23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet ATILMA Sahibi CumhuriyM Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anomm Şirketi adına Nadir Nadi. • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Müessese Muduru: Emine Lşaklıgil.Yazı tşlen Muduru Okay Gonensin, • Haber Merkezı Muduru: Yalçın Baver, Sayfa Duzeni Yonetmeni. Ali Acar. TAKVİM 14 Ocak 1985 İmsak: 5.49 Guneş: 7.19 Temsılcıler ANKARA: Yalçın Dogan, IZMIR. Hikmet Çetinkaja, <\DANA: Mehmel Mercan, • Ser\ıs Şeften. kıanbul Haberlerı: Reha Oz, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomı: Ösman Ulaga>, Kullur: Aydın Emef, Magazın: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdulkadir Yucelman, Duzeltme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpa>. IşSendika. Şukran Kelenci. Buroiar • Ankara: Zıya Gökalp Bulvarı, Inkılap Sokak No: 19/4 Td: 3311414', • Izmir: Halıt Zıya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakrnak Cad No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhurivet Matbaacılık \e Gazetecilik T A.Ş Turk Ocağı Cad. 39/41, Cagaloğlu. "ist PK: 246İst. Tel: 526 10 00 (9 hat) Telex: 22246 Oğle: 12.18 İkındi: 14.44 Akşam: 17.05 Yatsı: 18.30 Uyuşturucu kıdlaııan okuldan atüaeak Siyasi ya da ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart ve bant bulunduranlar. Siyasi amaçla huzur, sükun ve çalışma düzenini bozanlar, boykot, işgal, engelleme, personeiin işini yavaşlatma eylemine katılanlar. Devletin şahsiyetine karşı suç işleyenler, silah, mermi, bıçak ve patlayıcı madde taşıyanlar. Tehditle kopya yapan, kendi yerine başkasını sınava sokan veya başkasınm yerine sınava girenler. UZAKLAŞTIRMA Yüksek Öğrenim Disiplin YönetmeUği yuyunlandı Duvar ve benzeri yerlere ahlak dışı yazı yazanlar. İdarecileri ve öğretim elemanlarını tehdit edenler, hırsızlık yapanlar, alkollü içki içenler. Sınavda kopya yapanlar, ideolojik amaçlar dışında boykot, işgal ve engelleme eylemlerine teşebbüs edenler. UYARMA Kaba ve saygısız davrananlar, bağıran, şarkı söyleyen, çalgı çalan, gürültü eden ve çevresini temiz tutmayanlar. KINAMA Ders, seminer ve konferanslara içkili gelenler, kumar oynayan ve oynatanlar. ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Uyuşturucu madde kullanan, taşıyan, bulunduran, ticaretini yapan ya da ırza tecavüz eden yuksekoğretim oğrencileri okuldan atılacak. Yuksekoğretim kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği, ResmiGazete'de yayımlandı. Buna göre, yuksekoğretim kurumlarında siyasi ya da ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart ve bant bulunduran ya da bunları kurum binalanna ya da binalardaki eşyalar üzerine yazan, resimleyen, teşhir eden, sözlü ya da yazılı ideolojik propaganda yapan öğrenciler de okuldan çıkarılacakları gibi, bir daha herhangi bir yuksekoğretim kurumuna alınmayacaklar. Yuksekoğretim kurumlarının ideolojik ve siyasi amaçlarla huzur, sükun ve çalışma düzenini bozan ya da boykot, işgal, engelleme, personeiin işini yavaşlatma gibi eylemlere katılan ya da bu tür eylemlen tahrik eden öğrencilerle, yasadışı kuruluşlara uye olan ve bu kuruluşlar adına faaliyette bulunan öğrenciler de okuldan atılacaklar. Yönetmelik uyarınca, devletin şahsiyetine karşı işlenen curümİer nedeniyle cezalandınlan öğrencilerle, ateşli silah, mermi, bıçak, patlayıcı madde taşıyan, bu suçlardan mahkum olan öğrenciler okuldan atılacaklar. Sınavlarda tehditle kopya yapan, kendi yerine başkasını sınava sokan ya da başkasının yerine sınava giren öğrenciler de okuldan çıkarılacak. Yönetmelik uyannca, ilişkilerinde kaba ve saygısız davranan, başkalannı rahatsız edecek biçimde bağıran, şarkı söyleyen, çalgı çalan, gürultü eden ve çevresini temiz tutmayan öğrencilere uyarma cezası verilecek. Yuksekoğretim kurumunun ders, seminer, konferans ve uygulamah faaliyetlerine içkili olarak katılan, kumar oynayan ve oynatan öğrenciler, kınama cezasma çarptınlacak. Yuksekoğretim kurumu içinde siyasi faaliyette bulunan, bildiri dağıtan, afiş ve pankart asan, kapı, duvar ve benzeri yerlere ahlak dışı yazı yazan öğrencilere bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezası verilecek. Yuksekoğretim kurumu idarecileri ile öğretim elemanlarını tehdit eden, şahıslarına karşı sözlü ya da yazılı olarak hakaret eden öğrenciler ile hırsızlık yapan, yuksekoğretim kurumunda alkollu içki içen öğrenciler de bir ya da iki yarı yıl için uzaklaştırma cezasına çarptınlacaklar. Sınavlarda kopya yapan, yasaklanmış yayım bulunduran, siyasi ve ideolojik amaçlar dışında boykot, işgal, engelleme gibi eylemlere teşebbüs eden öğrencilere de bir ya da iki yarı yıl için uzaklaştırma cezası verilecek. Uyarma, kınama ve yukseköğretim kurumundan bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezalan, doğrudan doğruya ilgili fakulte dekanı, enstitü, konservatuvar ya da yüksekokul mudürünce, yukseköğretimden bir ya da iki yarı yıl için uzaklaştırma cezası ile yuksekoğretim kurumundan çıkarma cezalan yetkili disiplin kurullanna verilecek. Hakkında disiplin soruşturması açılan öğrenciye, atfedilen^ suç ile savunmasım yapacağı tarih en az üç gün önce yazılı olarak bildirilecek. Disiplin amirleri tarafından soruşturma dosyasına dayanılarak resen verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yoluna gidilemeyecek. Ancak disiplin amirlerince verilen bir haftadan bir aya kadar ya da disiplin kurullarınca kararlaştırılan bir ya da iki yarı yıl için yükseköğretim kurumundan uzaklaştırma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilecek. Disiplin kurulları tarafından verilen yuksekoğretim kurumundan çıkarma karanna karşı, 15 gün içinde üniversite yönetim kuruluna itiraz edilebilecek. İtiraz halinde, üniversite yönetim kurulu, kararı inceleyerek verilen cezayı aynen kabul ya da reddedecek. Ret halinde, disiplin kurulu ya da yetkili disiplin amiri ret gerekçesini göz önünde bulundurarak itirazı karara bağlayacak. Üniversite yönetim kuruİunca alınan ve oğrencinin aleyhine sonuçlanan kararlara karşı idari yargı yoluna gidilebilecek. Nükleer santral ihalesinde son raunt yarın Ekonomik tşler Yüksek Koordinasyon Kurulu yarın son kez Kanadah AECL ile Alman KWU firmalanyla görüşecek. ANKARA, (UBA) Uzun zamandır kamuoyunda tartışüan ve bir türlü sonuçlandınlamayan nükleer santral yapılmasma ilişkin ihalenin üçüncü ve son raundu yarın, "nihai görüşmeler için" çağrılan Kanadah AECL ile Alman KWU firmalanyla yapılacak gorüşmelerle başlayacak. 3 ocak perşembe günü toplanan ve nükleer santral ihalesi konusunda Enerji Bakanlığı'nın getirdiği teklifı inceleyen Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon Kurulu, Kanadah AECL firmasının nihai göruşmeler yapmak üzere 15 ocakta Ankara'ya çağrılmasını kararlaştırdı. Yüksek Kurul, bu arada Alman KWU firmasına da yeşil ışık yakarak firma yetkililerinı "son bir gönışme yapmak uzere" 15 ocakta Ankara'ya çağırmıştı. Edinilen bilgilere gore, "yap işlet devret" formülüyle Türkiye'den nükleer santral kurmak için teklif getiren AECL ve KWU firmalanyla yapılacak son gorüşmelerden bir ya da iki ay sonra hükumet kararını açıklayacak. Alman KWU firmasmın da son göruşmelere çağrılmasının, "nükleer santralların" kardeş payı yapılması duşüncesinden kaynaklanabileceği belirtiliyor. Yannki toplantıya Kanadah firmanın Akkuyu Nükleer Santrah'nı yapmasına garanti gözuyle bakılarak giriliyor. Ancak Alman KWU firmasmın "son bir kez görüşmede" getireceği teklif ile, ihaleye ortak olması ya da ikinci nükleer santralın ihaiesini alabilmesi de bekleniyor. "Tîmes" 200 yaşında Kömür tüccarı John Walter tarafından kurulan "Times", yazgısını Sanayi Devrimi'ne borçlu bir gazetedir. Bir yönüyle gazetenin tarihi aynı zamanda Sanayi Devrimi'nin tarihidir. Nice çalkantılardan geçen, bir yıl süreyle de hiç yayımlanamayan "Times", 200. yılında şanlı günlerine dönebilmenin mutiuluğunu yaşamaktadır. Kullür Servisi 1 Ocak 1975 Cumartesi gunü. O akşam Covent Garden'da "Figaro'nun Düğünu" sahneleniyor; rakip tiyatro Drury Lane'de bir başka komedi var: " P i ç " ve ardından kısa sure önce îspanyollara karşı verilen bir savaşın sahneye uyarlanışı olan "Cebelitarık Kayası". Bu arada genç "leydilerin" yetiştirileceği yeni bir okulun açılış haberi var; yepyeni bir steno oğrenme yonteminin üstün yanları ovuluyor. Yuklerini tamamlamak isteyen gemi suvarileri, kısa sure sonra Cenova, Lizbon ya da tstanbul yönunde hareket edeceklerini bildiriyorlar. Yayımcılar ve kitapçılar son kitaplarını tanıtıyorlar. Bunların arasında "Robinson Crusoe" ile unlenen yazar Daniel Defoe'nun son romanı da var İşte Londralıların, yaklaşık bin adet basılan ve obür gazetelerden hissedilir biçimde ucuza, 2.5 peni gibi bir fiyata satılan "Daily Lniversal Register"in birinci sayfasında okuduklan. Gazetenin manşeti de baskının "logografi" yöneümiyle yapıldığını belirtiyor. THE 1Sİ& TİMES Militants attack Scargill for lack of initiative Şrt«apa« Geleneklere bağlı Çağdaş gazeteciliğin atası olan ; "Times'" geleneklere sahip çıkmıştır. Başlığı çevreleyen krallık arması hâlâ yerli yerindedir. Soldaki ilk sütunun tepesinde 1804'ten bu yana baskının başlama saati 4.30'da durmuş bir saat kadranı yer almaktadır. geçmışte çıkan makalelerden yararlanacaktır. "Daily Universal Register"ın tıpkıbasımını incelerken, bugünün okurları gazetelerinin ilk günlerinden kalma bazı özelliklerini uzun süre koruduğunu göreceklerdir. Temsil ettiği gelişim nedeniyle neredeyse evrensel bir kurum olan "Times", aynı zamanda geleneklere de sahip çıkmıştır. Ama ancak 1966 yılında küçük ilanların birinci sayfayı doldurmasına ve haberlerin iç sayfalara itilmesme son verilmiştir. Başlığı çevreleyen krallık arması hâlâ yerli yerindedir. Sol baştaki ilk sütunun tepesinde ise 1804 yıhndan bu yana baskının başlama saati olan 4.30'da durmuş bir saat kadranı yer almaktadır. İlk buharlı baskı makinesi Ho :**%»** dan kurşun satırlar dökülebilecektir. Basın birden çağdaşhğa adım atmıştır ve John Walter'ın kafasında daha başka yenilikler vardır. Ona göre, rakipleri fazla uzmanlaşmıştır. Örneğin, parlamento tartışmalarını olduğu gibi yayımlamak gereksizdir. Bu tartışmaların önemli noktaları alınabilir. Walter'in istediği, siyasal yaşamla iş dunyasının yer bulabildiğı eksiksiz bir gazetedir. Tutkusunu özetler: Çağının tanığı olmak, "dönemin özetini" (The register of the times) gunü günune vermek. Gazetenin kesin adı böylece konmuştur, ama ancak üç yıl sonra başlıkta yerini bulacaktır. Evet, bulunmuştur "Times" gazetesinin formulu. Butün dunyaya kendini kabul ettirmesi de uzun surmeyecektir. 200 yıl sonra, 2 Ocak 1985 günu (İngiltere'de gazetelre yeni yılın ilk gunu yayımlanmaz) "Times" okurları kendilerine gazetenin atasının ilk nüshasının tıpkıbasımının sunulduğunu göreceklerdir. Koleksiyoncular tarafından sabırsızlıkla beklenen bu olay bir dizi şenliğin de başlangıç noktasını oluşturacaktır. Bir dizi kutlama Aynı akşam T"V "Times"ın tarihini verecek, gazete aynı şeyi 7 ocak sayısında gerçekleştirecektir. Ardından bir dizi özel pul çıkarılacak, buyük bir 200. yılı kutlama konseri verilecek, bir gül fidanı dikilecek, özel olarak hazırlanan yeni bir şampanya piyasaya sürulecek, biri okullara yönelik olmak üzere birkaç kitap çıkanlacak, British Museum'da bir sergi açılacak, son olarak da temmuz ayında Hampton Court'daki kraÜık sarayında bir gala gecesi duzenlenecektir. "Times", yıl boyunca Ingiltere'nin ve oteki ulkelerin gelişmeleriyle ilgili roportajlar ve soruşturmalar yayımlayacak, bunları yaparken zaman zaman Çagının tanıgı olmak Bu yeni gunluk gazetenin kurucusu John NValter, "halka" yönelttiği uzun yazısında en başta bu baskı yonteminin fiyau düşurmesini sağladığını açıklıyor. Harflerin teker teker elle dizilmesi sona ermiştir, artık doğru John VValter'm gazetesi ilk kez belli bir saatte çıkmıştır. Başarısı da bu dakikliğinden, teknik gelişmelerden yararlanmadaki yeteneğinden gelir. Eski bir kömürcü tarafından kurulan "Times"ın Sanayi DevTİmi'yle birlikte ortaya çıicması rastlantı değildir. Sanayi Devrimi'nin ve "Times"ın tarihi birbirine çok yakından bağhdır. Gazete bu devrime katıhr, onu yansıtır. John Walter n, 1814te ilk buharlı baskı makinesini devreye sokar, bu da hissedilir bir tiraj artışmı (10.000) çok daha çabuk biçimde sağlayacaktır. Buhar makinesi, Ingiltere'nin gelişmesine, gücüne ve etkisine büyük katkılarda bulunmuştur. Tabii "Times"ın da gelişmesine, gücune ve etkisine. Ülkenin ve gazetenin yazgısı aynıdır. Ama gazetenin şimdiki edebiyat eleştirmeni PhUip Howard'ın belirttiği gibi, "Times" Ingiltere adına konuşsa da yine de majestelerinin hükümetlerine karşı bağımsızhğmı koruyacaktır. Çalkantılı günler Bugün de temelde tutucu olmasına karşın, "Times" zaman zaman Bayan Thateher'a karşı mesafeli davranır. Kralice Victoria çoğu kez "Times"a surat etmiştir. PhUip Hcmard, ilk büyük röportaj muhabiri VVilliam H.Russel'ın Kınm Savaşı'nı izlerken "orduyu kurtardığını ve kabinenin düşmesini sağladığını" anımsatmaktadır. "Times"ın uluslararası otoritesi o kertededir ki, 1878'de gazetenin bir başka yıldızı olan Hendi de Blowitz, Berlin Antlaşması'nın gizli metnini yayımlayarak "yüın haberi"ni verir. 123 yıl süreyle gazetenin yönetimini elinde tutan Walter ailesi, buyük parasal kayıplara uğradıktan sonra 19O8'de işten el çekmek zorunda kalır ve "Times" için o tarihten sonra çalkantılı günler başlar. önce Lord Northcliffe, ardından Lord Astor gazete>i satın ahr. 1966'da sıra Lord Thomson'a gelir. Bir dönemin sonudur bu. Gazete artık çok uluslu bir şirketin malıdır. Kanada kökenli Lord Thomson, büyuk prestije sahip olan gazetede yenilikler yapar. Ama teknik yenihkler 19691978 yıllan arasında gazetenin tirajının 430 binden 295 bine düşmesini engelleyemez. Üstelik özellikle baskı ünitelerinde bu yenilikler büyük güçlüklerle karşılaşacak, grevin felce uğrattığı "Times" 1978 kasımmdan 1979 kasımına kadar bir yıl süreyle yayımlanamay acaktu. Kültiir savaşında ABD, Avrupahları yddırdı A vrupa 'daki sanaî kurumları para sıkıntısı içinde. BBC, ilk kez reklam almaya zorlamyor. A vrupa TV'leri niteliksiz Amerikan programlarını satın almak zorunda kalıyor. Avrupa sinemalarını Amerikan filmleri kapladı. Böyle giderse, Fransa Kültiir Bakanı Jack Lang'ın ABD için kullandığı "kültür emperyalizmi" nitelemesi bile hafif kalacak. Kültür Servisi Bir Alman filmi Wim Wenders'in "Paris, Texas"ı 1984 Cannes Film Şenliği'nde Altın Palmiye'yi aldı. Bir Ingiliz filmi olan David Putnam'ın "Ölum Tarlalan" adlı yapıtı, 1985 Oscar kapışmasının en guçlü adayları arasında yer alıyor. Geçen yıl içinde Pans'te Rausseau ve Kandinsky gibi iki büyük sanatçıya ilişkin retrospektif sergiler duzenlendi. İngilizoyunyazarları, 1984 boyunca, Broadvvay sahnelerindeki üstunlüklerini sürdürduler. İngiliz TV'si, Roma'da saygın İtalia ödullerini silip supurdu. Booker McConnell Ödülu, İngiliz anlatı geleneğinin gunumuzdeki en iyi orneklerini bir kez daha gozler onüne serdi. Yıllardır Fransız yazınının en yetkin orneklerini vermesine karşın, okur sayısını birkaç binin üstune çıkaramayan Marguerite Duras, "Se\gili" adlı romanıyla bu okur barikatını da kırıp yığınlara mal olurken, ulkesinin en saygın yazın odulu Goncourt'u da kazandı. Neresinden bakılırsa bakılsın 1984, Avrupa kulturu açısından yetkin bir yıl olarak gözüküyordu. Peki, Avrupalı yayımcılar, yapımcılar, yonetmenler, muze yöneticileri neden bu kadar mutsuzdular? Birçok Avrupalı oyuncu, ressam ve yazar neden 1984'u "büyük tehlike yılı" olarak değerlendirdi? Değişik sanat dallannda farklı nedenlerle karşılaşmak olası, ama Avrupalıların gordukleri asıl tehlike Amerikalılar'dı. 1984'te Amerikan programlan TV'ye egemen oldu. Avrupa'daki sinema salonlarında en çok Amerikan filmleri gosterildi. Gerçi bu ABD saldırısı yeni bir şey sayılmazdı, ama 1984'te saldırının kapsamı buyük ölçude genişledı. cak Muhatazakâr Parti hukümeti şimdi film endustrisine yapılan bu tur yardımların 1987'de son bulacağını açıklamış bulunuyor. Son olarak "Öliim Tarlalan" adlı filmini gerçekleştiren David Putnam, bu durumda İngiltere'de yalnızca dev "uluslararası" filmlerin >apılabileceğini, dar butçeli niteliklı filmlerin bir yana bırakılacağını soyluyor. Ote yandan, İngiltere'deki yayım çevrelerinde, hukumetin kitaplara ek bir vergi koyacağı soylentisi dolaşıyor. Bu yuzden, >ayımcılar çok satan kitapların kazancıyla yayımladıklan kârsız, ama önemli kitapları basmakta gıttikçe daha fazla isteksizlik gosteriyorlar. V.S. Naipul'un yayımcısı Andrei Deutsch, "İş öyle bir noktaya geldi ki" dıyor, "Karşıma yeni bir Naipul çıksa, yayımlama>ı göze alıp alamayacağımı bilemivorum." kurumunun sırtustu yere serilmesine ramak kaldı. Son yıllarda parasal sıkıntıya duşen BBC, gelirini artırabilmek için sıradan, ucuz. eğlence programlan hazırlamaya zorlandı. Dahası, şu sıralar BBC bugune kadar hiç yapmadığı bir şeyi yapmak, reklam almak konusunda hukumetin baskısıyla karşı karşıya. ABD'nin ^önlenemeyen yükselişi" Bu arada, ozel TV şebekelerinin ve doğrudan yayım yapan uydulann Avrupa'yı baştan başa sarsması, TV programı talebinde buyuk bir artış olacağmı gosteriyor. Bazı tahminlere göre, Avrupa'da yılda 125 bin saatlik programa gereksinme olacak. TV filmleri ureten dort büyük ulke, İngiltere, Fransa, İtalya ve Federal Almanya şu anda toplam olarak yılda yalnızca 5 bin saatlik program yapıyorlar. Bu noktada da devreye gene Amerikalılar giriyor. Amerikalılar yılda vaklaşık 20 bin saatlik program uretiyorlar; dahası arşivleri de tıka basa film dolu. Ama sundukları bu programların buyük bir çoğunluğu o kadar niteliksiz ve zevksiz ki, Avrupa ülkelerindeki TV yöneticileri bu filmleri, ancak zorunluluk sonucu satın alıyorlar. Fransa Kultur Bakanı Jack Lang'ın 1982'de yaptığı bir açıklamada Amerikan "kültür emperyalizmi"nden yakındığı hâlâ belleklerde. Ama oyle gorünuyor ki, ABD'nin kültür dunyasındaki "önlenemeven yükselişi" onümuzdeki yıllarda da surecek olursa, Jack Lang'ın "küllür emperyalizmi" nitelemesi bile hafif kalacak. Sorunun kaynagı parasızlık Avrupalıların sorunu paradan, daha doğrusu parasızhktan kaynaklanıyor. Birçok Avrupa hukumeti sanata ayırdığı parada buyuk kesintiler yaptı. Sonuçta, pek çok Hollandalı ressam ve heykeltraş devlet yardımını yitirdi. Sanatsal nitelikleri bir yana, îskoçya'ya çok sayıda turist çeken Edinburgh Şenliği gibi popüler bir şenlik paraca çok güç durumlara duştü. Hukumetlerın yaptığı kısıntılar ozellikle Avrupa sineması açısından yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Sözgelimi, İngiliz film endustrisi son yıllarda biraz da devlet yardımı sayesinde, kuçuk çapta bir ronesans yaşamıştı. An BBC reklam alacak Sanat piyasası da Amerikan Doları'nın guçlu yukselişinden etkilendı. Birçok Avrupalı muze yoneticisi, sanat hazinelerıne rekor fiyatlar odeyerek gemiye atıp ABD'ye götüren Amerikah doymak bilmez özel kelleksiyonculardan yakınıyor. Ancak kuşkusuz, Amerikah kolleksiyoncuların sanat piyasasına egemen olmasında doların guçlenmesinin olduğu kadar ABD Vergi Yasası'nın da payı var. ABD'dekı vergi yasası, sanat alanındaki harcama ve yatınmlara büyuk kolayhklar ve esneklikler tanıyor. Durmadan kısıntılarla karşılaşan birçok sanat Antibiyotik 4O yılcbr imdada yetişiyor Hastalık unsuru bakteriler, antibiyotiklerle savaşa savaşa onları yenmeyi öğreniyorlar. Bu nedenle aşırı antibiyotik tüketiminden vazgeçilmesi gerektiği vurgulamyor. Fransa'da bu konuda başlatılan kampanyanın sloganı şöyle: 'Antibiyotiklerin büyük gücü saçıp savrulmamah" Dış Haberler Servisi Günümuzden kırk yıl kadar once keşfedilen ve "antibiyotik" adı altında gruplandınlan ilaçlar modern tedavi biliminde son derece önemli bir yer tutuyor. Tıp tarihine buyük bir devrim olarak geçen bu buluş sayesinde kırk yıl içinde milyonlarca insanın yaşamı kurtuldu, yüz milyonlarca insanın da hastalıklannı çabuk ve hafif atlatması sağlandı. Antibiyotikler birçok hastalığı öldürucü olmaktan çıkarıp ağn dindirici etkileri sayesinde daha önemsiz hastalıkların çok kısa bir sürede atlatılmasına olanak sağlıyor. Nitekim antibiyotiklerin kullanılmaya başlanmasının kırkıncı >ıh dolayısıyla "Dünya Sağlık Örgütü" tarafından yayımlanan bir bildiride, "Bu ilaçlann kamu sağlığı açısından yararlanna" değinildi. Geçtiğimiz günlerde Fransa'nın Toulouse kentinde yapılan uluslararası bir tıp sempozyumunda da antibiyotiklere ilişkin düşundurücu bazı sorunlar gundeme geldi. Antibiyotikler kızıl, tuberküloz, tifiıs, frengi, menenjit ve zatürree gibi hastalıklan öldürucü olmaktan çıkardı. Anjin, kulak iltihabı, grip gibi hastalıklarda da imdada yine antibiyotikler yetişiyor. Bu ilaçlar ameliyattan sonra iltihaplanma meydana gelmesi olasıhğını azaltarak cerrahi mudahalelerde de başarı şansını arttırdı. Ancak bu ilaçların tedavi alanmda oynadığı rolun bugün bile tam olarak farkına varılabilmiş değil. Fransız "Le Monde" gazetesine gore birçok doktor antibiyotiklere diğer ilaçlara duydukları kadar guven duymuyor ve yararh olup olmayacakları konusunda şüpheci davranıyor. Oysa hangi antibiyotik çeşidinin hangi hastahğa ne derece yararh olacağmı bir dizi deneyle anlamak mümkün. Bu deneyler vücutta hastahğa neden olan maddeyi tecrit ettıkten sonra çeşitli antibiyotiklerin bu madde üzerindeki etkisini incelemek, sonunda en uygun antibiyotik çeşidini saptamak şeklinde gerçekleştiriliyor. Toulouse'daki sempozyuma katılan doktorlardan Profesör Maxime Armengaud, "Laboratuvarda çalışma koşullannın sınırlı olduğu birçok hastanede bu deney vöntemine başvurulmasının çok zor olduğunu" söylüyor. Surekli kullanılmaları durumunda antibiyotiklere karşı bağışıkhhk kazanılması olasıhğı da var. Yani hastalık unsuru bakteriler, antibiyotiklerle savaşa savaşa onları yenmeyi öğreniyorlar. Bu, bakterilerin ilacın etkisini yok edecek bir madde oluşturma yeteneğine sahip olduklan anlamına geliyor. Bu nedenle antibiyotiklerin aşırı tüketiminden vazgeçilmesi gerektiğı vurgulamyor. Fransa'da bu konuda bir kampanya başlatıldı. Kampanyanın sloganı şu: "Antibiyotiklerin büyük gücü saçılıp savrulmamah." Aynı goruşu Dunya Sağlık Örgütü de paylaşıyor. Sadece bu ilaçların çok kullanıldığı hastanelerde değil, halk arasında da antibiyotiklere karşı bağışıkhk kazananların çok olduğunun anlaşılmasıyla konu daha ciddi boyutlara vardı. Üstelik bu bağışıkhğa gelişmekte olan ulkelerde sanayüeşmiş ülkelerdekinden daha sık rastlanıyor. Bu ulkelerde halk daha fakir olduğu için daha ucuz antibiyotik çeşitlerini satın alma yoluna gıdiyor, daha ucuz antibiyotiklere karşı da genellikle daha çabuk bağışıkhk kazanıhyor. Yeni yönetim 1981'de Lord Tohmson gazeteyi, Sydney'den Londra'ya uzanan bir basın imparatorluğu kurma hazırhğındaki Avustralyalı Rupert Murdoch'a devreder. Murdoch, Londra'da daha önce tirajı dört milyonun üzerindeki "Sun" gazetesini ele geçirmiştir. Murdoch'a geçtikten sonra "Times" da da hissedilir bir düzelme görülür. 1984'eylülünde baskı makinelerinden 484 bin gazete çıkacaktır. "Times", nitelikli gazeteler içindeki en buyük rakibi, liberal eğilimli "Guardian"a yaklaşmaktadır. 1984 yılında, daha çok okur çekebilmek için "Times"da popüler gazetelerin orneğini izlemeye karar vermiş ve bir tür "piyango" sunmuştur okurlanna. Bunun tek özelhği Borsa'daki bazı rakamlardan yararlanmasıdır. Mektupları, kurulduğundan bu yana gazetede efsaneleşmiş bir yer tutan okurlann bir bölumune gore, bu "rezilce" bir ödündür. Ama 1930'larda bulmacanın ilk kez gazetede yer alması da kimilerince "Times'a layık değil" biçiminde değerlendirilmişti. Uzun süreden beri ilk kez, " T i m e s " 1984 yılında kâr ettiğini açıklanuştır, ama bu hesaptan önceki yılların biriken borçları düşülmemiştir. Yine de, 200 yühk gazete yok olmanın eşiğine geldikten beş yıl sonra çok şanlı bir yüdonümünü gerektiği gibi kutlamamn mutiuluğunu yaşamaktadır ve yazı işlerinde dolaşan söylentiye bakıhrsa "200 yıl daha >aşayacağından da" herkes emındir. B o ğ a z K ö p r u s ü v e K e b a f l B a r a j 8 e l i r ' J ,ğ, senetlerinden sonra Ayvacık ortakl Hasan Uğurlu Barajı'nm da satış gündeminde olduğu öğrenildi. Samsun'un Çarşamba ilçesi yakınlannda, Kızılırmak üzerinde kurulu bulunan Ayvacık Hasan L'ğurlu Barajı'nm Keban'dan sonra kilovatsaati 20 ilâ 25 kuruşla en ucuz üretim yaptığı belirtildi. Duzenli üretimi ile Keban'dan sonra en ekonomik üretim unitesi olan Ayvacık Barajı'nm satış gundemine konulmasına muhakkak gozü ile bakılıyor. Ayvacık Hasan Uğurlu Barajı'nm halen faaliyette bulunan Keban ve Oymapmar Barajı'ndan sonra 3. üretim unitesi durumunda olduğu belirtildi. 1980 birimlerine gore 10 milyar lira harcama ile gerçekleştirilen Ayvacık Hasan Uğurlu Barajı'nm bugunku olçulerde 80 milyar lira değerde olduğu bildirildi. Barajın, halen yılda bir milyar 217 milyon kilovatsaat enerji uretecek kapasitede olduğu, 1984 yılı kapasitesini aşarak bir milyar 500 milyon kilovatsaat kapasiteye ulaştığı öğrenildi. ,25 kıınısn plphtrih
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear