25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tümüyle vazgeçilmiş, îarım da kendi haline bırakılmıştır. Ülke pazarının yabancı kaynaklı ürünlere açılmasımn karşılığı alınan dış borçlar, yerli üretimi arttırıcı yönde kullanılamamakta, gelecek için çok ağır bir yük oiuşturmaktadır. Enflasyonu bile durduramayan ekonomi pclitikasının bu sonuçlarıyla, toplumun demokratikleşmesine çok dddi engeller oluşturduğu açıktır. Demokratikleşme sürecinin kesintiye uğraması. üretimi arttırmaya yetmemiş, tersine üretim düşüşleri büytik boyutlara ulaşmıştır. Dolayısıyla SHP'nin, ekonomik sorunu, demokrasi programına koşut yeni bir yaklaşım\& ele aJması zorunludur. Kuramsal düzeyde, gelişmekte olan ve dünya pazarlarından pay almasi sınırlı kalan bir ekonominin sosyal demokrat bir gelir bölüşümüne ve hızla gelişmeye ne derece olanak verdiği aynca tartışılabilir. SHP bu tartışmalardan belki kendi ekonomik programına işlerlik kazandırmak üzere, bir ölçude yararlanmalıdır. Toplumun, tarihsel birikimi, deneyimleri ve nesnel koşullarının. sosyal demokrat bir ekonomi programının yürütülmesine Olanak verdiği, SHP'ce veri alınmalıdır. Parti'nin varlık nedeni budur. Sosyal demokrat bir ekonomi yaklaşımının, ülkemiz koşullannda. SHP programında da açıklandığı gibi, olmazsa olmaz nitelikte, zorunlu bir öğesi vardır: Hızla sanayileşmeye dayalı bir ulusal gelişme planı. Ancak, bu önermenin somutlaştınlması, nasıl işlerlik kazanacağının saptanması ve daha da önemlisi. değişik toplum kesimlerinin bu süreçteki yerinin belirlenmesi. aynntıü çalışmaları gerektirmektedir. Sosyal demokrat bir çerçevede, üretim, bölüşüm, dajptım, tüketim ve yeniden üretim aşamalarının nasıl olacağı, bunların zaman içindeki evrimi açıklık kazanmahdır. Ek olarak, bu süreçlere toplumun değişik kesimlerinin örgütlü katılımının yolları saptanmalıdır. Örgütlü katılım, yalnız somut programlann uyguİanması için değil, gerektiğinde özveri isteklerir.in gerçekleştirilmesi ve çıkan bozulanlann olabilecek olumsuz girişimlerinin önlenmesi için de gereküdir. SHP'nin, demokrasiye geçiş programına koşut olarak gerçekleştireceği ekonomi programı, ikridar partisinin seçeneksizlik görüntüsüne son vermekle kalmayacak, partinin geniş kitleferce desteklenmesinin ve yönetimi sırasındaki başansının da güvencesi olacaktır. Bu arada belirtilmelidir ki, yeni ekonomi politikaları üretmede de. sağ muhalefet, yeni hiçbir öneri getirmemektedir. Açıktır ki, 19501i ya da I960'lı yıllarda, üstelik çok değişik uluslararası koşullarda uygulanan ekonomi politikalannın 199O'lı yıllann çok farklı ekonomik ve toplumsal yapısında uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Bir başka deyişle sağ muhalefet, demokrasi konusunda olduğu gibi, ekonomik sorun konusunda da yeni öneriler geliştirmekten uzaktır. Ülkenin nitelikli insangücü birikimi. toplumun deneyimleri ve içinde bulunulan öznel koşullar. yalnız SHP'nin demokrasiye geçiş ve ekonomik gelişme programları hazırlamasına olanak vermekle kalmamakta, ek olarak bunu gerekli ve zorunlu kılmaktadır. Vapılması gereken olanaklan yerinde değerlendirmektir. SHP, toplumsal beklentilere uygun olarak, yapılacak ilk genel seçimlerde, iktidara gelmek durumundadır. Giderek ağırlaşan toplumsal ve ekonomik sorunlar. genel seçimler sonrasında yeni bir sağ yönetimle, gelecekte çok daha büyük boyutlu çözümsüzlüklere dönüşebilir; demokrasidan uzaklaşma daha da kalıcı bir nitelik kazanabilir. Önlenmesi gereken bu olumsuz süreçtir. SOM'Ç Ancak, yönetime gelmenin ve hele geldikten sonra başarıh oimanın bir kısım en az (asgari) koşulları vardır. SHP, hiç zaman yitirmeden, gerek demokrasi, gerekse ekonomi konulannda yeni politika seçenekleri üretmeli ve bunlan kamuoyunda tartışmaya açmahdır. SHP'nin varlığında belirleyici etken, yeni politikalar üretimi olmalıdır. Toplumsal beklentiler, SHP'nin öbur partilerie, özellikle öteki sol kesimle, anlamsız ve boş tartışmalara girilmemesi, somut programlarla iktidar olunması doğrultusundadır. SHP'nin bu beklentileri ve toplumsal birikimi olumlu yonde, çok iyi değerlendirmesi gerekmektedir. SHP'yi oluşiuran SODEP \e HP'liler, önderlik düzeyinden başlayarak özverili bir sınav vermişler, bütünleşmişlerdir. Bu olumlu adımın, toplumsal dönüşüme damgasınt vurarak tarihsel bir nitelik kazanması, sağlıklı bir demokrasiye geçiş~ve ekonomik gelişme programıyla iktidara gelinmesine ve bundan sonraki uygulamalara bağlıdır. SHP, bu toplumsal beklentiye yanıt vermek, bunu gerçekleştirmek durumundadır. SHP'den Beklenen SHP'yi oluşturan SODEP ve HP'Hler, önderlik düzeyinden başlayarak özverili bir sınav vermişler, bütünleşmişlerdir. Bu olumlu adunın, toplumsal dönüşüme damgasını vurarak tarihsel bir nitelik kazanması, sağlıklı bir demokrasiye geçiş ve ekonoınik gelişme programıyla ikıidara gelînmesine ve bundan sonraki uygulamalara bağlıdır. SHP. bu toplumsal beklentiye yanıt vermek, bunu gerçekleştirmek durumundadır. Prof. Dr. YAKUP KEPENEK Ülkemizin siyasal yaşamı, SODEP ve HP'nin birleşmeleri sonucu SHP'nin kurulmasıyla, yeni bir ivme kazandı. Bu ivmenin, ülke sorunlanna sağlıklı ve kalıcı çözümler üretilmesinde yeni bir başlangıç, bir açılma olması için, SHP'yi oluşturan nedenlerin incelenmesi gerekiyor. Bir siyasi oluşumun başarısı, gerçekte, toplumsal gereksinmelere, özlemlere ve sorunlara vereceği kısa ve uzun dönemli yanıtlara, çözümler üretmesine doğrudan bağımlı olduğundan, SHP'nin işlevleri ve sorumluluklan açıkbk kazanmahdır. ÖNCE PEMOKRASİ İÇİN SHP'nin kuruluşu, toplumun demokratikleşmesi açısından çok duyarlı bir dönemde gerçekleşmiştir. Bir yönden, 1982 Anayasası'nın hak ve özgiirliikleri sınırlayan özelliği, kalıcı kılınmak, kurumsallaştırılmak isteniyor. öbür yönden, yarattığı işsizlik ve yoksullaştırma süreçleriyle demokratikleşmeyi engelleyebilecek bir ekonomi politikası ısrarla uygulamyor. Hak ve özgürlüklerin sırurlandırılmasının sancılarını, sıkıntılannı, ülke insanı her gun yeniden yaşıyor. O kadar ki toplumda, 1946 sonrasının benzeri bir demokrasi özlemi yaşanıyor. Toplum demokrasiye yeniden işlerlik kazandırılmasını istiyor. Ancak, bu toplumsal istek, kesinlikie, terör olaylannın yeniden yaygınlaşmaması koşuluna bağlanıyor. Bu çerçevede, SHP'den beklenen, somut bir demokrasiye geçiş programı geliştirmesidir. Once, toplumun demokrasi terör ilişkisine bağlanan korkudan kurtulmasınm nasıl sağlanacağı belirlenmelidir. Sonra da, demokrasinin tüm kunım ve kurallarryla yerleşmesi için nasıl davranılacağı açıkük kazanmalıdır. Demokrasiye geçiş programı, toplumsal yapının tüm katmanlan açısından hak ve özgürlüklerin işlerlik kazanmasının aşamalarını belirlemeli, örgütlenme ve katılım noktalanna açıklık getirmelidir. Özetle sorun, gerek zamanlama gerekse işlerlik yönleriyie, yalnızca birkaç yasanın çıkanlmasının çok ötesinde bir çabayı gerektirmektedir. Denilebilir ki, kapitalist üretim iliskilerinin giderek egemen olduğu bir yapıda, demokrasiye işlerlik kazandırılması da liberal sağ partilerin işi olmalıdır. Bu görüş kuramsal düzeyde doğru olsa bile, günümüz Türkiyesi'nde geçerli değildir. Muhalefetteki liberal sağ, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmesini hâlâ savunmuyor, bu konuda, uygun deyimiyle, yan çiziyor. Duşünce ve inançlann açıklanmasını. yazılıp çizilmesini suç saymayacak kadar bile demokrasi yanlısı görünmiıyor. Işçi hakları, kitle örgütleri, üniversite özerkliği, basın özgürlüğü alanlarında da somut öneriler yapmıyor. Bu durumda, demokrasiyi yerleştirme işlevi de SHP'ye kahyor. Demokrasiye işlerlik kazandırılması çok onurlu ve saygın bir işlevdir. Günümüz koşullannda bu önemli görevin SHP tarafından yerine getirilmesi yalnız bu partiye değil, topluma çok şey kazandıracaktır. Bu güç işlevin başarılması, biiyük ölçiide SHP'nin ekonomi programına ve bunun başansına bağımlıdır. EKONOMİK SORUN Ülkemizde geçen altı yıl boyunca uygulanan ekonomi politikalarının nitelikieri ve sonuçjarı, emeğiyle geçinenler tarafından biliniyor. Genel düzeyde de yatırımları ve üretimi arttıramayan, işsizlik sorununa çözüm yolları açamayan bu ekonomi politikalarıyla sanayileşmeden PENCERE "Asli Görev..." 18 ARALIK 1985 İlginç bir adam Turgut Bey; Red Kit okuyarak değil, Türkiye'de olayların içinde yaşayarak siyasal iktidarın omurgasını iyice bellemiş olduğundan kuşku duyulmasın. Bu omurganın ekseni IMF ile bizim arabesk kapitalizm arasında kurulur; omuriliği Amerikan dokusundan oluşur; kıkırdakları görünmeyen güçlerin eklemleri arasında bulunur. 1982 Anayasası'nın 6'ıncı, Türk Ceza Kanunu'nun 141 ve 142'inci maddelerine göre ülkemizde sınıflar vardır. Son yıllann çetin yaşantıları bu gerçeği elle tutulurcasına somutlaştırdı. Patron sendikasının eski yöneticisi Turgut Özal'ın emekçi sendikalarına karşı en hızlı savaşımı yürürtükten sonra 12 EylüPde yerini bulmasının elbet bir anlamı olsa gerektir. Sermaye güçleri politikada yıprananları bırakır, taze politikacıları ileri sürer. Turgut Beyin 12 Eylül'le birlikte gercekleşen yükselişirjde bu kurajın ağırlığı büyüktür; ama "morar açıdan bır sorun var: Sayın Özal, "ağabey"ine sırt çevırerek askeri yönetime "dehalet eylemiş"tir. Altı çizilecek bir davranış... 12 Eylül'ün "olağanüstü" koşullannda yıldızı parlayan Turgut Bey, İstanbul'da Fatih Köprüsü'nün cafcaflı temel atma töreninde Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in huzurunda şu unutulmaz söylevini vermişti: Türk tarihinde üç önemli olay vardır: Fatih Sultan Mehmefin İstanbul'u fethetmesi: bir... Atatürk'ün, Kurtuluş Savaşı'yla Cumhuriyeti kurması; iki... 12 Eylül Harekâtı; uç... ki bu sayede Fatih Köprüsü'nün temeli atılmıştır. Yepyeni bir tarih yorumuydu bu; çoğu kişi dinlerken küçük dilini yutmuştu. Turgut Bey o sıralar 12 Eylül yöneticileriyle bütünleşme eğilimi içindeydi. Çünkü kendisine iktidar yolunu açanlar 12 Eylül yöneticilerıydi. ANAP Genel Başkanı gerektiği zaman aba altından sopa göstermek için 12 Eylül'le içli dışlı görünmekte yarar görüyordu. Taktik bakımından bir kolaylığı vardı. 12 Eylül'ün ne içindeydi, ne dışında... istediği zaman deve, istediği zaman kuş olan politikacının kıvraklığına kim ne diyebilir? • Ancak köprülerin aitından sular akıyordu. Sayın Özal, 12 Eylül ile oynamakta yarar görürken, 1985'in 30 Ağustos'undan sonra Ordu "asli görevine dönmek" kararını uygulamaya başladı. Siyaset açılıyor, demokrasiye özlemler gündeme giriyordu. Aba altından sopa göstermek artık geçerli bir taktik olmaktan çıkmıştı. Öyleyse bır "retorik" dönüşümüne gereksinme vardı; Turgut Bey için çok kolaydı bu: Avrupa insan Hakları Sözleşmesi Türkiye için bir kanun dur. Demişler kı 19801982 tatbikatında siz bu sözleşmeye uymadmız. Şikâyet ettikleri budur. 12 Eylül'ün Başbakan Yardımcısı 12 Eylül'ü sırtından atıvermiştir Ancak hiç unutulmasın ki, Turgut Bey, bu krvraklık içinde "asli görevf'ni yerıne getiriyor; 1985 Bütçe tartışmaları nedeniyle altı önemle çizilecek şu sözleri söylüyor: Biz relormcu bir hükümetiz; sosyal bir ihtilâl yaptık, bir devrim yaptık. Doğrudur. 12 Eylül 1980'den sonra Türkiye'de bir "devrim" yapıldı, Turgut Bey'le birlikte... Ancak "devrim" sözcüğünün başma bir sözcük daha eklemezsek, doğruyu saptırmış oluruz. 12 Eylül'den sonra bir "karşıdevrim" yapıldı. Eğer devrim sözcüğünü beğenmezseniz,"karş,ıihtilâl" diyebilirsiniz. Arabesk kapitalizm, tıkanan yollarını açmak için zor kullanarak bir atılım yapmıştır. Dikkat edın: "Reform, ihtilâl, devrim" sözcüklerinı artık Türkiye'de ne devrımciler ne sosyalistler kullanıyor; bu sözlerin de tekeli sermayenin eline geçmiştir. EVET/HAYIR oıcıay AKBAL Sansürü kim Ben iki yıldır "bir ev" alabilmek için Suudi Arabistan'da çalışıyorum. Kendimizi Türkiye'den gelen gazete ve dergilerle avutuyoruz. Birkaç aydır "Cumhuriyet" düzenli olarak geliyor, Türk bakkattarma dokunulmadan. Dokunulmadan diyonım, çünkü diğer gazetelerdeki her türlü resim, bayan sporcunun bacağı, bilmem neyin göğsü, "Gırgır"m çıplak karikatürleri hep karalanmif oluyor. EK bu ülkenin kanunu bu. ama ne zaman ki "Cumhuriyet'"in yazılan da karalanmaya başladı, benim de hırsımdan ellerim titredi... Üstüne üstlük 10 kasım tarihli sayı hiç Daha Zamanı Değil "Marksist solun birleşmesi, yani yasal birparti çatısı altında toplanması gereğinden söz edebilmek için her şeyden önce yasaların ve bunların fiili uygulamalarının böyle bir partinin kurulmasına olanak sağlaması gereklidir. Oysa bence böyle bir olanak yoktur. Bu nedenle söz konusu birlik sorununun bu biçimde ortaya atılmasını yersiz ve zamansız buluyorum." Birsosyalist parti kurulabilir mi? Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve yeni ortaya çıkan Demokratik Sol Parti'nin solunda, Marks çı ilkelere dayanan bir sosyalist partinin oluşturulmasımn zamanı gelmiş midir? Böyle bir parti kimlerle ve hangi koşullarda örgütlenebilir? Bilmem, günün konusu bu mu? Bence kuşkulu bir soru. Ama demek bunu düşünenler var ki 'Nokta' dergisi son sayısında bu sorunu türlü yönleriyle gündeme getirmiş. Pek çok ünlü solcuya bu konuda ne düşündükleri sorulmuş. Sadun Aren yazımın başma aldığım görüşleri belirtiyor. Yani, 'daha zamanı ve yeri değil' diyor. Sadun Aren, herkesin bildiği gibi deneyimli biraydın, TİP'in 1965'te Meclise soktuğu 15 milletvekilinden biri, değerli bir bilim adamıdır. 12 Eylül sonrasmda da bir kitabı ve DISK'teki görevi yüzünden birkaç yıl tutuklu kalmıştır. Aren gibi bir toplumcu aydının görüşü elbette ki sorunu aydınlatıcı değer taşır. SHP ve DSP'nin solunda veni bir oluşumu zamansız bulan bir başka ünlü kişi de DİSK Genel Başkanı, eski CHP milletvekillerinden, sendikacı Abduilah Baştürk. Hep bıldiğiniz gibi Baştürk de dört yıl süreyle tutuklu kalmıştır. Baştürk gibi deneyimli, çeşitli sınavlardan geçmiş biremekçinin bu konudaki düşünceleri de ilginçtir. Baştürk diyor ki: "Sosyalist bir partinin örgütlenmesi Öiye acil bir konu yok. Bence böyle bir siyasi partinin olusması güncel değil. Sosyalistlerin, demokratların, sosyal demokratların ve ilericilerın, demokrasinin yeniden inşasında siyasi hareketi tekJeştirerek götürmek gibi bir sorunlan var. Solda birden çok siyasi partinin olmasına yönelik bir çaba içerisinde olmak, yukarıda söylediklerimle iç içe olamaz. Yani kısacası Türkiye'de demokrasinin yeniden inşası, bütün sol yapının tek bir gövde etrafında toplanarak demokrasi mücadelesini yurutmeleri sorumluluklarınm gereğidir. Sol yapılar, sandıktan örgüte kadar uzanan boyutlarda demokrasi mücadelesini sorumlulukla götürmeyi düşünmelidirler." Gerçek solda bir toplanma, birleşme, örgütleşme elbette ki kaçınılmazdır. Hep yinelediğimiz gibi, 1945'ten bugüne sürüp gelen demokrasi savaşımında zaman zaman başarısızlıklara düşülmesinin en önemli bir nedeni, partiler dengesinin bir türlü kurulamamış olmasıdır. Bütün ağırlık sağda, aşın sağda, ortada, azıcık da ortanın solunda toplanınca siyasal düzen gereği gibi işleyemiyor. Tek kanatlı bir kuş gibi, demokrasimiz de kendi çevresinde dönüyor, yani yerinde sayıyor! Bu yüzden solda gerçek bir toplumcu partinin yerini alması demokratik düzenden yana olan yurttaşların da özlemidir, özlemi olmalıdır. Böyle bir örgütleşmeye gerek duyanlar da yok değil: Perinçek, Aybar, Sülker, Küçük, Belge, Kafaoğlu, Boratav... Ama hepsi de ayrı açılardan yaklaşıyorlar bu düşünceye... Değişik eğılim ve kişiliklerdeki 'sol' öncülerin, aydınların, bir araya gelmeleri bugüne dek gerçekleştirilememiş, bu yüzden de yenilgiden yenilgiye düşülmüştü. Şimdi de durum öyleye benzer! Orneğin Belge, 'Sosyalistim diyen herkesin bir araya geleceği bir partiden yana olmadığını' belirtiyor Kafaoğlu da sosyalizm anlayışları farklı kişilerin bir araya toplanmasındakı sıkıntı'yı anımsatıyor. Önemli olan, sosyalist bir platformda toplanmak, konuşmak, tartışmaktır. Eski TİP ve Sosyalist Devnm Partisi Başkanı Aybar da böyle bir partinin kurucuian olabılecek kışileri sıralıyor.. Konu gündemdedir, giderek bu düşünce olgjnlaşacak, er geç emeğin partisi de siyasal yelpazede yerını alacaktır. Ama hemen mı?.. Baştürk ve Aren'in gor^sierı bana daha yakın. darıa skı'c; geliyor. Marksçı ozgıdc bir partının tam D.r özgürlüKle kur~ abüme, daha onemlısı geltşejdTie olanaklan var mıdır? Yeni Anayasa, 12 Eylül sonrasida çiKanian yasalar, yürürlukteK Kcîullar hesaba katılınca, şimd'i.k /apılabılecek tek çabarnr» sosyal demoK'ası çızgısmde o. güclü partiden yana olmak ve bu partinin en Kisa sürede iKt.aara gelmesine olanak hazırlanak oiduğursu duşunuyorurrı SHP ve onunla er geç bir'eşecek clan DSP'nın. yani tek br sosya1 aemo<rat örgüiün ılk genei seçimde coğunluğu eıue etrresı aoiaytsıyla iktidar olması. anayasanın bırtakım maddeıerm! değıştırecek güce Jİaşması, bu arada bazı yasalar; da ortadan kaldırması, yani uygar üUelerdekı gerçex demokrasi auzenim kurması, özlener bır toplumcu partının ortaya C!'..7iasır!a ycl açabilecekîir. Ama ş.mdıiik örgütlemeye kalkışılacaK bır toplumcu örgütün yasalar elverse bile kamuoyunda umuian ılgiyi ve yakınlığı bulacağı bekienenez. OKURLARDAN gelmedi. SorumsuzUırih Bu "beceriyi" kim yapıyordu? fnturası bizo Kim kraldan fazla kralcıydı? Bizimkiler mi, Suudiler mi? ödetU'ıyor Orası belli değil, ancak son günlerde yazılarda da katledilme başladı. Yani, mürekkeple rasgele karalamalar. Özellikle Oktav Akbal ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun yazılan... AOF 4. sınıf öğrencisiyim. Öğretim 18 Kasım 1985'te başladı. Bugün (yazının yazıldığı gün) 11 Aralık 1985. Kitaplanmız bizlere henuz ulaşmadı. Ara sınavdan sorumlu olduğumuz konuların w o 2627'sini kirapsız işledik. daha doğrusu işlendi. Daha önceki yıllarda da bu tiir aksamalar olmuştu. Ama bu yılki kadar hiç olmadı. Yıllar geçtikçe bu tür aksama ve gecikmeler azalacağı yerde ne yazık ki çoğalıyor. Aksama ve gecikmeler için geçmiş yıllarda gerek üniversitemize bağlı (ait) Anadolu gazetesine. gerekse Cumhuriyet gazetesine çeşitli yazılar gönderdim. Bazıları yayımlandı, bazıları Bu, hükümeti ilgilendiren bir olaydır. Hiç kimse bir Türkü, Atatürk hakkındaki yazılan okumaktan alıkoyamaz. Bir diğer örnek de, "Sokta" dergisinin kapağında Atatürk'ün Bursa olaylannı anlattığını gösteren sayısının da buraya gelmemesi. Umanm bu mektup elinize geçer. İSMİ SAKLI SUUDİ ARABlSTAS' yayımlanmadı. Bugün yarm gelir diye bugüne kadar sabırla bekledim. Özellikle bu konularda eleşüri yapmak, yazı yazmak hiç istemiyordum. Ama görüyorum, herkes sessiz* herkes memnun, hiç kimseden ses çıkmıyor. Bu kadar duyarsızlık ve sorumsuzluk da fazla oluyor. Parası pulu zamanında yatırılıyor da neden kitaplanmız zamanında basılıp bizlere ulaşttnlmıyor? Kitaplanmız hazır değildi de. neden öğretim zamansız başlatıldı? \'e yazsak ne söylesek boşuna. Bütün sorumsuzlukların faturası gene biz öğrencilere yüklenecek, değil mi sayın sorumlular? Esenlikle... HALtT ÜLKER KOSYA HAZİNE BONOSU SATIŞI Vadesine 719 Gün kalanlarda Cİ. 6. OKI [ \ R ! s \ P\R!S Yıllık NetFaızGeiiri Yiikk NetFaizGeliri V&desine 2 0 3 0 Gün kalanlarda Yıllık NetFaizGeliri Vödesine 3 1 6 0 Gun kalanlarda Yıllık NetFaizGeliri Vödesine 6 1 9 0 Gün kalanlarda KAPA SAAT'coe13 Ş n halöskârgoz Caoaes ' 2 3 i. *y Tel ' 48 = 6 12' 3 IS"A\3l'L Ec p Gt'Ö3Sa^ r «o, 5^1 8C 40 A"' £>~r :\y > İmarBankası şimdi vadesine 7 9 0 gün kalan HazineBonosu satımveahmı yapmaktadır. • İster On milyon,İster Yüz milyon İsterseniz BİR MİLYAR liralık Hazine Bonosu'nu (mar Bankası'ndan derhalteslım alabilirsiniz. Dikkat! Hazine Bonosu satışı Anında teslim usulüile yapılır Hazıne Bonosu yerine kaım olmak uzere Makbuzlu satıs Banka mızca benımsenmemektedir Hazne Bonosu satısnda AftlmıtBesmıtyonlira'dır Hazıne Bonosu Satısı b. «JÖL 2" 52 62 Huse,*' 5o^"BoN;',e 336 3 i cö Ime T<carei h c D .e ' 4 6 8 Î ^6 <on>D,ı Ko'iŞ! Sr«ec 522 S' 53 <z Oo'> * $ A« u c, İ23 «" "3 Muaı Çe' Os^a'ce, 4, 36 ;~ Şodon Çew.S.şl, • i e 38 J8 ADANA Erooso Opr<Soa' ."c 5~ 0 44' Harçc, Oo. 2 ~i îC v « . o ; c g . 3 '4 80 ÖLÜM VE TEŞEKKÜR Emekli öeretmen, annem REYYAN DAĞPEVAR'm Olümü nedeniyle cenaze törenine katılan, telefon. telgrafla ve evimize gelerek, başsağlığında bulunan, cenazesine katılan, acımızı paylaşan, SHP Genel Başkanı Sayın MENKULKIYMETLER Müdürlügünde yapılmaktadır. TeM72J396 97 Santrri' 173119C .'/ h.i 1 1 tartışmaları, adları, aykırı söylemiyle soruları, sorunlarıyla dünü, bugünü, yarını (BuyLKderç O d 42 imarBarfcas Genel Md) A. GÜVEN GÜRKAN'a, ERDAL İNÖNÜ'ye Sayın sıncma Türkiye İmar Bankası SHP, MKYK \e TBMM grubu uvelerıne. İstanbuî orcurıinun jaıı dostlarına, Ankara orgütu ile turn SHP orgutune, MEB mensupları ve oğretmen arkadajlarıma. yakınlarımıza, ailemiz adına teşekkur ederim. GÜLER TANYOLAÇ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear