25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 OCAK 1985 ¥* * HABERLERİN DEVAMI BULGARİSTANDA TÜRKLERE BASKI CUMHURÎYET/11 Lirve çekişmeli başladı Baştarafı 1. Sayfada) onra, taraflar Güvenlik Konseyi [ayrı resmi danışma salonuna irveyi başlatmak üzere geçtiler. Kı nalı biçimindeki masanın iki <anına Genel Sekreter Perez de ruellar'ın yardımcılan oturdu. ruellar'ın sol tarafından en baş.a Rauf Denktaş, onun solunda sırasıyla KKTC Dışişleri Bakanı Münir Necati Ertekun, toplumlararası görüşmelerdeki son Türk temsilcisi Ümit Suleyman Onan ve KKTC Nevv York temsilcisi Nail Atalay dizildiler. Denktaş'm tam karşısında Spiros Kipriyanu, onun sağında ise toplumlararası görüşmelerdeki son Rum sözcüsü Andreas Mavrommatis, anayasa uzmanı bayan Stella Soulioti ve hukuk uzmanı polis Polyviou yer aldılar. New York'ta bulunmalarına rağmen Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu ile sözcü Andreas Hristofides zirve toplantısının yapıldığı salona girmediler. Hristofides, zirve toplantısı devam ederken bir basın toplantısı düzenledi ve "Denktaş'ın bugiine dek verdiği demeçleri yanıtlamak istediklerini, ancak kendilerinin bugiine kadar Genel Sekreter'e verdikleri sözü tutarak zirveye ilişkin esas ve prosedür konulan üzerinde konuşmaktan kaçındıklannı" söyledi. Hristofides, New York'a bir imza töreni için değil, bir. diyalog ve müzakere amacıyla geldiklerini bildirdi ve zirvenin üç gün süreceği tahminini yürüttü. SON FIRSAT Hrıstofides'in basın toplantısı sırasında zirve, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın açış konuşması ile başlamıştı. De Cuellar açış konuşmasında, bu zirvenin Kıbrıs sorununun çözümü yolunda son çaba olduğunu kesin bir dille vurguladı. BM Genel Sekreteri, Denktaş ve Kipriyanu'ya ve her ıki heyete hitaben, "Eğer bir anlaşmaya ulasmaya kararlıysanız. şimdi eşsiz bir fırsat mevcuttur. Eğer bu an da yitirilirse, bunun bir daha kolay kolay geri gelmeyeceğini sizin de kabul ettiğinizden eminim" dedi. Perez de Cuellar, açış konuşması sırasında. "Bu aşamada çabalanmızın boşa çıkmasına göz yummak çok kolaya kaçmak olur. Bunun meydana gelmemesi için hepimizin gayret gösterecegini bilivorum. Burada Kıbrıs Federal Cumhuriyeti'nin kuruluşuna gidecek bir anlaşmaya ulaşmak için bulunmaktayız" diyerek bir anlaşmaya ulaşılması gereğini vurguladı. Genel Sekreter Perez de Cuel\ar, daha sonra taraflara bir görüşme prosedürü önerdi \e zirve çalışmalarına devam edildi. Ilk oturuma TSt 19'da ara verildi. Zirve toplantısından sızan bilgilere göre, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'dan sonra Kıbrıs Rum yönetimi Başkanı Spiros Kipriyanu söz aldı. Üçüncü tur dolaylı göruşmeleri sonunda ortaya çıkan ön anlaşma taslağının her 14 paragrafı üzerinde görüş belirtti. Kipriyanu'nun getirdiği yorumun Turk tarafının yorumundan çok farklı olduğu ortaya çıktı. Bunun uzerine Denktaş, söz alıp Türk tarafının tavrını dile getirdi. Denktaş'ın yanıtından sonra Kipriyanu, Kıbrıs Türk liderine öğleden sonra baş başa görüşmeyi önerdi. Yerel saatle 16'da (TSİ 23) Denktaş ve Kipriyanu'nun ikili bir baş başa görüşme yapması üzerinde mutabık kalınarak ilk celse kapandı. TSİ 23.00'te yapılması kararlaştınlan DenktaşKipriyanu baş başa görüşmesi, önce bir saat ertelendi, daha sonra Denktaş'ın da yarım saat geç gelmesi üzerine 00.30'da başladı. Denktaş'ın gecikmesi, zirvenin yarvda kalabileceği spekülasyonlarının doğmasına yol açtı. Denktaş, basın mensuplannvn "Neden geciktiniz?" sorulanna karşılık gülumseyerek, "Teknik nedenlerle" dedi. Heyetler halinde toplantı salonuna girilmesine rağmen, Denktaş ve Kipriyanu bir süre sonra heyetler halindeki görüşmeyi keserek baş başa görüşmeye başladılar. Zirvenin ikinci oturumu yaklaşık bir saat sürdü. Toplantıyı ilk terkeden Türk tarafı oldu. Toplantı sırasında Denktaş ile Kipriyanu'nun, Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın katılımıyla, bir süre başbaşa görüştükleri öğrenildi. İsminin saklı tutulmasını isteyen bir Türk yetkili, Rum tarafının tutumunun kestirilemediğini açıklarken. zirvenin şansını "50 5 0 " olarak gormek gerektiğini söyledi. Aynı yetkili, "Türkiye geri çekilebileceği noklaya kadar geldi. Bundan geri gitmesi mümkün değil" diye konuştu. Rum heyeti ile yakın ilişkideki bir kaynak ise, bize BM Merkezi'nde görüştuğü Amerikan, İngiliz ve Genel Sekreterlik çevrelerinin, zirveden sonra bir belgenin mutlaka imzalanacağını söylediklerini kaydetti. Aynı kaynak, soz konusu çevrelerin "Türk tarafı üzerinde baskı olduğunu" bildirdiklerini öne surdu. Üst düzeydeki, isminin saklı tutulmasını isteyen Türk yetkili' ise ABD'nin şu aşamada hiçbir baskısmın söz konusu olmadığını belirtti. Rum tarafının zirveye şu noktalan getirip tartışmak istediği biliniyor: • Adadaki Türk askerlerinin geri çekilme takviminin saptanması. • Garantiler. • Üç özgürlük (serbest dolaşma, yerleşme ve mülkiyet). Sofya'daki diplomatlar olayiarı izliyor SOFYA, (AP) Sofya'daki yabancı diplomatlar, Güneydoğu Bulgaristan'da yaşayan Türklere yönelik baskılar olduğunu ve çok sayıda Turkün oldüğüne ilişkin söylentiler çıktığını bildirıyorlar. Bir kaynağa göre ölü sayısı hakkında kesin bir bügi yok, ancak, "Bölgedeki asker sayısının büyiik oranda arttırıldığı sanılıyor." Diğer bir kaynak ise son haftalarda 40 kişinin öldüğü şeklinde haberler duyduğunu bildirirken, "Yani rakamlann hicbiri doğnılanabilmiş değil, ama ortada bir sorun olduğu kesin" diye konuştu. Bulgar yetkılileri, konuyu kendileriyle gorüşmek isteyen bir yabancı gazetecinin isteğini kabul etmedi. Ülke nüfusunun yüzde 10'u Türk kökenli. Çeşitli haberlere göre, hükümet son zamanlarda Türklere yeni nüfus kâğıtları ve Bulgar isimleri veriyordu. Çatışmaların büyük bir kısmının TurkYunan sınırının 70 kilometre kuzeyinde yer alan Haskova bölgesinde çıktığı haber veriliyor. Haskova Türklerin büyük kısmının yaşadığı bir bölge. 'Baştarafı 1. Sayfada) Her yıl Hazine'nin kaybedeceği milyarlann verilmek istendiği bu şirketin yerli ve yabancı ortakları kimlerdir? Yetkililerin iddia ettikleri gibi Etibank misali büyük bir müessese, böyle bir yatırımı yapacak ve işletecek mali ve teknik imkânlardan yoksun mudur? Bu anlaşmayı mevcut yasaları hiçe sayarak imzalayanlar hakkında ne gibi bir işlem yapılmıştır? Ve bundan böyle hükümetin tutumu bu konuda ne olacaktır?" KAPIKULE SORUŞTURM.\SI Başbakan Turgut Ozal'dan Kapıkule Gümrüğü'nde meydana gelen rüşvet ve yolsuzluk olaylanyla ilgili olarak yürütülen soruşturmanın hangi aşamada olduğu soruldu. HP Edirne Milletvekili Muhittin Yıldırım TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde, Maya Dergisi'nin aralık sayısında yer alan bazı iddalara değinerek şöyle dedi: "Derginin söz konusu sayısında iddia edildiği üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Sudi Türel ile ANAP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Halil Şıvgın'ın aracılıkianyla Kapıkule Gümrügü'ne atanan bazı gümriik görevlilerinin de rüşvet ve Özal'a soru yağmııru yolsuzluk olaylarına kanştıkları ve bu kişilerin hakkında sanık sıfatıyla dava açıldığı doğru mudur?" Yıldırım, Başbakan Ozal'dan Türel ve Şıvgın hakkında bir işlem yapmayı düşünüp düşünmediğini de öğrenmek istediğini kaydetti. DAMŞMANLAR Anavatan Partisi'nden bir yıl süreyle geçici olarak ihraç edilen daha sonra istifasını \eren Edirne Milletvekili Türkân Arıkan, Başbakan Turgut Özal tarafından yanıtlanmasını isteyerek bir soru önergesi hazırladı. Arıkan TBMM Başkanlığı'na verdiği önergesinde Ozal'dan 13.12.1983 ile 16.1.1985 tarihleri arasında Başbakanlık daruşmanı olarak atananların isimleri ile sayısını sordu. Önergesinde Başbakanlık danışmanlarının danışmanlık konulan, uzmanhk alanları ve iş tecrübeleri hakkında da bilgi edinmek istediğini belirten Arıkan, söz konusu danışmanların yaşı, son 10 yıl içindeki iş tecrübesi, daha önce çalıştığı kurumlar konusunda sorular yöneltti. SOYTAŞ Devlet Bakanı Kazım Oksayın eskiden Genel Müdürlüğü'nu yaptığı SOYTAŞ şirketi ile ilgili olarak, Başbakana sorular yönelten HP'li Ali thsan Elgin, dün bu sorulanna yenilerini ekledi. Elgin, dün yaptığı yazılı açıklamada SOYTAŞ'ın ANAP'a bağış çeklerinin altında kimin imzası bulunduğunu ve miktarının ne olduğunu sordu. Elgin, Özal'ın bu konuda devletin yetkili organlarınca hazırlanan raporu kamuoyuna açıklamasını istedi. Oksay'ın bu konuda verdiği demeçin yetersiz kaldığını, Oksay'ın demeçte kendisini mi, SÖYTAŞ'ı mı, ANAP'ı mı, yoksa hukümeti mi savunduğunun anlaşılamadığını bildiren Elgin, şunları söyledi: "ANAP iktidarının 3'üncü ayında, 31 Mart 1984'te kamu ve özel bankalara toplam 5 milyar 916 milyon lira borcu bulunan SOYTAŞ'ın bugün içjn borç miktan ne kadardır? L'st ve alt katında iş dünyasının şöhretli kişilerinin oturduğu dairelerde kimler ikamet etmektedir? Söz konusu binanın inşaatı kimlerin ya da hangi şirket veya kooperatifin katkılanyla gerçekleştirilmiştir? Binayı inşa eden kuruluşun ortakları kimlerdir? Kamuoyu ayrıca orta katta oturanın söz konusu daireyi iktisap tarihinde kaç Turk Lirasına satın aldığının yanıtını da merak ve heyecanla beklemektedir." UGUR MUMCU GOZLEM Karadııman Bulgar göçmenleri kabul etti ANKARA, (THA) TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, Bulgar goçmenlerinden oluşan sekiz kişilik bir heyeti dün makamında kabul etti. Bursa'da yeni kurulan Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mümin Gençoğlu, Karaduman'ı ziyaretinden önce. Bulgaristan'da yaşayan soydaşlarının sorun ve dertlerini TBMM Başkanı'na anlatacağım ve ayn; zamanda da bir dosyayı sunacağını bildirdi. Bulgar göçmenlerini kabul eden Karaduman, yaptığı kısa konuşmada, Bulgaristan'da yaşayan Türk asıllı yurttaşların şikâyetlerini konu alan sıkıntılar hakkında kendisine bazı konuların intikal ettiğini belirterek şoyle konuştu: "Bulgaristan'da yaşayan yurttaşların şikâyetlerinin aynntılarını öğrenmeye çalışacağım. Sonra da ilgili makamlarla görüşmeler yaparak, çözüm yolu arayacağım." (Baştarafı 1. Sayfada) Tunca Toskay! Bugünün TRT Genel Müdürü, o gün "İktisat Faküttesimezunu" etiketi ile bu sosyalist aydın bildirisine hiç duraksamadan imzasını atıvermişti. (Yön, 10 Ocak 1962, s. 2) Bildiride "Özel teşebbüse dayalı kalkınma yavaştır, ıstıraplıdır, israflıdır ve sosyal adaletle bağdaşması, az gelişmiş bir memlekette imkânsızdır. Böyle bir kalkınma, siyasi gücü geniş ölçüde iktisadi güce tabi kılması yüzünden demokratik de değildir" denmekteydi. "İktisat Fakültesi mezunu" Tunca Toskay bu bildiriye imzasını attığı zaman çocuk degildi; olgun bir insandı, elbette imza attığı düşüncelerin ne anlama geldiğini de bilmekteydi. Toskay, filmlerde kahraman rollerine çıkıp, tanık olarak çağrıldığı mahkemelerde sonbahar yaprağı gibi titreyen beyazperde yıldızı da değildi; neyin ne olduğunu o günlerde ayırt edecek bir bilgi birikimine de sahipti. 1961 yılında kaleme alman bildirida çok sayıda öztürkçe sözcüklere rastlanmaz. Yine de bildiride "toplum" gibi "yön" gibi "akılcı" gibi "çağ" gibi sözcükler yer almıştı. Bugün Toskay, TRT Genel Müdürüdür. Bugün altına imza attığı düşünceleri çoktan unutmuştur. Aradan geçen zaman içinde "İktisat Fakültesi mezunu" etiketi "iktisadi coğrafya profesöru" kartviziti ile değişmiş, bu kartvizite "özel sektörcu ANAP" eliyle "TRT Genel Müdürü" kimliği de iliştirilmişti. Şimdı bu Tunca Toskay, "toplum" gibi dilimize yerleşmiş sözcükieri yasaklayacak kadar bir dil bağnazlığı içinde yasak düzeninin savunuculuğunu yapmaktadır. 1961 yılında içinde "toplum" sözcüğünün de geçtiği bildiriye irnza koyan Toskay. aradan geçen yirmidört yıl sonra, bırakınız bu bildiride yer alan sosyalist düşünceleri, bildiride kullanılan "toplum" gibi sözcükieri bile yasaklamaktadır. Evet, nereden nereye? Nedir bu değişim? Ve nedir bu değişimin nedenı? Sözrükler kadar insanlar için de üzülüyoruz. Nereden nereye? 1961 yılında, Doğan Âvcıoğlu'nun, İlhan Selçuk'un, Mümtaz Soysal'ın. ilhami Soysal'ın, Sadun Aren'in ımzaları yanına adını yerleştir, sonra üniversite profesöru olarak sözcük avcılığına çık; şu "Aldıkaçtı Anayasası"nda bile yer alan sözcükieri yasak listesine al.. Ne için bütün bunlar, ne için? Tunca Toskay'ın şu yirmibeş yıllık değişimi bir aydın dramıdır aslında.. Türkiye'de özellikle son yıllarda "sağcı dil", "so/cu dil" ayrımı yapıldı. Oysa bir dilde ne kadar çok sözcük kullanılırsa, o dil bu ölçüde güçlenir, zenginleşir. Dilde zorlama ve yasakçılık ise tersine; nep olumsuz sonuçlar doğurur. Bugün dilde öztürkçe akımına karşı olanlar bile ister istemez yeni sözcükler kuilanmıyorlar mı? Kullanıyortar. Bu sözcükler artık günlük konuşma diline yerleşmiştir, böylesine "lisan zabtiyeliği" ile sökülüp atılırlar mı dilden? Boşadır bu çabalar... TRf'yı ANAP içindeki "dört eğilimden" birinin "kalesi" yapmak, çok büyuk sorunlar yaratır. Gerilim kimseye yarar sağlamaz. Bir Amerikan özdeyişidir; "Arslanın sırtında hüküm sürmeye çalışanlarsonunda o arslana yem oluriar.." TRT içinde yeni gerilımler, kamplar yaratmak, halkın vergileri ile çalışan bu kururnu halkın oy verdiği partilere kapatmak, sonra da sözcük yasaklamak kimseye ama kimseye hayır getirmez. "Yön bildiricisi" Tunca Toskay Bey'e ise hiç!.. Ozal a (Baştarafı 1. Sayfada) sorunlarını ayrıntılarıyla bilmesinin mümkun olmadığını kaydeden bu çevreler TÜSİAD'ın sanayinin sorunlanna tam olarak sahip çıkacak bir başkan arayışı içinde olduğunu vurguluyorlar. Bilindiği gibi TÜSİAD içinde büyük sanayi kuruluşlarının sahip ve yöneticileri ağırlık taşıyor. Ali Koçman'ın asıl ilgi alanının armatörlük olmasma karşın yerine aday gösterilen Ömer Dinçkök'ün Türkiye'nin önde gelen sanayi gruplarından birinin başında bulunması, ayrıca TÜSİAD ve ÎSO yönetim kurullarında yıllardan beri görev almış olması adaylığını güçlendiren nedenler arasında gösteriliyor. TÜSİAD Başkanhğı için şu anda tek aday durumunda olan Ömer Dinçkök 1948'de İstanbul'da doğdu. Robert Kolej Yüksek Okulu'nu bitirdikten sonra aile firması olan Aksu Grubu'nda iş hayatına atılan Ömer Dinçkök beş yıldan beri TÜSİAD Yönetim Kurulu'nun üyesi. Dinçkök, 198082 yıllannda İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu'nda görev aldıktan sonra 1984 yılında yeniden bu şöreve seçilmiş bulunuyor. Ömer Dinçkök evli ve iki çocuk babası. Ntikleer ihalede kardeş (Baştarafı 1. Sayfada) man firmasıyla "yap işlet devret" modeli üzerindeki görttşmelerin sürdürüldüğünü, Kanada firmasıyla "yap işlet devret" modeli üzerinde görüş birliği sağlandığını söyledi. Türel, santral yapımının altı yılda tamamlanacağmı da açıkladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, ihalenin sonucunun açıklanmasının, garantiler konusundaki görüşmelerin uzamasından kaynaklandığını sözlerine ekledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda dün yapılan toplantıya, DPT Müstesan Yusuf Bozkurt Özal ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli de katıldı. 10 YILLIK ÖYKÜ Nükleer santral projesi, yatıntn programına ilk kez 1975 yılında alındı. O tarihteki değerlere göre 3.6 milyar lira harcanarak 660 Megavat gücünde bir nükleer santral kurulacaktı. 1977 yılında 3 Isviçreli, bir Fransız firmasından oluşan, müşavirlik mühendislik uzmanlar gmbuna hazırlatılan şartnameyle, ilk uluslararası ıhale açıldı. Alınan tekliflerin değerlendirilmesi sonucunda lsveç ASEA Atom Stal Laval ön sırayı aldı. Ancak dış finansman sorunu çözümlenemediği için ihale sonuçsuz kaldı. TEK, nükleer santral için ikinci ihaleyi 1983'te açtı. 7 firmanın katıldığı ihaleye Kanada AECL firmasının 635, Federal Alman KWU firmasının 986 Megavat gücünde santral kurmak üzere verdikleri teklifler olumlu bulundu. Kanada firmasının teklifındeki kurulu güç, daha sonra 685 megavata yükseltildi. ABD'li GE firması da aynı ihaleye katılarak, Sinop'ta 1185 Megavat gücünde bir santral kurmayı önermişti. Hükümet, her üç firmaya 2 Kasvm 1983'te niyet mektubu verdi. Niyet mektubunda, firmaların 30 Haziran 1984'e kadar sözleşmeye ilişkin bilgileri tamamlamaları istendi. Hükümet, daha sonra firmalara "yap işlet devrel" modelini önerdi. ABD'li firmanın teklifini ise, Sinop'un deprem kuşağında olması nedeniyle geri çevirdi. Federal Alman ve Kanadalı fırmalarla ikili gorüşmeler düne kadar sürdürüldü ve sonunda "kardeş payı" yapıldı. Baba (Baştarafı 1. Sayfada) 8) Otomobil, yeni Başbakanlık binasından aynlarak Özdağlar'ın Dikmen'deki evine doğru hareket etti. Edinilen bilgilerde ayrıca, Uğur Mengenecioğlu'nun çantası ile ilgili olarak ortaya attığı iddialar, baba Özdağlar ile şofor tarafından reddedildi. Baba Özdağlar, Uğur Mengenecioğlu'nun otomobile bindiğini doğruluyor, ancak elinde çanta olmadığını ve aralarında çantanın dışmda herhangi bir paket, kutu ve benzeri eşyanın el değiştirmediğini söyiüyor. Şoförün de aynı biçimde bir yaklaşımla olayı değerlendirdiği belirtiliyor. Öte yandan olayın tek kanıtı olarak bilinen banttaki konuşmaların 2526 aralık tarihlerinde kayda geçirildiği belirlendi. Eldeki veriler, olayın ihbar tarihini 15 Aralık 1984 tarihi olarak gösteriyor. Erzurum'da ısı 35 derece ERZURUM (Cumhuriyet) Doğu Anadolu Bölgesi'nde hava sıcaklığının dün gece sıfınn altında 35 dereceye kadar düşmesi sonucu yaşam durdu, nehirler dondu. Erzurum ve çevresinde sıfırın altında 35 dereceye kadar düşen hava sıcaklığı, 2 bin kadar su sayacınm donmasına neden oldu. Bu arada Erzurum Belediyesi zabıta ekipleri, soğuktan etkilenen 10 ton sebze ve meyveyi imha ettiler. Belediye otobüslerinin sabahın erken saatlerinde çalışmaması sonucu seferler aksadı.mazotları donan çok sayıda araç da yollarda kaldı. Halkunız Hazine Bonolarını rlendiri>or,, Ozetle Suçluluğun Onlenmesi Sempozyumu Adalet Bakanlığı'nca düzenlenen "Suç İşleyenlerin Yeniden Topluma Kazandırılması ve Suçluluğun Onlenmesi'" konulu uluslararası sempotyum, pazartesi günü htanbul'da başlayacak. OTlWde düzenlenen ve üç gün sürecek olan sempozyumun açış konuşmasını Adalet Bakanı Necat Eldem yapacak. Dünyn uaktilografi Şampiyrması Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da 14 temmuzda yapılacak 1985 Dünya Daktüografi Şampiyonası'na katılma koşuüan açıklandu İOdakikahk "sürat" ve ludakikalık "hatasızlık"" yanşlarının sonuçlan bu yıl ilk olarak elektronik, elektrikli ve mekanik daktilografı kategorileri olmak üzere 3 ayrı bölümde değerlendirilecek. Yetkililer, şampiyonaya katılmak isteyenlerin 25 ocak tarihine değin Sultanahmet Sekreterlik Meslek Lisesi Müdürlüğü'ne başvurmalarını istediler. Devletten haîkımıza bir imkânî Hiç vergisiz, %50 net kazanç. 50.000 lira olan bonolar 100.000 lira oian bonolar 500.000 lira olan bonoiar 1.000.000 lira olan bonolar 40.000 liraya 80.000 liraya 400.000 liraya 800.000 liraya Bunca ilgi görmesi bence doğal. Derslerimde hep vurgulamışımdır... Tasarruf iki şey ister. Yüksek kazanç ve gtivence... HazineBonoları işte bunu sağlıyor."' Biz bütün apartmanca alabildiğimiz kadar aldık. En iyi yatırım diye düşünüyoruz." 'Hamiline yazılı oluşu bir imkan. Vadesi de iyi. Tabii en iyi yanı hiç vergisiz olması. Net ^c 50 kazanç. Daha ne olsun?" Kızın evliliği için ayırdığımız 400.000 lirayı yatırdık. 500.000 liralık bono aldık. Çok işe yarayacak." Hazine bonolarımn satışına T.C. Merkez Bankası, T.C. Ziraat, T. Vakıflar ve T. Emlak Kredi Bankalarının tüm şubelerinde devam edilmektedir. Maslakta kaza Şişli Maslak yolunda, F. Alman uyruklu Herbert Nedel yönetimindeki NRAİ2H plakalı TIR'm çarptığı Mustafa Duman (67) adlı yaya, ağır yaralanarak kaldınldığı Şişli Etfal Hastanesinde hayatını yitirdu 5.000.000 lira olan bonolar 4.000.000 liraya 10.000.000 lira oian bonolar 8.000.000 iiraya
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear