Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 EKÎM 1985 HABERLER CUMHURİYET/7 Calpçiler Evrerfi savundu Bugün yayımlanacak bildiride "Memleketin felaketli günlerinde kendisini ortaya atarak kötü gidişten kurtaran kişiye böyle tavır almak doğru değildir", deniliyor. Calp ve arkadaşlarının yayımlayacakları bildihlen deklarasyon, ikinci kez ertelenirken, "bazı milletvekillerinin Ankara dışında olmaları" gerekçe gösterildi. ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Halkçı Parti'de eski Genel Başkan Necdet Calp ve arkadaşlan, SODEP ile birleşmeden duyduklan endişeler için hazırladıkları deklarasyondan önce dün bir bildiri hazırladılar. Deklarasyonu imzalayan milletvekillerinin imzaladıkları ve bugün yayımlanacağı açıklanan bildiride. Genel Başkan Aydın Giiven Gurkan, SODEP Genel Başkant İnönü ve DYP Genel Başkanı Cindoruk'un, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Kastamonu'da yapiığı konuşma hakkındaki sözleri eleşıiriliyor. Necdet Calp ve arkadaşlarının hazırladıkları bildiride, 12 Eylül oncesi ülke uçurumun eşiğinde yuvarlandığı sırada Kenan Evren'in gereken müdahaleyi yaptığı kaydedilerek, "Sayın Cumhurbaşkanımı/ın sözlerini ele alarak De Gaulle'ü ornek gösterenler, başka biçimde konuşanlar, aslında dogru hareket etmemektedirler. (umhurnaşkanımıza karşı tavır almaları doğru değildir. Memleketin felaketli günlerinde kendilerini ortaya atarak arkadaşları ile birlikte kötü gidişten kurtaran bir kişiye boyle tavır almanın doğru olacağına inanınıyoruz. Kaldı ki, o felaketli günlerde olaya seyirci olanlar, bugün demokrasi havarisi kesiliyorlar. Bu şekilde hareket etmeye hakları yoktur" denildi. Ülkenin selameti açısından aşın sağ ve sola karşı duyarlı olunması ve bu konuda bütun partilerin birleşerek Cumhurbaşkanı'nın görüşlerine katılması gerektiği belirtilen bildiride siyasi parti liderlerinin TCK'nın 141 ve 142'nci maddelerine ilişkin verdikleri demeçler "sorumsuzluk" olarak nitelendirildi. HP yonetimine muhalif 20 milletvekilinin imzaladıkları ve cuma günu yayımlanacağı daha önce açıklanan deklarasyonun ikinci kez ertelenmesine gerekçe olarak "bazı milletvekillerinİB Ankara dışında olmaları nedeniyle imzalayatnadıkları" gösteriliyor. Deklarasyonun yayımlanmasından sonra HP yonetimine muhalif baz; milletvekillerinin de istifa edecekleri bildiriliyor. Eski genel başkan Necdet Calp ve arkadaşlan tarafından hazırlanarak partili milletvekillerinin imzasına açılan deklarasyonun yayımlanmasından sonra Halkçı Parti yonetimine muhalif bazı milletvekillerinin de istifa edecekleri l'ldiriliyor. Bir ikı gün içinde yayımlanması beklenen deklarasyona imza koyan milletvekıllerinden genel sekreter eski yardımcısı Selahattin Taflıoğlu'nun da bugun partisinden istifa edeceği açıklandı. Calp yanlibi Yozgat milletvekili Taflıoğlu, kendisiye birlikte başka milletvekillerinin de istifa edebileceğini söyledi. HP'de istifa eımesi beklenen milletvekilleri arasında eski genel sekreter Ydraaz Hastürk, Cemal Özdemir, Selçuk Akıncı, Şiikrii Yüzbaşıoğlu, Şükrü Babacan. Kazım İpek ve Arif Toprak yer alıyor. Niğde milletvekili Arif Toprak, yarın grupta bir konuşma yapacağını ve.tavnnın bundan sonra belli olacağını söyledi. Bu arada HP grup yonetimi, partiden istifalann sayısının fazla olmayacağı göruşünu savunuyor. Genel Başkan Aydın Güven Gürkan da, bugünden itibaren muhalefet içinde yer alan milletvekilleri ile gruplar halinde görüşmeler yaparak yakındıkları sorunları dinleyecek. DVYDUK/GÖRBİJK YALÇiN PEKŞEH Profesör zor durumda TV'de yeni başlayan "sabah program"larmdan bırini izledikten sonra yazdığım "Sabahın köründe TV programı" başlıklı yazıma çeşıtlı tepkıler geldi. Birçok okur "hislerine tercüman" olduğumu belirtirken bir de önerıde bulundular. Haftada iki gün sabahları saat 10.00'dan itibaren yayımlanan "Hanımiar Sizin İçin" programını da izlemem isteniyordu. Söylediklerine göre "bu programda da epey malzeme vardı.." Doğrusu televızyon eleştirmenliğı gibi bir mesleğe soyunmamak için once "gerek yok" diye düşündüm. Fakat anlatılanlar da kafamı kurcalamaya başlamıştı Özeliikle programda yer alan "Bizim Aile" üzerinde duruluyordu. Okurlar uzun süredir devam eden bu oyunun bir özetini de vermişlerdi. Ortada proiesör bir koca (Mücap Ofluoğlu), eşi (Nedret Güvenç) ve kızları (Nilgün Özhan) vardı. Nilgün adlı genç kız, Hüseyın Polatoğlu adlı bir ısadamının oğlu Yığit'le (Alev Sezer) mşanlanmak üzereydi. Bu arada profesör baba, bir görünüyorlardı. Hatta hoşnut olmak bir yana, hafiften çarpılmışlardı. Her çıkan eşyayı birbirlerine gostererek "Ay anne bak.. Halis ipekkk..", "Aman Allahım.. Kızım.. Şu nefis şalı görüyor musun.. Saf ipekkk.." gibi sözlerle ağızlarının sularım akıtıyorlardı. Belli ki hali vakii yerinde bir aileye düşmüşler ve zevkten "dört köşe" olmuşlardı. Hatta anne durmadan kızına "kızım... profesör babanın iki maaşını bir araya getırsen bunların birini bıle satın alamazsın" türünden sözler ediyordu. Üniversite profesorlerimizin durumunu bütün açıklığı ile ortaya koyan bu sözlerden biraz sonra profesör içeri gıriyordu. Metek hanım hemen kocasına dönüyor ve "Bak sana da pıjama yollamışlar... Evliliğimizden beri pijaman olmamıştı" diyordu. Bu sözlerden profesör maaşıyla bir pijama almanın bile mümkün olmadıgı anlamı çıktığı için profesöre "zavalh" gözüyle bakmaktan başka çare kalmıyordu. Konuşmalar da öyle bir havadaydı ki profesör baba (ve koca) bunca yıl geceleri külotfanileyle yatmak zorunda kalmıştı. Sonunda kızlarını zengin bir aileye vermişlerdi de adamın arka tarafı bir pijama görebilmişti.. "Hem de ipekkk..." • ** Daha sonra başka bir konuya geçildı. Bu kez karıkoca arasında eski sevgili nedeniyle ortaya çıkmış kıskançlık konusu işlenmeye başladı. Konuşulaniardan anlaşıldığına göre profesör eski sevgilisi ile sokakta karşılaşmış ve bir muhallebicıde oturarak bıraz konuşmuştu. İşte sorun buy•du.. Bu arada Melek Hanım'ın (Nedret Güvenç) kız kardeşinın kocasınm son derece çapkın, durmadan içki içen, eve geç gelen ve kavga cıkaran bir tip olduğunu öğrenıyorduK. Oyunda profesörün tüm uysallığına karşın, bu kocanın azgınlığı övülüyor gibiydi.. Çünkü azgın kocanın karısı ablasına sık sık 'Aman ablaaa . erkekler böyledir.. Aşağıdan alacaksm.. Bak ben kavga edıyor muyum" diyordu.. Sonuçta azgın koca tüm azgınlığına karşın mutlu bir yaşam sürerken, "ağzı var, dili yok" profesör zor durumdaydı.. YÖK derdi yetişmiyormuş gibi, profesör maaşıyla bir pijama bile alamıyor, eski sevgilisi ile ağız tadıyla bir muhallebi yiyerr.iyor, sokaktaki masum bir karşılaşmadan bile hırgür çıkıyordu. • *• Bir sonraki programda nişan töreni işleniyordu. Nişandan bir gece önce işadamı kayınpeder, profesörü bir gece gezmesine götürmüştü. Profesör gezintiyi kansına şöyle anlatıyordu: "Hanım meğer ben İstanbul'da neler olduğunu hiç HPTİ Palaoğlu: Partime bağlıyım ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Halkçı Parti içindeki kargaşa devam ederken istifa edeceği söylenen milletvekilleri arasındaki tartışmaların yanı sıra, kurulacak olan DSP'ye gidecek milletvekillerinin adları içinde görünen Sıvas Milletvekili Mustafa Kemal Palaoğlu bu tür haberleri yorumladı. HP Sıvas Milletvekili Mustafa Kemal Palaoğlu şunları söyledi: ".. Habere göre, Sayın Rahşan Ecevitle görüşen ban sayın milletvekilleri, kurulacak olan partide benim de görev almamı bahis konusu etmişler. Sayın Rahşan Ecevit ise "bunu kabul ettiremeyiz" demiş. Bunu üziıntuyle karşıladım. Çünkü ben, kurulacağı söylenen demokratik sol parti ile ilişki kurmayı, orada siyasal olanaklar aramayı diişttnmedim. Bunu düşünse idim, açıkça ve kendim yapardım. Dognıdan ya da dolaylı olarak böyle bir şey yapmadım. Sayın Rahşan Ecevit'le görüşen sayın milletvekillerinden de, hiç kimseden. hiçbir zaman böyle bir dilegim olmadıgı gibi, bu anlama gelebilecek veya böyle yorumlanabilecek bir tavnm da olmadı. Aduna bu şekilde konuşulmasını miimkiin kılacak hiçbir şey yapmadım. Eger yapılmışsa, adıma yapılnuş olan bu siyasi yoklama. beni hiçbir anlamda ve ölçüde bağlamaz. Ben Halkçı Partiliyim., Partime, onun disiplinine, organlanna ve kararlanna saygılıyım ve bağlıyım. Birleşme konusunda da iyiniyetli ve açık eleştirilerim olabilecegini, ama bu konuda alınan ve alınacak karariara saygılı ve bağlı olacağımı, en az bir ay önce, Nokta Dergisi'nin bir sorusuna verdigim yanıtta da ifade etmiştirn. Bu anlayış içinde, her konuda olduğu gibi birleşme konusunda da düşüncelerimi özgürce söyledim, yazdım. Partimin küçük kurultayında sadece ben konuştum. Ne yazık ki bizde özgür düşünce, açık ve dürüst eleştiri çoğu zaman yanlış anlaşılıyor ve bunu yapan bir kiraseye, 'partisinden kopuyor, kopması gerekiyor' nazanyla bakılıyor. Oysa ben partime bugün, dunden daha çok bağlıyım." Canver: Mecliste son 5 yıhn Demirel 5 yd aradan sonra dış politikası tartışüsın H P Genel Sekreter Yardımcıst Türkiye'nin NATO'ya girdiği güriden beri bu ittifakın güçlenmesi ve ABD askeri yardımına dayalı dış politikası yüzünden özellikle Yunanistan 'a karşı Ege ve Kıbrıs'la ödün politikası uygulandı°ım ve ülkenin ulusal çıkarlarınm her gün artan biçimde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduÇunu belirtti. Cüneyt Canver, ülke çıkarlan açısından özellikle Yunanistan ve Bulgaristan ile sorunlar esas olmak üzere son beş yılda izlenen politikamn Mecliste tartışılmasının bir görev haline geldiğini söyledi. ANKARA, (ANKA) HP dımına dayalı dış politikası yüAdana Milletvekili ve Genel Sek zünden özellikle Yunanistan'a reter Yardımcısı Cüneyt Canver, karşı Ege ve Kıbrıs'ta ödün poYunanistan'ın NATO'nun askeri litikasının sürekli uygulanması kanadına yeniden dönmesi ve sonucu ülkenin ulusal çıkarlanBulgaristan Dışişleri Bakan Yarnın her gun artan biçimde yok dımcısı İvan Ganev'in bu ülkedeolma tehlikesiyle karşı karşıya ki Türk azınlık haklan konusun bulunduğu belirtti. daki iddiasını TBMM gündemi"Öyle ki, izlenen ödün politine getirdi. kalarının sonucu birçok komşu Canver, Dışişleri Bakanı Vahit ulkeden Türkiye'ye yonelik hakHalefoğlu'nun yanıtlaması istcsız talep ve uygulamaiar giderek miyle TBMM Başkanlığı'na verartmış ve bu ülkelerde vaşayan diği soru önergesinde, Türkiye'Türk azınlıklara karşı baskıcı nin NATO'ya girdiği günden be yöntemler de endişe verici boyutri bu ittifakın güçlenmesi ve lara ulaşmıştır" diyen Canver, ülABD'nin ekonomik/ askeri varke çıkarlan açısmdan özellikle Yunanistan ve Bulgaristan ile sorunlar esas olmak üzere son beş yılda izlenen politikamn TBMM'de tartışılmasının zorunlu bir görev haline geldiğini kaydetti. Canver bu çerçevede Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'ndan şu sorularm yanıtlanmasını isıedi: "Türkiye, Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına yeniden dönmesine hangi ııluslararası gerekçelerle ona> vermiştir? NATO'nun bu konuda Türkiye'ye bir taahhtıdü var mıdır? BuVgaristan'daki Türk azınlık haklan konusunda son beş yıl içinde herhangi bir yeni anlaşma yapılmış mıdır? ABD ile Türkiye arasında aralık ayında yenilenecek olan Ekonomik ve Savunma İşbirliği Anlaşraası ile ilgili görüşmeler hangi aşamadadır? Turkiye'deki ortak savunma tesisleri yonetimlerinin. söz konusu anlaşmanın yenilenmesi çerçevesinde ABD'ye verileceği yolundaki iddialar doğru mudur?" Isparta'ya gidiyor ISPARTA (Cnmhuriyet) Kapatılan AP'nin Genel Başkanı Süleyman Demirel, perşembe gunu Isparta'ya gelerek hemşehrileri ile hasret giderecek. Alınan bilgiye gore, perşembe günü Ankara'dan Isparta'ya gelecek olan Demirel, Keciborlu yol ayrımında Ispartalılardan oluşan konvoyla karşılanacak. Eski başbakanlardan Demirel'in 5 yıllık bir aradan sonra Isparta'ya gelerek hemşehrileri ile göruşme yapacağı belirtildi. Süleyman Demirel'in Isparta'yı ziyareti ile ilgili bilgi verilmedi. "İrtica" Meclîs gündeminde d^nelkurmay Başkanı Orgeneral Secdet C'ruğ'un konuğu olarak yi gtmekte olan Çin Halk Cumhuriyeti Ger e s m e n ;j>Hlret nelkurmay Başkanı Dezhi Yang, dün Istanbul'dan Ankara'ya geldi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral L'ruğ'la görüşen Orgeneral Yang, "Türk Silahlı Kuvvetleri çok kuvvetli, aynı zamanda çok iyi savaşçıdır. Bu ziyaret sırasmda Türk Silahlı KuvvetlerVnden oğreneceğintiı çok şey var" dedi. Orgeneral Üruğ da, Türk Silahlı Kuvvetleri hakkındaki her türlü bilgileri konuk Genelkurmay Başkanı'na verebileceklerini söyledi. Konuk komutan daha sonra Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından kabul edildi ve Çin Cumhurbaşkanı LiŞianyan ile Başbakan Zao Ziyang'ın iyidilekleriniiletti. Aynca Çin Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Uyesi Ersin ve Milli Savunma Bakanı Yavuztürk 'u ziyaret etti. Türkiye SHP okişmadan K a y a örgütlenmesini • Haber Merkezi SODEPHP örgütlerinin birleşme ve bütünleşme işlemleri sürüyor, Tekirdağ ve Çorum'dan sonra Erzurum, Sıvas ve Konya'da da bu birleşmeden doğan SHP'nin geçici il yönetim kurulları belirlendi, asbaşkanhğa ŞODEP'li ıl başkanları getirildi. Buna gore Konya'da Rccai Ersoy, Sıvas'ta Nadir Gürsen Ünal, Erzurum'da da Kenan Gürel yeni partinin geçici il başkanı oldular. E r d e m ANAP seminerinde konuştu: lütniad, Işçimemura b i r Parti içi kış dönemi seminerinin ilki dün Şan Sineması 'nda yapıldı. Seminerde Erdem 'den başka Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Kalemli ile Keçeciler katıldı. İstanbul Haber Servisı ANAP İstanbul İi Örgutü Başkanhğı'nca düzenlenen 198586 kış dönemi partiiçi semirlerinin ilki, dun İstanbul Şan Sineması'nda yapıldı. Seminerde konuşan Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, geçmiş iktidar dönemlerinde işçi ve memurların ezilmesî nedeniyle şimdiki hükumet ne verirse versin bu açığı kapatamadıklarını söylerken, "Bu kesinte bir oh dedirtemedik" dedi. iktidann uygulamalan konusunda vatandaşın ikna edilmesi gereğini \urgulayan Erdem, bir müddet sonra vatandaşın, "Evet bunlar haklı>mış, sabretmedik. Haksız mucadelede bulunduk" de>ip, ANAP'a daha fazla gonülce bağlanacaklarını öne surdu. Ka>a Lrdetn, "Lvguladıgımız ekonumik prugramla enflasvunu >uzde 40' ın altına indirdik, ınarl a\ında da >u/de 30'uıı allına inecek, I4»6'da yıızde 25'le tutulacaklır" >cklındt; konuştu. Başbakan Yaıdımcısı Kaya Erdem, Kure'dekı <;on IMF toplantı.M sırasında "Kore haşbukanı vc çük sa>ıda bankacının kendisivk goru>nıvk istediklerini ve uvjuladıklurı ekonumik politika konusunda likriııi »urduklarıııı" ü ""Uonüp ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) YOK Başkanı Prof. İhsan Dogramaa'mn "YÖK'e karşı olanlar irtica içindedir" sözleri TBMM gundemine getirildi. Hatay Bağımsız Milletvekili Murat Sökmenoğlu, bu konuda Başbakan Turgut Özal'a yönelttiği soru önergesinde Doğramact'nm Başbakan Turgut Özal'a yönelttiği soru önergesinde Doğramacı'nın zihniyeti karşısında bir tedbir alınıp alınmadığını sordu. Sökmenoğlu, "Atatürk'ün 1985 Türkiye'sinde bağımsız harekel eden ve anayasal bir kuruluş olan YOK, kime karşı sorumludur? YÖK, TBMM'ye ve onun vekillerine karşı sorumlu değil midir? YÖK, aziz Türk milletine karşı da mı sorumsuzdur?" dedi. Murat Sökmenoğlu, Devlet Bakanı Mesut Yümaz tarafından yanıtlanmasını isteyerek TBMM Başkanlığı'na sunduğu sözlü soru önergesinde de Basın Yayın Enformasyon Genel Müdurluğü'nün dış ülkelerde faaliyetlerini arttıran "bolücüyıkıcı" teşekküllere karşı ne gibi tedbirler alındığını da sordu. Sökmenoğlu, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu tarafından yanıtlanmasını istediği soru önergesinde de, yabancı ülkelerde çalışan Turk işçilerinin çocukları için Ankara Üniversitesi Turkçe Eğitim Merkezi'nin şubeler açabilmesi konusunda ne gibi çahşma yapıldığını sordu. Bu arada HP Tokat Milletvekili Enver Özcan, TBMM'de yaptığı açıklamada DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindorukun "Türkiye'de irtica yoktur" sözlerini eleştirdi. yerde eski sevgilisi ile karşılaşmış ve bu olay ailede sorun yaratmıştı. "Bizim Aile" TV ekranında bu sorunları çözmeye uğraşıyor, hanımlarımıza örnek oluyordu. Dizinin bundan sonrasını bir kaç sabahı feda ederek izlemeye başladım. Konu bana önceden aniatıldığı için gelişen olayları kavramak güç olmadı. • * • İzlediğim programların iikinde mşanlanmak üzere olan genç kıza damat ailesi tarafından yuzgörümiüğü gönderilmişti. Ana kız eşyaları paketinden çıkanrken oyun başladı.. Anne (Melek Hanım) ile kızı (Nilgün) bohçadan çıkan eşyalardan çok hoşnut kalmış bilmiyormuşum. Herşeyi ilk kez gördüm." O gece Emel Sayın'ın şarkı söylediği gazinoya "bile" gitmişlerdı. Yıne kendi sözlerine göre profesör "görmemişe dönmüştü." Bana göre ıse "görmemişe dönmemışti", resmen "görmemişti" adamcağız.. Bu gece gezintisi sayın profesörün işadamı kayınpedere karşı olan duygularını da değiştirmişti. Bunu şöyle açıklıyordu: "Yahu adam ne paralar harcadı.. Yani benim bir aylığımla böyle bir gece yaşanamaz... Üstelik adamda, bazı okumuş kişilerin kabasaba hallerinden de eser yok." İşte sonunda profesör de paranın gücü karşısında kafayı bozmuş, işi neredeyse yaşam felsefesini değıştırmeye kadar vardırmıştı. "okumuş" kişileri "kabasaba, tatsız olarak nitelendiriyordu. * ** "Bizim Aile"nin sayın yazan acaba böyle mi demek istemişti bilemiyoruz, ama TV'mizin sabah programından çıkan sonuç şuydu: "Bilim adamı olup da ne olacaksınız.. Paranız pııama almaya bıle yetmeyecek.. En iyisi siz de Bay Polatoğlu gibi bir işadamı olun ve yaşamın tadını çıkarın" Program bittikten sorira kendl kendime "acaba öküzün altında buzaği mı arıyorum" diye düşündüm. Fakat hayır. Buzağı aramaya gerek yoktu. Çünkü buzağı neredeyse da* naya donüşmüştü. AHMETTAN ANKABATA^I Hava Muhalefeti ULAŞTIRMA Bakanı Veysel Atasoy telefon hattı açılışı yapmak konusunda PTT paşası kadar deneyimli değil. Geçenlerde başına gelen aksilik biraz da bu yüzden. Açılışta Atasoy önce nutuk fazlaşını icra etti: İşbu gördüğünüz tesisler, dünyada sadece dört yerde bulunan en modern, en ileri anten tesisleridir Şimdi telefon numaralarını çevirince dünyanın öteki ucu ile konuşmak mümkün... işte şöyle.. Atasoy tuşlu telefonu çevirdi. Çıt yok. Tekrar. yine çıt yok. Bütün ahali ağzı açık "bakan"ın dünyanın öteki ucu ile yapacağı konuşmayı bekliyordu. Atasoy tepesindeki güneşten değil vatandaşa rezil olma korkusundan boncuk boncuk terliyordu. Son bir daha denedi. Yine çıt yok. Teknik yetkililer bir anda seferber oldular. Petek'ten sesler "PETEK" otobüsü ile yapılan son gezide garip şeyler oldu. Şoförü gece Ankara'ya dönülürken direksiyonda başını zor tutuyordu. Uyudu uyuyacak gibi idi. Genel Sekreter Taşar ile Genel Başkan Yardımcısı Keçeciler otobüstekilere hep birlikte şarkı söylemeyi öneruiler. Ancak Keçeciler'in söylediği şarkılar hep ilahi havasında ağır aksak parçalardı. Bu yüzden uyku açmak yerine uyutma tehlikesi taşıyordu. Taşar olaya el koydu. En son şarkıları söylüyordu. Bir ara uykuları iyıce açmak için olacak, bir de marş söylemeye başladı: 1 Mayıs... işçinin emekçinin bayramı.. Genel sekreterin "Uberalızm"ınden Ankara Milletvekili Rezzan Şahinkaya'da etkılenmiş olacak ki, o da Nazım Hikmet'ten şiir okumaya başladı: "Trik trak.. trik trak.. Makinalaşmak istiyorum... Gazeteciler ANAP ileri gelenlerinin bu davranışlannı "uyku sersemliklerine" verdiler. dedirtemedik uAAiı^ııııuua »allhl ıuıkl)C UU HPSODEP birleşmesi için il başkanlan ne diyor? RtZE Hasan Tnncer Türiit (SODEP il başkanı) HP ile birleşme olayına bakışımız SODEP'in birınci kurultayında başlar ve bu birleşme kararı da bu kurullayda kesinteşmiş ve planlanmıştır. Rize il örgütü olarak tüm sosyal demokratlann birleşme arzusu ve isteğindeyiz. Bu istek, aylardır tabandan gelmektedir. Bu görkemli isteği kulak ardına atamayız Halkımızın bu haklı ve tsabetli isteğine 67 ilimîzin başkanı ve örgütü bir kez daha evet diyerek ikinei küçuk kunıltayda da gündeme gelen bu birleşme istemine karşı çıkan olmadı. Rize'de SODEP ile HP bir dayanışma ve kaynaşma içerismdtdir. Çalışmalarımızı yannlar için sağlıklı biçimde Rize il örgülleri olarak bilinçli biçimde sürdUrmekteyiz. Ali Baba Çillioğlu (HP il başkanı) Bu karar aylar önce alınmahydı. HP olarak gerçek özveriyi bizler yapıyoruz. Güçlü ve kuvvetli bir sol çizgi için HPSODEP ve hatta kurulma aşamasındü olan DSP de bir an evvel birieşmelıdir. HP ıl örgtitü olarak SODEP ile birleşmeyi saygı ve sevmçle karşılıyoruz. Rize'de SODEP ve HP'nin kalpleh zaten beraberce aııyordu. Tüm yurtta olduğu gibi Rize 'de de sol daha sağlıklı biçimde guçlenmekıedir. Rize'deki parti ve tokallenmizi şimdiden birleştirmiş bulunuyoruz StRECEK tıyor havasında idi" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli de seminerde yaptığı konuşmada, eğer önlem alınmazsa SSK'nın işçi emeklilerine maaş odeyemez hale geleceğini belirtirken, Türkiye'de emekülik yaşınm çok düşük olduğundan yakındı. Mustafa Kalemli, SSK hastanelerinin hiçbir yere devredilmeyeceklîrini başhekimin başkanhğında içlerinden sevrlecek bir heyetle yönetileceklerini söyledi. Daha sonra soz alan Mehmet Keçeciler, seminere katılanları "rütbeli ANAP'lılar" olarak nitelerken, "İktidar ile millet arasındaki köprü vazifesini leşkilatları aracılığıylu kurabilen siyasi teşekküllerin, siyasi rakiplerine galebc çaldıklarını tarihten net bir şekilde gorebiiiriz." dedi. Kececiler, "Mutlaka ki aynı ideale hi/mel eden partili kader arkadaşlarımı/.ın dertleri ve sıkıntılan ile ilgilenmek mecburiyetindeyiz. Fakat bu, partizanlık yaparak gercekleşilirilmez" şekünde konuştu. Mehrnet Keveciicr, nuıhalefeıc dc çatarak, muhaiefetin kendilerini ka\ga>a daveı eiüğini İJdia cııi \e "Bunları ceva|)laıııaınak için kendimizi, nd>ııısizi zor!u>oru/" dedi. ! î ^ yok î taslağı ANKARA, (Cumhuriyel Bürosu) Adalet Bakanı Necal Eldem, Türk Ceza Yasasını Yenikme Komisyonu'nun ölum cezalarının mahkemelerce oybirliği ile ahnmasına ilişkin ilke kararının, "uygulama kabiliyefi olmayacağı" gorüşunü savundu. Eldem. "Bülün alternatifleri kapsayan hazırlıklanmızı Bakanlar Kurulu'na sunduk. Bundan sonrasına Bakanlar Kurulu karar verir" dedi. Eldem, Cumhuriyet'in Turk Ceza Yasasım Yenileme Konıisyonu'nun ilke kararlanna ilişkin sorusunu yanıtlarken, kişisel görüşunün olum cezasına ilişkin mevcut yasal duzenlenıcnin korunması biçiminde olduğunu sövledi. komisyon çalı^malannı ctkilenıemek için gorüşunü kişisel olarak açıkladığını vurgulayan Eldem. ölüm ce/alarının mahkemelerce oybirliği ile alınmasına ilişkin kararın, uygulama >eceneğı olıııaşacağını kaydeıu. İııiaz Yasası'nıia biı dcğişikik sapılması konusunda bir calışma vuruinıodıklcrini ifadc oden hldeııı. "'i/ buiıın fikri ha/ırlıgıını/ı laınamladık. İhliınalk'ri içfri'tı bir lasarı laslatı lıa/ırlannıış degil. Sadece bu konudaki ha/ırlıklürnti!/ !:Ü:.JİII" UCJİ. Odem: Af çb 8ar Bir süre sonra ış anlaşılGi. Sorun son derece modern ve hassas olan cihazın uzun süre güneş altında beklemesi yüzünden devrelerinin "yumuşamış' olması idi. Bu kadar ileri teknik, bizim güneşimize biraz fazla gelmişti... Çaysız muhabbet PARLAMENTO Muhabırleri Derneği Başkanı Rafet Genç, Mecliste Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler'in koluna girdi. Sayın Bakan gelin size arkadaşlarla birlikte bir çay ıçirelim. Ne faydası var? Faydast muhabbet. Gazeteci ile muhabbet olmaz. Hemen yazarsınız. Yazmayız. Siz yazmasanız bıle başkasına anlatırsınız. o , yazar. Başıma geldi. Giden bırini arabama aidım. Yazma dıye yemın verdırdım. Gıttı, başkasına yazdırdı. Muhabbetle telafı edelim şimdi. Kardeşim beni unutun artık Beni yok sayın. Benden bahsetmeyın. Sıze söz veriyorum. mükellef bir ziyafet çekeceğim O zaman da ziyafetfnız d:llere destan omi. Hay Allah. yahu. Muvazaa TBMM'de muhalefet kulisi iktıdarınkıne gore çok daha hareketli. Bu hareket bıraz muhaiefetin turlü ceşitli hale gelmesinden biraz da muhalefet milletvekillerinin açık sözlülüğünden gelıyor. HPIi Günseli Özkaya yanında oturan MDP eski lideri Sunalp'i gostererek bir kardeşim, beni gazeteciye şöyle diyor: konuşturmayın Konuşan HP muvazaa partısi olsa bakanın başına ış gelıyor idi benim orada ne işım Ömrü en uzun bakan, en az vardı? Oyle olsa idi ben konuşan bakan. Sunalp Paşa'nın yanında Size artık bir şey olmaz. olurdum. Sayın Başbakan sızı zaten Sunalp Pasa her zamanki dinlenmeye aldı. 1988e rındlıgı içinde. kadar verınız garantı. Günseli bu sözü bizim Sahı mı hay ağzma parti ile ilgili söylemiyor, sağlık. Öyleyse ben işımın yırmı bes yıllık başına doneytm. Çayı da si2 dostluğumuza binaen kendınız ıcın. söylüyor