23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET/6 2 EKIM 1985 rak ilen surebilmekte, esas hakkındaki mutalaa ıse ikrann geceıiilik şartlannı tartışmavı gerekli gormemektedir. \ tşte bu onemi nedeniyle biz bu konuyu, valnızca bir kanıt ya da ıspat sorunu olarak gormuyonız. İşkence konusunu, davanın başiıbaşına onem taşıvan bir boyutu olarak ele almanın gerekliligine inanıyoruz. Davanın daha ilk duruşraasının yapıldığı 15.12.1982 tarihinden bu yana, işkence konusu mahkemeye sureklı anlatılmış, birçok kereler, çeşıtlı mercilere vapılan başvurular, sorumlulan hakkında soruşturma açılma istekleri, suç duyurusu talepleriyle dile getirilmeye çalışılmıştır. Bizler birer hukukçu olarak, 21'inci yuzyıla yaklaşılan bir zamanda, bugun bir mahkeme onunde savunmada işkence sorununu ele almak zorunda kalmış olmanın uzuntusunu duyuyonız. işkencenin ınsan duşuncesinde ve tum uygar dunyada yasaklanması, bu yuzkarasının tamamen silinip yok edilmesıne yeterli olmuyor. Yoksa biz bugun hâlâ bunlan soylemeye mecbur kalır mıvdık? Bu davanın bir sanıgı, koltuk degnekleriyle çıktıgı sanık kursusunden şunlan soyluyordu: 'Elektnk şoku, falaka, tersduz askı, hayalann burulması gıbı, kımılerı tarafından olağan sayılan ışkencelenn aylarca uygulanması yeterli görulmemıştır Haftalarca uykusuz, aç, susuz bırakılmam, kınk ayaklanmla falakaya yatırılmam, eşıme benım önumde defalarca işkence uygulanması ve çığlıklarınm dınletılmesı de yeterli görulmemıştır 2,5 yaşındakı oğlumu emnıyette bır odada turtuklannı, onu da ışkenceye alacaklannı sık sık tekrarladılar Ve bana işkence odalannda, 'işte oglun' dıyerek çocuk ağlayışlan ve haykırışları da dınlettıler Ben, tum bunlan bır acındırma duygusu ıle değıl, dava dosyasına delıl adı altında konmuş duzmece kanıtların hangı yöntemlerle dayatıldığını açıklamak ıçın anlatıyorum Kaldı kı, acınacak durumda olan ben değıhm, bu uygulamalara bel bağlayanlardır ' Bır avukatın davada okuduğu esas hakkındaki savunmasından alınma sadece bır örnektı bu Avukat onlarca ornek daha sıralıyordu Ama bu ornekten sonrasına gerek var m\r> Insan hakları sözleşmelerinin temel hükümleri 1982 Anayasası'nda da var 3 Insan hakları, ınsanlann her toplumdakı temel konumunu, özellıkle onlann devletle ıüşkısını duzenleyen ılkelenn butunu olarak karşımıza çıkıyor I>evletle ılışkısı bakımından ınsan haklarına gerek anayasalar gıbı temel hukuk belgelennde, gerekse Bırleşmış Mılletler ve Avrupa Konseyı orgutlen duzeyınde uluslararası belgelerde kapsamlı olarak yer verıldığı gozlenıyor Ulkemızde de anayasalarda ve yasalarda yer alan, ınsan haklarının özunu oluşturan temel hak ve ozgurlukler, kaynağını Batı demokrasısınden ve ozelhkle Avrupa Insan Haklan Sozleşmesı'nden alıyor. Anayasa hukukçulan, özellıkle 1961 Anayasası'nın başlangıç bölumu ıle 1982 Anayasası'nın 2 maddesınde vurgulanan "İnsan baklanna saygılı, demokratik, sosyal, hukuk devleti" vb ılkelenn, buyük ölçude Avrupa İnsan Haklan Sozleşmesı'ndekı duşuncelerın esın kaynağı olduğu göruşunde bırleşıyorlar Türkıye, bu anlaşmayı 10 Mart 1954 tanhınde 6366sayılı yasa ıle onayladı. Bunun Turkıye açısından önemlı olan yanı, gerek 1%1, gerekse 1982 anayasalarının 65 ve 90. maddelerı ıle uluslararası antlaşmaların yasa hukmunde kabul edılmış olması ıle ortaya çıkıyor Bırleşmış Mılletler çerçevesınde Turkıye'mn onayladığı benzerı anlaşmalar ıçın de aynı yaptırımlan getırdığmı soylemeye gerek yok Anayasamızca yasa hukmunde kabul edüen ve uymaya zorunlu küınan bu antlaşmalarda yer alan hak ve özgurluklerın guvence altına alınması, bu yaklaşımla, ulkesel bır zorunluk olarak belırıyor Avrupa Insan Hakları Sozleşmesı'nın anayasalarımıza esın kaynağı olmasını şu kanıtlarla doğrulamak olası İnsan Haklan Dosyası ERBİL TUŞALP Sözleşmenın 2 maddesınde, "insanlann, vucut butunluğu olarak belirtılen >aşama hakkından, ancak bir yasaya u>gun olarak venlen yargı kararı ile yoksun bırakılabilecegine" ılışkın hukum, 1961 Anayasası'nın 14/1, 1982 Anayasası'nın 17/1 maddelerınde yer alıyor Sözleşmenın 3'ncu maddesınde "kişilere işkence yapılamayacagına, insanlık dışı, kuçuk duşurucu cezalar verilemeyecegine ' ılışkın hukum 1%1 Anayasası'nın 14/3, 1982 Anayasası'nın 17/3'uncu maddelennde var. Sözleşmenın 4'uncu maddesınde, "kirasenin esir yahut köje halinde tutulamavacagına, zorunlu çaİışmanın yasak olduguna" ılışkın hukum 1961 Ana yasası'nın 14/3, 1982 Anayasası'nın 18'mcı maddelerınde ılke olarak kabul edılıyor Sözleşmenın 5'ıncı maddesınde, "kişi ozgurhıgunun, ancak dogal yargıç kararı ile kısıtlanabilecegine" ılışkın hukum 1961'de42, 1982'de 18'ıncı maddelerle karar altına alınıyor Sözleşmenın 6'ncı maddesınde duzenlenen "hak arama ozguriugu ve herkesin yargı mercileri onunde davacı ve davalı olabilmesıni" öngören hukum 1961 Anayasası'nın 31'ıncı, 1982 Anayasası'nın 36'ncı maddelerınde bulunuyor Sozleşmenm 7'ncı maddesınde "kimsenin, işledigi zamanın yasalarına gore suç sayılmayan bir fiilden dola>ı mahkum edilemeyeceğı ve suçun ışlendigı zaman yasada o suç ıçın konulmuş olan cezadan daha ağır bır ceza ıle cezalandırılanıayacağına" ılışkın hukum 1961 ve 1982 anayasalarımızın 33 ve 38'ıncı maddelerınde yer alıyor Sözleşmenın 8'ıncı maddesınde yer alan "ozel hajatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve haberleşme ozgurlugune" ılışkın hukumler, 1961 Anayasası'nın 15, 16, 17'ncı ve 1982 Anayasası'nın 20, 21, 22'ncı maddelerınde de var Sözleşmenın 9'uncu maddesındekı "duşunce, vicdan ve din ozgurlugune'' ılışkın hukum 1961 Anayasasfnın 20'ncı, 1982 Anayasası'nın 24'uncü maddelerınde hukme bağlanıyor Sözleşmenın 10'uncu maddesı ıle duzenlenen "duşunce ve basın ozgurlugune" ılışkın hukumler 1961 Anayasası'nın 20, 22, 1982 Anayasası'nın 25, 26, 27 ve 28'ıncı maddelerınde yer alıyor Sözleşmenın ll'ıncı maddesınde belirtilen "toplantı ve gosteri yuruyuşu, dernek kurma, sendika kurma, sendikal faaliyette bulunma, toplu iş sozleşmesi ve grev haklanna" ılışkın hukumler gerek 1961, gerekse 1982 ana>asalarında yer alıyor Ayrıca Avrupa Insan Hakları Sozleşmesı'nın 12, 13, 14 ve 15'ıncı maddelerı ıçerıklerı ıle aılenın korunması, yargı yolu ve eşıtlık ılkelennın duzenlendığj anayasa maddelerıne karşılık gelıyorlar Bır tarafa Avrupa İnsan Hakları Sozleşmesı'nı, bır tarafa anayasalarımızı koyduğumuzda, ınsan haklarının çığnenmesınm karşısına ulusal ve uluslararası hukuk belgelen ıle çıkılması gerekıyor Anayasalanmızdakı 14/3 ve 17/3'uncu maddeler ışkenceyı suç sayıyorlar Bunlara rağmen, ışkence ıddıaları ortaya atıldığında soruşturma açılmayabıhyor İşte bır mahkeme dosyasından Ankara, Çankırı, Kastamonu Illerı Sıkıyönetım Komutanlığı 2 Numaralı Mahkemesı'ne 1981/490 numarada kayıth dava dosyasından bır avukatın 77 sayfalık esas hakkındakı savunmasında yer alan kımı ıddıalar "..Bu davanın onemli bir boyutunu da işkence konusu oluşturmaktadır. İşkence konusu, davada, gerçekten oylesıne onemli bır ağırlık taşımaktadır ki; davaya hangı açıdan bakılırsa baküsın hep bu olgu ile karşılaşdmaktadır. Davaya ister iddıa açısından bakalım, bulabilecegimız yalnızca emnı>ette duzenlenmış olan ifade tuUnaklandır. Davaya ister savunma açısından bakalım, gorecegimiz, bu davanın gerçeklık taşıyan bır kanıtı bulunmadıgıdır. Çunku bu davada kanıt diye ne varsa, hangisini araştınp ıncelemeye kalkarsak kalkalım, hepsinin de temelınde goreceğımız tek olgu, işkence olgusudur. tster insan haklan, ister ana>asal ilkeler, ister yargılama usul işlemlerini ele alalım, karşımıza çıkan hep aynı olgudur. Bu'davayı kısaca tanımlamak gerekirse, şoyle diyebiliriz: Temelini işkencenin oluşturdugu bir dava. İddia belgelen bile davanın bu nıtelığini açıkça ortaya koymaktadır. Ornegin; iddianame, bir sanığın suçluluğunu, bir başka sanıgın beyanma dayandıra StHECEK baksanıza şunun kıyafetine? Yapmış oldugu halinden belli' dedıler Bu mechsten sonra arası biraz geçtı Kaldığım odaya Tufekçılerden bın gebp Mabeyın'dekı Çıt Köşku'ne göturdu Savcılar, ötekı yargıçlar oradaydı Surun Efendi söze başladı 'Sizin çok aziz dostunuzdan birine Padişah efendi miz hakkında bir şey soylediniz mi? 'Bılmıyorum ' 'Mahmut Celalettin Bey adında birinin evinde kira ile oturdun mu?' 'Oturmadım ' 'Hele duşun.' 'Duşunmeye hacet yok, Mahmut Celalettin Bey dıye kimsenin evinde oturmadım ' 'tnkâr ediyorsun. Çok aziz dostun imiş. Mahmut Bey'e. merhumun hakkında çekmecemde birçok seruven var, ne vakit olursera, o vakıt ortaya çıkar, demişsın.' 'Aslı yoktur, duzme bır ıftıradır ' 'Mahmut Bey'i getirir, yuzleştirirsek bir diyecegin olur mu?' 'Getırın yuzleşelım ' Mahmut Bey'ı getırdıler Surun Efendi, "Bak senin evinde oturduğunu inkâr ediyor.' 'Hakları var efendim, benım evımde değıl kayınpederımın evinde oturdular Kayınpederım Haydar Bey'ın adını vermeyınce bılmez ' Mahmut Celalettın'e sordum 'Bey, ben seni nerede gordum? Nerede boyle bir lakırdı sovledim?" 'Soyledığı yerı bılmem ' 'Bir adam bilmedigi şeyi nasıl soyler?' Sururı Efendi araya gırdı Millet bahçesinde, tramvayda rastlamadın mı?' 'Rastladıksa selam vermışımdır ' 'Ben, Fahn Bey hasta diye zıyaretine gelmıştım. Boyle şeyler geçmedi.' Mahmut Celalettin Bey'ı dışarı çıkardılar " Abdülhamifin işkenceleri Mabeyinci Fahri Bey'in anıları Bakanların önünde işkence Beni sürükleyerek Mabeyinci Reşit Bey'in yanına göturduler. Bana öğütler yerdi. Padişah perdenin arkasındaydı, bizi dinliyordu. Dinlerken dayanamadı: "Ayol ne için boyle ediyorsun" dedi, "Allah için dogrusunu söyle de kurtul. Hem de bana kusur bulma. Seni biraz dövdıimse, birkaç kuruş fakirlere veririm geçer gider." tınp ividen iviye bildiğiniz halde bugun dıinva, ya3 nn ahiret, Allah ıçın dogrusunu soyle de kurtul, buMabeyinci Fahrı Bey, anlatmasını surduruvor ". Yataktan kalkamıyordum, hastalığım yırmı gun surdu Bırı sol koluma gırerek, bırı sağ elıme bu sopa vererek surukler gıbı Harem daıresınde Mabeyinci Reşıt Bey 'ın yanına göturduler Ayakta duramayacak haldeydım. Benı oturttular Biraz oğuıterverdı Padişah, oradakı perdenin ardındaydı Bıa dmlıyordu Dinlerken dayanamadı 'Ayol ne için boyle ediyorsun? Ne için bu kadar eziyetler çekiyorsun' dedı 'Bugun dunya, yann ahret, Allab için dogrusrinu soyle de kurtul. Hem de bana kusur bulma. Senı biraz dovdum ise birkaç kuruş voksullara venrim, o da geçer gider. Ne çare iş benim elimden çıkıp Adliye'ye geçtı. Şu kadar da benim sana iyiligim olur ki senı olumden kurtannm. Bir sure çoluk çocugunla bir yere gonderirim.' 'Efendim, işin gerçegıni anyorsanız,' dedım, 'araşABDÜLHAMİD 2 Tarıhe "Kara Padişah" olarak geçen 2. Abdulhamıd, devri iktidartnda, bir cuma selamlığında. gıp Bey geldı 'Oglum, senin hastalıgına inandılar mı sanıyorsun? Sana bakan hekim benım kardaşımdır. Hastalıgının aslı vokmus.' 'Hastalığım ulu Tanrı'ya malumdur Bu lakırdıyı sızın vıcdanınız soyletı>or ' Bır sure daha kaldım, Malta Köşku'ne yakın odaya göturduler Hastalığım suresince Ragıp Be>'m kardeşı doktor gelırdı Bır gün gene geldı 'ISe için vemiyorsun, canın ne istiyor?' 'İştahım yok, canım bir şey ıstemiyor.' 'Yogurt yesen fena olmaz, yogurt gondereyim, çabala. >e." 'Yogurt yiyebilirim.' 'Şimdi bir su gondereeegim, vanm saatte bir fincan iç.' Ardından yogurt ıle ılaç geldı Yoğurttan yedım Çadır Koşku'nde Pehlıvan Mustafa'nın hastalığında bo>le bır ılaçla yogurt verıldığınde çok kusmuştu Aklıma geldı Ilacı ıçmedım Her ılacın ustunde MABEYt\'Ct FAHRİ BEY Taif'e cezasmı çekmeye gittı. Meşnıtiyetie birlikte affedildi. Fotoğraf, Fahri Bey 'in Taif donuşunden sonra çekildı. yazı vardı, bunun ustunde yoktu Doğrusu şuphelendım Ilacın bır parca tadına bakarak ıkı fincanını kımse görmeden döktum Ertesı gun doktor gelıp ılacı yarumda ıçılmemış görunce, 'Niye içmedın?1 dıye sordu 'Pek fena bunaltı verdi, onun için içmedim." Sınsı sınsı gulup gıttı Odada hastalığımla uğraşırken, yenıden Harem daıresıne göturduler Camlı odaya gınp Zatı Şahane, Sadrazam Saıt Paşa, Şeyhulıslam Efendi, Mahmut Nedım Paşa, Osman Paşa, Bahrıye Nazırı Hasan Paşa, Cevdet Paşa ve daha birçok paşalar oradaydılar Bana sordular, ben yanıtladım Ama ıstedıklennı alamamışlardı O sırada Şeyhulıslam Uryanızade Efendi ıle Cevdet Paşa, benım katıl ve haın olduğumu soyledıler Otekıler de bu sozlerı onayladılar Padişah oradakılere, 'Biraz soluklanın.' buyurdu Kalkıp başka bır vere gıttıler Mahmut Nedım Paşa ıle Cevdet Paşa yanıma geldıler, aralarında, 'Ne hain ve ne adam oldugu suratından belli, yuruyorsunuz. tşte, ben de Allah için dogrusunu so>luyomm. Allah için valan soylenmez. maksadınız nedir?' Zatı Şahane öyle bır bağırdı kı: 'Ovle ise olumunu sen kendin istiyorsun.' 'Tanrı bu>Tuğu, ben de şehıt olurum ' 'Adam sen de, rahim atar, toprak jutar. Ne >apsak bu soyiemeyecek, inat ediyor. İçerdeki odaya goturun! Reis efendi biraz ogut versin!' Benı içerdeki odaya göturduler Surun Efendi, Latıf Bev ve adlıyeden birkaç kışı daha vardı Odaya gırdığımde onlerınde birçok evrak duruyordu Surun Efendi, bana oğutler vermeye basladı Ayakta duramıyordum Oturuverdım Sururı Efendi, 'Baksana, otur demeden oturuyor,' dedı Bır sure sonra 'Bunun laf anlavacağı yok' dedıler Ayağa kalkmamı soyledıler Ben a\ akta ıken Ra SlRECEK ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Bastarafı 1. Sayfada) lım Egelı açıyor ve "Icraaün Içinden"ı birlikte ızlemeye başItyoruz. Programa halktan çeşıtlı kışılenn göruşlennm almmasıyla gırtlıyor özal "Bizim insanlanmızda iyi fikirler var, ben bunlardan çok yararUmıyorum" dıyor TV'de gorunenler kendı sorunlarmı anlatırken Birkaç kışı "Ben aldığım parayla geçinemiyorum" deyrnce, Başbakan dönerek "bak gordun mu " dıyor, "onlann dertlerini de biz programa altyoruz" Toplu konutla ılgtlı bölume gelındığınde, özal, "Bu bizim yaptığımız en onemli işlerden biridir, bunun için ayn bir program yapmak lazım" dıyerek Sehm Egelı'ye belkı de bundan sonra hazırlayacağı programın ıçerığını bıldırmış oluyor Elektnk faturalarımn yukseklığınden yakınan bır vatandaş ekrana geldığınde, Başbakan yıne duşuncesını açıklıyor. "Eh, elektrik kesibniyor, demek kı kesinti olmayışının da bir bedeli var, onun için daha yuksek öduyorsunuz elektrik için". Programda bır ara uluslararası telefon etmenın kolaylığından soz eden vatandaşlar görununce, Özal Egelı'ye donuyor "Bakıyorum, Servet Paşa1 nın reklamını iyi yapıyorsunuz " dıyor Programı buyuk bır dıkkatle ızlerken, "Ben bu çekimi gece saat 24'te Avustralya Genel Valisine verilen yemekten sonra yaptım" dıye eklıyor "Bak, bak... tşte buradan ırticalen konuştum, belli oluyor değil mi? Bak, işte gelir vergısi ile ilgili burasu.. Bu çok onemU... Ucretlilerde vergi yuku yuzde 67'den yuzde 38'e ınmiş, vergi iadesi de dunyanm hiçbir yerinde bizdekigibi bir uygulamaya kavuşmuş değiL Sizlerpek ustünde durmuyorsunuz, ama vergi iadesi, asgari ucretin vergi dışı bırakümasından çok daha onemli." Başbakan Özal renklı televızyona geçmek ıçın çalışmaların 1982 yılında başladığmı, ama o tarıhte Başbakan Yardımcılığt gorevınde ıken bunun mumkun olmadığım TVde söylerken, bazı cumlelerın sonunu da TVden tamamlıyor ve soyledığı cumlenır vatandaşlarda nasıl etkı yapmakta olobıleceğını duşunuyor Programda yer alan bır vatandaşın, "Aldığım parayla geçinemiyorum" dedığını duyduğunda, Selım Egelı eklıyor "Ama, efendim bu vatandaşın evinde renkli televziyon varmış, onu da gostermek lazımdı". "Icraatın tçinden" sona erdığınde, Başbakan "Jenenkler de gayet iyi değil mi, nasıl buldun" dıye sorarken, hemen yanı başındakı telefon çalıyor. "Bizim hanım bu galiba" dıye tahmınde bulunuyor ve programın yayımlanışı sona erdığı anda, Semra Hanım telefonda "Ben sana wyledün, bak bu seferki program daha iyi olmuş" dıyerek duşuncesını aktarıvor Başbakana "tcraatın tçinden" programı bıtıyor ve biz Başbakanla yenıden "tcraatm tçine" ama bu kez ozel sorularla gınyoruz. Peru Başbakanı Garcia'mn "Ben ulkemin ihracatıntn ancak yuzde 10'u kadar borç oderim" sozlenne karşı ne duşunduğunden hareket edıyoruz ve sonra da çeşıtlı ıç\e dış polıtıka sorularına geçıyoruz. CÜNEYT ARCAYUREK yazıyor (Bastarafı 1. Sayfada) Eşref saatıne rastgeldığımz zaman sorulara yumuşak yanıtlar verıyor özal Ama, tumleler kırık dokukmuş, oturup uzerınde duzeltmeler yapmalıymış, kımı anlamları sökup çıkarmak ıçın bır değıl birkaç kez okumahymış bu yanıtları, bunlar bır yana. Başbakan Özal, eşref saatlermde hıç değılse kamuoyunun merak ettığı konuları kendme göre yorumluyor Partı değıştırenlerın mılletvekıllığımn duşmesıyle ılgılı 84 maddeye yenı bır bakış getıren özal, bu yönlu kararm Anayasa Mahkemesı'nce verılmesıne yanlı olduğunu açıkladı. Ama, Anayasa Mahkemesı'nın elıne böylesıne sıyasal bır karar vetkısını verırken hangı verıler olacak, bu verılerı kım hazırlayacak, kışının mılletvekıllığı elınden alımrken hangı ölçulerı kullanacak, elbette bunların hıçbırı belli değıl. özal'ın Anayasa'nın 84 maddesı uzerındekı açıklamalarında uzerınde durmaz görunduğu asıl nokta, bu konuda ötekı sıyasal partılerle ışbirlığı yapma ısteğını gastermesL Herkes bılıyorkı, özal'ın kendı grubunda da 84. maddeye karşı çıkanlar oldukça fazla. ötekı partılerde de kemıkleşmış bır göruş henuz ortada yok. örneğın MDP'ye gore, mılletvekulerınm partı değıştırmesıne olanak sağlamak gunumuzun koşullarında geçersız. HP ıse, ıktıdar göruşunu açık seçık ortaya koymadığı ıçın 84 madde ıle ılgılı kesın kararını vermış değıl Elbette özal, bu gelışmelerı ozenle ızlıyor Şımdı 84 maddenın değışebılmesı ıçın bır "Orta Yol" bulmuş gıbı gorunuyor, fakat ötekı partılerın sayısal desteğıne kesınlıkle gereksındtğı ıçın bır bakıma bu partılerden gereken desteğı bulamayacağma da ınanıyor Anayasa'nın değışmesı ıçın sayısal desteğı ötekı partılerden bulmazsa, elınden gelen her çabayı sarfetmesıne karşın bır turlu sonuca ulaşamadığım rahatlıkla söyleyebılır Olumsuz sonucu muhalefet partılerıne "ihale" edebılır. Kısacası, 84. madde konuSunda ekonomık rakamlar uzerınde sürdurduğu cambazlığı bu ıktıdar, böylesıne önemlı olayda da sergıleyebılır Yalçin Doğan'la yaptığı gece soyleşısınde dıkkatı çeken bır başka önemlı nokta var. özal, 2969 sayılı Yasaklar Yasası'nın ancak I992'de kalkabıleceğmı söyluyor. Bu yaklaşım, Özal'ın 12 Eylul'un ancak 1992 de sona ereceğıne ınandığım, hatta bu yargıya gönulden bağlandığını açtğa çıkarıyor 1992'ye dek bu yasanın getırdığı butıin kısıtlamalarla yasakların surmesını ısteyen Özal, hemen her sorunu tek yanlı, tek goruş doğrultusunda söyleyıp halkı sındırmeye yanlı olduğunu gostermış olmuyor mu? UĞUR MUMCU GOZLEM Petrol krizine doğru mu? (Bastarafı 1. Sayfada) varıdan çoğunu Iran'dan sağla >an Turkıve ıçın bır "petrol krizi" olasılığı ortaya çıktı Bu konuda hukumetın gerekli onlemlerı almak yerıne, gunluk çozumlerle soruna yaklaştığı belırlendı Denızcılık çevrelennden edınılen bılgılere gore, Irak'ın ağustos ayından bu yana 16 kez bombaladığı Harg Adası'nda, ham petrol yuklemesı yapılan 13 ıskeleden 12'sı kullanılamaz duruma geldı, adadakı ham petrol depoları da buyuk hasar gordu Adanın doğu kıyısında "Sea Island" denılen ve 260 bın DWT'ddn buyuk tek gemının vanaştığı ıskele Irak'm son hava saldırılarında ımha oldu Adanın batı kıyısındakı "T Jetty" denılen 260 bın DWİ"dan kuçuk 12 gemının ay nı anda yukleme yapabıldığı "T" şeklındekı ıskelede ıse 9 numaralı yukleme yerı ayakta kaldı Saatte bın 500 ıle 8 bın ton arasında ham petrol yuklenebılen 9 numaralı bölume yanaşabılmek ıçın tankerlenn savaş bolgesı dışında uzun sure bekledıklerı bıldırıldı Bu arada Harg Adası'nın guneydoğusunda ve savaş bolgesı dışında kalan Sırrı Adası'na yapılan mekık seferlerı de şımdılık ıptal edıldı Harg Adası'ndan yuklenen ham petrol buyuk tonajlı tankerlerle Sırrı Adası'na getınlıyor ve burada bekleyen tankerlere aktanlıyordu Bılındığı gıbı, bu mekık seferlerını Iran'la anlaşan "Cerrahogullan"na aıt tankerler yapıyordu "Cerrahogulları"na aıt tankerlenn de geçen ay bombalanmasıyla bu seferler yapılamaz olmuş ve Nuri Cerrahoglu, tankerının bombalanmaiindan sonra gıttığı Iran'da kalp krızı geçırerek olmuştu Turkıye, 17 mılyon tona ulaşan petrol tuketımının 22 1 mılyon tonunu yerlı uretım ve 2 mılyon ton kadarını da hasat donemı motonn ve benzın ıthalatı ıle karşılarken, gerı kalan 13 mılyon tonu ham petrol olarak ıthal edıp rafınenlerde ışhyor Iran'dan 7, Irak'tan 3, Lıbya'dan 1 5 ve Suudı Arabıstan'dan 1 mılvon ton ıle Cezayır'den 800 bın ton ham petrol ıthal bağlantısı kuran Turkıve, bunun onemli mıktannı ahrken, ocak ayı sonuna kadar Iran'dan alması gereken 2 mılyon ton ham petrol kaldı Harg Adası'ndakı dolum tesıslerının Irak sav aş uçaklan tarafından buyuk olçude ımha edılmesınden sonra Turkıye'mn alacağı 2 mılyon ton petrolun zamanında rafınerılere getırılememesı tehlıkesı ortaya çıktı Irak'ın Harg'ı tumuyle kullanılamaz duruma getırme tehdıdının geçerlı olduğu şu gunlerde, Turkı ye'nın 2 mılvon tonluk petrol ustlendı açığı olasılığına karşı herhangı bır onlem alınmadı. Başbakan'ın Çın gezısıne kaIlgılı çevreler, Iran'dan petrol tılan bazı ışadamlannın verdığı alınamaması durumunda açığın bılgıye gore, Hazıne ve Dış Tıserbest pıyasadan spot alımlarcaret Musteşan Ekrem Pakdela kapatılması durumunda bumirli'nın başkanlığında yapılan nun petrol fiyatlanna zıncırleme ıkılı goruşmeler sırasında, karşızamlarla yansıyacağını belırtılıklı mal satışında Turkıye'mn yorlar. bır mıktar alacağı ortaya çıktı Turkıye'ye ıthal edılecek ya da Bunun uzerıne Çınlıler, petrol uretılecek peırolun Enenı ve Ta satmayı onerdıler ve Pakdemırbıı Kaynaklar BakanlığYnca saplı bu onerıyı hemen kabul ettı tanmasına karşılık Turkıye PetToplantı sırasında Pakdemırlı, rollerı A Ş 'nın ve buna bağlı "Zihni Denizcilik'ın sahıbı Asaf kuruluşlar TUPRAŞ. DITAŞ. Guneri'ye donerek, "Petrolu sen BOTAŞ ve POAŞ'ın Devlet Ba taşı" dedı ve Gunerı boylece Çın kanlığı'na bağlı olması nedenıyle gemılerının Turkıve acentesı olbelırlı bır petrol polıtıkası ızlene du Acente hızmetı karşılığı mıyor Bakanlar arasındakı "ul"Zihni Denizcilik'ın Çınlılerden ke boluşumu" nedenıyle de kı yuzde 5 komısyon alacağı belırmı bakanlar gıttıklen ulkelerde lendı "dogal gaz" ya da "petrol" gıTurk heyetının Çın'den dönbı enerjı konularına gırerek ko mesınden sonra, ham petrol ıtnuvu daha da karmaşık bır du halatına ılışkın anlaşma metnıruma sokuyorlar Bunun son or nın ımzalanmak uzere TUPR^Ş neğı, Başbakan Turgut Özal'ın Genel Mudurluğu'ne "Zihni Çın Halk Cumhurıyetı'ne yaptı Demzcilik" yetkılılen tarafından ğı gezıde goruldu ve Turkıye'de goturulduğu ve konudan haberı kı ılgılılenn haberı olmadan olmavan TUPRAŞ ılgılılerının Çın'den 500 bın ton ham petrol buna bır anlam veremedığı, ıthal edılmesı kararlaştınldı "durunT'u Başbakanhğa sorYenı Çın Haber Ajansı Tur dukları oğrenıldı TUPRAŞ'ın kıye Burosu Muduru Li Xian duşuk kalıteh olarak nıteledığı de'nın açıkladığına gore, eylul Çın petrolunun alınmasına karayında ılk partısı 90 bın ton ola şı çıktığı, ancak Ankara'da verak gelen petrolun ıkıncı partısı rılen talımat uzerıne anlasmavı de 100 bın ton olarak yola çıktı ımzaladıgı da belırlendı Petrolun Çın tankerlerınce taşın Çın petrolunun ratınerılerde ışmasına karşılık gemılerın acen lenmesının sorun olacağı betehğını de "Zihni Denizcilik" lırtılıyor. Oğretmen eğıtımıne 42 yıl emek veren resım oğretmenı eşim, babamız 1 Ekim 1985 gunu aramızdan ayrıldı. Cenazesi bugun Hacıbayram Camıı'nde kılınacak oğle namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecektır. SUNA CEıNGİZKAN, KEMAL CENGİZKAN, ALİ CENGİZKAN RECEP CENGİZKAN (Bastarafı 1. Sayfada) Parlamentoların ışleyışmde bu kural zaman zaman unutulur, yasalar hele hele yasa gucundekı kararnameler ıle Meclıslerın etkınlığı azaltılır, bunun tersıne hukumetlerguç kazanır Cumhurbaşkanlarının guç ve etkınlıklerı de yerıne ve koşullarına gore Meclıslerı yonlendırebılır Soz gelısı 'şu yasayı yukarısı ıstemiyor deyınce akan sular durur, o yasa artık hukumetce savunulamaz Iktıdar partısı hukumetle birlikte davrandığı ıçın "yukartsınm ıstemedığı" yasa Mechslere bıle gelemez Muhalefet de Cumhurbaşkanı ıle olası bır surtusmeyı goze alamadığı ıcın "yukansının ıstemedığı ' yasayı bır yasa onerısıne bağlayıp Meclıse getıremez Mılletın "kayıtsızşartsız egemen olması, mılletvekıllerının kendılerınetanınan hak ve ozgurluklerı yeterınce kullanmalarına bağlıdır Mılletvekıllerı, bır yasa tasarısı ya da onerısını dıledıklerı gıbı savunamazlarsa, millet nasıl 'egemen" olur? Bu egemenlık nasıl sağlanır? "Millet egemenlığı" konusundakı carpıcı omeklerden bırı, ABD ıle yenıden goruşulecek Savunma ve Ekonomık Işbirlığı Anlasması'dır HP Genel Baskanı Sayın Gurkan haklı olarak, bu konuda TBMM ne bılgı verılmemesınden yakınmaktadır Böylesıne onemli bır anlaşma ıcın TBMM'ne hukumetce bılgı verılmeyışı cok onemli bır olaydır Dış sıyasetın ılle de kapalı kapılar ardında yapılacağma ınandırılan bır toplumda, elbette, hukumetın TBMM ne bılgı vermemesını kımse yadırgamaz Millet egemenlığıne aykırı olan bu tutuma, bu anlayısa ve bu alışkanlığa ne yazık kı, coğumuz boyun eğmış durumdayız ABD ılışkılerı, yalnızca dış sıyaset ıle sınır(ı değıldır ABD ılıskılerı, dıs sıyaset kadar ıc sıyaset ıle de ılgılıdır Turkıye'mn Amerıka ıle cok sıkı ışbirlığı yapmasını ısteyen çevreler olduğu gıbı, bu ılışkılere temeiınden karşı olan ya da uygulamadakı aksaklıkları değıştırmek ısteyenler de bulunmaktadır Ulusal sıyaset devletın yazgısını ılgılendıren kararların mılletın Meclısınde benımsenmesı ıle olusur Bızdekı dış sıyaset geleneğı ıse ıkılı ılışkılerın kapalı kapılar ardında surdurulmesı, sonra da yapılan anlasmalara "mıllı bırlık ve berabertık ruhu" gerekçesı ıle muhalefetın de katılmasını sağlayarak bıçımlenır Kapalı kapılar ardında surdurulen bu anlasmalara karsı cıkanların "vatan haını" ılan edılmesı, yıne, dış sıyaset anlayışımızın kemıkleşmış tavırlarından bırıdır Mılletvekıllerı, devletın, bır başka devlet ıle yaptığı anlaşmalarda bılgı sahıbı değıllerse mılletın o konuda "egemen" olduğu da soylenemez O zaman ortada belkı bır egemenlık' vardır, ancak bu egemenlık,kayıth ve koşulludur Meclıs ve hükumet ılışkılerının belkı de en can alıcı noktası buradadır Hukumet ıcınden cıktığı Meclıse karşı ne olçude sorumludur 9 Ve ne olcude saygılı'' Cumhurıyet Meclıslerının temelınde, duşman topcuları Haymana onlerıne geldığı gunlerde bıle en gızlı konuları konusan, tartışan, karşı duşunce ureten ' Kuvayı Mıllıye Meclıslerı" bulunmaktadır Bu görkemlı tarıhı ve sağlam geleneklen unutmak ıçın ne gıbı haklı ozurumuz vardır, soyler mısınız?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear