29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EKÎM1985 CUMHURtYET/7 Mücahite insancıl yardım Peşaver'in tarihte yeri var. Cengiz Han geçmiş "Çiçekkentten". Büyük lskender de. Pakistan Patanistan'ın başkenti. Resmi adı Kuzey Batı Smır Eyaletinin merkezi. Nüfusu 5 tnilyon. Bu kez daha kalabalık buldum Peşaver'i.,Üç tekerlekli triportörler, taksiler, at arabalan. Tüm gün kentte bir telaş var. 40 derece sıcağın altında. 6 yıl önce mücahit örgütlerinin karargâhları hep kent merkezindeki Fakirabad semtindeydi. Taşınmışlar. "Silahlı insanlar gidip getiyor. Pakistan hukümeti kentin guveniiğini tehlikeye sokabileceğimizi ima etli. Biz de bunun uzerine kent dışında taşmdık" dedi Karibur Rahman. Şimdi orgütlerin çoğu Hayber geçidine giden yol üzerindeki üniversite semtinde. Merkezden 20 dakika uzakta. Bazılan da Warsak Caddesi uzerinde. Muhammed Peygamber "Ticaretle uğraşınız" demiş bir hadisinde. Peşaverüler bu salığa neredeyse lslam'ın 6. koşulu olarak kabul etmişler. Dağtaş, caddesokak, kaldınmlar hep dükkânla dolu. Şöyle bır metrekare rnUsait yer bulan açıvermiş tezgâhını. Peşaver'in çarşısı, ki tüm kenti kapsıyor, Pakistan'ın yoksulluğuna meydan okuyor. Peşaver'de, cephe gerisi merkezindeyim 6 fgan mücahitleri arasınd Yazı ve fotoğraflar RAGIP DURAN yanlış oldugunu anladık. Yeni kitaplarda, aritmetigi. dünyanın her yerinde oldugu gibi, işte elma, armut resimleriyle ogretmeye çalışıyoruz." Eğitim Komitesini tum örgütler destekliyor. Ancak zaman zaman anlaşmazlıklar da çıkıyor. örneğin din kitaplannın yazımında örgütler arasındaki aynlıklar Eğitim Komitesine de yansıyor. Fizik bilimleri ve ilkokul 3. sınıf kitaplanna kadar pek güçlük çıkmamış. Ancak tarih gibi, din gibi özelliğin payı olan derslerde her örgüt kendi politikası ve ideolojisi doğrultusunda kitap basılmasını istiyor. merkezi kentte. En çok Hizbi Isnı ilkyardım görevlisi olarak yelami'nin yetkilileri bu arada 7'li tiştiriyoruz." ıttıfaka dahil diğer dört örgutun Tıp Fakültesi'ndeki sınıf arkayöneticileri ile de uzun uzun gödaşları, Karmal yönetimi altınrüşmeler yaptım. da çahşıyor mu? Türkiye'den gelmenin yararla"tçerideki hastanelerde bizim rı buyük. Ama 6 yıl önce arkadaşlanmız var. Bu>ük kent'gazeteci' sanki daha bir değerlerde. Ama yaralı mücahit orsliydi. O zaman otelimizden geya gidemez ki. Gidenleri de Ruslar yakala>ıp sorguya çekiyor za lip bizi alırlar, randevuları biz saptardık. Şimdi ya gerçekten ten. Bizim içerideki doktor arkadaşlanmız cepheye gidecek müçok meşguller ya da gazeteciden cahitlere işte ilaç, sargı bezi gibi daha önemli kişiler var. Örneğin şeyler verebiliyor ancak." iki randevum bir Suudi Arabistan heyeti nedeniyle ertelendi. Ameliyathaneye girdik. Bir Bize bilgi ve demeç veriyorlar. tek ayakkabılarırruzı çıkartnrdılar. Doktor ve hemşirelerin ağız Onlardansa para alıyorlar. larında maske yok. İki tane film Doğal. projektöru altında kurşun çıkaYine de gazeteciye karşı tunyorlar bir yaralırun ayağmdan. tum, örgutun genel siyasi tutuDoktor milleti bir başka millet. muna bağlı. 7 örgüt esas olarak Sevecen ve hep iyi niyetli. Ayrı'aşın göriişlii dinci' ve 'ılımlılar' Peşaver hastanelerle dolu. İş ca da güldürü duygusunu hiç yiolmak üzere ikiye aynhyorlar. bölümü eskiye oranla geliştiği tirmiyor. Caci'den geldiğimi öğAralarmda 'resmi' bir işbirliği için mülteciler, cepheden gelen renince, operatörlerden biri bavar. Teyp açıkken yaptıklan deler, kadınlar ve çocuklar için ayn şını kaldırmadan işine devam ğerlendirmelerde her örgut 'karklinikler bile kurulmuş. Bir de ederken "Uzerinde ya da içinde deş örgütler' hakkında centilUluslararası Kızılhaç Komitesi' kurşun, demir parçası filan bir mence konuşuyor. Teyp kapannin faaliyetleri çok önemli. şey varsa, yatıver şuraya dı mı işin gerçeği çıkıyor su yuKomitenin basın sözcüsü ts çıkaralım" demez mi? Önce ötezune. 'Onlar Amerika'nın adaviçreli Michel Mordasini ile has kiler sonra da ben güldüm. Bir mı', 'Ya, bakma bunlar iktidara taneyi gezdik. Khost çaüşmasından yeni gelenler.vurulduktan ancak dörtbeş gün sonra gelebiliyor hastaneye. Çünkü Kızıl Peşaver'de Patanca'dan sonra en çok Arapça, haç'ın en yakındaki sağhk ekibi ve Ingilizce konuşuluyor artık. Gazeteciler ve iri sınır bölgesinde. Kabail Azad'a varı beyaz şapkalı sarışın genç kızlar. da giremiyorlar yabana oldukîskandinav ülkelerinden gelen hemşireler ları için. Bir de yaralıları taşıma sorunu var. Ambülans hak geti bunlar. Kadın, burada görsel olarak bile büyük re, çünku zaten yol yok. Yaralı bir ihtiyaç. Üniversiteyi Londra'da okumuş bir ya arkadaşlannm sırtında ya da mücahit, "Vallahi bu ablalar çok iyi oluyor" deve uzerinde getirilmeye çahşıdedi. "Bizim kurşun yemiş kardeşlerimiz bile, lıyor. "Bura>a gelenlerin yüzde 9Ö'ı ya kurşun ya da şarapnel >a İsveçli hemşireleri görünce aalarıntsızılarmı rası alanlar". Yabancıya, daha unutuyorlar." doğrusu yabancı dostlanna karşı bir başka saygılı Afganlar. Peşaver'deki hastalan gezerken başka odaya göturdüler. Cephagelsin Humeyni'den beter olurüzerimde Avrupalı giysileri var ne gibi. Sadece son bir hafta lar', 'O zaten şeyh, kabile ve akdı. Her odaya girerken, ayağı al içinde ameliyatlarda yarahların rabalık baglanyla adam toplavaçılı, bantlı yaralılaı yerlerinden vücutlarmdan çıkardıkları kurbiliyor ancak'... vs... kalkıp saygıyla selamlamaya ça şunlar, şarapnel ya da bomba Yine de olumlu bir gelişme, lışıyordu bizi. Hemşireler de Td parçalan. 197983 yıllan arasında kurtarılhepsi erkekti beni mudür mu mış bölgelerin denetimi, ganimeKimyasal ve biyolojik savaş sandı ne, geçtiğimiz yerlerde hetin paylaşılması ya da tamamen men hazırol. Bir de 45 yaşında var mı? Doktorlann çoğu son iki kişisel sorunlardan çıkan silahlı çocuklar gördüm. Mahzuniyetin yıl içinde belirtilerine rastladıkiç çatışmalar bır suredir durmuş ta kendisı. Kara gözleriyle bakı larını söylediler. Son zamanlardurumda. Gerçekten de örneğin yor asılmış ayağına. Hiçbir şey da azalmış. "Pek kimsenin buHizbi tslami'nin güçlü olduğu den haberi yok mu? Ya da her lamayacağı yerlerde kullanıyorCaci bölgesinde Geylani'nin lar" diye ekledi Sertabib. şeyi çok iyi anlamış. adamlanna rastladım. Hizbi tslami militanları ile iyi geçiniSonra Hizbi lslam'ın Şehit Pakistan, Suudi Arabistan ve yorlardı. Doktor Abdül Şukür hastanesi Kızılhaç'ın yanı sıra her öFgutun ne gittik. 80 yataklı. Odalar ka kendi özel İdiniği var. HastaneBen Peşaver'deyken Hizbi lsranlık. Gencecik doktorlar su ler hem sağlık hem de siyasi merlami'nin lideri Gülbeddin Hekrekli ameliyatta. Sertabib Gül kez. Örgüt kliniğine üye olmametyar Khost'da, Rabbani Suuşahram ile konuşuyoruz: yanlan da almaya çalışıyorlar. di Arabistan'da, Geylani de "tki temel faaliyetimiz var. Böylece o yaralı da o örgüte geçLondra'da olduğu için görüşeBirincisi ölü sayısını azaltma, miş oluyor. medim. Segbetullah Mücahidi de ötekisi genel sağhk egitimi. YılKuveyt'teymiş. Zaten örgut lideda iki kez ilkyardım görevlisi yeriyle uzun röportajlar yapmak tiştirme kursu açıyoruz. Yabanpek mumkün olmuyor. Aynca cılar ya da bizim doktorlar içeda mevkileri itıbarıyla bir dizi Cihad'ın idari ve siyasi kararri, cephelere pek gidemiyor. Bu resmi ve genel açıklamanın dısınnedenle mücahitlerden bazdan gâhı Peşaver. Tum orgütlerin meşaver, Cenevre olmuş. Dört bir yanda, ''Afganistanİsveç Komitesi", "BM Multeciler Yüksek Komiserliği", "UNICEF", "Suudi Arabistan Yardım Derneği", "AfganAlman Derneği'', ' 'Kızılhaç'', "UNDP", "Kızılay", ... gibi tabelalar. Tam bir uluslararası merkez yani. Sovyetler'e karşı savaşan orgütlerin sayısmda son 6 yılda artış olmuş. Şimdi 7 büyük örgüt ve bazı küçük örgütler var. Aralarmda ayrımlar yok değil. Resmi olarak konuştuğunuzda öteki örgütlerden "kardeşlerimiz" diye söz ediyorlar. da pek bir şey söylemiyorlar. Ust kadrolar ise daha konuşkan. lttihadolurmu? Afganistan'da mücahit örgütlerinin bir araya gelmeleri çok önemli. Çünku gerek Sovyetler gerekse Karmal yönetimi karşılarında birleşik siyasi bir güç olmadığı sttrece puan kazanıyorlar. 6 yıl öncesine oranla, örgütler arasındaki ilişkilerde çok fazla bir gelişme oldugunu söylemek güç. Kişisel, bölgesel, kabilesel aynhklann yanı sıra dinsel, ideolojik ve tabii ki siyasi aynlıklar devam ediyor. En önemlisi Amerika Birleşik Devletlerine karşı tutum. Bir de geleceğe ilişkin tasarılar. Yani Afganistan kurtulduktan sonra nasıl yönetilecek sorusuna verilen değişik yanıtlar. Hikmetyar, Rabbani, Sayaf ve Yunus Halis gruplan 'aşın göriişlü dinciler' eğilimi olarak tarutıhyor. Tabii ki kendi aralannda da anlaşmazlıklar var. Hizbi tslami yüzde yüz saf bir tslam Cumhuriyeti tasarlarken, ABD'ye karşı da mücadele edilmesinden yana. En kalabalık grup onlar. Mücahitleri çok disiplinli. En çok da onlar yardım alıyor, çünkü hem Araplarla hem de Pakistan'la iyi ilişkileri var. Rabbani'nin "Cemaali tslami" grubu da benzer göruşler savunuyor. Ancak biraz daha çağdaşlaştınlmış bir tslami modelden yana. Üst kadrolan da daha yüksek düzeyli. Geylani'nin "Hareketi İnkılabi Islami" grubu ile Muceddidi"nin "Cephe'yi Nejat" adlı gruplan 'ılımlılar' kanadı. Doktor Muceddedi ile yaptığım görüşmede, bu 'ılımlı' deyimini reddetti, biz de *aşın göriişlii dinciyiz' dedi. Geri kalanlan ise 'terorizmle1 suçladı. Geylani'nin en,küçük oğlu Said Geylani 24 yaşında. ABD'de ve Ingiltere'de okumuş. O da savaşın geleceğini Batı ülkelerinin tutumuna bağlıyor: "Sadece imanla savaşılmaz. Silah lazım." Peşaver'deki karargâhların önü tıklım tıklun. Devlet dairesi gibi. Mülteci kağıdı almak isteyen. Cepheye gitmek isteyen. Hastaneye gitmek isteyen. Para isteyen. Sıra bekliyor hepsi. Kent içinde mücahitlerin kendi aralarmda pek ilişkileri yok. Eğitim kampında ise sürekli olarak gruplar arasındaki ilişkiler ve gelişmeler taıtışılıyor. Köylerde ise neredeyse kimsenin umurunda değil Peşaver'de olup bitenler. Yani örgüt içi sorunlar ve örgütlerarası çelişmeler. Köylüler günü gününe yaşamlannı sürdürmeye bakıyorlar. Aslında biraz U luslararası bir kent Cenevre olmuş Peşaver. Yok saatçilikten, bankacüıktan değil. Otelleri de pek öyle ahım şahım değil. Çikolata da görmedim. Ama tabelalan izliyorum: "Afganistantsveç Komitesi", "Birieşmiş Milletler Mültecikr Yüksek Komisertigi", "UNtCEF', "Suudi Arabistan Yardım Konseyi", "AfganAlman Derneği", "Kızılhaç", " U N D P " , "Kızılay"... vs... Hep uluslararası resmi ve gayriresmi orgütlerin şubeleri. Yabancı sayısı da çok artmış. Patancadan sonra en çok Arapça sonra da tngilizce konuşuluyor kentte. Gazeteciler geçiyor dönem dönem. Bir de sarışın, iri yarı beyaz sapkalı genç kızlar. lskandinav ülkelerinden gelen hemşireler bunlar. Kadırı, görsel olarak bile büylik ihtiyaç. Üniversiteyi Londra'da okumuş bir mücahit, "VaUahi bu ablalar çok iyi oluyor. Bizim knrşun yemiş kardeşlerimiz bile tsveçli hemşireleri görünce acılannı sızılannı unutuyorlar" dedi. Gülüştük. "Insancıl yardım" dedikleri gerçekten çok önemli. lskandinav hemşireler hem çok somut bir yardım gerçekleştiriyor hem de Uçuncu Dunyacılıklarını tatmin ediyorlar. Ne yazık ki, bir süredir örgütler içeri göndermiyor yabancı sağhk personelini.'Vurulma ve yakalanma tehlikesinden. Halbuki içerisinin korkunç gereksinimi var yetişmiş oersonele. H.astaneler i BELGE Genç mücahidin elindeki kitap, Ruslann dağıttığı ders kitaplanndan. Rusça. da sinirli bir şekilde karsılıyorlar bu iç güçlükleri. Toplumun geri yapısı da kaçımlmaz olarak etkilemiş bölünmeleri. Kişisel hırsın da büyük payı olsa gerek. Çünkü örgütler isimlerinden çok, başkanlarının isimleriyle anılıyor. Birleşirlcr mi? Nasıl birleşirler? Ne zaman birleşirler? Herkese sordum bu soruları. Hiç kimse tatmin edici bir yanıt veremedi. Bu olumsuzluk bile durumun vahametini gösteriyor. Birlik konusuna da örneğin Hizbi Islami, "öteki gruplar kendini dagıtıp bize katdırsa birieşmiş oluruz," yaklaşımıyla bakıyor. 79'dan bu yana, örgüt sayısı azalacağına artmış. Biz ilk oradayken 5 büyük örgüt vardı. Şimdi 7. Aynca da irili ufaklı, az çok örgütlü toplam 20 kadar grubun adı geçiyor. Yine de birliğin Önündeki başlıca engellerden biri olarak Peşaver'deki merkezler gösteriüyor.Çunkü içeride.cephede çok fazla bölünme sorunu yok.Halk birlikten yana.liderler ise örgütlerini güçlendirmekten. Birlik görüşmelerinde pazarlık gucttnu arttıracak. îdeolojik ve dini aynlık sorunlanna gelince belki askeri stratejı ve taktik sorunları kadar acil olmasa da sorun yaratıyor. Bu alanda Kuran ve Hadislerin tefsiri sorunu giriyor işin içine ki, uzun uzun, ornekler verip anlattılar. Sabırla dinledim. Ama iki sozcükle yanıt vermek durumunda kaldım: "Vallahi roen bitaraf ve de namalura". Geleceğe ilişkin tasanlarda somut olarak ortaya çıkan sorun şu: Cihad'ı kazarunca Afganistan'ın yönetimini nasıl saptayacağız? Aşın dinci olarak nitelenenlerin bu soruya yanıtları hazır. Daha doğrusu böyle bir sorunun gündeme gelmesini bile kabul etmiyorlar. "Çünkü Cihad zaferle sonuçlanınca, biz yerleşecegiz KabU'e" görüşü egemen. Ilımlılar ise, Batı dunyası ile yoğun ilişkilerinin bir sonucu belki de, "Hür ve genel secimlerden" vazgeçmiyor. Hatta kımlerin seçime katılabileceği konusunda bile tutumları var. "Karmal dahil, Afganistan'da yaşayan her kişi." Dinci akımın kesinlikle kabul etmediği bir öneri. Ne var ki, ılımlılar, gerek mucahit, gerekse silah ve yardım bakımından ötekilere oranla zada oldukça yaygm bir görüş, i akistan'ın tutumu önemli Savaşın pek fazla söz edilmeyen bir yönü Pakistan'm tutumu. lslamabad'da görüştüğüm muhalifler, General Ziya'nın mn Afganistan savaşı sayesinde hem ulke içinde istedigj yönetim tarzını kurduğunu hem de çok büyük miktarda dış yardım alabildiğini belirtti. Ziya'ya olan muhalefet, belirli ölçude Afgan mücahitlerine ilgisizliğe dönüşrnüş. Aynca Butto'nun partisi içinde Sovyet yanlısı bir kanadın etkinliğinin giderek arttığı günluk haberlerden anlaşıhyor. Sonuç: General Zıya, savaşın bitmesinden pek yana değil. Zaten bu nedenle de Pakistan Dışişleri Bakanı, Cenevre gorüşmelerinde hem Kabil yönetimini tanımamakta ısrar ediyor, hem de bu görüşmelere mücahitlerin temsilcisinin de katılması için bir girişimde bulunmuyor. Ancak Pakistan'da yaşayan Afgan mültecilerinin yaratnğı çeşitü ekonomik. konut, sağhk, eğitim sorunlarının yanı sıra, 'savaş zenginleri' yaratması diye bir sorun var ki, esrar ve silah kaçakçılığı ve binbir yolsuzluk, yozlaşma faaliyetini de beraberinde getiriyor. Mücahit örgutleri arasında aşın dinciler, Ziya'dan çok memnun. "Butto'nun partisi iktidara gelirse yandık" diyorlar. Ilımlılar ise, Ziya'dan pek mennun değil. "Sadece bir kesimi destekliyor >e yardımlar onun elinden geçtigi için komisvon oranını çok yüksek tutuy or" diyorlar. yıf. Afganistan Eğitim Komitesindeyim. Kabil Universitesi eski öğretim Uyelerinden Batışah Safî başkanhğında bir ekip. Her örgütten de birer çalışan var burada. Iki tsveçli pedagog, bir de Hollandalı idari sekreter. Hanneke Kouivenberg anlatıyor: "Savaşın psikolojik, propaganda, eğitim, kiiltür yanı da var. Bu işe önce mülteci kamplannda basladık. Bu savaşın yann öbiir gün sona ermeyeceğini anlayınca orta ve uzun vadeli planlar yapmak geregini duyduk. Ruslar. Afganistan'da iki egitim politikast izUyoriar. Birincisi geniş kitlelere yönelik özellikle de ilkokul çocuklannın beyinlerini vıkamaya yönelik bir politika. Ikincisi ise, kendilerine sadık kadrolar yetişlirmek için yaptıklan faaliyeüer. Özellikie Karmal işbaşına geldîkten sonra, ilkokul kitaplannı degişrirdiler. tçine işciler, çiftçüer, Lenin, enteraasyonalizra gibi tanıralar koydular. Bu daha çok kentlerdeki okullar için tabii. Kırsal alanlardaki okullann büyuk bir kısmı bombalandı. Mülteci çocuklannın gelenek, kiıllür ve özellikie kendi dillerinden kopmamalan için başlattıgımız çalışmalan daha sonra ülke içinde de devam ettirdik. Komite olarak okullar kurduk. Bir de burada 'Kitap yanm heyeti' oluşturduk. Yeni kitaplar hazırlıyoruz. Karaçi'de bastınp sonra içeri gonderiyoruz. Tabii bir de ögretmen sorunumuz var." Eski ve yeni kitaplardan birer örnek verdi. Sonra da bir eklemede bulundu: "tlk başta aramızda pedagog yoktu. Bir de savaşın havasına f azla kaptırnustık galiba kendimizi. Bu nedenle tnesela aritmetik kitaplannda sayüarı Kalaşnikov resiraleriyle ogretiyorduk. Örgüt temsilcileri pek memnundu bu tutumdan. Tabii oniar da ilkokul çocuklannı geleceğin mücahitleri olarak haarlamamızı isttyor. Daha sonra bunun JJ/ğitim savaşı oiyasi karargâh Diplomatik gelişmeleri de yakın izliyorlar tabii. Cenevre görüşmeleri konusunda kimsenin umudu yok. "Pakistan ile Kabil yönetimi arasında dolaylı olarak yapılan bu göruşmelerden olumlu sonuç çıkmaz" diyor herkes ReaganGorbaçov doruğuna ise başka türlü bakıyorlar. Biraz çekingen. Ya Reagan, silahsızlanma konusunda Moskova'dan istediği tavizleri kopanp, Afganistan'ı Ruslara bırakırsa? Yine de esas olarak İslam dünyasımn çabalanna umutla bakıyorlar. ABD ve Batı Avrupa'dan bir kesim umutsuz, bir kesim ise çok şey bekliyor. "Sovyeüer'in sıcak sulara inme planı vardı. Hâlâ da var, ama Afganistan'da takıldılar'" 1 Örgütler ve guçler Kadro Taraftar Hizbi tslami (Gülbeddin Hikmetyar) 30.000 70.000 Harekât (Şeyh Seid Ahmet Geylani) 10.000 25.000 Cemaati Islami (Burhaneddin Rabbani) 11.000 20.000 Cephe Nejatı Milli (Segbetullah Müceddidi) 9.000 15.000 Milli tslami Mohaz 8.000 15.000 Hizbi tslami (Yunus Halis) 5.000 7.500 Afganistan Krizi 1 Tahir Amin / tslamabad / 1982 / Siyasal Araşnrmalar Ensthüsu s. 103 Allah'a mı kaldı? Sonuç olarak 20 günlük gezimde, mücahidiyle, köylüsüyle, siyasi ve dini yetkilisi ile yaptığım göruşmelerden ve gordüklerimden Afganistan savaşmın artık boyutlarınm değiştiğini anladım. Sorun sadece mücahitlerle Ruslar arasında değil. Bir sürü bölgesel ve uluslararası etmen etAfganistan kitapları kin. Anahtar birkaç tane. Sadece Kabil ve Peşaver'de değil. tsAfghanısian and Ils Inhabııants ' Translated front the lamabad'da, Washington'da ve "Hayaıı Afghan"of MuhamadHayaı CSI, by Henn tabii ki Moskova'da. Körfez ülPrtesttey 1981 / Sangenıeel ptıbiicalrons / Lahor /124 p / 175 Rs. kelerinde de var bir anahtar. Afghans Meeı Sovıel Chalienge / Rahman and Qu6 yıl once yeni başlarken Cireshi / Institute of Regıonal Studies / Peshanvr ' 1981 had, idealizm cıplak gozle belliy' «5 p / 50 Rs. di. Iman, hırs, bağımsızhk ortaMeınorıals of Afghanisıan 1183842) / J.H. Stovqudaydı. Çok fazla azalmamış bu eller / Saeed Book Bank / Peshawar / 1983 ' 304 p150 duygular. Ama başka etmenler p/210 Rs. katılmış işin içine. Caci dönuAfghanistan Report / no 15 / June 1985 / Instiluıe şunde mücahitler görüşlerimi öğof Sıralegic Studies • Islaınabad 43 p / 15 Rs. renmek istedi. "Genel degerlenReporı on Afghanisıan / Kuldıp .\avar ' 1981 Allıdirmen nasıl, 6 yıl öncesine oraned Publıshers 1981 ' Bomboy > 212 p / S0 Rs. The Sovıeı Occupaıivn of AJghanisıan / John Fıılla?" diye sordular. "Sonucu önlerton > h'ar Eosıern Econoımc Revıew Itd. / Hong Kong ceden belli bir maç gibi. Kanlı t 1983 (?) 205 p ı 100 Rs. bir beraberlik,böyle giderse. Afghanistan and Pakistan > Syed Abdul Quddus , Fe Ama çok fazla sayıda etmen girrozsons lld Lahor 1982 ' 210 p • 40 Rs. miş işin içine. Nasıl değişir? Ben Afghanisıan and \epal / Impenal Gazelteer of lııpek bilemem. Allah bilir?" dedıa / Sangeıııeel pııblıcatıons / Lahor / 1979 ı 144 p dim. ' 65 Rs. The Races of Afghanisıan (1880) / H. H'. Betlew eel publıcalıons 124 p ı 40 Rs l 1979 SÖKÜM Pusuya dusurulen konvoylar, mücahitler tarafından parça parça sokuluyor. BITTI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear