Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Sahıbr Cumhuriytl Matbaacıhk ve Gazetecıhk Ttiık Anonım Şırketi adına Nadir NKK, # Gencl Yaytn MıidürU: H u a n CemaL, Müessese Mudliru: Eniat U$*khgil, Yazı lşlerı Müdüru Okay Gonmsiıt, # Haber Merkeu Mudüru: Yaiçtn Baycr, Sayfa Duzenı Yönetmenı Aiı Ac*r. # Temsılaler ANKARA:YılçmDot»B, 1ZMİR HikmclÇcdnkajm.ADANA Mehmet Mtrcao. TAJCVtM 18 KASIM 1985 tstanbul Haberlen RHM ÖZ, Dış Haberlen Ergın Bakı, Ekonomı. O s u ı UUfty, Kttltür Avdın Emeç, Magazın Y«İÇID Frkjea, Spor Danışmanı AMalkadir V n l n ı , DüztUnıt Refik DurlK*, Araştırma Şakıa Alpay, Iş Sendıka. Ş a l u u KcteKi. Habcr Arastırma Llfuk Calötair, • Koordınatur. Akaet Konıbu, • Malı tşler: Erol Eriurt, tUn Zij» Halkla tli^kılcr GaMena Koşv, ldarc: Hucyia Girer, Işleune Oadtr ÇcHk. 8OKM ve VOVÛI Cumhuriret Matbaacılık ve Gazetecüik T A.Ş. Türk Ocafcı Cad. 39/41 Cagaloglu tstanbul, PK 246lstanbul, Tel: 526 10 00 (9hat), Telex: 22246 • Burolar: Ankan: Zıya Gökalp Bulvan Inkılap Sokak. No: 19/4 Tel: 33 11 4147, Teta 42344 • tzmir Halıt Ziya Bulvarı N o 64/3, Tel 25 47 0913 12 30 Teloc: 52359 • Adana: Çakmak Cad. N o 134 Kaı 3. Tel: 1453019731 Telra 62155 tmsak: 5.19 Guneş: 6.47 Oğle: 11.54 tkindi: 14.2"? Ak&am: 16.51 Yatsı: 18.14 SEM)İKA PENCERESİNDEN AMERİKA • şüKRAN KETENCi Reagan ekonomisine ağır eleştîrîler yapıhyor Konfederasyonu'nun, devlet istatistikleri kaynak yapılarak hazırladığı ekonomik rapor, "Reagan Ekonomisi: Başansızlığm Anatomisi"' başlıkh bir kiîapçıkta toplanmış. Rakam, grafık ve tablolarla sadece işçilerin kaybettikleri haklardan değil, üretimin her alanındaki gerilemelerden örnekler veriliyor. MŞÇİ larını söylüyorlar. Amerika'dan dönenlerden çok duymuşuzdur: "Dönüşte Batı Avrupa merkezleri de koy gibi geliyor" diye. HavaaJanlarıran büyuklüğü, geniş caddeler, yüksek binaiar, geniş yerleşim alanları, araçlan, hatta ağaçlannın boylan ile dev ölçutlerin varlığı yadsınamaz. Ulaşılan teknolojik ve ekonomik ölçütler içinde bir başka yüzyıhn yaşandığı iddiasının çok yanlış olacağı da söylenemez. Gazetelerin 1520 yılın bütün yayınlarını bir küçük bilgisayara sığdırabildiği, taksi şoförlerinin bilgisayar kullanmaya başladığı, üretimde robotların kullanıldığı, çoğu ailenin birden fazla özel arabasının olduğu bir başka dünya, Amerika. Ancak bu dev ekonomik güç, zenginlik ve teknolojik aşamadan insanlarına, kitlelere ne duşmüş diye bakarsanız, her şey altust oluyor. Yüksek ücretle dünyanın en iyi beyinlerini, yetişmiş hazır beyinlerini toplayan, üniversitelerinde başka ülkelerin yetişmiş insanlarının nerede ise kendilerininkinden daha yüksek sayılara ulaştığı ABD'de, gemş kitlelef unutulmuş gibi. Bakanlık yetkilileri, lise mezunlarının "7o 25 kadarımn doğru dürüst okuryazar bile sayılamayacaklarıru ve ancak •a 25 kadannın f matematik okumuş olarak lıseyi bıtirdiklerinı açıkhyorlar. Okullarda öğretmen açığımn çok buyuk, öğretmen kalitesinin çok düşük, çunku gelirinin çok duşük olduğunu, kitle eğitiminin bugüne kadar ciddiye alınmadığını vurguluyorlar. Bugune kadar en iyilerin seçüip, kiüelere sadece "üretim gıicıi" gözu ile bakıldığtnı belirtiyorlar. Bilgisayar kullanımı duzenine gecilirken, bu kez eğitilmemiş kitle sorunu Ue karşı karşıya bulunduk Diyurbakır havaalanı Gazetelerin 1520 yılın bütün yayınlarını bir küçük bilgisayara sığdırabildiği, taksi şoförlerinin bilgisayar kullanmaya başladığı, üretimde roboîların kullanıldığı bir başka dünya Amerika. Ancak bu dev ekonomik güç ve teknolojik aşamadan insanlara, ne düşmüş diye bakarsanız her şey altüst oluyor. Reagan'ın zaferi En çarpıcı olanı da yuklendiği taksit borçlarını ödeyebilmek, yaşayabilmek için günde ortalama on saatin ustunde çalışmak zorunda olan, dev pastadan nerdeyse hiçbir pay alamayanların da "Böyük Amerika" imajımn büyüsüne kapılmış olmaları. Bu duyguyu canlı tutmak için her şey yapıhyor. Herbirine ortalama 500 milyon dolar harcanarak Walt Disney'in ünlü masallar parkımn benzerleri yapıhyor. Butun uzay araştırma merkezlerinde ve Washington'da birer uzay müzesi açılmış. Gökdelenlerin en Ust katlanna turistik gezi için uzun kuyruklar oluştunıluyor. Kamuoyunun dikkati, hep ABD'nin başarılarına, birincüiklerine yönlendiriliyor. ' ez, Polonya'nın Gdansk kentindeki bir kilisede kapatılan Dayamşma Sendikası'nın lîderi Lech Walesa ile aynı sendikamn yuzlerce uyesinin izlediği bir konser verdi. Baez, dün geceki konserden önce, sabah saatlerinde H'alesalan evinde liyaret etti. Sanatçı, AP Ajansı muhabirine, Walesa ile Dayanışma üzerine sohbet ettiklerini soyledi. Baez, Halesa'nm karısı Danuta ve 7çocuğuiçin "The Answer isBlowing in the Wind" (cevap rüzgârda uğulduyor) şarkmm soyledi. Walesa "L'marım çok yasar ve şarktlarımzda bizi hatırlarsmız" dedi. Akdeniz sinemasına sahip çıkan sıcak hir şenlik J^Montpellier'de ağırlık Italyan sinemasındaydı. Ama Türk sineması da bir yapıtla, Özgentürk'ün "Bekçi"siyle tamtıldı. Toplu göstehlerde ünlü Fransız oyuncu Fernandel'in 21 filmi yer aldı. Son yıllarda ilgi gören yeni Yugoslavya sinemasından da 10 örnek sunuldu. MEHMET BASUTÇU Marsilya'nın iki adım batısında, burnunun dibindeki Akdeniz'e biraz tepeden bakan, sevimli ortaçağ kenti Montpellier tam bin yaşında. Kilise meydanının çevresinde kıvrılmaya başlayan daraak sokaklann ilk taşlan, yazılanlara bakıhrsa, 985 yüında dizümeye başlamış. Satranç tutkunlan dünya şampiyonası elemelerinin şu sıralar Montpellierde yapıldığını kuşkusuz biliyorlar. Sinemaseverleri ilgilendiren ise, kentin her güz Akdeniz ulkeleri sinemalannın buluşma yeri olına yolunda ilerliyor olması. Sinema delısi uç beş genç insanın, belediyenin ve Jean Vigo Sinema Kulubü'nün desteğiyle, altı y\ldan bu yana kısıtlı parasal olanaklara karşın ayakta tutmayı başardıkları sinema günleri, bu kez 19821983 ve 1984 yıllarında etkinlik gösteren Bastia Şenliği'nin bıraktığı boşluğu da doldurmakta. Montpellier"de ağırlık noktasım yine Italyan sineması oluşturuyordu, ama 8 kasımdan başlayarak, Ispanya'dan Suriye'ye dek on Akdeniz ulkesinden gelen filmler de sunuldu. Turk sineması bir yapıtla, Ali Özgentürk'ün "Bekçi"sıyle tanıüldı. Yönetmenin adı buraların pek yabancısı değil. Üç yıl önce de "At" sinema gunlerinde gösterilmişti. Bu arada, yörenin bir türlü serinlemek bilmeyen güler yüzlu havasından yararlanarak yaptığımız kent ıçi yüruyuş, yolumuz üzerine, Montpellier'nin genellikle sanat ve deneme türü fümler sunan dört salonlu bir sinemasını çıkardı. Afışteki yapıtları hemen unıdık: "Sürii", "Yol" "Duvar" ve "Kaos" (Taviani Kardeşler)... 7. Montpellier Sinema Günleri'nden notlar: Havadan Mısır uçağının indirilmesini, gucun kanıtlanması olarak çılgınca alkışlayan Amerikalı tipi böylece yaratılmış. Yabancı olduğunuzu anladıklârında, hemen övgü, hayranlık bekliyorlar. " Ç o k giizel, barika" yerine, "Çok degişik" sözcüğu kullandımz mı, yuzleri kanşıvenyor. Japonya ve Batı Avnıpa ttretimınde, teknolojisindeki gelişmeler, politik nedenlerle Sovyetler'inki gibi duşmanca sunulmuyor. Ancak büyük çoğunluk, kaygısını ve hoşnutsuzluğunu hemen belli ediyor. Reagan ve Cumhuriyetçilerin seçim zaferinde, bu kaygılann ve "Bnyük Amerika" imajımn çok iyi değerlendirildıği, uzmanlarca vurgulanıyor. Reagan, bütUn konuşmalan ve davranışlarında, Amerikalıların "en büyak en güçlü" ohna koşuUanmalanru okşuyor. Böylece ekonomik modeli Ue yoksullaştırdığı çalışanlar kitlesinin de oyunu almayı başardığı belirtiliyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır havaalanı 21 kasım günu yeniden uçuş trafiğine açılacak. Asken ve sivil amaçlarla orıaklaşa kullanılan Diyarbakır havaalanı Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından pist kaplaması yapılmak uzere 15 Temmuz 1985 günu uçuş trufiğine kapatılmıştL Devlet Hava Meydanlan İşletmesi Genel Mudürlüğu tarafından da daha fazla hizmet sunmak amaayla Diyarbakır havaalanı uçakpark sahası asfalt kaplandı ye terminal bınasında iyileştirme çalışmaları yapıldı DHMÎ'nci yapılan bu işler için, 105 milyon lira harcandı. 15 temmuz tarihinden bu yana Batman havaalanmdan yararlanan Diyarbakırhlar 21 kasımdan itibaren kendi havaalanlanndan îstifade edecekler. Kuzey Atlantik Siyasi Komite heyeti geldi ANKARA, (a.a.) Kuzey A tlantik Asamblesi Siyasi Komite üyelehnden oluşan bir heyet, temaslarda bulunmak uzere dun akşam saat 18.45 'te Ankara'ya geldi. Heyet Başkanı Raymond Julien, TBMM Kuzey Atlantik Asamblesi Turk grubu ile görüşmelerde bulunacaklannı soyledi. Turkiye'deki temaslarını tamamladıktan sonra çarşamba gunü ttalya 'ya gidecek olan ait komite üyelerinın hazırlayacaklan raporlar, son şeklini aldıktan sonra, 1318 Kasım 1986tarihlerinde Istanbul'da yapılacak Kuzey Atlantik Asamblesi 32. Genel Kurulu'na sunulacak. Başansızlığm anatomisi Işçi Sendikaları ve Konfederasyonlan "AFLCIO", büyük geri adı rn lar, üye ve hak kayıplarımn şokunun ardından, kendilerini toparlamaya çalışırken bu gerçeğin farkma varmışlar. Partüerustu politikadan vazgeçmışler. Özellikle zarar görduklerine inandıklan Reagan'ın, sosyoekonomik modehne karşı tavır airmşlar. Kitlelere uygulanan ekonomik modelin "Büyük Amerika'yı" değil, başarısızhğı getirdiğini savunuyorlar. AFLCIO tarafından hazulanan "Reaganomics: A Profik of Failure" (Reagan Ekonomisi: Başansızlığm Anatomisi) başUğım taşıyan kitapcıkta, devlet istatistiklerine dayanılarak özetle şu olumsuz ekonomik gelişmeler açıklanıyor: • 19601980 ortalaması % 5.6 olan işsizlik oranı, 198183 ortalamasında % 9'a çıknuş. • Yeni iş alanındaki gelişme, 196080 ortalamasında °7o 2.1 iken, 198083 ortalamasında % 0.5'e düşmüş. • Gerçek haftahk ortalama ücretler 198183 yıllarında 269.82 dolar üe, 1960'h yıUann bütün üç yıllık ortalamalarımn altında kalıyor. 196080 döneminin yılhk ortalama gerçek ücret artışı % 0.2 iken, Reagan döneminde, 1980 sonrası yılda ortalama % 0.3'lük düşüşler yaşanrmş. • 196080 döneminin ortalama yılhk enflasyon oranı *h 5.2. Reagan döneminin yılhk ortalama enflasyon artışı «7o 6.5. • Ev satın almak için gerekli gelir, 1963 ydına kadar ortalama aile gehrinin altında. 1%3'e kadar Amerikan ailesi ev alma hayalini gerçekleştirebilecek gelire sahipnüş. 1973'te de bu tablo değişmemiş. Ancak 1983'te, ailenin geliri ev alabilmek için gerekli gelirin çok altına inmiş. • 196080 döneminde gerçek aile gelir ortalamasında ortalama yılhk < 1.5 orarunda bir ar% tış var. 198082'de ise, tersine ortalama °7« 2.4'lük bir kayıp olmuş. • Brüt milli hasüa, 196080 döneminde yılhk ortalama "/» 3.5'luk bir artış kaydetmiş. 198083 döneminin yılhk ortalama artışı ise "7» 1.3'e duşmuş. • Genel yatınmlar, 196080 döneminde ortalama yılda % 4,4 artış kaydederken, 198083 döneminde eksi ° ı 3.1'e düş7> muş. lmalat sanayiinde aynı oranlar artı 1» 5.1'den eksi % 4.8'e kadar gerilemiş. • Endustriyel uretim, 196080 döneminde yılda ortalama % 4.1 artarken, 198083 döneminde f* 0.2'lik artış kaydetmiş. • Yeni ev inşaatı 196080 döneminde yılda ortalama 1,6 milyonken, 198183'te 1.3 milyona düşmüş. • Araba satışı 196080 döneminde yılda ortalama 7.9 milyon yerli araba iken, 198183 döneminde 6.3 milyona düşmuş. Yabancı araba satışı ise tersine yılda ortalama 1.2 milyondan 2.3 milyona çıkmış. Toplam araba satışı ise 9.1 milyondan 8.6 milyona duşmüş. • 198084 butçe açığı, 20 yıhn butçe açıkları toplamını aşıyor. Reagan iktidarı, tarihin en yüksek butçe açığı duzeyine ulaşmış. ÖSY Sınavı başvuruları ANKARA, (a.cu) 1986 Üniversitelerarası öğrenci Seçme ve Yerleştırme sınavına katılacak adaylar, başvuru kılavuzlannı çarşamba gununden itibaren okullardan sağlayabilecekler. Adaylar başvuru formlannı, yatıracaklan 6 bin lira sınav harcının makbuzu Ue birlikte 4 aralık tarihine kadar okul müdurluklerıne teslim edecekler. Bırınci basamak sınavı 20 nisan pazar gunu 58, ikinci basamak suıavı da 29 haziran pazar gunu 21 il merkezinde gerçekleştirilecek. Her kadının bir parfüm gardrobu olmalı Dünyanın bir numaralı parfüm yapımcısı Estee Lauder: Sonsuz eleştiri özgürlüğü Amerikalüar eleştiri yapmak istediklerinde sonuna kadar özgurler. îşte bizım ölçtilerimize göre çok ileri bir eleştiri özgürlüğü örneğı, Gazeteciler Sendikası'nın duvarını susleyen Başkan Reagan'a yönelık tkı ağır esprili eleştiri tablosu: Bırisınde "tutucu bir insanın gelişimi" çizilmış. (ustte)*^ tkinci tabloda Reagan'ın portresı ustunde 12'ye beş kalayı gösteren bır saat var. Tırnak içinde, beş dakıka içinde bombalamaya başlıyoruz" cumlesi yazıh (yanda). Tabiatı koruma kongresi ANKARA, (a.a.) Türkıye tkinci Tabiatı Koruma Kongresi bugün DSİ konferans salonunda başlıyor. Turkiye Tabiatını Koruma Derneği, kongrenin açılışında doğanın konınmasına katkılanndan dolayı bazı kişi ve kuruluşlara ödtil verecek. Türkıye tkinci Tabiatı Koruma Kongresi'nde çeşıtlı üniversite ve kuruluşlar tarafından Türkıye topraklanmn kullanımı, Türkiye su varlığı ve kullanımı, kırlenme, yok olm tehlikesi bulunan bitki ve hayvanlar ve korunan alanlar konularmda 54 bildirı tartışüacak. 20 kasım çarşamba günune kadar surecek kongre sonunda, bir de panel duzenlendi. Cezayir ve Yugoslavya sinemalan Montpellier sinema gunlerinde yoğun toplu gösteriler düzenlenmişti: Fransız sinemasuun ünlü oyuncusu Fernandel'in yirmi bir filmini izleme olanağı vardı. ltalya'mn tanınmış senaryo yazarları Age ve Scarpelli'nin kalemlerinden çıkan on sekiz yapıt, salonları dolduruyordu. Yedi fılm, Cezayir sinemasından bir kesit getirdi. lçınde bulunduğumuz Katalonya bolgesinin sineması, kısa ya da uzun on iki filmle varbğım, canhlığını kamtladı. Son yülarda ilgi gören "Yeni Yugoslav Sineması"ndan da 15 örnek sunuldu... ** Yeni bir koku keşfetmek, ona sahip olmak, kişiliğinizle bütünleştirmek, yalnızca yaşamınıza zevk katmakla kalmaz, bir kadının kişiliği için yepyeni bir boyut da sağlayabilir. Hatta bir kadının yaşamını değiştirebilir. 9 9 Haber Mefkezi "Bugün dtinyada en guçlü burnu olan ve çeşitli kokuları, nüanslanyla ayırabilen tek bir kişi var. O da Madam LauderT Bu sözler Fransız bir parfüm uzmanına ait. Sözü edilen ki$i de bugun dünyanın bir numaralı parfüm ve kozmetik yapımcısı Amerıkalı Estee Lauder. Estee Lauder kendi adım taşıyan parfum v© kozmetik kuniluşunu New York'ta 1946 yılında kurmuş. Önceleri çok sınırh bir muşteri kitlesine hitap eden Estee Lauder bugun binin üzerinde urün piyasaya suruyor. Bu ürünler 108 ulkedeki en şık mağaza ve parfümeriierde meraklılanna sunuluyor. TEK BtR KOKUYA SAPLASMAMALI Estee Lauder, basansını yaratıcılığına borçlu olduğunu söylüyor. Örneğin daha 1950'lerde kadınlar kendileri için parfum alma alışkanlığı edinmedikleri dönemlerde kadınlara öyle bir parfum sunmuş ki, bu dünyada kapış kapış satılmış. Adı "Youth E>ew". Yalruz, Madam Lauder'in bir özelliği var. "Youth Dew"dan başlayarak dönem dönem belirli bir "kadın göriıntusiı" yaratmak. O dönemde Estee Lauder'in hitap ettiği kadm turü, nazik, nazenin, bugünkünun aksine atak, canlı, hayat kadını olmadığı için koku da ona göre hazırlanmış. Biraz ağırca, ama çiçek tonlarının hâkim olduğu bir koku. Estee Lauder bu fikrinin çok tutması uzerine belli mevsimlerde çıkardığı kokulara uygun kadın turleri de ortaya atmış. örneğin bu mevsimin kadını onun için "çagdaş kadın", Her kalıba girebilen, canlı, hareketli... Yalnız Estee Lauder'in bir koşulu var. Kadın tek bir kokuya saplanmamalı, kendine ait bir "parfüm gardrobu" olmalı. Başka bir deyişle de giydigi giysiye, bulunduğu ortama göre koku kullanmalı. EN SEÇKtN MAĞAZALAROA Estee Lauder parfümün yaTÜ sıra, çok çe$itÜ makyaj malzemelerbi de hazırlıyor. Bunlann her cinsini bulmak mümkun. Ama sadece çok şık mağazalarda. Estee Lauder'in ba$lıca koşullarından biri urünlerinin çok "seçkin" butikler ya da parfümeriierde muşterilere sunulması. Estee Lauder marka parfüm ve makyaj malzemelerinin yanı sıra bir de erkekler için "Aramis" serisi var. Estee Lauder bu işe 1964 yılında, erkeklerin eşlerinin kokulannı surmeye pek merakiı olduklannı fark etmesinden sonra başlamış. Ondan sonra da işin gerisi çorap soküğü gibi gidivermiş. "Aramis" urünleri tıpkı Estee serisinde olduğu gibi dünyanın "en seçlrin" mağazalannda satüıyor ve sauş rekorlan kırıyor. Estee Lauder, uzmanhk dah olan kokular hakkında bakın ne diyor: "Yeni bir koku keşfetmek, ona sahip olmak, kişiliğinizle butiinlestirmek yalnızca yaşamınıza zevk katmakla kalmaz, bir kadının kişiliği için yepyeni bir boyut da sağlayabilir. Kokunun mukemmel bir armağan olması rastlantı degildir. Koku, seruvene giden yolun kapısını aralayabilir. Hatta bir kadının yaşamını değiştirebilir." Estee Lauder, ürünlerini Türkiye'de de yakında piyasaya sunacak ve bu amaçla 28 kasım günu bir "açüış" yapacak. Çağrüı sanatçılar Çağnb sanatçılar arasında, yönetmen Mario Monicelli ile on yıl önce gerçeklesürdiği "Sevgili Dostlanm" adlı filmin başoyunculanndan Ugo Tognazzi ve Bernard Blier de vardı. Uzun bir yemek masasında karşımızda oturan altmış dokuz yaşındaki Bernard Blier'üı guçlu belleği, olağan olarak sinema dunyası çevresinde donen konusmaları, ilginç anılarla besliyordu... Carne, Clouzot, Lizzani, Monicelli ve Scola gibi unlu yonetmenlerle çalışan, tıyatroda başladığı meslek yaşamında yüze yakın fılmde rol alan Bernard Blier, Jacques Prevert'den sevgiyle söz ederek unutamadığı bir anıyı aktanverdi: "Oğlum Bertrand'ın dogduğu sıralardı, (Bertrand Blier, bugun Fransız sinemasının ozgiin yonetmenleri arasında) bir film calışması sonunda. içki sofrasında Jacques bana Ugisiz bir soru \ooeltti: 'Sabah kahvaltısında rafadan yumurta yer misin?' Şasırmıştım, 'Neden sordun?' dedim. 'Oğlunun tüysuz başıyta yumurtayı sakın birbirine kanştırma, olur da karıştınrsan, sakın ekmeğini için banmaya kalkma*..." Baba Bernard unlu ozamn öğütlerini kulak arkası etmemiş. Oğlu Bertrand, aralık ayı başında yeni bir filmin çekimine başlayacak... Bu arada Türk sinemasından da söz ettik. Yılmaz GUney adı geliyor herkesin akhna ilk olarak. Geçen yıl ölen sanatçımn karmaşık kişiliği ve acı yazgısı üzerinde konuşuldu. Montpellier Sinema Gunleri sekizinci yaşına buyuk umutlarla giriyor. Büyukhık kompleksine kapılmadan gelişebilirse, önumüzdeki yıllarda Akdeniz ulkeleri sinemalannın durağı olarak Cannes, La Rochelle ya da Nantes gibi şenlikler ardında kendine önemlı bir yer bulabilir.. HalefoğluShultz görüşmesi ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Dışişleri Bakanı Vahh Halefoğlu'na bir mesaj göndererek, kendisıyle aralık ayında Brüksel'de yapılacak NA TO Bakanlar Konseyi toplantısı sırasında bir gtfritşme yapmak ıstediğini bildirdi. Diplomatık kanallardan yapılan mesaj teatısı sonucunda, HalefoğluShultz göruşmesinin 11 aralık turihinde yapılması kararlaştmldı. Shultz 'un mesajımn, Türkiye'nin mtizakereye açtığı usler anlaşmasına ilişkin görüşmelerde tarafların tutumları arasında tam bir tıkamklığın başgösterdiği sırada gelmesi dikkat çekti. HeT \fnJrin//oei >l1 s o ° b i n civannda göçmenin, ağırlıklı siyasi mülLJlUIUlMKİtl tecinin kabul edildiği ABD'de, ozel durumlarda daha buyük kitleler alınmak zorunda kahmyor. Milliyetçi Çin, Tayvan, Kore ve Orta Asya'dan, Meksika ve diğer Güney Amerika iilkelerinden yeni toplu gelenler, zencileri bir üst tabakaya çıkartmış. Aslında eski gelenlerin de geleneklerinden çok şeyi terk etüklerini soylemek zor. Ortak kültür, Ingilizceyi öğrenebilmekten ibaret sayılıyor. Çünku Ingilizceyi öğrenemeden yaşayıp ölenler oldukça kabarık. Her yerde, her dilden konuşmayı duyuyor, her kültüre uygun yaşama biçimine tanık oluyorsunuz. Kalabalık ve guç oluşturabilenler, ağırlıklannı sadece siyasal platformda, lobilerde değil, mimariye kadar bütün yasama yansıtıyoriar. Amerikan hamburgercileri kadar, belki daha fazla İtalyan pizzacıları ve Çin lokantalan var. tşte San Francisco'nun merkezindeki Çin MahaüesL Sokaklarmda Ingilizce yazılar bulunmasa kendinizi Çin'de sanabilirsiniz. Çelişkiler ülkesi New York'un kültür ve eğlence merkezi Broadtvay caddesindekı bir yüruyüş, Amerika'daki çelişkilerin en iyi sergilenmesi. 60 dolara ızlenebılen müzikallerm biletlen aylar oncesinden tükeniyor. Sanat merkezlerinin çok şık seyircilerinin arasına her türden, her ırktan sıradan Amerikalı karışıyor. Atlı polisin onunde kokaın satmak üzere seslenenden, tutsu otu ile birlikte Kuranı Kerim satana, konser veren müzisyene, portre çızen ressama, esrardan sızmış dilenciye kadar her türden insanın kalabalığı sadece sabahm şafak saatlerinde biraz azatıyor. Geceler ise gündüzlerden çok daha kalabalık ve ışıklı.