23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 EKİM 1985 CUMHURİYET/11 S O P R A NO SEMİHA BERKSOY'un A N I L A R I 54 yü önceki Cumhuriyet: SINYORINA KARA GOZLU Nazım Hikmet ve Fikret Mualla ile mektuplaşmaları SINYORINA Biryüdız doğuyor Nazım Hikmet'in yazdığı Kafatası piyesinde sahneye çıkarak "Sinyorina, Kara Gözlü Sinyorina" şarkısını söyluyor. Piyes çok başarılı, ancak iki gun sonra yasaklanıyor. Bu piyeste Fikret Mualla da sahneye çıkıyor. Ufak bir rolii var. Her zamanki gibi parasız Mualla boylece biraz yolunu buluyor."Osıralarda ben Tepebaşı'nda Gül Apartmanı'nda oturuyordum. Nazım Hikmet ve Fikret Mualla sık sık benim eve gelir giderlerdi. Ben Nazım 'a âşıktım, Fikret de bana. Fikret Mualla, benim Nazım 'a olan aşkımı bilirdi, hatta ben Nazım için oykiı yazdığımda Mualla bu oykü için desenler çizmişti. Nazım 'ı vapurda görünce o kadar sevindim kı, hemen yanına gittim. Ne diyeceğimi pek duşünmemiştim, kurtulmasına ÇOK sevindiğimi filan söyledim, sonra "Evimde bir çay içmeye davet etsem gelir misiniz?" dedim. Çok seyindi, gün kararlaştırdık. Hemen gidip Japon mağazasmdan bir çay takımı aldım. Üstünde kuş desenleri vardı. Kırmızı gelincikli elbisemi de giydim. Zil çaldı. Nazım geldi... " FÜSUN ÖZBtLGEN Şarkt sozlenni Hıkmet'tn yazdığı a lurkusumuRuhumuzda dönen sinyorinalar zikal oyununüa \azun başrnlunu oynadım.Va/oı arkadasım MuSevim Rol ammer Karaca'ydu Bu oyunun ilk sahneye konuluşunda ise koroda rol alıyordum ve sozlerini Saztm'ın yazdığı şarkılan soyluyordum. Şarkılan bugun de o gunku kadar berrak hatırlıyorum: Çalar armonikler, inler gitar / Ruhumuzda donen sinyorinalar J Girer gibi suda yayılan aya / Bırakalım kendimizi tangoya / Sesler ısık olur renk olur gelir / Seslerin ruyasıdır tanga, tango / Aydın dık gecelerden yukselir / Bir masal dunyasıdır tanga, tanga. (Okla işaretli olan benim Yalova Turkusu'ndeki halim) Nazım hn aşzından Kafatası piyesi BİR ŞEHİR BERBERİ Kafatası piyesinde Semiha 'nın soylediği "Karagozlu Sinyorina" nakaratımn yer aldığı Nazım'ın şüri. N azım Hikmet Kafatası piyesını yıllar sonra Moskova'da sahne oyunlanna ılış'kın anılanm yazarken, genış genışanlatıyor. Muhsin Ertuğrul kendısinden bir hafta tçınde verırse, sahneye koyabıleceğını soyleyıp bır'pıyes ısteyınce, Nazım duşunmeye başlar: "Bir hafta ıçinde ne yazabıhrım diye duşundum. Akhma polısin eline geçıp yıtirilmiş Kafatası pıyesimın konusu geldi. Yalnız maddı değıl, manevı değerlerı de mal yapıp pazara çıkaran kapitalizm... Dolaryanda denen bir ulkede Dalbanezo isimlı çok fakir bir profesor verem aşısı buluyor, daha doğrusu aşının, nazarıyesini. Verem sanatoryumları trostu telaşlanıyor. Profesore şoyle bir teklif yapıyor. Aşınızı gerçekleştırmek ıçın gereken parayı, laboratuvarı biz size sağlayacağız. Ama sız belırli bir sure, aşınızı bir yana bırakıp ıneklerımızı tedavı edeceksınız. Profesor razı olmuyor buna ılk once, ama sonra boyun eğıyor. Ağır verem kızını da alıp, belırli bir sure ineklerı tedavı etmek ıçın sanatoryumlardan bırinin laboratuvanna yerleşiyor. Fakat konturatodaki sureyi bekliyemıyor, aşıyı gerçekleşurip kızım kurtarması lâzım. Aşıyı gızlıce ıstıhsal ediyor, ama kızına yapama Ben ne tarih hocasryım ne de coğrafya. Beni ancak dört koşe bir taş ambar kadar aiâkadar eder Ayasofya! Beni Şişli'de yalnız bıraksamz Maçka'nın yotunu bulup gidemem, yani demem o demek ki, sanmayın ki elinize ala Bedeker bir rehber Hayır ben vereceğim. size dört başlı bir şehrin içinden Haber Bir armağan ^^ Sa mi Coşar, bir Moskova gezisinden sonra Nazım Hikmet ve Ekber Babayef ile birlikte çektirdiği bu fotoğrajı bana armağan etmisti. Ortadu Omer&am' coşar, solda Ekber Babayef, sağda .Mazun. dan yakalanıyor ve konturatoyu bozduğu, tazminatı veremedıği ıçın hapse atıhyor. Çıkıyor. Sırkte fuguranlık ediyor. Oluyor. Morgta kafatasını bıle satıyorlar. Ana çizgisinı anlattığım bu pıyes, ancak uç gece oynanabildı Istanbul'da. Dorduncu gunu Ankara'nın emriyle yasak edildı Bahanc dıye de baytarların protestosu one suruîdu. Pıyeste profesorun (ben baytar değılım, meklere bakamam) dıye bır replıkı var Ama asıl sebep, promıyerden sonra seyircilenn, buyuk çoğunluğu gençlık \e ışçiydi vapukları gosteri. Salondan bır saaı çıkmadılar. Bızı hesapsız kere, sahneye çağırdılar. Nihayet ben arka kapıdan çıktım, ama sokak ağız ağıza ınsan doluydu Beni ortalarına aldılar ve bır cemmı gafır halinde gece yarısı lstıkıâl Caddesi'e çıktık. Ayni şey uç gece tekrar etti. Sonra dedim ya, yasak. Kafatası, Turkiye'de, Meyerhold Okulu'nun kımi prensıplerıyte sahneye konulmuş ilk piyestır sanıyorum. Dedığım gibi, bu okukın butun prensiplerıyle değıl, kimı prensiplerıyle. Bn piyesi 951'de sanırsam, Moskova Radyosu bır kaç kereoynadı. Bır kaç yıl once de Gence Dram Tıyatrosu'nda seyreımek nasıboldu. Ekber Babajet ve Azerbeycanlı romancı ve dram yazarı Memı Huseym'le seyrettık. Ustat beğendi, hem o>nanışı, hem piyesi. Ben oynanısi beğendım, piyesi vazdığıma pışman değılim ama piyesi beğenmedım." vereceğim. Bu şehrin ^ basılır hep aynı şekitde coğrafya kitaplarında resmi. Dört çeşit yazılır fakat Bu resmin alttna ismi: Konstant i n i y y e, K o n s t a n t i n o p o l Dersaadet, Istanbul. Çalsın Maksimbarm cazbant kolu Çal bre kara kopeoğlu, anlatayım K o n s t a n t i n o p o l u, Yüzük, bilezik, gerdanlık, küpe, muslin, krepdöşin, tul, ipek Şu herif de karıma sersemce kur yapıyor pek. Pudra, lavanta, lavanta, pudra, kozmatik, tarak Kocam bakıyor beni bırak Haniya Şampanya? Kuzum kızım bir daha iç.. Bakara, poker, bakara, poker briç Bir iki Bir iki uç üç iki Bir üç Vaaals. Vals.. Sinyorina kara gözlu Sinyorina. Gözterinden yanağına düşen beni görmeyelım ört yuzune yelpazeni Sinyorina kara gözlü Sinyorina geletim mi kollarına Sinyorina... Sinyorina. Sinyorina. Sinyorina Çalsın Maksimbarm cazbant kolu Çal bre kopeoğlu anlatayım Konstantinopolu... dı>e kadar her >erde 1913 olarak geçtı Nufus kâğıdım değışırken, nufus memuru doğum larıhımı yanlış yazmıştı, doğrusu ben de sesımı çıkarmadım Şımdı madem sız benim yaşamımı yazıyorsunuz bunu da olduğu gıbı vazın. Ben her şeyın doğru olarak tarıhe geçmesını ıstıyorum." Bu ufacık kadınlık hilesını bıle durustçe ıtıraf ederek başladı, Semiha Berksoy anılanm anlatmaya 1910 yıhnda Çengelkov'de doğmuştu Babası Merkez Bankası mensuplanndan Zıya Cenap Berksoy, annesı ıse muzık ve resme kabılıvetlı.bır genç kadın. Fatma Saıme Hanım. 78'yaşlarında yıtırdigi annesının kendısıne ogrettiğı rontlan hamlıyor, bnhkte bovadıklan boyama kıtaplarını halen sakhyor Semıha'nın guzel sesı voruk olan atalanndan geliyormuş. Sesinın guzellığı çocuktuğundan ıtıbaren dıkkat çekıyor Genç kızlık çağlannda Kadıkoy'de oturuyorlar. O zamanki tıvaıroları, operetleri ılgi ile ızlıyor ve evde kend\ kendıne parlak valdızlı elbıseler dıkıp, danslar ederek sahnede ızledıklerını taklıt ediyor. Bu sıralarda Turkıye'de de haylı unlu bir Amerıkalı tılm aktrıstı \ar Colleen Moore. Semiha gıderek kendını bu artıste benzelıvor Saçlarını avnen Moore gıbı tarıyor Vuzu de oldukça berm\or. Tum çevresı kendısını (Kolın Mur Semiha) dıve lağrıyor Colleen Moore ve kendısının o sıralar çektirdiği ıkı fotoğratı >an >ana kovup bakıvoru? Gerı,ekten de ıkız kardeş gıoı bırbırlerıne benzıvorlar Semiha bir gun oturup Colleen Moore'a bir mektup yazıvor \e bir de benzeven fotoğrafmı >olluvor". Yıl"l928, Semiha 18 yaşmda Bu mektuba Moore'dan ımzalı bir fotoğrafla, dostça bir vanıt gelıvor Semiha oıurup bir mektup daha yazıvor Bu mektubun orneğim saklamış Mektup şo>le"21.10.1929 Aziz muhibbem, Mis Colleen Moore, Çapkın Kız ismindeki filmimi yakında Amerika'da goreceksiniz. Muvaffakiyetlerimi bana lulfen bildirıni/. tkinci niraira "Şe.>tanın Bacakları'Mır. Rejisörum F.rtuğrul Muhsin'dir. Bir iki sene içinde Amerika'ya gelecegim. Hollv»ood"t» iki ve uç seneden zijade kalmavacağım. Çunku Munih Operası'nda bu zaman zarfında bulunmam lâzımdır." Tabıı ortada ne bu fılmler var, ne opera. ne \merıka volculuğu, ne Munih Operası. Henuz vaşamında h\ç opera görmemıs bır genç kızın, ABD'de meşhur bir Tılm aktnstıne yazdığı bu hayal dolu mektup, birkaç yıl sonra gerçekleşecek \e Semiha Berksoy, Hollvvood'da gıdıp fılm çevırmese de gerçekten ılk seslı Turk fılmınde başrol o^nayacak, fılmın çekımı ıçın Parıs'e gıdecek ve 10 yıl sonra Almanya'da başarılı bır opera sanatkârı olarak temsıller verecekttr. Film setinde bıraz dotaştım, sonra Bursa'ya Neyse bız donelım 1928 yılına Semiha Berkhaptshaneve gittim. Mudure çıktım. Nazım Hiksoy, o yıl Istanbul Kız Lisesı öğrencısı. Bır gun met'i gormek istedığımi so\ledım. Mudur niçin bir arkadaşından duyuyor kı, Istanbul Konsergormek ıstedigimi sordu. Ben de onun >azdıgı vatuan'na sesı guze! olanları öğrencı olarak alıKafatası pıvesınde ovnadıgımı, arkadaşım olduyorlar. Elmde okul çantası ve onluğu ile kongunu sovledım. Mudur çok anlayışlı idı. Naservatuara gıdıvor Nımet Vahıt Hanım sesını zım'a da saygılı ıdi. Hemen Nazım'ı çagırdı. Naşöyle bır dınlıyor ve derhal kaydını yapıyor Dazım geldi. Beni gonınce sevindi. Biraz konuşha sonra ÎNımet Vahıt Hanım ile birlikte ^ıtatuk. Gel sana odamı gostereyim dedi. Ona haturk'un karşısında ılk Turk operasında başrol pishanede bir oda vermislerdi. Ben de odasına oynayacağından habersızo yıllarda. Nımet Vagittim. Kocaman boyu, dagınık sapsan kıvırak hit Hamm'dan şan derslen almaya başlıvor ve saclan ile karsımdavdı. l stunde de bir pallo varliseyı bırakı\erıyor Resım vapmaya da merakdı. Odasına gidınce ben duvarlara baktım. Ba!ı Bır gun resımlennı Guzel Sanatlar Akademızı resimler asılıvdı. Bırden ıçımden geldi, ona sı'ne goturmevı duşunuyor ve akademı mudusanldım. O da beni bır anda kucaklavarak haru Namık Ismaıl Bey'e gıdıvor Mudur resımvalara kaldırdı. Sonra dudaklanmdan optu. Bu lennı gorup çok beğenınce Namık Ismaıl aıölbır erkekle ilk opuşmemdı. Çok hetecanlanmışyesıne kabul edıhyor. Ama bu atolyeyı pek fazla tım. Birden kendımı kurtardım. Duvarda bir yurutemeyecek ve resım yapmaya 1957 yılına katablovu çok beğenmıştim. (Bunu bana versene) dar ara verecektır Okulunu asmış, konservadedim. O da lablovu bana verdi." tuarda san derslerıne başlamıştır. Sonra dıvorum, sonra. aşkınız daha sonYaşamını da kazanması gersklıdır anık. 1930 ra hapıshaneden mektuplarta mı surdu? yıhnda Istanbul Beledıyesı Şehır Ti>atrosu'nun Semiha Berksoy guluvor . açtığı sınava gırer ve kazanır. Tıyatro Mektebi'nın 50 Iıra avlık alan bır oğrencısıdır "Ha>ır" dıvor. "Hapishaneden sonra başla"Sınava girerken çok he>ecanlı>dım. Muhdı. Asıl o zaman gelışti, bugune dek suren bu sin Krtuğrul Be> vardı Sınav Konıısvonu'nda. aşk. Nazım'ı hâlâ sevıvorum. Ama o çılgın >ılShakespeare'in Hırçın Kız dramından bir sahlan ve gunlen unutamam. Kendimi sanatıma kane okumuştum" dıve anlatıyor. o gunlerı nalıze etmesevdün, oluvordum onun aşkından." Tıvatro Mektebı'nde okurken bır \andan sahNazım, 1934 yıhnda çıkıvor Bursa HapıshaAınerikalı meşhur fılm aktristi Colleen K\foneve de vikmava başlamıştır İlk kez tıvaıro sahnesı'nden 1,5 sil vattıkıan *onra Istanbul'a ore ile mektııplaşoordum. Yuzumuz benzinesıne adımını attığında, heyecandan tır tır tıtdonuvor yordu, saçlarıım da Moore gibi tanyordum. redığını anımsıvor Tolstov'un Yaşa>an KadavKadıkov vapurunda, 1934 vılında Nazım'ı bır hadıkoy'de herkes beni ColinMur Semiha ra ovununda, çıçek satan bır kız rolunde saharkadaşı ile oturmuş konuşurken goruvor Seneye çıkıvor ve Feodor Vasılyeviç şarkısmı diye tanıyordu. Moore'ayazdığım birnıekmiha O anı şovle anlatıvor so>lu>or. tupta Hollytvood'a gidip film çevireceğimi "Bende ne cesarel, ne biçim bır delılik varSemiha, Tı>atro Mektebı'nın başarılı bır oğyazdığım gunlerde henuz konservatuvara mış bilmem ki. Birden Na/ınıı tapurda gonınrencısıdır Sesinın guzellığı de dıkkat çekıvor ce, o kadar sevindim kı, hemen yanına gitlim. başlamanuşnnı bile. ima bir sure sonra 15 Temmuz 1931 tarıhlı Cumhuriyet gazeteMnBir arkadaşı ıle konusuvordu. Beni gonınce avamekıııpta vazdtklarım gerçekleşti. hopeğımde hakkında şu \azı çıkıyor ga kalktı, elımı sıktı. Onu gorunıe ovlesine >ale çektirdiğim hu resimde Coleen Moore'un "Darulbedavi'de bir vıtdız doğuvor Arlisl nına gitmıştım. Ne dıvecegimı de pek du>unmefotoğrafma ikiz kardeş gibi benziyorıım. Mektebı'nde çok muvaffak olan kız. mtslım. Kurtulmasına çok sevindiğimi filan so>Gecen sene artist vetfc,tirmek için Uarulbedaledım. sonra: >i'de lesis olunan Arlist Meklebi'ne sekiz lale Benim evımde bir çav içmege davet etsem. gelir misınız dedim. Çok be detam etmıştir. Bu taiebenın sene nilmelinde sevindı, hemen adresimi aldı ve gun kararlastırdık. vapılan ımtihanlannda dordu muvaffak olmuş Ben hemen gidip Japon magazasından yem bır çav lakımı aldım. t sve dordu de muvaffak olamadıklan için çıkatunde kuş desenleri vardı. O gun kırmızı gelincikli elbısrraı de gıvdım. Zil nlıriLşlardır. Muvaffak olan lalebeKrden bın Seçaldı. Nazım geldi. Tam çay takımının durdugu dolabın onundeki sanmiha Hanım ısimli bır Turk kızıdır. Dıgerieri dalyede olunıtordu. Onu kaldınp çav lakunını almak isiedım. Birden bade Sabıh, Necali ve Sami (\vanoglu) bevlerdir. na sanldı. Ovlesine sanldı ki, sımsıkı kucakladı. Çok ıri varı kocaman bir Bu dort arlist namzedi, bu sene de mekteple okuvacaklardır. Bu jdamdı. Ben de ıncecıklım. Kollarında kulakaldım. Içerde hamınnem lalebenın artık muvaffak olmamaMna imkân gonılmedıgınden gelecek sevardı. neden itibaren Darulbedavi sahnesine ınlısaplarına muhakkak nazarı ile Burada olmaz dedim. bakılmaktadır. Esasen bu talebeler, bu seneden itibaren ufak roller alaÇırpındım. Nazım beni btraklı. Sonra çav içtık. Onu gecırmege kapıya rak sahneveçıkmava başlavacaklardır. Bilhassa Semiha Hanım'ın a>nı zaçıklım. Birlikte merdivenlerden indik. Yuruduk. Bir vandan da konuşumanda sesı de guzel oldugundan sahnede buyuk muvaffakiyet gosierecegi vorduk. Ben hıç bir erkekle bııiıkle olmamış bır genç kızdım. Nâzım buumıl edilmektedır. Damlbedavi bu seneden itibaren arasıra kuçuk openu anlamıslı. Ama beninı cnun ıçın her^eyi goze almaga hazır olduğumu reller o>navacagıiçin Semiha Hanım bu operellerde rol alacaktır. Bu genç da anlamıştı. Birden çok duvgulu ve çok sonımlu bir sesle: kıza, Darulbedayi'nin mustakbel bır >ıldızı, nazanyla bakılmakladır." Ben evlhim dedi. (Olsun) dedim. Tnatro Mektebı'nde okurken Semiha, yaşamı boyunca seveceğı Nazım İşte o gunden sonra sık >W buluşmaya başladık. ı Hikmet ile lamşıyor. Nazım Hikmet o sıralarda kendı yazdığı Kafatabi adlı pıyesın sahnelenmesı ile uğraşmakta \e o>ünda yer alan şıın okuyacak bır kız aramaktadır Muhsin Ertuğrul, Semiha Berksov'u onerır Semıha'vı Varııı: f*azi Ha/.rellori çağırırlar Muhsin Ertuğrul, Nazım'a şovle der: Semiha Cenap Hanım lalebemdir. Bir de o okusuo şiiri. Çok i>i okuşurup ikram otti vacagından suphem voktur. Semiha, Na/ım'la ılk karşılaşmalanyla ilgılı ızlenımlerını şoyle anımsıvor. "Kocaman, dagınık san saçlı bir adamdı. Birlikte ust kala çıktık. Okulun bir odasına girdık. (Sın.vonna, kara gozlu Sinyorina) langosunu, onıe kendiM okudu lıuna. Sonra benim okumamı iNtedı. Ben dv guzeke >>ku(Iııııı. lli», >csinı <,ıl>armadan dınkdı Sonra bır ke/ djha okullu. (du/el. ıol> ntı/cl) dctlı " B 2 'Benim gerçek doğum >ılım 1910 yılıdır. Ama şim COLLEEN MOORE VE BEN Semiha. Kafatası piyesinde sahneye cıkarak (Sın>orına, Kara Gözlu Sinyorina) şarkısını söyluyor Pıyes, çok başarıh ancak bu başarı kısa sürüyor, çunkü bır ıkı gün sonra yasaklanı>or Kafatası pıyesimn bır özelliği de buyuk Turk ressamı Fikret Mualla'nın bu pıyeste sahneye çıkmış olması. Mualla, o gunlerde her zamanki gıbı parasız. Onada kuçuk bır rol vererek, bıraz para kazanmasını sağlıyorlar. 1931 yılında Semıha'nın vaşammda onemlı bır olav daha var. Ilk s«Ii Turk fılmınde rol alıyor. "Islanbul Sokaklannda" adındakı bu fılmın çekımı için Parıs'e gıdıyorlar. O yıllarda henuz Turkıve'de seslı film çevırme olanağı yok Seslı fılm dunyada da çok yeni başlamış. Muhsin Ertufcrul'un yönettığı bu fılmde Semiha. Hancı Halıl Ağa'nın kızı Semiha rolunde. Fılmde Hazım Körmukçu, 1 Galıp Arcan, Behzat Budak, Rahrnı Bey, Talat Artemel gıbı, o donemın onemlı ısımlen var. Semiha Berksoy 1933'te Tıyatro Mektebı'nı başarı ile bıtırıp, tek kız oğrencı olarak meıun oluybr. Şeh\r Tıyatrosu'nda Shıller'ın Hıle ve Sevgi dramında Luise Muller rolunu oynuvor. Aynı >ıl şıırlerını yıne Nazım'ın yazdığı Yalova Turkusu muzıkalınde Muammer Karaca ile başrolde oynuyor Daha sonra kendisıne Şehır Tiyatrosu kadrosunda yer olmadığı söylenıyor. Bunda galıba kısa surelı bır nişanhlık dönemı geçırmesınm de etkısı var. Çunku Muhsin Ertuğrul kadın sanatçıların evlı olmasmı, sahneden çekılırler dıye ıstemıyor. Semiha ışsız ve uzüntulu gezerken, Sureyya Paşa Operetı'nden teklif alıyor ve Emır, Çardaş, Maskot, Leblebıci Hor hor gıbı pperetlerde sahneye çıkarakunyapıyor O gunlen anlatırken, Semiha Beıksoy dosyaları kanştırıp, ıçınden bazı eskızler çıkarıp gösterıyor Şaşırıvorum Hepsımn altında "Cop>righl bv Mualla" >azılı. Fıkreı Mualla'nın çızdığı eskızler Bunları Semıha'ya moda desınatörluğu yaparak, sahnede gı>mesı ıçın çizmış. Değişık sahne kostumlerının eskızlerı "O sıralarda ben Tepebaşı'nda Gul Apartmanı'nda oturuyordum. Nazım Hikmet >e Fikret Mualla sık sık benim eve geliriefdı. Ben Nazım'a âşıktım, Fikret de bana. Mualta benim Nazım'a olan aşkımı da bilirdi, hatta ben Nanm için sonralan bir ovku vazdığımda, bu hikâyeve Mualla resimler çizmişti. Bu hikâve \edigun dergisinde tavımlandı ama Mualla'nın resimleri surrealist olduğu için dergi kendi ressamlann^ baska bır resım çızdirmişli." Işıe baştan ben Semiha Hanım'ı dınlerken merak edıp de bır turlu soramadığım konuya geldık. Nazım'a olan aşkına Nasıl başladı bu aşk Semiha Hanım? Tivatro kulislehnde mı? Bır sure duşunuvor, anılanna dalıyor, sonra anlatıyor. "Beo galiba Naam Hikmet i şürlerini okuduktan sonra sevmeve başladım. Kafatası ovununda sahneye çıkmıştım. Nanm o sıralar kuliste beni dikkaüi gozierle suzuvordu. Benim de hoşuma gıdiyordu. Sonra onun şür kitaplannı okudum. 'Sesıni Kavbeden Sehır", Bahrı Hazer'. '835 Satır'. sarsıldım, vuruldum. O sıralar Nazım hapse girmişıı. Bursa Hapıshanesin'de yatıvordu. Cahide Sonku, Bursa yakınlanoda Bataklı Damın Kızı Avsel filmıni çekmeye gidecekti. Filmi Muhsin Ertuğrul yonetiyordu. Ben de rica ettim. (Sizin filmin setinde bulunmak islıvoruml dedim. Fümı Buna vakınlannda çekivorlardı. Benim amacım Bursa >a gidip Nazım'ı zivarel etmek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear