23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 KASIM 1985 Ecevit: Suçlu içimizde 14 CUMHURİYET/13 I I CB LN UE T V C ECEVİT Basın Danışmanı Turan Tükel aradı, "bugttn tekrar... oulnşmak üzere. Çankaya'da, konutta" dedi. Ecevit, artık hükümeti bırakıyordu. Demirel'e devredecekti. Kurultaydan geçmiştik. CHP önderinin olaylara bakış açısını saptayacaktık. Ecevit bir seçim yitirdikten, kurultayda zorlu bir savaşım verdikten sonra hükümet, rejim ve parti içi sonırdar üzerinde önemli değerlendinneler yaptı. Hükümetin başansızlıklartnı açık bir dille vurguluyordu: "Bize IMF ya da Amerika oyun oynamadı, komployu biz içimizden yapük. İşadamlan 'Bn hükümete kredi vermeyin' diye dolaştılar, suçluyu içimizde aramalıyız..." diyordu. llginç bir görüşmeydi. Basında kimi yeni dalgalanmalar vardı, Milliyet el değiştirmişti. Cumhuriyet mali sıkıntı içindeydi. Ecevit "Baan dördüncü kovvettir, ama ona karşı Uthammulsuzluk var" diyerek kimi görüşleri doğrular biçimde konuştu. "Basunn hali malum. Şimdi TRT>i ete gecirmeteşebbiisierivar" dedi. "Karşı karşıya bulunduğumuz en büyuk tehlike bu! Bilderberg toplantısına gittim. Batıda herkes bir şirket sahibi ya da idarecisi. BizimkilerdeD biri yabancının birine kartvizitiııi verdi. iizerine 'şirketler yöneticisi, sahibi' yazıyor. Karşısındaki adam şaşırdı, 'Siz ne kadar onemlisiniz' dedi." Ecevit gülüyordu. "... En kttçiik düzen değişikliğine bile, bunun en basit girişimİDe bile tahammül edemediler. CHP'yi içinden kanşnrmak istiyorlar ve adım adım başan kazanıyorlar..." Sonra kurultaya atladı: "En aryıf zamammda gittim kurultaya, muhalefet kanatlan birleşmişlerdi. Bir iki sefer Aytekin'e (Yıldız) 'kaybedebiliriz listeyi' dedim. Belki de kaybedecektik. Liste kaannnısa istifa edeceğimi söylememden sonra esa CÜNEYT ARCAYÜREK 12 EYLÜL'e giden günleri yazdı MUDAHALENIN AYAK SESLERİ (1978 1979) Ecevit, hükümetin başarısızlıklannı açık bir dille vurguluyordu: "Bize IMF ya da Amerika oyun oynamadı. Komployu biz içimizden yaptık. Işadamları, 'Bu hükümete kredi vermeyin' diye dolaştılar. Suçluyu içimizde aramalıyız" diyordu. ne kadar Kürt sorunumı çözeceğiz' demişti ve İran ile Irak. Cezayir'de buluştu. ABD yönetimi elini çekebilir. Ama CIA çekraeyebilir. Bize karşı Kürt sorununu bir komplo olarak yaptıklannı sanmıyorum. Ancak Ortadoğudaki petrol kavgasında, hem de Araplar arası anlaşmazlıklarda ve hem de güçlenmelerin kuvvetten düşmesini sağlamak için bu sorunla meşgul olabilirler. Ortadogu'da komplo politikasını herkesin işlettigine kaniyim. Devletler devletlere, petrol şirketleri devletlere karşı. Bizim bu yönlü açıhnamızdan ilk önce kuşku duydular. Nereye kadar gidebilecegimize oaktılar. Sonra inandılar. Ortadoğu, ABD için pazar değil, stratejisi ve petrolü için önemli. Burada güvenecek devlet göremiyorlar. İran mı, Irak mı? Hiç değilse Türkiye'de yann ne olacağı, ne olmayacagı belli. 'Gri sahalar" vardır. Bir ara biz de gri sahalara giriyor muyuz diye düşündük. Mesela Terakki. Afganistan'da nasıl geldi. Carter, Davut Han'ın göriişme istemini kabul etmedi, ertesi gunü darbe, Sovyet komplosu gelişti. ANLATIYOR (1978 1979) Başbakanlık günlerini Kendi bakanımızı bile soruşturduk 14 "Sayın Faruk Sükanın istifası ile ilgili olarak, yolsuzluk iddialarını yeterince sıkı tutmadığınız öne sürüldü. Bu konuda ne diyorsunuz?" BÜLENT ECEVtT Sayın Sükan'ın istifa gerekçesiyle ilgili olarak 21 Eylül 1979 günü yaptığım açıklamanın başlannda şunları söylüyordum: '21 aya yakın bir süre birlikte çalıştıgımız hükümette, Sayın Faruk Sükan'a, şimdiye kadar cumhuriyet tarihinde hiçbir başbakan yardımcısına tanınmamış ölçüde geniş yetkiler tanınmıştı. Her türlü yolsuzluk iddiasının üstüne tam yetkiyle yüriiyebiliyordu. İçinde bulundugu 'Bakanlar Kurulu'nun bir üyesine yöneltilen bir iddia, sırf söylenti niteliginde bile olsa, Sayın Sükan. devletin tüm belgeleriyle ve denetim olanaklanyla inceleme ve soruşturma yapabiliyordu. Bu konuda kendisine hiçbir güçlük ve engel çıkanlmamıştır.' Açıklamamda, aynca, Sayın Sükan'a, iç güvenlik konusunda tanınmış olan olağanüstü yetkileri de açıkhyordum. Gerçekten, ozellikle yolsuzluklar konusunda, Başbakan Yardımcısı Saym Sükan'a o kadar geniş yetkiler tanınmıştı ki, bunların yasallığı kamuoyu önünde tartışma konusu bile oluyordu. Yolsuzluk iddiaları karşısında o kadar duyarlı idik ki, normal olarak herhangi bir bakanSanırım çok partili siyasal yaşama girildiğinden beri, hiçbir hükümet, kendi uyeleriyle ilgili yolsuzluk iddialarırun üstüne bu kadar açık ve yansız biçimde gitmiş değildi. Kim bilir, belki de, o bakanlar hakkında hükümetin başlattığı soruşturmalar belli bir aşamaya varmış, elde hazır dosyalar oluşmuş içindir ki, 12 Eylülden sonra, uzun yıllardır sürüncemede bırakılmış, uyutulmuş, sayısız yolsuzluk iddialannın üstüne değil de, ozellikle bu ikisinin üstüne gidildi. Kendi hükümetimiz, görevi bırakmadan önce, bunu kolaylastırmış ve dosyalan sürüncemede bırakılamayacak noktaya getirmişti. 12 Eylülden sonra Yüce Divana verilen bu bakanlardan birinin dosyasında bazı kacakçılann da adı geçiyordu. Onlar hakkında, hükümetimiz döneminde ayrıca bazı soruşturmalar açılmıştı. Ama önce tutuklanan bu kimseler, kısa bir süre sonra, sıkıyönetim mahkemelerince serbest bırakılmıştı. Bu olayı, Sayın Uğur Mumcu, bir kitabında ayrıntıü olarak anlatır. 12 Eylül döneminde, hükümetimizin iki üyesiyle ilgili yolsuzluk iddialan hakkındaki davalar sürerken, Sayın Sükan, Yüce Divana başvurup tanık olarak dinlenmesini sağladı. Oysa söyleyeceklerinin zaten dosyalarda yer almış olması gerekirdi. Çünkü dosyalar, büyük ölçüde, kendi sorumluluk döneminde kendi katkısıyla hazırlanmıştı. Tanıklığı sırasında, Sayın Sükan, üyesi bulunduğu IMF ve yeşil ışık IMF'yle her ülke bagıntılı. Yeşil ışık yakmazsa bankalar harekete geçmiyor. Bize IMF ya da Amerika ovun oynamadı. Bizim işadamlanmız oynadı. Komployu biz içimizden yaptık. Işadamlan 'Bu hükümete kredi vermeyin' diye dolaştılar, onlar da bize nakletti bunu. Suçluyu içimizde aramalıyız, kredilerin gecikmesini içimizde aramalıyız." "...Sert muhalefet yapacak mısınız?.!' "Duruma göre. Biz hiçbir zaman Demirel gibi yapmadık. Eğer 'örtülü M C yürütülürse, bıraktığımız olanaklar harcanırsa, o zaman sert muhakfet yapanz. Ama gerilimi arttırmak için bir şey yapmayız..." Ordu anarşiyi halletmeli 24 Ekim 1979. Cumhurbaşkam Fahri Korutürk, AP lideri Demirel'i hükümeti kurmakla görevlendiriyor ve Demirel'e şu noktaları vurguluyordu: "1. Temelde bir şart ileri sürmediklerini, ancak arabanın devrilmemesi gerektiğini. 2. Ülkenin meseleleri değildir söz konusu olan, AP'nin imtihanıdır. Ne isterse yapsın; ta ki, yüzü kara çıkmasın. 3. Türkiye'yi suçlayarak Türk Yunan münasebetlerinin ıslahı mümkün degildir. 4. Hükümetin icraatmı yakından izleyecek ve bakacağız." Korutürk, şu noktaları özenle vurguladı: "1. Meclis çalıştınlmalı. Her şeye rağmen. Halkın yüreklerine su serpecek şekilde parlamentoyu yaşatabilsek. 2. Batı, bizim üzerimizde bir çorap önneye çaSON DEMOKRA TİK HÜKÜMETÎN BAŞBAKAM 24 Ekim 1979. Cumhurbaşkam Fahri Koru lışıyor. türk, AP Hderi Süleyman DemireVi hükümeti kurmakla görevlendiriyor. Demirel, 25 kasımda güve 3. Araba devrilinceye kadar sularında gideceğim." noyu aldı. 12 Eylül öncesinin son demokratik hükümetiydi. Demirel hükümeti, 19 kasımda MiIIet Meclisinde yı| başına kadar ikili müzakereler bitebilir. Tesismlsun ve bir aday oluşsun istiyorum. Kimseyle bu programını okudu. lerin statüsu aşağı yukan geçici statüde olduğu gikonuda temas etmiyonım. Artık ciddi politika ya23 kasımda program tartışıldı. bi. İkili işbirüginin içeriği üzerinde konuşmalar var, pacağım. Biz eskiden aramızda toplantılar yapar, 25 Kasım I979'da 208'e karşı 229 oyla güvenobeş yıllık program, lisleler, askerlerin ihti}açlan. politika saptardık. Ortanın solu hareketinde ilk önyu aldı. lemelde pürüz yok. Amerika'nın sıkıntısı şu: Asce kendi aramızda toplantılar yaptık. Gizli, sonra Demirel; keri yardımdan uzaklaşmak, ekonomik yardıma ben bunlan gidip paşaya söyledim. Kemal Satır'a "14 ekim seçimlerinden meydana gelen durnm ağıriık vermek. Bunun Vunan baskısı altında geçsöyledim. Şimdi de böyle olacak. üzerine bir hükümet sorunu ortaya çıkmıştı. Şimtiğini soylcyebiliriz. İkili anlaşma eger seçim araYeniden tabandan örgütlenmek lazım. Partiler di hükümet sorunu çözüme kavuşmuş bulunmakya girmeseydi bitebilirdi. yasasıyla sistemi düzenlemek lazım. tadır. Zor ve agır şartlar altında görev yapacagıPetrol baglantılanmız iyi, yeter ki döviz buluKarşımızda bir cephe oimuş, bize ateş ediyor. mız) biliyoruz. Cenabı Allah'ın bize yardımcı olanabilsin. İçimizde cepneler oluşmuş bize ateş ediyordu. cağına inanıyoruz..." diyordu. Bizim en büyük başanmız Osmanlı devletinden Demirel, hükümeti kerhen MSP'ye, içtenlikle Henuz güvenoyu almanuştı. bk yana ilk kez bizim hükümetimiz zamanında MHP'ye da>anarak kurmak istiyor. Halbuki bize 21 kasımda Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıekonomik ilişkilerle dış ilişkileri birlestirmek ol ya çağırdı: gelebilirdi ilk once. Bunu sizlere sö>ledim, yazdınız da. Cmnhurbaşkanına söyiedim. Fakat son ko du. Mesela Gunduz Ökçun. Amerika'da iken New "Ordu, anarşi ve terörün içinden mutlaka baJersey'den bir Türk işadamı gelmiş, "Sızin bütün nuşmamızda bunu hatırlatınca bana Demirel, 'İki şanyla çıkmalı. Çok önemli bu. Eger başanyla çıtekstil mallannızı ben sadece New Jersey'de parti o kadar açık vazıyet aldıktan sonra size ilk kamazsa bundan doğacak sonuçlan düşunemiyosatarım' demiş. İran bizden 120 milyon metre doevvel gelmem şık olmazdı' diye cevap verdi." rum... Anarşinin önlenmesi için ne istiyorsanız bukuma istiyordu, uretimimiz 100 milyon metre, Tah lacağım, verecegim. Para, araç, gereç, silah, yasa... randa Türk büyükelçisi aracı olabilir, başkasını MHP'yi kapatamazdık hepsini!.." dedi. sokmayız diyorlar. Elbette, sonuçlan düşünenler vardı. Mumcu: "Ama hükümetiniz sırasında cnmhuKesin çizgileriyle Demirel "bu sonuçlan" o sıriyet savcısım bekkmeden MHP'yi kapatmaya çaKomplo teorisi rada bilemiyordu. lısabüirdiniz?.." Korutürk'e soylediği iki cümle Türk demokra"Parti ya da hükümet olarak yapıp sonuç ala(Sola çatmaya başladı) İdeolojik politika izlesisinin yazgısıydı; belki bu iki cümleyi söylerken mazsanız son derece kötü olurdu. MHP'nin kayen bir tek devlet göstersinler, her şeyi yanlış yapAP önderi de "kaderin neler ördngünü" bilpatılması, devletin kuramsal işleyişi içinde olsun tıgımızı kabul edeyim. 'Komplo teorisi'nde de ileistedik. Anayasa Mahkemesinin delil diye niteleri gidiliyor. Bu iddialarda yanlış taraflar var, abart miyordu: Ekonomik zorlukları hükümetle göğüsleyecekti. yebilecekleri son üç dört ayda çıktı ortaya. malar var, doğru taraflar var. Ama: Yönetimde de dunımu tartıştık. Eger müracaBen de her iki hükümetim sırasında 'komplo Anarşi ve terör yangınım sıkıyönetimler aracıat etseydik. parti olarak CHP kapatmak istedi kateorisi' kuşkusuyla işe başladım. Gördüm ki sahğıyia ve sıkıyönetünlerüı söndureceğine inanıyorpatamadı denilecek, meşruiuğunu perçinlemek oladece Rumlar, Ermeniler, Kurt milliyetçileri işbirdu. Daha doğrusu, terör ve anarşiyi askerlerin tecak tı." liği içine giriyoriar. Avrupa ülkelcri arastnda da demizlemesini istiyor, buna güveniyordu. "Uğur Alacakaptan'm APCHP hükümeti istegişik ölçülerde komplo teorisi uygulayanlar rar. 1980 öncesinin son demokratik hükümeti göremesi?.." Bunlar dış ekonomi yaklaşımımızı. Ortadoğu'da ve başlıyordu. "Uğur benim yanımda söyledi bunu, açıktan be kendilerine ciddi rakip olarak görmeye başladılar yanat vermedi. Yüksek sesle düşünmekti bu. Öybizi. Onlar için petrol aramak sorun degil, Ortale büyük sorunların içindeyiz ki, gerçek yönü var: doğu pazar olarak önemli. Bizim Ortadoğu'ya açıltki partinin bunlan yüklenmesi. Doğru. Ama uymamızdan son derece tedirgin olduklanm seziyogulaması nasıl olacak? Demirel beni kabul etmez. rum, Fransa, İtalya gibi ülkeler, biri mermer gönDemirel'i bizimkiler kabul etmez. Bagımsız başderir, diğeri inşaat sektörü. Biz de bunlara giriş"Müdahalenin Ayak Sesleri" yazı dizisi bugün bakan ise ara rejim diye karşı çıkılıyor. Keşke bu tik. Bir de Kıbns olayından sonra, Arap ülkelerisona eriyor. Bu dizideki olaylar daha geniş biçimde olabilseJ' ne etken olabUeceğimizden korktular. Gelişmemizi kitap olarak yayımlanıyor. "Biraz da dış sorunlardan bahsetsek?.." dedim. belirli bir seviyede tutmaya çalışan ülkeler vardır. ABD'de bunu sezmedim. "OECD ile kredi ardaşmalannı Japonya hariç Bilgi Yayınevi, "Müdahalenin Ayak SeslerV'ni, bepsini imzaladık. ABD ile ikili anlaşmalar fena Kürt sonınunda ABD'nin açık tarafı vardır. 'Şu "Cüneyt Arcayürek Açıklıyor" kitap dizisinın 8. gitmiyor. Eğer bu hükümet geçici statüyü bir kez tarihe kadar yardım ettik, karıştık, şimdi bıraktık' kıtabı olarak hazırladı. Kitap önümiızdeki bir iki daha uzaOrsa tatsu oiur. Amerikan elçisine göre diyor bize. Barzani'ye kadar. Kissinger bize 'Üç gügun içinde saıışa çıkarılmtş olacak. ECEVİTTEIV ~ Politika yapmadım 22 ay, iş yaptım. tşe bağlandım. Zamammı yanlış kullandım. Mazeret olarak söylemiyorum. Mesela madenleri devletleştirdik, ama kömür nasıl bulunacaktı, bunu ayrıntı saydılar. Yuksek politika yaptılar, ayrıntılarla ben uğraşmak zorunda kaldım. Bedelini ağır ödedim. Yeniden tabandan örgütlenmek lazım, partiler yasasıyla sistemi düzenlemek lazım. IHHP'nin kapatılması, devletin kurumsal işleyişi içinde olsun istedik. Eğer müracaat etseydik parti olarak, CHP kapatmak istedi kapatamadı, diyeceklerdi. Bu da partinin meşruluğunu perçinlemek olacaktı. Eğer 'örtülü MC yürütülürse, bıraktığımız olanaklar harcamrsa, o zaman sert muhalefet yapartz. sen muhalefet listesine oy vermeyecekJerdi. Baskı • yaptı da başkan, o yüzden oy vennedik demeye başladılar. Politika değil, iş yaptım Düşiinünüz ki kurultay öncesi bu partiyi nasıl toparlanz ve 'muhalefet gruplannı nasıl ezeriz' diye gelen heyetkr arasında Erdogan Bakkalbaşı da vardı. Sonra bana ret oyu verdı. Yazmayın ama Bulgar Vatan Cephesi Başkanı Kubandinski buraya geldiğinde neler >apıyorsunuz diye sordu bana. Anlattım. Bana 'Akıllı pehlivan bütun rakipleriyle gureş tutuşmaz' demişti. Daha ucundan dokunmuştuk, düzeni değiştirmeye girişmemiştik. Düşüniiniiz ki ben Briiksel'de Ortak Pazar'la ve Amerika'da işadamianyla konuşuyonım. Kaışuada burada devletleştirmeye çalıştıgunız Mobil'in terasilcisi otunı>or. Turan Guneş'in kurultayda soylediği doğru. Koordinasyonu sağlamam lazımdı. Oylanuyı gidiyorduk Mecliste, Deniz'e ya da Ali Topuz'a, "Aman adamlannı topla' diyorduk. Hükümetin düşmesinden çok korktugum da dogru. Her şeyi içime atum. Politika yapmadım 22 ay, iş yaptım. tşe bağlandım. Zamammı yanlış kullandım. Mazeret olarak söylemiyorum. Mesela madenleri devletleştirdik, ama kömür nasıl bulunacaktı, bunu aynnü saydılar, yüksek politika yaptılar, aynntılaria ben uğraşmak zorunda kaldım. Bedelini agır ödedim. Zamanımızın politikacısı gibi iş yapmam lazımdı. Partiyi bu durumda bırakamam. Hiziplerin bu boyutlara vardığında nereye gidebilecekleri belli. Şu komplekse katılamam: Yenilgi olmuş, hükümet düşmüş, en zayıf olduğum sırada partide daha tutarlı birlik uyguiayacağım diye kompleksle hareket edemem. Kurultaya öyle çıktım. 'Tasfıyeci olmayacağım' derken sivrilmiş insanlan atmayacagım demedim. Devam ederse hizipçilik kurullar için kurallan vardır. Diyalog kurmak diye hiziplerle pazarlık etmem. Onlara bu yoldan karşıma aJarak meşruluk vermem. Mesela grupta seçimler meselesi: Arkadaşlar arasında diyalog ku Faruk Sükan tç güvenlik konusunda Bafbakan Yardımcısı Sayın Sukan 'a o kadar geniş yetkiler tanınmıştı ki, bunlann yasallığı kamuoyu oruinde tartışma konusu oluyordu. Yolsuzluk iddialarına karşı o kadar duyarhydık ki, normal olarak herhangi bir . > ır< bakanlığa yöneltilen yolsuzluk iddialan, o bakanlığın teftiş kurulunca ele alındığı halde, biz, bir yandan Maliye müfettişlerini devreye sokardık, bir yandan da Sayın Sükan kendisine tanınan geniş yetkilerle Tcendi soruşturmasım yürütürdü. hükümetin yolsuzluklarla ilgili tutumuna haksız gölge düşürücü bazı şeyler söyleyince, ben bir açıklama yaptım. Fakat nedense o açıkiamama yayın yasağı konuldu. Buna itiraz ettim, ama sonuç alamadım. Nasıl itiraz ettiniz, ne >anıt aldınız? BÜLENT ECEVTT Kısaca anlatayım. Dedim ki, "Kendilerini Yüce Divan'a tanık olarak çağırtan bazı eski politikacılar. orasını siyasal arena haline getiriyorlar. Tek yanlı ithamlarda bulunuyorlar. O arada bana da açıktan veya dolaylı olarak saldınlar oluyor. Eger bana kendimi savunma hakkı lanınmazsa, bu uygulama devam edebilir." Bunun üzerine, 'Zaten sizi de Yüce Divan'a çagırmayı düşünüyorlar, söyleyeceklerinizi orada söylersiniz' denildi. Siz ne dediniz? BÜLENT ECEVtT lyi olur, fakat umarım ki Yüce Divanda söyleyeceklerime de yayın yasağı ko>Tnazsınız, dedim. Fakat çağınlmadınız. BÜLENT ECEVİT Benim bu yanıtımın ardından eve telefon edildi. Önce, 'Zaten sizi de Yüce Divana çağırmayı düşünüyorlar' dertilmiş olduğu halde, bu kez, 'Siz başvunırsamz sizi de çagıracaklar" denildi. 'Beni de çağırın' diye bir başvuruda bulunma gereğini duymadığım için, konu o şekilde kapandı. BİTTİ DUYURU Celil Gürkan, açıklamalan yanıtlıyor Tunusluoğlu'na: Lütfen ciddiyet Sayın Tunusluoğlu, ciddi nitelikte büyük iddia ve karşı iddiaların tartışma konusu edildiği anı dizime, kendi deyimi ile "minik" sayılacak bir aynntıyı belirterek katkıda bulunmak istemiş. Sa>m okurlardan ozür dileyerek yineliyorum ki, Batur ile söz konusu olan görüşmemiz, Ankara'da, Maltepe'de Gazd M. Kemal Bulvan'nın Tandoğan Meydanı'na ulaştığı kısımda, Ordu Pazarı'nın karşısında, sol kolda bir apartmanın üst kat dairelerinden birinde vaki olmuştur. O gun bana, Tunusluoğlu'nun dairesi olarak söylenmiştir. Nitekim Ankara telefon rehberinde de bu tanımlamaya tıpatıp uyan bir apartmanda "A. Kemal Tunusluoğlu" adına bir telefon ve doJayısıyla bir daire mşvcuttur. Bu aziz dostuma önerim, velev maksatlı da olsa, tarihsel önem ve ciddiyet taşıyan konularda, kişilik ile orantılı, gerçekten ciddi katkılarda bulunmaya çalışmasıdır. Anadolumuzun o anlamlı ve gerçekçi deyimi ile "mangal yürekli" eski bir asker olarak konuşmuş aziz dostum emekli Amiral Vedii Bilget. Memleket sorunlannı, ilericiliği ve devrimciliği, yüzeyde değil, temelde gören, özümseyen ve yonımlayan aydın bir kafanın yiğit yürekle birleştiği bir kişilik anıtı olarak tanıdım ve tanıyorum kendisini. Onunla dost olmak, dost kalraak, yaşama değer vermem için sanınm yeter bir neden. Açıklaması, sayfalara sığmayacak ölçüde anlam derinliği kazandırmıştır naçiz yazıma. Toplumu için onur nedeni olan bu eski şovalye askere, teşekkür etmekten ve "Bahlın açık olsun aziz dostum" demckten başka ne yapabilirim? Emekli Hv. Kurmay Albay Kemal Tunusloğlu 'nun açıklamasına yanıtım: te ve anı dizim için paha biçilmez bir katkı ve kanıt oluşturmaktadır. Tek sözcük ekleme veya degiştirme gücünü kendimde göremiyorum. Bu genç ve aziz eski silah arkadaşıma da gönül borçlusuyum. Değer'e: En büyük objektif katkı Gerçek bir "hukuk adamı" olmanın kendisine kazandırdığı engin muktesebatını (edinç) inançlı Atatürkçü görüşü ile birleştirerek ve daha önceki yazı ve kitaplarında yer alan isabetli tahlillerini de kanıt göstererek, 12 Mart dönemi için hazırlayıp ortaya koyduğu bilimsel çerçeve, mutevazi anı dizim açısından en büyük ve objektif katkılardan birini oluşturmuştur. Açıklamasına katacak tek sözcuk bulamıyorum. Bilen ve inanan bir hukukçu olmak haysiyetini, bu yazısı ile Sayın Emin Değer bir kez daha hem de yücelterek göstermiştir. Sağ olsun! 12 Mart döneminin en ağır ve haksız suçlamalarına. darbelerine hedef olmuş. fakat bütün bu darbe ve suçlamalar karşısında, çoğu kişilerde gözlenen çözülme, yıkılma ve tukenrtıe yerine, anıtlasan bir şahsiyet (kişilik) örneği vermiş olan Saym Talat Turhan, ender rastlanır bir açık sözlülükle ve "Sezar'ın hakkını Sezar'a, Allah'ın hakkını Allah'a vererek", 12 Mart öncesinde ilginç olaylara sahne olmuş 1961 dönemine ve "Üç Dönemin Perde ArkasıAnılar ve Göriişler" adb yapıtta ileri sürülen bazı ıddiaları çürüten gerçeklere ışık serpen görüşlerini, kendine özgü yüreklilikle ve açıklılıkla ortaya koymuş bulunuyor. tlk tanıdığım günden beri kendisine karşı beslediğim takdir hislerim, 12 Mart duruşmalarında sergilediği sarsılmaz inancı ile daha da pekleşmiştir. Toplumlann, Talat Turhan gibi yiğit, bel bağlanır, dava adamı evlatlara ne kadar gereksinimi olduğunu bir kez daha anladım. Her türlü hücum karşısında, onurlu ve vakur kalmanın en müstesna orneğini vermiş olan ve verdiği mücadelelerde "gerçek"ten "mertlik"ten sapmayan, ödün vermemiş bir Kemalist olan bu dostuma yürekten teşekkür ediyorum. CELİL GÜRKAN EM. GENERAL Avukat Sayın Emin Değer'ın açıklaması hakkında notum. Bilbilik'e: Paha biçilmez bir katkı Sarıldığı Atatürkcülük ve devrimcilik davasında, çok güçlü inanca sahip, müstesna yetenekli bir kişi olarak tanıdığım Sayın Erol Bilbilik, daima güler yüzünün gerisindeki müstesna kafa yapısının bir başka ürününü bu açıklamada dile getirmiş... Konuşmalanndaki çarpıcı vuzuh(açıklık) ve inandınaük, bu yazısında da kendini göstermek lığa yöneltilen yolsuzluk iddialan, o bakanlığın teftiş kurulunca ele alındığı halde, biz, bir yandan maliye müfettişlerini devreye sokardık, bir yadan da Sayın Sükan, kendisine tanınan geniş yetkilerle, kendi soruşturmasını yürütürdü. Bu amaçla devletin tüm belgeleri, kaynakları kendisine açılırdı. Sonradan hüküm giyen iki bakan hakkında da öyle yaptık. O kadarla da kalmadık. Bu bakanlardan biri hakkında muhalefet Meclis soruşturması önergesi verince, o bakan derhal görevinden ayrıldı. Fakat soruşturma önergesi verenlerin kendi engel lemeleri yuzünden, önerge Mecliste görüşülemedi. Çunkü görüşülse, yıllardan beri Meclis gündeminde uyutulan başka soruşturma onergelerinin de göruşülmesi gerekecekti. Ama biz hükümet düzeyinde soruşturmayı başlattık ve sürdürdük. Öbür bakan hakkında ise, muhalefet, soruşturma önergesi değil, gensoru önergesi verdi. Oysa yolsuzlukla ilgili Meclis denetimi, bilindiği gibi, soruşturma yoluyla yerine getirilir. Fakat Mecliste bir soruşturma önergesi bulunmadığı halde, biz, hükümet olarak o bakan hakkında da soruşturma açtık, Sayın Sükan'ın kendi incelemeleri sonucunda bana intikal ettirmiş olduğu bütün bilgiler ve belgeler de, soruşturmayı yürütecek görevlilere verildi. BİTTİ Emekli Deniz Binbaşıs: Erol Bilbilik 'in açıklaması ile ılgili notum. Bilget'e: Anılanma büyük katkı Emekli A miral Sayın Vedii Bilget 'in açıklaması hakkında notum. Turhan'a: Yürekten teşekkür ediyorum Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan'ın açıklamasına notum. / RAHMÎSAUUK n "sevda tuıfeülerî v resîtalî 4|, '! 23 KASIM Şan Tıyatrosunda
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear