25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 ARALIK 1984 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ozetle ABD, Polonyu'nın JMF üyvliğine vetoyu kaldırdı BhopaVde güvenlik operasyonu yarılandı ABD Dışişleri Bakanhğı, Polonya'nm IMF'e uyeliğine vetosunu dün resmen kaldırdığını açıkla İngiltere Başbakanı ve du Dışişleri sözcüsü Alan Rom Sovyetler'in 2 No. 'lu berg, karann Polonya'da uyguadamı, "guvenlikten yana lanan siyasi aftan dolayı verilmişolduklarım, silahlartn en olduğunu, pazar gitnü gösteriyaalt düzeyde dondurulmasını pan Dayanışma yanhlanna kar istediklerini açıkladılar. şı Polonya yetkililerinin uygula DoğuBatı ilişkilerinin dığt şiddetle ilgisi olmadığını gelişmesini temenni ettiler. söyledi. (AP). LONDRA (AP) Sovyetler Birliği Politbüro üyesi ve 2 numarah adamı Mikail S. Gorbaçev önceki gün İngiltere Başbakanı Margaret Tbatcher ile görüştü. İki liderin gorüşmede Hindistan'ın Bhopal kentindeki nükleer silahların azaltılnıası ve böcek itacı fabrikasında "güven uzayda silahlanma yarışının duroperasyonu'' başanyla sürdürü durulması konulanm ele aldıkluyor. Dün fabrikadaki 16 ton ları belirtiliyor. Dört buçuk saatlik görüşmemetil izosiyanürün yansı böcek ilacına dönüştürülmek yohtyla de, liderlerin Doğu Batı arasında daha geniş çapta diyalog kunötraüze edildi. (AP) rulması konusunda göriış birliğine vardıkları açıklandı. Gorbaçev Thatcher'la konuşmasından sonra dun yaptığı açıklamada süpergüçleri "ozay Helsinki Gözlem Komitesi, Af silahlarının yasaklanmastnı ganistan ordusu ile bölgede bu tartışmaya" çağırdı. Thatcher lunan Sovyet askerlerinin, va ise Gorbaçev'i "sevdiğini", tandaşlan, "yargılamaksızm tu "birtikte iş yapabileceklerini" tuklayarak işkence, hapis ve nat söyledi. ta idam ettiklerini" betirtti. 1975 Gorbaçev ile iki ortak noktayılında imıalanan Helsinki an ları bulunduğunu belirten tngilaşması hükümlerine Avrupa'da liz Başbakanı "önce savaş çıkuyulup uyulmadığını denetlemekmaması için elimizden geleni üzere 1979 yılında ABD'de ku yapmalı, sonra da silahsızlanma rulan Helsinki Gözlem Komite görüşmelerinin başanlı olması si'nin raporunda, "Afganistan' için uğraştnalıyız" dedi. daki Sovyet askerleri işkence ko Gorbaçev, Thatcher ile buluşnusunda Afganistan kunıluşla masından sonra dün de tngiliz rına sadece danışmanlık görevi Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey yapmakla kalmıyor, sorgulama Howe ile görüştü. Gorbaçev, ve iskenceye fülen katıhyor"de Howe ile uzay silahlannın yasaknildi. (THA) lanması konusunda görüş birliği içinde olduklarım vurguladı. Gorbaçev'in, Thatcher'a Sovyet Lideri Konstantin Çernen Nükleer silahsızlanma Dünyu, Cenevre'yi bekUyor GorbaçevThatcher görüşmesinde ele ahnan tetnel konu POÜTIKADA SORU1NLAR ERGUN BALQ Silahsızlanma görüsmeleri Kıbrıs, Taviz ve Polemik Santrız, Kıbrıs konusundaki toz duman arasında en doğru değertendırmeyi Sayın Rauf Denktaş yaptı. Denktaş, New York'ta verdiği demeçte politikada yılların deneyiminin getirdiği gerçekçilikle "Her an/aşma karşılıklı adımlar gerektirir. Hiçbir anlaşmada taraflar ilk aşamada öne sürdükleri talepleri eVde edemezler" dedi. Türk tarafının da Kıbrıs konusunda anlaşmak için bazı adımlar attığı açık. Basınımızın bir kanadında yaratılmak istenen havanın aksine, Rumlar da bazı adımlar atmışlardır ya da atmak zorunda kalmışlardır. Türkiye'nin attığı adımlar basınımızda kimi çevrelerce, bize göre pek haklı olmayan bir şekilde "büyük taviz" ve ondan da ötede Kıbrıs Türklerinin "halini duman edecek", "Rumlara bayram ettirecek", "Kıbns'm elden gitmesine yol açacak", "Wbrts Türklerini 1960 Anayasasının koşullarına geri getirecek" bir adım ya da gaflet şeklınde yorumlanıyor. Bu tür heyecanlı çıkışların ise, son derece serınkanlı biç'ımde ele alınması gereken Kıbrıs konusuna polemik havası karıştırdığından, yararlı olduğu söylenemez. Önce taviz kelimesinin üzerinde durmak gerekir. Taviz görece bir kavramdır. Eğer Türk ordusu Kıbns'ın %80'ini denetim altında tutsa idi, bu oranı %70 ya da 60'a indirmek yine taviz sayılacaktı. %90'ını denetim altında tutsaydı, bu kez oranın %80'e düşmesi taviz sayılacaktı. Türk tarafının anlaşma için verdiği tavizlerden biri toprak konusundadır. Ama nasıl bir taviz? Güçlü pozisyondan, öz varlığını ve güvenliğini tehlikeye sokmadan verilen bir taviz. Türkiye, toprak konusunda bu anlamda bir taviz vermiş ve şimdi denetlediğı adanın %37'sini, %29.3'e düşürmeyi kabul etmiştir. Kıbrıs nüfusunun %20'sini oluşturan Türklerin adanın %29.3'ünü muhafaza etmesini, "Kıbns elden gidiyor" ya da "Kıbns Türklerinin hali dumandır" şeklinde göstermek dogrusu pek inandıncı olmuyor. Türkiye'nin toprak tavizini %29.3'e indirmesi gerçi ilk pazarlık pozisyonunu aşmaktadır. Ama sayın Denktaş defalarca, bu oranın ve New York'ta anlaşmaya varılan diğer maddelerin pazarlık pozisyonu olmadığını, nıhai ve kesin bir tavır olduğunu soylemiştir. Aynca unutmamalı ki, Rumların tezi, Türklere en fazla %25 oranında toprak vermekti. Ya Denktaş, bu teminatına rağmen baskı altında gerilerse? Bekleyin; o zaman kıyameti kopartırsınız. Hep birlikte kcpartınz. Ama, henüz ayrıntıları bilmeden, üstelik Türkiye için bir dezavantaj ortada görülmezken bu denli paniğe kapılmak bize biraz abartmalı gibi geliyor. Sayın başyazar, Rumlarla Yunanlılann anlaşma karşısında "sevinçten uçtuklannı, bayram ettiklerini" bildiriyor. Oysa tam aksine Rumlar anlaşmadan yan çizmeye çalışmakta, New York görüşmelerine yeni yorumlar getirmeye çabalamaktadıriar. Nıtekim Denktaş'ın New York anlaşmasını nihai olarak kabul etmesine rağmen Rumlar, Kıbrıs zirvesinde Federal Cumhuriyet'in kurulması için görüşmelenn devam edeceğini ileri sürmeye başlamışlardır. Basınımızda kimi yazarlar da New York anlaşma taslağının Kıbrıs Türklerini 1960 Anayasası ortamına geri götürecegini savunmaktadırlar. Bize bu görüş de pek sağlıklı gelmiyor. Zira, 1960 Anayasasının geçerli olduğu dönemde Türkler bölük pörçük ve Kıbrıs'ın dört bir yanına serpilmiş durumda idiler. Türk köy ve toplulukları Rumlar tarafından kolayca kuşatılıp, tecrit edilebiliyordu. Günümüzde ise Türkler adanın kuzeyinde, Türkiye'ye bakan yönünde toplanmış ve bütünleşmiş durumdadırlar. Yani Türkler coğrafı açıdan, fülen bağımsızdırlar. Oysa 1960 Anayasası ortamında Türkler coğrafı açıdan, fülen bağımlı durumda idiler. Bu çok önemli bir farktır. Eğer, Federe Devlet kurulduktan sonra, Rumlar anlaşma hükümlerinı çiğnemeye kalkışırlarsa, en kötü ihtimalie durum bugünküne döner. Ama 1960 Anayasası ortamına gitmez. Kıbrıs konusunu, sadece Batılılann ve ABD'nin baskısına bağlamak ve "Osmanlıların askeri alanda kazanıp, masa başında yitirdiklBri za/er/ere" atıfta bulunmak, Kıbrıs sorununu Türkiye ile ABD arasındaki bir hesaplaşma şeklinde görmek gibi yanlış bir sonuca götürebilir bizi. ABD'nin baskısı olmamış mıdır? Kuşkusuz olmuştur. VVashington, Türkiye'ye ambargo bile uygulamıştır. Ama açık konuşalım, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin karşısında yer alan sadece ABD ile Avrupa mıdır? 3. Dünya ülkelerinin ezici çoğunlukta olduğu BM Genel Kurulu'ndaki oylamalarda Türkiye yapayalnız kalmamış mıdır? Sosyalist ülkeler, Türkiye'yi bir kerecik olsun desteklemişler midir? Müslüman Arap ülkelerinden hiç destek görebilmiş mıyizdir? Kıbrıs sorunu, Türkiye'nin sadece ABD ile değil, dünya ile olan sorunu haline gelmiştir. Üstelik ABD yönetiminin aslında gönlünde yatan aslan, bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti değil, Kıbns'ın bölünerek adanın bir NATO üssü olmasıdır ki bu da Sovyetler Birliği'nın en büyük kâbusudur. Türk tarafı, anlaşmak için toprak konusunda "güçlü durumundan" taviz vermiş, Başkan'm Rumlardan seçilmes'ıni kabul etmiştir. Merkezi hükümette 7 Rum Bakanına karşı, 3 Türk Bakan bulunacaktır. Ama bunlar önemli kararlara tam katılacaklar ve Türk tarafı veto hakkına sahip olacaktır. Bu arada unutmamak gerekir ki, Spiros Kipriyanu, Denktaş'la masaya oturmayı kabul etmekle, şimdiye kadarki tutumundan 180 derece dönüş yapmaktadır. Bu da Denktaş için küçümsenmeyecek bir başarıdır. Türkiye'nin garantisi ve Federe Devlette eşit ortaklık ilkelerinden vazgeçildiğini biz duymadık. Sayın Denktaş da bunlardân vazgeçmenin söz konusu olmadığını tekrar tekrar söylüyor. Bu durumda "Kıbrıslı Türklenn hali dumandır" diye yazanlann özel haber kaynaklan olsa gerek. New York'taki anlaşma Kıbrıs sorununun çözümüne giden yolda atılmış sadece bir adımdır. Rumları ve Sayın Papandreu' yu hepimiz iyi tanırız. Yan çızme çabalan başlamıştır bile. Bu bakımdan aşırı lyimserliğe gerek yoktur. Ama bu aşamada aşırı karamsarlık ve polemik de aynı biçimde yersizdir. Afganistari'da insan haklarının ihlati Federal Almanya'nın Frankfurt kentinde, sayılan 250'yi bulan NeoNaziler ile karşıtlan arasında önceki gün çıkan çatışmalarda bir kadın ağır yaralandı. Oiay, SeoNazüerm Noel şenliklerini kutlamak için Frankfurt'a gelmesiyle başladı. Frankfurt polisi, ^eoNaziler'e gösteri izni verince SeoNaziler ile Nazi aleyhtarlan arasında çatısmalar çıktı. (a.a.) EAhnanya'da NeoNazilerle çatışma ve GORBAÇEV VE THATCHER Iki liderin görüsmeleri "dostça açtk" geçti. laşmasmı onaylayacak, ardından ve Amerika'mn silahlann smırko'nun bir mesajını getirdiği beABD'ye gidecek. Thatcher'ın landınlması görüşmelerindeki lirtildi. Ancak bu mesajın içeriABD'de Başkan Ronald Rea samimiyetini vurguladı." ği tam olarak açıklanmadı. Yalgan'la Gorbaçev porusmelerini Başka bir yetkiliye göre göriişnızca, Çernenko'nun uluslararaele alması bekleniyor. melerde her iki taraf "güvenlik" sı ilişkilerdeki "olumlu tavnnı" İngiliz yetkilileri Thatcher ile istediklerini, bunu "en az alahgösterdiği kaydedildi. Gorbaçev arasındaki göruşmele la sağlamaya" caltstıklannı açıkBaşbakan Thatcher, Gorbari "dostça, rahat" olarak nite ladılar. Gorbaçev de Thatcher çev'le görüşmesinden sonra önleyip, "iş görüşmelerine" ben gibi uzayda silah yanşını önleceki gün alu günlük Çin seyahaü zettiler. Bir ingiliz yetkilisine gö mek istediklerini belirtti. için ülkesinden aynldı. Thatcher re Thatcher, "tngiltere, NATO Sovyet Komünist Parlisi yayın Çin ziyaretinde Hong Kong anVin zıyaretınae Mong R.ong anre ınauner, ıngıııerc, «/»ıu aovyeı Komunısı ramsı yayuı Cenevre'de silahsızlanma görüsmeleri arifesinde DoğuBatı ilişkilerinde bir yoğunlaşma gorülüyor. Gerek Sovyet Üderleri gerekse de Batılı liderler 7 ocakta ABD Dışişleri Bakanı George Shultz ile Sovyet Dışişleri Bakanı Andrei Gromiko arasında başlayacak Cenevre silahsızlanma görüsmeleri öncesinde nabız yokluyorlar. Gerek Batılı ulkeler gerekse de Sovyetler Birliğı Cenevre'dekı yeni silahsızlanma görüsmeleri için şimdilik umutlu. Nükleer silahların smırlandınlması, uzayda silah yanşının onlenmesi konulannda yoğunlaşacak görüşmeler için ilk adımlar Reagan 'ın Başkan seçilmesiyle attlmıştı. Reagan'ın çağrısma Moskova olumlu cevap verdi. Böylece ABD füzelerinin Avrupa'ya NATO'nun 1979 tarihii kararı uyarınca yerleştirilmeye başlanması uzerine kesilen silahsızlanma görüsmeleri, yeniden başlayacak. organı Pravdada Gorbaçev'in ziyaretinin iki ulke arasındaki ilişkileri geliştireceğini belirten bir yorum yer aldı. Pravda'daki yazıda Gorbaçev'in Ingiltere'ye davet edilmesinin, İngiliz hükümeünde "gerçekçi egilimlerin" güçlenmesi anlamına geldiği belirtildi. Yaada, davetin Ingiltere'nin Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler amaçladığı kaydedildi. ııışıcııer Pakistan'da şeriat için halkoylaması yarın yapıhyor Ziya Ül Hak tutııklamakın başlattı tSLAMABAD (ANKA) Pakistan'da sert tartışmalara yol açan şeriat konusundaki halk oylaması yarın yapılıyor. Halk oylamasının son hazırlıklan tamamlanırken, Ziya Ül Hak yönetimi de baskıyı artınyor. Yönetim halkoylamasına karşı çıkarak halkı boykota çağıran 10 muhalefet liderini tutuklattı. Aynca 27 muhalif poütikacı da aranıyor. Ülkede şeriat kurallanmn tüm yönleri ile uygulanmasmı öngoren halk oylaması ile birlikte 1978 yıhndan bu yana ulkeyi yöneten General Ziya Ül Hak'ın Devlet Başkanlığı suresinin beş yıl daha uzatılması da oylanacak. Bu oylama sonucu şeriat kurallatının yanı sıra, Ziya İJ1 Hak'm görev suresinin uzatılmasına "kesin gözüyle" bakılıyor. Buyük bir propaganda mekanizmasının harekete geçirildiği halkoylaması öncesi iktidar, oylamayı "gelecege donük bü>iik bir adım", muhalefet ise, "aldatmaca" olarak nitelendiriyor. Halkoylamasının, Devlet Başkanlık süresini uzatmak amacıyla kullanılmasına karşı çıkan muhalefet, halka boykot çağrısı yaptı. Buna karşın, gözlemciler halkının yüzde 97'si Müslüman olan Pakistan'da şeriat kurallanmn uygulanması amacı ile düzenlenen bir halkoylamasında asla "hayır" denmeyeceğini belirtiyorlar. Yönetimi, "dini, kendi amaçlan için" alet etmekle suçlayan muhalefet üderleri, Ziya Ül Hak'ın mart ayında yapılacağını bildirdiği genel seçimlere ilişkin "gerçek niyeti" konusunda kuşku duyuyorlar. General Ziya Ul Hak oylama yapılmadan "zaferini" ilan etti. Öylamanın kendi zaferi ile sonuçlanacağından emin görunen Ziya Ül Hak, duzenlemeyi planladığı "ZaferTöreni"ne ilişkin davetiyelerı dağıtmaya başladı. Isveç, parlamentosunda çıplakhk tsveç parlumentosunun havuzuna anadan doğma giren bazı milletvekiüeri sorun yarattı. Bu hareketi onaylamayan bir bayan memur, olayı meclîs başkanma şikayet etti. Şikayetini mektupla dile getiren memur, her iki cinse birden açık olan havuza çırılçıplak girilmesinin, mecliste çalışan kadın memur ve milletvekillerini rahatsız ettiğmi bildirdi ve sorusturma açılmasım isteMtLANO, (AP) Terörist di. (a.a.) Mehmet Ali Ağca, Vatikan'm çıkardığı "Ö Sabato" dergisine verdiği demeçte, Italyan hükümetinden "insancü nedenlerden ötürü" af istediğini söyledi. "Papa suikastıyla Ugili yakında görülecek olan yeni dava, benim yasal durumumu kesin olaİsviçre hükümetinin yabancı pla rak belirleyecek" diyen Ağca, kalı kamyonlara uygulayacağı Papa'dan herhangi bir özel isyeni bir vergiyiprotesto amacıy tekte bulunmadığmı belirtti. la, Fransız ve isviçre 'li kamyon Dergide yer alan "Ağca için sürücüleri iki ülke suurmdaki ge insancıl nedenlerie af isteniyor" çiş noktalarım kapattı. hviçre biçimindeki bir haber, Federal hükümeti yıl başından sonra ya Almanya'nın "Der Spiegel" deTbancı plakalı kamyonlardan ye gisinin dün yayımlanan sayısınni bir vergi almayı planhyor. da, Vatikan'ın Papa'ya suikast düzenleyen kişinin affedihnesi için gayret gosterdiği biçiminde yorumlandı. Ağca'nın affedilmesi konuGeçen yaz Kızü Denizi mayınlasundaki yetki, Italya Devlet Başdığı iddia edilen yük gemisi kanı Sandro Pertini'ye ait oldu"Ghat"m mürettebatı, Libya hükümeti tarafmdan ülkenin en ğundan Ağca'nın isteğini ona yüksek nisanı ile ödüllendirildi. yöneltmiş. olması gerekiyor. îngütere'de yaytmlanan "Sunday "ll Sabato"da yayımlanan Times*' gazetesinin haberine gb görüşme haberinin ardından Devlet Başkanı Pertini'nin mare, Libya'nın en büyük ödülü olarok biünen "£/ Fetih Mşanı" kamını arayan gazeteciler, resmi Trablus limanma bağlı Ghat ge sözcülerin büroda bulunmadığı, misinde görevli 18 kişiye verildi. (THA) Ağca, Italyan hükümetinden Hnsancıl nedenlerle' af istiyor dolayısıyla Ağca'mn böyle bir istekte bulunup bulunmadığı hakkında bir bilgi verilemeyeceği yanıtını aldı. Görüşmede ayrıca Ağca'nın, "Ben herhangi bir ön koşul ileri surmeksizin adaletle işbirliği yapüm. Bunu herkes biliyor" biçimindeki sözleri de yer aldı. YAPAY KALPLİ HASTAN^N PURUMU DÜZELMEYE DEVAM EDtYOR Kamyon sürücüleri Fransa • Isviçre sınırını kapattı MUterrand: Çadh asker göndermeyiz PARİS (AP ANKA) Fransa Devlet Başkanı François Mitterrand, önceki gün Fransız Radyo ve Televizyonunda dış politika konusunda yaptığı konuşmasında, Fransız Libya anlaşmasına rağmen Libya birliklerinin Çad'ın kuzeyinde kaldıklarını kabul etti. Ancak Fransa'nın Libya'yı Çad'da durdurduğunu ileri surdu. Mitterrand, Çad'da bulunan Libya birliklerinin ise saldırı gucünden yoksun olduğunu ve bir tehlike arzetmediğini' söyledi. Sunday iddiası Times'in Dış Haberler Servisi Peru'Demokratik Almanya Devlet nun Maoist gerilla orgütu "SenBaşkanı Erich Honecker resmi dero Luminoso" kunıcusu olan bir ziyaret için Kuzey Afrika ül Abimael Guzman'ın 54'üncü kelerinden Cezayir'egitti. Ceza doğum günü ve örgütun kuruluyir Devlet Başkanı Çadli Bence şunun 20. yılını adliye binalandid'in özel çağrısı üzerine ger nı bombalayarak, köyluleri ölçekleştirilen ziyaret svasında, iki dürerek, Lima'da ve diğer birulke üderleri, Cezayir ile De çok şehirlerde bir dizi bombalamokratik Almanya arasındaki ma eylemleri gerçekteştirerek ekonomik işbirliği ve siyasal ya kutladı. Sendero Luminoso'nun kınlaşma konulanm görüşecek dağıttığı bildirilerden terörist eyler. (ANKA) lemlerini ülke çapında daha da yoğunlaştırarak devam ettireceği sonucu çıkıyor. Bildirilerde örgütün amacmın 14 Ni&an 1985'te yapüacak başkanlık ve parlamento seçimlerinin gerçekItalya'nın kuzeyindeki Brescia leşmesini olanaksız kılmak oldukasabasında iki buçuk yaşında ğu belirtiliyor. Örgüt, seçimleri bir çocuğun AIDS hastahğma "oligarşinin iktidarı ve ülkeyi ABD'nin kontTolü altında tutyakalandığı açtklandı. YetkihTer, AIDS'e yakalanan çocuğun ba mak için başvurduğu bir aldatmaca" olarak nitelendiribasımn uyusturucu suçundan cezaevinde bulunduğunu, hastalı yor .SendeT o Luminoso gerillaörğın çocuğa büyük bir olasüıkla gütünün kunıcusu olan ve tarafaüesinden geçmiş olabileceğini tarları tarafından "Yoldaş söylediler. Ölümcül olan AIDS Gonzalo" olarak adlandırılan hastalığt daha çok eşcinsellerde, Guzman 20 yıldan beri yaşamıuyusturucu kullananlarda ve nı yeraltında sürdürüyor. GuzHaitili göçmenlerde gorülüyor. man kitlesel katliamlar yapmak(a.a.) tan çekinmeyen "Bağımsızlık Honecker Cezayir^de Peru'da ufukta îç barış görünmüyor 1 9 8 5 Nisamnda Peru 'da Başkanlık ve parlamento seçimleri yapüacak. "Sendero Luminoso" gerillaları, seçimleri önlemek için saldınları artınyor. 20 yıl önce "köylü devrimi" tezleriyle yola çıkan gerillalar, bugün köylülerce reddediliyor. hareketi"ni Peru'nun en fakir ve politik açıdan en radikal bölgelerinden biri olan Ayacucho'da kurmuştu. Guzman o zamanlar en fazla taraftan Huamango'da bulunan San Cristobal Üniversitesinin aşırı Marksist çe\Teleri arasından topladı. Bunlar Sovyetler'i revizyonist olmakla suçluyor ve Mao'nun öğretilerini temel alarak bir köylü devrimini savunuyorlardı. Bu arada Che örneğini benimseyerek devrimin şehırlere taşınmasından once kırsal bolgede gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyorlardı. Bugün Perulu köylüler de Sendero Luminoso'nun şiddete dayanan mucadelesinde yer almaktan kaçınıyorlar. Çunkü terorizmın kurbanları, çoğunlukla "kurtanlmak" istenenlerden oluşuyor. Peru 11 yıl süren bir diktatörlük doneminden sonra demokrasiye geri döndü. Sendero Luminoso da "en son zafere kadar taarruza" karar verdi. Sonuçta 1980 yıhndan günümüze kadar 2 bin 500'den fazla koylü oldurüldü. Günümüze kadar Peru'da terörist eylemlerde ve teröristlere karşı mücadelede 5 binin üzerinde insan öldü. Elektrik sistemlerine, köprülere, su kanallanna ve binalara verilen zarann 300 müyon dolar civarmda olduğu tahmin ediliyor. Bugun sayılan 3 bini bulan iyi eğitılmiş Sendero Luminoso gerillalanna karşı, güneydeKi Andlar Bolgesı nde ve kuzeyindeki San Martin eyaletinde antigerilla e^itiminden geçirilmiş 5 bin kara ve hava smıfı askeri, ayrıca özel polis birliklerinden 2 bin kişi bulunduruluyor. "Frankfurter Allgemeine" gazetesi bu nedenle Perululann endişe içinde olduklarım ve sindiklerini belirtiyor. Birçoklan seçimlere ve 28 temmuzdaki görev devrine kadar "sıcak ayların" yaşanmasından korkuyorlar. Muhalefette bulunan birçok parti, Peru Anayasasma göre seçimlere aday olarak katılamayacak Belaunde Terry'ye, gerillalarla, LOU1SVILLE, (AP) Beş gün önce kısmi felç geçiren yapay kalpli VViUiam Schroeder önceki gün yatağmdan kalkarak sandalyeye oturabildi ve ailesiyle bir saat kadar sohbet etti. 52 yaşındaki Schroeder'in bir saat sonra yorularak yatağına döndüğü bildiriliyor. Schroeder beş günden beri Humana Hastanesi'nin Koroner Bakım Bölümü'nde bulunuyor. Yapay kalpli hastanın katı yemek yiyemediği ve kendisine damardan protein verildiği büdiriliyor. Yapay kalp ameliyatını gerçekleştiren Dr. William Devries, "bu bir saat boyunca Schroeder'in reflekslerinin normal olduğunu" belirtirken, Dr. Allan Lansing, "hastanın, hâlâ hissiz olduğundan endişelendigıni" söyledi. Dr. Lansing, "Schroeder a^lamıyor ve her zamankinden çok farklı davranıyor. Bir bakıma tıpkı devekuşu gibi içine kapanmış" dedi. Allan Lansing "Schroeder'in hareket edebUdiğini ve konaşabildiğini, tVUIiam Schroeder, felç geçirdikten sonra ilk defa yataktan kalkaancak zamanuun çoğunu uyuyarak sandalyeye oturdu, bir saat boyunca ailesiyle sohbet etti. rak geçirdiğini" belirtti. Schroeder yntaktan kalktı 2.5 yaşındaki çocuk AIDS^e yakalandı ulkenin mutluluğu ve bunlara demokratik yapıya uyum sağlamalan için bir şans verilmesi açısmdan, diyalog kurmasını istiyorlar. Belaunde Terry, "vatana ihanet edenler ve canilerle konuşulacak hiçbir şey olmadığını" söyleyerek bu istekleri reddediyor. Terry, Peruluların çoğunluğu tarafından kontrgerilla mücadelesine çok geç sokulduğunu savunulan silahlı kuvvetlerin Sendero Luminosu'yu ve son zamanlarda kurulan bir başka yeraltı örgutunü, "Tupac Amanı"yu alt edebileceğine inanıyor. "Frankfurter Allgemeine" giderek artan eylemlerin bu inancı doğrular nitelikte olmadığını belirtiyor. Aynca hem ekonomik hem de sosyal açıdan derin bir kriz içinde bulunan Peru'da iç barışın çok uzak olduğunu savunuyor. Bugun Belaunde Terry, büyük partiler ve bunlarm başkan adayları, terorizm tehdidi ve ekonomiksosyal problemler karşısında ayakta kalabilmek için, önümüzdeki aylarda anayasal düzenlemeye gidilmesinin gerekeceğınin farkındalar. Israil hükümeti koltuk krizinde Dış Haberler Servisi Israil'de 7 partiden oluşan koalisyon hükümeti, aşırı dinci Şas Partisi lideri İzak Peretz'in hükumetten istifasıyla tehlikeye girdi. Şas Partisi'nin, 120 üyeli parlamentoda sadece 4 sandalyeye sahip olmasına ve şu andaki 7 partiden oluşan Ulusal Birlik koalisyonunun 97 üyeyle büyük bir çoğunluk sahibi olmasına rağmen, Likud Bloku ile Şas arasındaki Özel ittifak anlaşması, hükümetin elini kolunu bağlıyor. Siyasal gozlemcilere göre parlamentoda en fazla üye sahibi Işçi Partisi ile işbirliğini sürdurmeye niyetli olan Likud lideri tzak Şamir, daha once Şas Partisi ile arasındaki siyasi ittifaka bağlılığını bir kez daha vurgulamıştı. Bu yüzden Şas'ın koalisyondan kopması, hem Likud'u Işçi Partisi karşısında koalisyonun daha küçük ortağı haline getirecek, hem de Likud'u bölecek nitelikte göruluyor. Ulusal Birlik hükümetinde "sandalyesiz bakan" konumunda bulunan "Peretz, kendisine dini işlerde yetki veren bir bakanlık koltuğu verilmesini istiyordu. Peretz'in bu isteği yüzünden üç ay önce Ulusal Birlik koalisyonunun kuruluşu tehlikeye girmiş ve koalisyon ancak bu ihtilafın ertelenmesi sayesinde kurulabilmışti. Peretz'in salı günu yürürlüğe girecek olan istifası nedeniyle Li' kud lideri ve Dışişleri Bakanı tzak Şamir, bir geziyi yarım bırakarak Kudus'e dondü ve Şas liderleriyle görüşmeye başladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear