlı temalan tam bır sonuca ulaştuTnadan kalan bır deneydı bu fılm FtLMOPERA Francesco Rosi'nın fılmoperası Carmen', Placıdo Dommgo, Ruggero Raımondı ve olağanustu başarılı soprano Julıa MigenesJohnson gibi uç buyuk opera sanatçısımn yanı sıra, smemasal kaygılan on planda tutuyordu. lamıyla "guzel" sayılmasa da Carmen'ın kışkırtıcılığını perdeye taşıyabılen Julia MigenesJohnson, oyun açısından vetersızlığını sesıyle gıderen, (Don Jose rolundekı) Placido Domıngo \e matadora ınandırıcı boyutlar ekle>en unlu basbanton Ruggero Raimondi'nın şef Lorin Maazel yönetımındekı koro ve orkestra yönetımınde gerçekleştırdıklen ıcra ovun duze>ı çok başarılıydı (Ne yazık kı bu duzey, bızım sınemalarımızın yetersız ses koşulları ıçınde yıtıp gıttı, gıderek neredeyse bır ışkenceye dönuştu) Rosi'nın "Carmen"ını Carmen'ler koleksıyonumuza eklemekten memnunuz Umanz, gelecek yıl Godard \e Brook'un fılmlenyle bu koleksıyon butun lenır Alain Tanner'ın filmlerı de ılk gunlenn göstenlen arasında ver aldı Gorelta'nın "Dantelci Kız"ını çağdaş sınemanın başyapıtlarından bın saymak yanlış olmaz sanınm Kendı halınde, annesıyle bırhkte yaşayan, bır kuaförde çalışan, yaşamı hıçbır yönuvle tanımamış Panslı kuçuk kızın genç, yakışıklı, aydın bır öğrencıvle karşılaşması, sevışme sı ve ayrılması çerçevesınde gelışen bu kuçuk öyku, sonuç olarak ne denlı uı utulmaz bır ınsan portresı dramı çızı>or, nasıl da belleklerımızde yer edıp kalıyordu 1 Goretta'nın eğıtımsız, bılgısız, bılınçsız kuçuk ışçı kızıyla, arkadaşlarıyla çağın polıtık, toplumsal sorunlarını, dıyalektık materyalızm \b şe>lerı tartışan " a j d ı n " , kuçuk burjuva gencının bırlıktekğı, elbette kı olanaksızdı Ancak burda, Goretta'nın yalnızca sınıfsal bır yaklaşım getırdığı, ıkı ınsanın bırlıktelığını, mutluluğunu yalnızca sınıfsal farklar nedenıyle olanaksız gör PIKN1K P/> nh \i4im \ YOK CAMIM, SANA ÜEĞİLD BAKA MM MEkOUP BENI kflM6E SEVMDOB , BAMA i HIZU GAZETECI \ECDET "Bir elmanın üzerinden akıp giden BU gibi../* Isvıçre sınemasının onde gelen ıkı ısmı olan Claude Goretla ve Bir toplumsal eleştiri başv apıtı Delvau\'nun "Kopekle Kurt Arasındaki Kadın"mı. bu onemh sanatçının dığer filmlenyle bırhkte ele almak uzere ertelerken, şenlığın ılk ıkı gununun bence en başarılı fılmının Robert Altman'ın "Bir Duğun"u olduğunu belırtmek ısterım Altman, çok kışılı, çok öykulu filmlerle bır çevreden genış bır panorama getırmeyı ve bu panoramayı, sonuç olarak, ıçınde vasadığı toplumun (Amenka'nın) bır mıkrokozması, bır sımgesel ızduşumu halıne getırmeyı başarıyor "Cephede Eğlence"de ordu, "Nashville"de muzık dunyası üstune aynı şeyı yapmıştı "Bir Dugun", bır duğun vesılesıyle koca bır bahçe ıçındekı koca bır evde bır araya gelen bın çok zengın, öburu "orta halli" ıkı aıle çevresınde dönen bır filmdı Alabıldığıne kalabalık bu aılelerın sayılan bırkaç duzıneyı bulan çoluk çocuk ve büyuk bıreyı arasında, duğun boyunca olağandan fantastığe, trajıkten groteske bırçok ılışkı oluşuyor, ınsanoğlunun akla gelebılecek her turden zavıf, korkak, bencıl, aşağılık vanları ortaya çıkıyor TARtHTE BUGUN m MAZ IRIKI\ VICTORIA ÇAĞI İNGİLTERE BAŞBAKANI 18S1 'D£ BU6UN, ÜNLU INGILIZ 8AŞ8AJCANLAR/NDAN 8SUJAM/N OISRAELI (LO/İD BeACOHSFIELÖ),7? y*ŞtNPA OU>U.KRALIÇE YICTORIA ZAMANINOA, MUHAFAZAKÂB. FVUZTI 'NIN BAŞKANUSINMN IKI K£Z BAŞ8AKANU6A GETlHlLEN MSRAEU, YAHUPI ASlLLI OLUP BU GORSVl YVKLEAJ£M ILK KlÇtYtt ZAMANINDA,fHGIUZ SÖUÛ/İ6BOU& fiV PABIAK P€WGLERlUO£N gıRıNi YAŞAMIŞTI , HfNDİSTAN KRALlÇESt OtMUÇ, SUV6YŞ INGlLTESAĞLANMIÇTI I87?IB?& O&MANURUSSAMÇIMI OA 7V6tCLE£'PEN YANA GoeUUEJSEK KOeÜKLEMlÇ, 8UH0AAI 1 'l ALARfllC yABARlAHMASINI /mzas/ • kah/ründe,Krnlt. e Vıchstıa ıle. 19 Nisan KEMAJS'Cl MANKEN Ünlu bir kemancıyla (Rudolf Nureyev) bir manken (Nastassıa Kınskı) arasındaki aşk ve bu aşkıtı yol açtığı urpertici olay "lhtıras"ın konusu. Ancak iki yıldız arasındaki erotik sahne makaslanınca fibnden geriye bir şey kalmamıs. Moda, aşk ve terör üzerine İhtiras (Exposed) / Yonetmerv James Toback/Oyuncular: Nastassıa Kinski, Rudolf Nureyev, Harvey Keitel, lan McShane, Bibı Andersson, Ron Randell, Pıerre Clemetıtı, Marion Varella/UA filmi. (Kent, Sınepop, Şafak, vs.) Bırhkte yaşadığı oğretmeninden aynldıktan sonra unıversıteyı de terk etmeye karar veren Amerıkalı bır genç kız, Nevv York'ta zor gunler geçırdıkten, ışsızhk ve voksulluğu tattıktan sonra bır moda fotoğrafçısının gozune çarpar, bır anda unlu bır model olur Bır partıde tanıştığı garıp, gızemlı bır adamla ılışkı kurar Adamın, Auschvvıtz toplama kampında babasını yıtırıış, annesı Pans'tekı bır bomOa olayında ölmuş Parıs Operası başkemancısı olduğunu öğrenır Bu gızemlı kışı, güzel model Ehzabeth'ı yalnızca guzellığı ıçın ıstememektedır Asıl amacı, Pans'tekı terönst eylemlenn duzenleyıcısı olan ve bırçok kışının yanı sıra, annesımn de ölumune neden olan Arjantın kokenlı uluslararası terönst Rıvas'ı yakalayıp ıntıkam almaktır Çunku Rıvas'ın Elızabeth'e resımlerınden havran olduğunu bılmek tedır Elızabeth, bu olumcul seruvene \e Parıs'ın ortalık verınde yaşanan bır olumkalım savaşımma katılmava zorlanacaktır NEW YORK CANGILINDA BtR GENÇ KIZ Fantezı bır oyku anlatan \e bır an bıle ınandırıcı olama>an bır fılm 'New York Cangılında Bır Genç Kız', moda ve moda fotoğrafçılığı dunvası, uluslararası terorızm gıbı herbırı ayrı bır filmın (veya filmlerın) konusu olabılecek değışık, farklı konular, temalar, tek bır o>ku ıçınde verılme>e çalışılmış Sonuç, tam bır başariMzhk James Toback'ın, ne vonde gıdeceğı belh olmavan 'kararsız' anlatımı karmakarışık bır hıkâ>e yapısı nın ızlenmesını hıç de kolaylaştırmıvor Ozellıkle terorızm gıbı yaşamsal bır konunun >uzey sel bıçımde ele ahnması, terorızm olayından çok çekrruş \e çeken bızım toplumumuz açısın dan bağışlanılır gıbı değıl Gerçı ılgınç bır uluslararası terönst tıpı çızen Harve> Keitel'ın ağzından, "Teror korkuju, korku şiddetı. şıddet ise değişım ıstegmi dogurur" gıbı 'terorist mantık' açısından doğru şeyler so> lenmıyor \eva Rıvas'ın kırk mılletten oluşan 'çetesı' dolayısıvla, terorızmın uluslararası nıtelığının ustune basılmı>or değıl Ama bu kadarı Toback'ın filmmı bu çağdaş ve evrensel belava cıddı, sorumlu bır yaklaşım duzeyıne elbette getırmıyor Sonuç olarak çok şey vaat etmesıne karşın vaatlennın hemen hıçbırını tutma>an, cılâlı, ama ıçı boş bır deneme Kinski/Nure>ev arasındakı ılgınç 'erotik' bolum sansur tarafından kesılmış Gen>e de Nastassıa Kinski'yı bır kez daha ızlemenın zevkınden başka şey kalmamıs Merakhlara, James Toback'ın fılmlerınde görunmekten hoşlanan bır yonetmen olduğunu, bu film de de, başta Nastassıa'nın kav ga edıp avrıldığı oğretmenı rolunu >uklenmış olduğunu anımsatalım Filmın başında, yattığı hasta > atağında ölup kalan buyukbuyuk anne (Gnffith dönemınden bugunlere kalan unlu o>uncu LUlian Gish) Amenkan toplumunun neredeyse son bır yuzyıhnı sımgelerken, aşağıda bu yuzyıllık ö>kunun bırçok olumlu olumsuz öğesı bırbınne karışıyor Altman ın amansız merceğı, nelerı nelerı taşlamıyor kı 1 Aşın kazanç tutkusundan azınlık duşmanhğına. >apa> burjuva ahlak olçutlennden çağdaş "cınsel devrimin" en az o denlı yapay kalıplarına, cınsel (ama ıçe atılmış) sapkınhklardan sınıfsal tabulara, gunumuz Amerıkalısı hallaç pamuğu gıbı atılıvor, yerden yere vuruluyor Bunak rahıp, ıyı goruşen ıkı aıleden bır kan ve bır koca arasında oluşuveren " a ş k alevi", damadına Italvan olan aılesını eve sokmayı yasaklamış kavnana, evlatlarının kazada olumunden hemen sonra duğunun kaça mal olduğunu bağırıp duran baba, nem foman baldız, hedıye kavgası, sevıcı "duğun yonettcısi" ve daha bırçok olay/motıf, Altman'ın fılmının unutulmaz kışılen/olayları arasında Evet, Robert Altman kuşkusuz Amenkan sınemasının en buyuk " t a h r i p " ustası, Amenkan toplumunun sinema aracılığıvla en vaman eleştıncısı Bu sınemanın, so nunda Altman'ı dışlamış olma sının şaşılacak hıçbır yanı yok 1 50 YIL ONCE Cumhurivet Otıız yurdun kadınları dün toplandılar Lluslararası 12 ına kadmlar kongresı dun saat 10 da Yıldız Sarayında Madam Aşbımn başkanlığı altmda merasımle açıldı Istanbul Valısı \e Beledne Başkanı Muhııtın Lstundas kongre uyelerıne hıtaben aşağıdakı nuıku sovledı ' Uluslararası kadmlar Bırlığı'nın 12 ıncı kongresını açmak gıbı bu\uk bır şeref bana te\eccuh edıvor Bu zevklı \azıfe\ı buvuk bır memnunıyetle ıfa ednorum Sızın gıbı mumiaz ve munevver bır samıtn kutlesı huzurunda mılletlertn havaıı butun lezahurlerınde kadına racı olan rolden bahsetmek cesaretınde bulunacak değılıın Muhakkak kı bu rolun takdır edtlmemesı beşerıyetın terakkısme engel olur 19 Nisan 1935 \ah Muhııtın Lstundağın nutku sureklı surette alkışlandı Kongre başkanı Madam Aşbı Istanbul Valısını e\\ela elmı sıkarak lebnk, sonra dakıkalarca suren alkışlar arasında kursuye çıkarak kendısme Ingılızce teşekkur ettı Başkan a\nı sozlerını Turkçe de okudu ve çok alkışlandı Madam Aşbımn Turkçe olarak so\ledıgı sozler şunlardır "Savın bav, Otuz \urdun kadmlannı burada toplayan bu kurum namına yıae mısafirper\erlık ve candan karşılanıştan olduğu kadar, teşıık vollu sozlerımzden otııru en derın teşekkurlerıım sunarım " homıs\onun 19 Hazıran 935'te Cene\re'de toplana<.ak olan arsıulusal mesaı konferansında tetkık edılecek kadar sureıı şu \oldadır "Gençletm ışsızlığı meselesı konjerans ruznaınesıne 19351985 i alınmalı ve hırıstnan sendıkası federas\onu da bu mesele ıle meşgul olmalıdır Annelenn e\lerıne donmesını temın edecek olan e\lı kadınların çalışmaları da tanzım edılmelıdır kadınların \ennı erkeklerın almalan menedümelıdır " Bu sabah ahlâkta musa\at komıs\ontle kadmlara aıd hukuk komıs\onu a\n avrı toplanacaklardır Oğleden sonra saat 14'te de madam Aşbımn başkanlığı altmda he\eıı umumı\e toplanıısı yapılacakıır Kızkardeşlenmızın her verde pek meşru olarak ıstıhsalme çalıştıklan hakların temını ıçın sarfedılen rnesaı en bu\uk bır alâka \ e en canlı bır sempatı ıle takıbe şayandır Bır lakım venı ve mudıl meseleler mmacehesınde bulunan bugunku cemneı, kadmm içtımaı ve sıyasî faalıvet sahasına tamamıle ıstırak etmesının tahakkuk e\lemesıle her halde musıefıd olacakrır Bu mesaı ışnrakınm daha sıkı \e daha muessır olmasına \ardıın edecek herkes mılletlerm mukadderatı uzennde \e sulh ulkusu ıçın ancak mes'ud bır lesır hasıl edebılır Bu mes'ud hâdısenın yaratmış olduğu hassaten musaıd muhtt ıçerısınde ba\anlar, bavlar sızlere Cumhurivet hukumetı ve Istanbul şehrı namına hoş geldmız der ve ınesaınızde muvaffak olmanızı butun samımıvetımle lemennı ederını " > %, POKER PLAY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear