23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 HABERLER 17 NtSAN 1985 ANAP'ta kriz doııdıı (Baştarafı 1. Sayfada) Ankara temsikimiz Yalçın Doğan'ın haberine göre, Başbakan Özal, uçakla Almanya'y a giderken sorular üzerine, Atasoy'un istifasını "Bu iki kişinin birbirleriyle hoşlanraama meselesi" olarak nitelendirdi. Özal'la gazeteciler arasında Atasoy'un istifası ve ANAP Büyük Kongresi'ne ilişkin şu konuşma geçti: Veysel Atasoy'un tepkisine ne diyorsunuz? ÖZAL Onemli değil. ANAP'ta bu tür tepkiler yara açmaz mı? ÖZAL Hayır. Kabinede herhangi bir degişiklik olur mu? ÖZAL Kabinede değişiklik bununla ilgili değil. Kabinede değişiklik olur veya olmaz. Şu anda bir şey yok. Hiçbir şey söylemem. ANAP'ta kongre sonrasında bir gerginlik var mı? ÖZAL Siz meseleyi büyütuyorsunuz. Bu gerginlik grup gerginliği değil. Bu şahsi bir gerginlik. Şahsi bir olay. Ben senden hoşlanmam, sen ondan hoşlanmazsın. Bu bazı insanlarda daha fazla olur. Başka türlü reaksiyon gösterir. Bu şahsi reaksiyonun siyasi bir fatnrası olur mu? ÖZAL Zaman gösterir. Atasoy yapnğı açıklamada, genel başkan devreye girdi ve meseleyi halletti, diyor. ÖZAL Başka arkadaslar gitmiş ve kendisiyle konuşmuşlar. Ben ne istifa mektubu aldım, ne de bir şey aldım. Bu karşılıklı bir iki kişinin birbiriyle hoşlanmama meselesidir ve bu normaldir. Yeniden kabine degişikliğine dönebilir miyiz? ÖZAL O konuyu şimdi açmayın. Bir zamanlar bir laf vardı. Değişiklik yapılınca yapılmış olur. Olur veya olmaz. Her zaman istediğiniz olmuyor. Bazen istemediğiniz zaman da olabiliyor. Ama şu anda bir şey yok. Koagreyi degerlendirir misiniz? ÖZAL Kongre için birçok spekulasyonlar yapıldı. Şu var dendi, bu var dendi. Bunlann hiçbirinin varit olmadığı ortaya çıktı. Gayet tabii, siyasi gruplaşmalar daima olur. Bunun dışında bir gruplaşma bahis konusu değildir. Ama bır gruplaşma olmuştur. Genel başkamn istediği istikamette netice çıkmıştır. Birçok partide böyle olmamıştır. Ama galiba tartışma buradan çıkıyor. ÖZAL bızde sloganlar yoktur. Yani klasik partilerde olan sloganlar yoktur. Bu belki bazı gruplanmızda olabilir. Ama genel manada yoktur. Gruplann ufak tefek mucadelesine rağmen delege doğru istikamette karar verdi. Kongrede demokrasi konusuna çok az >er verdiginizden dolayı eleşürildiniz. Buna ne diyorsunuz? ÖZAL Son konuşmamda yer verdim. Biz siyasi meseleleri bir bütün olarak görürüz. Yalnız parlak laflar söylemekten hoşlanmıyorum. Tabiatım boyle. Türkiye'de demokrasinin yerleştirilmesinde siyasi partiler esastır. Bizim kongrelerimize 1 milyona yakın insan katıldı. Butün partilerde bu tip hareketler olmalı ki, demokrasi daha oturmuş olsun. Bir de tabii mahalli idareler çok önemlidir. Hem katılma, hem siyasi olgunluk bakımından önemlidir. Politikanın aşağıdan yukarıya doğru gelişmesi lazım. Mahalli idarelere, il genel meclislerine girecek insanlar ve böylece politikacı olarak yetişecekler. Aşağıdan yukarıya yani. Bunun için mahalli idareİeri kuvvetlendirmek lazım. Bu esas noktadır. Mahalli idareleri bunun için mali açıdan kuvvetlendirdik. Bunlann hem gelirlerini arttırdık, hem de yetkilerini arttırdık. Mahalli ıdarelerden yola çıkarak demokrasinin gelişmesine çalışıyoruz. Her 10 yılda bir askeri müdahale oluyor. Benim en önemlı hedefim, memleketi bir badireye sokmadan 1988'de seçimlere götürmektir. 1988'e sağlam bir ekonomik bünye, sağlam bir siyasi bünye ile ulaşırsak, demokrasi bakımından da en buyük aşamayı yapmış oluruz. Bir daha da 10 yılda bir olan hadiseler kolay kolay tekerrur etmez. De mokrası ve insan haklarındakı kısıtlamalar ortaya çıkar. Bunun için de mahalli idarelere ağırlık tanıyoruz. TÜRKİŞTÜSİAD Başbakan Turgut Özal, kendi partisindeki ve hükümetteki gelişmelerin dışında gazetecilerin TurkIş ile TÜSÎAD'ın tepkisi ve son Amerika gezisi sırasında Yahudi lobisi ile görüşmesine ilişkin sorularını da yanıtladı. Bu konuda Başbakan ile gazeteciler arasında geçen sohbet aynen şoyle: Türkİş son olarak ciddi bir tepki gosterdi. Bu tepkhi nasıl karşılıyorsunuz? ÖZAL Herkesin tabanından ya da kendi ıçınden gelen derdi var. Bunları zaman zaman soyluyor, söylemek zorunda hissediyor. Ama Yuksek Hakem Kurulu'ndan üyelerini çekiyor? ÖZAL Şu anda Yuksek Hakem Kurulu'nda bir problem yok. YHK'da gorüşulen bir şey de yok. Türkİş işci ücretlerinde bu >ıl verilen yiızde 25 oranındaki zamma karşı çıkıyor. ÖZAL O başka, onların YHK ile ilgisi yok. Halihazırda toplu sözleşmeler devam ediyor. KIT'lere sahip olmak mecburiyetindeyiz. Bunlan kaynak yaratan kuruluşlar haline getirmek lazım. Getirilmezse, ben bunları millete nasıl devrederim? Halkın parasıyla gelişmiş olan kuruluşlardır. Toplusözleşmelere dikkat etmezlerse orada çahşan işçiler de zarar eder. Ben devlelim diyorum, ama bunlara da bakmak mecburiyetinde hissediyorum. Son günlerde bir de TÜSİAD'ın tepkisi doğdu. ÖZAL TÜSIAD'ın eleştirisi hakh değildir. Faizleri duşurmek ve benzer şeyler daha önce de söylenmiştir. Ama hakikatler ortadadır. Biz mevduatlara verilen faizleri duşurmediğimize gore, zorla... 1983'te başımıza gelen ortada. Faizler duşuruldu, mevduat bankalardan kaçtı. Biz bunları gördük. Aynı noktalara bır daha geri dönmeyiz. Başbakan Özal, bu arada Amerika gezisi sırasında Ameri Eralp: Yusufov'la Çelenk takas edilemez KEYİFLİ GÖRÜNÜYORDU Başbakan Özaluçağm kapısında ANAP'taki dalgalanmalara rağmen pek keyifli görünüyordu. ka'daki Yahudi lobisiyle ilgili ve gizli tutulan görüşmeye yonelik bir soruyu şöyle yanıtladı: "Hadise gayet basit. Bir yemeğe gidijorduk, o arada geldiler. İsrail lobisi kuvvetli. Amerika'da da kuvveti belli. Ben Rum lobisini kabul etmişim, Yahudi lobisini neden elmeyeyim." İsraiTle diplomatik ilişkilerde bir değişiklik olur mu? ÖZAL Bir değişiklik şu anda soz konusu değil. Biz söyledik kendilerine. Hatta Arap dostlarımıza şunu da soyledik. İsrail ile ilişkilerimizi kesmek niyetinde değiliz. llişkileri sürdurmekte herkesin menfaati vardır. Bunlar bilinmeyen değil. Gizli işler de yapılmıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, hükumetin Bulgaristan'dakı Türk azınhğı ile ilgili olarak göç anlaşması yapılması amacıyla her tıırlu çabayı gösu receğini soyledi. Halefoğlu, TBMM'de bağunsız milletvekili Murat Sokmenoğlu'nun soru önergesini yamtlarken, Bulgaristan Meclis Başkanı Stanko Todorov'un "göce izin vermeye niyetli olmadıklan" yolundaki açıklamasını ve tehditlerini anlatarak Todorov'a hak ettikleri yanıtın Türkiye tarafından verildiğini bildirdi. Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Başkanı Yalım Eralp da haftalık basın toplantısında, "Yusufov'la Bekjr Çelenk olayı baglantılı değildir. Takas da söz konusu degil" dedi. Eralp, Yusufov'un hâlâ Başkonsolosiuk'ta olduğunu da behrtti. Bu arada Bulgaristan, Türkiye'nin üçüncü notasına hâlâyanıt vermedi. o o HANNOVER'den YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) vanı seçimi konuşuldu. Biraz altını kurcalayınca, "hareketçiUrin " ANAP içindeki, buna isterseniz "eylem" de diyebilirsiniz, ta hükümet kuruluşuna kadar iniyor. Yani bundan 1.5 yıl önce ANAP'ın içindeki "hareketçiler" ANAP'ın diğer gruplanyla cıddi birpazarlığa girm'ışler. Saatlerce süren toplantılardan sonra iş bir noktayagelmiş ve "peki siz parti ve hükümet yonetimine tam olarak gelseniz ne yapacaksınız?" diye sorulunca, bu ekip pek verecek bir karşdtk bulammış. Ancak parti içinde gruplaşmaların ve gerginliğin tohumlan da sanıyorum o tarihte atümış. Kongreye dek bu, zaman zaman gruplar içinde lartışılmış, zaman zaman partinin örgütüne de yansıtılmış. Her şey, Büyiik Kongre sonunda ortaya çıktı. Hele, önceki akşam Veysel Atasoy'un ve Halil Şıvgın 'ın tavırlan özal tarafından kolay kolay unutulmayacağa benziyor. Hatta, bir ara uçakta öyle bir hava esti ki, sanki özal, Bonn'a inecek, Ankara'yı arayacak, Ulaştırma Bakanı Atasoy'un istifasını isteyecek. özal'ı tammayanlar, onun tepkisel davranışlar gosterebileceğine inananlar, bir an böyle bir duyguya kapıldılar. Araya şimdı bir Almanya gezisi girdı. Dolayısıyla Ankara'daki "siyasal tasarruflarım" Başbakan 'ın bıraz ertelemesi mtimkün. Hatta hazirana kadar ertelemesi bıle mümkun. Ama sadece A tasoy 'la ilgili olarak bir tasarrufu hazirandan önce yaparsa, bu da kimse için sürpriz nlmasm. Gözlediğimize göre, önceki akşam Atasoy olaymda Başbakan hemen hiç kimseyle temas etmemeye özen göstermiş. Başbakanlık konutuna bir ara, ılımlıların başını çeken Haydar Özalp ile Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk telefon etmiş. Başbakan, Veysel Atasoy'a ilişkin, "Ne yapıyor, neden yapıyor" biçiminde hiçbir soru yoneltmemiş. İstifa etsin ya da etmesin biçiminde hiçbir uyarıda bulunmamış. Samrız, kendisi Atasoy'un dışında bir de Yavuztürk'e kırgın, Yavuztürk'ün hatası ise, "hareketçi olmadığı halde hareketçilerin listesinde görünüp kalktp kongrede bunu açıklamamış obnası." Yoksa Yavuzturk'ünson anda hareketçilerin listesıne almması, ılımlılara bir pas atmaktan öteye gitmiyor. Uçaktan son bir not da, Genel Sekreter Mustafa Taşar'la ilgili. Edindifiımiz izlenime göre, Başbakan Özal ile Genel Sekreter Taşar arasında öyle bir göriişme geçmiş ki, Taşar "ya Özal'ı, ya hareketçüeri tercih etmek zorunda" kalmış. Atasoy'un evıne gitmedığme göre, Genel Sekreter şu anda Genel Başkan 'ın emrinde ve doğrultusunda. Bu da hareketçiler için bir surpriz olsa gerek. Haııgisi daha pahalıya gelir? Hiçbir iş sahibi, "telefon almaya gücüm yeter mi?" diye düşünmez. Çünkü işini telefonsuz yürütemez. Ama pek çok şirket, işini PC'siz yürütmeyi göze alıyor. PC, telefon gibi gerekliyken PC edinmek için aynı aceleyi göstermiyor. Şaşırtıcı doğrusu. Çünkü ikisinin maliyeti artık karşılaştmlabilir hale gelmiştir. 'üronuzdaki telefonlar size yılda kaça maloluyor, hiç düşündünüz mü? Tesis masrafları, abone ve konuşmaücretleri... Şöyle bir hesaplayıverin. Bilgi işlem gereksinimlerinizi karşılayacak bir IBM PC'nin size maliyeti pek farklı değildir. ÜsteHk IBM PC'niz, gün gelecek, amorti edilmiş olacak, oysa telefon faturalannın ardı arkası kesilmeyecektir. Bu sayede siparişlerinizi planlayabilir,nakit akışını izleyebilir, kârlılık düzeyini yükseltebilirsiniz. Vergi iadeleri ve KDV'yi düşünün. IBM PC'niz, muhasebecinizin uzayan hesaplannı, akıp giden saatlerini kısaltır, işinizi kolaylaştırır, işyerinizde geçireceğiniz sorunlu geceleri, evinizde yaşayacağınız huzurlu akşamlara dönüştürür. .azır işyerinizden söz etmişken, acaba büronuzun her metrekaresi için yılda ne kadar kiraödüyorsunuz? 15.000. TL'mi? Peki, bir dosya dolabı ortalama ne kadar yer tutar? 2 m2 mi? Bu da yılda 30.Ö00.TL. eder. Bu dolaptaki tüm bilgileri bir IBM PC disketine depolamak için, bunun yalnızca onda birini ödemeniz yeterli. B H IBM PC'nin size nasıl VJJelin sağlayacağına bakalım. tasarruf Stok kontrol işini ele alalım. IBM PCXT ile stokunuzda bulundurmak isteyeceğinizden pek çok mal, binlerce kalem eşya denetiminizde olacaktır. Her bir kalemden kaç adet var, her biri için ne ödemişsiniz, her birini kaçtan satıyorsunuz, her birinin raflardan boşalma hızı nedir, bütün bu • bilgiler emrinizdedir. c A, .slında soru, IBM PC'nin size kaça malolduğu değil,onsuz kalmaya daha ne kadar katlanabileceğinizdir. Hemen bir IBM PC edinin. Bunun için yapacağınız tek şey telefonu kaldırmakvel49 95 95'i = ^ = = çevirmektir. ^^5=7^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear